En Son İzlediğiniz Film ve Düşünceleriniz?

A Scene at the Sea izledim. Çöpçülük yapan sağır bir gencin sörf tahtası bulup sörf sporuyla ilgilenmeye başlamasını anlatıyor. Mükemmel güzel bir film.

Ayzek’le Bir Gece - Do Not Disturb (tam adı bu galiba filmin.) izledim bitirdim az önce.


Yani bence yapmak istediğini yapmış gibi Cem baba filmde. Yerin dibine sokmuş olumlamacıları, sosyal medya şürekasını. Ayzek zaten Karakomik’lerden tutmuş bir karakterdi. Sinematografik olarak ben başarılı buldum Türk yapımları çerçevesinde. Artık kraldan beklentim kendisinin oynamadığı ama yönettiği, yazdığı veya başkasının yönettiği yazdığı ama kendisinin oynadığı full force bir dram-gerilim ya. Bazı yerlerde film onun emarelerini veriyor çünkü. Baba seni seviyoruz ama bi ayır şu din ve devlet işlerini artık yani.

Büyük beklentiye girmeyin izlerken, aksın gitsin.

Violent Cop izledim. Aşırı iyiydi. Millet kafayı yemiş.

Dolls (2002) izledim. Hayatımda izlediğim en 'güzel' en estetik film olabilir. Filmden çok bir masal bir şiir gibiydi. Her bir karesi bir tablo gibiydi resmen. Favori 3-4 filmlerinden biri oldu.

Do Not Disturb - Ayzek ile Bir Gece

Cem Yılmaz'ın işlerine genel olarak bakan ve seven biriyim, en burun kıvırılan işlerini bile önyargısız izlemişimdir. Ve genelde sosyal medyadaki yangının yarısı kadar kötü olay olmadığını, çıkarılan işin en kötü OK olduğunu görmüşümdür.

Bu film ile ilgili yorumlar ise oldukça karışıktı, malum Karakomik serisi pek beğenilmemişti. Ki ben o seriyi genel olarak olumlu bulmuştum.

Cem agabeyi sosyal medyadaki dangozlar ne der umursamadan kendi bildiğini okumasını takdir etmekle birlikte 98-2014 arası seviyesinde olmadığını da itiraf etmeliyim. Bunu belki yanında söylesem yüzü ekşir kızar falan ama samimi görüşüm bu şekilde. Film bence olmuş. Hatta Karakomik ve Erşan Kuneri'nin üzerinde diyebilirim. Elbette bahsettiğim 98-2014 arası periyottaki işlerine yakın değil ancak bu Cem agabeyin yapmak istediği ve başarılı olduğu bir film. Yapmak istediğini sonuna kadar yapmış.

Bahsettiğim sosyal medya ulemalarına geçirdikçe geçirmiş, ama hödükçe değil. Naif ve ince. Zaten Cem agabey yaşlılık döneminde epey ağır başlı oldu o gençlikteki fırlamalığı yok.

Bence kendisi Ayzek rolünü bayağı Oscarlık oynamış, benim aşırı hoşuma gitti. Zafer agabeyin sadece bir sahnede olması üzücü. Genel olarak oyunculuklar okeydi.

İşin sanat kısmı ise gerçekten filmin en güçlü yanlarından biri. Görselliğe büyük önem verilmiş, hollywood'a daş çıkarmış daş.

Daha çok şey yazılır ancak biraz bitkinim. Puan vermeye ise bu aralar tekrar başladım inceden bir puan girelim. 71 çalışır.

Boiling Point izledim. İzlediğim en kötü Kitano filmi oldu biraz karman çorman bir şey olmuş.

X-Men filmlerine daldım en son çocukken izlemiştim şu ana kadar MCU'dan daha keyif verdi.

Pusher 3 izledim. Baya iyiydi. Serideki en iyi karakter Milo bu sefer ana karakter oluyor.

Mubi seçkisiyle Fatih Akın'dan Duvara Karşı. Cahit karakterinin yaşadığı kaşar sevdasını iliklerime kadar hissettim.

Killers Of The Flower Moon izlendi. Ben zaten Scorsese'yi çok beğenmem, niye beğenmediğimi bir kez daha bana gösteren bi film oldu. Amerikalı abi bu adam, neyin politikliğine en fazla ne kadar değinebilir ki? Tamam kamerayı iyi kullanıyo oyuncular bunu seviyo mekan seçimleri kostümler falan muntazam da benim sinema anlayışım bu değil. Ben bi filmden bahsederken "abi renkler çok iyiydi" cümlesini sonralıkla kullanırım. Ha bi de bu 3 buçuk saat film işi ne ayak ya? Irishman'de de sıkıntıdan bayılacaktım zaten, Theo Angelopoulos değilse hiçbir yönetmen 2 buçuk saatin üstünde film çekmemeli.

Bu Scorsese Di Caprio'yu da salsın artık, herif kötü yaşlanmış yakışıklılık falan hiçbir şey kalmamış.