- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 209
- Mesajlar
- 3,361
- Beğeni sayısı
- 1,152
- PG Nakit
- 1,240
- Konum
- Kartal
- RPG Karakteri
- Nigel McGuinness
- Favori Güreşçi
- Becky Lynch
4 yıllık bir aradan sonra ilk köşe yazımla karşınızdayım. Yaklaşık 3,5 senedir güreş izlemiyorum, dolayısıyla güncel güreşi değerlendiren bir yazıyla karşınıza çıkamıyorum. Bilinçli bir şekilde 11 sene aralıksız güreş izlemiş biri olarak sevmediğim, nefret ettiğim, bir daha yüzüne bakmadığım onlarca an veya maç olmuştur. Bunların dışında sevdiğim/iyi ki profesyonel güreş diye bir şey var lan! dediğim anlar da var elbette. Bugün size canlı bir şekilde izlemiş olduğum değerli anlardan bahsedeceğim.
1- CM Punk vs. John Cena - Money in The Bank 2011
Son 15 yılın en iyi feudlarından biri hatta belki de en iyisi. Hikayemiz 2011 yılının ortalarında başlıyor. Cena halihazırda WWE Şampiyonu ve bundan önceki 6 yılda da olduğu gibi şirketin yüzü. CM Punk ise kariyerine 2 kez MITB zaferi ve 2 kez dünya şampiyonluğu gibi ana unvanlar eklemiş olsa da bu tarihe kadar şirketin yüzü olamadı. Ana kemeri taşıdığı dönem bile büyük balıkların gölgesinde kalmıştı. Money in The Bank'e giden yolda haftalık şovlarda Cena ile gerçekten bugün bile tekrar tekrar izlenebilecek segmentlerde yer aldı. Mikrofon performansı her zaman övgüyle bahsedilmişti ama bu dönem bu övgüler yerini "ulan acaba bu herif bir şeyleri değiştirebilir mi dersin..."e bırakmıştı. Money in The Bank şovu gelip çattığında ise Punk'ın şansı yüksekti çünkü şov Chicago, IL'de gerçekleşiyordu. Nitekim sonuç da Chicago halkının istediği gibi oldu ve Punk yeni WWE Şampiyonu oldu. Cena ile çıkardıkları bu maç Dave Meltzer tarafından 5 yıldıza layık görüldü, ki Bad Blood 1997'deki Undertaker vs. HBK maçından sonra WWE'de 5 yıldız almış ilk maç olma özelliğini de taşıyor. CM Punk bundan sonraki süreçte yıl sonunda tekrardan kazandığı unvanıyla uzun bir reign'e imza atmış olsa da bu feuddaki birkaç aylık süreçte edindiği şirketin yüzü imajını bence hiçbir zaman yakalayamadı. Ertesi sene, 2012 yılı komple Punk'ın şampiyonluğuyla geçmiş olsa da şirketin headline ismi yine John Cena idi. Punk'ın kariyerinde yaptığı bu MITB sıçraması benim canlı bir gözle izlediğim en iyi anlardan biri olmuştur şüphesiz.
2- Jeff Hardy vs. Matt Hardy - Royal Rumble 2009, Backlash 2009
WWE tarihinde abi - kardeş arasındaki rekabet senaryoları daha önce de yaşanmıştır ancak benim canlı bir şekilde izlediğim ilk örneğiydi bu. Ben Hardy kardeşlerden Matt'i daha çok severim çünkü güreş stili Jeff'e göre gözüme daha hoş geliyor. 2009 yılına gelene kadar Matt'in, Edge ve Kane ile girdiği feud dışında kayda değer bir feudu yok. Royal Rumble 2009'daki Edge vs. Jeff maçına yaptığı kritik müdahale ile kardeşinin henüz 1 ay önce ele geçirdiği ana unvanı kaybetmesini sağlayarak bütün arenayı şok etmişti. Daha o zamanlar küçük bir çocukken güreşin bu yönü beni hem şaşırtmış hem de bakış açımı değiştirmeme sebebiyet vermiştir. Matt'in bu dönem çizdiği kıskanç, kardeşinden geri kalmış ve bu geri kalmışlığın kötülüğe ittiği bir adam imajı beni çok etkilemişti ve WrestleMania gibi bir main şovda Jeff'i ezici bir üstünlükle yenmesi Matt'in kariyerinde önemli bir yer tutmuştur kanımca. Bu feuda dair sevdiğim diğer bir şey ise Backlash şovunda Jeff'in Matt'i yine aynı şekilde ezici bir üstünlükle yenmesi ve feudun iki tarafından momentumunu zedelemeyecek şekilde sonlanması idi. İki kardeşte birbirini pataklamıştı, sonunda da Jeff'in Punk ile olan çekişmesinde ikili buzlarını eritmişti. Bu feud ise Jeff'in yükselişinde akılda kalıcı ve hoş bir geçiş feudu olmuştu.
3- Evolution vs. The Shield - Extreme Rules ve Payback 2014
Evolution... Ruthless Aggression döneminin en büyük stable'ıydı pek çok güreş severe göre. The Shield ise şirkette yer aldığı 2 sene içerisinde neredeyse Evolution büyüklüğüne erişmiş, PG'den Reality Era'ya geçiş döneminin en büyük stable'ı konumuna evrilmişti. İki takımda bulunduğu devri domine etmişken birbirlerini bulmaları biz güreş izleyicisine inanılmaz sekanslar yaşatmıştı. Ben Evolution'ın prime döneminde çıkardığı hiçbir maçı keyifle izlemedim açıkçası. Bu belki Orton ve Batista'nın henüz toy zamanları olduğundan ya da o dönem ring içi kalitesinden çok hikayeye önem verildiğinden olabilir, bu başka yazımızın konusu. Bu feudda gerçekleşen her iki maç da o yılın en iyi takım maçları olmuştu. İki maçı da Shield'ın kazanması ve tarihin en iyi ekibi unvanını Evolution'dan devralmaları gerçekten beklenmedik bir sürprizdi. Ben o dönem Evolution'ın Shield'ın dominantlığına son vereceğini düşünüyordum ama WWE beni şaşırttı. Seth Rollins'in bu feuddan sonra Shield'ı satıp Authority tarafına geçmesiyle şirketin vermek istediği mesaj da gayet açıktı. Siz Shield'ı dışarıdan yıkamazsınız, o kendi kendini yok eder.
4- The Rock vs. John Cena - WrestleMania XXVIII
The Rock... Attitude Era'nın iki büyük güreşçisinden biri. John Cena... PG Era'nın en büyük güreşçisi. Bana kalırsa Icon vs. Icon sloganı Rock vs. Hogan için değil de bu maç için cuk oturuyor. The Rock WWE kariyerinde şirketin yüzü imajını elde ettikten sonra ayrılana kadar bunu koruyabilmiş ender güreşçilerden biri. John Cena ile bu noktada benzerlik gösteriyorlar ve bu feudun altında yatan temel neden de bana kalırsa bu. İki ayrı dönemin iki ayrı yüzü, madalyonun iki yüzü. Bu feudun maçları ben dahil birçok insan için tatmin edici gelmemişti, beklentileri de karşılamamıştı ama feud içerisinde yer alan sekanslar yıllar sonra dönüp baktığımda "zamanında böyle bir feuda tanıklık etmişiz, çocuklarımıza anlatırız." diyebileceğim türdendi.
5- Streak... Is Over
Ha? Bu ne lan? Herkesin sayıp sövdüğü, yaşanmamış olmasını dilediği bir an mı sana güreşi sevdirdi diye düşünebilirsiniz ama bunun cevabı evet. O dönem ergenlik çağında olan Mert de sizinle aynı düşüncedeydi ama bugün birazcık kafa yorduğumda bunun ne derece büyük bir an olduğunu, gerçekleşmesinin de pek kıymetli olduğunu görebiliyorum. Brock Lesnar'ı sevdiğimden falan değil bu arada. Undertaker'dan daha fazla sevip saydığım çok az güreşçi vardır. Ancak hiç bitmez, kıyamete kadar devam eder bu seri, bu şov bu seriden dolayı bu adamla özdeşleşti, hayatta kırdırmazlar denilen yerde bal gibi de kırıldı. Undertaker'ın WM serisinin kırılması bana güreşte yeni bir bakış açısı kazandırdı. Abi ... hayatta yaşanmaz ya bu şirkette, bu şovda ... asla gerçekleşmez deli misin gibi kalıpları yıkmış geçmiştir. Profesyonel güreş tarihinin en önemli anlarından biri olması da şaşırtıcı değil. Bu ana canlı tanık olmak ise bir güreş izleyicisi için paha biçilemezmiş, aradan 9 yıl geçtikten sonra kıymeti daha da iyi anlanıyor.
"Başka bir yazıda görüşme ümidiyle, esenlikler..."
1- CM Punk vs. John Cena - Money in The Bank 2011
Son 15 yılın en iyi feudlarından biri hatta belki de en iyisi. Hikayemiz 2011 yılının ortalarında başlıyor. Cena halihazırda WWE Şampiyonu ve bundan önceki 6 yılda da olduğu gibi şirketin yüzü. CM Punk ise kariyerine 2 kez MITB zaferi ve 2 kez dünya şampiyonluğu gibi ana unvanlar eklemiş olsa da bu tarihe kadar şirketin yüzü olamadı. Ana kemeri taşıdığı dönem bile büyük balıkların gölgesinde kalmıştı. Money in The Bank'e giden yolda haftalık şovlarda Cena ile gerçekten bugün bile tekrar tekrar izlenebilecek segmentlerde yer aldı. Mikrofon performansı her zaman övgüyle bahsedilmişti ama bu dönem bu övgüler yerini "ulan acaba bu herif bir şeyleri değiştirebilir mi dersin..."e bırakmıştı. Money in The Bank şovu gelip çattığında ise Punk'ın şansı yüksekti çünkü şov Chicago, IL'de gerçekleşiyordu. Nitekim sonuç da Chicago halkının istediği gibi oldu ve Punk yeni WWE Şampiyonu oldu. Cena ile çıkardıkları bu maç Dave Meltzer tarafından 5 yıldıza layık görüldü, ki Bad Blood 1997'deki Undertaker vs. HBK maçından sonra WWE'de 5 yıldız almış ilk maç olma özelliğini de taşıyor. CM Punk bundan sonraki süreçte yıl sonunda tekrardan kazandığı unvanıyla uzun bir reign'e imza atmış olsa da bu feuddaki birkaç aylık süreçte edindiği şirketin yüzü imajını bence hiçbir zaman yakalayamadı. Ertesi sene, 2012 yılı komple Punk'ın şampiyonluğuyla geçmiş olsa da şirketin headline ismi yine John Cena idi. Punk'ın kariyerinde yaptığı bu MITB sıçraması benim canlı bir gözle izlediğim en iyi anlardan biri olmuştur şüphesiz.
2- Jeff Hardy vs. Matt Hardy - Royal Rumble 2009, Backlash 2009
WWE tarihinde abi - kardeş arasındaki rekabet senaryoları daha önce de yaşanmıştır ancak benim canlı bir şekilde izlediğim ilk örneğiydi bu. Ben Hardy kardeşlerden Matt'i daha çok severim çünkü güreş stili Jeff'e göre gözüme daha hoş geliyor. 2009 yılına gelene kadar Matt'in, Edge ve Kane ile girdiği feud dışında kayda değer bir feudu yok. Royal Rumble 2009'daki Edge vs. Jeff maçına yaptığı kritik müdahale ile kardeşinin henüz 1 ay önce ele geçirdiği ana unvanı kaybetmesini sağlayarak bütün arenayı şok etmişti. Daha o zamanlar küçük bir çocukken güreşin bu yönü beni hem şaşırtmış hem de bakış açımı değiştirmeme sebebiyet vermiştir. Matt'in bu dönem çizdiği kıskanç, kardeşinden geri kalmış ve bu geri kalmışlığın kötülüğe ittiği bir adam imajı beni çok etkilemişti ve WrestleMania gibi bir main şovda Jeff'i ezici bir üstünlükle yenmesi Matt'in kariyerinde önemli bir yer tutmuştur kanımca. Bu feuda dair sevdiğim diğer bir şey ise Backlash şovunda Jeff'in Matt'i yine aynı şekilde ezici bir üstünlükle yenmesi ve feudun iki tarafından momentumunu zedelemeyecek şekilde sonlanması idi. İki kardeşte birbirini pataklamıştı, sonunda da Jeff'in Punk ile olan çekişmesinde ikili buzlarını eritmişti. Bu feud ise Jeff'in yükselişinde akılda kalıcı ve hoş bir geçiş feudu olmuştu.
3- Evolution vs. The Shield - Extreme Rules ve Payback 2014
Evolution... Ruthless Aggression döneminin en büyük stable'ıydı pek çok güreş severe göre. The Shield ise şirkette yer aldığı 2 sene içerisinde neredeyse Evolution büyüklüğüne erişmiş, PG'den Reality Era'ya geçiş döneminin en büyük stable'ı konumuna evrilmişti. İki takımda bulunduğu devri domine etmişken birbirlerini bulmaları biz güreş izleyicisine inanılmaz sekanslar yaşatmıştı. Ben Evolution'ın prime döneminde çıkardığı hiçbir maçı keyifle izlemedim açıkçası. Bu belki Orton ve Batista'nın henüz toy zamanları olduğundan ya da o dönem ring içi kalitesinden çok hikayeye önem verildiğinden olabilir, bu başka yazımızın konusu. Bu feudda gerçekleşen her iki maç da o yılın en iyi takım maçları olmuştu. İki maçı da Shield'ın kazanması ve tarihin en iyi ekibi unvanını Evolution'dan devralmaları gerçekten beklenmedik bir sürprizdi. Ben o dönem Evolution'ın Shield'ın dominantlığına son vereceğini düşünüyordum ama WWE beni şaşırttı. Seth Rollins'in bu feuddan sonra Shield'ı satıp Authority tarafına geçmesiyle şirketin vermek istediği mesaj da gayet açıktı. Siz Shield'ı dışarıdan yıkamazsınız, o kendi kendini yok eder.
4- The Rock vs. John Cena - WrestleMania XXVIII
The Rock... Attitude Era'nın iki büyük güreşçisinden biri. John Cena... PG Era'nın en büyük güreşçisi. Bana kalırsa Icon vs. Icon sloganı Rock vs. Hogan için değil de bu maç için cuk oturuyor. The Rock WWE kariyerinde şirketin yüzü imajını elde ettikten sonra ayrılana kadar bunu koruyabilmiş ender güreşçilerden biri. John Cena ile bu noktada benzerlik gösteriyorlar ve bu feudun altında yatan temel neden de bana kalırsa bu. İki ayrı dönemin iki ayrı yüzü, madalyonun iki yüzü. Bu feudun maçları ben dahil birçok insan için tatmin edici gelmemişti, beklentileri de karşılamamıştı ama feud içerisinde yer alan sekanslar yıllar sonra dönüp baktığımda "zamanında böyle bir feuda tanıklık etmişiz, çocuklarımıza anlatırız." diyebileceğim türdendi.
5- Streak... Is Over
Ha? Bu ne lan? Herkesin sayıp sövdüğü, yaşanmamış olmasını dilediği bir an mı sana güreşi sevdirdi diye düşünebilirsiniz ama bunun cevabı evet. O dönem ergenlik çağında olan Mert de sizinle aynı düşüncedeydi ama bugün birazcık kafa yorduğumda bunun ne derece büyük bir an olduğunu, gerçekleşmesinin de pek kıymetli olduğunu görebiliyorum. Brock Lesnar'ı sevdiğimden falan değil bu arada. Undertaker'dan daha fazla sevip saydığım çok az güreşçi vardır. Ancak hiç bitmez, kıyamete kadar devam eder bu seri, bu şov bu seriden dolayı bu adamla özdeşleşti, hayatta kırdırmazlar denilen yerde bal gibi de kırıldı. Undertaker'ın WM serisinin kırılması bana güreşte yeni bir bakış açısı kazandırdı. Abi ... hayatta yaşanmaz ya bu şirkette, bu şovda ... asla gerçekleşmez deli misin gibi kalıpları yıkmış geçmiştir. Profesyonel güreş tarihinin en önemli anlarından biri olması da şaşırtıcı değil. Bu ana canlı tanık olmak ise bir güreş izleyicisi için paha biçilemezmiş, aradan 9 yıl geçtikten sonra kıymeti daha da iyi anlanıyor.
"Başka bir yazıda görüşme ümidiyle, esenlikler..."