BAB (5. BÖLÜM YAYINDA) SURVIVOR PG 2024

Delicesine vuran bir güneş ve bir kolej havası var. Yeni transferlerden Ahmet Çakar, Volkan Öge ve Enner Valencia yüzüyorlar.

Ahmet Çakar: Ennerciğim seni karşımda gördüğümde aklıma 96 2000 arası Galatasaray'ı geliyor.

Enner Valencia: Neden hocam?

Ahmet Çakar: Öncelikle... Volkan sen de iyi dinle. Öncelikle Ennerciğim, yanlış anlamanı istemiyorum bunu belirteyim. Şu yüzden aklıma sen geliyorsun.

Volkan Öge: Allah allah hocam ne diyeceksin hadi ağzındaki baklayı çıkar.

Ahmet Çakar: Sevgili dostum Volkan, sebebi şu: Enner'e baktığımda Türk futbolunun en karanlık 4 yılı canlanıyor gözümde.

Enner Valencia: Ne dedi Volkan ben anlamadı?

Volkan Öge: Ayıp değil mi hocam? Irkçı şaka yapmak yakışıyor mu hiç. Ben diyor muyum Survivor'a kara prens geldi diye?..

Ahmet Çakar: De Volkan'ım de. Sanki anlayacak.

Volkan Öge: Bir bakıma doğru diyorsun hocam, kimse anlamıyorsa istediğin kadar at tut. Yakalayan olmaz nasılsa.

Ahmet Çakar: Ayyyynen öyle.

Enner Valencia: Siz ne konuşuyorsunuz ben anlamadı hiç bir şey.



Hakan Hatipoğlu, Cumali Akgül, Barbaros Şansal ve Wanda Nara geliyor.

Barbaros Şansal: Neyi anlamadın canım? Adanın yabancılarla sorumlu lideriyim bu arada, hoş geldin Enner'im.

Enner Valencia: Ahmet ve Volkan gülmek ama looking me. I shame.

Barbaros Şansal: Haydaaa. Neye gülüyorlar?

Enner Valencia: Bilmiyor. They tells me nothing.

Hakan Hatipoğlu'dan Cumali'ye: Salağın hem Türkçesi yok hem de İngilizcesi. Biz buna nasıl laf anlatıcaz?

Cumali: Abi dile ne gerek var ki, işaretlerle iletişim sorununu çözebiliriz. Nasılsa insan evrensel bir yaratıktır, herkesin içinde o iletişim yeteneği var. Yeter ki kişi istesin.

Hakan Hatipoğlu: Anlıyorum.

Dörtlü üzerini çıkararak suya dalarlar. Cumali manyak gibi bir performans sergiler. Kurbağalama, sırtüstü, kelebek ne varsa yüzüyor.

Hakan Hatipoğlu: Ooo Cumali, işi kavramışsın.

Cumali: Sayende Hakan abi. Olmasan olmazdık biliyorsun.

Volkan, Barbaros, Wanda, Ahmet Çakar, Hakan ve Cumali deve güreşi yapmaya karar verirler. Barbaros, Wanda'yı; Ahmet Çakar, Volkan'ı; Hakan, Cumali'yi omzuna alıyor. Cumali ani bir hayvanlıkla Wanda'nın üzerine atlıyor.



Bilal Amzi focusu koyuyor. Günlerdir Wanda'nın peşinden koşmasına rağmen Cumali kadar yaklaşamaması onu delirtiyor. Cumali ve Wanda suyun altında kapışırlarken Bilal Hancı balıklama atlıyor. Suyun altında kimseyi göremiyor.

Kafasını çevirdiğinde Ahmet Çakar'ı görüyor. Ahmet Çakar'ın büllüğünü görüyor ve hoca denize işiyor. Bilal Hancı daha da delirerek yüzeye çıkıyor. Ahmet Çakar'ın üzerine yürüyor.

Bilal Hancı: Ula se ne deysun hemicenise ketek esteysun emi

Karadeniz şivesinden ne dediği anlaşılmıyor. Hocanın üzerine doğru yüzerken Enner Valencia suyun altından çıkıyor. Bilal'in karşısına dikiliyor.



Volkan Öge ile röportaj vakti.

Volkan Öge: En saçma şeyler bu adada. Hocanın gazıyla deve güreşi yaptık, okey. Ahmet hoca beni taşıyor, Cumali o tipiyle Hakan'ın üstünde, Barbaros abi... tövbe tövbe. Hiç gerek yok kardeşim. Aslan gibi kulisimizi yapalım kenara çekilelim. Cumali'nin içindeki hayvanı çıkarması işleri çığırından çıkardı. Adada kimsenin sevmediği Bilal de kafayı yedi. Neden kaynaklandığını hala çözebilmiş değilim ama... yakında sonuca varacağım.

Wanda ile röportaja geçiliyor.



Wanda Nara: Her gün kavga, her gün dövüş. Dayanamıyor.... Barbaros çok yardım ediyor. O yoksa yokum.

Cumali'den röportaj alınıyor.



Cumali Akgül: ABİ BEN NEREDEN BİLEYİM SUDA DEVE GÜREŞİNİ... Uzun eşşek gibi bir şeydir diye atlayıverdim adım sapığa çıktı. Allah'tan Barbaros abi anlayışlı çıktı da Wanda'ya durumu düzgün bir şekilde anlattı ve her şey çözüldü. Umarım bir daha olmaz.

Enner Valencia ve Bilal Hancı burun buruna gelme sahnesi tekrardan ekranlara geliyor. Volkan Öge, Ahmet Hocanın üstünden atlayıp aralarına giriyor. Kendisi Bilal'i, Hoca da Enner'i uzaklaştırıyor. Sahildeki Cumali, Hakan, Barbaros ve Wanda'nın yanına götürüyor. Volkan da onların yanına geçiyor.

Bilal Hancı: AHMETTTT SİNSİ AHMET. Önce seni, sonra o kara mambayı götürcem bu adadan sıranızı bekleyin.

Volkan Öge: Hoca sakin ol sen. O salağın ömrü uzun değil.

Sahildeki herkes, Bilal'e bakıyor. Bir Poseidon heykeli gibi görünüyor.

Batuhan, Hikmet, Bedir ve Bilge Adam tayfayı kurmuş oturuyorlar. Zaraki ve Yunus Emre her zamanki gibi sahilde turluyorlar ama bu kez yanlarında Vahit Guetta da var. Reis yine tek. Kayanın üstünde derin düşünceler halinde. Prenses Ela ve Jahrein de ikili koalisyona devam ediyorlar.

Reis'in yanına LynxÇerez geliyor.

Reis: Sen kimsin?

LynxÇerez: Reis tanımadın mı ya? Aman reis ya. Twitch izlemez misin hiç?

Reis: Bilgim yok.

LynxÇerez: Vergi almıyorsun normal. (suskunluk) Eee reis anlat, ada hayatı nasıl? Kimler kimlerle gruplaştı? Zaraki ne yapıyor adada?

Reis: Bilgim yok.

LynxÇerez: Reis ayıp ediyorsun. Eminim bu adada en çok bilgi sende vardır. Hadi anlat.

Reis: Muhbir değilim canım kardeşim. Başka kapıyı çal.

LynxÇerez: Öyle olsun... Öyle olsun reis.

Bozok sudan balıklarla çıkıyor. Hikmetlerin tarafına doğru geliyor.

Batuhan Karadeniz: Hikmet abi, takıma yeni gelenlere baksana. Biri balık tutar bize katkı sunar. Biri de kapı kapı dolanır. Bu adam için emek harcamaya ne gerek vardı?

Vahit Guetta: Doğru diyorsun Batuhan kardeş. Bu Furkan kardeşi benim baştan gözüm tutmamıştı. Gevşeğe benziyordu.

Hikmet Tuğsuz: Gevşek mi değil mi görcez şimdi, buraya geliyor.

LynxÇerez: Eeee gençler nasılsınız.

Vahit Guetta: İyilik Furkan kardeş, oturmaz mısın?

LynxÇerez: Yok be Vahit abi. Adadaki herkesle sıra sıra tanışıyorum. Sizden sonra Jaho'ya kaçıcam.

Vahit Guetta: Güzel güzel. Alıştın mı adaya nasıl gidiyor?

LynxÇerez: Abi, ne desem ki. Fena değil şimdilik. Oyuna çıkarsam her şey netleşir.

Hikmet Tuğsuz: Reis ne diyor? Yanında uzun kaldın bayağı.

LynxÇerez: Ne diyecek abi, klasik boşunu sıktı durdu. Bir şey bilmiyorum falan. Aklınca beni başından savmaya çalışıyor.

Batuhan Karadeniz: Başarmış gibi o zaman.

Hikmet Tuğsuz: Reis'ten bahsederken bir şey bilmiyorum dediğini söyledin. Neyi bilmiyormuş?

LynxÇerez: Zaraki hakkında malumat almak istemiştim.

Dördü birbirine bakıyor. Bu esnada Bozok geliyor.

Bozok: 10 tane palamut tuttum arkadaşlar. Düzeneği kurarsanız pişirelim.

LynxÇerez: Oooo Bozok abi, sen nasıl bir kralsın ya.

Bozok: Bu kim?

Batuhan Karadeniz: Yeni arkadaş. Bizle tanışmaya gelmişti.

LynxÇerez: Aynen. Adım Furkan, Bozok. Memnun oldum.

Bozok: Ben memnun olmadım. Benle öyle laubali konuşamazsın. Balıklardan da vermiyorum. Dal denize kendin yakala.

LynxÇerez: Allah allah. Sen nasıl bir eşşeksin mi deseydim mala bak.

Bozok: Haddini bil, şu balıkları suratına çalarım.

LynxÇerez: Bilmiyorum dede. Balıklarının da aq. O balıkları sana yedirirsem ne olayım.

Bozok: Şu çocuğu elimden alın bir kaza çıkacak. Aç sefil kalırsınız.



LynxÇerez ile röportaj yapılıyor.

LynxÇerez: Salaksınız. En dipten en tepeye salak dolu. Aralarında barınmak imkansız. Ama ben yapacağımı biliyorum.

Röportaj bitiyor. LynxÇerez sırıtarak o bölgeden ayrılıyor. Jahrein ve Prenses Ela'nın yanına geçiyor.



Bozok ile röportaj yapılıyor.

Bozok: Çerezin hareketleri daha ilk geldiği anda rahatsız etmişti aslında. Bugün tanımamazlıktan gelme sebebim de bundan kaynaklı. O herifle iletişim kurmak istemiyorum. Benden ne kadar uzak olabiliyorsa olsun. Beni bilen bilir, adım Bozok Gören. Kimseyi alttan alacak biri değilim. Herkes haddini bilecek.

Röportaj bitiyor. Bozok, Hikmetlerin grubuna nutuk kesiyor.

Bozok: Bu çocuğu yanınızda bulundurmayın kardeşim. Ne adaya bir katkısı var ne de kafamız uyuşuyor.

Vahit Guetta: Bize niye celalleniyorsun Bozok, biz mi çağırdık adamı? Kendisi geldi tanışmak istedi. Cazgırlayacaksan bak adam orada. Ona bağır çağır. Kafamızı ütüleme.

Bozok: Bu kim? Ben seninle mi konuşuyorum kardeşim. Seni daha tanımıyorum bile.

Batuhan Karadeniz: Abiler sakin olun Allah için. O piç geldi gerginlik yarattı siz de ona uymaya devam ediyorsunuz. Oturun yerinize,

Bozok: Çeneni kapa Batuhan. Kimse bana emir memir veremez.

Vahit Guetta: Aynı şekil.

Batuhan Karadeniz: Abi meydan sizin buyurun o zaman. Hiçliğin ortasında birbirimizi yiyip duralım.



Hikmet ile röportaj yapılıyor.

Hikmet Tuğsuz: Bozok'una da Çerez'ine de. Yeter lan. Survivor'a mı geldik koca karı programlarına mı belli değil. Nerede götü göbeği salmış insan var buraya gelmiş. Kuvvetli 5 kişi say desen sayamam ama bakıyorum herkes kurt herkes çakal. Ama merak etmesinler. Toros kaplanı, avlanmayı bekliyor. Bu sakin günlerim. Merakta kalmasınlar.

Röportaj bitiyor. Bozok balıkları yere fırlatıp adanın kayalık tarafına doğru yürüyor. Kayalıkların tepesinde Zaraki dayı ve Yunus Emre var. Yukarıdan ona bakıyorlar.

Yunus Emre: Şu Bozok'a ne diyorsun dayı? Patlamaya hazır bir bomba değil mi tam.

Zaraki Dayı: Aynen Yunus kardeş. Baksana şu gruba, hepsinin suratı asık. Onlarla tartışmış.

Yunus Emre: Suratlarının asıklığına bir şey demiyorum. Eğer çevrende Hikmet varsa yüzün gülmez.

Zaraki Dayı: Sorun Hikmet'ten kaynaklı değil gibi geldi bana. Deminden beri izliyorum ve Hikmet tek bir kelime bile etmedi. Bence sorun çıkaran kişi aha şu velet. Jahreinlerin tarafına bak. Çerez var ya o.

Yunus Emre: Sen o çocuğa neden bu kadar kurulusun dayı. Fena birine benzemiyor. Hikmetleri de kudurttuğuna göre bence gayet kaliteli birisi.

Zaraki Dayı: Sen izle. Birkaç güne ne olduğunu görürsün.

YTL Osman, Wanda ve Barbaros mangalı ayarlıyorlar.

YTL Osman: Wandacığım, bu işin püf noktası yellemektir. Hızlı yellersen malı zeğayan edersin. Hafif yellersen mal hamura döner. Arasıcak bir tempoda yapmalısın.

Barbaros Şansal: Osmanım, hiç boşuna nefesini tüketme bugün bayağı mutsuz.

YTL Osman: Hayırdır abi ne oldu?

Barbaros Şansal: Adadaki erkeklerin tavrından rahatsız. Sulu ağızları ile Wanda'ya bakıyorlar.

YTL Osman: Bu ne gebeşçe iştir? Sen dediğim şekil yelle ağabey, ben geliyorum.

YTL Osman, Barbaros'un kal ısrarına aldırış etmeden Bilal ve Cemal Kaan'ın yanına gidiyor. Ayağıyla kuma tekme atıyor ve ikilinin üstüne uçuyor tüm kum.

Cemal: N'oluyor lan?

YTL Osman: Size ne oluyor gençler, Wanda'yı niye ağlatıyorsunuz?

Cemal: Ne bileyim neden ağlıyor, bana mı sordu ağlarken?

YTL Osman: Oğlum terbiyeni takın, abin olarak geldim seni dinlemeye.

Bilal Hancı: Dur Cemal dur. Ne oldu Osman, söylesene.

YTL Osman: Wanda sizin hareketlerinizden rahatsız ama niye aynı şekilde davranmaya devam ediyorsunuz?

Bilal Hancı: Yani kötü bir niyeti yok kimsenin. Alıngansa ne yapalım?

YTL Osman: Bilal, sen de dinle Cemal. İkinize son uyarım. Bu kızı ağlarken görürsem sizi yakarım.

Osman, ikisine de omuz atarak mangala geçiyor.

Bilal Hancı: Yavşağa bak ya. Tüm olayı bize iteledi. Batuhan da yapıyor aynısını, ona bir şey diyemiyor.

Cemal Kaan: Siktir et. Şu moruğu adadan postalarsak kafamız rahatlar. Osman bir kenara da her şey o Barbaros'un aklından çıkıyor. Resmen Wanda'yı denek gibi kullanıyor. Bu kadın güçlü değil miydi, herkesin arkasından atıp tutan ve türlü türlü yalanlarla milletin arasını bozan biriydi. Ne ara bu kadar duygusal oldu?

İkili susuyor ve okyanusu izliyor. Fevzi ve Batuhan ise Osmanların yanına geliyor.

Fevzi Ayran: Hayırdır abi. Sahilde omuz falan attınız ne iş?

YTL Osman: Görmüyor musun kızın halini? Perişan halde.

Batuhan Erdem: Wanda, nasılsın canım?

Wanda, Batuhan'a sarılarak ağlamaya devam ediyor. Batuhan anlamlandıramadan hareketsiz duruyor.

YTL Osman: Bilal ve Cemal'den rahatsız. Tavırları hoşuna gitmiyor.

Batuhan Erdem: Biz hoşuna gideriz. Sen merakta kalma Osman. Barbaros ağabey, Wanda için nasılsa biz de öyleyiz artık.

Kameralar Bilallere çevriliyor.

Cemal Kaan Şahin: Şu piç kurusuna bak. Yalandan girdiği tavırlar deli ediyor beni. Artık kıyamet kopsa Wanda'nın dibinden ayrılmaz.

Bilal Hancı: Onunla özel olarak ilgileneceğim. Madem biz kuyuya düştük, o da düşecek. Başka çare yok.