Başlamadan önce programın ciddi aksamasından ötürü çok çok özür diliyorum herkesten. Bilgisayarım tamirden dün anca geldi ve şu an röportajı derleme zamanım oldu. Engin'den sonra 3 konuğumuz daha kalıyor, onları da aldıktan sonra bu sezonluk final yapacağız. Önümüzdeki kış yeni sezonla devam edeceğiz.
Beast Incarnate: Yüz Yüze'nin yeni bölümünden herkese merhabalar! Bugünkü konuğumuz biraz eşş- pardon adam gibi adam falan filandır. Tarihin en diyetisyen olmayan diyetisyeni @Dragon geliyor!
Beast Incarnate: Engin'im Erol'um hoş geldin... Hız kesmeden sorulara geçelim. İlk sorular @The MANIAC'tan geliyor, kendisinin sana üç sorusu var:
"1- Hakkımda ne düşünür?
2- 103 kilodan 96 kiloya düştüm. GYM'e de gidiyorum daha fazla kilo vermek için ne yapabilirim?
3- Daniel Bryan WWE'de kalmalı mıydı yoksa AEW yapması doğru bir karar mı?"
Dragon:
1- Enner Valencia’nın dostu benim de dostumdur.
2- Doğamayan Yavuzer bizi ufak bir Kanan Caratay şeklinde lanse etti ama bizde de durumlar kelin ilacı olsa başına sürer hesabı. Ama pandemi öncesi bana baya kilo verdirmeyi başaran ufak bir yaşam tarzı değişiminden bahsedebilirim birkaç madde halinde.
3- Bence doğru bir karardı. Kendisinin AEW’da yaptıklarına %100 hakim durumda değilim, güreşe bile %30 falan hakimim şu an lakin bana göre WWE dışında bir ün yaparak gelen herkesin bir gün mutlaka özüne dönmeceli bir WWE dışına çıkması gerektiğini düşünüyorum. Kariyerleri için çok daha iyi oluyor. Kevin Owens’da yapmalı mesela.
Beast Incarnate: Dosto sen şaka mısınnnn ya adam liste miste yapmış kafayı yedik. Bir de cümleye benim o şekilde lanse ettiğimi iddia ederek başlamış. Allah ıslah etsin diyoruz...
Beast Incarnate: Sırada @Heartbroken Kid'in soruları var:
"1- seksi niye rekssiz birakti
2- ne zaman tekrar uclu ve guclu oluyoruz?"
Dragon:
1- Masmaalesef elde olmayan sebepler. Karakteri aşırı isteyerek ve RPG oynamaya aç bir şekilde almıştım lakin şu anda hem iş hem eğitim hayatı hem de ailevi meselelerden dolayı günüm günüme uymaz bir şekilde geçiyor. Hem Özer’i ileride iyi bir senaryoda yarı yolda bırakmamak adına hem de keyif alamadan oynamamak için böyle bir karar aldım. Yoksa RPG ile ilgili TYLER SEKS pardon Tyler Reks hakkında projelerim devam ediyor. Santina Marella diyeyim siz anlayın. @ReQuem de bu gimmick’i çok sevecektir.
2- Hayatı bir düzene sokmaca işimiz var, ondan sonra mutlaka bir threes- yani üçlü grup yapıp patronu chairmani bossu artık kim varsa üçlü takım kemerine zorlamaca işi var.
Beast Incarnate: Tyler SEKS işlerinden ne geliyor acaba, meraktan çatladık... Yaklaşıyor yaklaşmakta olan, VEEEER RESMİ
Beast Incarnate: @Johnkorey'in 2 sorusu ile devam ediyoruz:
1- Bekospor bu sene neler yapabilir?
2- Hakkımda ne düşünmekte?
Dragon:
1- Bekosporuma bu sene de 30 milyon euro harcayarak her kulvarda basarlar diyorum.
2- Kendisini forumlarda görmek bana değişik bir huzur veriyor, çok severim. Hem iyi bir insan, hem iyi bir güreş izleyicisi hem de kaliteli bir yorumcu her konuda.
Beast Incarnate: Sakarkaya reisi forumda görünce ben de bi gereksiz mutlu oluyorum ya, her eve lazım bir adam gerçekten.
Beast Incarnate: @Jack Daniels'ın sorusu ile devam ediyoruz:
"En unutamadığı forum anısı?"
Dragon: Hangi birini saysam bilemiyorum ya. GTR’den tutun PG Origins Tezat’tan buraya kadar o kadar çok anı var ki. Dile kolay 10 yıl olmuş. Geldiğimde lise 1’deydim, şimdi master yapıyorum. Melih Türkmen kardeşimin düğünü için Freak Show’u İstanbul’un her tarafından arabayla toparlayıp düğüne götürmem herhalde en unutamadığım anılarımdan biri. O kadar fail şov bir gün olmuştu ki, diğer sorularda gördüm zaten az biraz değiniriz. Onun dışında ekran başından cevap verirsem GTR’de deneme moderatör olduğum gün, @The Mandalorian ile matrak ve AE’yi banlayıp rage quit attığımız gün, Undertaker’ın serisinin bittiği WM 30 canlı sohbeti, Summerslam 2014 Skype, Uncensored da dahil bir sürü adamı PG Origins Tezat’a alo ben Emre abin şekli getirmem vs. hepsi ilk günkü gibi aklımda.
Beast Incarnate: Bizi alo ben Emre abin şekli getirdiğin geceyi ben de unutamıyorum ya, forumlar tarihinin en büyük infiali bence net bir şekilde o gece, hiç mütevazı olamayacağım... Çünkü o gün bir şeyler öyle şekillenmese belki de bugün burada hep beraber olamazdık. Geriye dönünce her şey daha anlamlı oluyor.
Beast Incarnate: @KALKTI!!!! yine muazzam bir soruyla gelmiş:
"Prematür ejakülasyon tedavisinde son durum nedir?"
Dragon: DAHA AZ 31 DAHA ÇOK SEKS!
Beast Incarnate: AÇIK VE NET!
Beast Incarnate: Canan Hanım'a @THE V1PER'dan bir soru gelmiş:
"Bana diyet programı yapar mı?"
Dragon:
Yaparım.
Sabah en yakın pastaneden sade poğaça ve şeftali suyu.
Öğlen doritoslu çiğ köfte + kola.
Akşam soslu tavuk döner + kalitesiz ayran.
Ara öğünlerde BİM ve A101’den gofredo kekspır tarzı atıştırmalıklar.
2 gün bu diyeti takip ederse hayattan soğuyup 1 ay bir şey yemeyerek 35 kilo verdirmeyi vaat ediyorum.
Beast Incarnate: Şu diyeti uygularken 3. gün Kero'nun mide:
Beast Incarnate: @The Lunatic Fringe'in 2 sorusuyla devam ediyoruz:
"1- Hakkımda ne düşünüyor?
2- Ne işle uğraşıyor?"
Dragon:
1- Reis her tarakta bezim vardır bu hayatta lakin bence yüzyüze insan hafızası ve nick hafızası çok düşük. Kim olduğunu tanıyamadığım için özür diliyorum. Deneme mod olmuşsun hayırlı olsun Doğamayan Yavuzer boş adam seçmez diyelim.
2- Mekatronik mühendisiyim. Şu an iş arayışındayım, ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesinde İşletme Mühendisliği bölümünde tezli yüksek lisans yapıyorum.
Beast Incarnate: Turnayı gözünden vurduk... Tabii boş adam seçmeyiz, Seymen'imi de buradan tebrik etmiş olayım tekrardan, görevinde başarılar.
Beast Incarnate: @satriale'nin 3 sorusu ile devam ediyoruz:
"1- bugune kadar toplam ne kadar vize harç ücreti ödedi
2- ülke nasıl gezilir
3- balon sehir paris hakkında dusunceleri"
Dragon:
1- Baya sıkıntı soru. Biz hem vize ücreti, hem danışmanlık ücreti hem de hesapta para gösteriyorduk. 4-5 yıl öncesine kadar 50-150 euro arasındaydı, bu aralar fazla arttı. Geçen sefer aldığımda 500 euro vermiştik sanırım. Vizemin süresinin ikiye katlanarak arttığını düşünürsek 24-12-6-3-1 ay şeklinde vizeler aldım Almanya, İtalya ve Yunanistan konsolosluklarından. 24 aylık vizeyi 3 kere aldığım, 1-2 haftalık vizeler de aldığımı düşünürsek en az 10 kereden ortalama 200 euro üzerinden hesaplarsak Avrupa Birliği’ne akarsız kokarsız bir 2000 euro sokmuşuz. Sonlarda yükselen ücretlerle hadi 3000 diyelim.
2- Ülke gezmenin bana göre en iyi 2 farklı yöntemi var. Ya ben yürüyorum hacı diyecek ve en yakın toplu taşıma merkezinden çoklu geçişli kartlardan alacaksın. Ya da ben parayı veriyorum aga diyeceksin ve araba kiralayacaksın. İkincisi biraz tuzlu bir yöntem lakin toplu taşımayla ulaşamayacağın çoğu yerde (Avrupa şehirlerinde toplu taşıma imkanları ortalama olsa da şehir dışında çıktıkça toplu taşıma imkanları tren dışında dipleri görüyor maalesef, Türkiye’yi bu konuda 1 tık önde görüyorum) işini daha çok görecektir. Arabanın kirası dışında çoğu diğer harcama daha ucuza gelecektir ama. Vignette denilen bir nane var, onu aldığın anda Avusturya’da ve İsviçre’de istediğin her yola girer çıkarsın 1 koca yıl boyunca. İsviçre’ninki biraz tuzlu, 60-80 euro civarıydı sanırım 2021’de. Avusturya biraz daha ucuz, 12 euroydu. Almanya’da yollar bedava, Fransa’da bizimki gibi deli dumrul şekli var maalesef. Paris civarlarında Fontenableu şatosuna gitmiştik, 120 euroyu ceplediler gişelerde. Arabanın en büyük avantajı yerel halka karışabilme imkanı vermesi. Hem yakıtın görece uygun olması, hem araç fiyatlarının ucuz olmasıyla Avrupa’da çoğu etkinlik araca bağlı. Turistik fiyatlar ve herkesin gidip yaptıklarını yapmaktansa insanların arasına karışabilme sanki oralı biriymişsin hissiyatı vermesiyle bana göre arabayla gezmek benim için bir tık ileride. Tabi bütçeye de bakıyor bu işler, özellikle bu kurla birlikte maalesef. 5-6 günlük bir araç kiralama işi depozitosuyla yakıtıyla 1000 euroya yakın bir bedele çıkar, ama en iyi gezme imkanını verir. Fakat ben şehirlerdeyim aga benim göller bölgeleriyle, country’lerle işim olmaz dersen tam tersi arabayı önermem. Park yerleri pahalı, bizdeki gibi sağda solda her yerde park yok. Otelinin bile park yeri 5 sokak ötede olabiliyor. İki yöntemle de gezdim ülkeleri, maddi duruma ve gidilecek rotaya göre karar vermek gerekiyor.
3- Paris cidden dünyanın en enteresan yerlerinden biri ya. Hem 4-5 kere gittim, bir seferinde de dil öğrenimi amacıyla 3 ay kadar kaldım. Metroları sidik kokar, bazı arrandissement’larına (bölgelerine) girmek cesaret ister, sokakları pek temiz değildir, turist tuzağı yerlerle yerli halkın gittiği yerleri birbirinden ayırmak zordur, trafiği beterdir tersten caddelere giren taksiciler trafik canavarıdır, turist fiyatı çeken çok yer vardır vs. vs. Paris için naçizane bir tespitim 1 gün kalırsan büyüleniyorsun, 3 gün kalırsan harika vakit geçiriyorsun, 1 haftadan sonra koşarak kaçıyorsun maalesef. Ama öyle bir havası var ki, sanki tüm Paris’liler aralarında sessiz bir anlaşma yapmışlar gibi sana geldiğin ilk birkaç gün dünyanın en güzel şehrine geldim havasını sonuna kadar yaşatıyorlar. Ha şu var tabii yine her şey parası olana güzel. Paris’e gidip bir otelde kalıp sağa sola yürüyüp 2 metroya binmekle paran olup akşam Jules Verne’de yemek sabahları Laduree’de Cafe de Flore’de kahvaltı etmek, Galeries Lafayette’de alışveriş yapmak aynı şey değil. Yaşadıktan sonra bazı şeyleri anlıyorsun. Akşam Cezayirli marketten aldığın tereyağ ve salamı baguette arası yapıp yerken İbrahim Tatlıses şekline bürününce Paris gerçekleri suratına çarpıyor.
Beast Incarnate: Cevapların uzunluğa bak a kafayı yedik, herif yıllardır şu üç soruyu bekliyormuş. Başım döndü okurken...
Beast Incarnate: @Kras Mazov'un 4 sorusu ile devam ediyoruz:
"1- Böyle bir gurme olmak kolay mı?
2- Özlemi giderme zamanı gelmedi mi çok özleştik
3- Yediği en güzel yemek ve nerede yedi?
4- Okumayı en çok sevdiği kitap?"
Dragon:
1- Onurum olay gurme olmakta değil ondan sonrasında yatıyor maalesef. Gusto diye bir kavram var, öyle yükseliyor ki çok fena bir şey. İster istemez düşürmek zorunda kalıyorsun. Ben bizim yemeklerimizi kötülemem, her yere de uyum sağlarım. Giderim arkadaşımla ayak üstü tablacı abide tavuklu pilav da yerim bilmem ne restoranına da giderim uyumlu adamım. Lakin bir kere o damak tadı yükseldi mi sonra çoğu şey sana tatsız gelmeye başlıyor. Gurme olması kolay, paran oldu mu yiyorsun zaten. Onu korumak zor olan. Ben dünyanın farklı yerlerindeki lezzetleri korkusuzca tatmaya gurmelik demiyorum pek ya, o bana daha çok cesaret geliyor. Tayland’a turla gitmiştik, hiç unutmuyorum ilk gün tur şirketi herkesi topladı bir restorana götürdü enteresan enteresan Thai yemekleri geldi masaya. Herkes korkuyla birbirine bakıyor böcekleri akrepleri dayadılar mı diye. Garsonlar birbirine bakıp 15 dakika sonra masaya kocaman düz patates kızartmaları getirmeye başladı bunlar aç kalacak diye zuhahaha. Ben mesela tüm yemeklerden tatmıştım, hepsi de gayet iyiydi.
2- Valla Onurum 2023 yılına geldik başımıza gelmeyen kalmadı bir buluşma ayarlayamadık cidden hanemize eksi yazıyorum bunu kocamanından. Derhal bir görüşelim iyice sonbahara işe güce düşmeden.
3- Valla bu sorunun çok cevabı var ya. Seyahat üzerinden gittiğimizden oradan 2-3 örnek atayım.
Japonya’da yediğimiz Sukiyaki yemeğini hiç unutamıyorum. Soyalı baharatlı bir suda etler, tofu, sebzeler haşlanıyor ardından alıp alıp çiğ yumurtaya batırıp yiyorsun. Dışarıdan çok acayip gelse de inanılmaz bir lezzeti vardı.
Yine Tayland’da Phuket’te random bir alışveriş merkezinde yerel insanların yemek yediğini görüp daldığımız yerdeki ördeği unutamıyorum. Ağızda eriyordu eti. 5 dolardı fiyatı (o zaman için 12.5 lira, McDonalds menüsü yoktu o paraya) ama inanılmaz memnun kalmıştık o yemekten.
Paris’te Relais de L’Entrecote diye bir mekan var (Hi @satriale how you doin) mekan sadece isteğe göre pişmiş antrikot, patates kızartması ve gizli sosundan yapıyor tek yemekleri bu. Ama öyle bir yapıyorlar ki damağın çatlıyor lezzetten. Sosunun tarifi kolanın formülü şekli gizliymiş. En sevdiğime onu diyeceğim ya. Tatlıya da Hotel Sacher’in Sachertorte’sine bayılıyorum. Yine formülü gizli bir lezzet. İçinde kayısı marmeladı, bol çikolatasıyla bildiğin çikolatalı pasta. Ama o kadar güzel yapıyorlar ki, o kuru pasta ağzında o kayısı marmeladıyla öyle bir ıslanıyor ki tarifi yok.
Beast Incarnate: İlk sorudaki cevaba bak... Herifin tek vasfı yaz içecekleri puanlamak olmasa şu dediklerine riayet edeceğiz. Kimsenin bir şey bilmediği bi yerde bi insan her şeyi bilebilir diyoruz...
Beast Incarnate: @Rise Above Hate'ten 2.5 soru gelmiş:
"1- Seni benden başka si-
2- Alexa'nın diş perisi zamanlarını özlüyor musun Erol?
3- RPG'de yapmak isteyipte yapamadığın bir şey var mı?"
Dragon:
1- Yo-
2- Özlemiyorum masmaalesef. Kariyeri gayet iyiye gitti, aşırı gurme bir scouting yaptık gururluyuz.
3- GTR’den koptuktan sonra içimde ukte kalan birkaç şey vardı, bunları PG Origins Tezat’da gerçekleştirmekten mutluyum. RPG yazarı olmadan ana kemer kazanma maceram GTR’de 1 ay sürmüştü sadece, ikincisinde ekipteydim sanırım. Ve şirketin adını taşıyan kemeri alamamıştım. PG’de de yazarlık yaptım ama Wade Barrett’ı oynarken yazar değildim, sadece oyuncu olarak şirketin adını taşıyan ana kemeri kazanmam RPG’deki en büyük hedefimi gerçekleştirmemi sağladı. Days of Rising’de başladığım Tyler Reks macerasını da yine hem yazar değilken hem PG’de daha da güzel senaryolarla Barrett ile aynı anda kemere ulaştırmam da ballı kaymak oldu üstüne. Reks defterini kapatmış değilim, aklımda şahane fikirler var ama hayatımı toparlamam gerekiyor önce.
Beast Incarnate: Bu PG'de yapılacak daha güzel şeyler var bence de Erol'um, beklemedeyiz... Bir an önce düzlüğe çıkmanı bekliyorum.
Beast Incarnate: @Layne Staley'in üç sorusu ile devam ediyoruz:
"1- en sevdigi 3 yemek
2- top 5 fav restoranları
3- ve dogan yawuzere dietpress ne zaman"
Dragon:
1- Bunu genel olarak sevdiğim ve düzenli yediğim yemekler olarak yanıtlayayım. Zeytinyağlı fasulye, karnıyarık-pilav, çerkez tavuğu ile farklı hikayelerimiz var.
2- Bunu fast food mu lüks kategoride mi yoksa seyahatler bazında mı anlayamadık lakin farklı örnekler verelim TR içi. Leaf Co çok hoşuma gitti bir arkadaş götürdü geçen çok iyi kahvaltıları var. Zeytinyağlı ve ev yemeği için Borsa’yı tercih ediyorum. Lüks açıdan Strada süper yer. Balık için Kıyı. Günaydın da gizli zevklerimiz arasında, parayı buldukça arz-ı endam etmekteyiz.
3- dogan yawuzere dietpress her gece saat 3:31 cıvarlarında dıscordda kacirmayin
Beast Incarnate: Dietpressleri özledim Erto bülüo musun, ne zamandır yapmadık... Bu hafta sonu beni ansızın darlamanı bekleyeceğim, video arşivine yeni eklemeler de yaptım hem...
Beast Incarnate: @Sosa'nın sorusu ile devam ediyoruz:
"Fenerbahçe'yi hala takip ediyor mu"
Dragon: Fenerbahçe’miz bu sene beni ekstra heyecanlandırıyor, yine sene sonu havayı almak için son sürat takipteyiz masmaalesef.
Beast Incarnate: sezon sonu engın erol'un esgal-u vazıyyet
Beast Incarnate: @The Gold Standard'ın üç sorusu ile devam ediyoruz:
"1- Bağdat Caddesi Saray Muhallebicisi var mı
2- Melih ağabeyin düğün günü yaşadıklarımızdan en iyisi hangisi
3- Forumlardaki en iyi anısı hangisi"
Dragon:
1- Fiyatlar daha da artmadan yapmamız lazım porsiyon döner 300 kapılarını zorlamaya başlamış. Su muhallebisi 85 görünce menüyü Caner Erkin ortaları şekli fırlattık.
2- Aga hangi birini saysam bilemiyorum ki, seni aldığım gibi köprü trafiğine dalmaca şekli, Kabataş’tan Freak Show’un kalanını toplayıp düğün salonunu aramaca, Armonia Lounge-Deluxe-Restaurant-Club’lar arasında kalıp benim 10 saniyelik otopark macerasına 20 lirayı bayılmam, Sülonun pilav yiycem diye Mamiyle ortalardan kaybolması, benim balıklama dalacakmış gibi açılır mısınız diye gelinle damadın ineceği yere girmeye çalışmam, yanlışlıkla gelin odasını açmaca, COVID korkusundan terasta takılmaca, Sülonun pilav kesmeyince mideyi sincap şekli kuruyemişle doldurması, dedenin altını takarken ellerinin titreyiş, milleti eve dağıtırken ara sokaklarda kaybolmaca, Sülonun dedenin şarj aletini ceplemesi, benim Kadiköy civarı ışıklarda koyduğum ani fren. Fail oğlu fail bir geceydi ama dönüşte bir araba dolusu manyağın son ses CULT OF PERSONALITY açıp söylemesi gecenin zirvesiydi ya.
3- Net oğlu net bu düğün.
Beast Incarnate: Ve son olarak @atiban't'ın sorusunu alıyoruz:
"Melih ağabeyin düğünün starı kimdi diye sorayım ben de.. Ya sulo ya ben zatenn de.."
Dragon: Net bir şekilde evini açarak her şeye ön ayak olan Deniz Küçüksiler Büyükgömer diyorum.
Beast Incarnate: DEDELER SÖZÜNÜ TUTAR... Vallahi çok büyük adam ya...
Beast Incarnate: Ve bu bölüm burada sona eriyor. Erol'um katılımın için teşekkürler, ayrıca sorularını esirgemeyen siz üyelerimize de teşekkür ediyorum. Sıradaki bölümde görüşünceye dek; sağlıcakla kalın...
Beast Incarnate: Yüz Yüze'nin yeni bölümünden herkese merhabalar! Bugünkü konuğumuz biraz eşş- pardon adam gibi adam falan filandır. Tarihin en diyetisyen olmayan diyetisyeni @Dragon geliyor!
Beast Incarnate: Engin'im Erol'um hoş geldin... Hız kesmeden sorulara geçelim. İlk sorular @The MANIAC'tan geliyor, kendisinin sana üç sorusu var:
"1- Hakkımda ne düşünür?
2- 103 kilodan 96 kiloya düştüm. GYM'e de gidiyorum daha fazla kilo vermek için ne yapabilirim?
3- Daniel Bryan WWE'de kalmalı mıydı yoksa AEW yapması doğru bir karar mı?"
Dragon:
1- Enner Valencia’nın dostu benim de dostumdur.
2- Doğamayan Yavuzer bizi ufak bir Kanan Caratay şeklinde lanse etti ama bizde de durumlar kelin ilacı olsa başına sürer hesabı. Ama pandemi öncesi bana baya kilo verdirmeyi başaran ufak bir yaşam tarzı değişiminden bahsedebilirim birkaç madde halinde.
- Mutlaka gazlı içecekleri, hazır şekerler, (gofret çikolata bisküvi) ve fast food’u kesmece. Un şeker diyorlar genelde zayıflama için ama bence tuz ve tuz içeren yiyecekleri kesmek de çok işe yarıyor. Ben yemeklerin yanında bir şey içmeden duramıyorum diyorsan Ice Tea öneririm. Gittiğim 2 diyetisyen de süper değiller ama koladan 1000 kat iyi demişti kelimesi kelimesine.. Tabi 2.5 litreyi gömme yemek başı.
- Yemeği günde 2 öğüne indirmek, düzenli uyku. Özellikle düzenli uyku enerjiyi de yükselttiği iyi hissettirdiği için hareket etme isteğini arttırıyor.
- Tulumba şekli su içmece. Al 1.5 litreyi yanına aklına geldikçe iç.
3- Bence doğru bir karardı. Kendisinin AEW’da yaptıklarına %100 hakim durumda değilim, güreşe bile %30 falan hakimim şu an lakin bana göre WWE dışında bir ün yaparak gelen herkesin bir gün mutlaka özüne dönmeceli bir WWE dışına çıkması gerektiğini düşünüyorum. Kariyerleri için çok daha iyi oluyor. Kevin Owens’da yapmalı mesela.
Beast Incarnate: Dosto sen şaka mısınnnn ya adam liste miste yapmış kafayı yedik. Bir de cümleye benim o şekilde lanse ettiğimi iddia ederek başlamış. Allah ıslah etsin diyoruz...
Beast Incarnate: Sırada @Heartbroken Kid'in soruları var:
"1- seksi niye rekssiz birakti
2- ne zaman tekrar uclu ve guclu oluyoruz?"
Dragon:
1- Masmaalesef elde olmayan sebepler. Karakteri aşırı isteyerek ve RPG oynamaya aç bir şekilde almıştım lakin şu anda hem iş hem eğitim hayatı hem de ailevi meselelerden dolayı günüm günüme uymaz bir şekilde geçiyor. Hem Özer’i ileride iyi bir senaryoda yarı yolda bırakmamak adına hem de keyif alamadan oynamamak için böyle bir karar aldım. Yoksa RPG ile ilgili TYLER SEKS pardon Tyler Reks hakkında projelerim devam ediyor. Santina Marella diyeyim siz anlayın. @ReQuem de bu gimmick’i çok sevecektir.
2- Hayatı bir düzene sokmaca işimiz var, ondan sonra mutlaka bir threes- yani üçlü grup yapıp patronu chairmani bossu artık kim varsa üçlü takım kemerine zorlamaca işi var.
Beast Incarnate: Tyler SEKS işlerinden ne geliyor acaba, meraktan çatladık... Yaklaşıyor yaklaşmakta olan, VEEEER RESMİ
Beast Incarnate: @Johnkorey'in 2 sorusu ile devam ediyoruz:
1- Bekospor bu sene neler yapabilir?
2- Hakkımda ne düşünmekte?
Dragon:
1- Bekosporuma bu sene de 30 milyon euro harcayarak her kulvarda basarlar diyorum.
2- Kendisini forumlarda görmek bana değişik bir huzur veriyor, çok severim. Hem iyi bir insan, hem iyi bir güreş izleyicisi hem de kaliteli bir yorumcu her konuda.
Beast Incarnate: Sakarkaya reisi forumda görünce ben de bi gereksiz mutlu oluyorum ya, her eve lazım bir adam gerçekten.
Beast Incarnate: @Jack Daniels'ın sorusu ile devam ediyoruz:
"En unutamadığı forum anısı?"
Dragon: Hangi birini saysam bilemiyorum ya. GTR’den tutun PG Origins Tezat’tan buraya kadar o kadar çok anı var ki. Dile kolay 10 yıl olmuş. Geldiğimde lise 1’deydim, şimdi master yapıyorum. Melih Türkmen kardeşimin düğünü için Freak Show’u İstanbul’un her tarafından arabayla toparlayıp düğüne götürmem herhalde en unutamadığım anılarımdan biri. O kadar fail şov bir gün olmuştu ki, diğer sorularda gördüm zaten az biraz değiniriz. Onun dışında ekran başından cevap verirsem GTR’de deneme moderatör olduğum gün, @The Mandalorian ile matrak ve AE’yi banlayıp rage quit attığımız gün, Undertaker’ın serisinin bittiği WM 30 canlı sohbeti, Summerslam 2014 Skype, Uncensored da dahil bir sürü adamı PG Origins Tezat’a alo ben Emre abin şekli getirmem vs. hepsi ilk günkü gibi aklımda.
Beast Incarnate: Bizi alo ben Emre abin şekli getirdiğin geceyi ben de unutamıyorum ya, forumlar tarihinin en büyük infiali bence net bir şekilde o gece, hiç mütevazı olamayacağım... Çünkü o gün bir şeyler öyle şekillenmese belki de bugün burada hep beraber olamazdık. Geriye dönünce her şey daha anlamlı oluyor.
Beast Incarnate: @KALKTI!!!! yine muazzam bir soruyla gelmiş:
"Prematür ejakülasyon tedavisinde son durum nedir?"
Dragon: DAHA AZ 31 DAHA ÇOK SEKS!
Beast Incarnate: AÇIK VE NET!
Beast Incarnate: Canan Hanım'a @THE V1PER'dan bir soru gelmiş:
"Bana diyet programı yapar mı?"
Dragon:
Yaparım.
Sabah en yakın pastaneden sade poğaça ve şeftali suyu.
Öğlen doritoslu çiğ köfte + kola.
Akşam soslu tavuk döner + kalitesiz ayran.
Ara öğünlerde BİM ve A101’den gofredo kekspır tarzı atıştırmalıklar.
2 gün bu diyeti takip ederse hayattan soğuyup 1 ay bir şey yemeyerek 35 kilo verdirmeyi vaat ediyorum.
Beast Incarnate: Şu diyeti uygularken 3. gün Kero'nun mide:
Beast Incarnate: @The Lunatic Fringe'in 2 sorusuyla devam ediyoruz:
"1- Hakkımda ne düşünüyor?
2- Ne işle uğraşıyor?"
Dragon:
1- Reis her tarakta bezim vardır bu hayatta lakin bence yüzyüze insan hafızası ve nick hafızası çok düşük. Kim olduğunu tanıyamadığım için özür diliyorum. Deneme mod olmuşsun hayırlı olsun Doğamayan Yavuzer boş adam seçmez diyelim.
2- Mekatronik mühendisiyim. Şu an iş arayışındayım, ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesinde İşletme Mühendisliği bölümünde tezli yüksek lisans yapıyorum.
Beast Incarnate: Turnayı gözünden vurduk... Tabii boş adam seçmeyiz, Seymen'imi de buradan tebrik etmiş olayım tekrardan, görevinde başarılar.
Beast Incarnate: @satriale'nin 3 sorusu ile devam ediyoruz:
"1- bugune kadar toplam ne kadar vize harç ücreti ödedi
2- ülke nasıl gezilir
3- balon sehir paris hakkında dusunceleri"
Dragon:
1- Baya sıkıntı soru. Biz hem vize ücreti, hem danışmanlık ücreti hem de hesapta para gösteriyorduk. 4-5 yıl öncesine kadar 50-150 euro arasındaydı, bu aralar fazla arttı. Geçen sefer aldığımda 500 euro vermiştik sanırım. Vizemin süresinin ikiye katlanarak arttığını düşünürsek 24-12-6-3-1 ay şeklinde vizeler aldım Almanya, İtalya ve Yunanistan konsolosluklarından. 24 aylık vizeyi 3 kere aldığım, 1-2 haftalık vizeler de aldığımı düşünürsek en az 10 kereden ortalama 200 euro üzerinden hesaplarsak Avrupa Birliği’ne akarsız kokarsız bir 2000 euro sokmuşuz. Sonlarda yükselen ücretlerle hadi 3000 diyelim.
2- Ülke gezmenin bana göre en iyi 2 farklı yöntemi var. Ya ben yürüyorum hacı diyecek ve en yakın toplu taşıma merkezinden çoklu geçişli kartlardan alacaksın. Ya da ben parayı veriyorum aga diyeceksin ve araba kiralayacaksın. İkincisi biraz tuzlu bir yöntem lakin toplu taşımayla ulaşamayacağın çoğu yerde (Avrupa şehirlerinde toplu taşıma imkanları ortalama olsa da şehir dışında çıktıkça toplu taşıma imkanları tren dışında dipleri görüyor maalesef, Türkiye’yi bu konuda 1 tık önde görüyorum) işini daha çok görecektir. Arabanın kirası dışında çoğu diğer harcama daha ucuza gelecektir ama. Vignette denilen bir nane var, onu aldığın anda Avusturya’da ve İsviçre’de istediğin her yola girer çıkarsın 1 koca yıl boyunca. İsviçre’ninki biraz tuzlu, 60-80 euro civarıydı sanırım 2021’de. Avusturya biraz daha ucuz, 12 euroydu. Almanya’da yollar bedava, Fransa’da bizimki gibi deli dumrul şekli var maalesef. Paris civarlarında Fontenableu şatosuna gitmiştik, 120 euroyu ceplediler gişelerde. Arabanın en büyük avantajı yerel halka karışabilme imkanı vermesi. Hem yakıtın görece uygun olması, hem araç fiyatlarının ucuz olmasıyla Avrupa’da çoğu etkinlik araca bağlı. Turistik fiyatlar ve herkesin gidip yaptıklarını yapmaktansa insanların arasına karışabilme sanki oralı biriymişsin hissiyatı vermesiyle bana göre arabayla gezmek benim için bir tık ileride. Tabi bütçeye de bakıyor bu işler, özellikle bu kurla birlikte maalesef. 5-6 günlük bir araç kiralama işi depozitosuyla yakıtıyla 1000 euroya yakın bir bedele çıkar, ama en iyi gezme imkanını verir. Fakat ben şehirlerdeyim aga benim göller bölgeleriyle, country’lerle işim olmaz dersen tam tersi arabayı önermem. Park yerleri pahalı, bizdeki gibi sağda solda her yerde park yok. Otelinin bile park yeri 5 sokak ötede olabiliyor. İki yöntemle de gezdim ülkeleri, maddi duruma ve gidilecek rotaya göre karar vermek gerekiyor.
3- Paris cidden dünyanın en enteresan yerlerinden biri ya. Hem 4-5 kere gittim, bir seferinde de dil öğrenimi amacıyla 3 ay kadar kaldım. Metroları sidik kokar, bazı arrandissement’larına (bölgelerine) girmek cesaret ister, sokakları pek temiz değildir, turist tuzağı yerlerle yerli halkın gittiği yerleri birbirinden ayırmak zordur, trafiği beterdir tersten caddelere giren taksiciler trafik canavarıdır, turist fiyatı çeken çok yer vardır vs. vs. Paris için naçizane bir tespitim 1 gün kalırsan büyüleniyorsun, 3 gün kalırsan harika vakit geçiriyorsun, 1 haftadan sonra koşarak kaçıyorsun maalesef. Ama öyle bir havası var ki, sanki tüm Paris’liler aralarında sessiz bir anlaşma yapmışlar gibi sana geldiğin ilk birkaç gün dünyanın en güzel şehrine geldim havasını sonuna kadar yaşatıyorlar. Ha şu var tabii yine her şey parası olana güzel. Paris’e gidip bir otelde kalıp sağa sola yürüyüp 2 metroya binmekle paran olup akşam Jules Verne’de yemek sabahları Laduree’de Cafe de Flore’de kahvaltı etmek, Galeries Lafayette’de alışveriş yapmak aynı şey değil. Yaşadıktan sonra bazı şeyleri anlıyorsun. Akşam Cezayirli marketten aldığın tereyağ ve salamı baguette arası yapıp yerken İbrahim Tatlıses şekline bürününce Paris gerçekleri suratına çarpıyor.
Beast Incarnate: Cevapların uzunluğa bak a kafayı yedik, herif yıllardır şu üç soruyu bekliyormuş. Başım döndü okurken...
Beast Incarnate: @Kras Mazov'un 4 sorusu ile devam ediyoruz:
"1- Böyle bir gurme olmak kolay mı?
2- Özlemi giderme zamanı gelmedi mi çok özleştik
3- Yediği en güzel yemek ve nerede yedi?
4- Okumayı en çok sevdiği kitap?"
Dragon:
1- Onurum olay gurme olmakta değil ondan sonrasında yatıyor maalesef. Gusto diye bir kavram var, öyle yükseliyor ki çok fena bir şey. İster istemez düşürmek zorunda kalıyorsun. Ben bizim yemeklerimizi kötülemem, her yere de uyum sağlarım. Giderim arkadaşımla ayak üstü tablacı abide tavuklu pilav da yerim bilmem ne restoranına da giderim uyumlu adamım. Lakin bir kere o damak tadı yükseldi mi sonra çoğu şey sana tatsız gelmeye başlıyor. Gurme olması kolay, paran oldu mu yiyorsun zaten. Onu korumak zor olan. Ben dünyanın farklı yerlerindeki lezzetleri korkusuzca tatmaya gurmelik demiyorum pek ya, o bana daha çok cesaret geliyor. Tayland’a turla gitmiştik, hiç unutmuyorum ilk gün tur şirketi herkesi topladı bir restorana götürdü enteresan enteresan Thai yemekleri geldi masaya. Herkes korkuyla birbirine bakıyor böcekleri akrepleri dayadılar mı diye. Garsonlar birbirine bakıp 15 dakika sonra masaya kocaman düz patates kızartmaları getirmeye başladı bunlar aç kalacak diye zuhahaha. Ben mesela tüm yemeklerden tatmıştım, hepsi de gayet iyiydi.
2- Valla Onurum 2023 yılına geldik başımıza gelmeyen kalmadı bir buluşma ayarlayamadık cidden hanemize eksi yazıyorum bunu kocamanından. Derhal bir görüşelim iyice sonbahara işe güce düşmeden.
3- Valla bu sorunun çok cevabı var ya. Seyahat üzerinden gittiğimizden oradan 2-3 örnek atayım.
Japonya’da yediğimiz Sukiyaki yemeğini hiç unutamıyorum. Soyalı baharatlı bir suda etler, tofu, sebzeler haşlanıyor ardından alıp alıp çiğ yumurtaya batırıp yiyorsun. Dışarıdan çok acayip gelse de inanılmaz bir lezzeti vardı.
Yine Tayland’da Phuket’te random bir alışveriş merkezinde yerel insanların yemek yediğini görüp daldığımız yerdeki ördeği unutamıyorum. Ağızda eriyordu eti. 5 dolardı fiyatı (o zaman için 12.5 lira, McDonalds menüsü yoktu o paraya) ama inanılmaz memnun kalmıştık o yemekten.
Paris’te Relais de L’Entrecote diye bir mekan var (Hi @satriale how you doin) mekan sadece isteğe göre pişmiş antrikot, patates kızartması ve gizli sosundan yapıyor tek yemekleri bu. Ama öyle bir yapıyorlar ki damağın çatlıyor lezzetten. Sosunun tarifi kolanın formülü şekli gizliymiş. En sevdiğime onu diyeceğim ya. Tatlıya da Hotel Sacher’in Sachertorte’sine bayılıyorum. Yine formülü gizli bir lezzet. İçinde kayısı marmeladı, bol çikolatasıyla bildiğin çikolatalı pasta. Ama o kadar güzel yapıyorlar ki, o kuru pasta ağzında o kayısı marmeladıyla öyle bir ıslanıyor ki tarifi yok.
Beast Incarnate: İlk sorudaki cevaba bak... Herifin tek vasfı yaz içecekleri puanlamak olmasa şu dediklerine riayet edeceğiz. Kimsenin bir şey bilmediği bi yerde bi insan her şeyi bilebilir diyoruz...
Beast Incarnate: @Rise Above Hate'ten 2.5 soru gelmiş:
"1- Seni benden başka si-
2- Alexa'nın diş perisi zamanlarını özlüyor musun Erol?
3- RPG'de yapmak isteyipte yapamadığın bir şey var mı?"
Dragon:
1- Yo-
2- Özlemiyorum masmaalesef. Kariyeri gayet iyiye gitti, aşırı gurme bir scouting yaptık gururluyuz.
3- GTR’den koptuktan sonra içimde ukte kalan birkaç şey vardı, bunları PG Origins Tezat’da gerçekleştirmekten mutluyum. RPG yazarı olmadan ana kemer kazanma maceram GTR’de 1 ay sürmüştü sadece, ikincisinde ekipteydim sanırım. Ve şirketin adını taşıyan kemeri alamamıştım. PG’de de yazarlık yaptım ama Wade Barrett’ı oynarken yazar değildim, sadece oyuncu olarak şirketin adını taşıyan ana kemeri kazanmam RPG’deki en büyük hedefimi gerçekleştirmemi sağladı. Days of Rising’de başladığım Tyler Reks macerasını da yine hem yazar değilken hem PG’de daha da güzel senaryolarla Barrett ile aynı anda kemere ulaştırmam da ballı kaymak oldu üstüne. Reks defterini kapatmış değilim, aklımda şahane fikirler var ama hayatımı toparlamam gerekiyor önce.
Beast Incarnate: Bu PG'de yapılacak daha güzel şeyler var bence de Erol'um, beklemedeyiz... Bir an önce düzlüğe çıkmanı bekliyorum.
Beast Incarnate: @Layne Staley'in üç sorusu ile devam ediyoruz:
"1- en sevdigi 3 yemek
2- top 5 fav restoranları
3- ve dogan yawuzere dietpress ne zaman"
Dragon:
1- Bunu genel olarak sevdiğim ve düzenli yediğim yemekler olarak yanıtlayayım. Zeytinyağlı fasulye, karnıyarık-pilav, çerkez tavuğu ile farklı hikayelerimiz var.
2- Bunu fast food mu lüks kategoride mi yoksa seyahatler bazında mı anlayamadık lakin farklı örnekler verelim TR içi. Leaf Co çok hoşuma gitti bir arkadaş götürdü geçen çok iyi kahvaltıları var. Zeytinyağlı ve ev yemeği için Borsa’yı tercih ediyorum. Lüks açıdan Strada süper yer. Balık için Kıyı. Günaydın da gizli zevklerimiz arasında, parayı buldukça arz-ı endam etmekteyiz.
3- dogan yawuzere dietpress her gece saat 3:31 cıvarlarında dıscordda kacirmayin
Beast Incarnate: Dietpressleri özledim Erto bülüo musun, ne zamandır yapmadık... Bu hafta sonu beni ansızın darlamanı bekleyeceğim, video arşivine yeni eklemeler de yaptım hem...
Beast Incarnate: @Sosa'nın sorusu ile devam ediyoruz:
"Fenerbahçe'yi hala takip ediyor mu"
Dragon: Fenerbahçe’miz bu sene beni ekstra heyecanlandırıyor, yine sene sonu havayı almak için son sürat takipteyiz masmaalesef.
Beast Incarnate: sezon sonu engın erol'un esgal-u vazıyyet
Beast Incarnate: @The Gold Standard'ın üç sorusu ile devam ediyoruz:
"1- Bağdat Caddesi Saray Muhallebicisi var mı
2- Melih ağabeyin düğün günü yaşadıklarımızdan en iyisi hangisi
3- Forumlardaki en iyi anısı hangisi"
Dragon:
1- Fiyatlar daha da artmadan yapmamız lazım porsiyon döner 300 kapılarını zorlamaya başlamış. Su muhallebisi 85 görünce menüyü Caner Erkin ortaları şekli fırlattık.
2- Aga hangi birini saysam bilemiyorum ki, seni aldığım gibi köprü trafiğine dalmaca şekli, Kabataş’tan Freak Show’un kalanını toplayıp düğün salonunu aramaca, Armonia Lounge-Deluxe-Restaurant-Club’lar arasında kalıp benim 10 saniyelik otopark macerasına 20 lirayı bayılmam, Sülonun pilav yiycem diye Mamiyle ortalardan kaybolması, benim balıklama dalacakmış gibi açılır mısınız diye gelinle damadın ineceği yere girmeye çalışmam, yanlışlıkla gelin odasını açmaca, COVID korkusundan terasta takılmaca, Sülonun pilav kesmeyince mideyi sincap şekli kuruyemişle doldurması, dedenin altını takarken ellerinin titreyiş, milleti eve dağıtırken ara sokaklarda kaybolmaca, Sülonun dedenin şarj aletini ceplemesi, benim Kadiköy civarı ışıklarda koyduğum ani fren. Fail oğlu fail bir geceydi ama dönüşte bir araba dolusu manyağın son ses CULT OF PERSONALITY açıp söylemesi gecenin zirvesiydi ya.
3- Net oğlu net bu düğün.
Beast Incarnate: Ve son olarak @atiban't'ın sorusunu alıyoruz:
"Melih ağabeyin düğünün starı kimdi diye sorayım ben de.. Ya sulo ya ben zatenn de.."
Dragon: Net bir şekilde evini açarak her şeye ön ayak olan Deniz Küçüksiler Büyükgömer diyorum.
Beast Incarnate: DEDELER SÖZÜNÜ TUTAR... Vallahi çok büyük adam ya...
Beast Incarnate: Ve bu bölüm burada sona eriyor. Erol'um katılımın için teşekkürler, ayrıca sorularını esirgemeyen siz üyelerimize de teşekkür ediyorum. Sıradaki bölümde görüşünceye dek; sağlıcakla kalın...
