Bu maçın hava şartları ve deplasman faktöründen ötürü zor geçeceği belliydi, bu maç özelinde her ne kadar hocaya yanlış tercihlerinden ötürü kızsam da tercihleri doğru olsa dahi böyle zorlu bir havada, berbat bir zeminde ve üstelik deplasmanda yine istediğimiz sonucu alamayacaktık. Bence liderliği asıl Galler maçında verdik. Galler’in kapalı savunmasında kilidi açacak santraforu içeri atacaksın, Montella hocanın kendi oyun felsefesine bağlılığını anlayabiliyorum ama A planına bu kadar aşık olmak bir hocaya her türlü zarar verir. Çünkü bazı maçlarda öyle şartlar oluşur ki benimsediğin oyun felsefenin, konfor alanının dışına çıkman iktiza eder. Galler maçı da onlardan birisiydi, üstüne 90’da kaçan penaltı da olunca insan dizini dövmeden edemiyor. Bir de bence Hakan Çalhanoğlu kesinlikle bu takımın her şeyi, dünkü maçta ve Galler’in ikinci 45’inde bu durum kendini oldukça belli etti. Umarım Hakan’ın başına mart ayına kadar kötü bir şey gelmez de play-offlarda ondan mahrum kalmayız. Zira play-off için muhtemel rakiplerimiz, bu gruptaki diğer üç takımdan da katbekat daha zorlu ve dişli takımlar. Hatalar yapıldı ve bir şekilde bedeli ödendi ama umarım iyi bir şekilde telafi edip A ligine yükselebiliriz mart ayında.