Güzel, beklediğim cevaplardan biri buydu bende bi kontra argümanla devam ettireyim bari.
30 milyonluk bir camianın yöneticilerinin dolaylı yollardan kendi hukuklarını uygulamaya çalışması, bu esnada kendi kitlesinin sarf ettiği ağza alınmayacak sözlerin, tehditlerin, manipülasyonların ve bunun gibi sürüyle örneğin derenin karşı tarafından bir cevabı olmayacak mıydı yani? Karşılıklı bir toksikleşme var ve artık bu durum normal bir atışma halini geçmiş vaziyette. Bence bunun sonu birinin başına bi şey gelmesiyle sonlanacak. (streamer kız muhabbetini falan dahil etmiyorum kızın falso olduğu 800kmden falan belli yani) Ama ezcümlede bence tek değil iki tarafın birbirini gerdiği bir ortam var. Tek bir cepheye ihale edilmesi yanlış.
Genel soruyorum bu arada yani FB penceresinden cevap yazacak olursam başka şekilde konuşmam gerekir. Ortadan bakmaya çalışan biri olarak yazıyorum TR şartları içerisinde.
Spor gündemi içindir yorumlar, siyasi vs atışmalara hiç girmiyorum bile.
Türk futbolunda hukuk UEFA ve CAS'ın tescilli şikesi Türk mahkemeleri tarafından Fetö'ye itelendiğinde bitti.
Kırılma noktası tam olarak.
Herkesi fetöcü olmakla suçlayan hükümetle dalga geçen sol ağırlıklı Fenerbahçe taraftar grupları iş şikeye gelince Fetö kumpası diyebiliyor.
Ülke öyle saçma salak bir yapıdaki, hükümete yakınlığıyla bilinen Trabzonspor gidiyor UEFA ve CAS'dan adalet dileniyor. UEFA ve CAS'da kendileri tarafından gerekli yaptırım uygulandığını ve Türk mahkemelerinin alanına karışamayacağını belirtiyor.
Juventus'a puan cezalarını verende İtalyan mahkeme ve federasyonudur. UEFA'nın yerel liglere karışmaya hakkı bulunmuyor.
Böyle bir yapıda herkes kendi lafını geçirmeye elbette çalışır. Bunun önüne geçemezsin.
Fıkra gibi ülke kek.