Hayatımın en uzun gecesi, şu önümüzdeki birkaç saat.
Önce deprem haberi, hemen 5 dakika içerisinde çok yakın arkadaşlarımdan birisine ulaştığımda attığı "enkaz altındayım" mesajı.
Arkadaşımın ailesinin evinin adresini bulmak için gecenin bir saati taksi bulup asıl çocuğun evine gidip ev arkadaşlarını uyandırıp adresi öğrenmek, sabah 9da gelen, ben ve abim çıktık ama annemler hala içerde mesajı. Arkadaşımın annesi ve babasının naaşları oradan 4 gün sonra çıktı. 4 gün içinde iletişime geçtiğim ama nispeten daha az yakın olduğum 2 arkadaşımın da ailelerini tamamen kaybettiklerini duydum. O 4 gün boyunca toplamda 6 saat falan uyudum. Enkaz altındayım öleceğim diyen insanlardan, fotoğraf atmalarını istemek zorunda kaldım. Çok insan öldü, "Abicim sakın korkma sana yardım bulduk ekip yolda" demek için geri dönüş yaptığım telefonları insanların anneleri açıp "kızımın cansız bedenini şimdi çıkardık, ekipleri başka yere yollayın" dediklerinde ben de öldüm. Tahminen evleneceğim ve ömrümün kalanını beraber geçireceğim insan olmasa ve arkadaşım o ilk gün oradan çıkamasaydı, gerçekten de öldürürdüm kendimi.
Ölmedik. Arkadaşımla görüşüyoruz, haline bin şükür, ne kadar olabilirse. Artık depremle ilgili şakalar yapıyoruz, çünkü bildiğimiz başka bir mücadele yöntemi yok. Evet yaşıyoruz, hayat devam ediyor.