WHAT A MANEUVER #2:
Bildiğinden Şaşmayanlar, Yenilik Arayanlar
Güreş dünyasının yeni devleri birer birer kartlarını oynamaya başladı. Artık birçok şirketin vizyonundan, hangi seyirci kitlesini ekran başına kitlemek istediğinden haberdarız. Bugün ele alacağımız şirketler WTF, CEW, PFW, XCW ve RWF.
Buram buram Lucha Underground kokan WTF, aksiyon dolu bir başlangıç yaptı, ona şüphe yok. Kendine biçtiği imaj ve ilk şov için Aztec Warfare maçı düzenleyen WTF, belli ki ana akım seyirciden çok sadık bir kitle yaratmak istiyor kendine. Ringe tamamıyla bir kaos hakimdi ve WAM yazarları olarak biz bu durumdan çok memnun değiliz. Her ne kadar bu yöntem, roster’ı seyirciyle hızlıca buluşturmak için etkili bir yöntem olsa da, kaotik maçların uzun sürelere yayılmaması seyirciyi olaylara hakim kılabilmek açısından önemli olacaktır. Maçın sonunda ise klasik bir twist gördük, maskeli adamlar maçın sonucunu etkiliyor. Klişeler her zaman kötü değildir. Hatta stratejilerin, segmentlerin klişeleşmiş olmasının sebebi de uygulanabilir, büyük oranda başarı getirmiş olmalarıdır. The Pope ve Powerhouse Hobbs durumu da buna bir örnek. WTF, daha klasik bir güreş müsabakası izlemek isteyenler için ne kadar doğru bir seçenek olur, belirsiz. Ancak, eğer Lucha Underground’dan zevk aldıysanız, geniş ve deneyimli roster’ıyla WTF size istediğiniz şeyi izletecektir.
CEW, CLASH ile sezona güzel bir giriş yaptı. Şuna bir kez daha değinmekte fayda var. Bir şovun kapanışı ne kadar önemliyse, doğru hamleler yapıldığında açılışı da bir o kadar önemli olacaktır. JBL’in çok dangalaklığını gördük ama anlaşılan bu adam bir güreş şovunu açmaktan anlıyor. Rhodes ve Gable oldukça akıcı, ringi içi bakımından doyurucu bir maç ortaya koydu. Gable’in Cody’i pes ettirmeye yaklaştığı an ve hemen sonrasında yaşananlar üzerine seyircinin College Park Center’ı yıkacak düzeyde çığlıkları da altını çizdiğimiz noktayı tescilliyor. Açılış maçından açık şekilde daha arka planda kalan, ring içi bakımından kaliteli olmasına rağmen seyirciyi açılış maçı kadar içine çekemeyen bir main event ile kapanan şovda dikkat çeken başka bir nokta, JBL dağ ayısının bir tane kadın güreşçi alıp, ona da podcast yaptırması oluyor. Kariyerinin tamamı ring içinde geçmiş bir kadın neden mikrofon başında sorular soruyor? Eminiz ki bu soruyu sadece biz sormuyoruz. Ayrıca bu sayımızda herkese Cora Jade posteri hediye ediyoruz. Hem de ARKADAN.
Chris Jericho’dan Adam Copeland’a, oradan da Hardy’lere kadar 2010’da güreş izleyen jenerasyonun sırılsıklam rüyalarını bir şova sığdıran PFW, Explosion şovunu Bret Hart ile açarak Montreal’i ayağa kaldırdı. Prestige, rakiplerine kıyasla oldukça ayrıntılı bir şablonla karşımıza çıkıyor. Elimizde 3 tane turnuva ağacı var. Bu turnuvaların güreşte bir klasik olduğunu varsayarsak, PFW ana akım seyirciyi çekmek konusunda sırtını doğru duvara yaslamış diyebiliriz. Kağıt üzerinde oldukça ilginç duran maçların iyi gittiği de açık. Yaşanan en büyük problem ise roster’ın bir kısmının maçların sonuna doğru it gibi dil dışarıda bir vaziyette nefes nefese kalacak olması gibi geliyor. Bully Ray, Jericho, D-Von, Hardy’ler…bu adamlar şu noktadan sonra ne kadar kaliteli maçlar çıkaracaklar?
Manhattan, New York’ta, yani dergimizin de evinde bir heyula dolanıyor! ECW ruhu hiçbir zaman aramızdan ayrılmadığını, sadece isim değiştirdiğini gösterdi bize cuma gecesi. Paul Heyman gibi bir zekadan beklenilecek kalitede bir şov ortaya koymuşlar. Biz de en ön sırada yerlerimizi aldık, zaten şovu izlemek için de tam anlamıyla iki sokak aşağıya inmemiz yeterli oldu. Haberini de yaptığımız gibi, şovun sonunda yaşanan ve kesinlikle reytingleri tavana çeken kaosu bir kenara bırakacak olursak, gördüğümüz isimler bu şovun kitlesini etkilemeye oldukça yetecektir. Rebirth’ün Controversy ile aynı gece yayınlanması bir cuma gecesi savaşını tetikler mi? Bekleyip göreceğiz. Controversery kesinlikle bünyesinde daha büyük yıldızlar barındırıyor ama Rebirth de eskide kalmış bir güreş kültürünü yeniden gün yüzüne çıkarabilir.
Las Vegas’ta da RWF’nin ilk şovunu, BLACKJACK’i canlı izleme fırsatı bulan yazarlarımız buldu. Diğerlerine kıyasla başta kesinlikle daha az ciddiyetle yaklaştığımız Blackjack, muhtemelen beklentilerimizden fazlasını vaat ediyor. Beklentilerimiz genel olarak lop lop birbirine temas edip bir o yana bir bu yana sallanan götlerdi, şanslıyız ki Blackjack bu konuda da gözlerimizi doyurmuş. Yazarların kadın divizyonu üzerinde çalıştığı açıkça belli. Bu da doğal olarak günümüz güreşinde daha büyük kitlelere seslenebilmek adına oldukça önemli. Penelope Ford’un Alexa, Gigi gibi güreşçileri ve Mandy gibi or*spuları eleyip maçı ayakta kapatması oldukça beklenmedik bir sahneydi. Beklenmeyene hazır olmamız gerektiği mesajını seyirciye geçirmek isteyen Blackjack, sürükleyici geçen main event maçının sonucuyla da
eskileri yıkıyoruz, bizler yeni bir jenerasyonun bayrağını taşıyoruz diyor.