Son yıllarda en çok içli dışlı olduğum bir adamın böyle olduğunu aslında herkesten önce biliyordum. Yaptığı kahpelikleri en yakınlarıma yaptığından dolayı nasıl söyleyeceğimi nasıl toparlayacağımı bilemediğimden bir süre her şeyi onlara söylemek için bekledim. O süre zarfında daha da saçma şeyler söyledi. Biriktikçe birikti bu rezaletler. Kendi kendini ifşaladı. İnsan en yakınlarına bunu yapıyorsa düşmanına ne yapar bilmiyorum. Yaptığımız buluşmalara benim her şeyi anlattığımı düşündüğü için korkudan gelemediğini düşünüyorum. Ha her birimize sıktığı kolpalar da komikti. Yok işe gireceğim vaktim yok. Yok haftanın 5 günü evden dışarı çıkamıyorum falan. Sokakta biri bulur seni döver ondan mı korkuyordun dayı? Evden çıkamamak nedir yani. Bilgisayara bağımlı yaşıyor belki de. Ama net olan bir şey varsa yakında oksijen cihazına bağlı yaşayacağıdır. Herkes peşinde. Artık memleketin Zonguldak'a mı kaçarsın, Sakarya'da sabah akşam bali çektiğin öğrenci evine mi sığınırsın, Kastamonu'daki fındık tarlasına kafanı gömüp peşindekilerin seni yakalamasını mı beklersin bilemem. Ömrünün geri kalanında bu korkuyla yaşayacaksın. Ağlattığın kızların, zorbaladığın çocukların, arkasından konuştuğun dostlarının, burada kandırdığın insanların ahını almadan bu dünyadan göçüp gitmeyeceksin.