Bağırsakları mahvedip IBS'yi azdıracağını bilerek gavura vurur gibi mandalinalı sodayı balkonda gömdük. Bu hayatın elimizden almadığı ne kaldı?
Kan çekildi. Ama değer. Tanrı, allah, yehova, kami... ne haltsa. Ya da figürleştirmeyelim, hayat diyelim. Birazcık acıması olsaydı bana 17 yaşımı göstermezdi. Hâlâ kendimdeyken, benliğimi kaybetmemişken alırdı canımı. Bunca hastalıkla dımdızlak bir başıma bırakmazdı. Kendime kızıyom aslında, bir yerden silah bulup kafama sıkmadığım için. Ya da bi uçurum bulamadığım için. Ben istemiyom oğlum. Bu hastalıklı beyni de organları da istemiyom.
Bir yerden sonra alışmam gerekiyodu ama 8 sene olmasına rağmen alışamadım. Lan sağlığını kaybettin, saygınlığını kaybettin, eş dost arkadaş ne varsa kaybettin, gözünün feri gitti. Daha ne olması gerekiyo bu hisse alışman için?