PAYBACK #57
6 Aralık Cuma, 20:30 - C
Olympic Stadium
Montreal, Canada
ŞOVU TAKİP ETMEK İÇİN NEDENLER
1- Survivor Series Öncesi Son Şov!
2- Yıkılmış Roosevelt Stadyumu!
3- Çok Beş Tane Şeftali
4- Bu Gece Yapay Zeka Desteği Alan Güreşçi Kim?
5- Alberto Del Rio Tarihi Reigni Tamamlayabilecek mi?
PYROLAR PATLIYOR VE PAYBACK #57 BAŞLIYOR!
Ekranlara Survivor Series 2024'ün tanıtımı geliyor.
Michael Cole: Vaov! Henüz tamamlanmamış haliyle bile harika bir şov bizi bekliyor. Chris Brookes - Maryse - The Miz denkleminde cevapsız kalmış birçok soru var. Miz yanıtları arasa da gönlünü rahatlatacak cinsten bir şey bulamadı ve öfkesi gittikçe artıyor. Geçen hafta Maryse'le yediği yemekte Chris Brookes'u yendikten sonra onu kovacağını açıkladı. Brookes için belki de Survivor Series son şans. Öte yandan Roman Reigns ve Enzo Amore arasındaki tuhaf ilişki, onları yok etmeye ant içmiş GoD'la karşılaştıklarında nasıl bir şekil alacak? Enteresan bir maç daha bizi bekliyor.
JBL: PGW Şampiyonluk Maçı'nda "La Cara" Alberto Del Rio'nun rakibi "The Aerial Assassin" Will Ospreay. Will Ospreay, Alberto'nun kendi rekorunu geçmesine engel olmaya çalışsa da bunu başaramadı. Ancak en azından bu şaşalı kemer serüvenine son veren isim olmak, belki de eski gösterişli günlerine dönmek istiyor. The Final Boss, bu maçın özel hakemi olaraksa "Prince" Bryan Danielson'u seçti.
Michael Cole: Ve Survivor Series'lerin vazgeçilmezi, Geleneksel Survivor Series Maçı! Geçen haftalarda Judgment Day ve Wyatt Family arasında çok çetin mücadeleler gördük. Fakat son Payback'te iki takım da eksiklerini kapatmak için aynı isimlere yöneldi. Dark STG önce Judgment Day'e katıldı, sonraysa bunun bir oyun olduğunu anladık. Öyle görünüyor ki Judgment Day'in Survivor Series'te iddiasını sürdürebilmesi için sağlam bir ismi kadrosuna katması gerekiyor.
OH MY GOD!
The SEX burada! Bacakları şelale adamlar anın tadını çıkararak ringe doğru ilerliyorlar. Tyler Breeze elindeki selfie çubuğunu en öndeki kızın göğüslerine odaklıyor. Venis ise klasik erotik tavırlarla kızları kudurtuyor. Elinde bir tür mektup gibi bir şey olduğu dikkatleri çekiyor. İkili seyircilere OH MY GOD dedirtip ringe giriyorlar. Venis'in eğleniyor gibi görünmesine rağmen biraz gergin olduğu fark ediliyor. Kenardan bir mikrofon alıp konuşmaya başlıyorlar.
Tyler Breeze: Montreaaaaaaaaaalllll! AHHHHHLAMAYA HAZIR MISINIZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZ????
Val Venis: EVET, EVET İŞTE GELİYORLAR İŞTE GELİYORLAR! OHHHHHHHH!
OHHHH MY GOD!
Val Venis: EVET, EVET İŞTE GELİYORLAR İŞTE GELİYORLAR! OHHHHHHHH!
OHHHH MY GOD!
Seyirci ateşleniyor. Val Venis yukarı katta göğüslerini sallayan kadını işaret ederek gururlu bir bakış atıyor. Breeze selfie çubuğunu çevirerek kadınla kendini aynı kadraja almanın derdinde.
Val Venis: Kasım'da aşkın başka olduğunu biliyoruz. Peki ya Aralık'ta ne meşhur?
Tyler Breeze: Meme mi?
Val Venis: Hadi ama Breeze. Büyük düşün.
Tyler Breeze: İki meme?
Val Venis: Bak- Hiçbir şey sormadığımı farz et. Tamam mı? Tabii ki SEX, Breeze. Aralıkta SEX başkadır. Hava kırılır çünkü yılın son KARI düşer. Dışarı çıkar ve ona fütursuzca BASARSINIZ. Altınızda ezilme sesinden sadistçe bir zevk alarak devam edersiniz ve yeteri kadar ısındığınızda KAYARSINIZ!!! MMMMMHHHHHHHHHHH....
Tyler Breeze: OFFFFFFFFFFFFF, JULIA'YA YAPMAK İSTEDİĞİM ŞEY.
Val Venis: Kasım'da aşkın başka olduğunu biliyoruz. Peki ya Aralık'ta ne meşhur?
Tyler Breeze: Meme mi?
Val Venis: Hadi ama Breeze. Büyük düşün.
Tyler Breeze: İki meme?
Val Venis: Bak- Hiçbir şey sormadığımı farz et. Tamam mı? Tabii ki SEX, Breeze. Aralıkta SEX başkadır. Hava kırılır çünkü yılın son KARI düşer. Dışarı çıkar ve ona fütursuzca BASARSINIZ. Altınızda ezilme sesinden sadistçe bir zevk alarak devam edersiniz ve yeteri kadar ısındığınızda KAYARSINIZ!!! MMMMMHHHHHHHHHHH....
Tyler Breeze: OFFFFFFFFFFFFF, JULIA'YA YAPMAK İSTEDİĞİM ŞEY.
Val Venis: Bir dakika! Bir dakika! Bu konu ciddi. Ona BASMAK istemeni anlıyorum. Ama- Ama sanırım onun adını bir daha anmamalıyız.... Yakın zamanda gördüklerimiz... Hiçbiri izah edilebilir şeyler değil. Sana Malakai Black hakkındaki düşüncelerimi dürüstçe söylemeliyim penisdaş. O'nun üstün güçleri olduğuna inanıyorum. Gerçekten! Bu yüzden tapınağa gittiğimizde Vanta Black'ten nasıl bağışlanma dileyeceğimi bilemedim. Korktum, Breeze. Sence de orası, hayatında bulunduğun diğer tüm yerlerden daha farklı bir enerji içermiyor muydu? Tüylerim diken dikendi. Yutkunamıyordum. Göz bebeklerim büyümüştü. Sahi Breeze... Nasıl dua edilir? Nasıl tövbe edilir? Üstelik Vanta Black buradan oldukça uzaktayken.... Bunlar hakkında bir fikrim yok ve ne yaptım biliyor musun?
Val Venis elindeki rulo kağıdın ipini çözüp açar.
Val Venis: Vanta Black burada olmayabilir ama Malakai Black? Bizi ancak o affedebilir. Bir konuşma hazırlattım. Bir özür ve itiraf konuşması...
Val Venis: Vanta Black burada olmayabilir ama Malakai Black? Bizi ancak o affedebilir. Bir konuşma hazırlattım. Bir özür ve itiraf konuşması...
Val Venis: Yapay zekaya.
Venis, Breeze'nin Mehmet Ali Erbilvari bakışları eşliğinde gayet ciddi bir tavır içinde kağıda bakar. Yüzünü kameraya çevirir. Yutkunur. Stresi her halinden bellidir.
Val Venis: Ihımm... Ihımm... Ihımm...
Sevgili MALaqAI,
Sana olan hislerim sözcüklere sığar mı bilmiyorum, ama içimde yankılanan bu ateş beni sana yazmaya zorluyor. Senin karanlığın, içimde sakladığım arzulara ayna tutuyor. O karanlık, beni hem korkutan hem de cezbeden bir labirent gibi… Kaybolmayı göze alacak kadar seni keşfetmek istiyorum.
Her adımında bir yankı var, her bakışında tüylerimi diken diken eden bir ağırlık. Senin varlığın, her şeyin sustuğu bir anda yalnızca kalbimin çarpıntısını duyduğum bir fırtına gibi. Beni tamamen sarsan, ruhumu savunmasız bırakan bir fırtına... Ve o karanlıkta, senin ışığını bulmak için yanıp tutuşuyorum.
Sana olan duygularım sıradan bir hayranlık değil. Bu, her hücremde hissedilen, adını koyamadığım bir özlem. Sesinin tınısı zihnimde yankılanırken, nefesinin soğukluğunu bile hissetmek istiyorum. O korkutucu, ama baştan çıkarıcı auranda, kendimi kaybetmekten korkmuyorum. Çünkü seni hissetmek, seni anlamak, varlığımı tamamlayan tek şeymiş gibi geliyor.
Eğer bir an için bana dönüp bakacak olsan, gözlerimdeki bu ateşi göreceğine eminim. O an, senin varlığının benim için ne ifade ettiğini anlardın. Ellerini uzatsan, o karanlıktan kurtulmak yerine daha da içine çekilmek isterdim. Çünkü karanlığın, seni sen yapan o eşsiz derinlik, benim en büyük tutk-
Val Venis: Ihımm... Ihımm... Ihımm...
Sevgili MALaqAI,
Sana olan hislerim sözcüklere sığar mı bilmiyorum, ama içimde yankılanan bu ateş beni sana yazmaya zorluyor. Senin karanlığın, içimde sakladığım arzulara ayna tutuyor. O karanlık, beni hem korkutan hem de cezbeden bir labirent gibi… Kaybolmayı göze alacak kadar seni keşfetmek istiyorum.
Her adımında bir yankı var, her bakışında tüylerimi diken diken eden bir ağırlık. Senin varlığın, her şeyin sustuğu bir anda yalnızca kalbimin çarpıntısını duyduğum bir fırtına gibi. Beni tamamen sarsan, ruhumu savunmasız bırakan bir fırtına... Ve o karanlıkta, senin ışığını bulmak için yanıp tutuşuyorum.
Sana olan duygularım sıradan bir hayranlık değil. Bu, her hücremde hissedilen, adını koyamadığım bir özlem. Sesinin tınısı zihnimde yankılanırken, nefesinin soğukluğunu bile hissetmek istiyorum. O korkutucu, ama baştan çıkarıcı auranda, kendimi kaybetmekten korkmuyorum. Çünkü seni hissetmek, seni anlamak, varlığımı tamamlayan tek şeymiş gibi geliyor.
Eğer bir an için bana dönüp bakacak olsan, gözlerimdeki bu ateşi göreceğine eminim. O an, senin varlığının benim için ne ifade ettiğini anlardın. Ellerini uzatsan, o karanlıktan kurtulmak yerine daha da içine çekilmek isterdim. Çünkü karanlığın, seni sen yapan o eşsiz derinlik, benim en büyük tutk-
Işıklar kapanıyor! Seyircilerin çığlığı arenaya nüfuz ediyor. Birkaç saniye sonra ışıklar normale döndüğünde Val Venis ve Tyler Breeze'nin karşısında O'nu görüyoruz!
Televizyon Şampiyonu Malakai Black köşe gönderinde bağdaş kurmuş halde The SEX'e bakıyor. Birkaç saniye boyunca sadece izliyor bu manzarayı. Bakışlarıyla aşağılıyor ikiliyi. Sonra konuşmaya başlıyor.
Malakai Black: Her seferinde daha da dibe batıyorsunuz. Karanlığın gölgesini tepenizde hissettiğinizden beri... Ondan kaçmaya çalıştığınız her eylemde... Siz böyle davrandıkça karanlığın iştahı daha da artıyor. Harlanıyor. Parlıyor... Söyle bana Val, bu yaptıklarınızdan sonra herkesin hayatta kalmaya çalışacağı o kaçınılmaz günde karanlığa tutsak olmaktan seni alıkoyabilecek bir güç var mı? (Venis cevap vermek için mikrofona yöneldiğinde Malakai buna izin vermiyor.) Geçen hafta Buddy - Brody karşısında ne kadar da acizdiniz. Ve ondan önce Kutsal Tapınakta... Ve ofiste o beyaz duvara kadın görüntüleri yansıttığınız nicelerinde... Survivor Series'te Televizyon Şampiyonluğu'nun ortada olduğu maçta ruhunu karanlığa teslim ederken de öyle olacaksın Val. Ya da... Ya da unut hepsini! Dediğimi yap, her şey çok daha basit sonuçlansın. Hak eden dışında başka ruhlar acı çekmesin.
Televizyon Şampiyonu Malakai Black köşe gönderinde bağdaş kurmuş halde The SEX'e bakıyor. Birkaç saniye boyunca sadece izliyor bu manzarayı. Bakışlarıyla aşağılıyor ikiliyi. Sonra konuşmaya başlıyor.
Malakai Black: Her seferinde daha da dibe batıyorsunuz. Karanlığın gölgesini tepenizde hissettiğinizden beri... Ondan kaçmaya çalıştığınız her eylemde... Siz böyle davrandıkça karanlığın iştahı daha da artıyor. Harlanıyor. Parlıyor... Söyle bana Val, bu yaptıklarınızdan sonra herkesin hayatta kalmaya çalışacağı o kaçınılmaz günde karanlığa tutsak olmaktan seni alıkoyabilecek bir güç var mı? (Venis cevap vermek için mikrofona yöneldiğinde Malakai buna izin vermiyor.) Geçen hafta Buddy - Brody karşısında ne kadar da acizdiniz. Ve ondan önce Kutsal Tapınakta... Ve ofiste o beyaz duvara kadın görüntüleri yansıttığınız nicelerinde... Survivor Series'te Televizyon Şampiyonluğu'nun ortada olduğu maçta ruhunu karanlığa teslim ederken de öyle olacaksın Val. Ya da... Ya da unut hepsini! Dediğimi yap, her şey çok daha basit sonuçlansın. Hak eden dışında başka ruhlar acı çekmesin.
Malakai Black: Hemen şu anda biriniz öne çıksın, Karanlık Delik'e girmeyi kabul etsin.
Val ve Breeze birbirine bakıyor. Telepatik bir bakışmanın ardından ikisi de pis pis gülmeye başlıyor.
Val ve Breeze birbirine bakıyor. Telepatik bir bakışmanın ardından ikisi de pis pis gülmeye başlıyor.
Val Venis: Malakai... Sevgili dostum... İnan bana, daha önce birçok zenci Barbie'nin kara deliğine girdim ama o lanet şeye... (Kafasını olumsuz anlamda sallıyor.) Breeze'nin de bunu isteyeceğini hiç sanmıyorum. Bilmiyor olabilirsin. Breeze'nin dünyadaki 208 ülkeden her bir kadınla ilişkiye girme gibi bir hedefi var. Belki bir gün Karanlıklar Ülkesi kuracak olursan, o zaman Julia Hart'ına BASABİLİR.
Malakai Black ayağa kalkıyor. Belindeki Televizyon Şampiyonluğunu omzuna atıyor.
Malakai Black: Komik olduğunu zannediyorsun. Ama bazen en iyi şaka, hiç beklemediğinden gelir... Geçen hafta ne olmuştu, mütevazı beynini biraz zorlayalım. Karanlığın Temsilcisi Julia Hart o çok sevdiğin kadına, Mary'e Karanlığın Ruhu'nu üflemişti. Sonra korkarak kaçtınız. Mary gösterdiği cesaretle senden daha erkek görünüyordu. Bunu düşünmelisin. Ve bilmediğin şey, biri Karanlığın Ruhu'nu biraz olsun solursa artık onu silmesi bile onu kurtaramaz. Söyle bana Val. Mary nerede?
Malakai Black ayağa kalkıyor. Belindeki Televizyon Şampiyonluğunu omzuna atıyor.
Malakai Black: Komik olduğunu zannediyorsun. Ama bazen en iyi şaka, hiç beklemediğinden gelir... Geçen hafta ne olmuştu, mütevazı beynini biraz zorlayalım. Karanlığın Temsilcisi Julia Hart o çok sevdiğin kadına, Mary'e Karanlığın Ruhu'nu üflemişti. Sonra korkarak kaçtınız. Mary gösterdiği cesaretle senden daha erkek görünüyordu. Bunu düşünmelisin. Ve bilmediğin şey, biri Karanlığın Ruhu'nu biraz olsun solursa artık onu silmesi bile onu kurtaramaz. Söyle bana Val. Mary nerede?
Val, Mary'nin benchte daima oturduğu tarafı gösteriyor ama göstermesiyle yüzünün düşmesi bir oluyor. Ona ayrılan yer boş. Sandalyenin üzerinde yeller esiyor. Val "biraz önce oradaydı" diyor. Breeze'ye bakıyor bir şeyler bilip bilmediğini anlamak için ancak Breeze omuz silkiyor. O da şaşkın. Val ani bir öfke patlamasıyla Malakai'nin üzerine yürüdüğünde Malakai eliyle onu blokluyor. Venis, Malakai'ye kendini açıklama şansı verip kalıyor olduğu yerde. O sırada titantronda bir görüntü beliriyor.
Karanlık Tapınak'ın meşhur odasında bir sandalyeye bağlanmış Mary. Korkudan beti benzi atmış. Saçı başı dağılmış halde titriyor. Julia Hart karanlıkta yavaşça belirerek kameraya yaklaşıyor. Venis panikle ne yapacağını bilemiyor. Bir titantrona doğru koşuyor, bir Malakai'ye bakıyor. Sonunda Malakai'ye yaklaşıp onu bırakmasını istiyor. Malakai Black sakince Venis'i dinliyor. Ardından Julia Hart'a emir veriyor.
Karanlık Tapınak'ın meşhur odasında bir sandalyeye bağlanmış Mary. Korkudan beti benzi atmış. Saçı başı dağılmış halde titriyor. Julia Hart karanlıkta yavaşça belirerek kameraya yaklaşıyor. Venis panikle ne yapacağını bilemiyor. Bir titantrona doğru koşuyor, bir Malakai'ye bakıyor. Sonunda Malakai'ye yaklaşıp onu bırakmasını istiyor. Malakai Black sakince Venis'i dinliyor. Ardından Julia Hart'a emir veriyor.
Malakai Black: Onlara yeterince şans vermedim mi? Yaptıkları kötülüklerden geri dönebilmeleri için defalarca fırsat yaratmadım mı? Fakat onlar, hiçbir zaman ders alacak değiller. Ruhlarını feda etmek gibi bir niyetleri de yok. O halde başka çare bırakmadılar. Sence de öyle değil mi sevgili Julia?... Yap yapacağını!
Malakai sözünü bitirir bitirmez Julia Mary'i Karanlık Delik'e yaklaştırıyor. Venis stresten kendini yiyor ringde.
Val Venis: HAYIR! DUR! DUR! TAMAM! BİR KONUŞALIM!
Venis, Malakai'nin yakalarına yapışıyor ama bunu tehdit eder bir tavırla değil, yalvarırcasına yapıyor. Malakai soğukkanlılığını koruyarak Venis'in tepkilerini izliyor.
Malakai sözünü bitirir bitirmez Julia Mary'i Karanlık Delik'e yaklaştırıyor. Venis stresten kendini yiyor ringde.
Val Venis: HAYIR! DUR! DUR! TAMAM! BİR KONUŞALIM!
Venis, Malakai'nin yakalarına yapışıyor ama bunu tehdit eder bir tavırla değil, yalvarırcasına yapıyor. Malakai soğukkanlılığını koruyarak Venis'in tepkilerini izliyor.
Val Venis: ONA DURMASINI SÖYLE! ONA DURMASINI SÖYLE!!
Julia Hart, Mary'i atmak için tüm şartları sağlıyor ve bu yakarıştan sonra son kez Malakai'ye bakıyor. Malakai mikro bir ifadeyle göz işareti yapıyor. Julia Hart, belki de hayatında ilk defa ciddi bir ilişki yaşayan Val Venis'in sevgilisini gözünü kırpmadan Karanlık Delik'e atıyor. Mary, yok oluyor! Vanta Black, taze bir ruhun kurbanıyla hayat buluyor! Venis ilk defa bu kadar aciz bir halde. Ringin ortasında dizlerinin üzerine çöküp eliyle titantrona uzanmaya çalışırken Breeze daha fazla dayanamıyor ve Malakai'ye BEAUTY SHOT!!
HAYIR! HAYIR! BREEZE ZIPLADIĞI ANDA IŞIKLAR KAPANIYOR!! NELER OLDUĞUNU GÖREMİYORUZ. RİNGDE BİR PATIRTI KÜTÜRDÜ KOPUYOR ANCAK IŞIKLAR BİR DAHA HİÇ AÇILMIYOR.
Santurce, San Juan, Puerto Rico - 1983
Kocaman bir şeftali bahçesi ekrana geliyor. Anne bahçeye baktığında kolundaki sepet ile koşarak eve gelen bir velet görüyor. Bu Edwin! Çocuk yüzünde kocaman bir gülümseme ile annesine yaklaşıyor. Kolunda kendi boyu kadar sepetle Edwin oldukça komik görünüyor.
Anne: Koşma yavrum, koşma! Niye bu kadar heyecanlandın? Düşeceksin. Edwin!
HAYIR! HAYIR! BREEZE ZIPLADIĞI ANDA IŞIKLAR KAPANIYOR!! NELER OLDUĞUNU GÖREMİYORUZ. RİNGDE BİR PATIRTI KÜTÜRDÜ KOPUYOR ANCAK IŞIKLAR BİR DAHA HİÇ AÇILMIYOR.
Santurce, San Juan, Puerto Rico - 1983
Kocaman bir şeftali bahçesi ekrana geliyor. Anne bahçeye baktığında kolundaki sepet ile koşarak eve gelen bir velet görüyor. Bu Edwin! Çocuk yüzünde kocaman bir gülümseme ile annesine yaklaşıyor. Kolunda kendi boyu kadar sepetle Edwin oldukça komik görünüyor.
Anne: Koşma yavrum, koşma! Niye bu kadar heyecanlandın? Düşeceksin. Edwin!
Edwin Colon: Anne! Bugün abimin doğum günü, değil mi? Ona beş tane şeftali topladım. Çok beş tane daha toplayayım, hep birlikte yiyelim. Sen bu sepettekileri şimdi al, ben çok beş tane daha almaya gideyim.
Bu sırada Carlos Colon, Carlito da orada! Evin önünden konuşmaları dinliyor. Bugün kendisi 5 yaşına basıyor. Kardeşinin konuşmasını duyunca koşup oraya doğru gidiyor. Sarılıyor kardeşine. Anne de 5 şeftaliyi alıyor sepetten.
Anne: Abinle beraber koşmadan toplayın annecim, tamam mı?
Bu sırada Carlos Colon, Carlito da orada! Evin önünden konuşmaları dinliyor. Bugün kendisi 5 yaşına basıyor. Kardeşinin konuşmasını duyunca koşup oraya doğru gidiyor. Sarılıyor kardeşine. Anne de 5 şeftaliyi alıyor sepetten.
Anne: Abinle beraber koşmadan toplayın annecim, tamam mı?
Carlos Colon: Tamam anne, şeftalileri toplarız ama önce ben Hulk Hogan'ım! (kaslarını sıkıyor Carlos)
Edwin Colon: (sepeti bırakıyor Edwin) Ben de Andre the Giant! Gel bakalım ufaklık!
İki çocuk birbirlerine sarılıyor ve birbirlerini yere devirmeye çalışarak güreşiyorlar! Anne telaşla onları izlerken çocukların ikisi de biraz sonra haliyle yere düşüyor. Deli gibi gülüyorlar buna. Sonra da koşarak şeftali toplamaya gidiyorlar.
Carlito'yu görüyoruz. Gözü yine yaşlı. Geçen hafta doğum günüydü. Kutlayan kimse de olmadı. Üstelik Judgment Day'deki ona karşı isteksizliği gördükçe kardeşi ile olan ilişkileri daha çok aklına gelir oldu. Üzülüyordu Carlos Colon. Biraz sonra düşüncelerinden sıyrıldı ve oturduğu klozetten kalktı. Gözlerinden akan yaşları sildi ve kabinden çıkıp lavaboya doğru ilerledi. Elini yıkadıktan sonra oradan çıkt-
Bray Wyatt kapıda! Kendisinin elinde bir şeftali var ve lavabo sonrası kolonya tutan dayılar gibi ona şeftali uzatıyor. Carlito bu hüzünlü düşünceler sonrasında gülmekle gülmemek arasında kalıyor.
Edwin Colon: (sepeti bırakıyor Edwin) Ben de Andre the Giant! Gel bakalım ufaklık!
İki çocuk birbirlerine sarılıyor ve birbirlerini yere devirmeye çalışarak güreşiyorlar! Anne telaşla onları izlerken çocukların ikisi de biraz sonra haliyle yere düşüyor. Deli gibi gülüyorlar buna. Sonra da koşarak şeftali toplamaya gidiyorlar.
Carlito'yu görüyoruz. Gözü yine yaşlı. Geçen hafta doğum günüydü. Kutlayan kimse de olmadı. Üstelik Judgment Day'deki ona karşı isteksizliği gördükçe kardeşi ile olan ilişkileri daha çok aklına gelir oldu. Üzülüyordu Carlos Colon. Biraz sonra düşüncelerinden sıyrıldı ve oturduğu klozetten kalktı. Gözlerinden akan yaşları sildi ve kabinden çıkıp lavaboya doğru ilerledi. Elini yıkadıktan sonra oradan çıkt-
Bray Wyatt kapıda! Kendisinin elinde bir şeftali var ve lavabo sonrası kolonya tutan dayılar gibi ona şeftali uzatıyor. Carlito bu hüzünlü düşünceler sonrasında gülmekle gülmemek arasında kalıyor.
Bray Wyatt: Kimisi konuşarak kimisi güreşerek kimisi de... Şeftali yiyerek kendini sakinleştirebiliyor. Geçen hafta olanları talihsiz bir şekilde izledim. Yok sayılmak ne demek iyi bilirim. Göz altlarına bakılırsa desteğe ihtiyacın var. Al bir ısırık. (Carlito tereddütle ona bakarken) Merak etme, seninle oyun oynamaya gelmedim. Belki de beraber bir oyun oynarız diye düşünüyorum hatta. Sana yapılanlar gibi...
Carlito Wyatt'a bakıyor. Şeftaliyi alıyor ve sakince ısırıyor. Hem sulu hem de dağılmayacak kadar yumuşak. Çok seviyor Carlito. Bir an için Porto Riko'ya gidiyor bu ısırıkla beraber. O eski evindeki şeftalilerden biri resmen bu! Gülümsüyor.
Carlito Wyatt'a bakıyor. Şeftaliyi alıyor ve sakince ısırıyor. Hem sulu hem de dağılmayacak kadar yumuşak. Çok seviyor Carlito. Bir an için Porto Riko'ya gidiyor bu ısırıkla beraber. O eski evindeki şeftalilerden biri resmen bu! Gülümsüyor.
Bray Wyatt: Dark STG'den sonra Judgment Day'in sana ihtiyacı var. İşte onları bırakmak için en doğru zaman! Geçen hafta seni hesaba katmayıp ilerlemek istediler. Fakat matematikten sınıfta kaldılar. Dark STG bu işi bozdu. Bu hafta da onların hesabını sen boz. Wyatt Family'e katıl Carlito. Onlar başarı için herkesi satabilecek birer yamyam. Gerçek bir aile sıcaklığı arıyorsan bizimle olmalısın. Gel ve onları Survivor Series'de ezip geçelim.
Carlito Wyatt'a bakıyor. Wyatt da ciddi bir şekilde onunla göz teması kuruyor.
Reklamlardan döndüğümüzde ringde hazır bir şekilde Ilja Dragunov'u görüyoruz. Sonrasında girişten bir müzik duyuluyor.
PGW Genel Menajeri The Miz girişte gözüküyor. Bu sefer üzerinde güreş kıyafetleri var. Maça hazır bir şekilde geliyor.
PGW Genel Menajeri The Miz girişte gözüküyor. Bu sefer üzerinde güreş kıyafetleri var. Maça hazır bir şekilde geliyor.
Singles Match
Ilja Dragunov vs. The Miz
İkili birbirlerine lock-up ile yaklaşmaya çalışıyor. Ancak Miz bir anda sıyrılıyor ve Snapmare yapıyor. Ilja oturur pozisyonda. Sonrasında sırtına bir Shoot Kick geçiriyor. Ilja acı içinde kalkmaya çalışırken, Miz'den Low Snap DDT geliyor. Miz tuşa gidiyor. 1... 2... Ilja atıyor. Miz hızlıca kalkıp iplerden sekiyor ve kalkmaya uğraşan Ilja'ya Big Boot! Ancak Ilja birden eğiliyor ve Roll-up'a alıyor Miz'i. Ilja tuşa gidiyor. 1... Miz atıyor. İkili hemen kalkıyor. Miz koşmayı deniyor ama Ilja onu iplere yolluyor. İplerden seken Miz'den Spinning Back Elbow. Ilja çenesini tutarken, Miz tekrardan iplerden sekiyor ve High Knee. Ilja bu sefer çenesini tutuyor ama Miz son kez iplerden sekerek, Big Boot vuruyor ve Ilja'yı dizlerinin üstüne düşüyor. Ilja toparlanmaya çalışırken, Miz onu yakalıyor ve hızlıca SKULL-CRUSHING FINALE! Miz tuşa gidiyor. 1... 2...
Ilja Dragunov vs. The Miz
İkili birbirlerine lock-up ile yaklaşmaya çalışıyor. Ancak Miz bir anda sıyrılıyor ve Snapmare yapıyor. Ilja oturur pozisyonda. Sonrasında sırtına bir Shoot Kick geçiriyor. Ilja acı içinde kalkmaya çalışırken, Miz'den Low Snap DDT geliyor. Miz tuşa gidiyor. 1... 2... Ilja atıyor. Miz hızlıca kalkıp iplerden sekiyor ve kalkmaya uğraşan Ilja'ya Big Boot! Ancak Ilja birden eğiliyor ve Roll-up'a alıyor Miz'i. Ilja tuşa gidiyor. 1... Miz atıyor. İkili hemen kalkıyor. Miz koşmayı deniyor ama Ilja onu iplere yolluyor. İplerden seken Miz'den Spinning Back Elbow. Ilja çenesini tutarken, Miz tekrardan iplerden sekiyor ve High Knee. Ilja bu sefer çenesini tutuyor ama Miz son kez iplerden sekerek, Big Boot vuruyor ve Ilja'yı dizlerinin üstüne düşüyor. Ilja toparlanmaya çalışırken, Miz onu yakalıyor ve hızlıca SKULL-CRUSHING FINALE! Miz tuşa gidiyor. 1... 2...
3!
Kazanan: The Miz
The Miz ter dökmeden maçı bitiriyor ama kafasını kaldırdığı gibi gördüğü manzara onu şoka uğratıyor. Sinirle seyircilerin oraya yaklaşıyor.
Çünkü karşısında gördüğü kişi Chris Brookes! Yanında ise güzel, sarışın bir hanımefendi var. Hatta hanımefendinin de Maryse'i andırdığını söyleyebiliriz. Miz onlara yaklaşırken, Brookes, hanımefendinin kulağına doğru yaklaşıyor ve bir şeyler söylüyor. İkilinin flört edişini görüyor Miz.
Kazanan: The Miz
The Miz ter dökmeden maçı bitiriyor ama kafasını kaldırdığı gibi gördüğü manzara onu şoka uğratıyor. Sinirle seyircilerin oraya yaklaşıyor.
Çünkü karşısında gördüğü kişi Chris Brookes! Yanında ise güzel, sarışın bir hanımefendi var. Hatta hanımefendinin de Maryse'i andırdığını söyleyebiliriz. Miz onlara yaklaşırken, Brookes, hanımefendinin kulağına doğru yaklaşıyor ve bir şeyler söylüyor. İkilinin flört edişini görüyor Miz.
The Miz: Senin burada ne işin var? Sen uzaklaştırıldın, anlamıyor musun!
Chris Brookes: Ama bak bunlar biletlerimiz. Kimse izleyici olarak gelemezsin demedi bana. Ben ve kız arkadaşım, burada keyifli vakit geçirmek için geldik, bunda yanlış olan nedir?
Brookes tam eğilip, kız arkadaşını öpecekken, Miz onu ittiriyor. Brookes sandalyesine oturuyor. Brookes bir an öfkeyle fırlayacakken yerinden, sonra kendini tutuyor. Yanındaki hanımefendi ona yaklaşıp durumunu soruyor. Brookes yeniden suratına bir gülümseme takınıp, Miz'e kaçak bir bakış attıktan sonra sevgilisini yanına çekiyor. Bir taraftan Miz'in gözüne bakarken, sevgilisini öpüyor.
Ancak bunu gören Miz daha da celalleniyor. Brookes'u yakasından tutup silkmeye, tartaklamaya başlıyor. Brookes'un sevgilisi, Miz'e ne yaptığını sorunca, onu da itiyor Miz. Bunu gören Brookes, Miz'in suratına yumruğu oturtuyor. Miz yere düşünce, Brookes da bariyerleri aşıp, sonrasında Miz'in yanına geliyor. Onu ilk önce ringin köşe direğine, sonra çelik basamaklara vuruyor. Miz patates. Ancak Brookes onu tekrar kaldırıp ringe sokuyor. Brookes görevlilerin oradan bir mikrofon alıyor ve ringe giriyor.
Chris Brookes: Ama bak bunlar biletlerimiz. Kimse izleyici olarak gelemezsin demedi bana. Ben ve kız arkadaşım, burada keyifli vakit geçirmek için geldik, bunda yanlış olan nedir?
Brookes tam eğilip, kız arkadaşını öpecekken, Miz onu ittiriyor. Brookes sandalyesine oturuyor. Brookes bir an öfkeyle fırlayacakken yerinden, sonra kendini tutuyor. Yanındaki hanımefendi ona yaklaşıp durumunu soruyor. Brookes yeniden suratına bir gülümseme takınıp, Miz'e kaçak bir bakış attıktan sonra sevgilisini yanına çekiyor. Bir taraftan Miz'in gözüne bakarken, sevgilisini öpüyor.
Ancak bunu gören Miz daha da celalleniyor. Brookes'u yakasından tutup silkmeye, tartaklamaya başlıyor. Brookes'un sevgilisi, Miz'e ne yaptığını sorunca, onu da itiyor Miz. Bunu gören Brookes, Miz'in suratına yumruğu oturtuyor. Miz yere düşünce, Brookes da bariyerleri aşıp, sonrasında Miz'in yanına geliyor. Onu ilk önce ringin köşe direğine, sonra çelik basamaklara vuruyor. Miz patates. Ancak Brookes onu tekrar kaldırıp ringe sokuyor. Brookes görevlilerin oradan bir mikrofon alıyor ve ringe giriyor.
Chris Brookes: Önce karısını başkasına peşkeş çeken, sonra kadınlara saldıran alagavat. Bunca zaman kendimi korumayı denedim. Senin seviyene düşmemek için uğraştım. Ancak sen sadece bir boksun ve değdiğin her yeri de sıçıp batırıyorsun. Kendi karına zorbalık yaparak, elini kolunu sallaya sallaya gezebilirsin ancak benim kadınım, seninki gibi ona buna veren bir fahişe değil. Ben de senin gibi bir gavat değilim. Bana ve sevgilime saygısızlık yaparak, rahat gezemezsin. Bırak genel menajerliği, tanrı olsan yine ayağımın altına alırım. Ancak Miz, sana özür dilemen için bir şans vereceğim. Senin bana vermediğin şansı.
Brookes mikrofonu yerde yatan Miz'in suratına tutuyor. Miz yavaş yavaş bir şey diyor...
Brookes mikrofonu yerde yatan Miz'in suratına tutuyor. Miz yavaş yavaş bir şey diyor...
The Miz: Piç herif, Allah'ın belası piç!
Chris Brookes: NE DEDİN?!
The Miz: Piç herif...
BROOKES BUNU DUYUNCA DELİRİYOR VE MIZ'İ KALDIRIYOR, PRAYING MANTIS BOMB!!!
ANCAK BROOKES HAREKETİ VURAMADAN, GÜVENLİK GÖREVLİLERİ ÜSTÜNE ÇULLANIYOR! BROOKES, BİR İKİ VURA VURA DEVİRİYOR GÖREVLİLERİ ANCAK SONLARI GELMİYOR VE BROOKES'U SIKIŞTIRMAYI BAŞARIYORLAR. BROOKES DİZLERİNİN ÜSTÜNDE KALIYOR. BUNU GÖREN MIZ KALKIYOR VE BROOKES'UN KASIKLARINA TEKMEYİ GEÇİRİYOR. BROOKES YERDE SÜRÜNÜYOR.
ANCAK MIZ HIRSINI ALAMIYOR. GÖREVLİLERE KALDIRIN DİYE EMİR VERİYOR. GÖREVLİLER BROOKES'U SÜRÜKLEYEREK KALDIRIYORLAR. MIZ ARKASINA GEÇİYOR VE SKULL-CRUSHING FINALE! BROOKES YERDE! MIZ ÜSTÜNE BASARAK ELLERİNİ HAVAYA KALDIRIYOR! GÖRÜNTÜLER BÖYLECE SONLANIYOR!
Arka alandayız. Judgment Day üyeleri rahat koltuklarında oturmakta. Fakat kimsenin psikolojik olarak rahat olmadığı görülüyor. Dominik'in kafası oldukça bozuk. Bu sırada JD McDonagh dinlediklerinden dolayı sıkılmış vaziyette. Kafasını dağıtmak için telefonunu kurcalıyor. Damian ve Balor ise oldukça ciddi. Wes Lee ise "nereye düştük" der gibi bakıyor.
Chris Brookes: NE DEDİN?!
The Miz: Piç herif...
BROOKES BUNU DUYUNCA DELİRİYOR VE MIZ'İ KALDIRIYOR, PRAYING MANTIS BOMB!!!
ANCAK BROOKES HAREKETİ VURAMADAN, GÜVENLİK GÖREVLİLERİ ÜSTÜNE ÇULLANIYOR! BROOKES, BİR İKİ VURA VURA DEVİRİYOR GÖREVLİLERİ ANCAK SONLARI GELMİYOR VE BROOKES'U SIKIŞTIRMAYI BAŞARIYORLAR. BROOKES DİZLERİNİN ÜSTÜNDE KALIYOR. BUNU GÖREN MIZ KALKIYOR VE BROOKES'UN KASIKLARINA TEKMEYİ GEÇİRİYOR. BROOKES YERDE SÜRÜNÜYOR.
ANCAK MIZ HIRSINI ALAMIYOR. GÖREVLİLERE KALDIRIN DİYE EMİR VERİYOR. GÖREVLİLER BROOKES'U SÜRÜKLEYEREK KALDIRIYORLAR. MIZ ARKASINA GEÇİYOR VE SKULL-CRUSHING FINALE! BROOKES YERDE! MIZ ÜSTÜNE BASARAK ELLERİNİ HAVAYA KALDIRIYOR! GÖRÜNTÜLER BÖYLECE SONLANIYOR!
Arka alandayız. Judgment Day üyeleri rahat koltuklarında oturmakta. Fakat kimsenin psikolojik olarak rahat olmadığı görülüyor. Dominik'in kafası oldukça bozuk. Bu sırada JD McDonagh dinlediklerinden dolayı sıkılmış vaziyette. Kafasını dağıtmak için telefonunu kurcalıyor. Damian ve Balor ise oldukça ciddi. Wes Lee ise "nereye düştük" der gibi bakıyor.
Dirty Dom: Karabasandı... Kesinlikle birer karabasandı. Daha önce yalnızca bir kere uyurken yaşamıştım, ondan dolayı iyi biliyorum. Fakat bu yaşadığım, uykudakine göre çok farklı. Hareket edebiliyorum, nefes alıp veriyor hatta konuşabiliyorum ama asla onlardan kaçamıyordum. Beş altı tane karabasan geldi. Bir tanesine yumruğu koydum, diğerine tekmeyi bastım. Bir an için kayboldular. Ama kalan dört tanesi üstüme üstüme geldi. Hele o testeresine kafa attığım var ya... Beni öldürmekten beter etti.
Finn Balor: BAĞIRTMA AMK, testereye nasıl kafa koydun ya?
JD McDonagh: (Dominik'e bakarak) Enzo'mdur o benim.
Balor ve McDonagh gülüşürken Dominik oldukça ciddi. Bu sırada Priest araya giriyor.
JD McDonagh: (Dominik'e bakarak) Enzo'mdur o benim.
Balor ve McDonagh gülüşürken Dominik oldukça ciddi. Bu sırada Priest araya giriyor.
Damian Priest: Baylar, geçen hafta yaşadığımız şey makaraya sarılacak gibi değil. Bizi bir yerden başka bir yere resmen taşıdılar. Herkesin bilinci yerindeydi, o ringde kavga ettiğimizi herkes hatırlıyor. Kendimize geldiğimizde bir orman kenarında öylece yatıyorduk. Gördüğümüzü zannettiğimiz korku dolu rüyalar aslında gerçekti. Bizimki yine iyi. Dom ile bayağı uğraşmışlar ve asıl onun psikolojiyi mahvetmişler. Survivor Series için en güçlü katılımcılardan biri kendisi. Bir düşündüğünüzde bizi mağlubiyete sürüklemek için bunu yaptıkları çok açık. Sizler burada hiçbir şey yokmuş gibi gülüp edemezsiniz. Carlito da zaten tripli. Ekip bok içinde ve çözüm için bir şeyler düşüneceğinize saçma sapan gülüp ediyorsunuz. Survivor Series maçına 5 kişi bile çıkamayabiliriz! Bunu çözmemiz lazım. İddia oranlarının, dışarıdaki seyircilerin veya podcast yapıp PGW'yi yorumlayan o lavukların ne dediği gerçekten umrumda bile değil. Biz o maçı kazanacağız. Siz de bu galibiyet için çabalayacaksınız.
Priest ortamı geriyor. Balor ve Dominik ciddiyetle dinlerken Wes Lee de göz temasını asla kopartmadan olanları düşünüyor. JD McDonagh ise bu sırada telefonda. İnternette sörf yaparken gördüğü şey karşısında endişeleniyor ve hemen söze giriyor.
Priest ortamı geriyor. Balor ve Dominik ciddiyetle dinlerken Wes Lee de göz temasını asla kopartmadan olanları düşünüyor. JD McDonagh ise bu sırada telefonda. İnternette sörf yaparken gördüğü şey karşısında endişeleniyor ve hemen söze giriyor.
JD McDonagh: O stad... Orası... Roosevelt Stadyumu! Burası yıllar önce kapatılmış lan.
Herkes endişe ile JD McDonagh'a dönüyor. Kendisi, kafasına takılan bir düşünce sonrası internete bakarken Wikipedia'yı açıyor. Arkadaşlarına telefonu sırayla uzatıyor. Onlar da sayfaya bakıyorlar. Gerçekten de stad 1981 yılında kapanmış görünüyor. Fakat tüm PGW geçen hafta orada güreşti! Bu nasıl oluyordu? Dirty Dom istemsizce titremeye başladı. Bu sırada Balor ve JD'nin de eli ayağı buz kesmişti. Damian Priest ufak bir gerginlik yaşasa da rasyonel yaklaşmaya çalıştı.
Herkes endişe ile JD McDonagh'a dönüyor. Kendisi, kafasına takılan bir düşünce sonrası internete bakarken Wikipedia'yı açıyor. Arkadaşlarına telefonu sırayla uzatıyor. Onlar da sayfaya bakıyorlar. Gerçekten de stad 1981 yılında kapanmış görünüyor. Fakat tüm PGW geçen hafta orada güreşti! Bu nasıl oluyordu? Dirty Dom istemsizce titremeye başladı. Bu sırada Balor ve JD'nin de eli ayağı buz kesmişti. Damian Priest ufak bir gerginlik yaşasa da rasyonel yaklaşmaya çalıştı.
Damian Priest: Wikipedia sayfasının her söylediğine inanmak zorunda değiliz. Hurafelerle birbirimizi gazlayıp Dark STG'yi bir korku filmine dönüştürmeye gerek yok. Kimse artık geçen hafta yaşananları konuşmayacak. Önümüze bakacağız. Öncelikle hepimizin Survivor Series maçına odaklanması lazım. Bu yüzden de 5.üyemiz Carlito'dan özür dilememiz gerek. Özellikle de benim...
Bu sırada kapıdan bir ses geliyor.
Bu sırada kapıdan bir ses geliyor.
Geç kaldınız.
İçeriye giren isim Carlito. Sırtındaki çantayı indiriyor ve yandaki dolabı açıyor. Oradaki eşyalarını yavaş yavaş toparlarken konuşmaya başlıyor.
Carlito: Dün Dark STG varken bok gibi bahaneler bulup beni oyun dışında bırakıyorsunuz. Bugün işiniz düştüğünde yeniden oyunda olacağımı mı zannediyorsunuz? Go fuck yourself! Ben yokum.
İçeriye giren isim Carlito. Sırtındaki çantayı indiriyor ve yandaki dolabı açıyor. Oradaki eşyalarını yavaş yavaş toparlarken konuşmaya başlıyor.
Carlito: Dün Dark STG varken bok gibi bahaneler bulup beni oyun dışında bırakıyorsunuz. Bugün işiniz düştüğünde yeniden oyunda olacağımı mı zannediyorsunuz? Go fuck yourself! Ben yokum.
Carlito sırt çantasını toparlarken Damian mahcup bir şekilde ayağa kalkıyor. Bir şeyler söylemeye çalışıyor. Carly... Dostum yap-
Fakat Carlito'nun hızla odadan çıktığını görüyoruz. Damian bu gidişle beraber oldukça öfkeleniyor. Bir anda sinirle arkasını dönüyor ve JD McDonagh'a bakıyor.
Damian Priest: Hepsi senin gibi bir andavalı dinlediğim için! Şimdi siktir git ve bu işi çözmeden gelme. Bu gece o adamı istiyorum! Yanımızda olacak.
Priest nefretle McDonagh'a bakarken JD sakince ayağa kalkıyor.
Damian Priest: Hepsi senin gibi bir andavalı dinlediğim için! Şimdi siktir git ve bu işi çözmeden gelme. Bu gece o adamı istiyorum! Yanımızda olacak.
Priest nefretle McDonagh'a bakarken JD sakince ayağa kalkıyor.
JD McDonagh: Ona haksızlık eden bendim. Düzeltmesi gereken de ben olacağım. Merak etme, istediğin olacak.
JD McDonagh hızla odadan çıkıyor. Bu sırada kameralar kapanıyor.
JD McDonagh hızla odadan çıkıyor. Bu sırada kameralar kapanıyor.
???: HEY PGW, HOW YOU DOIN?
PGW Takımlar Şampiyonluğunun yarısının sahibi Enzo Amore girişte gözüküyor. Enzo göründüğü gibi arenadaki herkesten "Flowline" chantleri yükseliyor. Enzo da ceketinin cebinden çıkardığı mikrofonla, girişte koşarken, seyircilerin Flowline chantlerine destek atıyor. Enzo ringe giriyor.
Enzo Amore: Bu gece ringe gelirken, her zamankinden daha heyecanlıydım. Görünen oymuş ki, tek heyecanlı olan ben değilmişim. Sizin de heyecanınızı hissediyorum. O zaman direkt konuya girelim. Geçen hafta PGW'nün kabile şefi bir çağırı yaptı. Beni bu ringe çağırdı. Ben de denileni yaptım. Bunun nedeni Roman'dan korkmam ya da kendimi ondan aşağıda görmem değildi. Bunun nedeni, Roman'ın benim takım arkadaşım olmasıydı. Takımım için, her zaman, her şeyi yaparım. Roman bunu anlamak istemiyor. Bunu kabul etmek istemiyor. Biliyorum ortada bir kan bağı yok ama PGW'deki bağ, kan bağından bile daha derin. Roman kabul etmek istemiyor ancak kendisi PGW'nün kabile şefi ve benim de takım partnerim. Bu yüzden Roman Reigns seni ringe çağırıyorum. Haftaya değil, sonraki hafta değil. Bu gece, burada ve hemen.
Müzik çalıyor ama gelen giden olmuyor. Enzo bekliyor, bekliyor ve bekliyor. Ancak şarkı bir süre sonra çalmayı bırakıyor. Enzo bunu görünce resmen küplere biniyor.
Enzo Amore: Lanet olsun Roman. Geçen hafta sana verdiğim sopadan sonra hala akıllanmadın mı? Sen ve ben takımız. Hatta normal bir takımdan da fazlasıyız. Tarihin en iyi takımıyız. FTR tırnağımıza bile dokunamaz. Young Bucks ayaklarımıza kapanıp merhamet diler. Evolution gelip bizden hayran fotoğrafı çekmek ister. Brothers of Destruction, Undertaker ve Kane, elimizi öpmek için yalvarırlar. Midnight Express gelip biz bir takımız demeye utanır. İşte o kadar büyük bir takımız. Ancak Roman, ancak birlikte bu kadar büyük bir takımız. Bunu göstermemiz için de önümüzde Survivor Series var. Birlikte takım olarak kemerleri korumamız gerekiyor.
Bir müzik çalıyor ama bu Enzo'nun beklediği müzik değil. Bu müzik Guerrillas of Destiny'ye ait. Girişte Tama Tonga ve Tanga Loa gözüküyor.
Enzo Amore: Geçen hafta size çektiğim dayak yetmemiş anlaşılan.
Tama Tonga: Oooo, bunu görüyor musun Tanga. Karşımızda tarihin en iyi güreşçisi Enzo Amore var. Aman tanrım çok korktum. Sanırım fantezi dünyanı yeterince memnun ettik böylelikle. Ancak Enzo, şimdi senin için reality check zamanı. Sen sadece bir soytarısın. Kimse seni ciddiye almıyor. Kimsenin umurunda değilsin. Kimse seni takmıyor. Ne Roman seni takıyor, ne de bu aptallar. Sen sadece bir soytarısın. Burada fantezi dünyandan bir şeyler anlatıyorsun ve insanlar bununla beş dakika taşşak geçtikten sonra, seni siktir ediyorlar. Ancak senin yapabildiğin hiçbir şey yok. Hiçbir başarın yok. Sözde takımlar şampiyonusun ama kendi kemerine bile hakim olamıyorsun. Roman'ı sadece geriye çekiyorsun. Bu sayede Survivor Series'de, takımlar kemerini biz alacağız. Senin zayıflığın sayesinde, kemerler eve gelecek.
Enzo Amore: Boşu kes lavuk. Madem bu kadar iddialı konuşuyorsun, o zaman benimle bir maça çık. Buraya hemen bir hakem gelsin çünkü artık bir maçımız var.
Enzo lafını bitirdikten sonra arka alandan bir hakem geliyor hızla. Tama ve Tanga kendi aralarında konuştuktan sonra ringe giren isim Tama Tonga oluyor ve hakem zili çalıyor.
PGW Takımlar Şampiyonluğunun yarısının sahibi Enzo Amore girişte gözüküyor. Enzo göründüğü gibi arenadaki herkesten "Flowline" chantleri yükseliyor. Enzo da ceketinin cebinden çıkardığı mikrofonla, girişte koşarken, seyircilerin Flowline chantlerine destek atıyor. Enzo ringe giriyor.
Enzo Amore: Bu gece ringe gelirken, her zamankinden daha heyecanlıydım. Görünen oymuş ki, tek heyecanlı olan ben değilmişim. Sizin de heyecanınızı hissediyorum. O zaman direkt konuya girelim. Geçen hafta PGW'nün kabile şefi bir çağırı yaptı. Beni bu ringe çağırdı. Ben de denileni yaptım. Bunun nedeni Roman'dan korkmam ya da kendimi ondan aşağıda görmem değildi. Bunun nedeni, Roman'ın benim takım arkadaşım olmasıydı. Takımım için, her zaman, her şeyi yaparım. Roman bunu anlamak istemiyor. Bunu kabul etmek istemiyor. Biliyorum ortada bir kan bağı yok ama PGW'deki bağ, kan bağından bile daha derin. Roman kabul etmek istemiyor ancak kendisi PGW'nün kabile şefi ve benim de takım partnerim. Bu yüzden Roman Reigns seni ringe çağırıyorum. Haftaya değil, sonraki hafta değil. Bu gece, burada ve hemen.
Müzik çalıyor ama gelen giden olmuyor. Enzo bekliyor, bekliyor ve bekliyor. Ancak şarkı bir süre sonra çalmayı bırakıyor. Enzo bunu görünce resmen küplere biniyor.
Enzo Amore: Lanet olsun Roman. Geçen hafta sana verdiğim sopadan sonra hala akıllanmadın mı? Sen ve ben takımız. Hatta normal bir takımdan da fazlasıyız. Tarihin en iyi takımıyız. FTR tırnağımıza bile dokunamaz. Young Bucks ayaklarımıza kapanıp merhamet diler. Evolution gelip bizden hayran fotoğrafı çekmek ister. Brothers of Destruction, Undertaker ve Kane, elimizi öpmek için yalvarırlar. Midnight Express gelip biz bir takımız demeye utanır. İşte o kadar büyük bir takımız. Ancak Roman, ancak birlikte bu kadar büyük bir takımız. Bunu göstermemiz için de önümüzde Survivor Series var. Birlikte takım olarak kemerleri korumamız gerekiyor.
Bir müzik çalıyor ama bu Enzo'nun beklediği müzik değil. Bu müzik Guerrillas of Destiny'ye ait. Girişte Tama Tonga ve Tanga Loa gözüküyor.
Enzo Amore: Geçen hafta size çektiğim dayak yetmemiş anlaşılan.
Tama Tonga: Oooo, bunu görüyor musun Tanga. Karşımızda tarihin en iyi güreşçisi Enzo Amore var. Aman tanrım çok korktum. Sanırım fantezi dünyanı yeterince memnun ettik böylelikle. Ancak Enzo, şimdi senin için reality check zamanı. Sen sadece bir soytarısın. Kimse seni ciddiye almıyor. Kimsenin umurunda değilsin. Kimse seni takmıyor. Ne Roman seni takıyor, ne de bu aptallar. Sen sadece bir soytarısın. Burada fantezi dünyandan bir şeyler anlatıyorsun ve insanlar bununla beş dakika taşşak geçtikten sonra, seni siktir ediyorlar. Ancak senin yapabildiğin hiçbir şey yok. Hiçbir başarın yok. Sözde takımlar şampiyonusun ama kendi kemerine bile hakim olamıyorsun. Roman'ı sadece geriye çekiyorsun. Bu sayede Survivor Series'de, takımlar kemerini biz alacağız. Senin zayıflığın sayesinde, kemerler eve gelecek.
Enzo Amore: Boşu kes lavuk. Madem bu kadar iddialı konuşuyorsun, o zaman benimle bir maça çık. Buraya hemen bir hakem gelsin çünkü artık bir maçımız var.
Enzo lafını bitirdikten sonra arka alandan bir hakem geliyor hızla. Tama ve Tanga kendi aralarında konuştuktan sonra ringe giren isim Tama Tonga oluyor ve hakem zili çalıyor.
Singles Match
Enzo Amore vs. Tama Tonga
İki isim birbirlerine yaklaşıyorlar. İlk hamle Enzo'dan geliyor. Tama'nın karnına bir yumruk geçiriyor. Tama eğiliyor ve Back Elbow geliyor ensesine. Ancak Tama darbeyi yemeden hızlıca çekiliyor. Enzo boşa atıyor dirseği. Tama da bundan yararlanıp hemen boştaki dirseği yakalıyor ve Hammerlock bağlıyor. Enzo hızlıca diğer dirseği ile Back Elbow deniyor ancak Tama eğiliyor ve hızlı bir hareketle Enzo'yu boynundan yakalayarak, Vertical Suplex için kaldırıyor. Ancak vuramadan, Enzo çırpınarak kurtuluyor ve Tama'nın arkasına geçiyor. Enzo hızlıca üstüne atlıyor Tama'nın ve Reverse Hurricanrana. Ancak Tama sağlamca tutunuyor ve düşmüyor. Enzo, Tama'nın omuzlarında kalıyor. Tama gerilerek, Alabama Slam deniyor. Ancak Enzo'dan bir anda Victory Roll-up geliyor. 1... Tama atıyor. Enzo hızlıca kalkıp, Tama'nın üstüne koşuyor ancak Tama onu yakalıyor ve Body Slam ile yere çakıyor. Enzo oturur pozisyona geliyor ancak Tama o sırada iplerden sekerek koşuyor ve Running Low Elbow. Tama tuşa gidiyor. 1... 2...
Enzo atıyor. Tama Side Headlock bağlamaya çalışıyor ancak Enzo'dan Headscissors geliyor. Tama, Enzo'nun omuzlarını yere değdiriyor. 1... 2... Enzo bırakıyor. İkisi de kalkıyor. Enzo yine koşuyor Tama'nın üstüne ve Tama onu yeniden yakalıyor, bu sefer Spinning Back Suplex deniyor ancak Enzo hareketi Tornado DDT'ye çeviriyor. Tama kafa üstü çakılıp takla atıyor ve oturur pozisyonda kalıyor. Enzo bu sefer iplerden hızlıca koşuyor ve Low Dropkick! Ancak Tama eğiliyor. Enzo boşa düşüyor ve Tama hemen kalkıp onu yakalıyor. İplere yolluyor. Enzo iplerden sekiyor. Tama zıplayacağını düşünerek eğiliyor ancak Enzo bir anda duruyor ve Knee Lift! Tama geriliyor. Enzo koşarak bir de Dropkick vuruyor ve onu koşeye yolluyor. Enzo durmuyor ve peşinden koşarak Corner Crossbody vuruyor. Tama yere düşüyor. Enzo hızlıca köşeye çıkıyor. Tama kalkmaya çalışırken DDG!!!
ANCAK TAMA YÜZÜNÜ TUTUYOR VE HAKEM ONUNLA İLGİLENMEYE BAŞLIYOR. O SIRADA TANGA LOA HIZLICA RİNGİN KENARINA ÇIKIYOR VE ENZO ANLAYAMADAN ONU KÖŞEDEN İTİYOR. ENZO YERDE! TAMA HEMEN HAKEMİ İTİP ENZO'YU ROLL-UP'A ALIYOR. TAMA TUŞA GİDİYOR. 1... 2...
Enzo Amore vs. Tama Tonga
İki isim birbirlerine yaklaşıyorlar. İlk hamle Enzo'dan geliyor. Tama'nın karnına bir yumruk geçiriyor. Tama eğiliyor ve Back Elbow geliyor ensesine. Ancak Tama darbeyi yemeden hızlıca çekiliyor. Enzo boşa atıyor dirseği. Tama da bundan yararlanıp hemen boştaki dirseği yakalıyor ve Hammerlock bağlıyor. Enzo hızlıca diğer dirseği ile Back Elbow deniyor ancak Tama eğiliyor ve hızlı bir hareketle Enzo'yu boynundan yakalayarak, Vertical Suplex için kaldırıyor. Ancak vuramadan, Enzo çırpınarak kurtuluyor ve Tama'nın arkasına geçiyor. Enzo hızlıca üstüne atlıyor Tama'nın ve Reverse Hurricanrana. Ancak Tama sağlamca tutunuyor ve düşmüyor. Enzo, Tama'nın omuzlarında kalıyor. Tama gerilerek, Alabama Slam deniyor. Ancak Enzo'dan bir anda Victory Roll-up geliyor. 1... Tama atıyor. Enzo hızlıca kalkıp, Tama'nın üstüne koşuyor ancak Tama onu yakalıyor ve Body Slam ile yere çakıyor. Enzo oturur pozisyona geliyor ancak Tama o sırada iplerden sekerek koşuyor ve Running Low Elbow. Tama tuşa gidiyor. 1... 2...
Enzo atıyor. Tama Side Headlock bağlamaya çalışıyor ancak Enzo'dan Headscissors geliyor. Tama, Enzo'nun omuzlarını yere değdiriyor. 1... 2... Enzo bırakıyor. İkisi de kalkıyor. Enzo yine koşuyor Tama'nın üstüne ve Tama onu yeniden yakalıyor, bu sefer Spinning Back Suplex deniyor ancak Enzo hareketi Tornado DDT'ye çeviriyor. Tama kafa üstü çakılıp takla atıyor ve oturur pozisyonda kalıyor. Enzo bu sefer iplerden hızlıca koşuyor ve Low Dropkick! Ancak Tama eğiliyor. Enzo boşa düşüyor ve Tama hemen kalkıp onu yakalıyor. İplere yolluyor. Enzo iplerden sekiyor. Tama zıplayacağını düşünerek eğiliyor ancak Enzo bir anda duruyor ve Knee Lift! Tama geriliyor. Enzo koşarak bir de Dropkick vuruyor ve onu koşeye yolluyor. Enzo durmuyor ve peşinden koşarak Corner Crossbody vuruyor. Tama yere düşüyor. Enzo hızlıca köşeye çıkıyor. Tama kalkmaya çalışırken DDG!!!
ANCAK TAMA YÜZÜNÜ TUTUYOR VE HAKEM ONUNLA İLGİLENMEYE BAŞLIYOR. O SIRADA TANGA LOA HIZLICA RİNGİN KENARINA ÇIKIYOR VE ENZO ANLAYAMADAN ONU KÖŞEDEN İTİYOR. ENZO YERDE! TAMA HEMEN HAKEMİ İTİP ENZO'YU ROLL-UP'A ALIYOR. TAMA TUŞA GİDİYOR. 1... 2...
3!
Kazanan: Tama Tonga
Maç bitiyor ancak biter bitmez Tanga Loa ringe giriyor ve Tama ile yerdeki Enzo'ya saldırıyorlar. Enzo daha düşmenin etkisi atlatamadan yediği tekmeler ve yumruklarla patates oluyor. Üst üste vuruyor Guerrillas ekibi. En sonunda Tanga ve Tama kendi aralarında bir işaret yapıyorlar. Tanga Loa hareketsiz kalan Enzo'yu yakalayıp Powerbomb için kaldırıyor Tanga'dan gelen Powerbomb'u, Tama Neckbreaker ile tamamlıyor. Survivor Series'e Enzo'nun çıkmaması için ellerinden geleni yapıyorlar.
MÜZİK TEKRAR ÇALIYOR VE TAMA İLE TANGA GİRİŞE BAKIYORLAR. ANCAK ROMAN REIGNS ARKADAN GELİYOR. SEYİRCİLERİN TEZAHÜRATLARINI DUYUNCA ARKALARINI DÖNÜYORLAR. ROMAN'DAN TAMA'YA BİR UPPERCUT! ARDINDAN LOA'YA! TAMA KALKIYOR VE SUPERMAN PUNCH! TANGA PANİKLER ROMAN'IN ÜSTÜNE KOŞUYOR AMA ONA DA SUPERMAN PUNCH! TAMA VE TANGA RİNGİN DIŞINA KAÇIYORLAR!
AMA ROMAN PEŞLERİNDEN GİDİYOR! TANGA LOA BARİYERLERE TUTUNARAK KALKMAYA ÇALIŞIYOR AMA SPEAR! ROMAN, LOA'YI DA, BARİYERLERİ DE YOK EDİYOR. TAMA O SIRADA KAÇIYOR.
Kazanan: Tama Tonga
Maç bitiyor ancak biter bitmez Tanga Loa ringe giriyor ve Tama ile yerdeki Enzo'ya saldırıyorlar. Enzo daha düşmenin etkisi atlatamadan yediği tekmeler ve yumruklarla patates oluyor. Üst üste vuruyor Guerrillas ekibi. En sonunda Tanga ve Tama kendi aralarında bir işaret yapıyorlar. Tanga Loa hareketsiz kalan Enzo'yu yakalayıp Powerbomb için kaldırıyor Tanga'dan gelen Powerbomb'u, Tama Neckbreaker ile tamamlıyor. Survivor Series'e Enzo'nun çıkmaması için ellerinden geleni yapıyorlar.
MÜZİK TEKRAR ÇALIYOR VE TAMA İLE TANGA GİRİŞE BAKIYORLAR. ANCAK ROMAN REIGNS ARKADAN GELİYOR. SEYİRCİLERİN TEZAHÜRATLARINI DUYUNCA ARKALARINI DÖNÜYORLAR. ROMAN'DAN TAMA'YA BİR UPPERCUT! ARDINDAN LOA'YA! TAMA KALKIYOR VE SUPERMAN PUNCH! TANGA PANİKLER ROMAN'IN ÜSTÜNE KOŞUYOR AMA ONA DA SUPERMAN PUNCH! TAMA VE TANGA RİNGİN DIŞINA KAÇIYORLAR!
AMA ROMAN PEŞLERİNDEN GİDİYOR! TANGA LOA BARİYERLERE TUTUNARAK KALKMAYA ÇALIŞIYOR AMA SPEAR! ROMAN, LOA'YI DA, BARİYERLERİ DE YOK EDİYOR. TAMA O SIRADA KAÇIYOR.