"Deadbody"
Stage kısmında bütün House of Black üyeleri görünüyor.
House of Black üyeleri stage kısmından ringe doğru yürüyor ringe giriyorlar.
Malakai yüzündeki maskeyi çıkartıyor ve Julia Hart'a doğru uzatıyor.
Tüm House of Black üyeleri tauntunu yaptıkran sonra sırasıyla konuşmaya başlıyor.
Julia Hart:
Zaman… hepimizin elinden kayan, kaçınılmaz, kontrol edilemez zaman… OG Bloodline, siz zamanı kontrol ettiğinizi, olayları yönlendirdiğinizi mi sanıyorsunuz? Gözlerinizin önünde yıkılan şeyleri fark etmiyor musunuz? Her kutladığınız zafer, her attığınız kahkaha, gerçeği sizden bir adım daha uzağa götürüyor. Roman, sen büyük lider olduğuna inanıyorsun. Zamanı bükebileceğine, bu dünyayı değiştirebileceğine inanıyorsun. Ama kendine itiraf edemediğin bir şey var: Bu dünya seni, OG Bloodline'ı, ve tüm egonuzu çoktan tüketti. Ve zamanı geldiğinde… seni de yok edecek. Ama biz… biz zamanı beklemiyoruz. Çünkü biz zamanı durduramayız, ama kaosu onun önüne getirebiliriz. OG Bloodline, sizin sahte krallığınız, kartondan tahtınız, artık gölgelerden gelen gerçekliğe dayanamayacak kadar kırılgan. Money in the Bank… sizin için bir savaş değil, bir ceza günü olacak. Ve biz orada yalnızca kemerlerinizi almakla kalmayacağız. Gururunuzu, cesaretinizi, hatta birbirinize olan güveninizi söküp alacağız. Roman, OG Bloodline… Şimdi size soruyorum: Yıllardır istediğiniz her şeyi elde etmek için savaşıyorsunuz. Ama bu savaşı bizimle gerçekten kazanabileceğinize inanıyor musunuz? Çünkü biz buraya yalnızca kemerler için gelmedik. Biz buraya, sizin inşa ettiğiniz sahte saltanatı, hayal ettiğiniz her şeyi yıkmaya geldik.Hakikat, her zaman karanlıktan doğar. Ve gölgeler, sizin sonunuzu yazmaya çoktan hazır. Biz karanlık değiliz. Biz hakikatin ta kendisiyiz.
Julia Hart elindeki mikrofonu Buddy'e uzatıyor ve konuşmaya başlamasını bekliyor.
Buddy Matthews:
OG Bloodline, size bu kadar uzun zamandır izin verilmiş olmasının tek sebebi… sizin aslında ne kadar zayıf olduğunuzu göstermeye ihtiyaç duymamızdı. Roman Reigns, her cümlende kendinden bahsediyorsun. Güç, liderlik, miras... Ama gerçek liderler, savaş meydanında konuşur. Ve senin savaştığın tek şey, egon. Biz bu kemerlerin ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Ama aynı zamanda, onların ne kadar kolay kaybedileceğini de biliyoruz. OG Bloodline, sizin için bu kemerler bir güç sembolü. Ama bizim için? Onlar bir sonun başlangıcı. Ve bu başlangıç, Money in the Bank’te sizin ellerinizden alınarak yazılacak.
Buddy konuşmasını bitirip, elindeki mikrofonu hemen yanında bulunan Brody King'e uzatıyor. Brody haykırır şekilde konuşmaya başlıyor.
Brody King:
OG Bloodline, kendinizi ölümsüz sanıyorsunuz. Ama unuttuğunuz bir şey var. Ölümsüzlük, bir yanılsamadan ibarettir. Her ölümsüz, günün birinde gerçeklik ile yüzleşir. Ve o yüzleşme anında, kim olduğunuz, neye sahip olduğunuz önemli değildir. Sadece gölgeler ve karanlık kalır. Siz ringe şampiyonlar olarak gireceksiniz. Ama çıktığınızda, yalnızca mağlup değil, kırılmış insanlar olacaksınız. Roman… Enzo… Kemiklerinizi, ruhunuzu ve iradenizi çürütecek bir karanlık geliyor. Buna hazır olun.
Malakai Black korkunç bir sırıtış ile etrafa bakınıyor ve ardından mikrofonu alarak konuşmaya başlıyor.
Malakai Black:
OG Bloodline... siz kaosu anladığınızı mı düşünüyorsunuz? Kendinizi kaosun efendileri, bu dünyanın kurtarıcıları olarak mı görüyorsunuz? Hayır. Siz yalnızca sahte bir düzenin kuklalarısınız. Sistemin çürümüşlüğünden besleniyorsunuz. Gücünüz, yalnızca bu sistemin size sağladığı illüzyonlardan ibaret. Ama gerçek kaos… o benim. Bugüne kadar sizi izledim. Roman Reigns, sen ve senin küçük ordun, kendinizi yıkılmaz bir kale gibi tanıttınız. Ama duvarlarınızda çatlaklar var. Ve o çatlakları büyütmek için buradayım. Ancak bugün size bunun nedenini açıklamama izin verin. Bu, yalnızca bir savaş değil. Bu, bir görev. Dedem… Vanta Black. O, gerçek karanlığın taşıyıcısıdır. Vanta, bize yalnızca gölgelerde dolaşmayı değil, o gölgelerle bir olmayı öğretti. Onun sesi, evrenin derinliklerinden yükseliyor. Ve onun emriyle buradayız.
Malakai arkasına dönerek Brody ve Buddy'ye bakar. İkili sessizce başlarını eğer. Malakai yeniden kameraya döner.
Bize emrettiği şey basit ama kesin: Bu dünya, karanlığa boyun eğmek zorunda. Ancak bunu başarmamız için ilk adım, o sahte altınları, o kemerleri ellerinize almanız, Brody… Buddy. Çünkü bu dünya, gücü yalnızca altınla ölçüyor. Biz bu düzeni değiştireceğiz. Ancak önce, bu sistemin gücünü size teslim edeceğiz. Sizin tuttuğunuz o kemerler bizim için yalnızca bir araç. Ancak sizin için… onlar her şey. Onları kaybettiğinizde kim olacaksınız? Şampiyon değilsiniz. Lider değilsiniz. Sadece başarısızlığınızla yüzleşen insanlar olacaksınız. Julia size hakikatten bahsetti. Ama şimdi ben de size bir kehanette bulunuyorum: Money in the Bank’te, o kemerler ellerinizden alınacak. Çünkü bu, yalnızca bizim isteğimiz değil. Bu, Vanta Black’in bir emridir. Ve onun emirlerine kimse karşı koyamaz. Brody, Buddy… artık zamanı geldi. Gölgelerden çıkın ve sahte krallıklarının tahtını yerle bir edin. OG Bloodline, biz sizin yalnızca kemerlerinizi değil, mirasınızı, hırslarınızı ve inançlarınızı da alacağız. Gölgelerin altında diz çökmeye hazırlanın. Çünkü bu sizin için son, ama bizim için yalnızca başlangıç. Bu yalnızca bir zafer değil. Bu, karanlığın tahta geçişidir. OG Bloodline, karanlık asla kaybetmez.
Malakai sözlerini bitirdikten sonra işaret parmağını ve kafasını sallıyor.
Henüz söyleceklerim bitmedi. Bu gece sizlere bahsettiğim o çantayı almak için bir adım attım. Siz benim ellerimden PGW Television Championship'i çaldınız! Fakat ben yılmadım, yenilgiyi kabullendim çünkü artık hedefimi daha yükseklere koyma vakti gelmişti.. Dedem Vanta Black ve Karanlık için daha büyük işlere adım atma zamanı geldi! O gün kaybettiğimde, içimde bir şeyler kırıldı ama bu beni dağıtmak yerine yeniden şekillendirdi. Sizler beni sıradan biri zannediyorsunuz, değil mi? Ama ben buraya yalnızca bir isim olmak için gelmedim. Buraya, tarih yazmak için geldim. Bugün kazandığım zafer, yalnızca başlangıç. O çanta, yalnızca bir anahtar. Ve o anahtar, beni en tepeye çıkaracak kapıyı açacak. PGW Championship veya World Heavyweight Championship.. Buna çantayı aldıktan sonra karar vereceğim! Hepinizin gözünü kamaştıran, parıltısıyla herkesi büyüleyen o kemerlerden biri benim olacak! Ama durun, rakiplerimden bahsetmeyi unuttum sanmayın. Kimler var önümde? Kendi egolarına aşık olmuş, kendilerini yenilmez sanan kişiler. Sizler kendinizi dev aynasında görebilirsiniz, ama aynalar karanlığı yansıtamaz. O ringe adım attığınızda karanlık her şeyinizi yutacak. Ben orada yalnızca gücümle değil, aklımla, sabrımla ve korkusuzluğumla olacağım. Her biriniz benim için birer engel değil, birer basamaksınız. Sizi birer birer alt edeceğim. Çünkü ne dedemi, ne mirasını, ne de adımı lekelemeyeceğim! Vanta Black’in torunu olmak bir onur ama bu onuru taşımak bir sorumluluk. Ve ben o sorumluluğu sonuna kadar yerine getireceğim. Money in the Bank gecesi geldiğinde, herkes kim olduğumu ve neler yapabileceğimi görecek. O çanta benim kaderim. O çanta benim zaferim. Ve sizler sadece tarihin karanlık bir köşesinde unutulmaya mahkum olacaksınız.
Hedefler… Herkesin bir hedefi vardır, değil mi? Finn Balor, Dark Carlito, Kofi Kingston, Matt Cardona... Hepiniz aynı masala inanıyorsunuz. Bu çanta, sizi ölümsüz yapacak. Bu çanta, sizi zirveye taşıyacak. Ama işte burada yanılıyorsunuz. Çünkü bu çanta sadece bir araç değil. Bu bir test. Ve o teste yalnızca bir kişi dayanabilir. Finn Balor, senin hikayen hep aynı. 'Demon' adını taşıdın, ama karanlığın ne olduğunu asla anlayamadın. Dark Carlito… Gölgelerin içindesin, ama o gölgelerin ne kadar soğuk olduğunu bilmiyorsun. Kofi Kingston… Hep neşeli, hep umut dolusun. O çantaya ulaştığında her şeyin yoluna gireceğini sanıyorsun. Ve Matt Cardona… Parıltılı bir zafer istiyorsun, değil mi? O merdivene tırmandığında, zirvenin senin olduğunu düşünüyorsun. Ama size bir sır vereyim: Zirve sadece başlangıçtır. Çünkü o zirvede... sizi aşağıya çekecek olan kişi benim! O çanta benim için sadece bir fırsat değil. O, bir mühür. Karanlığın hükmünü ilan edecek olan bir araç. Siz oraya çıkmak için birbirinizi ezip geçeceksiniz. Ama ben oradayım. Gölgelerde bekleyeceğim. Her hatanızı izleyeceğim. Ve o an geldiğinde, parmak uçlarınız çantaya dokunduğunda, sizi aşağı çekecek olan kişi ben olacağım! Money in the Bank, sadece bir çantanın asılı olduğu bir maç değil. Bu, bir sınav. Ve bu sınavın kazananı, yalnızca karanlığı kucaklayan kişi olacak. Finn, Carlito, Kofi, Cardona... Size bir uyarım var. O merdivenin her basamağı, benim gölgemde kaybolacak. Ve o zirvede yalnız kalacak olan kişi... benim. Money in the Bank gecesi geldiğinde, sadece bir kazanan olmayacak. Bir çağın sonu, karanlığın başlangıcı olacak. Ve o çanta, benim ellerimde yükselecek. Hazır olun... Çünkü karanlık asla kaybetmez.
Seyirciler, Malakai Black’in konuşmasından sonra sessizleşirken, House of Black arenayı ele geçiren bir hâkimiyetin tadını çıkarır. Ekran tamamen kararır. House of Black logosu belirdiği anda yayın sona erer.
Stage kısmında bütün House of Black üyeleri görünüyor.
House of Black üyeleri stage kısmından ringe doğru yürüyor ringe giriyorlar.
Malakai yüzündeki maskeyi çıkartıyor ve Julia Hart'a doğru uzatıyor.
Tüm House of Black üyeleri tauntunu yaptıkran sonra sırasıyla konuşmaya başlıyor.
Julia Hart:
Zaman… hepimizin elinden kayan, kaçınılmaz, kontrol edilemez zaman… OG Bloodline, siz zamanı kontrol ettiğinizi, olayları yönlendirdiğinizi mi sanıyorsunuz? Gözlerinizin önünde yıkılan şeyleri fark etmiyor musunuz? Her kutladığınız zafer, her attığınız kahkaha, gerçeği sizden bir adım daha uzağa götürüyor. Roman, sen büyük lider olduğuna inanıyorsun. Zamanı bükebileceğine, bu dünyayı değiştirebileceğine inanıyorsun. Ama kendine itiraf edemediğin bir şey var: Bu dünya seni, OG Bloodline'ı, ve tüm egonuzu çoktan tüketti. Ve zamanı geldiğinde… seni de yok edecek. Ama biz… biz zamanı beklemiyoruz. Çünkü biz zamanı durduramayız, ama kaosu onun önüne getirebiliriz. OG Bloodline, sizin sahte krallığınız, kartondan tahtınız, artık gölgelerden gelen gerçekliğe dayanamayacak kadar kırılgan. Money in the Bank… sizin için bir savaş değil, bir ceza günü olacak. Ve biz orada yalnızca kemerlerinizi almakla kalmayacağız. Gururunuzu, cesaretinizi, hatta birbirinize olan güveninizi söküp alacağız. Roman, OG Bloodline… Şimdi size soruyorum: Yıllardır istediğiniz her şeyi elde etmek için savaşıyorsunuz. Ama bu savaşı bizimle gerçekten kazanabileceğinize inanıyor musunuz? Çünkü biz buraya yalnızca kemerler için gelmedik. Biz buraya, sizin inşa ettiğiniz sahte saltanatı, hayal ettiğiniz her şeyi yıkmaya geldik.Hakikat, her zaman karanlıktan doğar. Ve gölgeler, sizin sonunuzu yazmaya çoktan hazır. Biz karanlık değiliz. Biz hakikatin ta kendisiyiz.
Julia Hart elindeki mikrofonu Buddy'e uzatıyor ve konuşmaya başlamasını bekliyor.
Buddy Matthews:
OG Bloodline, size bu kadar uzun zamandır izin verilmiş olmasının tek sebebi… sizin aslında ne kadar zayıf olduğunuzu göstermeye ihtiyaç duymamızdı. Roman Reigns, her cümlende kendinden bahsediyorsun. Güç, liderlik, miras... Ama gerçek liderler, savaş meydanında konuşur. Ve senin savaştığın tek şey, egon. Biz bu kemerlerin ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Ama aynı zamanda, onların ne kadar kolay kaybedileceğini de biliyoruz. OG Bloodline, sizin için bu kemerler bir güç sembolü. Ama bizim için? Onlar bir sonun başlangıcı. Ve bu başlangıç, Money in the Bank’te sizin ellerinizden alınarak yazılacak.
Buddy konuşmasını bitirip, elindeki mikrofonu hemen yanında bulunan Brody King'e uzatıyor. Brody haykırır şekilde konuşmaya başlıyor.
Brody King:
OG Bloodline, kendinizi ölümsüz sanıyorsunuz. Ama unuttuğunuz bir şey var. Ölümsüzlük, bir yanılsamadan ibarettir. Her ölümsüz, günün birinde gerçeklik ile yüzleşir. Ve o yüzleşme anında, kim olduğunuz, neye sahip olduğunuz önemli değildir. Sadece gölgeler ve karanlık kalır. Siz ringe şampiyonlar olarak gireceksiniz. Ama çıktığınızda, yalnızca mağlup değil, kırılmış insanlar olacaksınız. Roman… Enzo… Kemiklerinizi, ruhunuzu ve iradenizi çürütecek bir karanlık geliyor. Buna hazır olun.
Malakai Black korkunç bir sırıtış ile etrafa bakınıyor ve ardından mikrofonu alarak konuşmaya başlıyor.
Malakai Black:
OG Bloodline... siz kaosu anladığınızı mı düşünüyorsunuz? Kendinizi kaosun efendileri, bu dünyanın kurtarıcıları olarak mı görüyorsunuz? Hayır. Siz yalnızca sahte bir düzenin kuklalarısınız. Sistemin çürümüşlüğünden besleniyorsunuz. Gücünüz, yalnızca bu sistemin size sağladığı illüzyonlardan ibaret. Ama gerçek kaos… o benim. Bugüne kadar sizi izledim. Roman Reigns, sen ve senin küçük ordun, kendinizi yıkılmaz bir kale gibi tanıttınız. Ama duvarlarınızda çatlaklar var. Ve o çatlakları büyütmek için buradayım. Ancak bugün size bunun nedenini açıklamama izin verin. Bu, yalnızca bir savaş değil. Bu, bir görev. Dedem… Vanta Black. O, gerçek karanlığın taşıyıcısıdır. Vanta, bize yalnızca gölgelerde dolaşmayı değil, o gölgelerle bir olmayı öğretti. Onun sesi, evrenin derinliklerinden yükseliyor. Ve onun emriyle buradayız.
Malakai arkasına dönerek Brody ve Buddy'ye bakar. İkili sessizce başlarını eğer. Malakai yeniden kameraya döner.
Bize emrettiği şey basit ama kesin: Bu dünya, karanlığa boyun eğmek zorunda. Ancak bunu başarmamız için ilk adım, o sahte altınları, o kemerleri ellerinize almanız, Brody… Buddy. Çünkü bu dünya, gücü yalnızca altınla ölçüyor. Biz bu düzeni değiştireceğiz. Ancak önce, bu sistemin gücünü size teslim edeceğiz. Sizin tuttuğunuz o kemerler bizim için yalnızca bir araç. Ancak sizin için… onlar her şey. Onları kaybettiğinizde kim olacaksınız? Şampiyon değilsiniz. Lider değilsiniz. Sadece başarısızlığınızla yüzleşen insanlar olacaksınız. Julia size hakikatten bahsetti. Ama şimdi ben de size bir kehanette bulunuyorum: Money in the Bank’te, o kemerler ellerinizden alınacak. Çünkü bu, yalnızca bizim isteğimiz değil. Bu, Vanta Black’in bir emridir. Ve onun emirlerine kimse karşı koyamaz. Brody, Buddy… artık zamanı geldi. Gölgelerden çıkın ve sahte krallıklarının tahtını yerle bir edin. OG Bloodline, biz sizin yalnızca kemerlerinizi değil, mirasınızı, hırslarınızı ve inançlarınızı da alacağız. Gölgelerin altında diz çökmeye hazırlanın. Çünkü bu sizin için son, ama bizim için yalnızca başlangıç. Bu yalnızca bir zafer değil. Bu, karanlığın tahta geçişidir. OG Bloodline, karanlık asla kaybetmez.
Malakai sözlerini bitirdikten sonra işaret parmağını ve kafasını sallıyor.
Henüz söyleceklerim bitmedi. Bu gece sizlere bahsettiğim o çantayı almak için bir adım attım. Siz benim ellerimden PGW Television Championship'i çaldınız! Fakat ben yılmadım, yenilgiyi kabullendim çünkü artık hedefimi daha yükseklere koyma vakti gelmişti.. Dedem Vanta Black ve Karanlık için daha büyük işlere adım atma zamanı geldi! O gün kaybettiğimde, içimde bir şeyler kırıldı ama bu beni dağıtmak yerine yeniden şekillendirdi. Sizler beni sıradan biri zannediyorsunuz, değil mi? Ama ben buraya yalnızca bir isim olmak için gelmedim. Buraya, tarih yazmak için geldim. Bugün kazandığım zafer, yalnızca başlangıç. O çanta, yalnızca bir anahtar. Ve o anahtar, beni en tepeye çıkaracak kapıyı açacak. PGW Championship veya World Heavyweight Championship.. Buna çantayı aldıktan sonra karar vereceğim! Hepinizin gözünü kamaştıran, parıltısıyla herkesi büyüleyen o kemerlerden biri benim olacak! Ama durun, rakiplerimden bahsetmeyi unuttum sanmayın. Kimler var önümde? Kendi egolarına aşık olmuş, kendilerini yenilmez sanan kişiler. Sizler kendinizi dev aynasında görebilirsiniz, ama aynalar karanlığı yansıtamaz. O ringe adım attığınızda karanlık her şeyinizi yutacak. Ben orada yalnızca gücümle değil, aklımla, sabrımla ve korkusuzluğumla olacağım. Her biriniz benim için birer engel değil, birer basamaksınız. Sizi birer birer alt edeceğim. Çünkü ne dedemi, ne mirasını, ne de adımı lekelemeyeceğim! Vanta Black’in torunu olmak bir onur ama bu onuru taşımak bir sorumluluk. Ve ben o sorumluluğu sonuna kadar yerine getireceğim. Money in the Bank gecesi geldiğinde, herkes kim olduğumu ve neler yapabileceğimi görecek. O çanta benim kaderim. O çanta benim zaferim. Ve sizler sadece tarihin karanlık bir köşesinde unutulmaya mahkum olacaksınız.
Hedefler… Herkesin bir hedefi vardır, değil mi? Finn Balor, Dark Carlito, Kofi Kingston, Matt Cardona... Hepiniz aynı masala inanıyorsunuz. Bu çanta, sizi ölümsüz yapacak. Bu çanta, sizi zirveye taşıyacak. Ama işte burada yanılıyorsunuz. Çünkü bu çanta sadece bir araç değil. Bu bir test. Ve o teste yalnızca bir kişi dayanabilir. Finn Balor, senin hikayen hep aynı. 'Demon' adını taşıdın, ama karanlığın ne olduğunu asla anlayamadın. Dark Carlito… Gölgelerin içindesin, ama o gölgelerin ne kadar soğuk olduğunu bilmiyorsun. Kofi Kingston… Hep neşeli, hep umut dolusun. O çantaya ulaştığında her şeyin yoluna gireceğini sanıyorsun. Ve Matt Cardona… Parıltılı bir zafer istiyorsun, değil mi? O merdivene tırmandığında, zirvenin senin olduğunu düşünüyorsun. Ama size bir sır vereyim: Zirve sadece başlangıçtır. Çünkü o zirvede... sizi aşağıya çekecek olan kişi benim! O çanta benim için sadece bir fırsat değil. O, bir mühür. Karanlığın hükmünü ilan edecek olan bir araç. Siz oraya çıkmak için birbirinizi ezip geçeceksiniz. Ama ben oradayım. Gölgelerde bekleyeceğim. Her hatanızı izleyeceğim. Ve o an geldiğinde, parmak uçlarınız çantaya dokunduğunda, sizi aşağı çekecek olan kişi ben olacağım! Money in the Bank, sadece bir çantanın asılı olduğu bir maç değil. Bu, bir sınav. Ve bu sınavın kazananı, yalnızca karanlığı kucaklayan kişi olacak. Finn, Carlito, Kofi, Cardona... Size bir uyarım var. O merdivenin her basamağı, benim gölgemde kaybolacak. Ve o zirvede yalnız kalacak olan kişi... benim. Money in the Bank gecesi geldiğinde, sadece bir kazanan olmayacak. Bir çağın sonu, karanlığın başlangıcı olacak. Ve o çanta, benim ellerimde yükselecek. Hazır olun... Çünkü karanlık asla kaybetmez.
Seyirciler, Malakai Black’in konuşmasından sonra sessizleşirken, House of Black arenayı ele geçiren bir hâkimiyetin tadını çıkarır. Ekran tamamen kararır. House of Black logosu belirdiği anda yayın sona erer.
Son düzenleme:
