@Beast Incarnate Doğan'ım rol çalmak gibi olacak ama şöyle bir şeyler karalamak istedik bizde ya bu sezon için. Dün akşam işe gideceğimden ötürü ne şampiyonluğun sevincini tam yaşayabildim, ne duygularını hissedebildim. Küçük bir mutluluk patlamasının ardından sabaha rötarladık sevincimizi. Ancak şimdi açıp sevinçlere, kutlamalara bakabildim. Çok uzun bir şey olmayacak, belki ilerleyen günlerde daha ayrıntılı dolu bir şeyler karalarız da, en azından şu an hissettiklerimi bir yerlere yazıp paylaşmak istiyorum. Her şeyiyle dopdolu bir sezon yaşadık. Her şeyiyle mükemmeldi. Son haftasına kadar her maçına bizleri kitleyen bir oyuncu grubu, teknik ekibi oldu. Yönetimi belli konularda sınıfta kalmış olsa da onların da emeği göz ardı edilemez.
Icardi... Barış... Mertens... Kerem... Ziyech... Torreira... Berkan... inanılmaz bir oyuncu topluluğu. Belki de doğru zamanda, doğru yerde performanslarının zirvesine çıkabilse bu sezon bu takım Avrupa Ligi aşamasında çok farklı şeyler izletebilirdi. Dile kolay 17 maçlık galibiyet serisi yakaladılar. Adını yazdığım, yazmadığım hepsi Galatasaray'ı yaşadı, hissetti. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum kendimce. Bize böyle güzel duyguları bahşettiler. Belki de bu zorlu zamanlarımızda, vücudumuzun, zihnimizin en yorulduğu zorlandığı zamanlarda; bir gol, bir galibiyet ile bizleri mutlu ettiler. Bizleri her maç günü ''Bugün Galatasaray'ın maçı var abi gelemem.'' diyerek tüm planları iptal ettirecek düzeyde ekrana bağladılar. Şampiyonlar Ligi ön elemelerinden, Konyaspor maçına kadar her şeylerini verdiler. Hiç birini tek tek isimleriyle anarak bir şeyler yazmak gelmiyor içimden. Herkes için ayrı bir hikaye yazılabilir buraya aslında, ama bu oyun 11 kişinin sahaya çıkıp beraber en iyi performansı verdiği takdirde kazanılan bir oyun. Galatasaray'ın rekor 102 puanla şampiyon olduğu bu sezonda koca bir aile oldular ve kenetlendiler. Hepsiyle gurur duyuyorum ve tekrardan bizlere böyle güzel duygular yaşamamıza vesile oldukları için teşekkür ediyorum. İyi ki sarı kırmızı formayı terlettiler, terletecekler.
Okan hocam... ilk geldiğin günden beri savunan tarafta olduk. Zamanında Fatih hoca için çok kullanırdık, ''Vardır hocanın bi bildiği...''. Her maç çıkarttığı kadrosu, oynattığı futbolu ile aynı cümleyi onun adına sarf edebilmenin verdiği rahatlık gerçekten bambaşka. Ne olursa olsun verdiği her karara bir şekilde güvenmemizi sağladı. Gelmeden önceki son sezonunda 13. olmuş, tarihinin en kötü sezonlarından birini geçirmiş bir camiayı her hafta galibiyete alıştırdı. Tüm oyuncuları bir baba şefkati ile yaklaştı ve takımı gerçekten kocaman bir aileye çevirdi. Yeri geldi şapkadan tavşan çıkaracak hamleler yapıp bizi mest etti, yeri geldi yaptığı bir değişiklik ile maçın kaderini değiştirdi. Geçen sezonda olduğu gibi bu sezonda en büyük pay senin. Futbolcu olarak efsanesi olduğun bu kulübün, hocası olarak da ayrı bir efsane hikayesi yazmaya devam ediyorsun. Camia olarak senin gibi bir Galatasaraylıya hocamız, teknik direktörümüz, efsanemiz diyebildiğimiz için, çok şanslıyız. Biz taraftarları hiç bir zaman yüzüstü bırakmadığın için, mutluluklarımızın mimarı olduğun için, en çok da sana teşekkür ediyorum. Umarım Galatasaray çatısı altında kupalar kazanmaya, yazmaya başladığın bu efsaneye; anlılar, kutlamalar, şampiyonluklar ekleyerek devam edersin. Bu taraftar ne olursa olsun verdiğin her karara, yaptığın her değişikliğe ''Okan hocamın vardır bir bildiği...'' demeye devam edeceğinden şüphen olmasın.
Yönetim ekibi belki de şampiyonlukta en göze batan taraf oldu. Yaptığı transferler, gidenlerin yerinin dolmaması gibi çok eksisi oldu yönetimin. Belki bu takımın Avrupa yolculuğunun erken bitmesinde ki en büyük etken, eksiklerin giderilmemesi, gerekli transfer aksiyonlarının gerekli zamanda yapılmaması oldu bu sezon. Yine de, futbolun ''saha dışında'', sosyal mecralarda, mikrofon arkalarında Galatasaray'ı her ne olursa olsun savunmaları çok önemliydi. Öyle bir mücadelenin içindeydi ki bu takım, her türlü kirli iftirasıyla, kötü hakem yönetimiyle mücadele ederek geldi buralara. İlk maçından son maçına kadar skandal kararlar ile günlerce gündem oldu bu camia. Oyuncusu, hocası, teknik ekibi futbolun saha dışında olan her şeyi sahanın içinde oynadığı futbol ve aldığı galibiyetler ile rekorlar kırarak cevabını vermiş olsa da, yönetime de bir payda vermek gerekiyor. Galatasaray yönetiminin içerisinde ki en önemli figür Erden Timur bu yazılanların dışında, yönetime verilen paydanın en büyük sahibi. Oyuncularla kurduğu ilişki, Icardi gibi bir superstarı, aldığı onca teklife rağmen Galatasaray'a bağlaması, oyuncu grubunun bir aile gibi kenetlenmesinde ki en büyük etken kendisi. Gerçekten arkaplanda elinden gelenin en iyisini yaptı, yeri geldiğinde en doğrusunu konuştu ve Galatasaray'ın başarılı olması için elinden gelen her şeyi yaptı. Ona da kocaman bir iyi ki bizimlesin diyelim ve umarım yönetimin diğer kademeleri ile yaşananlara sünger çekebilip, bu takımın, bu camianın, yönetimin içerisinde kalıp kazanacağımız nice zaferle vesile olur diyelim.
Mutluyum... ülkece zor zamanlar geçiriyoruz. Herkesin kendince problemleri, derdi, hayat zorlukları var. Bir şekilde ayakta kalmaya çalıştığımız bu dönemlerde biz Galatasaraylılar olarak şampiyonluk bizlere bir hayat öpücüğü gibi geliyor. Biraz açgözlü bir camiayız, daha şampiyonluk kutlamaları devam ederken ''#Hedef25'' hashtagi açacak kadar açgözlüyüz ama o da bu takımı çok sevmemizden ve her zaman en tepede, en yukarda görmek istememizden. Koca bir sezonu geride bıraktık. Her anıyla unutulmayacak bir sezon oldu bizler için. ''102 PUAN'' toplayarak rekor kırdık ve tarihe altın harflerle yazılacak bir şampiyonluk serüveni izledik. Galatasaray; hayalleri, hülyaları dünyalardan büyük olan bir camia. Önümüzdeki sezon için bambaşka hayaller, çok daha güzel hülyalar kurmaya başlayacağız ilerleyen haftalarda. Ama şimdilik kısa bir sezon finali verelim. Şampiyonluğumuzun tadını çıkaralım. Tüm Galatasaraylı dostlarımı, kardeşlerimi, canlarımı şampiyonluğumuz için tekrardan tebrik ederim.
Her zaman dediğimiz gibi...
''İyiler sonunda mutlaka kazanır.''