Eveeeetttt… Biz bunları zaten söylemiştik, FB iyi top oynuyor ama hala kalburüstü bir maça çıkmadı demiştik. Bugüne kadar Avrupa’daki en zor maçlarına belki Nordsjaelland belki Twente dersin, ligdeki en zor maçlarına da maçın gidişatı itibariyle Antalyaspor denebilir. Hal böyleyken Fenerbahçeliler yine çok yüksekten uçtu maalesef, ilk ciddi sınavı görene kadar temkinli yaklaşmak yerine yine eylülde şampiyonuz demeye başladılar ve ilk ciddi sınavda sonuç ortada… Fred yokmuş, Becao şöyle, o böyle, bu şöyle ben anlamam, bizde direkt orta saha yok mesela. Ama JK’yi de United’ı da Kaan-Torreira gibi hücum bakımından hayli tutuk bir tandem ile yendik, evlerinde yenemedikleri Trabzon’u da bundan 2.5 ay önce Oliveira-Torreira tandemiyle yenmiştik. İsmail Kartal’ın geldiğinden beri yaptığı birçok şeyi takdir etsem de sarı kartlı İsmail Yüksek’i stopere alma hamlesi kriz ortamında verebileceği kararları sorgulatacak cinsten bir hamle. Trabzonspor ise JK maçı ile beraber bu seneki en iyi oyununu oynadı bence. Gol dakikaları muhteşem, gol dakikaları bakımından Avcı bile bu kadar güzel bir senaryo yazamazdı bence. Sayılmayan -bence ikisi de yanlış karar- 2 golleri de var. Kadıköy her ne kadar son yıllarda yol geçen hanına dönmüş olsa bile burada FB’ye 5 gol atabilmek büyük başarı, hele ki kimse sizden burada bir şey beklemiyorsa.
Sözün özü; futbol böyle nankördür işte… hele ki ensende Galatasaray Spor Kulübü varsa istersen 48 maç arka arkaya kazan, seni o ensenden tutup yakalayıverir ve ait olduğu tahtına bir şekilde kavuşuverir. Ünlü şair Mauro Emmanuel Icardi’nin de dediği gibi: “Küçükken bana ateşle oynarsan yanabilirsin diye öğrettiler…” Aralıkta görüşürüz beyler.