ANÇ ve Şenol'un deprem zamanındaki zehir zemberek açıklamalarını, insanlar canıyla cebelleşirken yaptıkları 6 puan dilenciliğini unutmadık. Eğer sebebi buysa -ki kuvvetle muhtemel de budur- helal olsun Volkan'a. Gün geçtikçe saygım artmaya devam ediyor.
Futbol bu… Birbirine küfürler edilir, kalçayla top kontrol edilir, tribünden kale direği fırlatılır vs. vs. uzar gider bu liste. Ama günün sonunda yukarıdaki kareyi de görürüz kimi zaman. Ve işte o zaman anlarız bazı şeylerin kulüplerin, camiaların üstünde olduğunu. Volkan Demirel’in maç önü podyumda yaptığıyla meramının ne olduğu zaten anlaşılıyordu ve maçtan sonra da gerekli açıklamayı yaptı. Her şeyiyle iyi de yaptı bence. Hala düşüncemin arkasındayım. Evet bazı şeyler camiaların üstündedir. Mesela bir insanın yaşam hakkı gibi, bir toplumun kendi arasında sımsıkı bir dayanışmaya ihtiyaç duyduğu anlar gibi, bir milletin zor günlerinde birbirine kördüğüm gibi zincirlerle kenetlenmesi gibi.
Bazı şeyler çok çabuk unutuluyor, özellikle günümüzde bizim toplumun kanayan yarası bu. Volkan Demirel de bunu çok iyi gözetlemiş olacak ki Şenol Güneş’in elini sıkmayarak bize bir şeyleri hatırlattı. Unutmayın dedi. Hatay’da, Maraş’ta, Malatya’da insanlar canıyla cebelleşirken puan tablosu konuşan, bu yolla kendisine menfaat sağlamaya çalışan haysiyetsizleri hafızanızdan silmeyin dedi. Sportif direktörünü, aynı gece son dakika frikikten gol atan yıldız oyuncusunu o enkazların altında kaybeden; stadını, tesislerini kaybeden ve 2 senedir elde avuçta ne kaldıysa onunla mücadele vermeye çalışan bir camianın o günkü haline “akbaba” gibi konmaya çalışan şeref yoksunlarını beyninizin en önemli köşesine kazıyın ve sakın onu oradan silmeyin dedi. Volkan Demirel o ele uzanmayarak aslında o kadar çok şey ifade etti ki, duymak isteyen 500 sayfalık roman bile çıkarır o 1 saniyelik enstantaneden.
Kimisi de ne olursa olsun el sıkılır edebiyatı falan yapmış. Yahu insan canından bahsediyoruz, edep racon konuşulacak zaman bu zaman mı gerçekten? Kaldı ki hadi edep racon uygulanacak olsun, ben hayatımın hiçbir yerinde şu ana kadar “uzatılan el sıkılır” gibi bir raconla karşılaşmadım, karşılaşırsam da uygulamam açıkçası. Çünkü el sıkmak benim için kıymetli bir şeydir, iyi kötü
bir anlam ifade eder. Volkan Demirel de demek ki böyle düşünüyor ve o da kendi raconunu uyguladı. En nihayetinde o elin fiziksel olarak uzanmasını sağlayan yer de omurgadır bi noktada. 70 küsür yıllık ömrünün 2/3’sini ülke futboluna adayıp da kimin efsanesi olduğu hala anlaşılmayan bir omurgadan, gerek camia içi gerekse camia üstü hususlarda dönemin Cengiz Holding hissedarı Beşiktaş başkanının yaptığı türlü türlü gafların karşısında durmak yerine kâh dilsiz şeytanı, kâh çıngıraklı yılanı oynayan bir haysiyetten çıkan eli sıkmamak da Volkan Demirel’in kendi raconuymuş demek ki. Bir Galatasaray taraftarı olarak Fenerbahçe efsanesi Volkan Demirel’e sevgi ve saygılarımı bir kere daha iletiyorum. Hafızamızı yenilediği için teşekkür ediyor, kendi çapında duruşunu sergilediği için minnet duyuyorum kendisine.