Kameralar tekrar açılıyor. Sahne, kasvetli bir odada geçiyor. Duvarlar rutubetli, zemin taş ve soğuk. Malakai Black'in yüzünde maskesi ile görünüyor ve biraz sonra Malakai Black'in maskesini çıkardığını görüyoruz.
Malakai Black, odanın tam ortasında siyah bir koltukta oturuyor. Siyah cüppesi yere kadar uzanmış, başı hafifçe eğik. Çevrede derin bir sessizlik var, yalnızca uzaktan gelen metalik bir su damlasının yankısı duyuluyor. Malakai, maskesini çıkartıp başını kaldırarak karanlık gözleriyle kameraya bakıyor ve sessizliği bozuyor.
Malakai Black:
Karanlık, her zaman en derin köşelerde saklanır. Ama bazen karanlık, köşelerde saklanmaktan sıkılır ve alev alır. Bu gece, o karanlık alevi burada, bu ringde gördünüz. Judgment Day, Hardy, STG, Ospreay... Hepiniz sırayla karanlığın gazabını tattınız. Ama yine de o çanta, benim ellerimde değil. Ve bu beni deliye çeviriyor. Dominik Mysterio. O çantayı almış olabilirsin, ama o zafer bir yalandan ibaret. Sana bir sır vereyim Dominik; o çanta bir ödül değil, bir lanet. Ve o laneti taşımanın ne demek olduğunu çok yakında anlayacaksın. Çünkü o çantanın gölgesi, benimle birlikte her hareketini izleyecek. Ne Finn ne de Judgment Day seni bu karanlıktan kurtarabilir. Sen bir kurbansın, Dominik. Karanlık seni seçti ve artık geri dönüş yok. Jeff Hardy! Will Ospreay! Dark STG! Ve geri kalan zavallılar! Hepiniz bu ringde her şeyinizi ortaya koydunuz, değil mi? Ama işte gerçek şu: hiçbiriniz yeterince güçlü değildiniz. Siz sadece birer basamaksınız, benim karanlığa giden yolumdaki taşlar. Bu daha başlangıç. Bu savaş henüz bitmedi ve karanlık her şeyinizi yutmaya hazırlanıyor. Çünkü ben sadece bir galibiyet için burada değilim. Ben, bu ringdeki ışığı tamamen söndürmeye geldim. Bu dünyayı karanlıkla yeniden şekillendireceğim. Ve o dünyada herkes, sadece benim iznimle nefes alabilecek.
Money in the Bank bir mesajdı. Ama asıl mesaj henüz verilmedi. Dominik, o çantayı zafer olarak görebilirsin. Ama benim için o çanta, bir mezar taşıdır. Ve o mezar taşında senin adın yazılı. Sen seçildin, Dominik. Ve bir kez karanlık seni seçtiğinde, kaçış diye bir şey olmadığını anlayacaksın. Ödül sandığın şey, senin sonun olacak. Ama bu yalnızca bir başlangıç. Bu savaş benim için bir ritüel. Her darbe, her yara, karanlığı besliyor. Judgment Day’in gücü, Hardy’nin dayanıklılığı, Ospreay’in cesareti... Hepsi hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü sizler, yalnızca benim karanlığımı büyüten yakıt oldunuz. Dominik, o çanta senin ellerinde patlayan bir bomba. Ve o patlamayı hızlandıracak olan kişi benim. Bu arenada beni küçümseyen, yolumun sonuna geldiğimi düşünen herkes için bir mesajım var: Daha yeni başlıyoruz. Karanlık büyüyor, derinleşiyor ve artık bu ringin her köşesini yutmaya hazır. Bu benim savaşım. Ve bu savaşta hiçbir zafer benim için yeterli değil. Dominik, Hardy, STG... Bu ringe kim çıkarsa çıksın, karanlığın adaletinden kaçamayacak. Ben sadece galip gelmek için değil, her şeyi yıkmak için buradayım. Dominik, sen bir simgesin. İnsanların ışığa tutunma arzusunun bir simgesi. Ama o ışık, birer birer sönecek. Sana söz veriyorum, o çanta senin elinden alınacak. Ve bu sadece bir kayıp değil; bir mahvoluş olacak. Judgment Day seni koruyamaz, Finn Balor seni kurtaramaz. Çünkü bu sadece bir savaş değil, bu bir kehanet. Ve bu kehanette herkes benim önümde diz çökecek. Bu ringde herkesin hikayesi bir sona erecek. Ama benim hikayem, sadece başlangıcını yazıyor. Ve karanlığın hikayesinde kimse kahraman değil. O çanta, o zafer, o ışık... Hepsi benim karanlığıma teslim olacak. Şimdi size bir uyarı: Karanlık asla kaybetmez. Ve kaybetmeyeceğim. Dominik, benim için o çantayı parlak bir ödül haline getirdin. Şimdi, onu elimden almak için sabırsızlanıyorum. Bu bir tehdit değil; bu bir gerçek.
Kamera yavaşça uzaklaşır. Malakai, kameranın son kaydığı karede tamamen karanlığa gömülür. Karanlığın içinde yankılanan bir fısıltı duyulur
"Herkesin hükmü sona erer. Ve şimdi, karanlığın zamanı.."