RPG Aşk ve Küller


Deathmatch Classic

#uncensored
Katılım
27 Haz 2023
Konular
1,066
Mesajlar
4,699
Beğeni sayısı
1,048
PG Nakit
350
Favori Güreşçi
Thumbtack Jack
1 1
PART I: INTROITUS
29 Kasım 2009
Gece 01.20
Virginia Eyalet Üniversitesi, Doğu Virginia


VT-Newman-lowres7-1024x703-1.jpg

Henüz bağımsız şirketlerde rüştünü ispatlamamış Genç Adam Page’i 24 saat açık olan Virginia Teknik Üniversitesi merkez kütüphanesinde gözleri kan çanağına dönmüş bir şekilde notlarına göz gezdirirken görürüz. Henüz okulunu bitirmemiştir. Gecenin geç saatlerinin vermiş olduğu yorgunlukla ellerini yüzüne kapatır ve bezmiş bir şekilde geriye yaslanır. Nitekim gece yarısını çoktan geçmiştir ve kütüphaneye kendisi ile birlikte yatıya kalmış diğer öğrencilerin ölüm sessizliği hakimdir. Adam ayağa kalkar ve çevresinde ders çalışmaya devam eden 3-5 öğrenciyi rahatsız etmeden yavaşça kütüphanenin balkonuna çıkar. Cebinde kalmış son iki dal sigaradan birini çıkarıp yakar ve kafasını kaldırır. Şehrin tepesine kurulmuş üniversitesinin manzarasına karşı sigarasını dumanlamayı beklerken daha güzel bir manzara ile karşılaşmasıyla dumura uğrar. Korkuluklara tüm alımlılığı ile yaslanmış bu sarışın kadın birden gecenin tüm yorgunluğunu üzerinden alıverir. Fakat vücudunun salgıladığı bu anlık dopamin yerini, böylesine bir kadına ulaşamayacak olmanın verdiği hüzne bırakır. Kabullenmişliğin verdiği acı bir gülümsemeyle sigarasını solumaya devam edecek iken, sarışın kadın arkasında onu izlemekte olan Adam’ın varlığının farkına varır. Adam ani bir refleksle gözlerini kaçırır fakat kadın ona doğru yürümeye başlar. Ve yeteri kadar yaklaştığında gecenin o büyülü sessizliği bozulur.

Kadın: Sigaran var mı?

Adam heyecanlı bir şekilde cebindeki kalan son dal sigarasını vermeye yeltenir. Adam’ın bu telaşlı halleri kadını gülümsetir. Bir şekilde cebinden sigarasını ve çakmağını çıkar Adam, hafif titreyen elleriyle kadının sigarasını yakar. Fakat ağzını açacak cesareti hala bulamamıştır. Hoş açabilecek gibi de değildir. Kadın onu bu telaşeden kurtarmak için bir soru daha sorar nitekim birlikte sigara içecekleri o 3 dakikanın garip bir hal almasını istememektedir.

part 11.jpg

Kadın: Hangi bölümü okuyorsun?

Adam: Grafik Tasarım, sen?

Kadın: Tıp.

Adam: Bu saate kalmana şaşırmamak gerek.

Kadın: Çok önemsediğimden değil. Zaten ne olmak istediğime de emin değilim. (iç çeker) Ama gecenin bu saatleri kampüsü seviyorum. Normalde adım atamayacak kadar kalabalık olan yerlerin tüm çıplaklığıyla yapayalnız kaldığı saatleri. Sosyal normlara uymak zorunda kalmadığın, tüm rahatlığınla, tüm benliğinle ve en özgür halinle, bütün bu yeryüzünün hatta bu kâinatın sana ait olduğunu hissettiren saatler. Tanrı gibi. Kusurlu bir tanrı. (sigarasından derin bir duman alır) Bilirsin, soluduğun o pis duman en çok böyle anlarda keyif verir.

part 1.jpg

Kadın: Hiç özgür iraden hakkında düşündün mü? Şu anda burada olmak isteyip istemediğini. Gecenin köründe ders çalışmak istemezsin diye düşünüyorum, ama çalışmak zorundasın ya hani. Muhtemelen bölümünle alakalı olmayan bambaşka bir hayalin de vardır, tıpkı herkes gibi. Yürümek istediğimiz yollarda yürümüyoruz ve yürümek zorunda olduğumuz yollarda sendeliyoruz. Tüm bunları hissetmediğim tek an, tam bu an. Üzerimize tüm bu yükümlülükleri yükleyen toplumdan tek bir zerre bile barındırmayan gecenin köründeki bu boş kampüs. Tamamen bana ait. (sigarasından bir duman daha alır ve şakayla karışık konuşmaya devam eder) Aitti… Tabii sen işgal etmeden önce.

Adam ne diyeceğini bilemez çünkü sıradan bir günlük konuşma beklerken kadının bu derinliği onu kilitler. Sanki dizine kadar gelmesini umduğu deniz boyundan da yüksektir ve attığı tek bir adımla suyun en dibine düşmüş gibi hisseder.

Kadın: Bana verdiğin-

Adam: Ne?

Kadın: Bana verdiğin diyorum, cebindeki son sigarandı ve verirken bir an bile tereddüt etmedin. Şimdi sana borçlu hissediyorum. Eğer yarın burada olursan bu kez sigaranı ben yakmak zorundayım.

Adam utangaç bir şekilde gülümser.

Adam: Aklın kalmasın, gecenin tüm yorgunluğunu üzerimden alarak borcunu ödedin.

Bu tatmin edici cevap kadını da gülümsetir ve işte tam olarak o gülümseme, o an her şeyden habersiz olan genç Adam’ın 14 yılına mal olacaktır. Kadının hemen arkasında var gücüyle parlayan kuzey yıldızına bakar, bir de kadının gözlerine. Kuzey yıldızından bile daha parlaktır gözleri.

Kadın: Sevdim seni, iyi bir çocuksun.

Adam ironik bir şekilde gülümser

Adam: Bir zamanlar kötü, çok kötü bir çocuktum.

Kadın sigarasının son külünü de atar ve ayrılmak üzere arkasını döner. Adam, gecenin karanlığına doğru parlayan bir melek edasıyla süzülen kadının endamının etkisinden ani bir şekilde çıkarak arkasından bağırır;

Adam: BU ARADA BEN ADAM… İSMİM YANİ!

Kadın ona doğru döner ve geriye doğru yürümeye devam ederken cevaplar.

Kadın: Amanda.

...​
 

Deathmatch Classic

#uncensored
Katılım
27 Haz 2023
Konular
1,066
Mesajlar
4,699
Beğeni sayısı
1,048
PG Nakit
350
Favori Güreşçi
Thumbtack Jack
1 1
PART II: PROGRESSUS
6 Aralık 2011
Akşam 19.36
Manhattan Köprüsü, New York

part 22.jpg


Adam ve Amanda New York köprüsünde ufukta batmakta olan akşam güneşinin eşliğinde Manhattan manzarasına dönük bir şekilde oturmaktadırlar. Soğuk geçen bir aralık ayının güneşi ılık ılık yüzlerine vurmaktayken Adam, Amanda’nın yüzüne vuran akşam güneşi ile birlikte ne kadar güzel olduğunu tekrar ve tekrar fark eder ve ona sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğunu... Amanda’nın ise içinde bir huzursuzluk olduğu aşikardır ve Adam er ya da geç bunun farkına varıp ne olduğunu çözmek istemektedir. Bir süre sonra bu sessizliği bozar.

Adam: Eee konuşacak mısın, neler olduğunu söylemeyecek misin?

Amanda kafasını sağa sola sallar, elleriyle gözlerini ovuşturur.

Adam: Söylemeyeceksin yani?

Amanda: Neyi? Ne söylememi bekliyorsun?

Adam: Ne olup bittiğini. Karnımda bir ağrı var ve sende bir şeyler olduğunu anlayacak kadar seni tanıyorum.

Amanda ağlamamak için dudaklarını ısırmaktadır ve derin bir nefes aldıktan sonra dökülür.

Amanda: Adam…

Adam: Evet?

Amanda: Ben hamileyim.

Derin bir sessizlik olur ve Adam duyduklarına inanamaz, ellerini başının arkasına koyarak sevinç naraları atmaya başlar ve mutluluk gözyaşlarıyla Amanda’ya sarılır. Amanda’da ağlamaktadır fakat Amanda’nın gözyaşlarının sebebi mutluluk değildir.

Amanda: Adam dur…

Amanda, Adam’ı sakinleştirmeye çalışsa da Adam yerinde duramamaktadır.

Amanda: Dur Adam lanet olsun!

Adam: Neden?

Amanda: Çünkü bunu istemiyorum.

Amanda’nın ağzından çıkan bu üç kelime Adam’ın tüm mutluluğunu yerle bir eder ve kilitlenir. Sadece kilitlenir ve nedenini sorarcasına Amanda’ya bakar.

Amanda: Biliyorsun.

Adam: Neyi?

Amanda: Ben Long Island’da sıkışıp kalmak ve nefret ettiğim doktorluğu yapmaya devam etmek istemediğimi biliyorsun. Hayallerim olduğunu biliyorsun. Paris’e gitmek istediğimi, sanat okulu okumak ve orada yaşamak istediğimi biliyorsun. Ben asla bana dayatılanı istemedim ve çıkabileceğim ilk fırsatta bu yoldan çıkmak istediğimi de biliyorsun. Benim burada takılı kalıp evde tek başıma çocuk bakarak senin güreş turlarından dönmeni beklemek istediğimi mi düşünüyorsun? S*keyim beni hiç tanımadın mı! Daha evli bile değiliz ve güreş saçmalığından dolayı doğru düzgün vakit bile geçiremiyoruz, bu haldeyken bir de çocuk büyütebilmeyi mi düşünüyorsun? Yarı zamanlı öğretmenlik, yarı zamanlı güreşçilik yapıp ay sonunu getirmeye çalışmanı istemiyorum. Çünkü kendimize yetemiyoruz ve sen tekrar ve tekrar kendine zarar veriyorsun. Daha sen kendine bir kariyer rotası çizememişken ve ben çoktan bana dayatılan yolu bırakmak üzereyken bir çocuğa sahip olmak mantıklı mı? Ben bir ayak bağı istemiyorum Adam, sadece özgür olmak istiyorum anladın mı? Sadece özgür olmak.

Adam bir süre duraksar ve söyleyeceklerini kafasında toparlamaya çalışır.

Adam: Amanda…

Konuşamaz çünkü Amanda’nın haklı olduğunun farkındadır.

Amanda: Evet?

Adam: Öğretmenliği bırakıyorum. Aslında sana bunu söylemek üzereydim. Ring of Honor isimli şirketten teklif aldım, ülke çapında duyulmuş bir organizasyon ve artık turlara çıkmam da gerekmiyor çünkü şovlar sabit bir yerde gerçekleşecek. Artık seninle istediğin zaman, istediğin yerde, istediğin şekilde birlikte olabiliriz. Çocuğumuzu birlikte büyütebiliriz. Her şeyin çok güzel olacağına eminim, ben kendime güveniyorum ve bir gün bu sektörün en tepesinde olacağımı biliyorum, kariyer hedeflerimin hepsini gerçekleştireceğime inanıyorum ve senden tek isteğim senin de bana inanman. Senin, benim ve çocuğumuzun birlikte sıcak şöminemizin önünde Noel hediyelerimizi açacağımızı görebiliyorum. Başaracağım bebeğim, senin için başaracağım, çocuğumuz için.

Tüm bu söylediklerine rağmen Amanda’nın gözlerindeki tatminsizliği fark eder.

Amanda: Peki ya ben Adam? Benim kariyer planlarım? Senin hedeflerine ulaştığını görmek çok güzel, bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. Senin adına çok mutluyum. Fakat sen hedeflerine bu kadar yaklaşmışken, ben hedeflerime ulaşmak için henüz tek bir adım bile atmadım, atamadım. Ve üstüne böylesine büyük bir yükümlülük üzerime bindi. Üzgünüm Adam, bu olmayacak.

Adam: Amanda ben senin okyanusunda boğulmak istiyorum.

PART 2.jpg

Amanda arkasını döner ve başka bir hiçbir şey söylemeden Adam’ı orada bırakacakken Adam koşarak ona yetişir ve omzundan tutarak onu çevirir. Dizleri üstüne çökmüştür ve yüzüne vuran akşam güneşi eşliğinde gözleri bir cam gibi parlarken söyleyebileceği son şeyi söyler.


Adam: Amanda Woltz… Evlen benimle.

...​
 

Deathmatch Classic

#uncensored
Katılım
27 Haz 2023
Konular
1,066
Mesajlar
4,699
Beğeni sayısı
1,048
PG Nakit
350
Favori Güreşçi
Thumbtack Jack
1 1
PART III: CONCLUSIO
22 Eylül 2023
Survivor Series Öncesi
Halifax Bölge Hastanesi
Üzerimize tüm bu yükümlülükleri yükleyen toplumdan tek bir zerre bile barındırmayan gecenin köründeki bu boş kampüs. Tamamen bana ait. (sigarasından bir duman daha alır ve şakayla karışık konuşmaya devam eder) Aitti… Tabii sen işgal etmeden önce.

Adam Page tüm hiddeti ile arabasından iner ve hastanenin girişine doğru ilerler. Elleriyle saçlarını geriye doğru yatırır ve derin bir nefes alır. Güvenliği umursamadan rüzgar gibi içeriye girer ve resepsiyona gelip Amanda’nın yerini sorar.

Adam: Amanda Page ile görüşmem gerekiyor.

Resepsiyonist: Kim olduğunuzu sorabilir miyim?

Adam: Lanet olası kocasıyım.

Resepsiyonist: Oh, Adam üzgünüm ama kendisi şu an müsait değil.

Adam: (ironik bir şekilde) Öyle mi?

Page resepsiyonisti umursamadan hızlıca hastane koridorlarına dalar bu sırada resepsiyonist güvenliğe haber verir. Hızlı adımlarla Amanda’nın odasına girer ve kapıyı sert bir şekilde kapatır.

part 333.jpg

Adam: Benden daha ne kadar kaçmayı planlıyorsun?

Amanda: Adam s*ktir git bu boku daha fazla kaldıramıyorum. Sadece git lütfen.

Adam: Benimle dışarıya çıkar mısın sadece 2 dakikalığına.

Amanda: Adam istemiyorum yeter artık defalarca yaptık bu konuşmayı. Lütfen sadece S*KTİR GİT!

Adam: Amanda sade-

Amanda: YETER! Yeter Adam burama kadar geldi. Öfkenden bıktım, sarhoşluğundan bıktım, kovboy karakterinden, atlarından, güreşinden, depresyonundan, HER ŞEYİNDEN! Seninle alakalı olan her şey artık midemi bulandırıyor. Lütfen beni kendi cehenneminden azat et! Tüm bu yaşattıkların yetmiyormuş gibi bir de sarhoş bir şekilde çalıştığım yere mi geliyorsun!? 2 metre öteden s*ktiğimin viskisinin kokusu geliyor. İşte tam olarak bu yüzden bu konumdayız. Artık seni sevmiyorum Adam anla! Sana verebileceğim hiçbir şey kalmadı! HİÇBİR ŞEY! Bana hayaller sattın, sana güvenerek tüm hayallerimden vazgeçtim ve bu monoton hayatı kabul ettim, sana olan lanet sevgim özgürlüğümü elimden aldı, sırf seni sevdiğim için her bokuna katlandım ama sen günden güne dibe battın ve beni de kendinle birlikte aşağıya çektin. Ben senin için her şeyimden vazgeçtim ve elimde sadece senin başarısızlıkların ve bu başarısızlıklarının bize olan yansıması kaldı. SEN BİRLİKTE OLDUĞUN HERKESİ KENDİNLE BİRLİKTE AŞAĞIYA ÇEKİYORSUN!

Adam: Bu yüzden mi çocuğumu benden sakınıyorsun?

Amanda: (histerik bir şekilde gülerek) SEN BENİMLE T*ŞŞAK MI GEÇİYORSUN! Çocuğumu ağzı viski kokan dengesiz bir or*spu çocuğuna mı emanet edeceğim? Daha geçen hafta alkolikliğin yüzünden okulundan ihraç edildin be! Şimdi de yeni bir şirkette şansımı deneyeceğim diyorsun, tanrı şahidim olsun orada 1 ay bile barınamazsın. ‘Bana senin okyanusunda boğulmak istiyorum dedin.’ Bunu sen dedin BEN DEĞİL!… Ama ben senin dizimin boyunu bile aşmayacak kadar sığ ve pislik dolu nehrinde can verdim. Benim tüm gençliğim, tüm iradem, tüm ideallerim hepsi seninle birlikte öldü… Sen ise birazcık adam olup yuvana sahip çıkamadın.

Adam: Adam olmamı mı istiyorsun?... ADAM OLMAMI MI İSTİYORSUN!

Tam o sırada içeriye giren güvenlik görevlisine girer girmez çok sert bir yumruk indirir ve yumruk o kadar hiddetlidir ki güvenlik görevlisi bu darbe ile birlikte bayılır.

Adam: Şimdi istediğin adam oldum mu?

part 3.jpg

Amanda dehşet ve telaş içerisinde yerdeki güvenlik görevlisinin durumuna bakarken bağıra bağıra küfretmeye devam eder.

Amanda: O*rospu çocuğusun, sen bir OR*SPU ÇOCUĞUSUN!

Adam: Vur bana tüm hıncını çıkar hadi. VUR! VUR HADİ!

part 33.jpg

Amanda ağlayarak tüm hıncıyla yorulana kadar Adam’a defalarca vurur ve Adam hiç karşılık vermez. Sonunda yorulur ve aldığı derin nefesler yerini ağlamaya bırakır. Amanda’nın ağladığını gören Adam da kendini tutamaz ve ağlamaya başlar. Bir süre karşılıklı ağladıktan sonra Adam sesi titreyerek son bir kez daha sorar;

Adam: Amanda… Ben sadece çocuğumu görmek istiyorum.

Amanda’nın ağlamaları yavaşça yerini histerik bir kahkahaya bırakır ve bu kahkaha da yerini yavaşça, soğuk, buz gibi bir bakışa…
.
.
.
.
.
Amanda: Adam, çocuk senden bile değil…
...​
 

Deathmatch Classic

#uncensored
Katılım
27 Haz 2023
Konular
1,066
Mesajlar
4,699
Beğeni sayısı
1,048
PG Nakit
350
Favori Güreşçi
Thumbtack Jack
1 1
PART IV: CATHARSIS
24 Eylül 2023
Survivor Series Sonrası
PGW Arka Alanı


part 4.jpg

Survivor Series’in ardından Adam Page arka alanda ekipman sandıklarının üstünde günün 7. Birasını içerken, son 14 yılı üzerine düşünmektedir. Üniversite kütüphanesini, Manhattan Köprüsünü, Halifex Hastanesini, Amanda’yı, Ring of Honor’ı, New Japan’i, All Elite’i ve son olarak daha taptaze olan MAYHEM’i… Geriye dönüp baktığında sahiden de içerisinde bulunduğu her bir girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığının farkındalığı bir bıçak gibi sırtına saplanır. Amanda’nın ‘Sen birlikte olduğun herkesi aşağıya çekiyorsun’ cümlesi kafasının içerisinde tekrar ve tekrar yankılanmakta ve artık buna kendisi de inanmaya başlamaktadır. Tanıştıkları ilk günü anımsar, Amanda’nın o an şaka ile karışık söylemiş olduğu ‘Tüm bu kampüs bana aitti, tabii sen işgal etmeden önce’ cümlesinin, ikisi arasındaki tüm ilişkinin ironik bir alegorisi olması korkunç bir rastlantıdır. Sanki tanrı önlerindeki o 15 yılın nasıl geçeceğini onlara önceden haber vermiş gibi… Deliler gibi aşık olduğu kişinin 15 yılının heba olmasına sebep olmanın yükü omuzlarına fazla gelmektedir. Ve elinde kalanlara bakar, artık ne sevdiği bir kadın, ne sahiplendiği bir evlat, ne de dertleşebileceği bir dost vardır elinde. Başarısızlıkları ile yapayalnızken birasından son yudumu da alır ve Survivor Series’te yaşananlar hakkında konuşmak üzere Gorilla Position’a gider.

Çünkü ne de olsa şov devam etmelidir.

Ah Oh Sesleri Duyulur
 
Konuyu ziyaret edenler (Toplam: 0)
No registered users viewing this thread.
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: