Triple H Yönetimi Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Youtube'daki Türk güreş ortamına bakınca genel olarak Triple H yönetimine yönelik eleştirilerin olduğunu görüyorum. Yorumlarda da hani imam-cemaat misali bir abartının olduğunu düşünüyorum. Zaten senelerdir değişmeyen şey WWE'ye yönelik olan memnuniyetsizlik. Herkeste "eskiden daha iyiydi" düşüncesi hakim ancak eskiye gittiğimizde de o senelerde de yine memnuniyetsizlik mevcut. En basitinden Seth Rollins'in 2015 yılında WWE WHC olduğu dönemi referans gösterebilirim. Günümüzde o dönem yere göğe sığdırılamazken o dönem millet feci bir şekilde gömüyordu. Yine Kevin Owens'ın Universal Şampiyonluğu için de çok yoğun eleştiri vardı ancak günümüzde o dönemler özlemle anılıyor. WWE'nin son senelerdeki en iyi zamanları olarak bile gösteriliyor. Buna çok fazla örnek sıralabiliriz.

Konudan sapmamak adına günümüz WWE yönetimini ve Triple H'i ele alalım istiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz? Şovlar heyecanlı mı yoksa sıkıcı mı geçiyor sizin için? Triple H neyi doğru neyi yanlış yapıyor bir tartışalım istiyorum.

Çok güzel yönetiyor. Memnunum.

Ben kendi fikirlerimi sıralayayım. Triple H yönetimi ticari açıdan çok başarılı bana kalırsa. Hem Vince dönemindeki hem de kendisinin eski yönetiminden dersler almışa benziyor. Vince dönemi ciddi stresli ve gergin bir atmosfer mevcutken şu an sanki daha rahat bir hava var gibi.

2023 sonbahar dönemi ile 2024 SummerSlam'e kadar giden süreçte ise şovlarda heyecan oranı oldukça yüksekti. RTWM40 dönemi bence son senelerin hatta tarihin en iyileri arasına girebilecek cinsten. Fakat ne olduysa sanki 2024 yılının sonbaharına doğru olmaya başladı. Bad Blood şovu da gayet iyiydi. Fakat Crown Jewel'dan sonra ise şirketin yavaş yavaş vitesi düştü. Bu durumu özellikle @Beast Incarnate Doğan ile tartıştık ve hep yüksek viteste gidilemeyeceğini bana savundu ve mantıklı geldi. Ve beklentiyi Netflix şovuna endeksledik. Fakat o şovdan da ben şahsen çok beklediğimi alamadım. Çok tatsız tutsuz geldi. Bir WWE şovu değil de sanki Raw arenasında çekilmiş NXT şovu bookingi vardı. Özellikle The Rock'ın Cody ile sarmaş dolaş olması Triple H yönetimini eleştirenlere bir noktada katılmama neden oldu. İlk Netflix şovu bir çağı açan ve yeni isimlerin parlaması gereken bir şov olması gerekirken biz bir şey göremedik ki. Ve gelecek Royal Rumble şovu da bana çok umut vermiyor niyeyse.

Rahatsız olduğum 2 konu var, onun haricinde gayet iyi yönetiyor. Finansal anlamda da çok başarılı, ratinglerde gayet yeterli.

Kayfabei delmesi. Eskiden güreşçiler delerdi onlara laf ederdik. Artık şirket kendisi bu illüzyonu ifşa ediyor. Bu gerçek değil ama izlemeye devam edin demek nasıl bi mantık? Herkes bu işin ne olduğunun farkında, farkında olmayan yeni izleyiciler varsa da gitsinler araştırsınlar milyon tane kaynak var.

Aynı haftalık şovu sürekli tekrarlama işi. Yaz ayı boyunca aynı raw şovunu sürekli izlediğimi hatırlıyorum. Sürekli kendini tekrarlayan andrade vs carmelo / damage ctrl tag maçlarını saymaya bile gerek yok. Sırf Judgment day üzerinden en az 5 şov sayılır Rhea'nın Dominik'e riptide yaparken Liv'in gelip kurtardığı.

Ne yaparsa yapsın isterse gelip ringe sıçsın, Vinceden daha iyidir. Ne çektiğimizi unutmayalım halimize şükredelim.

Birkaç konu hariç yönetiminden memnunum, daha iyisini yapacaktır.

Bazen çok memnunum bazen acil istifa diyorum.

WWE'nin özellikle Edge'in emekliliği sonrası başlayan ve Daniel Bryan'ın ilk sakatlığı sonrası had safhaya çıkan buhranlı bir dönemi vardı. FOX dönemine kadar da ciddi anlamda sorun yaşandı. Ciddi eklemeler, geri dönüşler, pushlar olsa bile etkileri sınırlı kaldı ve iyi bir tat vermemeye başlamıştı şovlar. SD'yi canlı hale getirip brand split yapılması bile fayda etmedi o zamanlar. Haftalık şovların iyice önemsizleşmesiyle beraber (ki bugün haftalık şovlarda yaşadığımız hayal kırıklığının sebebi geçmiş dönemde zayıflatılması kaynaklı) 3-4 saate uzayan PPV şovları vs. izliyorduk ve şovların çoğu da zaman kaybına doğru gidiyordu.

Triple H döneminde bakış açısı radikal denebilecek düzeyde olmasa da değişti. Haftalık şovların önemi biraz daha arttı. Senaryolar birbirine daha yakın işlenmeye başladı. PLE'ler kısaltılıp sadece önemli maçlara evrildi. Rekabetler daha derinlikli ilerliyor. Benim gördüğüm 2 sorun var açıkçası, onun dışında da memnunum içinde bulunduğumuz dönemden.

Sorunların ilki özellikle uzun kemer saltanatlarında çok fazla tekrara düşülmesi. Bu en temel sorunlardan biri. Roman Reigns'in kemer saltanatı çok uzundu ve mecburen belirli yerlerde tekrara düşüldü. Aynı zamanda bireysel rekabetler çok fazla olduğundan iyi isimler ana kemerle çok flörtleşemiyorlar. Mesela CM Punk geldiğinden beri bireysel rekabetler içerisinde ve bu sebepten ötürü kemerle işi olmadı pek fazla. Bu da tekrarlama sorununu artırıyor. Cody'nin saltanatı başında rakip bulamama problemi vardı, Owens ile bunu çözdüler ve çok iyi de zemin hazırladılar. Ama mesela Gunther tarafında benzer bir sıkıntı yaşama ihtimalleri yüksek. Bunu bence biraz daha kemer el değiştirme sirkülasyonunu artırarak çözebilirler. Mesela Reigns hayvan gibi gün kasarken diğer tarafta kemer sürekli el değiştiriyordu. Zor bir şey değil.

İkinci sorun da biraz belli şeylerin uzatılması. Her ne kadar derinlikli bir rekabet olsa da Rhea Ripley ve Liv Morgan'ın bu kadar bir uzun rekabete girmesine gerek yoktu bence. Yine Bayley'nin ana kemer etrafında sürekli olması da çok sıkmaya başladı. Bu tip durumlara bazen haddinden fazla zaman tanıyor WWE kreatif takımı. Hani elde adam yok dersin o da var. Bu biraz eskiden kalma alışkanlıkların devamı gibi. Umarım bunu da pratik şekilde çözerler. Örnekleri kadınlardan verdik ama biraz mentali zorlasam erkeklerden de çıkar.

Hunter ile alakalı değil de Vince itini yolladıktan sonra ''WWE Universe'' işinin tarih olmasından çok memnunum. Dışa kapalılık ve rekabetsizlik endüstriyi de öldürür.

Vince’nın son yıllarda gösterdiği rezilliklerden sonra iyi geldi. Hala öyle aman aman bir yönetim değil ama elimizdekiyle yetinmemiz gerekecek.