Şimdi yazmak istiyorum ama ne yazacağımdan bile emin değilim. 2020'de haberini ilk aldığımda durum neyse, bugün benim için hala o. Stardom'u çok küçük yaşta izlemeye başlamıştım. Bir akrabam sayesinde Stardom Word'den şovlar izlemiştim. Act - Yoshiko mevzusundan sonra başlamıştım. Yanlış hatırlamıyorsam, eylül ayındaydı Stardom debutu. 2016 yılı olması lazım. Çok daha farklı bir enerjisi vardı gördüğüm herkesin aksine. Oedo Tai'nin klasik bir heeli gibi davransa da anlayamamıştım ama daha farklı bir şey vardı. Biraz goofy bir tarzı vardı. Şekerleme poşeti olması, Kris Brooke ile yemekler üstüne konuşmaları, Tam Nakano ile sürekli birbirlerine şakalar yapmaları ve hatta Queen's Quest ile olan Artist Championship maçından önceki konferansta, Io'nun tüm ciddi haline karşı, yanında hazır ramen yemesi... Bir şekilde insanı mutlu etmeyi başarıyordu. Hatta sonrasında Oedo Tai'den ayrılışı ve tekli olarak ilerleyişi beni çok mutlu etmişti. Tokyo Cyber Squat'ın kuruluşu, Konami ve Kyona ile Artist kemerlerini kazanmaları. Pek çok iyi an var aklımda. Hiçbir maçı kötü olarak kalmadı aklımda. 5 Star'ı kazandığı zaman evde haykırmıştım. Bea'ya kırmızı kemer maçında kaybetmesi, çok büyük bir hüzündü benim için. Ve devamından gelen Giulia. Giulia'dan 2 sene boyunca haz etmeme nedenim, Hana'nın onu yenmeyi başaramamış olması. Ancak sonradan baktığımda, Giulia, Stardom içinde Hana'nın kaybını en çok hisseden 3 isimden birisiydi. Sanırım bunu fark etmemle birlikte Giulia ile barışmıştım.
Şimdi ise, güreşi izlediğimde bile, eksik hissettiriyor. Devasa maçlar, büyük hikayelerin hepsi yarım. Roman gibi promoların hiçbiri anlamlı değil. Hana yıllarca benim yüzümü güldüren isim olmuştu. Şimdi onu her andığımda, gözlerimin dolması, hiç adil değil. İnsanların nefreti yüzünden, gülüşümüzün, güneşimizin bizden çalınması, hiç adil değil. 22 yaşında bir insanın hayatına son vermesi, hiç adil değil. 3 yıl boyunca, ben 22 yaşımda, nerede olacağım diye düşündüm. Şimdi 22 yaşındayım. Hayatımın en umutsuz yıllarındayım. Güldüğüm hiçbir şeyin, eskisi kadar zevk vermediği zamandayım. İçtiğim su, yediğim yemek, soluduğum hava. Hana hayattayken de aynıydılar. Şimdi ise, eskisi gibi hissettirmiyor. Bilmiyorum, her şey yarım geliyor. Herkesin farklı ve herkesin özel olduğunu söylediğin promo, lise zamanında, hayatımın en kötü zamanlarında, bana bir ışık olmuştu. Şimdi ise, tüm hatıralar, sadece acı veriyor. Senin yokluğunda, hayatım zincirleme bir trafik kazası gibiydi. Sevdiğim insanları kaybettim. Ananem, dedem, arkadaşlarım... İçimde sadece bir sıkıntı var. Bilmiyorum neden bunları yazıyorum. Bunları yazmam neye etki eder, hiç bilmiyorum. Sadece söylemek istiyorum.
Ben hiçbir zaman inançlı bir insan olmadım. Ama Hana'nın sürekli yukarıdan bizi izlediğini hissediyorum. Bu acıyı ömrüm boyunca taşıyacağım. En son onunla buluşacağım güne kadar. Ama o güne kadar, eğer bizleri görüyorsan, gülümsemeye devam et. Bugün ağladığıma bakma, yarın senin için güleceğim.