PGW: Survivor Series 2024
14 Aralık Cumartesi - 19.00 - CANLI
Molsen Centre
Montreal, Canada
Bayanlar ve baylar! Herkes safını doğru bir şekilde seçsin. Çünkü bu gece kıyamet kopuyor!
Karanlığın hükmü mü? The SEX'in libidosu mu?
Kan bağı mı? Yoksa yolda buldukların mı?
En güvendiğin adam mı? Yoksa yalnızlığın mı?
Bu gece tarih de yazabilirsin.
Tarihi bir nokta koyup yeni serüveni de kucaklayabilirsin.
Arkadaşlar önemlidir, onları yanına almayı unutma.
Fakat her daim arkanda olacaklar yalnızca ailendir.
Savaş sirenleri çaldığında onların yanına git.
Yeterli değilse en güçlü ittifakları arkana al ve onlara ganimetlerinden sun.
Acele et! Çünkü tarih kitaplarında yer alacak büyük savaş başlamak üzere!
PGW! PGW! PGW! PGW!
Pyrolar patlıyor ve tarihi şov başlıyor! Spikerler Michael Cole ve JBL bizleri karşılıyor.
Michael Cole: Merhaba sevgili seyirciler! Survivor Series'e hoş geldiniz! Arena yıkılıyor. Tarihi bir geceye tanıklık edeceğiz.
JBL: Gerçekten öyle Michael. Bu gece seyircinin alevi çok yüksek! Güreş için yanıp tutuşuyorlar!
Michael Cole: Öyle bir kart ki! Öyle hikayeler oluştu ki, gerçekten bunları takip etmemek elde değil.
JBL: Katılıyorum Michael. Ben de yerimde duramıyorum. Neyse ki gecenin ilk maçı başlıyor!
Açılış onlardan! "PGW Tag Team Champions" Roman Reigns ve Enzo Amore girişte görünüyorlar. Seyirciler büyük sempati ile ikiliyi izliyor. Roman sakin bir şekilde yürürken Enzo hiperaktif civciv olarak sağa sola koşuyor. Ringe giren ikili tauntlarını atıyor. İlk defa takım olarak bu şekilde geldiklerini görüyoruz. Bu sebeple gözler onların üstünde.
The Challengers! Guerillas of Destiny burada. Alberto'nun "vur" emriyle Roman'a musallat olan ikili girişte. Bu gece emri yerine getirip kemerleri almak için çabalayacaklar. İkili ringe ilerliyor ve içeriye giriyorlar. Roman onlara nefretle bakıyor. Guerillas of Destiny bunun karşılığında sadece gülüyor. İkili köşesine geçerken Roman ile Enzo da çaprazdaki diğer köşede.
Hakem kuralları anlatıyor. Takım kemerlerini alıyor ve önce güreşçilere sonra da seyircilere gösteriyor. Güreşçiler köşelerinde ve hazırlar! Hakem biraz sonra yandan zili çalıyor. Böylece tarihi gecenin ilk maçı başlıyor!
PGW Tag Team Championship
Roman Reigns & Enzo Amore (c) vs. Guerillas of Destiny
Enzo maça başlamak isteyen isim oluyor ama Roman, bırak bende çekiyor ve Roman giriyor. Karşıdan da Tanga Loa başlıyor. İkisi Lock-Up ile başlıyor. Tanga hızlıca kolunu, Roman'ın arkasına atıyor ve kaldırmaya çalışıyor ama Roman ağırlığını koyuyor. Sonrasında bir Back Elbow vuruyor ve Tanga Loa ağırlığını kaybediyor. Roman hemen fırsattan yararlanıp, Tanga'nın kolunu tutuyor ve çeviriyor. Tanga acı ile bağırıyor. İyice bastırıyor Roman ve Hammerlock'a çeviriyor ancak Tanga hemen kolunu atıyor ve Roman'ı Headlock'a alıyor. Roman hızlıca ittiriyor Tanga'yı ve Tanga iplerden sekip Shoulder Block koyuyor. Roman da aynı şekilde karşılık veriyor ve ikisi çarpışıyorlar. Ancak düşen olmuyor. Roman gel yapıyor ve Tanga bir kere daha sekiyor ve ikili yine çarpışıyor ancak düşen olmuyor. Tanga bir kere daha sekiyor ama Roman'dan Clothesline. Tanga yere düşüyor ve hızlıca koşup Tama'ya tag veriyor. Bunu gören Enzo, Roman'a tag vermesini istiyor. Seyirciler de büyük cheer atıyor. Roman peki diyor ve tag veriyor. Enzo içeri giriyor!
Tama gülerek Enzo'ya yaklaşıyor. Geçen haftaki zaferini de düşünürsek, bunun boşa olduğunu söyleyemeyiz. Enzo ise kendisinden hiç bu kadar emin olmamıştı. Tama'ya gel çekiyor ama Tama gülüyor. Enzo üstüne yürüyor bu sefer ama Tama eliyle laklak yapıyorsun anlamında işaret yapıyor. Enzo da gülüyor ama birden Tama'ya çelmeyi takıyor. Tama götünün üstüne düşüyor. Enzo şimdi ilgini çekebildim mi diyor. Tama hemen öfkelenip yerinden fırlıyor. Enzo'nun üstüne koşuyor ancak Enzo'dan Leapfrog. Tama koşarak iplerden sekiyor yine ancak Enzo bu sefer de yere eğiliyor. Tama üstünden atlayıp yine iplerden sekiyor ancak bu sefer Enzo'dan Dropkick! Tama yere düşüyor. Enzo hızlıca kalkıp sevinirken, Tanga Loa gelip onu yere düşürüyor. Sonrasında Tama kalkıyor ve Emzo'yu tutup köşesine atıyor. Enzo'yu köşesinde tekmelemeye başlıyor. Sonra Tanga Loa'ya Tag veriyor. Loa ringe gelip Enzo'yu kaldırıyor. Tanga'dan Body Slam. Tanga hemen peşinden tuşa gidiyor. 1... 2...
Enzo atıyor. Tanga onu köşesine geri itiyor ve Tama'ya Tag veriyor. Tama ve Tanga ringin ortasında. Tama, Tanga'yı köşeye doğru Irish Whip ile Enzo'ya doğru fırlatıyor. Ancak Enzo'dan Big Boot! Tama kendi koşuyor ancak Enzo kaçıyor. Tama köşeye kendisi vuruyor. Köşeden suratını tuta tuta çekiliyor ve Enzo'dan Enziguri! İkisi de yere düşüyor. Enzo, Roman'a Tag vermek için sürünüyor ancak bir anda Tanga Loa geliyor ve Enzo'yu çekiyor. Ayağından tutup kaldırıyor ama Enzo'dan ona da bir Enziguri. Ama Tanga Loa eğiliyor ve Enzo boşa düşüyor. Tanga bu sefer onu yine kendi köşesine atıyor ve Loa'dan Corner Clothesline. Peşinden de Tama koşuyor ve Corner Body Splash! Enzo dümdüz oluyor. Tama yerdeki Enzo'ya bir de Running Senton vuruyor ve tuşa gidiyor. 1... 2...
Enzo yine atmayı başarıyor. Tama bu sefer Headlock bağlıyor. Side Headlock'u sıkıyor. Enzo direnmeye çalışıyor. Tama bastırıyor ama Enzo kalkmaya ve Roman'a yaklaşmaya çalışıyor. Hem kendini, hem de Tama'yı sürüklüyor. Dizlerinin üstüne kadar kalkıyor. Roman'a çok yakınken, Tama kilidi bırakıyor ve Snapmare yapıyor. Tekrar sıkmak için eğiliyor ama Enzo bir anda bacakları ile Tama'nın kafasını yakalıyor ve Hurricanrana! Tama yerde. Enzo koşuyor. Ancak Tanga Loa, dışarıdan gelip Roman'ı aşağıya çekiyor. Enzo sinirle olana bakarken, Tanga ona gülüyor. Enzo onun üstüne yürüyecekken, Tama arkadan gelip onu kendine çeviriyor. Ancak Enzo'dan bit Gut Punch geliyor. Tama karnını tutarken, Enzo'dan Headlock Knee Driver! Enzo tuşa gidiyor. 1... 2...
Tanga Loa tuşu bozuyor. Yetmiyor Enzo'yu yumrukluyor. Hakem onu uzaklaştırıyor. Ancak Tanga direkt uzaklaşmıyor. Tama'yı kendi köşesine sürüklüyor ve kendine Tag alıyor. Ringe girdiği gibi, Enzo'yu Stomp yağmuruna tutuyor. Sonrasında Enzo'yu kaldırıp, omzuna alıyor. Köşeye doğru atacakken, Enzo son anda omzundan iniyor ve Tanga'yı köşeye atıyor. Sonrasında Tanga'yı dışarı atıyor. Enzo hızlanıyor ve iplerden sekip Suicide Di- Enzo ipten sekerken, Tama ayağını çekiyor. Enzo düşüyor ve Tama onu dışarı çıkarıyor. Tama dışarıda yumruk atmaya çalışıyor ama Enzo engelliyor ve yumruğu kendisi geçiriyor. Sonrasında Tama'yı ring direğine itiyor. Kendisi hemen ringe koşuyor ama Tanga onu karşılıyor. Enzo koşuyor ama Tanga onu yakalıyor. Ancak Enzo dirseği koyup kurtuluyor ve kendi köşesine doğru atlıyor. Roman Reigns içeri giriyor. Tanga ne olduğunu anlamadan Roman'ın Uppercut'ını yiyip oturuyor aşağıya.
Tanga panikle kendini köşesine sürüklüyor. Ama Roman onu kafasından yakalıyor ve Head Toss. Tanga ringin ortasına fırlıyor. Panikle yeniden köşeye tutarak kalkıyor ancak Roman'dan Corner Clothesline. Ama Tama, Tanga'yı son anda çekiyor ve Roman suratını vuruyor. Roman, Tanga'yı yakalamaya çalışıyor ama Eye Poke. Roman gözlerini tutarken, Tanga ve Tama, Roman'ın üstüne çullanıyorlar. Hakem Tama'yı çıkartmaya çalışıyor ama Tama hemen köşeye gidiyor ve Tanga Tag veriyor. TAMA ROMAN'IN KAFASINDAN YAKALIYOR VE TANGA DA AYAKLARINI YAKALIYOR. GUERRILLAS OF DESTINY'DEN GUERRILLA WARFARE GELİYOR!!!
AMA ENZO GELİP SON ANDA TANGA LOA'YI ÇEKİYOR! ENZO'DAN TANGA LOA'YA JAWDANZO!!! BUNDAN YARARLANAN ROMAN DA TAMA'YI İPLERE İTİYOR! ROMAN REIGNS'DEN SPEAR!!! ROMAN SPEAR'I VURUYOR! ROMAN TUŞA GİDİYOR!!! 1... 2...
ROMAN TUŞU BIRAKIYOR VE ENZO'YA TAG VERİYOR! ENZO'YA KÖŞEYE ÇIKMASINI SÖYLÜYOR VE ENZO TEKLEMEDEN YAPIYOR. YAPMASI GEREKEN GAYET NET! ENZO'DAN AIR ENZO!!!!!! ENZO AMORE TUŞA GİDİYOR! 1... 2...
JBL: Katılıyorum Michael. Ben de yerimde duramıyorum. Neyse ki gecenin ilk maçı başlıyor!
Açılış onlardan! "PGW Tag Team Champions" Roman Reigns ve Enzo Amore girişte görünüyorlar. Seyirciler büyük sempati ile ikiliyi izliyor. Roman sakin bir şekilde yürürken Enzo hiperaktif civciv olarak sağa sola koşuyor. Ringe giren ikili tauntlarını atıyor. İlk defa takım olarak bu şekilde geldiklerini görüyoruz. Bu sebeple gözler onların üstünde.
The Challengers! Guerillas of Destiny burada. Alberto'nun "vur" emriyle Roman'a musallat olan ikili girişte. Bu gece emri yerine getirip kemerleri almak için çabalayacaklar. İkili ringe ilerliyor ve içeriye giriyorlar. Roman onlara nefretle bakıyor. Guerillas of Destiny bunun karşılığında sadece gülüyor. İkili köşesine geçerken Roman ile Enzo da çaprazdaki diğer köşede.
Hakem kuralları anlatıyor. Takım kemerlerini alıyor ve önce güreşçilere sonra da seyircilere gösteriyor. Güreşçiler köşelerinde ve hazırlar! Hakem biraz sonra yandan zili çalıyor. Böylece tarihi gecenin ilk maçı başlıyor!
PGW Tag Team Championship
Roman Reigns & Enzo Amore (c) vs. Guerillas of Destiny
Enzo maça başlamak isteyen isim oluyor ama Roman, bırak bende çekiyor ve Roman giriyor. Karşıdan da Tanga Loa başlıyor. İkisi Lock-Up ile başlıyor. Tanga hızlıca kolunu, Roman'ın arkasına atıyor ve kaldırmaya çalışıyor ama Roman ağırlığını koyuyor. Sonrasında bir Back Elbow vuruyor ve Tanga Loa ağırlığını kaybediyor. Roman hemen fırsattan yararlanıp, Tanga'nın kolunu tutuyor ve çeviriyor. Tanga acı ile bağırıyor. İyice bastırıyor Roman ve Hammerlock'a çeviriyor ancak Tanga hemen kolunu atıyor ve Roman'ı Headlock'a alıyor. Roman hızlıca ittiriyor Tanga'yı ve Tanga iplerden sekip Shoulder Block koyuyor. Roman da aynı şekilde karşılık veriyor ve ikisi çarpışıyorlar. Ancak düşen olmuyor. Roman gel yapıyor ve Tanga bir kere daha sekiyor ve ikili yine çarpışıyor ancak düşen olmuyor. Tanga bir kere daha sekiyor ama Roman'dan Clothesline. Tanga yere düşüyor ve hızlıca koşup Tama'ya tag veriyor. Bunu gören Enzo, Roman'a tag vermesini istiyor. Seyirciler de büyük cheer atıyor. Roman peki diyor ve tag veriyor. Enzo içeri giriyor!
Tama gülerek Enzo'ya yaklaşıyor. Geçen haftaki zaferini de düşünürsek, bunun boşa olduğunu söyleyemeyiz. Enzo ise kendisinden hiç bu kadar emin olmamıştı. Tama'ya gel çekiyor ama Tama gülüyor. Enzo üstüne yürüyor bu sefer ama Tama eliyle laklak yapıyorsun anlamında işaret yapıyor. Enzo da gülüyor ama birden Tama'ya çelmeyi takıyor. Tama götünün üstüne düşüyor. Enzo şimdi ilgini çekebildim mi diyor. Tama hemen öfkelenip yerinden fırlıyor. Enzo'nun üstüne koşuyor ancak Enzo'dan Leapfrog. Tama koşarak iplerden sekiyor yine ancak Enzo bu sefer de yere eğiliyor. Tama üstünden atlayıp yine iplerden sekiyor ancak bu sefer Enzo'dan Dropkick! Tama yere düşüyor. Enzo hızlıca kalkıp sevinirken, Tanga Loa gelip onu yere düşürüyor. Sonrasında Tama kalkıyor ve Emzo'yu tutup köşesine atıyor. Enzo'yu köşesinde tekmelemeye başlıyor. Sonra Tanga Loa'ya Tag veriyor. Loa ringe gelip Enzo'yu kaldırıyor. Tanga'dan Body Slam. Tanga hemen peşinden tuşa gidiyor. 1... 2...
Enzo atıyor. Tanga onu köşesine geri itiyor ve Tama'ya Tag veriyor. Tama ve Tanga ringin ortasında. Tama, Tanga'yı köşeye doğru Irish Whip ile Enzo'ya doğru fırlatıyor. Ancak Enzo'dan Big Boot! Tama kendi koşuyor ancak Enzo kaçıyor. Tama köşeye kendisi vuruyor. Köşeden suratını tuta tuta çekiliyor ve Enzo'dan Enziguri! İkisi de yere düşüyor. Enzo, Roman'a Tag vermek için sürünüyor ancak bir anda Tanga Loa geliyor ve Enzo'yu çekiyor. Ayağından tutup kaldırıyor ama Enzo'dan ona da bir Enziguri. Ama Tanga Loa eğiliyor ve Enzo boşa düşüyor. Tanga bu sefer onu yine kendi köşesine atıyor ve Loa'dan Corner Clothesline. Peşinden de Tama koşuyor ve Corner Body Splash! Enzo dümdüz oluyor. Tama yerdeki Enzo'ya bir de Running Senton vuruyor ve tuşa gidiyor. 1... 2...
Enzo yine atmayı başarıyor. Tama bu sefer Headlock bağlıyor. Side Headlock'u sıkıyor. Enzo direnmeye çalışıyor. Tama bastırıyor ama Enzo kalkmaya ve Roman'a yaklaşmaya çalışıyor. Hem kendini, hem de Tama'yı sürüklüyor. Dizlerinin üstüne kadar kalkıyor. Roman'a çok yakınken, Tama kilidi bırakıyor ve Snapmare yapıyor. Tekrar sıkmak için eğiliyor ama Enzo bir anda bacakları ile Tama'nın kafasını yakalıyor ve Hurricanrana! Tama yerde. Enzo koşuyor. Ancak Tanga Loa, dışarıdan gelip Roman'ı aşağıya çekiyor. Enzo sinirle olana bakarken, Tanga ona gülüyor. Enzo onun üstüne yürüyecekken, Tama arkadan gelip onu kendine çeviriyor. Ancak Enzo'dan bit Gut Punch geliyor. Tama karnını tutarken, Enzo'dan Headlock Knee Driver! Enzo tuşa gidiyor. 1... 2...
Tanga Loa tuşu bozuyor. Yetmiyor Enzo'yu yumrukluyor. Hakem onu uzaklaştırıyor. Ancak Tanga direkt uzaklaşmıyor. Tama'yı kendi köşesine sürüklüyor ve kendine Tag alıyor. Ringe girdiği gibi, Enzo'yu Stomp yağmuruna tutuyor. Sonrasında Enzo'yu kaldırıp, omzuna alıyor. Köşeye doğru atacakken, Enzo son anda omzundan iniyor ve Tanga'yı köşeye atıyor. Sonrasında Tanga'yı dışarı atıyor. Enzo hızlanıyor ve iplerden sekip Suicide Di- Enzo ipten sekerken, Tama ayağını çekiyor. Enzo düşüyor ve Tama onu dışarı çıkarıyor. Tama dışarıda yumruk atmaya çalışıyor ama Enzo engelliyor ve yumruğu kendisi geçiriyor. Sonrasında Tama'yı ring direğine itiyor. Kendisi hemen ringe koşuyor ama Tanga onu karşılıyor. Enzo koşuyor ama Tanga onu yakalıyor. Ancak Enzo dirseği koyup kurtuluyor ve kendi köşesine doğru atlıyor. Roman Reigns içeri giriyor. Tanga ne olduğunu anlamadan Roman'ın Uppercut'ını yiyip oturuyor aşağıya.
Tanga panikle kendini köşesine sürüklüyor. Ama Roman onu kafasından yakalıyor ve Head Toss. Tanga ringin ortasına fırlıyor. Panikle yeniden köşeye tutarak kalkıyor ancak Roman'dan Corner Clothesline. Ama Tama, Tanga'yı son anda çekiyor ve Roman suratını vuruyor. Roman, Tanga'yı yakalamaya çalışıyor ama Eye Poke. Roman gözlerini tutarken, Tanga ve Tama, Roman'ın üstüne çullanıyorlar. Hakem Tama'yı çıkartmaya çalışıyor ama Tama hemen köşeye gidiyor ve Tanga Tag veriyor. TAMA ROMAN'IN KAFASINDAN YAKALIYOR VE TANGA DA AYAKLARINI YAKALIYOR. GUERRILLAS OF DESTINY'DEN GUERRILLA WARFARE GELİYOR!!!
AMA ENZO GELİP SON ANDA TANGA LOA'YI ÇEKİYOR! ENZO'DAN TANGA LOA'YA JAWDANZO!!! BUNDAN YARARLANAN ROMAN DA TAMA'YI İPLERE İTİYOR! ROMAN REIGNS'DEN SPEAR!!! ROMAN SPEAR'I VURUYOR! ROMAN TUŞA GİDİYOR!!! 1... 2...
ROMAN TUŞU BIRAKIYOR VE ENZO'YA TAG VERİYOR! ENZO'YA KÖŞEYE ÇIKMASINI SÖYLÜYOR VE ENZO TEKLEMEDEN YAPIYOR. YAPMASI GEREKEN GAYET NET! ENZO'DAN AIR ENZO!!!!!! ENZO AMORE TUŞA GİDİYOR! 1... 2...
3!
Kazananlar ve Hala Takımlar Şampiyonları: Enzo Amore & Roman Reigns
Enzo başardı! Tuş etmeyi başardı! Roman ve Enzo kazanıyorlar. Enzo şok içerisinde sevinirken Roman için sıradan bir gün gibi geliyor bu durum. Enzo seviniyor. Roman ise tüm ciddiyeti ile kemerini havaya kaldırıyor. Köşede tauntlarını atarken Enzo da diğer köşeye çıkıyor. Bir süre seyircilerle bu sevinçlerini paylaşıyorlar. Biraz sonra aşağına iniyorlar. Roman ve Enzo bakışırken...
Enzo Amore parmağını havaya kaldırıyor. Roman Reigns'e bakıyor. Parmağını havaya kaldırmasını istiyor Enzo. Roman'ın bunu yapmasını istiyor. O eski günlere dönmek ve Bloodline ruhunu yaşamak istiyor. Enzo Amore parmağını havaya kaldırıyor. Şehadet parmağı ile tauntunu atıyor. Seyirciler heyecanlanıyor. Bu sırada Roman tereddüt ediyor. Bir süre Enzo'ya bakıyor. Enzo ona doğru konuşuyor, dudaklarını okuyoruz: "Bunu yapabilirsin. Bunu yapabiliriz Roman." Reigns ona bakıyor, parmağını havaya doğru...
Kaldıracak gibi yaparken bunu başaramıyor! Roman parmağını havaya kaldıramıyor. Enzo hala parmağı havada ve onu bekliyor. Roman Enzo'ya bakarken girişten bir ses duyuluyor!
Kazananlar ve Hala Takımlar Şampiyonları: Enzo Amore & Roman Reigns
Enzo başardı! Tuş etmeyi başardı! Roman ve Enzo kazanıyorlar. Enzo şok içerisinde sevinirken Roman için sıradan bir gün gibi geliyor bu durum. Enzo seviniyor. Roman ise tüm ciddiyeti ile kemerini havaya kaldırıyor. Köşede tauntlarını atarken Enzo da diğer köşeye çıkıyor. Bir süre seyircilerle bu sevinçlerini paylaşıyorlar. Biraz sonra aşağına iniyorlar. Roman ve Enzo bakışırken...
Enzo Amore parmağını havaya kaldırıyor. Roman Reigns'e bakıyor. Parmağını havaya kaldırmasını istiyor Enzo. Roman'ın bunu yapmasını istiyor. O eski günlere dönmek ve Bloodline ruhunu yaşamak istiyor. Enzo Amore parmağını havaya kaldırıyor. Şehadet parmağı ile tauntunu atıyor. Seyirciler heyecanlanıyor. Bu sırada Roman tereddüt ediyor. Bir süre Enzo'ya bakıyor. Enzo ona doğru konuşuyor, dudaklarını okuyoruz: "Bunu yapabilirsin. Bunu yapabiliriz Roman." Reigns ona bakıyor, parmağını havaya doğru...
Kaldıracak gibi yaparken bunu başaramıyor! Roman parmağını havaya kaldıramıyor. Enzo hala parmağı havada ve onu bekliyor. Roman Enzo'ya bakarken girişten bir ses duyuluyor!
LADIES AND GENTLEMEN!
MY NAME IS PAUL HEYMAN!
Alışageldiğimiz bu cümleleri duyan seyirciler yükseliyor! Çünkü Paul Heyman geri döndü. Girişten konuşan Heyman, Roman ve Enzo'ya bakıyor. Ağır ağır ilerlerken konuşuyor.
Alışageldiğimiz bu cümleleri duyan seyirciler yükseliyor! Çünkü Paul Heyman geri döndü. Girişten konuşan Heyman, Roman ve Enzo'ya bakıyor. Ağır ağır ilerlerken konuşuyor.
Paul Heyman: Kimse ailesini seçemez. Ama kuracağı aileyi seçebilir. İşte bu gecenin konusu tam da bu olmalı! Roman Reigns büyük bir kabile şefidir. Kabilesi ona ihanet etmiş olabilir. Fakat halen büyük bir şef olduğunu inkar edemeyiz. Liderler toplulukları etkileme özelliğine sahip üstün yetenekli insanlardır. Roman da son zamanlarda gördüğüm en büyük liderlerden biri. Yıllarca çoğu güreşçiye menajerlik ettim ve onların yolunu açmak için çabaladım. Işığı gördüğüm herkese destek oldum. Fakat Roman Reigns için hiçbir zaman böyle bir şey söz konusu olmadı. Onun yolu zaten açıktı. Başı sıkıştığında yardım etmek için yanında durduğum sadık bir hizmetkardım sadece. Onun Wiseman'i idim! Ailesinin dışında yer alan tek insandım. Ama artık işler değişti. Yeni arkadaşlar ve gerçek bir aile kurma vakti geldi. Değil mi My Tribal Chief?
Paul Heyman çoktan ringe geliyor. İçeriye giriyor ve Roman'a bakıyor.
Paul Heyman: Roman Reigns! Bir kez başarısız oldun. En büyük ihaneti tattın, ailenden yediğin kazığa şahit oldun. Onların yetersizliği ve inatçılığı yüzünden yarı yolda kaldın. Seçemediğin aileni hayatından silip attığına göre, şimdi kuracağın aileyi seçme vakti. Lütfen Kabile Şefi'm! Bu gece Original (OG) Bloodline'ı ayaklandıralım! Bu gece yeniden doğuş gecemiz olsun!
Seyircilerden çok yüksek reaksiyonlar geliyor. Bu sırada Paul Heyman parmağını havaya kaldırıyor. Enzo'nun parmağı da havada. Roman onlara bakıyor ve...
Teklifi kabul edercesine parmağını havaya kaldırıyor! Arena müzikle yankılanırken Roman Reigns ciddiyetle şehadet parmağı tauntunu yapıyor. Bu sırada gülen Paul Heyman, boynundaki ula falayı alıp Roman'ın boynuna asıyor. Taunt atmaya devam ediyorlar. Roman Reigns, Enzo Amore ve Paul Heyman! OG Bloodline artık resmi! Seyirciler heyecanlı bir şekilde onları izlerken kameralarımız yavaşça kapanıyor.
Geçen haftadan tanıdık bir mekandayız. Burası Striptiz Club. Harika bir direk dansı izliyoruz. Bu sırada etrafta oturan müşteriler en az Val Venis kadar azmış durumda. Onlardan bir tanesi de elbette Carlito! Keyifle şeftalisini yiyen Carlito, karşısındaki hatuna bakarak bu meyveyi yiyor, yerken neredeyse yutuyor hatta. Gecenin sonu için kafasında kurduğu planlar onu oldukça yükseltmiş durumda.
Carlito motive bir şekilde hatunu izlerken yan taraftan gelen garson onun dikkatini oldukça dağıtıyor.
Garson: Efendim, size kargo gelmiş.
Carlito: Ne kargosu amına koyim ya! Siktir git şuradan.
Garson, elindeki ayakkabı kutusuna benzer kargo paketini masaya koyuyor ve oradan ayrılıyor.
Garson: Efendim, bu size gelmiş. Lütfen kargonuzu alın.
Carlito şaşırarak pakete bakıyor. Aynı anda hatunun kalçaları da keserken kargo paketine baktığı zaman ilginç bir şekilde hatuna göre kargo paketine daha fazla çekim hissediyor. Kendisi de şaşırıyor. Bu pakette ne olduğunu neden bu kadar merak etmişti? Ayrıca buraya kim kargo yollamıştı ki? Carlito, JD McDonagh'tan şüpheleniyordu. Aptal piç o maça çıkması için Carlito'ya özür mektubu yollamış olmalıydı. Yine de açmak istiyordu. Sol elindeki şeftaliyi masaya bıraktı. Sağ elini avret mahallinin oradan çıkartıp kargo paketindeki fiyonka doğru uzattı. Sonra da paketi açmaya başladı.
BU KARA KİTAP İDİI! HENÜZ CARLITO BUNU BİLMİYOR OLSA DA TÜM PGW BU KİTABI O KADAR İYİ BİLİYORDU Kİ! KARA KİTAP CARLITO'NUN ELLERİ ARASINDAYDI!
Carlito istemsizce kitabı açtı ve okumaya başladı. Okudu, okudukça daha çok okumak istedi ve devam etti. Kendini kaybediyordu. Bir an için oradan uzaklaşmak ve sadece kitabı okumak istediğini fark etti. Ayağa kalkmak ve kitabı daha rahat bir şekilde okumak için gitmek istedi. Ama bu aradaki yer değiştirme süresi bile onun için büyük bir kayıptı. Carlito kitabı okumaya devam etti. Bırakamıyordu! Bırakamadı...
Kameralar oradan uzaklaşıyordu. Uzaklaştıkça ve koridora doğru ilerledikçe orada Dark STG'yi daha net bir şekilde görüyorduk. DSTG, ordusuna yeni bir eleman katmanın verdiği mutluluk ile ciddi bir şekilde elemana bakıyordu. Carlito kitaba gömülmüş bir şekilde okumaya devam ederken Dark STG hafif, saliselik de olsa tebessüm etti. Nihayet bir PGW güreşçisi daha onun hizmetinde yer alıyordu. Kafasını sağa çevirdi ve konuştu.
Dark STG: Anlaşma tamam. Bu gece için hiçbir şüphen olmasın.
Paul Heyman çoktan ringe geliyor. İçeriye giriyor ve Roman'a bakıyor.
Paul Heyman: Roman Reigns! Bir kez başarısız oldun. En büyük ihaneti tattın, ailenden yediğin kazığa şahit oldun. Onların yetersizliği ve inatçılığı yüzünden yarı yolda kaldın. Seçemediğin aileni hayatından silip attığına göre, şimdi kuracağın aileyi seçme vakti. Lütfen Kabile Şefi'm! Bu gece Original (OG) Bloodline'ı ayaklandıralım! Bu gece yeniden doğuş gecemiz olsun!
Seyircilerden çok yüksek reaksiyonlar geliyor. Bu sırada Paul Heyman parmağını havaya kaldırıyor. Enzo'nun parmağı da havada. Roman onlara bakıyor ve...
Teklifi kabul edercesine parmağını havaya kaldırıyor! Arena müzikle yankılanırken Roman Reigns ciddiyetle şehadet parmağı tauntunu yapıyor. Bu sırada gülen Paul Heyman, boynundaki ula falayı alıp Roman'ın boynuna asıyor. Taunt atmaya devam ediyorlar. Roman Reigns, Enzo Amore ve Paul Heyman! OG Bloodline artık resmi! Seyirciler heyecanlı bir şekilde onları izlerken kameralarımız yavaşça kapanıyor.
Geçen haftadan tanıdık bir mekandayız. Burası Striptiz Club. Harika bir direk dansı izliyoruz. Bu sırada etrafta oturan müşteriler en az Val Venis kadar azmış durumda. Onlardan bir tanesi de elbette Carlito! Keyifle şeftalisini yiyen Carlito, karşısındaki hatuna bakarak bu meyveyi yiyor, yerken neredeyse yutuyor hatta. Gecenin sonu için kafasında kurduğu planlar onu oldukça yükseltmiş durumda.
Carlito motive bir şekilde hatunu izlerken yan taraftan gelen garson onun dikkatini oldukça dağıtıyor.
Garson: Efendim, size kargo gelmiş.
Carlito: Ne kargosu amına koyim ya! Siktir git şuradan.
Garson, elindeki ayakkabı kutusuna benzer kargo paketini masaya koyuyor ve oradan ayrılıyor.
Garson: Efendim, bu size gelmiş. Lütfen kargonuzu alın.
Carlito şaşırarak pakete bakıyor. Aynı anda hatunun kalçaları da keserken kargo paketine baktığı zaman ilginç bir şekilde hatuna göre kargo paketine daha fazla çekim hissediyor. Kendisi de şaşırıyor. Bu pakette ne olduğunu neden bu kadar merak etmişti? Ayrıca buraya kim kargo yollamıştı ki? Carlito, JD McDonagh'tan şüpheleniyordu. Aptal piç o maça çıkması için Carlito'ya özür mektubu yollamış olmalıydı. Yine de açmak istiyordu. Sol elindeki şeftaliyi masaya bıraktı. Sağ elini avret mahallinin oradan çıkartıp kargo paketindeki fiyonka doğru uzattı. Sonra da paketi açmaya başladı.
BU KARA KİTAP İDİI! HENÜZ CARLITO BUNU BİLMİYOR OLSA DA TÜM PGW BU KİTABI O KADAR İYİ BİLİYORDU Kİ! KARA KİTAP CARLITO'NUN ELLERİ ARASINDAYDI!
Carlito istemsizce kitabı açtı ve okumaya başladı. Okudu, okudukça daha çok okumak istedi ve devam etti. Kendini kaybediyordu. Bir an için oradan uzaklaşmak ve sadece kitabı okumak istediğini fark etti. Ayağa kalkmak ve kitabı daha rahat bir şekilde okumak için gitmek istedi. Ama bu aradaki yer değiştirme süresi bile onun için büyük bir kayıptı. Carlito kitabı okumaya devam etti. Bırakamıyordu! Bırakamadı...
Kameralar oradan uzaklaşıyordu. Uzaklaştıkça ve koridora doğru ilerledikçe orada Dark STG'yi daha net bir şekilde görüyorduk. DSTG, ordusuna yeni bir eleman katmanın verdiği mutluluk ile ciddi bir şekilde elemana bakıyordu. Carlito kitaba gömülmüş bir şekilde okumaya devam ederken Dark STG hafif, saliselik de olsa tebessüm etti. Nihayet bir PGW güreşçisi daha onun hizmetinde yer alıyordu. Kafasını sağa çevirdi ve konuştu.
Dark STG: Anlaşma tamam. Bu gece için hiçbir şüphen olmasın.
Kameralar sağ tarafa çevrildiğinde orada görünen isim...
FINN BALOR! FINN BALOR BURADA! Balor öfkeli bir şekilde Carlito'ya bakıyor. Onu bu halde görmek istemese de yapmak zorundaydı. Balor karışık duygular içerisinde Dark STG'ye dönüyor.
Finn Balor: Yanımızda yer alacağından emindim. Arenada görüşürüz dostum.
Dark STG kafasını sallıyor ve oradan ayrılıp Carlito'nun yanına gidiyor. Bu sırada Balor, hemen yanında yer alan diğer adama kafasını çeviriyor.
JD McDonagh öfkeli bir şekilde ona bakıyor! Resmen bağırarak konuşuyor.
JD McDonagh: Bunu yapmak zorunda değildik Finn! Dark STG, Dominik'in takıntısı haline gelmiş sade bir güreşçi. Bu adam bu kadar önemli biri değil. Onu almak zorunda falan değildik. PGW'de başka adam mı kalmadı ya? Carlito'nun haline bak! Carlito'yu sattık! SATTIK! Anlıyor musun? Hem de en büyük şeytana sattık. Carlito'nun maçta yer almaması için fikir beyan ettiğimde böyle bir şey yapacağımız aklımın ucundan bile geçmemişti. Bu çok yanlış!
Balor derin bir nefes alıyor.
FINN BALOR! FINN BALOR BURADA! Balor öfkeli bir şekilde Carlito'ya bakıyor. Onu bu halde görmek istemese de yapmak zorundaydı. Balor karışık duygular içerisinde Dark STG'ye dönüyor.
Finn Balor: Yanımızda yer alacağından emindim. Arenada görüşürüz dostum.
Dark STG kafasını sallıyor ve oradan ayrılıp Carlito'nun yanına gidiyor. Bu sırada Balor, hemen yanında yer alan diğer adama kafasını çeviriyor.
JD McDonagh öfkeli bir şekilde ona bakıyor! Resmen bağırarak konuşuyor.
JD McDonagh: Bunu yapmak zorunda değildik Finn! Dark STG, Dominik'in takıntısı haline gelmiş sade bir güreşçi. Bu adam bu kadar önemli biri değil. Onu almak zorunda falan değildik. PGW'de başka adam mı kalmadı ya? Carlito'nun haline bak! Carlito'yu sattık! SATTIK! Anlıyor musun? Hem de en büyük şeytana sattık. Carlito'nun maçta yer almaması için fikir beyan ettiğimde böyle bir şey yapacağımız aklımın ucundan bile geçmemişti. Bu çok yanlış!
Balor derin bir nefes alıyor.
Finn Balor: Bak JD, şunu anlamanı istiyorum. Onu kontrat töreni gecesi kenara çektiğimiz için bize kazık atmak zorunda değildi. Fakat acımasız bir şekilde Dominik'e saldırı gerçekleştirdi. Judgment Day'in her üyesi ringde olduğu kadar ring dışında da birbirini koruyup kollamalı. O gece amacımız Carlito'yu gruptan atmak değildi. Eğer bu olsaydı onu yerle bir ederdik. Amacımız başarı odaklı bir şekilde kazanacak grubu tasarlamaktı. Carlito'yu kenara çektiğimiz için buna alındı ve fazla reaksiyon gösterdi. Carlito'yu seviyorum... Şu an yaptığımız inan bana da dokunuyor. Ama geçen hafta bizi sattıktan sonra biz de onu başarı için satmak zorundaydık. Dark STG şu an bizim tarafımıza geçti. Judgment Day 1-0 önde.
JD McDonagh: Ben yine de bunun fazla olduğunu düşünüyorum. Maç umrumda bile değil. Carlito... Onunla her ne kadar takışsak da benim kardeşim gibiydi.
JD McDonagh: Ben yine de bunun fazla olduğunu düşünüyorum. Maç umrumda bile değil. Carlito... Onunla her ne kadar takışsak da benim kardeşim gibiydi.
Finn Balor: İnan bana Jordan, ben de böyle olsun istemiyordum.
Balor ve JD McDonagh bakışırken McDonagh'ın gözleri doluyor. Kendini tutamayacak gibi oluyor. Bu sırada Balor da duygusal ama biraz olsun serinkanlı durabiliyor. JD McDonagh kafasını hüzünle yere çevirirken kameralar bu buruk sahne ile kapanıyor.
Müzik duyuluyor ve Brookes kendine has tarzıyla girişini yapıyor. Suyu tükürdükten sonra kameralara bir orta parmak çekiyor. Bunu Miz'e yapmış olmalı. Rahat ve cool tavırlarla köşe gönderine çıkıp tauntunu atıyor. Prince of PGW gecesinden beri eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Baskı ve eleştiriler karşısında başta sessiz kalsa da bunu sürdüremedi. Sonunda patladı. Özellikle son iki hafta açtı ağzını yumdu gözünü. Üzerindeki baskıyı savuşturmanın, belki de benimsemenin, verdiği bir boşvermişlikle girişini sonlandırıyor. Titantronda çalacak müziği beklerken sırıtmaya başlıyor.
PGW GM The Miz, müziğinin de dediği gibi Chris Brookes'un aklıyla "oynamaya" geliyor. Orta karar bir yuhalama alıyor. Son zamanlarda daha sık görmeye alıştığımız öfkeli surat ifadesiyle Chris Brookes'a bakarak tauntunu atıyor. Geçen hafta Payback'te bir çeşit ısınma maçına çıkmış, kazanmıştı. Miz ringe doğru gelirken arenanın farklı yerlerinde agresif pankartlar beliriyor.
"GAVAT MİZ"
"GAVATLANDIN"
Balor ve JD McDonagh bakışırken McDonagh'ın gözleri doluyor. Kendini tutamayacak gibi oluyor. Bu sırada Balor da duygusal ama biraz olsun serinkanlı durabiliyor. JD McDonagh kafasını hüzünle yere çevirirken kameralar bu buruk sahne ile kapanıyor.
Müzik duyuluyor ve Brookes kendine has tarzıyla girişini yapıyor. Suyu tükürdükten sonra kameralara bir orta parmak çekiyor. Bunu Miz'e yapmış olmalı. Rahat ve cool tavırlarla köşe gönderine çıkıp tauntunu atıyor. Prince of PGW gecesinden beri eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Baskı ve eleştiriler karşısında başta sessiz kalsa da bunu sürdüremedi. Sonunda patladı. Özellikle son iki hafta açtı ağzını yumdu gözünü. Üzerindeki baskıyı savuşturmanın, belki de benimsemenin, verdiği bir boşvermişlikle girişini sonlandırıyor. Titantronda çalacak müziği beklerken sırıtmaya başlıyor.
PGW GM The Miz, müziğinin de dediği gibi Chris Brookes'un aklıyla "oynamaya" geliyor. Orta karar bir yuhalama alıyor. Son zamanlarda daha sık görmeye alıştığımız öfkeli surat ifadesiyle Chris Brookes'a bakarak tauntunu atıyor. Geçen hafta Payback'te bir çeşit ısınma maçına çıkmış, kazanmıştı. Miz ringe doğru gelirken arenanın farklı yerlerinde agresif pankartlar beliriyor.
"GAVAT MİZ"
"GAVATLANDIN"
"YOU CAME TO BE A CUCKOLD"
"YOU'RE AWESOME CUCKOLD"
Pankartları gören Miz çılgına dönüyor. En yakınındaki bu tarz bir pankartı seyircinin elinden alıp yırtıyor, seyircinin suratına fırlatıyor. Ringe girdiğinde hızla kıyafetini çıkarıyor. Kısa bir ısınmanın ardından hakeme lanet olası maçı başlatmasını söylüyor.
Chris Brookes vs. The Miz
Zil çaldığı gibi Miz Brookes'un karnına bir tekme vuruyor. Ardından iplerden sekiyor ve Big Boot. Brookes sarsılsa da iplerden döndüğünde Shoulder Block! Miz de öyle! İplere düşecek gibi olup oradan aldığı güçle Rebounded Kick'i yerleştiriyor. Brookes suratını tutarak köşe gönderine gittiğinde arkasını döndüğüne pişman oluyor. Awesome Clothesline! Miz'in beklemeye niyeti yok. Brookes yere yığılırken Miz SCF için hazırlanıyor. Pozisyonunu kollayarak Brookes'un kalkmasını bekliyor. Brookes doğrulduğunda SCF- HAYIR! Brookes eğiliyor, Chop ve Palm Strike'larla karşı atağa geçiyor. Miz afallar gibi olduğunda ona bir de Forearm Smash hediye ediyor. Üstünlüğü alır gibi olduğunda Miz'in saçını çekip tokat atıyor. "Karına sahip çık. Maryse'e sahip çık. Senin gibi bir beta, O'ndan daha iyisini bulamaz!" Brookes, Miz'i Wristlock'a almaya çalıştığı anda bu laflar Miz'i kendine getiriyor. Brookes'a bir çelme takıp yere düşürüyor ve resmen üzerine atlayıp Allah ne verdiyse vurmaya başlıyor. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. Artık hakem araya girmek zorunda kalıyor öfkeli Miz'i durdurmak için.
Miz sinirden kendi saçlarını çekerek ayağa kalkıyor. Barut gibi. Köşe gönderine gidiyor, en üstteki ring postu çözüyor. Hakem engel olmaya çalıştığındaysa ona bağırıp çağırmaya başlıyor. "O orospu çocuğuyla birlikte kovulmak mı istiyorsun?" Miz ring postu söküp seyircilere doğru fırlatıyor. Brookes'u kaldırıp köşe gönderine yaklaştırıyor ve kafas- Brookes onu köşe gönderine sertçe ittirince çarpıp yere düşüyor. Brookes köşe gönderinin orada tekmelemeye başlıyor Miz'i. Defalarca. Defalarca. Ayağını Miz'in boğazına dayayıp bir süre nefesini kesiyor. Sonra kaldırıp bir Headbutt, ardından Roundhouse Kick yapıştırıyor. Snapmare'la yere düşürüp Knee Drop'la atlıyor üzerine! Miz omzunu tutarak kıvranıyor yerde. Brookes şimdi onu Ankle Lock'a alıyor. Miz bağırmaya başladığında Brookes onun sesini bastırmak için daha da bağırıyor: "Bir erkek aldatılıyorsa önce dönüp kendine bakmalı. Nerede hata yaptın Miz? Ya da yapman gereken neyi yapmadın? Maryse'in aldatan bir kadına dönüşmesi senin suçun!" Miz ani bir manevrayla Brookes'u köşe gönderine savuruyor! BİRAZ ÖNCE ÇÖZDÜĞÜ KÖŞE GÖNDERİNE! BROOKES KAFASINI DİKKATSİZCE VURUYOR. YERDEN KALKTIĞINDA, SURATI KANLAR İÇİNDE! BROOKES'UN ALNI AÇILIYOR! O, yerde kıvranırken Miz sekerek ayağa kalkıyor. Brookes'u tekmeledikten sonra köşe gönderine çıkıyor. Diving Double Axe Handle! Ardından Running Low Big Boot! Tuşa gidiyor. 1... 2...
KICKOUT! Miz, kandan doğru düzgün nefes alamayan Brookes'a bakıyor önce. Brookes'un burnundan ağzından kanlar giriyor. Onları tükürüyor. Miz hemen üstüne çıkıp bağırıyor. "Karımın adını bir daha ağzına alırsan seni gebertirim. Anlıyor musun beni? SENİ GEBERTİRİM!" Miz, Brookes'un kafasını ring zeminine defalarca çarptırıyor. Brookes kafasını yere her çarptığında zemin biraz daha kana bulanıyor. Miz şimdi onu dizlerinin üzerine kaldırıp Low Snap DDT pozisyonuna alıyor ama Brookes kafasını kurtarıyor kilitten. Üzerine gelen Miz'e Low Superkick! Şimdi dizlerinin üzerine oturan Miz oluyor. Bir Low Superkick daha! Brookes eliyle suratındaki kanları vücudunun boş kısımlarına siliyor. Biraz olsun soluklanıyor. Miz ise iplere tutunarak ayağa kalkma derdinde. Brookes ona yöneldiğinde Miz'den başarılı bir Corner Back Elbow! Miz, Clothesline'la üzerine uçuyor- Brookes kenara çekiliyor şimdi. Full Nelson Snapmare ve ardından Jumping Senton! Brookes tuşa gidiyor. 1.. 2... Miz atıyor. Brookes ayağa kalkıp gülüyor. Kafasını sağa sola sallamaya başlıyor Miz'e bakarak. "Sanırım kötü adam benim, ha?" Brookes sinirleri bozuk bir halde kahkaha atmaya başlıyor. Miz de kendine gelmeye başlayınca Brookes ona yöneliyor. Fakat Miz'den karnına bir tekme yiyor. Ardından Sitout Shoulder Jawbreaker! Yerde acıyla yatan Brookes'un ayaklarını kavrayıp Figure-Four Leg Lock!! Miz kilidi başarıyla kuruyor!! BROOKES ACIDAN İNLİYOR!! HAKEM İYİCE YAKLAŞIP BROOKES'U KONTROL EDİYOR! BROOKES ACIDAN DİŞLERİNİ SIKIYOR. ELLERİYLE YERLERE VURUYOR. HAKEM ONA DEVAM EDİP ETMEYECEĞİNİ SORUYOR-
BROOKES "HAYIR" DERCESİNE KAFASINI SALLAYIP OLDUĞU YERDE DÖNÜYOR VE İKİSİ DE İPLERİN ALTINDAN RİNGİN DIŞINA DÜŞÜYORLAR! Birkaç saniye boyunca kendilerine gelmeye çalıştıktan sonra ikisi de aynı anda ayağa kalkıyor. Yumruklaşmaya başlıyorlar. Önce Miz vuruyor. Sonra Brookes. Miz. Brookes. Miz. Brookes. Miz. Brookes. Seyirciler de onlara reaksiyonlarıyla eşlik ediyorlar. Miz bir yumruk daha vuruyor. Brookes yere yapışacak gibi oluyor. Miz bağırıp çağırmaya başlıyor. "O gece olanları söylemediğin sürece, evet kötü adam sensin Brookes. Sana kendini açıklama fırsatı vermedim mi? SUSTUN! Her ne biliyorsan, gerçek bir arkadaş, acı bile olsa bunu dostuna söyler. SON KEZ SORUYORUM... O GECE... NE OLDU?" Brookes bariyerlere tutunarak doğrulurken Miz'in sorusunu duyuyor. Ciddileşiyor. Birkaç saniye Miz'le bakışıyorlar. Brookes, suratından düşen bin parça... Miz'in sabrı gittikçe tükeniyor. Filizlenmeye niyetli bir şefkat, capcanlı bir öfkeyle Brookes'a bakıyor. Gözlerinden ateş fışkırıyor resmen. Brookes uzunca bir süre sustuktan sonra: "Söyleyemem!" Miz'den ani bir Dropkick! Brookes bariyerlere sırtını vuruyor. Miz vakit kaybetmeden Brookes'u kaldırıyor, Inverted Facelock Backbreaker! Hakem count out için sayıyor o esnada. 4... 5... Miz, Brookes'a acı çekmek için bile imkan tanımıyor. Ayağa kaldırıp önce bariyerlere ardından çelik ring direğine fırlatıyor. 6... 7... Miz Brookes'u ringe sokup ardından kendi giriyor ve Skull-Crushing Finale için hazırlıklarını yapıyor. MİZ FİŞİ ÇEKMEK İÇİN HAZIR! BROOKES AYAĞA KALKIYOR. MİZ, KOLLARINI YAKALIYOR VE SCF!! SCF!!!!
HAYIR! YAPAMIYOR! HAYIR! BROOKES YİNE EĞİLİYOR VE MİZ DÖNDÜĞÜNDE JUMPING HIGH KNEE!! MIZ DÜŞECEK GİBİ OLUP BİR TÜRLÜ DÜŞMÜYOR. BROOKES ÜZERİNE KOŞUYOR. YAKUZA KICK!! MİZ, YERE DÜŞMÜYOR BİR TÜRLÜ. ÜST İPLERE DOĞRU SAVRULUYOR. NE RİNGİN DIŞINA NE DE RİNGE DÜŞÜYOR. ÇAMAŞIR GİBİ ASILI KALIYOR ORADA. BROOKES GELİYOR VE WHIPLASH!!! WHIPLASH!!! BROOKES TUŞA GİDİYOR. 1...........
"YOU'RE AWESOME CUCKOLD"
Pankartları gören Miz çılgına dönüyor. En yakınındaki bu tarz bir pankartı seyircinin elinden alıp yırtıyor, seyircinin suratına fırlatıyor. Ringe girdiğinde hızla kıyafetini çıkarıyor. Kısa bir ısınmanın ardından hakeme lanet olası maçı başlatmasını söylüyor.
Chris Brookes vs. The Miz
Zil çaldığı gibi Miz Brookes'un karnına bir tekme vuruyor. Ardından iplerden sekiyor ve Big Boot. Brookes sarsılsa da iplerden döndüğünde Shoulder Block! Miz de öyle! İplere düşecek gibi olup oradan aldığı güçle Rebounded Kick'i yerleştiriyor. Brookes suratını tutarak köşe gönderine gittiğinde arkasını döndüğüne pişman oluyor. Awesome Clothesline! Miz'in beklemeye niyeti yok. Brookes yere yığılırken Miz SCF için hazırlanıyor. Pozisyonunu kollayarak Brookes'un kalkmasını bekliyor. Brookes doğrulduğunda SCF- HAYIR! Brookes eğiliyor, Chop ve Palm Strike'larla karşı atağa geçiyor. Miz afallar gibi olduğunda ona bir de Forearm Smash hediye ediyor. Üstünlüğü alır gibi olduğunda Miz'in saçını çekip tokat atıyor. "Karına sahip çık. Maryse'e sahip çık. Senin gibi bir beta, O'ndan daha iyisini bulamaz!" Brookes, Miz'i Wristlock'a almaya çalıştığı anda bu laflar Miz'i kendine getiriyor. Brookes'a bir çelme takıp yere düşürüyor ve resmen üzerine atlayıp Allah ne verdiyse vurmaya başlıyor. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. Artık hakem araya girmek zorunda kalıyor öfkeli Miz'i durdurmak için.
Miz sinirden kendi saçlarını çekerek ayağa kalkıyor. Barut gibi. Köşe gönderine gidiyor, en üstteki ring postu çözüyor. Hakem engel olmaya çalıştığındaysa ona bağırıp çağırmaya başlıyor. "O orospu çocuğuyla birlikte kovulmak mı istiyorsun?" Miz ring postu söküp seyircilere doğru fırlatıyor. Brookes'u kaldırıp köşe gönderine yaklaştırıyor ve kafas- Brookes onu köşe gönderine sertçe ittirince çarpıp yere düşüyor. Brookes köşe gönderinin orada tekmelemeye başlıyor Miz'i. Defalarca. Defalarca. Ayağını Miz'in boğazına dayayıp bir süre nefesini kesiyor. Sonra kaldırıp bir Headbutt, ardından Roundhouse Kick yapıştırıyor. Snapmare'la yere düşürüp Knee Drop'la atlıyor üzerine! Miz omzunu tutarak kıvranıyor yerde. Brookes şimdi onu Ankle Lock'a alıyor. Miz bağırmaya başladığında Brookes onun sesini bastırmak için daha da bağırıyor: "Bir erkek aldatılıyorsa önce dönüp kendine bakmalı. Nerede hata yaptın Miz? Ya da yapman gereken neyi yapmadın? Maryse'in aldatan bir kadına dönüşmesi senin suçun!" Miz ani bir manevrayla Brookes'u köşe gönderine savuruyor! BİRAZ ÖNCE ÇÖZDÜĞÜ KÖŞE GÖNDERİNE! BROOKES KAFASINI DİKKATSİZCE VURUYOR. YERDEN KALKTIĞINDA, SURATI KANLAR İÇİNDE! BROOKES'UN ALNI AÇILIYOR! O, yerde kıvranırken Miz sekerek ayağa kalkıyor. Brookes'u tekmeledikten sonra köşe gönderine çıkıyor. Diving Double Axe Handle! Ardından Running Low Big Boot! Tuşa gidiyor. 1... 2...
KICKOUT! Miz, kandan doğru düzgün nefes alamayan Brookes'a bakıyor önce. Brookes'un burnundan ağzından kanlar giriyor. Onları tükürüyor. Miz hemen üstüne çıkıp bağırıyor. "Karımın adını bir daha ağzına alırsan seni gebertirim. Anlıyor musun beni? SENİ GEBERTİRİM!" Miz, Brookes'un kafasını ring zeminine defalarca çarptırıyor. Brookes kafasını yere her çarptığında zemin biraz daha kana bulanıyor. Miz şimdi onu dizlerinin üzerine kaldırıp Low Snap DDT pozisyonuna alıyor ama Brookes kafasını kurtarıyor kilitten. Üzerine gelen Miz'e Low Superkick! Şimdi dizlerinin üzerine oturan Miz oluyor. Bir Low Superkick daha! Brookes eliyle suratındaki kanları vücudunun boş kısımlarına siliyor. Biraz olsun soluklanıyor. Miz ise iplere tutunarak ayağa kalkma derdinde. Brookes ona yöneldiğinde Miz'den başarılı bir Corner Back Elbow! Miz, Clothesline'la üzerine uçuyor- Brookes kenara çekiliyor şimdi. Full Nelson Snapmare ve ardından Jumping Senton! Brookes tuşa gidiyor. 1.. 2... Miz atıyor. Brookes ayağa kalkıp gülüyor. Kafasını sağa sola sallamaya başlıyor Miz'e bakarak. "Sanırım kötü adam benim, ha?" Brookes sinirleri bozuk bir halde kahkaha atmaya başlıyor. Miz de kendine gelmeye başlayınca Brookes ona yöneliyor. Fakat Miz'den karnına bir tekme yiyor. Ardından Sitout Shoulder Jawbreaker! Yerde acıyla yatan Brookes'un ayaklarını kavrayıp Figure-Four Leg Lock!! Miz kilidi başarıyla kuruyor!! BROOKES ACIDAN İNLİYOR!! HAKEM İYİCE YAKLAŞIP BROOKES'U KONTROL EDİYOR! BROOKES ACIDAN DİŞLERİNİ SIKIYOR. ELLERİYLE YERLERE VURUYOR. HAKEM ONA DEVAM EDİP ETMEYECEĞİNİ SORUYOR-
BROOKES "HAYIR" DERCESİNE KAFASINI SALLAYIP OLDUĞU YERDE DÖNÜYOR VE İKİSİ DE İPLERİN ALTINDAN RİNGİN DIŞINA DÜŞÜYORLAR! Birkaç saniye boyunca kendilerine gelmeye çalıştıktan sonra ikisi de aynı anda ayağa kalkıyor. Yumruklaşmaya başlıyorlar. Önce Miz vuruyor. Sonra Brookes. Miz. Brookes. Miz. Brookes. Miz. Brookes. Seyirciler de onlara reaksiyonlarıyla eşlik ediyorlar. Miz bir yumruk daha vuruyor. Brookes yere yapışacak gibi oluyor. Miz bağırıp çağırmaya başlıyor. "O gece olanları söylemediğin sürece, evet kötü adam sensin Brookes. Sana kendini açıklama fırsatı vermedim mi? SUSTUN! Her ne biliyorsan, gerçek bir arkadaş, acı bile olsa bunu dostuna söyler. SON KEZ SORUYORUM... O GECE... NE OLDU?" Brookes bariyerlere tutunarak doğrulurken Miz'in sorusunu duyuyor. Ciddileşiyor. Birkaç saniye Miz'le bakışıyorlar. Brookes, suratından düşen bin parça... Miz'in sabrı gittikçe tükeniyor. Filizlenmeye niyetli bir şefkat, capcanlı bir öfkeyle Brookes'a bakıyor. Gözlerinden ateş fışkırıyor resmen. Brookes uzunca bir süre sustuktan sonra: "Söyleyemem!" Miz'den ani bir Dropkick! Brookes bariyerlere sırtını vuruyor. Miz vakit kaybetmeden Brookes'u kaldırıyor, Inverted Facelock Backbreaker! Hakem count out için sayıyor o esnada. 4... 5... Miz, Brookes'a acı çekmek için bile imkan tanımıyor. Ayağa kaldırıp önce bariyerlere ardından çelik ring direğine fırlatıyor. 6... 7... Miz Brookes'u ringe sokup ardından kendi giriyor ve Skull-Crushing Finale için hazırlıklarını yapıyor. MİZ FİŞİ ÇEKMEK İÇİN HAZIR! BROOKES AYAĞA KALKIYOR. MİZ, KOLLARINI YAKALIYOR VE SCF!! SCF!!!!
HAYIR! YAPAMIYOR! HAYIR! BROOKES YİNE EĞİLİYOR VE MİZ DÖNDÜĞÜNDE JUMPING HIGH KNEE!! MIZ DÜŞECEK GİBİ OLUP BİR TÜRLÜ DÜŞMÜYOR. BROOKES ÜZERİNE KOŞUYOR. YAKUZA KICK!! MİZ, YERE DÜŞMÜYOR BİR TÜRLÜ. ÜST İPLERE DOĞRU SAVRULUYOR. NE RİNGİN DIŞINA NE DE RİNGE DÜŞÜYOR. ÇAMAŞIR GİBİ ASILI KALIYOR ORADA. BROOKES GELİYOR VE WHIPLASH!!! WHIPLASH!!! BROOKES TUŞA GİDİYOR. 1...........
2..........
3 OLMUYOR! Brookes tuş sona erdiği gibi hakeme dönüp bağırmaya başlıyor. Çok yavaş saydı gerçekten de. Brookes hakemi iyice azarlıyor. Üstüne yürüdükten sonra hakem tişörtündeki PGW logosunu gösteriyor. Brookes yatışmasa da bir şey yapamıyor hakeme. Acısını Miz'den çıkarıyor. Yerde hareketsiz uzanan Miz'in ense köküne çok sert bir stomp! Soğancık, oldu sana püre! Brookes iplerin arasından aprona çıkıp tauntunu atıyor. Miz dengesini korumaya çalışarak ayağa kalktığında Apron Slingshot Cutter! APRON SLINGSHOT CUTTER!!! BROOKES TUŞA GİDİYOR. 1... 2... Fakat- MİZ SMALL PACKAGE'YLE TUŞUN TARAFLARINI DEĞİŞTİRİYOR YERDE!!! 1.... 2....
Brookes zar zor kurtuluyor tuştan! İkisi de hızla ayağa kalkıyorlar ve Double Lariat! İki isim de yerde acı içinde, derin nefesler almak dışında hareket etmiyor. Seyirciler ayağa kalkıp bu mücadeleyi alkışlıyorlar şimdi. Bir dakika boyunca ikisi de yattıktan sonra yavaş yavaş hareketleniyorlar. Miz iplere tutunarak kalkarken Brookes ringin ortasında kendi çabalarıyla önce kalkıyor. Miz'in üzerine gidiyor. Miz'den bir Back Elbow. Ardından bir tane daha. Bir tane daha. Brookes sonuncusunda akıllanıyor, bir Uppercut'la karşılık veriyor. Ardından Superkick ve sırtlıyor Miz'i. Fireman's Carry Sitout Slam. Tuş etmek için Miz'in ayağını kapıyor ancak sonra bırakıyor? Ayağa kalkıyor ve kıyafetlerini düzeltiyor. Brookes işi garantiye almak istiyor! Yerde ayaklarına doğru sürünen Miz'e, soğuk bir ifadeyle bakıyor. Miz sürüne sürüne yaklaşıyor ona ve Brookes'un botlarına tutunuyor. Ardından boş bir ifadeyle Brookes'a bakıyor. Brookes'un bakışlarında ne şefkat var ne de öfke. Buz gibi bakıyor Miz'e. Birden Miz'i ayağa kaldırıyor ve Praying Mantis Bomb!! Hakem tuşu sayıyor. 1... 2...
3 OLMUYOR! Brookes tuş sona erdiği gibi hakeme dönüp bağırmaya başlıyor. Çok yavaş saydı gerçekten de. Brookes hakemi iyice azarlıyor. Üstüne yürüdükten sonra hakem tişörtündeki PGW logosunu gösteriyor. Brookes yatışmasa da bir şey yapamıyor hakeme. Acısını Miz'den çıkarıyor. Yerde hareketsiz uzanan Miz'in ense köküne çok sert bir stomp! Soğancık, oldu sana püre! Brookes iplerin arasından aprona çıkıp tauntunu atıyor. Miz dengesini korumaya çalışarak ayağa kalktığında Apron Slingshot Cutter! APRON SLINGSHOT CUTTER!!! BROOKES TUŞA GİDİYOR. 1... 2... Fakat- MİZ SMALL PACKAGE'YLE TUŞUN TARAFLARINI DEĞİŞTİRİYOR YERDE!!! 1.... 2....
Brookes zar zor kurtuluyor tuştan! İkisi de hızla ayağa kalkıyorlar ve Double Lariat! İki isim de yerde acı içinde, derin nefesler almak dışında hareket etmiyor. Seyirciler ayağa kalkıp bu mücadeleyi alkışlıyorlar şimdi. Bir dakika boyunca ikisi de yattıktan sonra yavaş yavaş hareketleniyorlar. Miz iplere tutunarak kalkarken Brookes ringin ortasında kendi çabalarıyla önce kalkıyor. Miz'in üzerine gidiyor. Miz'den bir Back Elbow. Ardından bir tane daha. Bir tane daha. Brookes sonuncusunda akıllanıyor, bir Uppercut'la karşılık veriyor. Ardından Superkick ve sırtlıyor Miz'i. Fireman's Carry Sitout Slam. Tuş etmek için Miz'in ayağını kapıyor ancak sonra bırakıyor? Ayağa kalkıyor ve kıyafetlerini düzeltiyor. Brookes işi garantiye almak istiyor! Yerde ayaklarına doğru sürünen Miz'e, soğuk bir ifadeyle bakıyor. Miz sürüne sürüne yaklaşıyor ona ve Brookes'un botlarına tutunuyor. Ardından boş bir ifadeyle Brookes'a bakıyor. Brookes'un bakışlarında ne şefkat var ne de öfke. Buz gibi bakıyor Miz'e. Birden Miz'i ayağa kaldırıyor ve Praying Mantis Bomb!! Hakem tuşu sayıyor. 1... 2...
3!
Kazanan: Chris Brookes
Brookes kazanıyor! Müzik çaldığında Brookes ayağa kalkıyor. Hakem onun elini tutup kazanan olarak anons ediyor. Brookes hırsla köşe gönderindeki postu yumrukluyor. Ardından oraya çıkıp zaferini kutluyor aşırıya kaçmadan. Tüm arenanın coşkusunu seyrettikten sonra ringe dönüyor, diğer köşeye oturmuş sinmiş o kişiye, The Miz'e bakıyor.
Brookes ringe inip yavaşça Miz'e yaklaşıyor. Miz ise ona bakmıyor. Uzaktaki bir noktaya kilitlenmiş, sessiz ve sakin, öylece duruyor. Brookes başında dikiliyor Miz'in. Ve- Ve ayağa kaldırmak için elini uzatıyor.
Kazanan: Chris Brookes
Brookes kazanıyor! Müzik çaldığında Brookes ayağa kalkıyor. Hakem onun elini tutup kazanan olarak anons ediyor. Brookes hırsla köşe gönderindeki postu yumrukluyor. Ardından oraya çıkıp zaferini kutluyor aşırıya kaçmadan. Tüm arenanın coşkusunu seyrettikten sonra ringe dönüyor, diğer köşeye oturmuş sinmiş o kişiye, The Miz'e bakıyor.
Brookes ringe inip yavaşça Miz'e yaklaşıyor. Miz ise ona bakmıyor. Uzaktaki bir noktaya kilitlenmiş, sessiz ve sakin, öylece duruyor. Brookes başında dikiliyor Miz'in. Ve- Ve ayağa kaldırmak için elini uzatıyor.
MARYSE?! Bir süredir yaşanan tatsızlıkların göbeğindeki isim girişte beliriyor. Tüm ihtişamıyla ringe doğru yürürken surat ifadesinden onun da gergin olduğunu anlayabiliyoruz.
Brookes ve Miz onu gördüğüne şaşırıyor. Miz hemen ayaklanıyor. Ağladı ağlayacak. Maryse çelik merdivenlerden ringe giriyor. Brookes'la bakışıyorlar. Maryse Brookes'a doğru birkaç adım attığında- Bir dakika bir dakika! Brookes geri çekiliyor! Bu yakınlaşmayı istemiyor gibi. Maryse'e bir şeyler söylüyor ancak duyulmuyor. Maryse kenardan bir mikrofon alırken Brookes yorgun halde iplere tutunuyor. Biraz sinirlendiği fark ediliyor Brookes'un. Maryse, kendisinden rahatlatıcı şeyler duymayı uman Miz'e bakarak konuşmaya başlıyor. Sesi titriyor.
Maryse: Bugüne dek susmayı tercih ettim. Çünkü yaşadıklarım, kendime bile açıklamaya çalışırken zorlandığım şeylerdi. Bir travmaydı. Hala kendime gelebilmiş değilim. Belki de bir daha hiç. Ama şunu bilmelisin ki, Brookes'un hiçbir suçu yok. Bana saldıran kişi o değil. Hatta beni bir serserinin elinden kurtardı. Eğer Brookes olmasaydı belki de... (Yutkunuyor.) Her şey çok daha kötü olacaktı.
Maryse'nin sesindeki titreşim arttığında Miz kendini tutamıyor ve birkaç damla yaş süzülüyor gözlerinden. Üzüntü içerisinde Maryse'i dinliyor.
Brookes ve Miz onu gördüğüne şaşırıyor. Miz hemen ayaklanıyor. Ağladı ağlayacak. Maryse çelik merdivenlerden ringe giriyor. Brookes'la bakışıyorlar. Maryse Brookes'a doğru birkaç adım attığında- Bir dakika bir dakika! Brookes geri çekiliyor! Bu yakınlaşmayı istemiyor gibi. Maryse'e bir şeyler söylüyor ancak duyulmuyor. Maryse kenardan bir mikrofon alırken Brookes yorgun halde iplere tutunuyor. Biraz sinirlendiği fark ediliyor Brookes'un. Maryse, kendisinden rahatlatıcı şeyler duymayı uman Miz'e bakarak konuşmaya başlıyor. Sesi titriyor.
Maryse: Bugüne dek susmayı tercih ettim. Çünkü yaşadıklarım, kendime bile açıklamaya çalışırken zorlandığım şeylerdi. Bir travmaydı. Hala kendime gelebilmiş değilim. Belki de bir daha hiç. Ama şunu bilmelisin ki, Brookes'un hiçbir suçu yok. Bana saldıran kişi o değil. Hatta beni bir serserinin elinden kurtardı. Eğer Brookes olmasaydı belki de... (Yutkunuyor.) Her şey çok daha kötü olacaktı.
Maryse'nin sesindeki titreşim arttığında Miz kendini tutamıyor ve birkaç damla yaş süzülüyor gözlerinden. Üzüntü içerisinde Maryse'i dinliyor.
Maryse: Brookes beni kurtardığında ona bu geceyi unutmasını söyledim çünkü- Çünkü... Seninle büyük bir kavga etmiştik. Öfkeliydim. Sinirliydim. Sana olan sinirimi çıkarmalıydım. Seni cezalandırmalıydım ve- Bana olan ilgisini bildiğim biriyle görüştüm. O gece barda onunlaydım ve Brookes bizi görmüştü. Bu yüzden, gördüklerini sana anlatmaması için ondan söz aldım ve O-
Maryse'nin gözlerinden yaşlar akmaya başlıyor. Miz ise elleriyle yüzünü kapatıp şu anda şahit olduklarını reddetme eğiliminde.
Maryse: O, sana epey sadık Miz. Brookes'a güvenebilirsin... O gece barda vakit geçirdiğim adamla ayrıldıktan sonra caddede ilerlemeye başladım ve serserinin biri tarafından saldırıya uğradım. Eşyalarımı istedi, telefonumu, çantamı... Karşı koymaya çalıştım ama...... Neyse ki Brookes, çığlıklarımı duydu, bir ambulans çağırdı. Hastaneye kadar benimleydi ve kendime geldiğimde, gitmesini istedim. Bu gece gördüklerinin hiçbirini anlatmayacağına dair söz aldıktan sonra.
Maryse şimdi hem gülüyor, hem ağlıyor. Brookes soğukkanlı bir şekilde konuşmayı dinlerken sık sık Miz'e bakıyor. Gözleri kan çanağına dönmüş Miz'e. Birden, Brookes, bu dramaya daha fazla dayanamıyor ve ringden inip arka alana gidiyor.
Maryse: O, sana epey sadık Miz. Brookes'a güvenebilirsin... O gece barda vakit geçirdiğim adamla ayrıldıktan sonra caddede ilerlemeye başladım ve serserinin biri tarafından saldırıya uğradım. Eşyalarımı istedi, telefonumu, çantamı... Karşı koymaya çalıştım ama...... Neyse ki Brookes, çığlıklarımı duydu, bir ambulans çağırdı. Hastaneye kadar benimleydi ve kendime geldiğimde, gitmesini istedim. Bu gece gördüklerinin hiçbirini anlatmayacağına dair söz aldıktan sonra.
Maryse şimdi hem gülüyor, hem ağlıyor. Brookes soğukkanlı bir şekilde konuşmayı dinlerken sık sık Miz'e bakıyor. Gözleri kan çanağına dönmüş Miz'e. Birden, Brookes, bu dramaya daha fazla dayanamıyor ve ringden inip arka alana gidiyor.
Maryse: Bize gelince.... O akşam yaşadığımız tartışma ve oraya varan süreçte yüzlercesi... Ve sonra yediğimiz yemekte yaşadığımız tartışma... Tüm bunları, on binlerce insanın önünde konuşmak istemiyorum.
Gözlerini yukarı devirip soğukkanlılığını korumaya çalışıyor ve derin bir nefes aldıktan sonra Maryse, kendinden emin birine dönüşüyor birden. Donuk bir ifadeyle Miz'e bakıyor.
Maryse: Miz, sen çok iyi bir eş ve harika bir babasın ama... Artık bu ilişkiyi daha fazla sürdürebilmek için yeterli enerjim kalmadı... Sana karşı boşanma davası açtım.
Maryse: Lütfen, işleri zorlaştırma. Kararımdan geri dönmeyeceğim.
Miz gözlerini kapatıp bir bunaltı krizine giriyor. Maryse'e bakmıyor bile. Ne yapacağını bilmez halde Maryse'nin karşısında yere kapaklanıyor ve öylece kalıyor. Göğsündeki kramplardan ağladığını anlayabiliyoruz. Maryse buz gibi bir ifadeyle Miz'in aciz halini izleyip ringden iniyor. Seyircilerden bir yuhalama geliyor bu arada kendisine. Fakat Maryse'nin tavırlarına bakılırsa Miz'i tamamen kafadan silmiş. Yarım saat önce herkesin yuhalayıp dalga geçtiği Miz, şimdi seyircilerin alkışını ve desteğini alıyor. Ringin ortasına kapaklanmış hüngür hüngür ağlayan Miz'in görüntüsüyle kameralar arka alana çevriliyor.
Gözlerini yukarı devirip soğukkanlılığını korumaya çalışıyor ve derin bir nefes aldıktan sonra Maryse, kendinden emin birine dönüşüyor birden. Donuk bir ifadeyle Miz'e bakıyor.
Maryse: Miz, sen çok iyi bir eş ve harika bir babasın ama... Artık bu ilişkiyi daha fazla sürdürebilmek için yeterli enerjim kalmadı... Sana karşı boşanma davası açtım.
Maryse: Lütfen, işleri zorlaştırma. Kararımdan geri dönmeyeceğim.
Miz gözlerini kapatıp bir bunaltı krizine giriyor. Maryse'e bakmıyor bile. Ne yapacağını bilmez halde Maryse'nin karşısında yere kapaklanıyor ve öylece kalıyor. Göğsündeki kramplardan ağladığını anlayabiliyoruz. Maryse buz gibi bir ifadeyle Miz'in aciz halini izleyip ringden iniyor. Seyircilerden bir yuhalama geliyor bu arada kendisine. Fakat Maryse'nin tavırlarına bakılırsa Miz'i tamamen kafadan silmiş. Yarım saat önce herkesin yuhalayıp dalga geçtiği Miz, şimdi seyircilerin alkışını ve desteğini alıyor. Ringin ortasına kapaklanmış hüngür hüngür ağlayan Miz'in görüntüsüyle kameralar arka alana çevriliyor.
Soyunma odalarından birindeyiz. Sırtı bize dönük olduğu için yüzünü göremediğimiz biri barfiks çekiyor. Nefes kontrolü iyi. Zorlanmadan devam ediyor. O sırada odaya bir başkası giriyor.
Callis odaya girdiğinde, dikkati dağılmadan barfikse devam eden Ospreay'i görünce sırıtıyor.
Don Callis: 37... 38... 39... Evet harikasın... 40... 41... Olmadı, say.... 1... 2...
Callis odaya girdiğinde, dikkati dağılmadan barfikse devam eden Ospreay'i görünce sırıtıyor.
Don Callis: 37... 38... 39... Evet harikasın... 40... 41... Olmadı, say.... 1... 2...
Will Ospreay: Haberdar olmam gereken başka bir rekor mu var?
Don Callis: Hahaha. Hayır, hayır evlat. Saymayı bıraktık. Alberto çoktan bitiş çizgisine ulaştı. Belki de ona bu denli odaklanmak bir hataydı. Asıl odaklanmamız gereken sendin Will, bu çakma hegemonyayı bitirecek olan sen... Söyle bana. Performansından memnun musun?
Will Ospreay: Aslında son z-
Don Callis: Hahaha. Hayır, hayır evlat. Saymayı bıraktık. Alberto çoktan bitiş çizgisine ulaştı. Belki de ona bu denli odaklanmak bir hataydı. Asıl odaklanmamız gereken sendin Will, bu çakma hegemonyayı bitirecek olan sen... Söyle bana. Performansından memnun musun?
Will Ospreay: Aslında son z-
Don Callis: EVET YA DA HAYIR, WILL!! PERFORMANSINDAN MEMNUN MUSUN?
Will düşünüyor. Fakat cevabı bilmediğinden değil. Söyleyip söylememesi gerektiğini tartmaktan.
Will Ospreay: Hayır.
Don Callis: Güzel.
Don Callis odanın kenarındaki deri koltuğa oturuyor. Bacak bacak üstüne atıp konuşmaya devam ediyor.
Will düşünüyor. Fakat cevabı bilmediğinden değil. Söyleyip söylememesi gerektiğini tartmaktan.
Will Ospreay: Hayır.
Don Callis: Güzel.
Don Callis odanın kenarındaki deri koltuğa oturuyor. Bacak bacak üstüne atıp konuşmaya devam ediyor.
Don Callis: Kim olduğunu hatırla. PGW'yi inşa eden adam? Evet, o sendin. Bu şirket senin üzerine kuruldu Will. Bunu biliyorsun. Sen çökersen, ortalıkta görünmezsen, diğerlerinden bir farkın kalmazsa PGW'nin de diğer yerlerden bir farkı kalmaz. PGW de çöker. Bu şirketin ilk ve tek Tartışmasız Şampiyonu kimdi, hatırla. Alkolik, yarım yamalak bir adamla PGW'nin en başarılı takım reignine imza atan? Evet, sendin. Hiç kimse kalmadı Will. Döneminden kimse.... Uçtular, kaçtılar, gömüldüler, ÖLDÜLER!.... Onlar mücadeleyi yarıda bıraktılar. Fakat sen... Aynı hırs, aynı azim, aynı disiplinle bir başka Survivor Series'te tarih yazmayı deniyorsun. Unuttun mu, geçen sene Survivor Series'te noldu?
Will anımsayınca gülüyor.
Will Ospreay: Goldberg'i yendim ve-
Will anımsayınca gülüyor.
Will Ospreay: Goldberg'i yendim ve-
Don Callis: Ve ne?
Will Ospreay: PGW Şampiyonu oldum.
Don Callis: Sen busun Will. Sen kemersin. Sen altın plakasın. Sen zirvede tek başına sıkılan o adamsın. Zaferlerinden sonra üstüne konfetiler yağan adamsın. Flaşların patladığı nokta, merceklerin döndüğü açısın. Sen Will, sen şampiyon bir ruhsun! Bunu sonradan öğrenmedin, öyle doğdun. İnsanlar seni sevmiyor. Harika! Bırak hepsi korkak Bryan'ı yalasın. Çünkü o başarısız, bir kaybeden. İnsanlar başarısızlara sempati besler. Onlara acırlar. Çünkü onlarda kendi zayıflıklarının bir benzerini görürler. Sana kimse acımıyor, görmüyor musun? Bu harika. Harika Will.
Will Ospreay: PGW Şampiyonu oldum.
Don Callis: Sen busun Will. Sen kemersin. Sen altın plakasın. Sen zirvede tek başına sıkılan o adamsın. Zaferlerinden sonra üstüne konfetiler yağan adamsın. Flaşların patladığı nokta, merceklerin döndüğü açısın. Sen Will, sen şampiyon bir ruhsun! Bunu sonradan öğrenmedin, öyle doğdun. İnsanlar seni sevmiyor. Harika! Bırak hepsi korkak Bryan'ı yalasın. Çünkü o başarısız, bir kaybeden. İnsanlar başarısızlara sempati besler. Onlara acırlar. Çünkü onlarda kendi zayıflıklarının bir benzerini görürler. Sana kimse acımıyor, görmüyor musun? Bu harika. Harika Will.
Don Callis: Şimdi. Sayı saymayı, Meksikalı Mülteciyi, pısırık hakemi unut. Odağını kendine çevir. Geçen senenin sıkıcı bir tekrarını izlettiğin için nankör seyircinin tepkisini çek!
Callis havalı tavırlarla odadan çıkıyor.-
Will Ospreay: Don! Hey, Don!
Callis havalı tavırlarla odadan çıkıyor.-
Will Ospreay: Don! Hey, Don!
Callis yarım kapıdan içeri bakıyor.