Bizim PG/tezat zamanları da ara ara böyle yazardım belki hatırlayan olur. Yine bir günü sabah etmişken konuyu gördüm, yazayım üç beş şey.
Normalde böyle özellikle forum konularında duygusallık kasmayı çok sevmiyorum ya da artık sevmiyorum, ne bileyim. Ama PURE mevzusu beni duygulandırdı ya. Zaman çok hızlı akıp gidiyor, tutamıyoruz maalesef, yaş aldıkça alıyoruz.
Şu hayali RPG muhabbetinden hiç hoşlanmadığımı söyleyerek başlayayım öncelikle. Daha önce de birkaç arkadaşa söylemiştim bu durumu. Profesyonelgüreş'i ve PURE'u kuranlardan biri olduğum için toz konduramamaktan ziyade, hatırlamak isteyeceğim bir dönem olduğu için hoşlanmıyorum.
Keka ve İlkay başta olmak üzere yakın arkadaşlarım benim eskiden hikaye, sinopsis falan yazdığımı bilirler. 4 sene önce bırakmıştım, bilinçli değil, bırakmıştım sadece. Tugay'ın vefatını atlatmam (atlatmak denirse) dört yıl sürdü, dört yıl sonunda ilk defa birkaç hafta önce bir hikaye yazdım. Biliyorsunuz Tugay'ın vefatının ardından çok kısa bir süre sonra pandemi patladı, eve kapandık. Oğlum böyle bir acıyla anca kafanı dağıtarak başa çıkabilirsin, di mi? Tüm dünya eve kapandı...
O aralar
@Sikiru bana mesaj attı, bir forum açılacağını, RPG'yi bizim yazmamızı istediklerini söyledi. Sg dedim tabii ben de. Alpi de kafanı dağıtırsın, sanki başka ne yapacaksın, başka işin gücün mü var, eve kapandık minvalinde nazik yorumlarda bulundu. Ben de okayledim sonuç olarak. Ardından bizim klasik ekibi toparladık ve daha seraysever.com yokken PURE ile ilgili bütün detaylar hazırlandı. 4 sene boyunca belki hikaye bile yazmadım, kitap ya da benzer bir şey düşünmedim, öykü yazmadım ama yine, yeni, yeniden RPG yazdım.
Hem Mustafa'nın halihazırda elinde bulundurduğu domain (profesyonelgures.com) ile birlikte seraysever.com'dan kopup kendi forumumuzu kuruşumuz, hem de PURE benim için en büyük terapi oldu o dönemler. Bu yüzden bu hayalet makarasına alınıyorum birazcık. Tabii ki wakara olduğunu biliyorum da, oğlum biz de kendimizce yaşlandık, azcık ağlak olmakta sorun yok bence.
Özellikle Alpi ile çok konuştuğumuz bir şeydi, DoR çocukluğumuz/ergenliğimizden bu yana yaptığımız en iyi iş diyorduk RPG açısından. Ama PURE ezdi geçti bence. Ekibe girmiş çıkmış olanlar bilir, hakikaten muazzam bir sistem vardı, bizim bu rpg dalgasındaki Selimiye'miz gibi bir şey oldu. PURE'un ilk WrestleMania'sına kadar yazdım, sonra bıraktım. Sanırım takribi 5 aylık bir sürece denk geliyor. O 5 aylık PURE benim gördüğüm en üst seviye Türk güreş RPG'siydi. İçinde bulunduğum için objektif bakamıyor olabilirim ama hakikaten başka bir keyfi vardı. Yazması ayrı, oynaması ayrı, oynatması ayrı, dramaları ayrı keyifliydi. O günlerdeki acı haricinde geri kalan her şeyi özlediğimi fark ettim. Belki tekrar 18-20 olamam ama en azından o zamanlara dönebilsem döner miydim acaba, bilmiyorum.
İyi ki de yollarımız öyle ya da böyle kesişmiş, online bile olsa güzel bağlar kuruldu. Bugün benim 5 yıl aynı evde kaldığım adamla, forumda tanıştığım ve hayatımda yüz yüze görmediğim adam birlikte oyun oynuyor, maç izliyor, vakit geçiriyor. Kolay kazanılabilecek bir şey değil dostluk.
Öptüm sizi.