Çakır öldükten sonra Polat için arada bir engel kalmıyor ve direkt konsey ile bire bir muhattap oluyor. Bu da zaten Polat'ın başından beri olan hedeflerinden birisi. Babaların hepsi ortadan kalktıktan sonra, küçük mafya ile iş ortadan kalkıyor zaten. Aslan Amca da ölünce, Polat'ın hiçbir freni kalmıyor. Bunca zaman Polat'ın elinden tutan birileri varmış da, Polat şimdi özgürmüş gibi. 3. sezon o açıdan her türlü daha zevkli. İlk iki sezondaki; "mafyayız ama bak sempatiğiz" imajını silip atıyor. Konsey böyle ilk iki sezondaki minik gösterimlerinden öteye gidiyor. Konseydeki diğer isimleri daha yakından tanımaya başlıyoruz. Samuel'in karısı ile mevzusu, Kılıç ve Karahanlı'nın ailevi durumlarını görüyoruz. En bilmediğimiz her zaman için Avukat Hizamettin oluyor. Onun elindeki kartları, dizinin son 10 bölümüne kadar görmüyoruz. Son 10 bölümlük 4. sezon bile, hikayeyi yarım hissettirmiyor. Dizinin bize vaad ettiği konsey. Konseyi bize tamamen veriyor ve sonrasına da gelecek için açık kapı bırakıyor.
Çakır'dan sonra bozducular ya da 2. sezondan sonra bozducular da, dizinin değişen seyrini kaldıramıyor zaten. Ancak hem hikaye derinleşiyor, hem çekimler daha kaliteli oluyor, hem de müzikler de gelişiyor.
Ayrıca Çakır karısını döven, sürekli kokain kullanan, psikopat bir karakterin teki. Hiçbir şekilde iyi bir adam değil. Birkaç sempatik davranışı yüzünden milletin göğe çıkartması tamamen saçma.