Role Play: RealmFall (İLK BÖLÜM YAYINDA)


Nature Boy

🤙pura vida
Katılım
2 Tem 2023
Konular
149
Mesajlar
6,538
Beğeni sayısı
2,049
PG Nakit
1,090
Konum
Nostr
Favori Güreşçi
Jacob
VALYRIA KIYAMETİ VE WESTEROS'UN FETHİ



OIG4.108gUQU9Kibh1Xf90QWE
OIG3.AMFR3P.2nRrrAcVxH.Rt


Valyria İmparatorluğu günümüzden binlerce yıl önce Essos’ta adını aldığı bölge olan Valyria’da kuruldu. Valyrialılar esasında ilk zamanlarda çok ihtişamlı bir imparatorluk değildi. Hatta imparatorluktan çok uzak birer köle sınıfını oluşturuyorlardı. Maden ocaklarında çok ağır şartlar altında çalışıyorlardı. Bugünkü şöhretlerini kazanmaları ise bugün bile sırrını çözemediğimiz bir şekilde ejderhaların evcilleştirilmesi yoluyla oluştu. Valyrialı köleler evcilleştirdikleri ejderhalar ile öncelikle kölelik zincirlerini kırdılar ve onları maden ocaklarında çalıştıran sahiplerinden kurtuldular. Hepsi ejderhaların ateşli nefesi ile küle dönüştü.

Valyrialı Ejderha Lordları öncelikle kendi küçük hanedanlıklarını kurdular ve bu hanedanlıkların hepsi birbirine bağlıydı. Kendi içlerinde savaşmaları yasaktı. Hatta alimler Valyrialılar’ın kendi içlerinde yaşayacakları bir iç savaşın kıyamete sebebiyet verebileceğini kehanet ederlerdi. Valyrialılar senelerce bu kehanetler ile büyümüş olsalar da aradan geçen bin yılda bu kehanetler yavaş yavaş unutulmaya ve aileler artık kendi içlerinde mücadele etmeye başlılar. En sonunda Valyria’da soylu aileler arasında bir iç savaş yaşandı. Bu iç savaş bir sonun başlangıcıydı.

Dragonshade Hanedanlığı ise Valyria’nın çok önde gelen bir ailesi değildi. Eddward Dragonshade kıyameti rüyasında gördü. Bunun üzerine hanedanlığını toplayıp 10 bin kişilik ordusu ile Westeros’a doğru yelken açtı. Kendisinin, eşinin ve kız kardeşinin birer ejderhası vardı. Eddward Dragonshade’in Valyria’dan ayrılması diğer Valyria hanedanlıkları tarafından alay konusu olsa da tam Eddward’ın bugün Westeros’ta Ejderha Kayası olarak bilinen bir yere ulaşması ile Valyria’da büyük bir kıyamet meydana geldi. Bu kıyamet sonucunda tek ayakta kalan Valyria soyu Dragonshade hanesinin mensupları oldu.

Eddward’ın ordusu ile Westeros’u fethetmek istiyordu. İlk önce Fırtına Burnu ve Yüksek Vadi toprakları ele geçirildi. Buradaki Stormridge ve Rockvale hanedanlıkları çok fazla mücadele edemediler. Çünkü karşılarında devasa bir ordu ve üç ejderha vardı. İki hanedanlığın kralları savaş alanında yenilgiyi kabul ettiler. Eddward Dragonshade ise onları Fırtına Burnu’nun ve Yüksek Vadi’nin korucuları olarak ilan ettiler. Ayrıca Eddward bugün Kral’ın Şehri olarak bilinen topraklarda Kral’ın Şehri’ni kurmuş oldu. Bu tarih artık bir miladı belirlemiş ve bu tarihten önce yaşananlar için Fetihten Önce bu tarihten sonrasına ise Fetihten Sonra adı verilecekti.

house-of-the-dragon-balerion-the-black-dread-explained-1.jpg


FS 2’de Greenholdların hakim olduğu Nehir Toprakları’na yöneldiler. Kral Erryn Greenhold devasına kalesine güvenmekteydi ve diz çökmeyi reddetti. Bunun üzerine Eddward, karısı Elleini ve kardeşi Jeheryn ile birlikte ejderhaları ile birlikte Greenhold Kalesini kül ettiler. Kule günümüzde çok harabe bir haldedir ve uğursuz olduğu düşünülür. Bu olayın üzerine ise Nehir Toprakları’nın koruyucuları olarak Shadowmoor Hanedanlığı atanmış oldu. Greenholdlar onur ile anılan haneler idi Shadowmoor Hanesi ise sinsilik ile dolu tekinsiz bir aile idi.

FS 4’te Demir Adaları da fethedilmiş oldu. FS 5’te ise Goldspire ve Silverthorne Hanedanlıkları işbirliği içerisine girdiler ve Dragonshade Hanedanlığına karşı ittifak kurdular. Bu ittifak 25 binden fazla askerin ejderha nefesiyle hayatlarını kaybetmesine yol açtı. Goldspire ve Silverthrone Haneleri de bağlılıklarını dile getirmek zorunda kaldılar. Eddward Dragonshade bu savaşta ölen askerlerin kılıçlarını toplayıp kendi Demir Tahtı’nı inşa etmiş oldu. Taht için binden fazla kılıcın kullanıldığı rivayet edilmektedir.

Tüm bu yaşananlar üzerine FS 6’da Kuzey Kralı Garry Wolfguard halkının ve askerlerinin bu trajediyi yaşamaması adına Kral Eddward Dragonshade önünde diz çöktü ve o günden sonra Wolfguard lordları Kuzey’in Koruyucusu unvanını almış oldu.

d888eoe-77823bd5-8ded-4463-a512-abf498c56482.jpg


FS 7-10 arasında geçen yıllarda ise Kral Eddward gözünü Dorne’a dikmişti. Fakat Dorne çöl arazisinin vermiş olduğu avantajı iyi kullanarak savaşlarda gerilla taktiğini benimsedi. Bu sayede ise Kral Eddward bir türlü burayı fethedemedi. Hatta fetih esnasında trajik bir şekilde kız kardeşini ve onun ejderhasını kaybetmiş oldu.

Westeros’ta Dorne yani Suncrest Hanesi hariç diğer bütün krallıklar tek bir krallıkta birleşmiş oldu. Bu da 7 Krallığın oluşmasına neden oldu. Kral Eddward iyi bir hüküm sürse de ondan sonra Dragonshade Hanesinin ejderha kanını saf tutmak için yapmış oldukları aile içi evlilikler ve Valyria inanışları onları inanç ile karşı karşıya getirdi. Fakat ejderhalar her zaman için oluşabilecek isyanlar için caydırıcı nitelik taşıyordu.

Günümüzden 100 yıl öncesine gittiğimizde ise Dragonshade Hanesi ikiz doğan varisler sebebiyle ikiye bölünmüştü ve bu da Ejderhalar’ın Savaşı adı verilen trajik aile savaşına neden olmuştu. Ani bir ölüm ile hayatını kaybeden Kral II. Eddward’ın ikiz oğulları Geralt ve Toden arasında veliahtlık savaşı başladı ve bu savaş sonucunda yaşayan tüm ejderhalar öldü. Ejderhaların nesli tükendi. İki kardeş ise düello esnasında birbirlerini trajik bir şekilde öldürdüler. Yine de hanedanlık soyu iki kardeşin çocukları üzerinden devam etti. Fakat Dragonshadelerin ejderhaları yok olmuştu ve caydırıcılıkları kalmamıştı.

Bunun üzerine diğer hanedanlıklar ve inanç ile diplomasiye gittiler ve aile içi evlilikler yasaklandı. Dragonshade ailesi tamamen 7 inancına geçmiş oldu...​

Sardı.
 

Bay Pekman

Pacman Desu
Katılım
30 Ocak 2024
Konular
1
Mesajlar
169
Beğeni sayısı
61
PG Nakit
0
Favori Güreşçi
Ilja Dragunov
VALYRIA KIYAMETİ VE WESTEROS'UN FETHİ



OIG4.108gUQU9Kibh1Xf90QWE
OIG3.AMFR3P.2nRrrAcVxH.Rt


Valyria İmparatorluğu günümüzden binlerce yıl önce Essos’ta adını aldığı bölge olan Valyria’da kuruldu. Valyrialılar esasında ilk zamanlarda çok ihtişamlı bir imparatorluk değildi. Hatta imparatorluktan çok uzak birer köle sınıfını oluşturuyorlardı. Maden ocaklarında çok ağır şartlar altında çalışıyorlardı. Bugünkü şöhretlerini kazanmaları ise bugün bile sırrını çözemediğimiz bir şekilde ejderhaların evcilleştirilmesi yoluyla oluştu. Valyrialı köleler evcilleştirdikleri ejderhalar ile öncelikle kölelik zincirlerini kırdılar ve onları maden ocaklarında çalıştıran sahiplerinden kurtuldular. Hepsi ejderhaların ateşli nefesi ile küle dönüştü.

Valyrialı Ejderha Lordları öncelikle kendi küçük hanedanlıklarını kurdular ve bu hanedanlıkların hepsi birbirine bağlıydı. Kendi içlerinde savaşmaları yasaktı. Hatta alimler Valyrialılar’ın kendi içlerinde yaşayacakları bir iç savaşın kıyamete sebebiyet verebileceğini kehanet ederlerdi. Valyrialılar senelerce bu kehanetler ile büyümüş olsalar da aradan geçen bin yılda bu kehanetler yavaş yavaş unutulmaya ve aileler artık kendi içlerinde mücadele etmeye başlılar. En sonunda Valyria’da soylu aileler arasında bir iç savaş yaşandı. Bu iç savaş bir sonun başlangıcıydı.

Dragonshade Hanedanlığı ise Valyria’nın çok önde gelen bir ailesi değildi. Eddward Dragonshade kıyameti rüyasında gördü. Bunun üzerine hanedanlığını toplayıp 10 bin kişilik ordusu ile Westeros’a doğru yelken açtı. Kendisinin, eşinin ve kız kardeşinin birer ejderhası vardı. Eddward Dragonshade’in Valyria’dan ayrılması diğer Valyria hanedanlıkları tarafından alay konusu olsa da tam Eddward’ın bugün Westeros’ta Ejderha Kayası olarak bilinen bir yere ulaşması ile Valyria’da büyük bir kıyamet meydana geldi. Bu kıyamet sonucunda tek ayakta kalan Valyria soyu Dragonshade hanesinin mensupları oldu.

Eddward’ın ordusu ile Westeros’u fethetmek istiyordu. İlk önce Fırtına Burnu ve Yüksek Vadi toprakları ele geçirildi. Buradaki Stormridge ve Rockvale hanedanlıkları çok fazla mücadele edemediler. Çünkü karşılarında devasa bir ordu ve üç ejderha vardı. İki hanedanlığın kralları savaş alanında yenilgiyi kabul ettiler. Eddward Dragonshade ise onları Fırtına Burnu’nun ve Yüksek Vadi’nin korucuları olarak ilan ettiler. Ayrıca Eddward bugün Kral’ın Şehri olarak bilinen topraklarda Kral’ın Şehri’ni kurmuş oldu. Bu tarih artık bir miladı belirlemiş ve bu tarihten önce yaşananlar için Fetihten Önce bu tarihten sonrasına ise Fetihten Sonra adı verilecekti.

house-of-the-dragon-balerion-the-black-dread-explained-1.jpg


FS 2’de Greenholdların hakim olduğu Nehir Toprakları’na yöneldiler. Kral Erryn Greenhold devasına kalesine güvenmekteydi ve diz çökmeyi reddetti. Bunun üzerine Eddward, karısı Elleini ve kardeşi Jeheryn ile birlikte ejderhaları ile birlikte Greenhold Kalesini kül ettiler. Kule günümüzde çok harabe bir haldedir ve uğursuz olduğu düşünülür. Bu olayın üzerine ise Nehir Toprakları’nın koruyucuları olarak Shadowmoor Hanedanlığı atanmış oldu. Greenholdlar onur ile anılan haneler idi Shadowmoor Hanesi ise sinsilik ile dolu tekinsiz bir aile idi.

FS 4’te Demir Adaları da fethedilmiş oldu. FS 5’te ise Goldspire ve Silverthorne Hanedanlıkları işbirliği içerisine girdiler ve Dragonshade Hanedanlığına karşı ittifak kurdular. Bu ittifak 25 binden fazla askerin ejderha nefesiyle hayatlarını kaybetmesine yol açtı. Goldspire ve Silverthrone Haneleri de bağlılıklarını dile getirmek zorunda kaldılar. Eddward Dragonshade bu savaşta ölen askerlerin kılıçlarını toplayıp kendi Demir Tahtı’nı inşa etmiş oldu. Taht için binden fazla kılıcın kullanıldığı rivayet edilmektedir.

Tüm bu yaşananlar üzerine FS 6’da Kuzey Kralı Garry Wolfguard halkının ve askerlerinin bu trajediyi yaşamaması adına Kral Eddward Dragonshade önünde diz çöktü ve o günden sonra Wolfguard lordları Kuzey’in Koruyucusu unvanını almış oldu.

d888eoe-77823bd5-8ded-4463-a512-abf498c56482.jpg


FS 7-10 arasında geçen yıllarda ise Kral Eddward gözünü Dorne’a dikmişti. Fakat Dorne çöl arazisinin vermiş olduğu avantajı iyi kullanarak savaşlarda gerilla taktiğini benimsedi. Bu sayede ise Kral Eddward bir türlü burayı fethedemedi. Hatta fetih esnasında trajik bir şekilde kız kardeşini ve onun ejderhasını kaybetmiş oldu.

Westeros’ta Dorne yani Suncrest Hanesi hariç diğer bütün krallıklar tek bir krallıkta birleşmiş oldu. Bu da 7 Krallığın oluşmasına neden oldu. Kral Eddward iyi bir hüküm sürse de ondan sonra Dragonshade Hanesinin ejderha kanını saf tutmak için yapmış oldukları aile içi evlilikler ve Valyria inanışları onları inanç ile karşı karşıya getirdi. Fakat ejderhalar her zaman için oluşabilecek isyanlar için caydırıcı nitelik taşıyordu.

Günümüzden 100 yıl öncesine gittiğimizde ise Dragonshade Hanesi ikiz doğan varisler sebebiyle ikiye bölünmüştü ve bu da Ejderhalar’ın Savaşı adı verilen trajik aile savaşına neden olmuştu. Ani bir ölüm ile hayatını kaybeden Kral II. Eddward’ın ikiz oğulları Geralt ve Toden arasında veliahtlık savaşı başladı ve bu savaş sonucunda yaşayan tüm ejderhalar öldü. Ejderhaların nesli tükendi. İki kardeş ise düello esnasında birbirlerini trajik bir şekilde öldürdüler. Yine de hanedanlık soyu iki kardeşin çocukları üzerinden devam etti. Fakat Dragonshadelerin ejderhaları yok olmuştu ve caydırıcılıkları kalmamıştı.

Bunun üzerine diğer hanedanlıklar ve inanç ile diplomasiye gittiler ve aile içi evlilikler yasaklandı. Dragonshade ailesi tamamen 7 inancına geçmiş oldu...​

Wow epey güzel. GOT'tan aldığın çoğu yer de olsa farklılıklar ve o farklılıkların dünyaya olacak etkisi oldukça merak uyandırıcı. Eline sağlık Memet.
 

Styles Clash

Littlefinger
Katılım
3 Tem 2023
Konular
91
Mesajlar
4,221
Beğeni sayısı
1,582
PG Nakit
470
Konum
King's Landing
Favori Güreşçi
AJ Styles
1. Bölüm “Gizemli Şövalye”



The-House-That-Dragons-Built-Clip-Tourney-Concept-Art-2.png


Greenhold asırlar önce devasa bir yapıya sahipti ta ki Fatih Eddward tarafından küle çevrilmeden önce. Bugün tam 300 sene önce Dragonshade Hanesi Westeros’a adımını attı ve 7 Krallığı kurdu. Bugün Greenhold’da asırlar öncesinin yıkım ve trajedisinin yerine büyük bir coşku mevcut. Tribünler soylu aileler ve yerel halk tarafından doldurulmuş durumda. Bugün soylu ailelerin iddialı lord ve şövalyeleri günün anlam ve önemi uğruna mızrak düellosu yapacaklar. Mızrak düelloları büyük tehlikelere yol açabilecek bir çarpışmadan oluştuğu için ancak en cesurlar burada yer alabilir ya da hanesinin geleceğini riske atabilecek konfora sahip olanlar...



Trumpetler onun için çalıyor. Kral muhafızlarından Alastair Silverthorne gür sesiyle şunları söyledi;

7650


Alastair Silverthorne: Dragonshade Hanedanlığından Kral Arthur! İsminin ikincisi, Andalların, Rhoynarların ve ilk insanların kralı! 7 Krallığın Lordu ve diyarın koruyucusu!

Arthur Dragonshade şeref tribünü diyebileceğimiz bir yerde diğer soylu ailelerin yanına geldi. Önce halkı selamlaması gerekiyordu. Halk krallarını görünce coşkuya kapıldı. Kral Arthur Dragonshade kısa bir konuşmanın ardından turnuvayı başlatma kararı aldı. Turnuva’yı Kral Arthur ile birlikte izleyenler arasında Kral Eli Marko Goldspire, Prenses Helena Dragonshade, Prens Berrick Goldspire. Yine Suncrest Hanedanlığı’ndan Prens Arthas Suncrest, amcasının eşi Prenses Rebekah Suncrest ve Arthas’ın güzelliği ile Dorne’dan Duvar’a kadar nam salmış kızı Ashara Suncrest yerlerini almıştı. Dorne hem konumu hem de Rebekah ile Marko’nun özünde kardeş olması sonucu krala ve saray erkanına daha yakın bir noktadaydı. Arthur kendisi için özel tahsis edilmiş koltuğa oturmuştu ancak gözlerini Ashara’nın güzelliğinden alamıyordu. Adeta destanlarda büyülenmiş kahramanlar gibiydi.

Ashara’nın güzelliği yalnızca Arthur’un değil onun kızı Helena’nın da dikkatini çeken bir durumdu. Helena da tıpkı Ashara gibi güzelliği ile nam salan birisiydi. Fakat Ashara gibi uysal bir kişiliğe sahip olduğu söylenemezdi.

7637
7641


Helena Dragonshade: Bunun sürtük havalarından nefret ediyorum. Ona katlanmak canımı sıkıyor. (yalnızca yanındakinin duyabileceği bir tonda konuştu)

Berrick Goldspire: Kendini kıyasladığın kişi bir Dornelu. Muhtemelen bir çöl faresi ile evlenecek. Sen ise bu diyarın kraliçesi olacaksın ben ise kralı!

Tüm bunların yanında turnuva olağan akışında devam etmekteydi ve Goldspire Hanedanlığından Kenneth Goldspire az önce rakibini yenmişti. Kenneth almış olduğu bu galibiyet sonrasında kuzeni Berrick ile uzaktan bakıştılar. İkili kuzen olmalarına karşılık adeta kardeş gibiydiler. Marko Goldspire ise yeğeninin kazanmasına sevinmiş olsa da onun gözleri küçük oğlu Liam’ı aramaktaydı. Liam Goldspire asi ruhlu bir gençti ve kanı kaynamaktaydı. Marko ise oğlunu varisi olarak görüyordu. Çünkü büyük oğlu Berrick’in bir gün kraliçe bağı ile kral olacağına yönelik inancı tamdı.

Deny Suncrest’in sahada görünmesiyle Suncrest aile üyelerinin heyecanı arttı. Özellikle Deny’nin ikiz kardeşi Ashara ona karşı sevgi doluydu. Onun bu sevgi dolu hallerini Kral Arthur gördükçe değişik duygulara kapılmaktaydı. Helena babasının bu durumundan hiç hoşnut görünmüyordu. Deny düelloda rakibini attan düşürüp kazanmıştı.

OIG4.FWNPa2NPsm.CfXw8EOB.


Bu kadar soylu arasında turnuvaya damga vuran kimsenin bilmediği gizemli bir şövalye vardı. Adı bilinmiyordu. Hanedanlık arması hiçbir şeyi yoktu. O hiç kimseydi bir bakıma ama sahada tüm rakiplerini alt etmeyi başarıyordu. Turnuvanın çeyrek finalinde karşısında altın zırhlı bir şövalye duruyordu. Gizemli Şövalye buralara kadar iyi gelmiş olsa da Kenneth Goldspire karşısında hiçbir şekilde şansı yoktu. Fakat bu genç adam birilerinin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Kral muhafızı Alastair Silverthorne bu gizemli kişiyi merak ediyordu… Kenneth ile Gizemli Şövalye arasında çetin bir mücadele geçti ve beklenenin aksine Kenneth atından düşmüş ve kaybetmişti. Gizemli Şövalye adını yarı finale yazdırmayı başarmıştı…

Yarı Finale geldiğimizde ise dört isim kalmıştı. Bunlardan ilki Gizemli Şövalye’ydi. Diğeri Suncrest Hanedanlığından Deny idi. Deny Dorne kültürünün bir parçası olarak müthiş bir mızrak ustasıydı. Bu üstün yeteneklerini amcası Thalion Suncrest’e borçluydu. Thalion’ın namı “Çöl Kuzgun”u olarak bilinmekteydi. Fakat söylentilere göre Deny’den de daha iyisi vardı o da kardeşi Aegor Heat idi. Aegor babasının piç oğlu olmaktaydı… Diğer iki katılımcı ise Kuzey’in Vekil Lordu Sigurd Wolfguard’ın oğlu William Wolfguard idi. Diğeri ise Yüksek Vadi Lordu Luca Rockvale’in oğlu Neric Rockvale olmuştu. William kuzeni ve gerçek lord olan Ziggy Wolfguard tarafından dikkatlice izlenmekteydi.

Yarı finalin ilk karşılaşmasında Gizemli Şövalye, Neric Rockvale’i yenmiş bulundu. Bu durum hiç beklenmedik bir durumdu. Çünkü Neric bu turnuvanın en büyük favorisi idi. Diğer karşılaşma ise Deny Suncrest ile William Wolfguard arasında oldu. Bu karşılaşma diyarın en güneyi ile en kuzeyinin karşılaşmasıydı ve pür dikkat izlendi. William birkaç atak ile üstünlük sağlasa da en sonunda attan feci bir şekilde düştü. Öyle bir düşüştü ki herkesin yüreği ağzına geldi. Ziggy Wolfguard yerinden fırladı. Ancak onun kadar endişeli birisi daha vardı. O da amca Ser Jonathan Wolfguard idi. Jonathan Wolfguard da tıpkı böyle bir turnuvada nam salmış ve nihayetinde Kral Arthur’un babası Kral Eddward tarafından Kral Muhafızı ilan edilmişti. Bu durumda Kuzeyli bir lordun ilk defa Kral Muhafızı olmuş oldu. Şimdi ise Kral Muhafızları’nın Lord Kumandanı’ydı… Neyse ki korkulan olmadı. William’ın durumu iyiydi. Sadece birkaç yara ile durumu atlatmış oldu.

OIG1.u6h9Dg1wJEUhmNjAEPBM


Arenanın ortasında iki rakip karşı karşıya geldi. Deny Suncrest, görkemli zırhının içinde gururla duruyordu. Gizemli Şövalye ise tamamen siyah zırhıyla, yüzünü gizleyen miğferinin ardında kimliğini saklıyordu. Arenanın etrafındaki kalabalık nefeslerini tutmuş, bu destansı karşılaşmayı izliyordu. Bir davul sesiyle birlikte, iki savaşçı aynı anda atlarını mahmuzladı ve birbirlerine doğru hızla ilerlemeye başladılar. Mızraklar, güneşin ışığını yansıtarak parlıyordu. İki şövalye tam ortada buluştuklarında, mızraklar büyük bir güçle çarpıştı ve her ikisi de atlarından yere savruldu.

Düşmenin etkisiyle yerde yuvarlanan Deny, hızla ayağa kalktı ve kılıcını çekti. Gizemli Şövalye de aynı hızla kılıcını çekmişti. İkili, arenanın ortasında karşı karşıya geldi ve çelik çeliğe çarptı. Kılıçların sesi arenada yankılanırken, her iki savaşçı da tüm güçleriyle dövüşüyordu. Deny, ustaca hamlelerle Gizemli Şövalye'nin savunmasını zorlamaya çalıştı, ancak karşısındaki rakip, onun her saldırısını ustalıkla karşılıyordu. Uzun bir mücadeleden sonra, Gizemli Şövalye Deny'nin kılıcını savuşturdu ve onu yere düşürdü.

Deny, yere düşmüş ve soluk soluğa kalmıştı. Gizemli Şövalye, kılıcını Deny'nin boğazına doğrulttu. Kalabalık nefesini tutmuş, bu anı izliyordu. Deny'nin gözlerinde öfke vardı, ancak yenilgiyi kabullenmek zorundaydı.

Deny Suncrest: Pes ediyorum (diye bağırdı Deny, öfkeyle ama aynı zamanda teslimiyetle.)

Gizemli Şövalye, kılıcını yavaşça indirdi ve Deny'ye saygılı bir şekilde başını salladı. Arenada bir alkış koptu, çünkü bu düello, herkesin hafızasında uzun süre yer edecek bir karşılaşma olmuştu. Gizemli Şövalye turnuvayı böylece kazanmış oldu. Ancak herkes onun kimliğini merak ediyordu. Kral Arthur ayağa kalktı.

7636


Kral Arthur Dragonshade: Bu karşılaşma hayatımda izlemiş olduğum en iyi karşılaşma oldu. Bu karşılaşmanın en büyük kazananı belki de biz izleyenler olduk. İki şövalyeyi de yürekten kutluyorum. Turnuvada yer alan diğer şövalyelere de canı gönülden tebriklerimi sunuyorum. Hepinize diyar adına minnettarım. (Gizemli Şövalyeye döner) Kraliyetin 300. Yılına özel yapılan bu turnuvayı kazanarak adını altın harflerle yazdırdın. Peki benden ne dilersin!

Gizemli Şövalye: Majesteleri size hizmet etmek isterim. (dedi diz çökmüş bir şekilde) Adımı efsane şövalyelerin arasına yazdırmak isterim. Kral Muhafızı olmak istiyorum!

Kral Arthur Dragonshade: Böylesine onurlu bir istek ile turnuvayı kazanmanın da ötesinde diyar ile bir bağ kurdun. Fakat takdir edersin ki beni koruyacak asil şövalyenin kim olduğunu bilmek isterim…

Tüm gözler Gizemli Şövalye’nin üzerindeyken miğferini usulca çıkarttı…

BÖLÜM SONU
 
Son düzenleme:
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: