Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bazı şeyleri yapmasının altında tarihi sebepler yatıyor. Bu topraklarda yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi Türk olarak kabul etmesi boşuna değildir. Kimsenin Kürtçeden çekindiği ya da Kürtleri, Arapları dışladığı yok! Zamanında Osmanlı'da müslümanlar ayrıcalık elde ediyordu, yabancılardan ve müslüman olmayanlardan daha fazla vergi alınıyordu. Yeniçeri diye övündükleriniz bile gayrimüslimler çocukların devşirilmesiyle oluşmuştur. Biz, yani halk Tımarlılar gariban olanlardık. Kafasına takke geçirenler toplum içerisinde ayrıcalık elde ediyordu. İnsanların onlara bakışı bile farklı oluyordu. Bu nedenledir ki imamların dışarıda cübbe, takke giymeleri yasaklanmıştır. Bu nedenledir ki "Ne mutlu Türk'üm diyene!" demiştir. Bu nedenle hepimizi bir görüp herkesin eşit olmasını sağlayacak yollarla ortak bir paydada buluşmamızı istemiştir. Kalkıp da Kürt halkının etnik kökenini kullanarak bizi ayrıştırmaya çalışanlara ne anlayış gösteririm ne de saygı duyarım. Mecliste konuşulması gereken tek dil, ortak dilimiz Türkçedir. Kürtçeyi kullanarak da bu tür propagandalara yer verilemez, verilmemeli! Bugün Kürtçe konuşulursa yarın Arapça da konuşulacak, ileriki zamanlarda başka diller karışacak ve benliğimizi kaybedeceğiz. Bugün dilimizi, yarın topraklarımızı yok etmek isteyecekler. Masum bir istek gibi kendilerini acındırarak Kürt vatandaşların etnik kökeni üzerinden hiç de masum olmayan her türlü harekete karşı durulmalıdır!