- Katılım
- 3 Tem 2023
- Konular
- 28
- Mesajlar
- 5,501
- Beğeni sayısı
- 773
- PG Nakit
- 165
- RPG Karakteri
- ''The Fallen Angel'' Christopher Daniels
Yani işin hakem katliamlarına falan girmiyorum ki orada ki durumda ortada.
Ortada değil araştırmanı öneririm.
Çok merak ediyorum GS, FB kadar saha dışına çekilmiş olsaydı acaba onların reaksiyonu ne derece olacaktı? En basitinden Trabzon'da yaşanan fecaatin aynısını yaşasaydı GS reaksiyonu ne derece olacaktı?
''Siz Hepiniz Ben Terim'' diye adlandırılan 18-19 sezonunda Galatasaray saha içinden çok saha dışıyla uğraştı, bi ara Fatih Terim nefes alsa 3-4 maç ceza yiyordu. Babasının ölüm haberini bi taziye mesaj olmaksızın ''Fatih Terim'in babası vefat etti.'' diye küfreder gibi paylaşıyorlardı. Biz verdiğimiz reaksiyonla o sezon da şampiyon olmasını bildik.
(Burada o olayların, Trabzon faciası ile kıyaslanamayacağını yazan bir mesaj atacağını öngörüyorum -hatalı bir öngörü de olabilir- o yüzden biraz daha yazacağım. Trabzon faciasını bahsettiğim 18-19 sezonundan ayırabilecek yegane konu oyuncuların mentalinin etkilenmesiyle alakalı olabilir ki bunu o oyunculardan başka hiçbirimiz de bilemeyiz. Dolayısıyla bu konuda yazacağımız her şey de bir varsayım olur. O gün Fenerbahçeli futbolculara yaptığım eleştiri, olaylar ilk patlak verdiğinde saldırmaya çalışmak yerine soyunma odasına gitselerdi bunların hiçbiri yaşanmayacağıydı ki ben bu eleştirimin arkasındayım. O maskeli saldırgan etkisiz hale getirildiği anda hala fırsatları varken sahanın içinden çıkmaları gerekiyordu, yapmadılar. Dolayısıyla bu konu (sadece mentalin etkilenmesi açısından) Fenerbahçeli futbolcuların tamamen mağdur konumda oldukları bir durumun sonucu değil benim gözümde.)
GS'nin koyduğu performansın FB'den çok öyle abartı bir farkı yok.
Buna katılıyorum, iki takım bu sezon birbirine oldukça yakın performans verdi. Bu konuda dikkat çekmek istediğim tek bir konu var, o da şu an Dünya'da emsallerine sık rastlanan zenginin daha zenginleşip fakirin daha fakirleştiği ekonomik koşullar. Bu bizim ligimize de yansımaya başladı, Galatasaray ve Fenerbahçe ile mali açıdan boy ölçüşebilecek bir kulüp olmadığından (Beşiktaş zorlayabilecek tek takım ama o da mali açıdan rezalet yönetildi bu sene.) bu iki kulüp kendilerini nispeten ileri atarken diğer her kulüp gerilemeye boyun eğmek durumunda. Makas açıldığından, anadolu takımlarına üstünlük sağlamak artık 2000-2010 arası dönemdeki kadar zor değil. Oldukça basit. Kaldı ki hem GS hem FB'nin puan kaybettiği anadolu maçlarında genelde rakip takımın iyi performansından öte büyük olan takımın kötü performansı buna sebep oluyor. Dolayısıyla lig artık, ufak maçlarda hata yapma ve büyük maçlarda mutlaka puan topla gibi arkadaş arası oynanan bir football manager sistemine dönüştü. Bu büyük maçlarda puan topla olayı ilk GS-FB maçında oldukça ortadaydı, iki takım da beraberliğe razı oynamıştı. Galatasaray asıl hatayı ikinci maçta da bu mantıkta oynayarak yaptı, %100'ünü vermedi ve Fenerbahçe takdire şayan bir performansla haklı bir üç puan aldı o gün. Fenerbahçe anadolu takımlarına karşı oynadığı maçlarda daha çok hata yaparak şampiyonluğu günümüz sonuçlarına göre kendi elleriyle verdi bu bağlamda. Sezon genelindeyse iki takım benim gözümde eşit seviyede oynadı diyebilirim. Galatasaray kriz yönetimini daha iyi yapabilen ve bununla bağlantılı final haftalarını heyecan yapmadan daha iyi oynayabilen bir takım ki Fener'in kritik anda üç hafta iki anadolu takımına puan bıraktığı yerde skandal bir derbi performansı vermelerine karşın (Hatta Beşiktaş maçı da bana göre oldukça kötüydü) diğer maçları doğru oynayarak şampiyon oldular.
