PAYBACK #59
3 Ocak Cuma, 20:30 - C
Wolstein Centre
Cleveland, Ohio
ŞOVU TAKİP ETMEK İÇİN NEDENLER
1- Money in the Bank Eleme Mücadeleleri Başlıyor!
2- "Yeni Yengen ile Tanış!"
3- Tarihi Reign Sona Erdi! Şimdi Kutlama Zamanı!
4- Velveteen Dream Sağlam Azar Kayıyor!
5- Judgment Day Geleneksel Etkinliği için Yerinizi Alın!
EXCLUSIVE
JD McDonagh'ı aracıyla görüyoruz. Dışarıdan eve dönen JD, aracı evinin kenarına çeker. Sonra da içeriye girmek üzere kapıya doğru ilerler. Bu sırada bir kargo geldiğini fark eder. Kapının önünde kocaman bir kutu bulunmaktadır. Üzerinde bir yazı bulunmayan bu kutu için öngörüsü bulunmaktadır.
JD McDonagh: Annem köyden kahvaltılık sos gönderecekti, sağ olsun.
Kutuyu da alıp içeriye girer. Mutfağa nevaleyi bıraktıktan sonra üstünü başını çıkartır. Kahvaltısını hazırlamak üzere koliyi açar. Fakat içerisinde başka bir şey vardır.
BU KARA KİTAP!
JD McDonagh: Ananı sikeyim. Eşhedü enla...
JD McDonagh korku ile beraber garip bir tepki verir. Kitabı derhal kutuya geri koyarken kulaklarında birtakım sesler duymaya başlar. Herkesin Dark STG tarafından duyduğu o sesler... JD McDonagh hızla mutfağı terk ederken boğulacak gibi olmuştur. Birden ceketini de alır ve evden ayrılır.
25 Temmuz 1968
Bray, Dublin
O yaz gerçekten de çok sıcaktı. Ama bu sıcaklık havanın derecesi ile ilgili değildi. 13 numaralı evimizde, esaret altındaki kasabamıza saldıran İngiliz eşkiyaları tarafından taciz ediliyorduk. Yolun sonunun geldiğini düşünüyordum. Anneme sarıldım. Korkudan titreyen bedenini durdurmaya çalışan validem, kafamızdan mecazi olarak dökülen kaynar sulara rağmen somsoğuktu. Bir şey yapmalıydı? Ama ne olabilirdi ki bu? Elinde en keskin bıçağı ile öylece onları beklemek dışında çaremiz yoktu.
Normal şartlarda saniyeler içerisinde kırılabilecek o kapı, birkaç zorlama sesinden sonra uzun bir süre açılmadı. Bekledik, bekledik... Hayatımın en uzun birkaç dakikası sonrası cama çıkıp neler olduğuna bakmaya karar verdik. Annem bakmasıyla beraber derin bir oh çekti. Direnişteki İrlandalı halk tarafından bir kez daha kurtarılmıştık. Askerler de, onlarla beraber hareket eden ama aşağılık saldırılar yapan eşkiyalar da def edilmişti. Bu ikinci idi. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Üçüncüde... Üçüncüde neler olacağını düşünmek istemiyordum. Bunun sonu bir türlü gelmiyordu. Sıradaki taciz ne zaman olacaktı? Olacağına annem de ben de hemfikirdik. Ama ne zaman olacağı düşüncesi ikimizi de yoruyordu. Çaresizce ölümü beklemek kadar hayatta kötü bir şey yoktur. Bunu o gün anlamıştım.
Biraz sonra perdenin ardından sarı kırmızı renkli alevler yükselmeye başladı. "Leonie," dedi annem. Bana seslendi. "O geldi." Kocaman gülümsedi. Bana her zaman ondan nefret ettiğini söylerdi. Bu esaretin sebebi O'nun ta kendisiydi. İrlanda'ya ve halka güvenmeyen bu nüfuzlu adam, şehrini İngilizlere satmıştı. Fakat halk buna müsaade etmemiş ve direniş göstermişti. İngilizler de bu direnişle beraber William adındaki bu adamı suçlamış hatta onu esir bile almışlardı. Böyle özgürce dolaştığına göre artık esaret bitmiş görünüyordu.
"O bir hain," dedim anneme. Döndüm ve kızarak sordum. "Onun gelişine neden seviniyorsun?"
Annem sakince yanıtladı. "Bu esareti bitirebilecek tek kişi o, Leonie. Doğaüstü güçleri olan bir adamın bizim yanımızda olması savaşı kazanacağımızı gösterir."
Doğaüstü güçler mi? İlk duyduğumda ben de şaşırmıştım. Fakat William iyi bir kılıç ustası ve karizmatik bir halk yöneticisi olmasının yanı sıra aynı zamanda ateşi kontrol edebilen nadir yaratıklardan biriydi. Bu nedenden ötürü ona insan derken zorlanıyordum, çünkü hiçbir insan ateşten etkilenmeyip aynı zamanda ona hükmedemezdi. Ama William bunu nasılsa başarabiliyordu. Gaz lambasında yanan alevi kılıcı yardımıyla alıp başka yerlere taşıyabilir, hatta düşmanın üzerine bizzat atabilirdi. Kolayca bir yangın çıkartabiliyor, İngiliz askerlerini pusuya düşürüp onları alevlerin gücüyle helak edebiliyordu. Karşı binada yaptığı gibi... Böyle bir askerin olduğu savaşta kim kaybedeceğini düşünebilirdi ki?
Öyle de oldu. William, başta yaptığı hatayı telafi etti ve Bray kasabasını İngiliz işgalinden o gece kurtardı. Elbette tek başına değil, etrafında topladığı direniş kuvvetleri ile beraber. O günden beri bir kahraman olarak anılan bu adam, aslında laneti kendi tetikleyen sonra da o düğümü çözen bir oyunbozandan başkası değildi. Ama büyük resmi göremeyen halk onu Bray'in kurtarıcısı ilan etmişti.
Onun ölümsüz olduğunu düşünenler vardı. İnsanüstü bir varlık olarak biliniyordu. Cehennemden atıldığını iddia edenler de olmuştu. Ateşi bükebilmesini buna bağlıyorlardı. Her ne olursa olsun bu adam bir kahraman olarak görünüyordu. Bu uğursuz adam yüzünden esaretin gerçekleştiğini bilen ve onu sevmeyen bir topluluk da bulunmuyor değildi. Fakat ne olursa olsun yıllar boyu halk tarafından konuşuldu. En çok da 13 yıl sonra, o tarihi akşamda...
25 Temmuz 1981
Bray, Dublin
Karnım burnumdaydı. Bir an önce bebeği doğurmak ve rahatlamak için can atıyordum. Bu sırada annem derin nefesler alıp vermemi ve sakin olmamı söylerken kendimi bağırmamak için çok zor tutuyordum. Doğum gerçekleşmek üzereydi.
Bu sıralarda William, her ne kadar diğer insanlardan farklı olduğu düşünülse de, herkes gibi evinin döşeğinde uzanmaktaydı. Sigarasını tüttürürken odasının camından Bray'in manzarasını öylece izliyordu. Biraz sonra kapısının önünde bir ses duyduğunu zannetti. İrkildi. Neler olduğunu anlamak için ayaklanmak istedi. Fakat bu mantıklı değildi. Önce sesi dinlemek gerekiyordu. Eğer bir düşman varsa kendini belli edecekti. Uzun bir süre sessizce kaldı, öylece bekledi. Dışarıdan bir daha ses gelmemişti. Kuruntu yaptığını düşündü. Kısa bir süre sonra rahat moduna geçti.
Fakat birileri onu avlamak için oradaydı! William sigarasını söndürdükten sonra uyku yavaş yavaş bastırmaya başladı. Kasabanın sessizliği ve havanın serinliği sayesinde sakince içi geçiverdi. Düşman bu sırada içeride daldı! Bu bir İngiliz çetesiydi! William bir anda ayaklanırken çete çoktan üstüne çökmüştü! Oracıkta yediği kılıç darbeleri ile hayatını kaybetti. Artık ölümsüz olmadığı biliniyordu.
Lakin Bray kasabasında aynı sırada farklı bir doğum meydana geldi. Leonie, yani ben, Fintan'dan olan çocuğum Fergal'i o gece kucağımıza almıştık. William göçüp giderken Fergal aramıza katılıyordu. Ağlıyordu. Hiç durmadan ağlayan bir bebekti Fergal. O gece sabaha kadar zırlamaktan başka bir şey yapmadı. Sadece gaz lambasını yaklaştırdığım zaman biraz olsun dikkati dağılıyordu, sonrası yine ölümüne bağırmaktı. Zor bir bebek büyütme dönemi yaşayacağımı düşünüyordum. Gaz lambası ile güldürmeye çalışıyorduk. Ne kadar da saçmaydı?
Ertesi gün büyük bir ahıt yakıldı. Halkın kahramanı haince öldürülmüştü. Onun anısına, kendisi ile özdeşleşmiş büyük bir ateş Bray'in meydanına alevlendi. Fergal, Fintan, annem ve ben de o sırada ateşin etrafındaydık. İlginçtir ki doğduğundan beri hiç susmadan ağlayan bu huysuz oğlan ilk defa sessizce duruyordu. Fergal, diğerlerinin aksine sabaha kadar ağladıktan sonra sakince ateşi izledi. Etraftaki diğer insanlar ise William'ın arkasından hüngür hüngür ağlıyordu.
O gün kahraman olsun ya da olmasın, Bray'in en popüler adamı gözlerini yummuştu. Onun adı William Ifreannach idi.
13 Temmuz 1988
Bray, Dublin
İşgal güçleri yıllar sonra geri dönmüştü. Biz de 13 numaralı evimizde kişisel silahlanma yoluyla kendimizi korumaya çalışıyorduk. İngiliz askerleri ile İrlanda halkı çarpışırken eşkiyalar her zaman olduğu gibi yağmalama amaçlı olarak evlerimize baskın yapıyordu. Artık iyice yaşlanan annem bu stresi kaldıramıyordu. Ben ve oğlum Fergal de aynı şekilde, ölümün ucunda yaşamanın verdiği gerginliği iliklerimize kadar hissediyorduk. Eşim Fintan dirayetli bir adamdı. İlk birkaç baskını kurşun ve bir beyzbol sopası yardımı ile geçiştirse de bir ordu kadar hazırlıklı ve kuvvetli değildi; elimizdeki kurşun sayısı umudumuz gibi yavaşça azalıyordu. Bu psikolojiyi yönetmek oldukça zordu.
Bir iki saat sonra kurşun kalmamıştı. Geleneksel yöntem olarak bıçağa dönmüştük. Evin etrafındaki eşkiyalar giderek artıyor. Biraz sonra bir tanesi kapıyı zorladı ve içeriye girdi. Elinde koca bir kılıç vardı. İki tane arkadaşı daha hızla içeriye giriş yaparken onlarda da kılıç mevcuttu. Fintan beyzbol sopasını ben de bıçağımı hazırlamıştım. Fakat eşkiyalar güçlü ve atletikti. Bu dövüş işlerini halktan daha fazla yaptıkları düşünülürse tecrübelilerdi de. Bizi hızla ekarte ettiler. Fintan büyük kılıcı beyzbol sopası ile yere yapıştırsa da dövüşte yetenekli değildi. Eşkiya onu yere yatırdı ve yumrukladı. Bense bıçağı bir tanesine takmış olsam da diğeri tarafından sert bir tokatla yere düşmüştüm. Oğlum Fergal ve annem şok içerisinde eşimle beni izliyordu. Bu acıya dayanamayan annem ağlamaya başladı. Eşkiyalar bu sefer de oğluma doğru ilerledi. Fergal ağlamıyordu. Öfkeliydi, hem de çok.
Eşkiya Fergal'e doğru ilerledi. Fergal'in gözlerini o gün ilk defa öyle görüyorum. Gerçekten bir alev var gibiydi. Eşkiya da bunu görmüş olmalı ki Fergal'in kollarından tuttu. Onu kendine yaklaştırmaya çalışıyordu! Fakat oğlumu tuttuğu elleri sanki sobayı tutar gibi yanmaya başladı! Eşkiya bağırıyordu. Elleri yanmıştı. Kendini yere bıraktı ve kıvranmaya başladı. Diğer iki eşkiyadan biri daha Fergal'e doğru ilerledi ve oğluma sert bir tokat atmak istedi. Fakat Fergal'e doğru yaklaşan eli sanki bir biber gibi kızardı ve siyaha dönüştü. Adam deli gibi bağırarak evden çıktı. Olayları izleyen diğer eşkiya da aynı şekilde orayı terk etmişti.
Atlatmıştık. Eşkiyalar bir daha evimize uğramadı. İrlanda halkı birkaç hafta içerisinde bir kez daha direniş yolundan kazançlı çıktı ve savaş bitti. Fakat o akşam en unutamadığımız şey, oğlum Fergal'in tıpkı William Ifreannach gibi ateşle olan ilintisi sonucunda bizi kurtarması olmuştu. Kabullenemesem de o gece Fergal, nasıl olduysa o adamla bir bağlantı kurmuş ve belki de William Ifreannach'ın gizemli yeteneklerini kendisine bahşetmişti.
3 Ocak 2024
Cleveland, Ohio
Finn Balor'u bir kapının önünde görüyoruz. Burası Carlito'nun yaşadığı ev! Fakat içeride kimse yok. Balor uzun bir süre kapıda beklese de açan olmuyor. İçeride kimse olmadığı konusunda artık tereddüt etmiyor. Balor umutsuz bir şekilde kapının önünde oturuyor. Bunca yolu boşa gelmişti. Bu sırada bir sigara yakmak aklına geliyor. Boşta kaldığı zamanlar için oluşturduğu sosyal bir alışkanlık. Çakmağını çıkarıyor. Ateşi görünce farklı bir dünyaya dalıyor Balor. Ateş adeta onu esir alıyor. Uzun bir süre aleve dikkat kesiliyor. Onu çoğunlukla sakinleştiren, bazen de içindeki fırtınaları derhal ortaya çıkartıp etraftaki her şeyi yakıp yıkan o alev...
Düşüncelere dalıyor. Slammy'de hiç kimse fark etmemişti ama o görebiliyordu. Carlito artık Dark Carlito falan değildi. JD McDonagh'a küfür bile etmişti! Eğer Dark STG'nin komutasındaki boş bir eleman olsaydı Carlito hiç konuşmadan emirleri yerine getiren bir asker olurdu. Aynı Dark JM gibi. Fakat Carlito böyle davranmıyordu. Geçmişi hatırlıyordu. JD McDonagh ile yaşadıklarını biliyordu. Ona küfrederek JD'ye espri bile yapıyordu. Carlito geri dönüyordu! Onun bu hipnozdan çıkmasına çok az kalmıştı. Buna inanıyordu Finn. Sigarasını tüttürürken Carlito'yu düşünmeye devam etti.
Pyro gösterileri.
Intro ile beraber PAYBACK 59 başlıyor. Bizi karşılayan isimler Michael Cole ve JBL! Bazı açıklamaları olacak.
Michael Cole: İyi akşamlar sevgili seyirciler. PAYBACK 59'a hoş geldiniz! Yanımda ünlü isim, JBL var. Selam John!
JBL: Selam Michael. Bu gece PGW için tarihi bir gece. Slammy Awards'da yaşananlardan sonra herkesin merak ettiği çok şey var. Ne geceydi ama! Tarihi serüven sona erdi, Bryan Danielson yeni şampiyon oldu. Val Venis, Maryse ile birlikte olduğunu açıkladı. CM Punk tartaklandı. Bray Wyatt ve Humberto Garza gibi isimler birçok ödül alarak geceye damga vururken bazı ödüller çöpe atıldı bazıları ise kırıldı. Teoman adlı güreşçi ise garip bir şekilde bir Garza olduğunu iddia etti.
Michael Cole: Tempo hiç durmuyor John! PGW ilk sezonuyla da ikinci sezonuyla da gerçekten nefes kesen bir şirket! Reytingler ciddi manada iyi gidiyor. Bu da şirket için yeni sözleşmeler demek! Bu sene PGW için çok karlı yeni bir anlaşma yapıldı! Şirket, dün akşam resmi olarak özel bir şovunu Netflix'e sattı! Şubat ayında Fight Club adlı yapımı izlemek isteyen herkes Netflix'e mutlaka abone olmalı! Çünkü bizler orada olacağız!
JBL: Live on Netflix Michael! Şubat ayını iple çekiyorum!
Michael Cole: Tempo hiç durmuyor John! PGW ilk sezonuyla da ikinci sezonuyla da gerçekten nefes kesen bir şirket! Reytingler ciddi manada iyi gidiyor. Bu da şirket için yeni sözleşmeler demek! Bu sene PGW için çok karlı yeni bir anlaşma yapıldı! Şirket, dün akşam resmi olarak özel bir şovunu Netflix'e sattı! Şubat ayında Fight Club adlı yapımı izlemek isteyen herkes Netflix'e mutlaka abone olmalı! Çünkü bizler orada olacağız!
JBL: Live on Netflix Michael! Şubat ayını iple çekiyorum!
Michael Cole: Her şeyden önce bu gece için bazı gelişmeler var John. The Miz bu akşam arenada olmayacak. Yerine geçici bir yönetici atandı ve bu kişiyi birazdan öğreneceğiz. Ayrıca Money in the Bank eleme mücadeleleri bu gece başlıyor. Fakat eleme olmadan bu maça katılan iki isim var.
JBL: Finn Balor ve Dark Carlito! PGW yönetimi geçen haftalardaki başarıları sebebiyle bu iki ismi çanta maçı için uygun gördü. 6 adet eleme maçımız olacak Michael. Kazanan isimler Balor ve Carlito ile aynı ringe çıkarak çantayı almaya çalışacak. Aralarından yalnızca bir kişi Mr. Money in the Bank olacak! 25 Ocak için oldukça sabırsızla-
Bu sırada bir müzik duyuluyor.
PURE şampiyonu Randy Orton! O burada! Hem de Voices ile. Orton girişte görünüyor. Kemerini ihtişamla taşırken ringe doğru ilerliyor. Biraz sonra içeriye giriyor ve köşeye çıkıp öylece salınıyor. Tauntlarını atan Orton biraz sonra aheste aheste köşeden iniyor. Bir mikrofon alıyor.
Randy Orton: PURE şampiyonu olarak bu bir open challange! Gelin ve şu lanet olası şova hareketli bir başlangıç yapalım! The Viper is here man!
Seyircilerden olumlu reaksiyon geliyor. Herkes dönüp girişe bakıyor. Seyirciler heyecanlı. Orton da heyecanlı. Giriş biraz sonra hareketleniyor.
JD MCDONAGH! Arka alana yönelen kameralar onu gösteriyor! Stage'de hazırlanan isim JD McDonagh'tan başkası değil! Kendisi derin bir nefes alıyor, sesli bir şekilde nefesini verirken oldukça gergin görünüyor. Bu onun ilk kemer maçı olacak! JD McDonagh ağır adımlarla girişe doğru ilerliyor. O kemeri almak ve Judgment Day'e kazandırmak için oldukça hazır!
FAKAT HAYIR! WILL OSPREAY ORADA!!!! OSPREAY MCDONAGH'I İTTİRİYOR VE KAFASINI YERE ÇARPMASINI SAĞLIYOR! MCDONAGH YERDE ÖYLECE YATIYOR! WILL OSPREAY HAFİFÇE SIRITIYOR. SONRA DA HIZLA GİRİŞE İLERLİYOR!
Tüm ihtişamıyla Will Ospreay girişte! Don Callis de arkasından hızla gelirken Ospreay ringe doğru ilerliyor. Orton ona bakıyor ve gülümsüyor. Ospreay ringe ilerliyor. İçeriye giriyor ve köşede tauntlarını atıyor. Ardından aşağıya iniyor. Biraz sonra hakemin de talimatıyla maç başlıyor.
PURE Championship
Randy Orton (c) vs. "Challanger" Will Ospreay
Maç başladı. İkili Elbow And Collar Tie Up'a girişiyor. Orton hızla headlocka alıyor. Ospreay, Orton'ı iplere doğru fırlatıyor. Orton gelişine bir Shoulder Block ardından seri tuşa gidiyor fakat Ospreay ani kickout. Ospreay bu Kickout sonrası hızla kalkıyor ve Orton'a doğru koşuyor. HIDDEN BLADE! fakat Orton bundan kurtuluyor ve RKO! Fakat Ospreay'de bundan kurtuluyor. Orton'ı iplere doğru fırlatıyor. Orton seri bir clothesline vursa da Ospreay bundan eğiliyor ve Handspring Enzuigiri! Fakat Orton ani bir RKO! Hayır Ospreay bunu yemiyor! Orton aniden sırtüstü yere çakılıyor! Ospreay seri bir Standing Shooting Star Press! Fakat Orton bundan kurtuluyor! Dizleriyle engelliyor Ospreay'i! Ospreay karnını tutarak kalkıyor. Orton hızla Ospreay'i iplere doğru yolluyor. SPIKE DDT'yle çekiyor fakat Ospreay bundan kurtuluyor! Back Body Dropla Orton'ı aprona yolluyor. Ardından sağlam bir dropkick! Orton sersemliyor fakat aprona tutunmayı başarıyor. Ospreay hızla aprona geçiyor ve köşede koşarak Second Rope'tan OSCUTTER! Fakat hayır! Orton aniden Ospreay'i yakalıyor ve Back Suplexle aprona çakıyor! Ospreay acıyla yerde kıvranıyor. Orton kolundan tutuyor ve Ospreay'i bariyerlere doğru fırlatıyor! Ospreay sırtını tutarak Orton'a geliyor. Orton, Ospreay'i kafasından tutarak spiker masasının oraya doğru taşıyor. Back Suplex pozisyonunda kaldırıyor ve bir Back Suplex'te spiker masasına! Ospreay sırtını tutarak acıyla kıvranıyor!
Orton hızla Ospreay'i tekrar kaldırıyor fakat Ospreay ters taklayla Orton'ın arkasına geçiyor! Ardından geri geri çekiliyor ve seri bir Big Boot! Sonrasında tutuyor Orton'ı ve Shoulder Chargela aprona çarptırıyor! Sonrasında Orton'ı ringe atıyor ve peşinden kendisi de giriyor. Hazırlığını yapıyor ve ROBINSON SPECIAL! TUŞ! 1.........2..... KICKOUT! Ospreay hızla köşeye geçip hazırlık yapıyor. Orton yavaşça ayaklanıyor. Ospreay, Orton'a doğru koşuyor ve ESSEX DESTROYER! Fakat Orton bundan kurtuluyor ve Ospreay'i yüzüstü bir şekilde yere çakıyor! Sonrasında hızla Suplex'e alıyor ve kaldırıyor fakat Ospreay bunu Stunner'la karşılıyor! Sonrasında kolundan tutuyor Irish Whipe postalıyor fakat Orton bunu tersine çeviriyor. Ospreay bir Handspring Enzuigiri!
Fakat hayır! Orton bir anda buna dodge atıyor ve bir Clothesline! Ardından bir tane daha! Ardından Ospreay bir forearm sallasa da bundan eğiliyor. Ospreay iplerden sekiyor Orton gelişine bir Snap Powerslam! Fakat Ospreay iplere tutunuyor! Sonrasında iplere doğru koşuyor ve OSCUTTER! Bu sefer vurdu! Tuşa gidiyor! 1........2....... KICKOUT! Ospreay sinirle yerden kalkıyor. Orton'ı kaldırıyor. STORM BREAKER'a alıyor. Fakat Orton bundan kurtuluyor ve Inverted Headlock Backbreaker! Sonrasında hızla kaldırıyor ve Ospreay'in sırtından tutarak Ospreay'i köşeye doğru fırlatıyor! Fakat Ospreay oradan aprona fırlıyor. Orton, Ospreay'in üstüne koşuyor fakat Ospreay buna bir Roundhouse Kick ile karşılık veriyor! Orton yere yapışıyor. Ospreay hızla Apron'dan atlıyor fakat Orton ani bir RKO! Hayır! Orton, Ospreay'in fake'iyle sırt üstü yere çakılıyor! Sonrasında Top Rope'a geçiyor ve AIR ASSASIN! Fakat Orton'da bundan kurtuluyor! Orton hızla Ospreay'i kaldırıyor ve Spike DDT için aprona fırlatmak istese de Ospreay bunu tersine çeviriyor ve Arm Trap Crossface ile yatırıyor! Orton pes mi edecek!? Fakat hayır! Bir süre sonra Orton bunu roll upa çeviriyor. 1........2........ KICKOUT! İkili ayaklanıyor. Ospreay tekrardan Arm Trap Crossface bağlamak için kolundan yatırmaya çalışıyor fakat Orton bunu tersine çeviriyor ve RKO! Hayır! Ospreay bundan kurtulup SILENT WHISPER! Sonrasında Orton'ı tersine çeviriyor. Tutuyor ve STORM BREAKER! Fakat hayır! Orton'dan buna bir RKO COUNTERRR! RKO FROM OUTTA NOWHERE! ORTON, OSPREAY'İN ÜSTÜNE SÜRÜNEREK TUŞA GİDİYOR! 1.......2........
KICKOUT! Orton şaşkına dönüyor! Orton, Ospreay'in saçından tutarak kaldırıyor ve kafasından tutarak köşeye çarptırıyor! Kafasını turnbuckle'a vurmaya başlıyor! Seyirciler sayıyor! 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10! Sonrasında çeviriyor ve Top Rope'a çıkartıyor. SUPERPLEX! Fakat hayır! Ospreay bundan kurtuluyor ve Cheeky Nandos Kick! Ardından seri bir Roll Up! 1........2........ KICKOUT! İkili ayaklanıyor Ospreay hızla bir HIDDEN BLADE sallıyor fakat Orton bundan eğiliyor. Ospreay iplere doğru çekiliyor. Orton üstüne doğru koşuyor. Ospreay ipi çekerek Orton'ı ring dışına postalıyor! Sonrasında iplerden koşuyor. SASUKE SPECIAL! Orton bundan kaçıyor! Ospreay karnını tutarak acı içinde yerde kıvranıyor! Orton, Ospreay'in saçından tutarak kaldırıyor ve Suplex şeklinde kaldırıp Ospreay'in karının bariyerlere vuruyor! Sonrasında oradan Ospreay'i çekiyor ve SPIKE DDT! Hemen ardından kaldırıyor ve Ospreay'i ringe sokuyor. Ardından kendisi de giriyor. Bu sefer Punt Kick için hazırlık yapıyor! Ospreay karnını tutarak hafif kalkıyor. Orton koşuyor ve PUNT KICK!
HAYIR! OSPREAY ANİDEN HIDDEN BLADE! ARDINDAN TUTUYOR VE TIGER DRIVER 91!! TUŞA GİDİYOR OSPREAY! 1.......2......
KICK OUT! Orton attı. Zayıf olduğunu hissediyor Randall. Her ne kadar tuş olmasa da maç istediği gibi gitmiyor. Bu sebeple öfkeli. Kafasını yerden kaldırıyor ve kenarda onunla konuşmak için gelen Angelico'yu görüyor!
JBL: Finn Balor ve Dark Carlito! PGW yönetimi geçen haftalardaki başarıları sebebiyle bu iki ismi çanta maçı için uygun gördü. 6 adet eleme maçımız olacak Michael. Kazanan isimler Balor ve Carlito ile aynı ringe çıkarak çantayı almaya çalışacak. Aralarından yalnızca bir kişi Mr. Money in the Bank olacak! 25 Ocak için oldukça sabırsızla-
Bu sırada bir müzik duyuluyor.
PURE şampiyonu Randy Orton! O burada! Hem de Voices ile. Orton girişte görünüyor. Kemerini ihtişamla taşırken ringe doğru ilerliyor. Biraz sonra içeriye giriyor ve köşeye çıkıp öylece salınıyor. Tauntlarını atan Orton biraz sonra aheste aheste köşeden iniyor. Bir mikrofon alıyor.
Randy Orton: PURE şampiyonu olarak bu bir open challange! Gelin ve şu lanet olası şova hareketli bir başlangıç yapalım! The Viper is here man!
Seyircilerden olumlu reaksiyon geliyor. Herkes dönüp girişe bakıyor. Seyirciler heyecanlı. Orton da heyecanlı. Giriş biraz sonra hareketleniyor.
JD MCDONAGH! Arka alana yönelen kameralar onu gösteriyor! Stage'de hazırlanan isim JD McDonagh'tan başkası değil! Kendisi derin bir nefes alıyor, sesli bir şekilde nefesini verirken oldukça gergin görünüyor. Bu onun ilk kemer maçı olacak! JD McDonagh ağır adımlarla girişe doğru ilerliyor. O kemeri almak ve Judgment Day'e kazandırmak için oldukça hazır!
FAKAT HAYIR! WILL OSPREAY ORADA!!!! OSPREAY MCDONAGH'I İTTİRİYOR VE KAFASINI YERE ÇARPMASINI SAĞLIYOR! MCDONAGH YERDE ÖYLECE YATIYOR! WILL OSPREAY HAFİFÇE SIRITIYOR. SONRA DA HIZLA GİRİŞE İLERLİYOR!
Tüm ihtişamıyla Will Ospreay girişte! Don Callis de arkasından hızla gelirken Ospreay ringe doğru ilerliyor. Orton ona bakıyor ve gülümsüyor. Ospreay ringe ilerliyor. İçeriye giriyor ve köşede tauntlarını atıyor. Ardından aşağıya iniyor. Biraz sonra hakemin de talimatıyla maç başlıyor.
PURE Championship
Randy Orton (c) vs. "Challanger" Will Ospreay
Maç başladı. İkili Elbow And Collar Tie Up'a girişiyor. Orton hızla headlocka alıyor. Ospreay, Orton'ı iplere doğru fırlatıyor. Orton gelişine bir Shoulder Block ardından seri tuşa gidiyor fakat Ospreay ani kickout. Ospreay bu Kickout sonrası hızla kalkıyor ve Orton'a doğru koşuyor. HIDDEN BLADE! fakat Orton bundan kurtuluyor ve RKO! Fakat Ospreay'de bundan kurtuluyor. Orton'ı iplere doğru fırlatıyor. Orton seri bir clothesline vursa da Ospreay bundan eğiliyor ve Handspring Enzuigiri! Fakat Orton ani bir RKO! Hayır Ospreay bunu yemiyor! Orton aniden sırtüstü yere çakılıyor! Ospreay seri bir Standing Shooting Star Press! Fakat Orton bundan kurtuluyor! Dizleriyle engelliyor Ospreay'i! Ospreay karnını tutarak kalkıyor. Orton hızla Ospreay'i iplere doğru yolluyor. SPIKE DDT'yle çekiyor fakat Ospreay bundan kurtuluyor! Back Body Dropla Orton'ı aprona yolluyor. Ardından sağlam bir dropkick! Orton sersemliyor fakat aprona tutunmayı başarıyor. Ospreay hızla aprona geçiyor ve köşede koşarak Second Rope'tan OSCUTTER! Fakat hayır! Orton aniden Ospreay'i yakalıyor ve Back Suplexle aprona çakıyor! Ospreay acıyla yerde kıvranıyor. Orton kolundan tutuyor ve Ospreay'i bariyerlere doğru fırlatıyor! Ospreay sırtını tutarak Orton'a geliyor. Orton, Ospreay'i kafasından tutarak spiker masasının oraya doğru taşıyor. Back Suplex pozisyonunda kaldırıyor ve bir Back Suplex'te spiker masasına! Ospreay sırtını tutarak acıyla kıvranıyor!
Orton hızla Ospreay'i tekrar kaldırıyor fakat Ospreay ters taklayla Orton'ın arkasına geçiyor! Ardından geri geri çekiliyor ve seri bir Big Boot! Sonrasında tutuyor Orton'ı ve Shoulder Chargela aprona çarptırıyor! Sonrasında Orton'ı ringe atıyor ve peşinden kendisi de giriyor. Hazırlığını yapıyor ve ROBINSON SPECIAL! TUŞ! 1.........2..... KICKOUT! Ospreay hızla köşeye geçip hazırlık yapıyor. Orton yavaşça ayaklanıyor. Ospreay, Orton'a doğru koşuyor ve ESSEX DESTROYER! Fakat Orton bundan kurtuluyor ve Ospreay'i yüzüstü bir şekilde yere çakıyor! Sonrasında hızla Suplex'e alıyor ve kaldırıyor fakat Ospreay bunu Stunner'la karşılıyor! Sonrasında kolundan tutuyor Irish Whipe postalıyor fakat Orton bunu tersine çeviriyor. Ospreay bir Handspring Enzuigiri!
Fakat hayır! Orton bir anda buna dodge atıyor ve bir Clothesline! Ardından bir tane daha! Ardından Ospreay bir forearm sallasa da bundan eğiliyor. Ospreay iplerden sekiyor Orton gelişine bir Snap Powerslam! Fakat Ospreay iplere tutunuyor! Sonrasında iplere doğru koşuyor ve OSCUTTER! Bu sefer vurdu! Tuşa gidiyor! 1........2....... KICKOUT! Ospreay sinirle yerden kalkıyor. Orton'ı kaldırıyor. STORM BREAKER'a alıyor. Fakat Orton bundan kurtuluyor ve Inverted Headlock Backbreaker! Sonrasında hızla kaldırıyor ve Ospreay'in sırtından tutarak Ospreay'i köşeye doğru fırlatıyor! Fakat Ospreay oradan aprona fırlıyor. Orton, Ospreay'in üstüne koşuyor fakat Ospreay buna bir Roundhouse Kick ile karşılık veriyor! Orton yere yapışıyor. Ospreay hızla Apron'dan atlıyor fakat Orton ani bir RKO! Hayır! Orton, Ospreay'in fake'iyle sırt üstü yere çakılıyor! Sonrasında Top Rope'a geçiyor ve AIR ASSASIN! Fakat Orton'da bundan kurtuluyor! Orton hızla Ospreay'i kaldırıyor ve Spike DDT için aprona fırlatmak istese de Ospreay bunu tersine çeviriyor ve Arm Trap Crossface ile yatırıyor! Orton pes mi edecek!? Fakat hayır! Bir süre sonra Orton bunu roll upa çeviriyor. 1........2........ KICKOUT! İkili ayaklanıyor. Ospreay tekrardan Arm Trap Crossface bağlamak için kolundan yatırmaya çalışıyor fakat Orton bunu tersine çeviriyor ve RKO! Hayır! Ospreay bundan kurtulup SILENT WHISPER! Sonrasında Orton'ı tersine çeviriyor. Tutuyor ve STORM BREAKER! Fakat hayır! Orton'dan buna bir RKO COUNTERRR! RKO FROM OUTTA NOWHERE! ORTON, OSPREAY'İN ÜSTÜNE SÜRÜNEREK TUŞA GİDİYOR! 1.......2........
KICKOUT! Orton şaşkına dönüyor! Orton, Ospreay'in saçından tutarak kaldırıyor ve kafasından tutarak köşeye çarptırıyor! Kafasını turnbuckle'a vurmaya başlıyor! Seyirciler sayıyor! 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10! Sonrasında çeviriyor ve Top Rope'a çıkartıyor. SUPERPLEX! Fakat hayır! Ospreay bundan kurtuluyor ve Cheeky Nandos Kick! Ardından seri bir Roll Up! 1........2........ KICKOUT! İkili ayaklanıyor Ospreay hızla bir HIDDEN BLADE sallıyor fakat Orton bundan eğiliyor. Ospreay iplere doğru çekiliyor. Orton üstüne doğru koşuyor. Ospreay ipi çekerek Orton'ı ring dışına postalıyor! Sonrasında iplerden koşuyor. SASUKE SPECIAL! Orton bundan kaçıyor! Ospreay karnını tutarak acı içinde yerde kıvranıyor! Orton, Ospreay'in saçından tutarak kaldırıyor ve Suplex şeklinde kaldırıp Ospreay'in karının bariyerlere vuruyor! Sonrasında oradan Ospreay'i çekiyor ve SPIKE DDT! Hemen ardından kaldırıyor ve Ospreay'i ringe sokuyor. Ardından kendisi de giriyor. Bu sefer Punt Kick için hazırlık yapıyor! Ospreay karnını tutarak hafif kalkıyor. Orton koşuyor ve PUNT KICK!
HAYIR! OSPREAY ANİDEN HIDDEN BLADE! ARDINDAN TUTUYOR VE TIGER DRIVER 91!! TUŞA GİDİYOR OSPREAY! 1.......2......
KICK OUT! Orton attı. Zayıf olduğunu hissediyor Randall. Her ne kadar tuş olmasa da maç istediği gibi gitmiyor. Bu sebeple öfkeli. Kafasını yerden kaldırıyor ve kenarda onunla konuşmak için gelen Angelico'yu görüyor!
Angelico: "Viper strikes again!" Bu cümle sana ait Randall. Git ve o adamı zehirle dostum. Eski günlerdeki gibi! PURE kemeri de olsa koruman gereken bir unvanın var sonuçta. Ya da vazgeçtim. Enerjini boşa harcama, zaten çöp bir kemer için uğraşmaya değmez. Değil mi?
Orton'un kafası karışıyor. Angel'e bakarak ayağa kalkıyor. Bu sırada Will Ospreay'in kenarda beklediğini görüyor. Ospreay koşmaya hazır. Orton bekliyor. Ospreay ona doğru koşuyor. Orton zıpladı. RK- Hayır! HAYIR! Ospreay onu ittiriyor. Bu sefer Orton üstüne koşuyor, fakat Ospreay zıplıyor, sonra da VICTORY ROLL! ROLL UP GELDİ! OSPREAY TUŞA GİDİYOR! 1........2.......
Orton'un kafası karışıyor. Angel'e bakarak ayağa kalkıyor. Bu sırada Will Ospreay'in kenarda beklediğini görüyor. Ospreay koşmaya hazır. Orton bekliyor. Ospreay ona doğru koşuyor. Orton zıpladı. RK- Hayır! HAYIR! Ospreay onu ittiriyor. Bu sefer Orton üstüne koşuyor, fakat Ospreay zıplıyor, sonra da VICTORY ROLL! ROLL UP GELDİ! OSPREAY TUŞA GİDİYOR! 1........2.......
3!
Kazanan ve yeni PURE şampiyonu: Will Ospreay
WILL OSPREAY BAŞARDI! O YENİ ŞAMPİYON! OSPREAY SEVİNİYOR! Orton hayal kırıklığı içerisinde ayağa kalkarken Will Ospreay kemeri aldı bile! Hakem onun elini havaya kaldırıyor ve kemeriyle beraber şampiyonu tüm seyirciye gösteriyor. Will Ospreay yeni PURE şampiyonu! Don Callis içeriye giriyor ve güreşçisini tebrik ediyor. Bir kez de o elini havaya kaldırıyor. Randy Orton kendini köşeye bırakıyor. Kafasını ellerinin arasına alıyor ve "ben ne yaptım?" dercesine üzgün bir şekilde kenarda oturuyor. Angelico konuşurken bu sırada Ospreay köşeye çıkıyor ve kemerini kaldırıyor.
Kazanan ve yeni PURE şampiyonu: Will Ospreay
WILL OSPREAY BAŞARDI! O YENİ ŞAMPİYON! OSPREAY SEVİNİYOR! Orton hayal kırıklığı içerisinde ayağa kalkarken Will Ospreay kemeri aldı bile! Hakem onun elini havaya kaldırıyor ve kemeriyle beraber şampiyonu tüm seyirciye gösteriyor. Will Ospreay yeni PURE şampiyonu! Don Callis içeriye giriyor ve güreşçisini tebrik ediyor. Bir kez de o elini havaya kaldırıyor. Randy Orton kendini köşeye bırakıyor. Kafasını ellerinin arasına alıyor ve "ben ne yaptım?" dercesine üzgün bir şekilde kenarda oturuyor. Angelico konuşurken bu sırada Ospreay köşeye çıkıyor ve kemerini kaldırıyor.
Angelico: Yaralayıcı bir mağlubiyet. Özgüven zedeleyici hatta. Ama kemer için üzülme evlat, nasılsa en değersiz olandı.
Biraz sonra Ospreay köşeden iniyor. Ringi terk edip girişe doğru ağır ağır ilerliyor. Müzik çalmaya devam ederken arkasını dönüyor ve girişten son kez seyirciye selam veriyor. Kemerini havaya kaldırıyor. Mutlu mu mutsuz mu? Bir anlık dopamin salınımı ile beraber keyifli olan Ospreay sonrasında çok da mutlu değil görünüyor. Oysa tarihi bir başarı elde ediyor. Bu galibiyet yalnızca bir kemer için değildi! Will Ospreay biraz olsun seviniyorsa bu PGW tarihine adını bir kez daha altın harflerle yazdırdığı içindir. O artık bir Triple Crown şampiyonu!
PGW Üçüncü Triple Crown Şampiyonu: Will Ospreay
Biraz sonra Ospreay köşeden iniyor. Ringi terk edip girişe doğru ağır ağır ilerliyor. Müzik çalmaya devam ederken arkasını dönüyor ve girişten son kez seyirciye selam veriyor. Kemerini havaya kaldırıyor. Mutlu mu mutsuz mu? Bir anlık dopamin salınımı ile beraber keyifli olan Ospreay sonrasında çok da mutlu değil görünüyor. Oysa tarihi bir başarı elde ediyor. Bu galibiyet yalnızca bir kemer için değildi! Will Ospreay biraz olsun seviniyorsa bu PGW tarihine adını bir kez daha altın harflerle yazdırdığı içindir. O artık bir Triple Crown şampiyonu!
PGW Üçüncü Triple Crown Şampiyonu: Will Ospreay
Will Ospreay orayı karmaşık duygularla terk ederken Randy Orton üzgün bir şekilde ringde oturmaya devam ediyor. Biraz sonra müziksiz bir şekilde girişten bir isim geldiğini görüyoruz. Seyircileri heyecanlandıran o kişi...
Velveteen Dream'den başkası değil! Angelico kenarda seyircileri süzerken ringe ilerleyen Velveteen'i görüyor. Angel güneş gözlüğü çıkartmadan ona dikkat kesiliyor. Cool bir şekilde ona bakıyor. Orton da ayağa kalkıyor ve Velveteen Dream'i karşılıyor. Dünya Ağırsiklet Şampiyonu içeriye girdiği anda ürkek bir şekilde ona bakan Orton'a öfkesini sert bir biçimde kusuyor.
Velveteen Dream'den başkası değil! Angelico kenarda seyircileri süzerken ringe ilerleyen Velveteen'i görüyor. Angel güneş gözlüğü çıkartmadan ona dikkat kesiliyor. Cool bir şekilde ona bakıyor. Orton da ayağa kalkıyor ve Velveteen Dream'i karşılıyor. Dünya Ağırsiklet Şampiyonu içeriye girdiği anda ürkek bir şekilde ona bakan Orton'a öfkesini sert bir biçimde kusuyor.
Velveteen Dream: Sen ne yaptığını zannediyorsun? Kendine gel aptal herif! Biz galip takımız Randall. Survivor Series'te kazandık. Az önce kolayca kaybettiğin o PURE kemerini yeniden kazandık. Bray sayesinde! Benim sayemde! Senin sayende! Hep birlikte başardık. Hatırladın mı? Ama sen de Bray gibi ortadan kaybolmayı seçtin. İkinize de neler olduğunu gerçekten anlamıyorum. Size çok kızgınım. (Velveteen nefes nefese kalıyor resmen). Haydi diyelim ki bir hafta şova katılmadın. Kendini yorgun hissettin varsayıyorum. Ama Bray bile Slammy'e yanımıza kadar geldi. Sen neredeydin Randy? Aile yılın takımı seçildiğinde orada olmalıydın. Bray yılın en iyi konuşmacısı seçildiğinde onu alkışlamalıydın. Ben yılın en üzücü anı ödülünü kazandığımda beni orada teselli etmeliydin. Başka bir yerde değil! Sana bu yüzden çok ama çok kızgınım.
Seyircilerden olumlu reaksiyonlar geliyor. Bu sırada Angelico sinirli bir şekilde konuşuyor.
Angelico: Sana hesap sormasına müsaade etme. Sen onlardan daha değerlisin. Sen bir yaver değilsin!
Fakat Velveteen Dream dikkatini bir an için dağıtmadan Randy Orton'a bakıyor. Orton kafası karışık bir şekilde önce Vel sonra Angel'e bakıyor. Sonra tekrar Vel'e dönüyor. Dream bu sırada konuşmaya devam ediyor.
Velveteen Dream: Her şeyi geçtim. Biraz önce PURE kemerini yeniden kaybettin. Aile olarak tüm kemerleri toplamaya çalıştığımız şu dönemde bu kayıp inanılmaz bir şekilde aptalca geliyor bana. Neden open challange yaptın ki? Neden bu kemeri ortaya koymak zorundaydın? Bize sormak hiç aklın geldi mi Randy? Stratejik olarak bu kadar yanlış hamle yaptığını ilk defa görüyorum. Voices şarkısıyla geldiğini de görmedim zannetme. Bu kadar başıboşluk yeter! Gideceksin ve o PURE kemerini bir kez daha geri alacaksın. Bana yaptığın saygısızlığı böylece kabullenebilirim. Bray Wyatt bu kemer için Sole Survivor oldu. Ona da çok büyük saygısızlık yapmış oldun. İkimizi de çiğneyip geçtin Randy. Bu büyük bir ahrazlık. Şimdi git ve o kemerin peşine bir kez daha düş! Anlaşıldı mı?
Angelico: Sana hesap sormasına müsaade etme. Sen onlardan daha değerlisin. Sen bir yaver değilsin!
Fakat Velveteen Dream dikkatini bir an için dağıtmadan Randy Orton'a bakıyor. Orton kafası karışık bir şekilde önce Vel sonra Angel'e bakıyor. Sonra tekrar Vel'e dönüyor. Dream bu sırada konuşmaya devam ediyor.
Velveteen Dream: Her şeyi geçtim. Biraz önce PURE kemerini yeniden kaybettin. Aile olarak tüm kemerleri toplamaya çalıştığımız şu dönemde bu kayıp inanılmaz bir şekilde aptalca geliyor bana. Neden open challange yaptın ki? Neden bu kemeri ortaya koymak zorundaydın? Bize sormak hiç aklın geldi mi Randy? Stratejik olarak bu kadar yanlış hamle yaptığını ilk defa görüyorum. Voices şarkısıyla geldiğini de görmedim zannetme. Bu kadar başıboşluk yeter! Gideceksin ve o PURE kemerini bir kez daha geri alacaksın. Bana yaptığın saygısızlığı böylece kabullenebilirim. Bray Wyatt bu kemer için Sole Survivor oldu. Ona da çok büyük saygısızlık yapmış oldun. İkimizi de çiğneyip geçtin Randy. Bu büyük bir ahrazlık. Şimdi git ve o kemerin peşine bir kez daha düş! Anlaşıldı mı?
Angelico resmen deliriyor ve bağırıyor.
Angelico: PURE kemeri mi? Aptal mısın amına koyayım ya! PGW Championship ve World Heavyweight Championship varken kim PURE'ü sikine takar ki?
Randy Orton Angel'e dönüyor. Gerçekten haklı olduğunu düşünüyor ve bu sebeple öfkeleniyor. Velveteen Dream'e dönüp bakıyor. Dream'in de ona karşı oldukça sinirli olduğunu fark ediyor. Randy Orton biraz sonra bir karar alıyor.
Angelico: PURE kemeri mi? Aptal mısın amına koyayım ya! PGW Championship ve World Heavyweight Championship varken kim PURE'ü sikine takar ki?
Randy Orton Angel'e dönüyor. Gerçekten haklı olduğunu düşünüyor ve bu sebeple öfkeleniyor. Velveteen Dream'e dönüp bakıyor. Dream'in de ona karşı oldukça sinirli olduğunu fark ediyor. Randy Orton biraz sonra bir karar alıyor.
Mikrofonu atıyor ve ringi terk ediyor. Velveteen Dream arkasından bakakalıyor. Ne yaşamışlardı? Gerçekten bir anlam veremiyordu. Orton ağır adımlarla giderken Velveteen Dream arkasından öylece bakıyor.
Titantron kısmından yavaş yavaş soyunma odasına doğru yürüyen yeni şampiyonu koridorda tanıdık bir sima karşılıyor. Soğuk koridorun daha da soğuk duvarına sırtını yaslamış, yarını yokmuş gibi sigara içen Jeff Hardy, Ospreay'e bakmadan konuşmaya başlıyor.
Titantron kısmından yavaş yavaş soyunma odasına doğru yürüyen yeni şampiyonu koridorda tanıdık bir sima karşılıyor. Soğuk koridorun daha da soğuk duvarına sırtını yaslamış, yarını yokmuş gibi sigara içen Jeff Hardy, Ospreay'e bakmadan konuşmaya başlıyor.
Jeff Hardy: Tebrik ederim. Yeni PURE Şampiyonu... Will Ospreay. (Sigaranın dumanını nazik hareketlerle yukarı üflüyor. Ardından Ospreay'e dönerek.) Triple Crown'u gerçekleştiren 3. kişi. Bayılıyorsun arkamdan gelmeye.
Ospreay cevap verecek gibi olup birden yürümeye devam ediyor. Jeff hiç istifini bozmadan...
Jeff Hardy: Bunun için miydi her şey? PURE Şampiyonu olup somurtmak için mi sattın arkadaşını?
Ospreay olduğu yerde kalıyor ama yüzünü de dönmüyor Jeff'e.
Will Ospreay: Sen bana yük olurken şu an olduğundan çok daha iyi hissediyordum... Yine de şu anki mutsuzluğumu tercih ederim. Kendi, lanet olası mutsuzluğumu. En azından bana ait.
Jeff Hardy: O kadar kötüydüm demek ha?
Ospreay, Jeff'e dönüyor.
Will Ospreay: O kadar.
Jeff Hardy: Bu yaşa kadar iyi gelmişsin desene.
Will Ospreay: ...
Jeff Hardy: Ben hep böyleydim Will. Kendimi, bana uzak kişiliklerin yanında kalmaya zorlayarak adapte etmeye çalıştım. Üzüme bakarak kararmayı denedim. Bunu reddedemezsin. Fakat tutmadı. Çünkü ben buyum Will, değişemem. (Jeff ilk defa kafası yerindeymiş gibi bakıyor Will'e. Bir fırt daha çektikten sonra sigarayı bakmadığı bir yere doğru fırlatıyor.) Fakat sen bu değilsin. Bu gördüğüm şey, mutsuz şampiyon Will... bu sen değilsin.
Ospreay cevap verecek gibi olup birden yürümeye devam ediyor. Jeff hiç istifini bozmadan...
Jeff Hardy: Bunun için miydi her şey? PURE Şampiyonu olup somurtmak için mi sattın arkadaşını?
Ospreay olduğu yerde kalıyor ama yüzünü de dönmüyor Jeff'e.
Will Ospreay: Sen bana yük olurken şu an olduğundan çok daha iyi hissediyordum... Yine de şu anki mutsuzluğumu tercih ederim. Kendi, lanet olası mutsuzluğumu. En azından bana ait.
Jeff Hardy: O kadar kötüydüm demek ha?
Ospreay, Jeff'e dönüyor.
Will Ospreay: O kadar.
Jeff Hardy: Bu yaşa kadar iyi gelmişsin desene.
Will Ospreay: ...
Jeff Hardy: Ben hep böyleydim Will. Kendimi, bana uzak kişiliklerin yanında kalmaya zorlayarak adapte etmeye çalıştım. Üzüme bakarak kararmayı denedim. Bunu reddedemezsin. Fakat tutmadı. Çünkü ben buyum Will, değişemem. (Jeff ilk defa kafası yerindeymiş gibi bakıyor Will'e. Bir fırt daha çektikten sonra sigarayı bakmadığı bir yere doğru fırlatıyor.) Fakat sen bu değilsin. Bu gördüğüm şey, mutsuz şampiyon Will... bu sen değilsin.
Ospreay umursamadan oradan ayrılıyor. Jeff ise kapüşonunu çekerek ters yönde ilerlerken kameralar kapanıyor.
Val Venis: Sana ringde de ihtiyacım olacak bebeğim. Bunu biliyorsun. Motivasyonuna ve iş bitiriciliğine... Breeze yetenekli bir çocuk ama- Eh, zeki de sayılmaz. Götümüzü yırtarken her şeyin farkında olan üçüncü bir göze ihtiyacımız var.
Maryse: Ah, bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu. Tekrar ring köşesinde, belki de ringde olmak beni heyecanlanıyor. Ellerimin içi şimdiden kaşınmaya başladı.
Val Venis: Penisimi vereyim, kaşı.
Val Venis: Sana ringde de ihtiyacım olacak bebeğim. Bunu biliyorsun. Motivasyonuna ve iş bitiriciliğine... Breeze yetenekli bir çocuk ama- Eh, zeki de sayılmaz. Götümüzü yırtarken her şeyin farkında olan üçüncü bir göze ihtiyacımız var.
Maryse: Ah, bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu. Tekrar ring köşesinde, belki de ringde olmak beni heyecanlanıyor. Ellerimin içi şimdiden kaşınmaya başladı.
Val Venis: Penisimi vereyim, kaşı.
İkili gülerek PGW koridorlarında ilerliyor. "The SEX" yazan o kapının önünde duruyorlar. Venis kapıyı açacak gibi olduğunda odadan "ŞAK ŞAK ŞAK ŞAK" sesleri geliyor. O kadar yüksek ki duymamak mümkün değil. Maryse endişeleniyor.
Maryse: Val! Sanırım arkadaşını dövüyorlar.
Val Venis: Endişelenecek bir şey yok. Akşam 31'i işte. (Val kapıya sertçe vurup bağırıyor.) BREEZE! BREEZE! HADİ BIRAK ŞU İŞİ GEL BAK SENİ KİMİNLE TANIŞTIRACAĞIM!
Maryse: Val! Sanırım arkadaşını dövüyorlar.
Val Venis: Endişelenecek bir şey yok. Akşam 31'i işte. (Val kapıya sertçe vurup bağırıyor.) BREEZE! BREEZE! HADİ BIRAK ŞU İŞİ GEL BAK SENİ KİMİNLE TANIŞTIRACAĞIM!
Şak sesleri hemen kesiliyor cidden. Maryse şaşkınlık içinde Venis'e bakıyor. Venis ise dostunu çok yakından tanımanın verdiği karizmayla sırıtıyor. Birkaç saniye sonra Breeze odadan çıkıyor, nefes nefese.
Tyler Breeze: Hey, o da kim? (Maryse'i görünce gözleri açılıyor.) Maryse?! (Merhabalaşmak için elini uzatıyor.) Nasıl gidiyor?
Maryse: (İğrenerek Breeze'nin eline bakıyor. Tabii ki sıkmıyor.) Harika!
Val Venis: İkinizi tanışt-
Venis susmak zorunda kalıyor. Çünkü onlara doğru yaklaşan kişiyi fark ediyorlar. Tatları kaçtı.
El Emin her şeyi bilen bir adamın davranacağı şekilde başını manidar bir şekilde sallıyor aşağı yukarı. Maryse ve Venis'e bakıyor sırayla. Ardından Maryse'e takılı kalıyor. Maryse gergin. Her an başlayabilecek bir çatışmaya hazır duruyor.
Chris Brookes: Bu manzarayı daha önce de görmüştüm ama- PGW'de bunun olacağını hiç tahmin etmezdim.
Tyler Breeze: Hey, o da kim? (Maryse'i görünce gözleri açılıyor.) Maryse?! (Merhabalaşmak için elini uzatıyor.) Nasıl gidiyor?
Maryse: (İğrenerek Breeze'nin eline bakıyor. Tabii ki sıkmıyor.) Harika!
Val Venis: İkinizi tanışt-
Venis susmak zorunda kalıyor. Çünkü onlara doğru yaklaşan kişiyi fark ediyorlar. Tatları kaçtı.
El Emin her şeyi bilen bir adamın davranacağı şekilde başını manidar bir şekilde sallıyor aşağı yukarı. Maryse ve Venis'e bakıyor sırayla. Ardından Maryse'e takılı kalıyor. Maryse gergin. Her an başlayabilecek bir çatışmaya hazır duruyor.
Chris Brookes: Bu manzarayı daha önce de görmüştüm ama- PGW'de bunun olacağını hiç tahmin etmezdim.
Maryse: Ne istiyorsun?
Chris Brookes: Bir şey istediğimi kim söyledi? Koridorlarda öylece yürürken kahkahalarınızı duyduğumda midem bulandı. Tuvalete gittiğimi sanıyordum ama galiba burası The SEX'in odası.
Val Venis: (Maryse'yi nazikçe kenara çekerken kendisi öne çıkıyor. Brookes'la bakışıyorlar.) Beni iyi dinle. Malum süreçte gösterdiğin özveriye saygı duyuyorum. Sıkı bir ağzın var. Bunu bozma. Böylesi herkes için daha iyi.
Chris Brookes: Sen biraz safsın galiba. O dönemde ne yaptıysam hepsi Maryse ve Miz içindi. Seninle bir alakası yok. İkisini de eşit derecede arkadaşım olarak görüyordum. Fakat birine hak ettiğinden de fazla değer vermişim. (Bakışlarını Maryse'e çeviriyor.) Hatanda ısrar edeceğini bilseydim her şeyi Miz'e anlatırdım.
Venis argo bir ifade kullanarak Brookes'u tatlı sert ittiriyor. Keyfi iyice kaçtı. Maryse çok sinirleniyor bu laflardan sonra. Altta kalmak istemiyor. Venis'i Brookes'tan uzaklaştırıp şimdi o geçiyor öne. Brookes'a yaklaşıyor.
Maryse: Bir iyilik yaptın diye üste çıkamazsın! İlişkim hakkında, ne yapıp yapamayacağım hakkında senden tavsiye alacak değilim. Ne beni ne de Miz'i iyi tanıyorsun. Ne yaşadığımızı bilmeden konuşuyors-
Chris Brookes: VAL VENİS'LE TAKILMANA SEBEP OLACAK KADAR NE YAŞAMIŞ OLABİLİRSİN MARYSE? SÖYLE BANA? MİZ SANA NE YAPTI? SENİ ALDATTI MI? EĞEY ÖYLEYSE, BİR DAHA BU KONUDA KONUŞMAYACAĞIM.
Venis daha fazla katlanamıyor. Kemeri bırakıp Brookes'un üzerine yürüdüğünde Breeze ve Maryse buna son anda engel oluyor. Brookes ve Venis birbirlerine nefretle bakıyor.
Chris Brookes: Bir şey istediğimi kim söyledi? Koridorlarda öylece yürürken kahkahalarınızı duyduğumda midem bulandı. Tuvalete gittiğimi sanıyordum ama galiba burası The SEX'in odası.
Val Venis: (Maryse'yi nazikçe kenara çekerken kendisi öne çıkıyor. Brookes'la bakışıyorlar.) Beni iyi dinle. Malum süreçte gösterdiğin özveriye saygı duyuyorum. Sıkı bir ağzın var. Bunu bozma. Böylesi herkes için daha iyi.
Chris Brookes: Sen biraz safsın galiba. O dönemde ne yaptıysam hepsi Maryse ve Miz içindi. Seninle bir alakası yok. İkisini de eşit derecede arkadaşım olarak görüyordum. Fakat birine hak ettiğinden de fazla değer vermişim. (Bakışlarını Maryse'e çeviriyor.) Hatanda ısrar edeceğini bilseydim her şeyi Miz'e anlatırdım.
Venis argo bir ifade kullanarak Brookes'u tatlı sert ittiriyor. Keyfi iyice kaçtı. Maryse çok sinirleniyor bu laflardan sonra. Altta kalmak istemiyor. Venis'i Brookes'tan uzaklaştırıp şimdi o geçiyor öne. Brookes'a yaklaşıyor.
Maryse: Bir iyilik yaptın diye üste çıkamazsın! İlişkim hakkında, ne yapıp yapamayacağım hakkında senden tavsiye alacak değilim. Ne beni ne de Miz'i iyi tanıyorsun. Ne yaşadığımızı bilmeden konuşuyors-
Chris Brookes: VAL VENİS'LE TAKILMANA SEBEP OLACAK KADAR NE YAŞAMIŞ OLABİLİRSİN MARYSE? SÖYLE BANA? MİZ SANA NE YAPTI? SENİ ALDATTI MI? EĞEY ÖYLEYSE, BİR DAHA BU KONUDA KONUŞMAYACAĞIM.
Venis daha fazla katlanamıyor. Kemeri bırakıp Brookes'un üzerine yürüdüğünde Breeze ve Maryse buna son anda engel oluyor. Brookes ve Venis birbirlerine nefretle bakıyor.
???: Hmmm... Ateşli bir kalabalık görüyorum. Burada ne oluyor böyle?
Bu! Bu Dario Cueto!! PGW'de ilk görünümünü gerçekleştiriyor. Onu görmenin verdiği şaşkınlık ortamdaki agresyonu emiyor. Herkesin dikkati ona kayıyor.
Dario Cueto: İnsan bir hoş geldiniz der.
Tyler Breeze: Sen de kimsin?
Bu! Bu Dario Cueto!! PGW'de ilk görünümünü gerçekleştiriyor. Onu görmenin verdiği şaşkınlık ortamdaki agresyonu emiyor. Herkesin dikkati ona kayıyor.
Dario Cueto: İnsan bir hoş geldiniz der.
Tyler Breeze: Sen de kimsin?
Dario Cueto: Aslında bunu benim sana sormam gerekiyor... Ben kimim mi? Zamanla tanıyacaksınız. Miz... Sanırım konunuz o, öyle değil mi? Bugün kalp kırıklığı tedavisi için aramızda olamayacakmış. Ne acı! PAYBACK bugün benim komutamda ve siz... Tartışmanız fiziksel şiddete dönüşmeyecekse koridoru galeyana getirmenin de bir anlamı yok. Dilerseniz, Televizyon Şampiyonu Val Venis vs. Chris Brookes, bir Last! Man!! Standing!!! maçında tüm nefretini kusabilir. Ne dersiniz?
Brookes kafayla onay vererek Venis'e bakıyor. Venis ise hayır anlamında kafasını sallıyor. Ardından Maryse'den teyit alıyor.
Val Venis: Yo yo yo yo hayır hayır. Bu akşam olmaz. Hayır. Maryse'nin avukatlık işleri var. Onun yanında olacağım.
Val Venis: Yo yo yo yo hayır hayır. Bu akşam olmaz. Hayır. Maryse'nin avukatlık işleri var. Onun yanında olacağım.
Brookes bunu duyduğu gibi siniri bozularak gülüyor. Ellerini yana açarak "korkmana gerek yok" çekiyor Venis'e. Fakat Venis oralı bile olmuyor. The SEX ekibi hızla orayı terk ederken Cueto'yla Brookes artlarından bakıyorlar.
Kofi Kingston ve menajeri Xavier Woods girişte! Geçen hafta PGW arenasına adım atmışlardı. Ringe ilerliyor ikili. Kofi içeriye girerken Xavier kenarda durmayı tercih ediyor. İçeriye giren Kofi tauntlarını atıyor ve rakibini bekliyor.
Damian Priest girişte görünüyor. Yanında yalnızca JD McDonagh var. Judgment Day'den başka kimse orada yok. İkili ringe ilerliyorlar. Gecenin başında saldırıya uğrayan ve PURE kemer maçına çıkamayan JD biraz gergin bir şekilde kenara geçerken Damian içeriye giriyor. Kofi'yi şöyle bir süzüyor. Kofi öfkeli bir şekilde ona bakarken Xavier de sinirli sinirli Damian'ı kesiyor. Hakem biraz sonra maçı başlatıyor.
Money in the Bank Qualifying Match
Damian Priest vs. Kofi Kingston
Maç başladı. İkili Collar And Elbow Tie Up'a gidiyor. Priest, Kofi'ye üstünlük kurup çuval gibi köşeye fırlatıyor. Ardından Kofi'nin karnına karnına yumruklar vuruyor. Kafasına yumruklarla devam ediyor. Sonrasında üst üste stomplar vurarak Kofi'yi köşeye oturtuyor. Kofi'nin boğazına bastırarak Kofi'yi köşede eziyor. Hakem sayıyor. 1-2-3-4- Priest bırakıyor. Sonrasında tekrardan Kofi'ye sağlam bir yumruk çakacakken Kofi bundan eğiliyor ve Priest'i seri yumruklarla köşeye sabitliyor. Tepesine çıkıyor ve üst üste yumruklar vurmaya başlıyor. 1-2-3-4-5-6-7-8- Priest 8.yumrukta Kofi'yi üstünden atıyor. Kofi koşarak bir Monkey Flip vurmayı denese de Priest onu havada kavrıyor ve Powerslam pozisyonuna alıyor. Fallaway Slamle fırlatacakken Kofi arkasına geçiyor ve Priest'i Sleeper Hold'a alıyor. Priest bir süre sonra geri geri çekilerek Kofi'yi köşeye çarptırıyor. Ardından üst üste dirsek darbeleri atarak Kofi'yi orada iyice serseme çeviriyor. Sonrasında karşı köşeye doğru koşup oraya çarpıp oradan Kofi'nin üstüne koşuyor. Kofi aniden ayılıp bunu hızlı bir manevrayla Pendulum Kick vurarak karşılıyor! Priest sersemliyor. Kofi sağlam bir yumruk geçiriyor. Sonrasında Top Rope'a çıkıyor. Diving Crossbody! Tuş 1.........2........ KICKOUT!
İkili ayaklanıyor. Kofi, Priest'in üstüne koşuyor Priest aniden bir Big Bootu oturtuyor! Kofi acıyla yerde çenesini tutuyor. Priest boğazından tutarak Kofi'yi kaldırıyor ve SOUTH OF HEAVEN! Fakat hayır! Kofi bunu üst üste dirsekler vurarak karşılıyor. Priest, Kofi'yi yakalayıp sertçe köşeye itiyor. Sonrasında üstüne hızla koşuyor. Kofi dodge atınca Priest kafasını köşeye çarpıyor. Kofi hazırlanıyor ve seri bir Elbow Strike hemen sonrasında Dropkick. Ardından iplerden koşuyor ve Leaping Clothesline! Fakat Priest onu Chokeslam'le havada yakalıyor! Chokeslam şeklinde kaldırıyor fakat Kofi bu seferde bunu DDT'yle karşılıyor! Ardından iplerden sekip bir Leaping Clothesline! Sonrasında iplerden sekiyor ve BOOM DROP! Ardından Trouble In Paradise hazırlığında. Tauntunu atıyor ve TROUBLE IN PARADISE! Fakat Priest aniden onu Fallaway Slam'e alıyor ve Fallaway Slamle çakıyor. Kofi ring dışına çekiliyor. Priest iplerden sekiyor ve TOP CON HILO! Fakat o da ne!? Tam uçacakken ayağı ipe takılıyor ve kafasının arkasını çok kötü aprona çarparak düşüyor! Kafasını tutarak acıyla yerde kıvranıyor! Hakemler bir süre onunla ilgileniyor. Bir süre ilgilendikten sonra Priest devam edebileceğini söylüyor. Yorgunca ve yavaşça kafasını tutarak ayağa kalkıyor. Kofi onun yanına yaklaştığı sırada Priest aniden Kofi'ye sağlam bir yumruk geçiriyor fakat Kofi bundan eğiliyor ve Priest'in kafasını ringposta çarptırıyor! Peşinden sağlam bir Trouble in Paradise! Priest bariyerlerin üstüne yüzüstü yatıyor. Kofi seri bir şekilde ringe giriyor. Bu kaosta Count outı saymayı unutan Hakem de Countı saymaya başlıyor. 1........2........3........4........5.........
JD McDonagh: Haydi Damian, toparlan. Sana güveniyorum!
6........7........8....... Priest yavaşça kendisine geliyor. 9........
Priest son anda kendisini ringe atmayı başarıyor!
Priest sendeleyerek ayağa kalkıyor. Kofi hızla bir TROUBLE IN PARADISE! Fakat Priest bundan eğiliyor! Kofi boşa düşüyor! Priest bir Gut Kick. Ardından tutuyor ve RAZOR'S EDGE'e alıyor. RAZOR'S EDGE! Hayır! Kofi bunu karşılıyor! Priest'i arkasından itiyor! Priest bodoslama ringposta giriyor ve kafasını tosluyor! Oradan çıkarak sersemleyerek Kofi'ye doğru geliyor. Kofi, Priest'i tutuyor ve S.O.S.!!!! TUŞA GİDİYOR! 1.........2........
Kofi Kingston ve menajeri Xavier Woods girişte! Geçen hafta PGW arenasına adım atmışlardı. Ringe ilerliyor ikili. Kofi içeriye girerken Xavier kenarda durmayı tercih ediyor. İçeriye giren Kofi tauntlarını atıyor ve rakibini bekliyor.
Damian Priest girişte görünüyor. Yanında yalnızca JD McDonagh var. Judgment Day'den başka kimse orada yok. İkili ringe ilerliyorlar. Gecenin başında saldırıya uğrayan ve PURE kemer maçına çıkamayan JD biraz gergin bir şekilde kenara geçerken Damian içeriye giriyor. Kofi'yi şöyle bir süzüyor. Kofi öfkeli bir şekilde ona bakarken Xavier de sinirli sinirli Damian'ı kesiyor. Hakem biraz sonra maçı başlatıyor.
Money in the Bank Qualifying Match
Damian Priest vs. Kofi Kingston
Maç başladı. İkili Collar And Elbow Tie Up'a gidiyor. Priest, Kofi'ye üstünlük kurup çuval gibi köşeye fırlatıyor. Ardından Kofi'nin karnına karnına yumruklar vuruyor. Kafasına yumruklarla devam ediyor. Sonrasında üst üste stomplar vurarak Kofi'yi köşeye oturtuyor. Kofi'nin boğazına bastırarak Kofi'yi köşede eziyor. Hakem sayıyor. 1-2-3-4- Priest bırakıyor. Sonrasında tekrardan Kofi'ye sağlam bir yumruk çakacakken Kofi bundan eğiliyor ve Priest'i seri yumruklarla köşeye sabitliyor. Tepesine çıkıyor ve üst üste yumruklar vurmaya başlıyor. 1-2-3-4-5-6-7-8- Priest 8.yumrukta Kofi'yi üstünden atıyor. Kofi koşarak bir Monkey Flip vurmayı denese de Priest onu havada kavrıyor ve Powerslam pozisyonuna alıyor. Fallaway Slamle fırlatacakken Kofi arkasına geçiyor ve Priest'i Sleeper Hold'a alıyor. Priest bir süre sonra geri geri çekilerek Kofi'yi köşeye çarptırıyor. Ardından üst üste dirsek darbeleri atarak Kofi'yi orada iyice serseme çeviriyor. Sonrasında karşı köşeye doğru koşup oraya çarpıp oradan Kofi'nin üstüne koşuyor. Kofi aniden ayılıp bunu hızlı bir manevrayla Pendulum Kick vurarak karşılıyor! Priest sersemliyor. Kofi sağlam bir yumruk geçiriyor. Sonrasında Top Rope'a çıkıyor. Diving Crossbody! Tuş 1.........2........ KICKOUT!
İkili ayaklanıyor. Kofi, Priest'in üstüne koşuyor Priest aniden bir Big Bootu oturtuyor! Kofi acıyla yerde çenesini tutuyor. Priest boğazından tutarak Kofi'yi kaldırıyor ve SOUTH OF HEAVEN! Fakat hayır! Kofi bunu üst üste dirsekler vurarak karşılıyor. Priest, Kofi'yi yakalayıp sertçe köşeye itiyor. Sonrasında üstüne hızla koşuyor. Kofi dodge atınca Priest kafasını köşeye çarpıyor. Kofi hazırlanıyor ve seri bir Elbow Strike hemen sonrasında Dropkick. Ardından iplerden koşuyor ve Leaping Clothesline! Fakat Priest onu Chokeslam'le havada yakalıyor! Chokeslam şeklinde kaldırıyor fakat Kofi bu seferde bunu DDT'yle karşılıyor! Ardından iplerden sekip bir Leaping Clothesline! Sonrasında iplerden sekiyor ve BOOM DROP! Ardından Trouble In Paradise hazırlığında. Tauntunu atıyor ve TROUBLE IN PARADISE! Fakat Priest aniden onu Fallaway Slam'e alıyor ve Fallaway Slamle çakıyor. Kofi ring dışına çekiliyor. Priest iplerden sekiyor ve TOP CON HILO! Fakat o da ne!? Tam uçacakken ayağı ipe takılıyor ve kafasının arkasını çok kötü aprona çarparak düşüyor! Kafasını tutarak acıyla yerde kıvranıyor! Hakemler bir süre onunla ilgileniyor. Bir süre ilgilendikten sonra Priest devam edebileceğini söylüyor. Yorgunca ve yavaşça kafasını tutarak ayağa kalkıyor. Kofi onun yanına yaklaştığı sırada Priest aniden Kofi'ye sağlam bir yumruk geçiriyor fakat Kofi bundan eğiliyor ve Priest'in kafasını ringposta çarptırıyor! Peşinden sağlam bir Trouble in Paradise! Priest bariyerlerin üstüne yüzüstü yatıyor. Kofi seri bir şekilde ringe giriyor. Bu kaosta Count outı saymayı unutan Hakem de Countı saymaya başlıyor. 1........2........3........4........5.........
JD McDonagh: Haydi Damian, toparlan. Sana güveniyorum!
6........7........8....... Priest yavaşça kendisine geliyor. 9........
Priest son anda kendisini ringe atmayı başarıyor!
Priest sendeleyerek ayağa kalkıyor. Kofi hızla bir TROUBLE IN PARADISE! Fakat Priest bundan eğiliyor! Kofi boşa düşüyor! Priest bir Gut Kick. Ardından tutuyor ve RAZOR'S EDGE'e alıyor. RAZOR'S EDGE! Hayır! Kofi bunu karşılıyor! Priest'i arkasından itiyor! Priest bodoslama ringposta giriyor ve kafasını tosluyor! Oradan çıkarak sersemleyerek Kofi'ye doğru geliyor. Kofi, Priest'i tutuyor ve S.O.S.!!!! TUŞA GİDİYOR! 1.........2........
3!
Kazanan: Kofi Kingston
Çanta adayı Kofi Kingston oluyor! Kısa süren maçta galibiyet hızla geliyor. Kofi köşeye çıkıyor ve sinirli bir şekilde seyirciyi süzerken Xavier kenarda onu alkışlıyor. Damian Priest ise yerde. JD McDonagh hayal kırıklığı içerisinde. Kofi ve Xavier biraz sonra ringi terk ediyorlar. Tam bu sırada girişte birileri beliriyor.
Dominik, Liv Morgan ve Finn Balor girişte! Judgment Day burada! Hızla ringe ilerliyorlar. Damian Priest ringde yavaşça kalkarken JD McDonagh da içeriye giriyor. Priest ayaklanıyor fakat oldukça üzgün görünüyor. JD McDonagh ise çok tedirgin. Bir şeyler olacağını hissediyor. Bu sırada girişten gelen üç kişi de ringe giriyor. Tüm Judgment Day şimdi içeride! Priest tam olarak ayağa kalktığı vakit Finn Balor elindeki mikrofonla konuşmaya başlıyor.
Finn Balor: Damian. Üzücü bir mağlubiyet. Survivor Series ve sonrasında kötü bir grafik çizdiğini görüyorum. Açıkçası bu sen olamazsın, hatta kesinlikle sen değilsin. Bunu çok iyi biliyorum. Damian, sen ringde tanrılaşmak için doğmuş bir güreşçisin. Ne kadar kuvvetli olduğunu hepimiz biliyoruz. Mikrofon yeteneğin de ortada. Senin gerçek bir superstar olduğuna dair hiçbir şüphem yok. Şu dönemde yaşadığın bazı talihsizlikler sonucu kayıplar aldın. Bunlar olabilecek şeyler, değil mi? Zaten asıl amacımız şu dönemde Carlito'ya odaklanmak. Money in the Bank daha önemli bir ödül değil. Yanlış mıyım?
Damian Priest Balor'a bakıyor. JD McDonagh'ın kenardan aldığı ve ona uzattığı mikrofonu görüyor ve alıyor. Kafasını kaşıyarak yanıtlıyor.
Kazanan: Kofi Kingston
Çanta adayı Kofi Kingston oluyor! Kısa süren maçta galibiyet hızla geliyor. Kofi köşeye çıkıyor ve sinirli bir şekilde seyirciyi süzerken Xavier kenarda onu alkışlıyor. Damian Priest ise yerde. JD McDonagh hayal kırıklığı içerisinde. Kofi ve Xavier biraz sonra ringi terk ediyorlar. Tam bu sırada girişte birileri beliriyor.
Dominik, Liv Morgan ve Finn Balor girişte! Judgment Day burada! Hızla ringe ilerliyorlar. Damian Priest ringde yavaşça kalkarken JD McDonagh da içeriye giriyor. Priest ayaklanıyor fakat oldukça üzgün görünüyor. JD McDonagh ise çok tedirgin. Bir şeyler olacağını hissediyor. Bu sırada girişten gelen üç kişi de ringe giriyor. Tüm Judgment Day şimdi içeride! Priest tam olarak ayağa kalktığı vakit Finn Balor elindeki mikrofonla konuşmaya başlıyor.
Finn Balor: Damian. Üzücü bir mağlubiyet. Survivor Series ve sonrasında kötü bir grafik çizdiğini görüyorum. Açıkçası bu sen olamazsın, hatta kesinlikle sen değilsin. Bunu çok iyi biliyorum. Damian, sen ringde tanrılaşmak için doğmuş bir güreşçisin. Ne kadar kuvvetli olduğunu hepimiz biliyoruz. Mikrofon yeteneğin de ortada. Senin gerçek bir superstar olduğuna dair hiçbir şüphem yok. Şu dönemde yaşadığın bazı talihsizlikler sonucu kayıplar aldın. Bunlar olabilecek şeyler, değil mi? Zaten asıl amacımız şu dönemde Carlito'ya odaklanmak. Money in the Bank daha önemli bir ödül değil. Yanlış mıyım?
Damian Priest Balor'a bakıyor. JD McDonagh'ın kenardan aldığı ve ona uzattığı mikrofonu görüyor ve alıyor. Kafasını kaşıyarak yanıtlıyor.
Damian Priest: Açıkçası Finn, bu mağlubiyet adına gerçek manada üzgünüm. Bu tip zayıf cümleler kurmayı sevmediğimi sen de çok iyi biliyorsun. Fakat az önceki yenilgi benim adıma büyük bir utançtı. Nasıl oldu, inan anlamadım. Kendimi ciddi manada kötü hissediyordum. Bu şekilde bana yaklaşıyor olman çok kıymetli. Judgment Day olarak bir arada olmamız Carlito'dan da Money in the Bank'ten de önce gelmeli. Sebebi ise oldukça açık: Eğer bir arada olamazsak Carlito'yu da kurtaramayız, Money in the Bank'i de kazanamayız. Gösterdiğin tolerans için teşekkür ederim. Gelecek hafta Dom ve JD McDonagh'ın Money in the Bank çantası için eleme maçları var. Benim haricimde tüm ekibin 25 Ocak gecesi Money in the Bank maçında olmasını istiyorum. Tabii eğer Carlito'yu bu sırada yanımıza çekebilirsek. Dediğin gibi Balor, önceliklerimiz önemli. Önce ekip olarak birbirimizi tutmalıyız, sonra Carlito'yu kurtarıyoruz. En son da Money in the Bank'i kazanıyoruz. Akışımız bu şekilde olacak.
Dominik ters ters Damian'a bakıyor. Finn Balor sakince Damian'ı dinlerken JD McDonagh da gergin. Liv Morgan ise tırnaklarını yiyor.
Dominik ters ters Damian'a bakıyor. Finn Balor sakince Damian'ı dinlerken JD McDonagh da gergin. Liv Morgan ise tırnaklarını yiyor.
Finn Balor: Katılıyorum Damian. Hatta ileriye gidiyorum. Gelecek hafta Judgment Day'in Money in the Bank eleme maçlarını iptal dahi etmeye hazırım. Hep birlikte Carlito için mesai harcamalıyız. (Dominik patlamak üzere. JD McDonagh ise aşırı gergin. Tişörtü yırtıp atmaya hazırlanıyor). Ben mesela bu sabah Carly'nin evine gittim. Ama oralarda yoktu. Nerede olduğunu bulmalı ve şeftali sevdalısı şu piçi arkadaşlarının yanına geri getirmeliyiz. Hem de derhal!
Finn Balor: Fakat sen bunların gerçekleştiğini göremeyeceksin. Çünkü artık arkadaşımız değilsin!
SONUNDA! SONUNDA O CÜMLE GELDİ! DOM DERİN BİR OH ÇEKİYOR! ARTIK RAHATLIYOR! ÇÜNKÜ BALOR AZ ÖNCE PRIEST İLE DALGA GEÇİYORDU! Buna çok sevindi. Finn Balor cümlesini bitirdiği anda Damian Priest'in yüzü değişiyor. Dirty Dom ona sert bir şekilde bakarken Finn Balor da ters ters bakıyor. Damian yumruğunu havaya kaldırırken Finn Balor mikrofonu suratına geçiriyor! Damian Priest yerde!
Dom ve Balor üst üste stomplarla yerdeki Priest'e saldırıyorlar! Tekmelerle onu yerde tutmaya çalışıyorlar. Bu sırada yandaki JD McDonagh tedirgin bir şekilde onları izliyor. Aynı Liv Morgan gibi müdahale etmiyor. JD McDonagh, Priest'i son dakikaya kadar korumaya çalışmıştı. Onun yanında olmak istemişti. O da Judgment Day üyesiydi! Fakat artık değil! Balor sert bir bakış atıyor JD'ye. Bu bir uyarı! O da stomplamak için yaklaşıyor ve Priest'e saldırıyor. Damian Priest yerde acı çekiyor. Biraz sonra JD McDonagh onu kaldırıyor. Üzülerek iplere gönderiyor. Damian'ın kafası iplerde. Dominik koşuyor ve 619! Keyiflendi Dom!
Hareket sonrası Balor onu tutuyor, BLOODY SUNDAY! Yerde yatan Damian için köşeye çıkıyor Finn Balor. Hızlı bir şekilde top rope'da yerini aldı. Liv onu karmaşık duygularla izlerken JD McDonagh kısmen de olsa üzülüyor. Dirty Dom ise bir o kadar sevinçli! Günlerdir bu anın gelmesini bekliyor gibi. Finn Balor atlıyor ve COUP DE GRACE!!! COUP DE GRACE GELDİ! Dom "OHHHH" diye bağırıyor. Sonra da Priest'i kaldırıp sertçe ring dışına fırlatıyor. Artık Priest'in yeri orası! Balor bu sırada mikrofon alıyor ve sinirli bir şekilde konuşuyor.
Finn Balor: Boş! Boş! Boş! Hiçbir anlamı yok! Aylardır buradayız ve iç çatışmalar, ego savaşları, psikolojik mücadeleler yüzünden bir arpa boyu yol alamadık. Her ay bir amaç uğruna mücadeleye çıkıyor, sonra da elimiz boş bir şekilde götümüze bakarak dönüyoruz. Ne manası var? Olumsuz bir döngüde gibiyiz ve bir türlü o kısır sonuçlar kazandığımız olay örgüsünden çıkamıyoruz. Neyse ki Judgment Day'i bu gece orijinal formuna döndürerek aylar sonra farklı bir atılım yapabildik. Ne Wes Lee ne de Damian Priest bu haliyle Judgment Day'e layıktır. WrestleMania şovunu ayakta kapatabilmiş "Starboy" isimli o adam birkaç haftadır sade bir vatandaş gibi davranıyor. 100 metrekare yüzey alanı olan tır güçlü bir adam sürekli ip gibi ince adamlara tuş olup mağlubiyetlere imza atıyor. Bunların hepsi saçmalık. Artık bu tip kayıplara toleransımız falan yok! Komutayı bu gece itibarıyla yeniden devralıyorum. Amaçlarımız Carlito'yu evine döndürmek ve Money in the Bank çantasını bu gruba kazandırmak.
Dirty Dom: Bu gruba değil "abi", bana kazandırmak. Aksi takdirde papito out.
Balor arkasını dönüyor. Dominik Balor'un yanına yaklaşıyor. Bakışıyorlar!
Michael Cole: Gerçekten bu grubun karmaşasından bıktım John. Lanet olsun! LANET OLSUN!
JBL: Başım ağrıyor Michael. Tam da Damian gitti ve karmaşa bitti derken. Şimdi de Dominik sorun çıkartıyor. Öğlen vakti yayınlanan günlük Türk dizisi gibiler. Bitmek bilmeyen bir olay örgüsü ve kargaşa mevcut. Bu Judgment Day'in kaçıncı sezonu? Söylesene.
Balor ve Dominik bakışmaya devam ediyorlar.
Finn Balor: Aylardır bitmeyen kargaşa son bulurken şimdi de sen...
Dirty Dom: Aylardır başarı için çırpınırken bir sik yapamayan grupta sivrilip Money in the Bank'i isteyen ben. Burada yanlış olan sence kim?
Finn Balor: Dom... Bak, o maçta hepimiz yer alacağız. Ben, sen ve JD McDonagh! Poster çocuğu olduğunu biliyorum. Çok gaza geldiğini görüyorum. Ama o gece çanta ellerimin altında ise bunu sana vereceğimi garant-
Dirty Dom: Ben son sözümü söyledim hermano. Bir başarı elde etmeyeceksem bu tantanayı daha fazla çekmeyeceğim. Nokta!
İkili bakışmaya devam ederken...
JD McDonagh: Gecenin başında PURE kemeri için maça çıkacaktım. Saldırıya uğradım ve orada kimse yoktu. Eğer o maça çıkabilseydim kazanacağıma emindim. Fakat bunu problem etmedim. Dom... Biraz rahatlamaya ihtiyacın var gibi görünüyor. Haftalar süren kargaşa nihayet bitiyor ve odağımızı başarıya yeni yeni çevirebiliyoruz. Kazanacağız dostum. Eminim ki kazanacağız. Sadece son virajdayız ve en keskini belki de en serti bu viraj. Dağılmadan, sağa sola çarpmadan bu yolu da bitirmeliyiz. Sonu şeftali bahçeleri olacak, ben buna inanıyorum.
Finn Balor: Fakat sen bunların gerçekleştiğini göremeyeceksin. Çünkü artık arkadaşımız değilsin!
SONUNDA! SONUNDA O CÜMLE GELDİ! DOM DERİN BİR OH ÇEKİYOR! ARTIK RAHATLIYOR! ÇÜNKÜ BALOR AZ ÖNCE PRIEST İLE DALGA GEÇİYORDU! Buna çok sevindi. Finn Balor cümlesini bitirdiği anda Damian Priest'in yüzü değişiyor. Dirty Dom ona sert bir şekilde bakarken Finn Balor da ters ters bakıyor. Damian yumruğunu havaya kaldırırken Finn Balor mikrofonu suratına geçiriyor! Damian Priest yerde!
Dom ve Balor üst üste stomplarla yerdeki Priest'e saldırıyorlar! Tekmelerle onu yerde tutmaya çalışıyorlar. Bu sırada yandaki JD McDonagh tedirgin bir şekilde onları izliyor. Aynı Liv Morgan gibi müdahale etmiyor. JD McDonagh, Priest'i son dakikaya kadar korumaya çalışmıştı. Onun yanında olmak istemişti. O da Judgment Day üyesiydi! Fakat artık değil! Balor sert bir bakış atıyor JD'ye. Bu bir uyarı! O da stomplamak için yaklaşıyor ve Priest'e saldırıyor. Damian Priest yerde acı çekiyor. Biraz sonra JD McDonagh onu kaldırıyor. Üzülerek iplere gönderiyor. Damian'ın kafası iplerde. Dominik koşuyor ve 619! Keyiflendi Dom!
Hareket sonrası Balor onu tutuyor, BLOODY SUNDAY! Yerde yatan Damian için köşeye çıkıyor Finn Balor. Hızlı bir şekilde top rope'da yerini aldı. Liv onu karmaşık duygularla izlerken JD McDonagh kısmen de olsa üzülüyor. Dirty Dom ise bir o kadar sevinçli! Günlerdir bu anın gelmesini bekliyor gibi. Finn Balor atlıyor ve COUP DE GRACE!!! COUP DE GRACE GELDİ! Dom "OHHHH" diye bağırıyor. Sonra da Priest'i kaldırıp sertçe ring dışına fırlatıyor. Artık Priest'in yeri orası! Balor bu sırada mikrofon alıyor ve sinirli bir şekilde konuşuyor.
Finn Balor: Boş! Boş! Boş! Hiçbir anlamı yok! Aylardır buradayız ve iç çatışmalar, ego savaşları, psikolojik mücadeleler yüzünden bir arpa boyu yol alamadık. Her ay bir amaç uğruna mücadeleye çıkıyor, sonra da elimiz boş bir şekilde götümüze bakarak dönüyoruz. Ne manası var? Olumsuz bir döngüde gibiyiz ve bir türlü o kısır sonuçlar kazandığımız olay örgüsünden çıkamıyoruz. Neyse ki Judgment Day'i bu gece orijinal formuna döndürerek aylar sonra farklı bir atılım yapabildik. Ne Wes Lee ne de Damian Priest bu haliyle Judgment Day'e layıktır. WrestleMania şovunu ayakta kapatabilmiş "Starboy" isimli o adam birkaç haftadır sade bir vatandaş gibi davranıyor. 100 metrekare yüzey alanı olan tır güçlü bir adam sürekli ip gibi ince adamlara tuş olup mağlubiyetlere imza atıyor. Bunların hepsi saçmalık. Artık bu tip kayıplara toleransımız falan yok! Komutayı bu gece itibarıyla yeniden devralıyorum. Amaçlarımız Carlito'yu evine döndürmek ve Money in the Bank çantasını bu gruba kazandırmak.
Dirty Dom: Bu gruba değil "abi", bana kazandırmak. Aksi takdirde papito out.
Balor arkasını dönüyor. Dominik Balor'un yanına yaklaşıyor. Bakışıyorlar!
Michael Cole: Gerçekten bu grubun karmaşasından bıktım John. Lanet olsun! LANET OLSUN!
JBL: Başım ağrıyor Michael. Tam da Damian gitti ve karmaşa bitti derken. Şimdi de Dominik sorun çıkartıyor. Öğlen vakti yayınlanan günlük Türk dizisi gibiler. Bitmek bilmeyen bir olay örgüsü ve kargaşa mevcut. Bu Judgment Day'in kaçıncı sezonu? Söylesene.
Balor ve Dominik bakışmaya devam ediyorlar.
Finn Balor: Aylardır bitmeyen kargaşa son bulurken şimdi de sen...
Dirty Dom: Aylardır başarı için çırpınırken bir sik yapamayan grupta sivrilip Money in the Bank'i isteyen ben. Burada yanlış olan sence kim?
Finn Balor: Dom... Bak, o maçta hepimiz yer alacağız. Ben, sen ve JD McDonagh! Poster çocuğu olduğunu biliyorum. Çok gaza geldiğini görüyorum. Ama o gece çanta ellerimin altında ise bunu sana vereceğimi garant-
Dirty Dom: Ben son sözümü söyledim hermano. Bir başarı elde etmeyeceksem bu tantanayı daha fazla çekmeyeceğim. Nokta!
İkili bakışmaya devam ederken...
JD McDonagh: Gecenin başında PURE kemeri için maça çıkacaktım. Saldırıya uğradım ve orada kimse yoktu. Eğer o maça çıkabilseydim kazanacağıma emindim. Fakat bunu problem etmedim. Dom... Biraz rahatlamaya ihtiyacın var gibi görünüyor. Haftalar süren kargaşa nihayet bitiyor ve odağımızı başarıya yeni yeni çevirebiliyoruz. Kazanacağız dostum. Eminim ki kazanacağız. Sadece son virajdayız ve en keskini belki de en serti bu viraj. Dağılmadan, sağa sola çarpmadan bu yolu da bitirmeliyiz. Sonu şeftali bahçeleri olacak, ben buna inanıyorum.
Dom ve Balor JD'ye bakıyor. Biraz olsun sakinleşiyorlar. Şeftali cümlesi ile beraber hafifçe sırıtıyorlar bile. Bu adamda gerçekten şeytan tüyü var! Komik olmasa bile güldürebiliyor. JD McDonagh bu sırada kenardaki görevlilerden yandaki çöp konteynırını istiyor. Maça çıkmadan önce hazırlık yapmışlardı. Görevlilerle beraber konteynırı içeriye alıyor. Sonra da Balor ve Dom'a dönüyor.
JD McDonagh: Finn, Dom. Bu gece için bir planımız vardı. Artık şu işi halletsek...
Balor ve Dom gülümseyerek JD McDonagh'a bakıyorlar. Sonra da Liv'e dönüyorlar.
Dirty Dom: Bu işin ehli Liv'dir.
Liv Morgan kafa sallıyor. Gülümsüyor. JD McDonagh ise "seve seve" der gibi kafasını hafifçe eğiyor, sonra da çöp konteynırındaki cismi çıkartıp havaya kaldırıyor. Bu cisim, kendisine kargo ile yollanan KARA KİTAP!
Liv Morgan kitabı alıyor, sonra da içerisindeki bir sayfayı yırtıp kitabı konteynırın içine atıyor. Sayfayı yakmak üzere çakmağını cebinden çıkartıyor. Hafif benzin dökülmüş konteynıra alevi verdiği anda kitap da çöp konteynırı da yanacak. Fakat çakmak bir türlü yanmıyor. Biraz sonra...
FINN BALOR! Balor çakmağı alıyor ve tek seferde alevi yakıyor! HEM DE BİR ÇAKMAKTAN ÇIKABİLECEK ALEVE NAZARAN DAHA FAZLASI YANIYOR. Morgan oldukça şaşırıyor. Çakmağından hiç bu kadar büyük bir ateş çıktığını görmemişti. Morgan gülerek sayfayı yakıyor. Sonra da çöp konteynırının içine atıyor. Gülmeye devam ediyor.
JD McDonagh kitabın yanmasıyla beraber ferahlıyor. Gerçekten hafifliyor. Bu sırada Liv Morgan gülmeye devam ederken Balor açıklama yapıyor.
Finn Balor: Tüm kutsal kitaplara saygımız var. Fakat bir dinmiş gibi kendini pazarlayan, hatta kutsal bir kitap bile icat edip dinlerle kendini aynı seviyeye koymaya çalışan, hatta belki de dinlerle alay eden bu soysuz adama saygımız falan yok! Dark STG! Sen JD için geliyorsan biz de Carlito için geliyoruz! Bizi bekle...
Grupta bir birlik hali oluşuyor. Dominik mutlu görünüyor. İçindekileri döktü, Damian'ı attı. Daha ne olsun? Balor da gayet keyifli. Mikrofonu atıyor Balor. Alevler konteynırdan yükselirken bunun mimarı Liv Morgan ile kitabın yakılmasını isteyen JD McDonagh bakışıyorlar. Normalden birkaç salise uzun süren bu bakışma sonrası Dirty Dom kız arkadaşı Liv'in elinden tutuyor. İkisinin de böylece dikkati dağılıyor. Judgment Day ringde tauntlar atarken...
Balor ve Dom gülümseyerek JD McDonagh'a bakıyorlar. Sonra da Liv'e dönüyorlar.
Dirty Dom: Bu işin ehli Liv'dir.
Liv Morgan kafa sallıyor. Gülümsüyor. JD McDonagh ise "seve seve" der gibi kafasını hafifçe eğiyor, sonra da çöp konteynırındaki cismi çıkartıp havaya kaldırıyor. Bu cisim, kendisine kargo ile yollanan KARA KİTAP!
Liv Morgan kitabı alıyor, sonra da içerisindeki bir sayfayı yırtıp kitabı konteynırın içine atıyor. Sayfayı yakmak üzere çakmağını cebinden çıkartıyor. Hafif benzin dökülmüş konteynıra alevi verdiği anda kitap da çöp konteynırı da yanacak. Fakat çakmak bir türlü yanmıyor. Biraz sonra...
FINN BALOR! Balor çakmağı alıyor ve tek seferde alevi yakıyor! HEM DE BİR ÇAKMAKTAN ÇIKABİLECEK ALEVE NAZARAN DAHA FAZLASI YANIYOR. Morgan oldukça şaşırıyor. Çakmağından hiç bu kadar büyük bir ateş çıktığını görmemişti. Morgan gülerek sayfayı yakıyor. Sonra da çöp konteynırının içine atıyor. Gülmeye devam ediyor.
JD McDonagh kitabın yanmasıyla beraber ferahlıyor. Gerçekten hafifliyor. Bu sırada Liv Morgan gülmeye devam ederken Balor açıklama yapıyor.
Finn Balor: Tüm kutsal kitaplara saygımız var. Fakat bir dinmiş gibi kendini pazarlayan, hatta kutsal bir kitap bile icat edip dinlerle kendini aynı seviyeye koymaya çalışan, hatta belki de dinlerle alay eden bu soysuz adama saygımız falan yok! Dark STG! Sen JD için geliyorsan biz de Carlito için geliyoruz! Bizi bekle...
Grupta bir birlik hali oluşuyor. Dominik mutlu görünüyor. İçindekileri döktü, Damian'ı attı. Daha ne olsun? Balor da gayet keyifli. Mikrofonu atıyor Balor. Alevler konteynırdan yükselirken bunun mimarı Liv Morgan ile kitabın yakılmasını isteyen JD McDonagh bakışıyorlar. Normalden birkaç salise uzun süren bu bakışma sonrası Dirty Dom kız arkadaşı Liv'in elinden tutuyor. İkisinin de böylece dikkati dağılıyor. Judgment Day ringde tauntlar atarken...