PAYBACK #53
1 Kasım Cuma, 20:30 - C
Hiram Bithorn Stadium
San Juan, Puerto Rico
ŞOVU TAKİP ETMEK İÇİN NEDENLER
1- Derin PGW
2- Kayıp Kemerin Sonu
3- Eski Mentör - Eski Öğrenci - Yeni Mentör - Yeni Öğrenci
4- Prince of PGW Öncesi Son Aksiyonlar!
5- Main Event: Tag Team Match | Bray Wyatt & Bryan Danielson vs. Carlito & Will Ospreay
2- Kayıp Kemerin Sonu
3- Eski Mentör - Eski Öğrenci - Yeni Mentör - Yeni Öğrenci
4- Prince of PGW Öncesi Son Aksiyonlar!
5- Main Event: Tag Team Match | Bray Wyatt & Bryan Danielson vs. Carlito & Will Ospreay
Kameralar arka alanda açılıyor. Bir kaos durumu yaşanıyor. Bağırışlar çağırışlar gırla. Özel güvenlik ordusu her yeri arayıp tarıyor. Soyunma odalarından birine girdiklerinde Enzo Amore'u çırılçıplak yakalıyorlar.
Enzo Amore: LAN! SİKTİR!!
Enzo hemen eliyle kasıklarını kapatıyor. Güvenlikler hiç umursamadan odaya girip her yeri arıyorlar ancak aradıklarını bulamıyorlar. Sonra bir başka odaya giriyorlar. Ihlama sesleri geliyor duşakabinden.
Perdeyi kaldırdıklarında Venis ve Mary'nin öpüştüğünü görüyorlar. Venis noluyor falan derken görevliler gayet ciddi bir şekilde PGW Şampiyonluğunu aramaya devam ediyorlar. O esnada ring kısmında müzik çalıyor.
Enzo Amore: LAN! SİKTİR!!
Enzo hemen eliyle kasıklarını kapatıyor. Güvenlikler hiç umursamadan odaya girip her yeri arıyorlar ancak aradıklarını bulamıyorlar. Sonra bir başka odaya giriyorlar. Ihlama sesleri geliyor duşakabinden.
Perdeyi kaldırdıklarında Venis ve Mary'nin öpüştüğünü görüyorlar. Venis noluyor falan derken görevliler gayet ciddi bir şekilde PGW Şampiyonluğunu aramaya devam ediyorlar. O esnada ring kısmında müzik çalıyor.
"La Cara" Alberto Del Rio yüzünde koruyucu maskesiyle öfkeli adımlarla ringe ilerliyor.
Alberto Del Rio: Kes müziği! Kes! Bu kadar saçmalık yeter. Beni küçülttüğünüzü mü zannediyorsunuz? Beni aşağıladığınızı? Omzumda o altın plaka yokken bile sizden daha gerçek bir şampiyonuyum. PGW evreni, birbirimizi tanıyoruz öyle değil mi? Beni sevmediğinizi biliyorum. Hırsımı, dominantlığımı, üstün yeteneklerimi, şampiyonluğun genlerime kodlandığı gerçeğini kabullenemiyorsunuz. Çünkü ben size duymak istediklerinizi fısıldayan bir Marvel karakteri değilim. Hatta beni bir anti kahraman olarak görüyorsunuz. Çünkü çakma kahramanlarınızın korkulu rüyasıyım. Fakat bir kereliğine olsun kendinize şu soruyu sorun. Yuhalayıp ismine lanetler yağdırdığınız bu adam, Dominik denen piçin son dönemde yaptıklarına benzer bir şey yaptı mı? Zirveye tırmanma uğruna PGW'yi ve onun en prestijli unvanını değersizleştirdim mi? Onu bir komedi unsuru haline getirdim mi? İşte eskiyle yeni böyle ayrılır. Eskilerin kötü adamları bile onurludur. Yenilerinse en iyisi bile çocukluktan çıkamamış bir göt oğlanıdır. Ve o göt oğlanı, hemen şimdi tıpış tıpış ayağıma gelip bana ait olanı geri verecek. GEL BURAYA BASTARDO! O UNVAN SENİN GİBİLERE AĞIR GELİR!
Girişte belirenler Dirty Dom ve Liv Morgan! Sarmaş dolaş rampada yürüyorlar. Liv Morgan Alberto'ya PGW Şampiyonluğunu gösteriyor.
Girişte belirenler Dirty Dom ve Liv Morgan! Sarmaş dolaş rampada yürüyorlar. Liv Morgan Alberto'ya PGW Şampiyonluğunu gösteriyor.
Liv Morgan: OMG, şuna bakın. Ne kadar da acınası... Dom, bak ne diyeceğim: Bu yorgun yaşlı adam epey çaba gösteriyora benziyor. IMO, ona Prince of PGW'de bir şans vermelisin. Unvanını ortaya koyarak.
Alberto Del Rio: O kemeri çaldığınız için şampiyon olduğunuza mı inanıyorsunuz? Size gerçeği söyleyeyim: O unvanı er ya da geç sike sike bana vereceksiniz. Ben bu şirketin yüzüyüm derken şaka yaptığımı mı sanıyorsunuz? İstersem sizi burada barındırmam bile. Beni daha fazla konuşturmayın. Onu sizden zorla almama sebep olmadan güzel güzel teslim edin. Bu iş daha fazla uzamasın.
Liv Morgan aprona çıkarken omzundaki PGW Şampiyonluğuyla Dom ona "emin misin" tarzında bir bakış atıyor. Liv ringe giriyor ve Alberto'ya yaklaşıyor. Yaklaştıkça işveli halleri artıyor. Alberto'nun vücut dili etkilenip etkilenmemek arasında gidip geldiğini gösteriyor.
Liv Morgan: Mmm, istersen sana verebilirim Alberto... Kemeri... Ama bir şartımız var: Ameliyatı bir hafta daha ertele. Prince of PGW'de PGW Şampiyonluğu maçında unvanını Dominik'e karşı savun! PGW'nin yüzüysen eğer, kritik bir PPV'yi boş geçemezsin. Bu seyirciye bunu yaşattıramazsın. OK?
Alberto Del Rio: O kemeri çaldığınız için şampiyon olduğunuza mı inanıyorsunuz? Size gerçeği söyleyeyim: O unvanı er ya da geç sike sike bana vereceksiniz. Ben bu şirketin yüzüyüm derken şaka yaptığımı mı sanıyorsunuz? İstersem sizi burada barındırmam bile. Beni daha fazla konuşturmayın. Onu sizden zorla almama sebep olmadan güzel güzel teslim edin. Bu iş daha fazla uzamasın.
Liv Morgan aprona çıkarken omzundaki PGW Şampiyonluğuyla Dom ona "emin misin" tarzında bir bakış atıyor. Liv ringe giriyor ve Alberto'ya yaklaşıyor. Yaklaştıkça işveli halleri artıyor. Alberto'nun vücut dili etkilenip etkilenmemek arasında gidip geldiğini gösteriyor.
Liv Morgan: Mmm, istersen sana verebilirim Alberto... Kemeri... Ama bir şartımız var: Ameliyatı bir hafta daha ertele. Prince of PGW'de PGW Şampiyonluğu maçında unvanını Dominik'e karşı savun! PGW'nin yüzüysen eğer, kritik bir PPV'yi boş geçemezsin. Bu seyirciye bunu yaşattıramazsın. OK?
Seyircilerden karışık bir reaksiyon geliyor bu teklife. Dirty Dom şeytani bir gülümsemeyle izliyor olanları. Liv ise hala cilveli yaklaşıyor Alberto'ya.
Alberto Del Rio: Unvanı geri alamayacağım için değil, kişisel çıkarları uğruna manitasının başkalarına kur yapmasına izin veren o gavat piçe haddini bildirmek için... KABUL!
Liv gülümsüyor. Surat ifadesinden anlaşılacağı üzere Dom da rahatlamışa benziyor. Alberto eliyle PGW Şampiyonluğunu işaret ediyor. Dom bir kemere bir Alberto'ya bakıyor. Teslim edip etmemek arasında tereddütte.
Daha fazla sabredemeyen Alberto Liv'i kucaklayıp birden ring dışına fırlatıyor. Dom'un üstüne! Liv Morgan, Dominik'in kucağına düşüyor! Liv acı duymak bir kenara hoşuna gidiyor bu pozisyon. Gülümsüyor. Dominik ise gergin. Çünkü Alberto'nun ringden inip üzerine yürüdüğünü görüyor. Hemen atıyor kucağından Liv'i ve Alberto'ya çok sert bir yumruk indiriyor. Ardından yerde debeleniyorlar. Liv karışmayı düşünürken girişte Alberto'nun güvenlik ordusunu görüyor. Rampaya doğru geliyorlar.
Birden kavgadan Alberto üstün çıkıyor ve Dominik'i çelik merdivene fırlatıyor. Dominik feci şekilde dizinden yaralanıyor. O sırada girişte bir atraksiyon daha yaşanıyor. Finn, Carlito ve JD McDonagh bir hışımla girişte beliriyor ama güvenlik ordusu rampayla ring arasında barikat oluşturuyor. Judgment Day'in orayı aşması imkansız! Alberto Del Rio yerde dizini tutan Dom'a yönelirken birden Liv yapışıyor ona. Kafasındaki maskeyi tüm gücüyle çekip çıkarıyor! Alberto'nun suratını görüyoruz. Eski yaralı halinden de beter. Mosmor bir surat. Liv ringin etrafında Alberto'dan kaçarken Dominik birden tır gibi çarpıyor Alberto'ya. Çok sert bir clothesline. Ringe sokuyor şimdi. İplere yolluyor Alberto'yu, Tilt a whirl Arm drag. Alberto iplerde! Alberto 619 pozisyonunda. Dominik taunt atıyor ve 619 için koşuyor!
Fakat Alberto son anda canını kurtarmayı başarıyor. Ringden inip hızla PGW Şampiyonluğunu alıyor ve korumalarının yanına gidiyor. Eğer bu 619 da başarılı olsaydı Alberto'nun burnu onarılamaz bir noktaya gelebilirdi. Şimdi Alberto, unvanını geri almanın huzuruyla onu havaya kaldırıp gerçek şampiyonun kendisi olduğunu haykırıyor. PGW Şampiyonu Alberto Del Rio'nun, Judgment Day ve Liv-Dom arasında korumaların barikatının arkasında unvanını havaya kaldırdığı görüntülerle reklamlara gidiyoruz.
Kameralarımız arka alanda açılıyor. William Regal ve Bryan Danielson'un bir süredir konuştuğunu görüyoruz. Konuşmanın başını kaçırmış olsak da, yine de bir kısmını yakalayabiliyoruz.
Liv gülümsüyor. Surat ifadesinden anlaşılacağı üzere Dom da rahatlamışa benziyor. Alberto eliyle PGW Şampiyonluğunu işaret ediyor. Dom bir kemere bir Alberto'ya bakıyor. Teslim edip etmemek arasında tereddütte.
Daha fazla sabredemeyen Alberto Liv'i kucaklayıp birden ring dışına fırlatıyor. Dom'un üstüne! Liv Morgan, Dominik'in kucağına düşüyor! Liv acı duymak bir kenara hoşuna gidiyor bu pozisyon. Gülümsüyor. Dominik ise gergin. Çünkü Alberto'nun ringden inip üzerine yürüdüğünü görüyor. Hemen atıyor kucağından Liv'i ve Alberto'ya çok sert bir yumruk indiriyor. Ardından yerde debeleniyorlar. Liv karışmayı düşünürken girişte Alberto'nun güvenlik ordusunu görüyor. Rampaya doğru geliyorlar.
Birden kavgadan Alberto üstün çıkıyor ve Dominik'i çelik merdivene fırlatıyor. Dominik feci şekilde dizinden yaralanıyor. O sırada girişte bir atraksiyon daha yaşanıyor. Finn, Carlito ve JD McDonagh bir hışımla girişte beliriyor ama güvenlik ordusu rampayla ring arasında barikat oluşturuyor. Judgment Day'in orayı aşması imkansız! Alberto Del Rio yerde dizini tutan Dom'a yönelirken birden Liv yapışıyor ona. Kafasındaki maskeyi tüm gücüyle çekip çıkarıyor! Alberto'nun suratını görüyoruz. Eski yaralı halinden de beter. Mosmor bir surat. Liv ringin etrafında Alberto'dan kaçarken Dominik birden tır gibi çarpıyor Alberto'ya. Çok sert bir clothesline. Ringe sokuyor şimdi. İplere yolluyor Alberto'yu, Tilt a whirl Arm drag. Alberto iplerde! Alberto 619 pozisyonunda. Dominik taunt atıyor ve 619 için koşuyor!
Fakat Alberto son anda canını kurtarmayı başarıyor. Ringden inip hızla PGW Şampiyonluğunu alıyor ve korumalarının yanına gidiyor. Eğer bu 619 da başarılı olsaydı Alberto'nun burnu onarılamaz bir noktaya gelebilirdi. Şimdi Alberto, unvanını geri almanın huzuruyla onu havaya kaldırıp gerçek şampiyonun kendisi olduğunu haykırıyor. PGW Şampiyonu Alberto Del Rio'nun, Judgment Day ve Liv-Dom arasında korumaların barikatının arkasında unvanını havaya kaldırdığı görüntülerle reklamlara gidiyoruz.
Kameralarımız arka alanda açılıyor. William Regal ve Bryan Danielson'un bir süredir konuştuğunu görüyoruz. Konuşmanın başını kaçırmış olsak da, yine de bir kısmını yakalayabiliyoruz.
Bryan Danielson: Elbette bunun avantajları var ama kim gerçekten de Bray Wyatt'a güvenebilir ki?
William Regal: Bu senin karar vermen gereken şey Bryan. Ben sana yardımcı olmak için elimden geleni her zaman yapacağım ancak senin hayatını etkileyecek bir seçimde, senin adına karar veremem. Ben sadece sana doğru yolu seçmende yardımcı olabilirim. Wyatt'ın söylediği şeylerde biraz haklılık payı var. Yanındaki adamlar her şeye sahip. Ancak kendisi de Prince of PGW'yü kazanmak istiyor. Onun yanında durursan, hepiniz birlikte Judgment Day sorununu tamamen ortadan kaldırabilirsiniz. Ancak onun yanında durman, Prince of PGW'den vazgeçmen anlamına geliyor. Hak ettiğin kemer hakkını, hak etmeyen birisine vermen demek anlamına geliyor.
William Regal: Bu senin karar vermen gereken şey Bryan. Ben sana yardımcı olmak için elimden geleni her zaman yapacağım ancak senin hayatını etkileyecek bir seçimde, senin adına karar veremem. Ben sadece sana doğru yolu seçmende yardımcı olabilirim. Wyatt'ın söylediği şeylerde biraz haklılık payı var. Yanındaki adamlar her şeye sahip. Ancak kendisi de Prince of PGW'yü kazanmak istiyor. Onun yanında durursan, hepiniz birlikte Judgment Day sorununu tamamen ortadan kaldırabilirsiniz. Ancak onun yanında durman, Prince of PGW'den vazgeçmen anlamına geliyor. Hak ettiğin kemer hakkını, hak etmeyen birisine vermen demek anlamına geliyor.
Bryan Danielson: Ancak ortada bir Judgment Day sorunu varken, haklarımın bir anlamı yok. Çünkü beni yeniden ve yeniden sabote edecekler. Bu şirketin Montreal Screwjob'u benim üzerimden gerçekleşsin istemiyorum.
William Regal: Bu gereksiz bir düşünce. Sen ondan daha iyisin. Sen Judgment Day'den daha iyisin. Sen Wyatt Family'den de daha iyisin. Bu yüzden Wyatt seni kendi tarafında istiyor. Herkes sana çoklu oynuyorlar çünkü kimsenin bire bir maçta, sana karşı şansı yok. Sen hepsinden daha iyisin. İnsanların keçi olarak tanımladığı kişisin. Prince of PGW'nün kazananı sensin, diğerlerinin aklını karıştırmasına izin verme.
William Regal: Bu gereksiz bir düşünce. Sen ondan daha iyisin. Sen Judgment Day'den daha iyisin. Sen Wyatt Family'den de daha iyisin. Bu yüzden Wyatt seni kendi tarafında istiyor. Herkes sana çoklu oynuyorlar çünkü kimsenin bire bir maçta, sana karşı şansı yok. Sen hepsinden daha iyisin. İnsanların keçi olarak tanımladığı kişisin. Prince of PGW'nün kazananı sensin, diğerlerinin aklını karıştırmasına izin verme.
???: Ne kadar hoş, ne kadar duygusal. Gözlerim doldu diyebilirim.
Kadraja giren isim Don Callis oluyor. Onun hemen arkasında ise Will Ospreay görüyor. Regal, Ospreay'i gördüğü için bir anlığına gülümsüyor ancak Don Callis'e bakınca gülümsemesi hemen siliniyor.
William Regal: Seni görmek her zaman güzel Will. Yanındaki fazlalığa rağmen, seni görmek hala güzel.
Don Callis pek etkilenmemiş şekilde Regal'e doğru yaklaşıyor.
Don Callis: Bu ne kibarlık Regal, insanı bunaltacak seviyede. Açıkçası sizinle konuşmak zaman kaybı gibi geliyordu ama ancak bazı şeyleri açığa kavuşturmamız gerekiyor gibi gözüküyor. Kimse senin dönmene bir şey demiyor. Hatta çoğu insan seni özlemiş gibi gözüküyor. Ancak canımızı sıkan bir şey var. O da senin çakma bir Ospreay v2 projesi yapman. Bryan Danielson'a çakma bir MAYHEM hikayesi yazıyorsun, hatta daha doğrusu, çakma bir Ospreay hikayesi yaratmaya çalışıyorsun. Ancak bu çakma hikayeye izin vermeyeceğiz. Prince of PGW'de, kazanan Will Ospreay olacak.
Öfkelenmiş bir şekilde Bryan Danielson araya giriyor. Saygısızlıktan dolayı sinirlendiğini anlamak zor değil. Callis'in üzerine yürüyor. Callis bir adım geriye atıyor.
Bryan Danielson: Kazananın kendiniz olacağına inanıyorsanız, sorununuz ne o zaman? Ospreay'i herkes biliyor. Neyi kanıtlamaya uğraşıyorsunuz? Sizin gibi, ben de kemer kovalayan bir güreşçiyim. Ospreay, sen değil miydin her türlü mücadeleye düşünmeden atlayan. Arkadan oyun çevirmeden, sorunu kökünden çözen. Şimdi niye böyle alttan alttan laf sokma çabalarına giriyorsun. Ben gerçek bir erkek gibi karşındayım. Kimsenin sen olmaya çalıştığı yok. Ancak kendini olmayan bir şeye inandırmışsın. William Regal artık senin arkanda değil diye mi ben sözde senin taklitçin oldum? Sen bir seçim yaptın. Herkese arkanı döndün. En yakın arkadaşına sırtını döndün. Hatta onu bu şirketten kovdurttun. Bunu yine bütün spot ışıkları üstüne çevrilsin diye yaptın. Ancak kimse seni iplemedi. Kimse senin arkanda durmadı. Zamanında eleştirdiğin heriflerden bir farkın yok. Bunu sen de biliyorsun. Her zaman emeğin ile çıkman gerekir zirveye. Ama sen bunu yapmadın. Sen onca emeğini çöpe attın. Basit yoldan zirveye çıkmaya çalıştın ve elinde patladı. Şimdi ise korkuyorsun. Alberto senin üstünü tamamen çizecek diye, senden bir iz kalmayacak diye korkuyorsun. Prince of PGW senin tek şansın, ancak o şansı almanı engelleyecek kişi de benim. En tepeye çıkacak olan benim. Korkman gereken kişi Alberto değil, benim.
Will Ospreay bu sefer Danielson'un karşısına geçiyor. İkisinin birbirine girmek üzere olduğunu görebiliyoruz. Callis elini Ospreay'in omzuna koyuyor. Ospreay bunu fark edince kavga modundan çıkıyor. Ancak ikisinin de hala patlamanın ucunda olduğunu söyleyebiliriz.
Will Ospreay: Dediklerinin, benim için hiçbir anlamı yok. Çünkü senin bir anlamın yok. Bu şirkette başardığın bir şey yok. Söz söyleme hakkın yok. Regal'in yanında olması hiçbir şeyi değiştirmez. Prince of PGW'de bu şirkette en nefret ettiğim üç şeyi birden yok edeceğim. Cinsiyetçi şakalardan ibaret bir ukalayı yok edeceğim. Sözde karanlık güçlere sahip olduğunu iddia eden bir sahtekarı yok edeceğim. Son olarak da, seni yok edeceğim. Senin yalandan sempatik hikayeni bitireceğim. Dizlerini kıracağım ki, bir daha kaçamayacaksın. Ellerini kıracağım ki, bir daha kendini saklamaya çalışamayacaksın. Son olarak dirseğimi, tüm gücümle kafana geçireceğim. Üst üste vuracağım. Sen bir daha kalkamayacak hale gelene kadar vuracağım. Senin ruhunu kıracağım. Senin kalbini kıracağım. Senin boynunu kıracağım. Bu gece, buradan tek parça çıkmamanı sağlayacağım. İyi hazırlan, A oyununu getir. Diğer türlü Last World Beater karşısında, hayatta kalma şansın olmayacak.
William Regal: Seni görmek her zaman güzel Will. Yanındaki fazlalığa rağmen, seni görmek hala güzel.
Don Callis pek etkilenmemiş şekilde Regal'e doğru yaklaşıyor.
Don Callis: Bu ne kibarlık Regal, insanı bunaltacak seviyede. Açıkçası sizinle konuşmak zaman kaybı gibi geliyordu ama ancak bazı şeyleri açığa kavuşturmamız gerekiyor gibi gözüküyor. Kimse senin dönmene bir şey demiyor. Hatta çoğu insan seni özlemiş gibi gözüküyor. Ancak canımızı sıkan bir şey var. O da senin çakma bir Ospreay v2 projesi yapman. Bryan Danielson'a çakma bir MAYHEM hikayesi yazıyorsun, hatta daha doğrusu, çakma bir Ospreay hikayesi yaratmaya çalışıyorsun. Ancak bu çakma hikayeye izin vermeyeceğiz. Prince of PGW'de, kazanan Will Ospreay olacak.
Öfkelenmiş bir şekilde Bryan Danielson araya giriyor. Saygısızlıktan dolayı sinirlendiğini anlamak zor değil. Callis'in üzerine yürüyor. Callis bir adım geriye atıyor.
Bryan Danielson: Kazananın kendiniz olacağına inanıyorsanız, sorununuz ne o zaman? Ospreay'i herkes biliyor. Neyi kanıtlamaya uğraşıyorsunuz? Sizin gibi, ben de kemer kovalayan bir güreşçiyim. Ospreay, sen değil miydin her türlü mücadeleye düşünmeden atlayan. Arkadan oyun çevirmeden, sorunu kökünden çözen. Şimdi niye böyle alttan alttan laf sokma çabalarına giriyorsun. Ben gerçek bir erkek gibi karşındayım. Kimsenin sen olmaya çalıştığı yok. Ancak kendini olmayan bir şeye inandırmışsın. William Regal artık senin arkanda değil diye mi ben sözde senin taklitçin oldum? Sen bir seçim yaptın. Herkese arkanı döndün. En yakın arkadaşına sırtını döndün. Hatta onu bu şirketten kovdurttun. Bunu yine bütün spot ışıkları üstüne çevrilsin diye yaptın. Ancak kimse seni iplemedi. Kimse senin arkanda durmadı. Zamanında eleştirdiğin heriflerden bir farkın yok. Bunu sen de biliyorsun. Her zaman emeğin ile çıkman gerekir zirveye. Ama sen bunu yapmadın. Sen onca emeğini çöpe attın. Basit yoldan zirveye çıkmaya çalıştın ve elinde patladı. Şimdi ise korkuyorsun. Alberto senin üstünü tamamen çizecek diye, senden bir iz kalmayacak diye korkuyorsun. Prince of PGW senin tek şansın, ancak o şansı almanı engelleyecek kişi de benim. En tepeye çıkacak olan benim. Korkman gereken kişi Alberto değil, benim.
Will Ospreay bu sefer Danielson'un karşısına geçiyor. İkisinin birbirine girmek üzere olduğunu görebiliyoruz. Callis elini Ospreay'in omzuna koyuyor. Ospreay bunu fark edince kavga modundan çıkıyor. Ancak ikisinin de hala patlamanın ucunda olduğunu söyleyebiliriz.
Will Ospreay: Dediklerinin, benim için hiçbir anlamı yok. Çünkü senin bir anlamın yok. Bu şirkette başardığın bir şey yok. Söz söyleme hakkın yok. Regal'in yanında olması hiçbir şeyi değiştirmez. Prince of PGW'de bu şirkette en nefret ettiğim üç şeyi birden yok edeceğim. Cinsiyetçi şakalardan ibaret bir ukalayı yok edeceğim. Sözde karanlık güçlere sahip olduğunu iddia eden bir sahtekarı yok edeceğim. Son olarak da, seni yok edeceğim. Senin yalandan sempatik hikayeni bitireceğim. Dizlerini kıracağım ki, bir daha kaçamayacaksın. Ellerini kıracağım ki, bir daha kendini saklamaya çalışamayacaksın. Son olarak dirseğimi, tüm gücümle kafana geçireceğim. Üst üste vuracağım. Sen bir daha kalkamayacak hale gelene kadar vuracağım. Senin ruhunu kıracağım. Senin kalbini kıracağım. Senin boynunu kıracağım. Bu gece, buradan tek parça çıkmamanı sağlayacağım. İyi hazırlan, A oyununu getir. Diğer türlü Last World Beater karşısında, hayatta kalma şansın olmayacak.
Ospreay omuz atarak Danielson'u geçiyor. Danielson onu kendine çekmek için bir hamle yapıyor ancak bunu yapmasını engelleyen kişi William Regal oluyor. Regal şimdi değil diyerek onu durduruyor. Ospreay ve Callis uzaklaşırken, Danielson onları izliyor. Böylece görüntülerin sonuna geliyoruz...
Val Venis stage'de beliriyor. Arkasından Tyler Breeze de geliyor. Val Venis bu sefer hiç taunt falan atmadan dümdüz yürüyerek ringe geliyor. Breeze'de peşinden geliyor. Val çelik merdivenlerden çıkıyor ve rakibini beklemeye başlıyor. Tyler Breeze de ringin altından kayarak giriyor.
Enzo Amore ile Chris Brookes geliyor. Enzo Amore mikrofonu ağzına doğrultuyor ve konuşmaya söylemeye başlıyor.
Enzo Amore: Benim adım Enzo Amore ve ben sertifikalı bir G ve iyi niyetli bir aygırım. Geçen haftadan sonra gücüme bayıldığını söyleyen Val Venis'in hatunu Mary'i Flamenco Beach'te 3 gece boyunca kumların arasında becerdim ve bunu öğretemezsiniz!
Val Venis sinirle aprondan atlamak istiyor fakat Breeze onu sakinleştiriyor.
Enzo Amore: Ve bu adam! Bu Chris Brookes! Hulk Hogan'ın idolü! Güreş ringlerinin sahibi! Ve bunu öğretemezsiniz! Badaboom, en gerçekçi adam odada! How You Doin!?
Val Venis stage'de beliriyor. Arkasından Tyler Breeze de geliyor. Val Venis bu sefer hiç taunt falan atmadan dümdüz yürüyerek ringe geliyor. Breeze'de peşinden geliyor. Val çelik merdivenlerden çıkıyor ve rakibini beklemeye başlıyor. Tyler Breeze de ringin altından kayarak giriyor.
Enzo Amore ile Chris Brookes geliyor. Enzo Amore mikrofonu ağzına doğrultuyor ve konuşmaya söylemeye başlıyor.
Enzo Amore: Benim adım Enzo Amore ve ben sertifikalı bir G ve iyi niyetli bir aygırım. Geçen haftadan sonra gücüme bayıldığını söyleyen Val Venis'in hatunu Mary'i Flamenco Beach'te 3 gece boyunca kumların arasında becerdim ve bunu öğretemezsiniz!
Val Venis sinirle aprondan atlamak istiyor fakat Breeze onu sakinleştiriyor.
Enzo Amore: Ve bu adam! Bu Chris Brookes! Hulk Hogan'ın idolü! Güreş ringlerinin sahibi! Ve bunu öğretemezsiniz! Badaboom, en gerçekçi adam odada! How You Doin!?
İkili ringe doğru geliyorlar. Sonrasında Enzo hızlı bir şekilde ringe giriyor. Val resmen yerinde duramıyor hakeme maçı başlatmasını söylüyor ve banko içeride başlayacak. Enzo da Brookes'e içeride başlamak istediğini söyleyince Brookes itiraz etmiyor.
Tag Team Match
Chris Brookes & Enzo Amore vs. The SEX (Val Venis & Tyler Breeze)
Maç başladı. Enzo ile Val içeride başlıyor. İkili birbirlerine yaklaşıyorlar. Enzo sağlam bir tokat geçiriyor! Val sinirle Enzo'nun midesine doğru bir big boot geçiriyor! Enzo köşeye fırlıyor. Val hızla koşarak köşede Enzo'ya yumruklar savuruyor! Bu yumruklarla resmen öfkesini kusuyor. Fakat hakem onu ayırıyor. Hakem saymaya başlıyor 1..2..3..4.. Val zorla da olsa bırakıyor! Fakat oda ne!? Oradan fırsat bularak Enzo Second Rope'a çıkıyor. Val sinirle hakemi üstünden çekiyor! Enzo'ya doğru koşuyor fakat Enzo bir anda DDG!!! OMG!!! Enzo hızla Tuşa gidiyor! 1.........2.......
Breeze hızla koşarak tuşu bozuyor! Brookes koşarak ona bir Yakuza Kick savuruyor fakat Breeze bundan eğiliyor. Bir Superkick savuruyor fakat Brookes'te bundan eğiliyor. Brookes hızla Breeze'i tutarak iplere sabitleyip bir Clothesline'la ring dışına postalıyor. Enzo koşarak iplerden sekiyor ve Breeze'e bir Suicide Dive! Enzo seyircilerin destekleriyle ayağa kalkıyor ve bariyerlere vurarak gaza geliyor. Sonrasında hızla ringe geçiyor. Top Rope'a çıkıyor ve Val'ın üstüne bir Crossbodyle atlıyor! Sonrasında hiç beklemeden köşeye doğru fırlayıp Brookes'e tag veriyor. Sonrasında Val'ı kollarından tutuyor ve Val'ın kulağına yaklaşıyor.
Enzo Amore: Bu adam! Chris Brookes! Bu adamın gözlerine iyi bak Val Penis. Bu adamın gözleri.. Mary bu gözleri iyi biliyor. Vur Chris!
Brookes sağlam bir yumruğu geçiriyor! Ardından Enzo köşesine geçiyor. Brookes, Val'ı kolundan kavrıyor ve irish whipe yolluyor fakat Val hızla High Knee'yi geçiriyor! Brookes kalkmaya çalışırken bir Knee strike daha vuruyor! Sonrasında Brookes'in tepesine çıkıyor ve üst üste yumruklar vurmaya başlıyor! Brookes yüzünü kapatarak kendini korumaya çalışsa da Val bir sağ bir sol öfkeyle Brookes'i yumrukluyor! Ardından hızla ayağa kalkıyor ve Enzo'nun suratına balyoz gibi bir yumruğu geçiriyor! Enzo ring dışına düşüyor. Brookes zar zor ayaklanıyor. Val onu tutuyor ve Spinebuster! Tuşa gidiyor! 1........2...... KICKOUT! Val hızla Brookes'i kaldırıyor ve Big Package hazırlığı fakat Brookes bundan kurtuluyor ve tersine çevirip BRAINBUSTER! İkili yerde! Köşelerine doğru sürünüyorlar! Enzo hala yerde! Fakat Breeze apronda tag bekliyor!
Val tagi veriyor! Breeze ringe dalıyor ve Brookes'in bacağından çekiyor! Fakat Brookes buna bir Enzuigiri'yle karşılık veriyor! Sonrasında bir anda ayaklanıyor ve Yakuza Kick! Breeze sersemliyor fakat o da buna Enzuigiri'yle karşılık veriyor! Bu sefer sersemleyen Brookes. Breeze üstüne hemen bir SUPERKICK! Brookes dengesini iyice kaybediyor! Breeze iplere doğru koşuyor fakat Brookes gelişine boşluğuna sağlam bir tekme! Ardından bir yumruk! Bir yumruk daha atacakken Breeze bunu engelliyor ve seri yumruklarla Brookes'i yatırıyor! Brookes'i dizlerinin üstüne çökertiyor. Ardından hiç beklemeden köşeye geçiyor. Brookes kalkıyor. Breeze koşarak bir BEAUTY SHOT!
Fakat hayır! Koşarken iki kişi ringe dalıyor! Birisi Breeze'e koşarak Shotgun Dropkick'i oturtuyor! Breeze köşeye fırlatıyor! Diğeri de yerdeki Brookes'i yatırıp yumruklamaya başlıyor! Bunlar Finn Balor ve JD McDonagh! Hakem hızla zili çalıyor!
Sonuç: No Contest
Finn seri stomplarla Breeze'i yerde tekmeliyor! Ardından hızla Top Rope'a çıkıyor. Val ona doğru koşarken McDonagh ona bir forearm vurarak Val Venis'i ringden düşürüyor! Finn Balor hazırlığını yapıyor ve Coup De Grace! Fakat Breeze bundan kaçıyor. İkili birbirlerine son sürat girişiyor! Enzo da JD McDonagh'a saldırıyor! McDonagh'ı köşede sıkıştırıyor! Brookes'te yanına geldi. İkili beraber McDonagh'ı köşede stomplarla eziyorlar. Diğer köşede Finn Balor, Finn Balor yanındaki kamerayı görünce kadraja bağırıyor.
Tag Team Match
Chris Brookes & Enzo Amore vs. The SEX (Val Venis & Tyler Breeze)
Maç başladı. Enzo ile Val içeride başlıyor. İkili birbirlerine yaklaşıyorlar. Enzo sağlam bir tokat geçiriyor! Val sinirle Enzo'nun midesine doğru bir big boot geçiriyor! Enzo köşeye fırlıyor. Val hızla koşarak köşede Enzo'ya yumruklar savuruyor! Bu yumruklarla resmen öfkesini kusuyor. Fakat hakem onu ayırıyor. Hakem saymaya başlıyor 1..2..3..4.. Val zorla da olsa bırakıyor! Fakat oda ne!? Oradan fırsat bularak Enzo Second Rope'a çıkıyor. Val sinirle hakemi üstünden çekiyor! Enzo'ya doğru koşuyor fakat Enzo bir anda DDG!!! OMG!!! Enzo hızla Tuşa gidiyor! 1.........2.......
Breeze hızla koşarak tuşu bozuyor! Brookes koşarak ona bir Yakuza Kick savuruyor fakat Breeze bundan eğiliyor. Bir Superkick savuruyor fakat Brookes'te bundan eğiliyor. Brookes hızla Breeze'i tutarak iplere sabitleyip bir Clothesline'la ring dışına postalıyor. Enzo koşarak iplerden sekiyor ve Breeze'e bir Suicide Dive! Enzo seyircilerin destekleriyle ayağa kalkıyor ve bariyerlere vurarak gaza geliyor. Sonrasında hızla ringe geçiyor. Top Rope'a çıkıyor ve Val'ın üstüne bir Crossbodyle atlıyor! Sonrasında hiç beklemeden köşeye doğru fırlayıp Brookes'e tag veriyor. Sonrasında Val'ı kollarından tutuyor ve Val'ın kulağına yaklaşıyor.
Enzo Amore: Bu adam! Chris Brookes! Bu adamın gözlerine iyi bak Val Penis. Bu adamın gözleri.. Mary bu gözleri iyi biliyor. Vur Chris!
Brookes sağlam bir yumruğu geçiriyor! Ardından Enzo köşesine geçiyor. Brookes, Val'ı kolundan kavrıyor ve irish whipe yolluyor fakat Val hızla High Knee'yi geçiriyor! Brookes kalkmaya çalışırken bir Knee strike daha vuruyor! Sonrasında Brookes'in tepesine çıkıyor ve üst üste yumruklar vurmaya başlıyor! Brookes yüzünü kapatarak kendini korumaya çalışsa da Val bir sağ bir sol öfkeyle Brookes'i yumrukluyor! Ardından hızla ayağa kalkıyor ve Enzo'nun suratına balyoz gibi bir yumruğu geçiriyor! Enzo ring dışına düşüyor. Brookes zar zor ayaklanıyor. Val onu tutuyor ve Spinebuster! Tuşa gidiyor! 1........2...... KICKOUT! Val hızla Brookes'i kaldırıyor ve Big Package hazırlığı fakat Brookes bundan kurtuluyor ve tersine çevirip BRAINBUSTER! İkili yerde! Köşelerine doğru sürünüyorlar! Enzo hala yerde! Fakat Breeze apronda tag bekliyor!
Val tagi veriyor! Breeze ringe dalıyor ve Brookes'in bacağından çekiyor! Fakat Brookes buna bir Enzuigiri'yle karşılık veriyor! Sonrasında bir anda ayaklanıyor ve Yakuza Kick! Breeze sersemliyor fakat o da buna Enzuigiri'yle karşılık veriyor! Bu sefer sersemleyen Brookes. Breeze üstüne hemen bir SUPERKICK! Brookes dengesini iyice kaybediyor! Breeze iplere doğru koşuyor fakat Brookes gelişine boşluğuna sağlam bir tekme! Ardından bir yumruk! Bir yumruk daha atacakken Breeze bunu engelliyor ve seri yumruklarla Brookes'i yatırıyor! Brookes'i dizlerinin üstüne çökertiyor. Ardından hiç beklemeden köşeye geçiyor. Brookes kalkıyor. Breeze koşarak bir BEAUTY SHOT!
Fakat hayır! Koşarken iki kişi ringe dalıyor! Birisi Breeze'e koşarak Shotgun Dropkick'i oturtuyor! Breeze köşeye fırlatıyor! Diğeri de yerdeki Brookes'i yatırıp yumruklamaya başlıyor! Bunlar Finn Balor ve JD McDonagh! Hakem hızla zili çalıyor!
Sonuç: No Contest
Finn seri stomplarla Breeze'i yerde tekmeliyor! Ardından hızla Top Rope'a çıkıyor. Val ona doğru koşarken McDonagh ona bir forearm vurarak Val Venis'i ringden düşürüyor! Finn Balor hazırlığını yapıyor ve Coup De Grace! Fakat Breeze bundan kaçıyor. İkili birbirlerine son sürat girişiyor! Enzo da JD McDonagh'a saldırıyor! McDonagh'ı köşede sıkıştırıyor! Brookes'te yanına geldi. İkili beraber McDonagh'ı köşede stomplarla eziyorlar. Diğer köşede Finn Balor, Finn Balor yanındaki kamerayı görünce kadraja bağırıyor.
Finn Balor: Bu maçın biz olmadan gerçekleşeceğini mi sanıyordunuz he!?
Finn Balor, Tyler Breeze'e üstünlük kurmuş gibi olurken bir müzik duyuluyor.
Bunlar Braun ve Rowan! Hızla ringe dalıyorlar! Enzo ve Brookes hızla Rowan'a Breeze ve Balor ise hızla Strowman'a saldırıyor. Braun ikisini de üstünden itiyor. İkisini birden boğazlıyor. JD McDonagh ayaklanıyor ve Braun'a doğru koşuyor fakat Braun hızla bir Big Boot'u geçiriyor! O sırada Val Venis! Eline spikerlerin kullandığı sandalyelerden birini alıyor ve Braun'a doğru fırlatıyor! Sandalye ringe Braun'un üstüne fırlıyor. Sonrasında Val hızla ringe dalıyor! Finn Balor'a sağlam bir yumruk vuruyor. Ardından Breeze ile birlikte Braun'a saldırıyorlar. Braun onları hızla üstünden fırlatıyor. Fakat Finn Balor spiker sandalyesini sabitleyip üstüne çıkarak kalkmaya çalışan Braun'un kafasına bir Coup De Grace! Breeze, Balor ve Val! Üçü birden Braun'un tepesine çıkıyorlar! Braun'u yerde yumruklasalarda Braun üçünü birden üstünden fırlatıyor. Breeze, geri geri JD McDonagh'ın üstüne geliyor. McDonagh onu arkasından tutuyor. Breeze'den ona bir dirsek darbesi! Sonrasında bir onu köşeye yapıştırıyor. Rowan hızla ikisine doğru koşuyor ve Body Avalanche! Val, Braun'u çeviriyor ve yumruklaşıyor. Fakat Braun hızla Val'ın ensesinden tutuyor. Enzo hızla spiker sandalyesinin üstünden Braun'un üstüne uçuyor! Sonrasında Val ve Enzo karşılıklı yumruklaşıyorlar! Ringde bu kaos devam ederken güvenlik görevlileri koşarak ringe geliyorlar ve tüm takımları ayrı köşelere çekiyorlar! Sonrasında reklamlara gidiyoruz.
Finn Balor, Tyler Breeze'e üstünlük kurmuş gibi olurken bir müzik duyuluyor.
Bunlar Braun ve Rowan! Hızla ringe dalıyorlar! Enzo ve Brookes hızla Rowan'a Breeze ve Balor ise hızla Strowman'a saldırıyor. Braun ikisini de üstünden itiyor. İkisini birden boğazlıyor. JD McDonagh ayaklanıyor ve Braun'a doğru koşuyor fakat Braun hızla bir Big Boot'u geçiriyor! O sırada Val Venis! Eline spikerlerin kullandığı sandalyelerden birini alıyor ve Braun'a doğru fırlatıyor! Sandalye ringe Braun'un üstüne fırlıyor. Sonrasında Val hızla ringe dalıyor! Finn Balor'a sağlam bir yumruk vuruyor. Ardından Breeze ile birlikte Braun'a saldırıyorlar. Braun onları hızla üstünden fırlatıyor. Fakat Finn Balor spiker sandalyesini sabitleyip üstüne çıkarak kalkmaya çalışan Braun'un kafasına bir Coup De Grace! Breeze, Balor ve Val! Üçü birden Braun'un tepesine çıkıyorlar! Braun'u yerde yumruklasalarda Braun üçünü birden üstünden fırlatıyor. Breeze, geri geri JD McDonagh'ın üstüne geliyor. McDonagh onu arkasından tutuyor. Breeze'den ona bir dirsek darbesi! Sonrasında bir onu köşeye yapıştırıyor. Rowan hızla ikisine doğru koşuyor ve Body Avalanche! Val, Braun'u çeviriyor ve yumruklaşıyor. Fakat Braun hızla Val'ın ensesinden tutuyor. Enzo hızla spiker sandalyesinin üstünden Braun'un üstüne uçuyor! Sonrasında Val ve Enzo karşılıklı yumruklaşıyorlar! Ringde bu kaos devam ederken güvenlik görevlileri koşarak ringe geliyorlar ve tüm takımları ayrı köşelere çekiyorlar! Sonrasında reklamlara gidiyoruz.
STARBOY!
Samantha Irvin: Bayanlar ve baylar, karşınızda Wes Lee!
Samantha Irvin: Bayanlar ve baylar, karşınızda Wes Lee!
Wes Lee girişte görünüyor! Eski dünya şampiyonu yüzünde kocaman bir gülümseme ile seyircileri süzüyor. Geçen haftaki dönüşünden sonra oldukça keyifli. Ringe doğru ilerlerken tüm seyircilerle tokalaşıyor. Ringin kenarından dönüp diğer seyircilere de selam veriyor, sonra da spiker masasındaki Michael ile JBL'e bir beşlik çakıyor. Wes kenardan mikrofununu da aldıktan sonra büyük bir cheer ile içeriye giriyor. Köşeye çıkıyor ve son kez seyirciyi kesiyor. İndikten sonra gülümseyerek konuşmaya başlıyor.
Wes Lee: Waow! Bu muhteşem! İki haftadır karşılaştığım reaksiyon neden WrestleMania'yı benim kapattığımı net bir şekilde ortaya koyuyor! Wes Lee geri döndü adamım!
Seyircilerden yüksek reaksiyon geliyor. Wes devam ediyor.
Wes Lee: Teşekkür ederim. Sizlere her şey için teşekkür ederim, minnetimi nasıl tarif edebilirim inanın bilmiyorum. Çünkü ben olsam, SummerSlam sonrası öylece ortadan kaybolmuş bir güreşçi için bu denli çoşkulu olmazdım. Aksine, bu adama kin bile beslerdim. Geri döndüğünde onu kırgınlıkla izlerdim. Eğer böyle bir durumla karşılaşsaydım PGW'ye kesinlikle dava açacaktım. (Karışık reaksiyonlar geliyor). Uzak kaldığım yaklaşık 3 aylık bu süreçte PGW'yi tiksinerek takip etmek zorunda kaldım. Fakat olanları başta hayretle izlediğimi itiraf edebilirim. Bu şirket benim WrestleMania gecesini ayakta kapattığım şirket miydi? Bunu SummerSlam sürecine kadar idrak etmiştim ama, o geceden sonra artık kesinlikle öyle olmadığına emin oldum. Sadece kendime itiraf edemiyordum. Burası... Burası artık farklı bir PGW dostum. (Wes kırgın bir ses tonuyla konuşuyor). SummerSlam gecesi yaşadığım sakatlıktan sonra şirketin hiçbir kanalında bu habere yer verilmedi. Bryan Danielson'un aksine Wes için hiçbir açıklama yapılmadan ilerlendi. The Miz, benim adımı sanki bir küfürmüş gibi ağzına bile almadı. Ne kadar da rezil bir durum! Resmi hesaplarımdan sakatlığımı açıklasam da PGW'nin beni sahiplenip bu üzücü haberi paylaşmasını beklerdim. Onlar ise beni sonsuza dek unutmayı tercih etti. Öyle ki, geri döndüğüm akşam Miz'in odasına uğradığımda yüzündeki şaşkınlığı gizleyemediğini fark ettim. O... O aptal adam bir zamanlar PGW'nin her şeyi olan bu adamı çoktan unutmuştu!
Seyircilerden olumsuz reaksiyonlar geliyor. Herkes The Miz ve PGW'yi protesto edercesine yuhalıyor şirketi.
Wes Lee: Şimdi varsa yoksa Alberto konuşuluyor. O istediği için diğer ana kemer için maça çıkabiliyor. Ama kendi kemerini ortaya koyup riske atmıyor. Büyük bir rezillik daha! PAYBACK 50'yi ve ondan önceki süreci üzülerek takip ettim. Hiçbir zaman Del Rio kadar kıymeti bilinen bir güreşçi olmadım. Halbuki Alberto WrestleMania'nın 2.gecesine bile çıkamadı. Ben o geceyi ayakta kapatan adamdım. Daniels ve Velveteen gibi şirketin en büyük güçlerine rağmen... Yönetim tarafına baktığımda emeklerimin ne kadar da boş olduğunu görüyorum. Ne kadar da yazık... Kendi bilek gücüyle bir yere gelenlerin değil de parası puluyla, nüfus gücüyle bir yere gelenlerin dönemini yaşıyoruz. Purification Era'nın kapandığına eminim. Resmi olarak açıklanmasa da, kimse bunu ağzına almasa da PGW için farklı bir dönem yaşanıyor. PGW'de Torpil Dönemi (The Era of Favoritism) çoktan başladı! Miz imparatorluğunu ilan ettiğinden beri sürekli onu yalayan Chris Brookes için ise Yalakalık Dönemi (Age of Flattery) de diyebiliriz. Kendisinin başarılı olduğu zamanlar oldu, kayıplar yaşadığı dönemler oldu. Ama halen Miz'in gölgesi altında ilerlemeye çalışıyor. Takımlar kemeri için aldığı son şans da bunun bir örneği. Daha ne diyebilirim ki? Kahrolsun böyle PGW! Kahrolsun The Miz!
Seyircilerden yüksek reaksiyon geliyor. Wes devam ediyor.
Wes Lee: Teşekkür ederim. Sizlere her şey için teşekkür ederim, minnetimi nasıl tarif edebilirim inanın bilmiyorum. Çünkü ben olsam, SummerSlam sonrası öylece ortadan kaybolmuş bir güreşçi için bu denli çoşkulu olmazdım. Aksine, bu adama kin bile beslerdim. Geri döndüğünde onu kırgınlıkla izlerdim. Eğer böyle bir durumla karşılaşsaydım PGW'ye kesinlikle dava açacaktım. (Karışık reaksiyonlar geliyor). Uzak kaldığım yaklaşık 3 aylık bu süreçte PGW'yi tiksinerek takip etmek zorunda kaldım. Fakat olanları başta hayretle izlediğimi itiraf edebilirim. Bu şirket benim WrestleMania gecesini ayakta kapattığım şirket miydi? Bunu SummerSlam sürecine kadar idrak etmiştim ama, o geceden sonra artık kesinlikle öyle olmadığına emin oldum. Sadece kendime itiraf edemiyordum. Burası... Burası artık farklı bir PGW dostum. (Wes kırgın bir ses tonuyla konuşuyor). SummerSlam gecesi yaşadığım sakatlıktan sonra şirketin hiçbir kanalında bu habere yer verilmedi. Bryan Danielson'un aksine Wes için hiçbir açıklama yapılmadan ilerlendi. The Miz, benim adımı sanki bir küfürmüş gibi ağzına bile almadı. Ne kadar da rezil bir durum! Resmi hesaplarımdan sakatlığımı açıklasam da PGW'nin beni sahiplenip bu üzücü haberi paylaşmasını beklerdim. Onlar ise beni sonsuza dek unutmayı tercih etti. Öyle ki, geri döndüğüm akşam Miz'in odasına uğradığımda yüzündeki şaşkınlığı gizleyemediğini fark ettim. O... O aptal adam bir zamanlar PGW'nin her şeyi olan bu adamı çoktan unutmuştu!
Seyircilerden olumsuz reaksiyonlar geliyor. Herkes The Miz ve PGW'yi protesto edercesine yuhalıyor şirketi.
Wes Lee: Şimdi varsa yoksa Alberto konuşuluyor. O istediği için diğer ana kemer için maça çıkabiliyor. Ama kendi kemerini ortaya koyup riske atmıyor. Büyük bir rezillik daha! PAYBACK 50'yi ve ondan önceki süreci üzülerek takip ettim. Hiçbir zaman Del Rio kadar kıymeti bilinen bir güreşçi olmadım. Halbuki Alberto WrestleMania'nın 2.gecesine bile çıkamadı. Ben o geceyi ayakta kapatan adamdım. Daniels ve Velveteen gibi şirketin en büyük güçlerine rağmen... Yönetim tarafına baktığımda emeklerimin ne kadar da boş olduğunu görüyorum. Ne kadar da yazık... Kendi bilek gücüyle bir yere gelenlerin değil de parası puluyla, nüfus gücüyle bir yere gelenlerin dönemini yaşıyoruz. Purification Era'nın kapandığına eminim. Resmi olarak açıklanmasa da, kimse bunu ağzına almasa da PGW için farklı bir dönem yaşanıyor. PGW'de Torpil Dönemi (The Era of Favoritism) çoktan başladı! Miz imparatorluğunu ilan ettiğinden beri sürekli onu yalayan Chris Brookes için ise Yalakalık Dönemi (Age of Flattery) de diyebiliriz. Kendisinin başarılı olduğu zamanlar oldu, kayıplar yaşadığı dönemler oldu. Ama halen Miz'in gölgesi altında ilerlemeye çalışıyor. Takımlar kemeri için aldığı son şans da bunun bir örneği. Daha ne diyebilirim ki? Kahrolsun böyle PGW! Kahrolsun The Miz!
FUCK YOU MIZ! FUCK YOU MIZ! FUCK YOU MIZ!
Michael Cole: İnanılmaz. Seyirciler Miz ve PGW yönetimini eleştirmekte. Wes tüm rüzgarı arkasına aldı.
John Bradshow Layfield: Michael. Kimileri düşerken kimileri yükselir. Miz'in burada hatası olduğunu düşünmüyorum. Wes sakatlandı ve kenara ayrıldı. Yerini diğer güreşçilere bırakması olağan. Wes duygu sömürüsü yapıyor.
Michael Cole: İnanılmaz. Seyirciler Miz ve PGW yönetimini eleştirmekte. Wes tüm rüzgarı arkasına aldı.
John Bradshow Layfield: Michael. Kimileri düşerken kimileri yükselir. Miz'in burada hatası olduğunu düşünmüyorum. Wes sakatlandı ve kenara ayrıldı. Yerini diğer güreşçilere bırakması olağan. Wes duygu sömürüsü yapıyor.
Bu cümleleri duyan Wes kafasını sağa sola sallıyor. Seyircilerden gelen reaksiyonlara eşlik edercesine elini havaya kaldırıyor. Birkaç defa "Fuck You Miz" diyor. Sonra da konuşmaya devam ediyor.
Wes Lee: Eminim ki Miz bizi izliyor. Şimdi doğru şeyi yapma zamanı geldi. Miz, gel ve Wes Lee'ye kaybettiği o ağırsiklet kemeri için bir şans ver. Böylece gerçekten doğru bir karar alabildiğin bir gecen olsun!
Wes Lee girişe dönüyor ve bekliyor. Biraz sonra...
VELVETEEN!
Velveteen Dream girişte görünüyor. Güncel Dünya Ağırsiklet Şampiyonu burada! Velveteen Dream tauntlarını atıyor, sonra da kemeriyle beraber ringe doğru ilerliyor. Çelik merdivenlerden yürüdükten sonra içeriye giriyor. Yanında getirdiği mikrofon ile biraz sonra konuşacak. Fakat önce Wes Lee'ye bakıyor. Kısa bir süre göz kontağını kaybetmiyorlar. Vel önce gülümsüyor sonra da ciddileşiyor ve konuşmaya başlıyor.
Wes Lee: Eminim ki Miz bizi izliyor. Şimdi doğru şeyi yapma zamanı geldi. Miz, gel ve Wes Lee'ye kaybettiği o ağırsiklet kemeri için bir şans ver. Böylece gerçekten doğru bir karar alabildiğin bir gecen olsun!
Wes Lee girişe dönüyor ve bekliyor. Biraz sonra...
VELVETEEN!
Velveteen Dream girişte görünüyor. Güncel Dünya Ağırsiklet Şampiyonu burada! Velveteen Dream tauntlarını atıyor, sonra da kemeriyle beraber ringe doğru ilerliyor. Çelik merdivenlerden yürüdükten sonra içeriye giriyor. Yanında getirdiği mikrofon ile biraz sonra konuşacak. Fakat önce Wes Lee'ye bakıyor. Kısa bir süre göz kontağını kaybetmiyorlar. Vel önce gülümsüyor sonra da ciddileşiyor ve konuşmaya başlıyor.
Velveteen Dream: Wes...
Head of the Table!
Roman Reigns girişte görünüyor. Ciddi bir şekilde ringe bakıyor. Daha Velveteen bir cümle dahi edememişken ağır adımlarla ringe ilerliyor. Çelik merdivenlerden Velveteen gibi ilerleyip ringe giriyor. Sonra da ikisinin tam ortasında, onlara bakarak elinde getirdiği mikrofonuyla sertçe konuşmaya başlıyor.
Roman Reigns: Kapat çeneni Wes. Çünkü burada adaletten bahseden kişi sen olamazsın! Geçen sene tam da bu dönemlerde, Prince of PGW'de yaptığın müdahalelerden dolayı Prince of the Ring unvanını Humberto'ya kaptırdım. Hatırlıyor musun? Seni PAYBACK'teki bir eleme maçında yenmiştim ve bunu hazmedememiştin. O günler dün gibi aklımda... Hakemin yaptığı hatayı bana yükledin ve Prince of PGW gecesi bana saldırarak kendi adaletini sağladın. Oysa benim burada bir yanlışım olmadığı gün gibi ortada. Söylesene bana Wes, yüzündeki bu aptal gülümsemeni takındığın zaman, seyircileri de bir şekilde arkana aldığın için kendini iyilik meleği falan mı zannediyorsun? Siktir git! Bunları herkese yedirebilirsin ama bana asla. Sen iyi biri falan değilsin. Diğer herkes gibi yalnızca kendini düşünen bir pisliksin. (Seyircilerden yuhalama sesleri geliyor. Velveteen şaşırarak Roman'ı izlerken Wes Lee ifadesiz bir şekilde ona bakıyor). PGW senin istediğin şekilde ilerlemediği için burayı değişmek ve kötüleşmekle suçluyorsun. İddiaya girerim ki kendi bulunduğun dönemlerin harika olduğuna yemin bile edebilirsin. Fakat buradaki gerçek, her dönemin kendi içinde iyi ve kötü yanlarının olması. The Miz'den ben de nefret ediyorum. Fakat başarısızlıklarımı Miz'e yüklemek ne denli doğru? Senin yaptığın tam olarak bu. Şimdi yıldız çocuk, önümden çekil ve Velveteen ile olan mücadeleme karışma. Çünkü SummerSlam'de bir şekilde o kemeri kaybettin ve geri döner dönmez yeniden işlerime karışıp kendi başarısızlıklarının acısını benden çıkartamazsın!
Wes Lee: Benden bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum Roman. Çok şaşkınım. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Ben... Gerçekten... (Wes bir süre bekliyor). İstersen Velveteen ile kimin karşılaşacağına hemen şimdi karar verelim. Karşıma gel ve işini bitireyim!
Roman Reigns: Velveteen ile ben karşılaşacağım Wes. Bu konu tartışmaya kapalı. Ama işini bitirmek konusu seve seve yapabileceğim bir aktivite. Ben hazırım!
Head of the Table!
Roman Reigns girişte görünüyor. Ciddi bir şekilde ringe bakıyor. Daha Velveteen bir cümle dahi edememişken ağır adımlarla ringe ilerliyor. Çelik merdivenlerden Velveteen gibi ilerleyip ringe giriyor. Sonra da ikisinin tam ortasında, onlara bakarak elinde getirdiği mikrofonuyla sertçe konuşmaya başlıyor.
Roman Reigns: Kapat çeneni Wes. Çünkü burada adaletten bahseden kişi sen olamazsın! Geçen sene tam da bu dönemlerde, Prince of PGW'de yaptığın müdahalelerden dolayı Prince of the Ring unvanını Humberto'ya kaptırdım. Hatırlıyor musun? Seni PAYBACK'teki bir eleme maçında yenmiştim ve bunu hazmedememiştin. O günler dün gibi aklımda... Hakemin yaptığı hatayı bana yükledin ve Prince of PGW gecesi bana saldırarak kendi adaletini sağladın. Oysa benim burada bir yanlışım olmadığı gün gibi ortada. Söylesene bana Wes, yüzündeki bu aptal gülümsemeni takındığın zaman, seyircileri de bir şekilde arkana aldığın için kendini iyilik meleği falan mı zannediyorsun? Siktir git! Bunları herkese yedirebilirsin ama bana asla. Sen iyi biri falan değilsin. Diğer herkes gibi yalnızca kendini düşünen bir pisliksin. (Seyircilerden yuhalama sesleri geliyor. Velveteen şaşırarak Roman'ı izlerken Wes Lee ifadesiz bir şekilde ona bakıyor). PGW senin istediğin şekilde ilerlemediği için burayı değişmek ve kötüleşmekle suçluyorsun. İddiaya girerim ki kendi bulunduğun dönemlerin harika olduğuna yemin bile edebilirsin. Fakat buradaki gerçek, her dönemin kendi içinde iyi ve kötü yanlarının olması. The Miz'den ben de nefret ediyorum. Fakat başarısızlıklarımı Miz'e yüklemek ne denli doğru? Senin yaptığın tam olarak bu. Şimdi yıldız çocuk, önümden çekil ve Velveteen ile olan mücadeleme karışma. Çünkü SummerSlam'de bir şekilde o kemeri kaybettin ve geri döner dönmez yeniden işlerime karışıp kendi başarısızlıklarının acısını benden çıkartamazsın!
Wes Lee: Benden bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum Roman. Çok şaşkınım. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Ben... Gerçekten... (Wes bir süre bekliyor). İstersen Velveteen ile kimin karşılaşacağına hemen şimdi karar verelim. Karşıma gel ve işini bitireyim!
Roman Reigns: Velveteen ile ben karşılaşacağım Wes. Bu konu tartışmaya kapalı. Ama işini bitirmek konusu seve seve yapabileceğim bir aktivite. Ben hazırım!
Roman hemen üstündeki tişörtü çıkartıp atıyor. Seyirciler çoştu. Wes Lee de aynı şekilde tişörtünü çıkartırken Velveteen Dream oldukça şaşkın. Bir kelime dahi konuşamadan kavga çıkmak üzere. Bu sırada...
HOLD ON A SECOND!
HOLD ON A SECOND!
The Miz girişte! Arkasında PGW kadrosu yer alıyor. Miz ringe doğru ilerlerken PGW kadrosu da arkasından geliyor. Miz bu sırada konuşuyor.
The Miz: Evet Wes, konuşmanı tamamen dinledim. Ve söylediğin tek bir şey doğru, o da Purification Era'nın çoktan kapandığı. Daha özgürlükçü bir dönem yaşıyoruz. Mesela Velveteen'in rakibinin kim olacağına PGW karar verecek. Ayrıca, üzgünüm. Bu gece için daha fazla maç için yerimiz yok, şov süremiz belli. Bu sebeple o tişörtlerinizi giyin ve her şeyi dövüşerek değil bazen de konuşarak çözmeyi öğrenin. Siz aptallar sürekli kavga mı edeceksiniz?
Seyircilerden karışık reaksiyonlar gelirken Roman ve Wes, öfkeyle Miz'e bakıyor. Miz bu sırada çelik merdivenleri çıkıyor.
Seyircilerden karışık reaksiyonlar gelirken Roman ve Wes, öfkeyle Miz'e bakıyor. Miz bu sırada çelik merdivenleri çıkıyor.
The Miz: Güreşçiler! Derhal PGW Güreşçiler Meclisi kurulsun!
Güreşçiler ringin etrafına geçerken The Miz tüm ihtişamıyla içeriye giriyor. Velveteen Dream ise aşağıya inip diğer güreşçilerin arasına katılıyor. Daha doğrusu kendi ekibinin yanına, Wyatt Family'e katılıyor. Oylamada o da yer alacak! Roman ve Wes ringde, tişörtlerini tekrar giyiyorlar.
The Miz ringin ortasına geçiyor. Hızla getirilen kürsünün hemen yanında yer alıyor. Boğazını temizledikten sonra konuşmaya başlıyor.
The Miz: Bayanlar ve baylar! PGW Güreşçiler Meclisi'ne hoş geldiniz! Prince of PGW'de Velveteen Dream ile Dünya Ağırsiklet Şampiyonluğu için hangi güreşçimizin karşılaşacağını hemen şimdi öğreneceğiz. Wes Lee'yi orada görmek isteyenler kimler? Elleri havaya kaldıralım!
Güreşçiler ringin etrafına geçerken The Miz tüm ihtişamıyla içeriye giriyor. Velveteen Dream ise aşağıya inip diğer güreşçilerin arasına katılıyor. Daha doğrusu kendi ekibinin yanına, Wyatt Family'e katılıyor. Oylamada o da yer alacak! Roman ve Wes ringde, tişörtlerini tekrar giyiyorlar.
The Miz ringin ortasına geçiyor. Hızla getirilen kürsünün hemen yanında yer alıyor. Boğazını temizledikten sonra konuşmaya başlıyor.
The Miz: Bayanlar ve baylar! PGW Güreşçiler Meclisi'ne hoş geldiniz! Prince of PGW'de Velveteen Dream ile Dünya Ağırsiklet Şampiyonluğu için hangi güreşçimizin karşılaşacağını hemen şimdi öğreneceğiz. Wes Lee'yi orada görmek isteyenler kimler? Elleri havaya kaldıralım!
Ring kenarında tam 32 kişi var! Del Rio hariç kadro burada. The Miz oyları sayıyor. Tam 16 kişiden Wes Lee oyu geliyor. Bu kişiler arasında Wyatt Family ve The SEX başta olmak üzere birçok kişi mevcut.
The Miz: Pekala, Roman Reigns'i isteyenlerin elleri görelim.
The Miz: Pekala, Roman Reigns'i isteyenlerin elleri görelim.
The Miz cümleyi kurduğu anda elini havaya kaldırıyor ve ilk oyu kendisi veriyor. Judgment Day, Brookes, Enzo Amore başta olmak üzere diğer güreşçiler Roman'a oy veriyor. Miz ile beraber tam 17 kişi! Miz tüm oyları sayıyor ve sayıyı söylüyor.
The Miz: 17! Tam 17 kişi Wes. 1 kişi farkla oylamayı kaybettin. Üzgünüm, başka bahara.
The Miz: 17! Tam 17 kişi Wes. 1 kişi farkla oylamayı kaybettin. Üzgünüm, başka bahara.
Arkada Head of the Table çalıyor. Roman oylamayı kazanmanın verdiği sevinçle pis bir şekilde sırıtıp Wes'e bakıyor, sonra da ringin köşesine çıkıyor ve umarsızca tauntlarını atıyor. Ringin kenarından arka alana doğru ilerleyen Wyatt Family'e bakıyor. Velveteen Dream ile kesişiyorlar. Diğer güreşçiler ilerlerken Vel ile Roman bir süre göz temasında kalıyorlar. Bu sırada oylamayı kaybeden Wes Lee oldukça öfkeli. The Miz ise ringde ve Roman'ı alkışlıyor. Biraz sonra...
WES LEE'DEN THE MIZ'IN TAŞAKLARA SERT BİR TEKME! Miz yere düşüyor ve acı içinde kıvranıyor. Müzik kesilirken Wes Lee Miz'in üstüne çıkıyor ve üst üste yumruklarla ondan hıncını çıkartıyor! WES LEE MIZ'E ÖFKEYLE SALDIRIYOR! Arkasını dönen Roman, kavgayı fark ediyor. Fakat gülüp iplerin arasından kendini dışarıya atıyor ve arka alana doğru gidiyor. Wes Lee yumruklamaya devam ederken Miz ona dokunmuyor bile.
WES LEE'DEN THE MIZ'IN TAŞAKLARA SERT BİR TEKME! Miz yere düşüyor ve acı içinde kıvranıyor. Müzik kesilirken Wes Lee Miz'in üstüne çıkıyor ve üst üste yumruklarla ondan hıncını çıkartıyor! WES LEE MIZ'E ÖFKEYLE SALDIRIYOR! Arkasını dönen Roman, kavgayı fark ediyor. Fakat gülüp iplerin arasından kendini dışarıya atıyor ve arka alana doğru gidiyor. Wes Lee yumruklamaya devam ederken Miz ona dokunmuyor bile.
Arka alan görevlileri koşarak geliyor ve Miz'e yardım ediyorlar. Dört beş kişi Wes'i tutarak kenara çekerken Miz ayağa kalkıyor. Öfkeli olsa da kendisini sakinleştirmeye çalışıyor. Bir yönetici olarak çalışanlarına karşı dikkatli olmalı. Onlar böyle olmasalar da... "Adaletli olacağım ve ona saldırmayacağım," diyor Miz. Kendisini tutuyor ve sakince Wes'e bakıyor. Biraz sonra görevliler, Miz'in talimatıyla Wes'i bırakıyor. Sakinleşen Starboy, GM Miz'e doğru bakarken biraz sonra yanına usulca yaklaşıyor. Görevliler telaş yaparken Miz oldukça dingin bir şekilde onu bekliyor. Wes mikrofon olmadan konuşuyor, kameralardan sesini duyuyoruz.
Wes Lee: Senin beni baltalamak dışında bir görevin yok mu? GM olarak geldiğin günden beri aynı ıstırabı çektirmek dışında bir sikime yaramadın. Roman ile mücadele edip hakkımızla 1 numaralı adaylığı kazanmak varken bu oylama da neyin nesi? Roma İmparatorluğu ne zamandan beri cumhuriyet ile yönetiliyor? Aptalsın Miz! Bir şeyler yaptığını ve PGW'yi yönettiğini zannediyorsun. Roman da burada efendi olabileceğini zannediyor. İkiniz de idealler uğruna çarpışıyorsunuz ama hepsi boşa! Ne sen ne de Roman... İkiniz de hiçbir şeyin farkında değilsiniz.
Wes Lee: Senin beni baltalamak dışında bir görevin yok mu? GM olarak geldiğin günden beri aynı ıstırabı çektirmek dışında bir sikime yaramadın. Roman ile mücadele edip hakkımızla 1 numaralı adaylığı kazanmak varken bu oylama da neyin nesi? Roma İmparatorluğu ne zamandan beri cumhuriyet ile yönetiliyor? Aptalsın Miz! Bir şeyler yaptığını ve PGW'yi yönettiğini zannediyorsun. Roman da burada efendi olabileceğini zannediyor. İkiniz de idealler uğruna çarpışıyorsunuz ama hepsi boşa! Ne sen ne de Roman... İkiniz de hiçbir şeyin farkında değilsiniz.
Miz gülümsüyor. Wes'in ne anlatmak istediğini anlamıyor.
The Miz: Neyin farkında değiliz Wes? Ne saçmalıyorsun?
The Miz: Neyin farkında değiliz Wes? Ne saçmalıyorsun?
Wes Lee: Derin PGW burayı yönetiyor, sizler de birer kukla olarak rollerinizi oynuyorsunuz. Ama kimse sizi dürtmediği sürece bunu anlamayacaksınız.
The Miz şaşırıyor. Wes Lee ise gergin bir şekilde kafasını sağa sola sallayarak ringden iniyor. Miz arkasından bağırıyor. "Ne demek bu?" diye bağırıyor. Fakat Wes Lee arkasına bakmadan girişe doğru ilerliyor. Reklamlara gidiyoruz.
SCAPEGOAT! Jack Perry stage'de beliriyor. Biraz etrafı süzüyor. Seyircilerden yoğun boo alırken müziği kesiliyor ve ışıklar kararıyor.
Joe Hendry stage'de beliriyor ve arkasını dönüyor. İkili birlikte ringe doğru yürüyorlar. Önce Joe Hendry çelik merdivenden çıkıyor. Peşinden de Jack Perry. Joe Hendry paralel iplerden ringe giriyor. Perry'de arkasından ringe giriyor. İkili stage'e bakarak rakiplerini beklemeye başlıyorlar.
Angelico geliyor. Dans ede ede ringe doğru yürüyor. Sonrasında çelik merdivenden çıkıyor ve ringe giriyor. Takım arkadaşı Randy Orton'ı beklemeye başlıyor.
Pure Şampiyonu Randy Orton stage'de beliriyor. Yavaş adımlarla ringe doğru yürüyor. Sonrasında ringe girmeden etrafı bir süzüyor. Ardından çelik merdivenlerden çıkıp paralel iplerden geçip ringe giriyor. Sonrasında Top Rope'a çıkıp kemerini havaya kaldırıyor. Ardından rakiplerini süzüyor. Angelico, Randy Orton'a içeride başlamak istediğini söylüyor fakat Orton bunu reddediyor. Angelico'ya köşeye geçmesini söylüyor. Angelico da hiç itiraz etmeden geçiyor. Diğer köşede de Jack Perry başlayacak. Hakem işareti veriyor
Tag Team Match
Angelico & Randy Orton vs. Jack Perry & Joe Hendry
Zil çalıyor maç başladı. Orton ve Perry içeride başlıyor! İkili Elbow And Collar Tie Up'a gidiyor. Orton arkasına geçerek üstünlük kuruyor ve headlocka alıyor. Sonrasında headlockla iplere dayanıyor. Perry, Orton'ı üstünden fırlatıyor. Orton iplerden sekiyor fakat o da ne!? Angelico bir anda Orton'ın sırtından tag alıyor. Orton, Angelico'ya ters ters bakıyor. Jack Perry sırıtarak Angelico'nun ringe girmesini bekliyor. Angelico yavaşça ringe giriyor. Perry girer girmez bir Clothesline sallıyor fakat Angelico bundan takla atarak kaçıyor ve koluna yapışıyor. Kolundan çeviriyor. Bir takla daha atıyor sonrasında kolundan tekrar çevirip bir dropkicki geçiriyor. Ardından hızla headlockla Perry'i kavrıyor. Perry, Angelico'yu üstünden fırlatıyor. Angelico iplerden sekiyor Perry yere yatıyor. Angelico üstünden zıplıyor sonrasında karşı ipten sekiyor. Perry gelişine bir arm drag. Sonrasında yerde kolunu kitliyor. Angelico yavaşça kalkmaya çalışıyor. Perry ayakta kolunu çeviriyor ve arkasına geçiyor. Arkasından kolunu kitleyip kafasının arkasına üst üste tokatlar savuruyor. Sonrasında kitlemeye devam ediyor. Orton tag ver diyor ve elini uzatıyor. Angelico hızla boştaki eliyle ipi tutuyor. Hakem sayıyor. 1.....2.....3..... Angelico bir anda Perry'nin yüzüne dirseği geçiriyor! Sonrasında Bicycle High Knee! Perry iplere çekiliyor. Angelico bir dropkickle Perryi ring dışına yolluyor. Ardından Joe Hendry'e doğru koşup bir forearm smashi geçiriyor. Sonrasında aprona geçiyor ve koşarak Crossbody'le Perry'nin üstüne uçuyor!
Fakat Perry bir anda anda onu havada Powerslam şeklinde yakalıyor! Ardından Suplex pozisyonuna çeviriyor ve Brainbusterla onu yere vuruyor! Sonrasında yerdeki minderi söküyor! Ardından Angelico'yu kaldırıyor. Tutuyor ve ELEVATED DDT'yle yere vuruyor! Angelico yerde hareketsiz yatıyor. Orton köşesinde çıldırıyor. Bir anda aprondan iniyor ve olaya müdahale etmeye gidiyor fakat hakem onu uyarıyor. Orton sinirle hakeme itiraz ediyor. Jack Perry aradan Orton'a öpücük göndererek Orton'la alay ediyor. Sonrasında Perry, Angelico'yu kaldırarak ringe sokup tekrar çekerek çıkartıyor ve Powerbomb pozisyonuna alıp CANADIAN DESTROYER!! Sonrasında kafasını tutup led aprona vuruyor! Birkaç defa vurduktan sonra Angelico'nun kafasının tepesinden kanlar süzüldüğünü görüyoruz. Perry dalga geçer bir şekilde Angelico'yu ringe atıyor. Sonrasında kendisi de giriyor. Ardından Angelico'yu kaldırıyor fakat o da ne!? Angelico bir anda seri yumruklara başlıyor! Angelico ayağa kalkıyor! Perry neye uğradığını şaşırıyor! Angelico hızla Perry'i DDT şeklinde tutup iplere koşuyor. İplerden bir Tornado DDT! Tuşa gidiyor. 1........2..... KICKOUT! Angelico hızla kalkıp Perry'nin karnına basıyor. Sonrasında iplerden sekip Soccerball Kick! Adından seri tuşa gidiyor. 1.........2...... KICKOUT! Perry yavaşça kalkıyor. Angelico kalkarken bir Shoot kick sonrasında bir tane daha. Ardından bir tane daha Spin Kick ve Bicycle Knee! Fakat Perry bundan kaçıyor ve arkasından kavrıyor! German Suplex'le yatırıyor! Fakat hayır! Angelico bundan kurtulmayı başarıyor. Fakat o da ne!? Geri geri çekildiği sırada Hendry, Angelico'nun kollarından kavrıyor. Perry üstüne koşarak bir big bootu geçiriyor. Fakat Angelico bundan kaçıyor! Yanlışlıkla Hendry'nin yüzüne sağlam bir big bootu geçiriyor. Hendry aprondan düşüyor. Dudağını tutuyor. Angelico hızla bir SUPERKICK! Jack Perry'se buna karşılık bir SUPERKICK! İkisi de yere devriliyor! Hendry çıkıp çıkmamakta tereddüt ediyor. Sonrasında istemsizce aprona çıkıyor ve elini uzatıyor. Orton'da Angelico'ya elini uzatıyor. İkili karşılıklı tag vermek için sürünüyorlar! Hızla tag veriyorlar!
Orton ve Hendry ringe dalıyor. Orton sağlam bir Clothesline! Sonrasında bir tane daha! Ardından tutuyor ve aprona atıyor. Spike DDT hazırlığı fakat hayır. Hendry iplerin arasından çıkıyor ve Back Body Dropla Orton'ı ring dışına postalıyor! Sonrasında aprondan iniyor. Hızla Orton'ı shoulder chargela bariyerlere çarpıyor! Sonrasında koşarak yerde acıyla sürünen Angelico'nun karnına bir tekme atıyor! Ardından Orton'ın kafasını tutuyor ve hızla Orton'ı bariyerlere fırlatıyor! Fakat Orton bunu tersine çeviriyor! Hendry bodoslama bariyerlere çarpıyor! Ardından Orton hızla kafasından tutarak Hendry'nin kafasını çelik merdivene vuruyor. Sonrasında Back Suplex pozisyonunda spiker masasının oraya doğru çekiyor ve Back Suplex'le Hendry'i spiker masasına vuruyor! O da ne Perry bir anda Orton'a bir gut kick! Ardından bir yumruk! Fakat Orton bunu blokluyor ve tutup onu da Back Suplex'le masaya çarpıyor. Sonrasında Hendry'i kaldırıyor ve hızla ringe sokuyor. Peşinden kendisi de giriyor. Fakat o da ne!? Jack Perry yerde Orton'ın bacağına sarılıyor! Orton üst üste stomplar vurarak Perry'den kendini kurtarmayı başarıyor. Sonrasında ringe dalıyor fakat Hendry bir anda THE STANDING OVATION! TUŞA GİDİYOR! 1........2........
Angelico bir anda ringe dalıyor ve tuşu bozuyor!! İnanılmaz! Fakat o da ne!? Jack Perry, Angelico'nun bacaklarından tutarak onu sertçe ring dışına çekiyor! Hendry sinirle Angelico'ya bakıyor. Sonrasında Orton'ın tepesine çıkıyor ve Orton'a üst üste yumruklar vurmaya başlıyor! Ardından hızla kaldırıyor ve kafasını sertçe köşeye vuruyor. Üst üste stomplarla köşede Orton'ı sıkıştırıyor. Sonrasında kaldırıyor ve kolundan tutarak sertçe karşı köşeye fırlatıyor! Orton sırtını çok sert bir şekilde çarpıyor ve sersemlemiş vaziyette Hendry'e doğru geliyor. Bir STANDING OVATION daha! Fakat Orton bundan kurtuluyor ve Hendry'i aprona atıp SPIKE DDT! İkisi de yerde! Orton sırtını tutarak acıyla kalkıyor! Ardından RKO için taunt atıyor! Yere hızla vurmaya başlıyor! Seyirciler Orton'la beraber tempo tutuyor! Hendry sersemlemiş bir şekilde kalkıyor. Orton RKO! Fakat Hendry bundan kurtuluyor ve Orton'ı üstünden hızla itiyor! Orton sertçe yüzüstü köşeye çarpıyor! Hendry sallanarak Perry'e doğru gidiyor ve Tag veriyor! Fakat o da ne!? Perry bir anda aprondan iniyor! Hendry şaşkınca Perry'e bakıyor. Perry, Hendry'e bakarak sırıtıyor.
The Miz şaşırıyor. Wes Lee ise gergin bir şekilde kafasını sağa sola sallayarak ringden iniyor. Miz arkasından bağırıyor. "Ne demek bu?" diye bağırıyor. Fakat Wes Lee arkasına bakmadan girişe doğru ilerliyor. Reklamlara gidiyoruz.
SCAPEGOAT! Jack Perry stage'de beliriyor. Biraz etrafı süzüyor. Seyircilerden yoğun boo alırken müziği kesiliyor ve ışıklar kararıyor.
Joe Hendry stage'de beliriyor ve arkasını dönüyor. İkili birlikte ringe doğru yürüyorlar. Önce Joe Hendry çelik merdivenden çıkıyor. Peşinden de Jack Perry. Joe Hendry paralel iplerden ringe giriyor. Perry'de arkasından ringe giriyor. İkili stage'e bakarak rakiplerini beklemeye başlıyorlar.
Angelico geliyor. Dans ede ede ringe doğru yürüyor. Sonrasında çelik merdivenden çıkıyor ve ringe giriyor. Takım arkadaşı Randy Orton'ı beklemeye başlıyor.
Pure Şampiyonu Randy Orton stage'de beliriyor. Yavaş adımlarla ringe doğru yürüyor. Sonrasında ringe girmeden etrafı bir süzüyor. Ardından çelik merdivenlerden çıkıp paralel iplerden geçip ringe giriyor. Sonrasında Top Rope'a çıkıp kemerini havaya kaldırıyor. Ardından rakiplerini süzüyor. Angelico, Randy Orton'a içeride başlamak istediğini söylüyor fakat Orton bunu reddediyor. Angelico'ya köşeye geçmesini söylüyor. Angelico da hiç itiraz etmeden geçiyor. Diğer köşede de Jack Perry başlayacak. Hakem işareti veriyor
Tag Team Match
Angelico & Randy Orton vs. Jack Perry & Joe Hendry
Zil çalıyor maç başladı. Orton ve Perry içeride başlıyor! İkili Elbow And Collar Tie Up'a gidiyor. Orton arkasına geçerek üstünlük kuruyor ve headlocka alıyor. Sonrasında headlockla iplere dayanıyor. Perry, Orton'ı üstünden fırlatıyor. Orton iplerden sekiyor fakat o da ne!? Angelico bir anda Orton'ın sırtından tag alıyor. Orton, Angelico'ya ters ters bakıyor. Jack Perry sırıtarak Angelico'nun ringe girmesini bekliyor. Angelico yavaşça ringe giriyor. Perry girer girmez bir Clothesline sallıyor fakat Angelico bundan takla atarak kaçıyor ve koluna yapışıyor. Kolundan çeviriyor. Bir takla daha atıyor sonrasında kolundan tekrar çevirip bir dropkicki geçiriyor. Ardından hızla headlockla Perry'i kavrıyor. Perry, Angelico'yu üstünden fırlatıyor. Angelico iplerden sekiyor Perry yere yatıyor. Angelico üstünden zıplıyor sonrasında karşı ipten sekiyor. Perry gelişine bir arm drag. Sonrasında yerde kolunu kitliyor. Angelico yavaşça kalkmaya çalışıyor. Perry ayakta kolunu çeviriyor ve arkasına geçiyor. Arkasından kolunu kitleyip kafasının arkasına üst üste tokatlar savuruyor. Sonrasında kitlemeye devam ediyor. Orton tag ver diyor ve elini uzatıyor. Angelico hızla boştaki eliyle ipi tutuyor. Hakem sayıyor. 1.....2.....3..... Angelico bir anda Perry'nin yüzüne dirseği geçiriyor! Sonrasında Bicycle High Knee! Perry iplere çekiliyor. Angelico bir dropkickle Perryi ring dışına yolluyor. Ardından Joe Hendry'e doğru koşup bir forearm smashi geçiriyor. Sonrasında aprona geçiyor ve koşarak Crossbody'le Perry'nin üstüne uçuyor!
Fakat Perry bir anda anda onu havada Powerslam şeklinde yakalıyor! Ardından Suplex pozisyonuna çeviriyor ve Brainbusterla onu yere vuruyor! Sonrasında yerdeki minderi söküyor! Ardından Angelico'yu kaldırıyor. Tutuyor ve ELEVATED DDT'yle yere vuruyor! Angelico yerde hareketsiz yatıyor. Orton köşesinde çıldırıyor. Bir anda aprondan iniyor ve olaya müdahale etmeye gidiyor fakat hakem onu uyarıyor. Orton sinirle hakeme itiraz ediyor. Jack Perry aradan Orton'a öpücük göndererek Orton'la alay ediyor. Sonrasında Perry, Angelico'yu kaldırarak ringe sokup tekrar çekerek çıkartıyor ve Powerbomb pozisyonuna alıp CANADIAN DESTROYER!! Sonrasında kafasını tutup led aprona vuruyor! Birkaç defa vurduktan sonra Angelico'nun kafasının tepesinden kanlar süzüldüğünü görüyoruz. Perry dalga geçer bir şekilde Angelico'yu ringe atıyor. Sonrasında kendisi de giriyor. Ardından Angelico'yu kaldırıyor fakat o da ne!? Angelico bir anda seri yumruklara başlıyor! Angelico ayağa kalkıyor! Perry neye uğradığını şaşırıyor! Angelico hızla Perry'i DDT şeklinde tutup iplere koşuyor. İplerden bir Tornado DDT! Tuşa gidiyor. 1........2..... KICKOUT! Angelico hızla kalkıp Perry'nin karnına basıyor. Sonrasında iplerden sekip Soccerball Kick! Adından seri tuşa gidiyor. 1.........2...... KICKOUT! Perry yavaşça kalkıyor. Angelico kalkarken bir Shoot kick sonrasında bir tane daha. Ardından bir tane daha Spin Kick ve Bicycle Knee! Fakat Perry bundan kaçıyor ve arkasından kavrıyor! German Suplex'le yatırıyor! Fakat hayır! Angelico bundan kurtulmayı başarıyor. Fakat o da ne!? Geri geri çekildiği sırada Hendry, Angelico'nun kollarından kavrıyor. Perry üstüne koşarak bir big bootu geçiriyor. Fakat Angelico bundan kaçıyor! Yanlışlıkla Hendry'nin yüzüne sağlam bir big bootu geçiriyor. Hendry aprondan düşüyor. Dudağını tutuyor. Angelico hızla bir SUPERKICK! Jack Perry'se buna karşılık bir SUPERKICK! İkisi de yere devriliyor! Hendry çıkıp çıkmamakta tereddüt ediyor. Sonrasında istemsizce aprona çıkıyor ve elini uzatıyor. Orton'da Angelico'ya elini uzatıyor. İkili karşılıklı tag vermek için sürünüyorlar! Hızla tag veriyorlar!
Orton ve Hendry ringe dalıyor. Orton sağlam bir Clothesline! Sonrasında bir tane daha! Ardından tutuyor ve aprona atıyor. Spike DDT hazırlığı fakat hayır. Hendry iplerin arasından çıkıyor ve Back Body Dropla Orton'ı ring dışına postalıyor! Sonrasında aprondan iniyor. Hızla Orton'ı shoulder chargela bariyerlere çarpıyor! Sonrasında koşarak yerde acıyla sürünen Angelico'nun karnına bir tekme atıyor! Ardından Orton'ın kafasını tutuyor ve hızla Orton'ı bariyerlere fırlatıyor! Fakat Orton bunu tersine çeviriyor! Hendry bodoslama bariyerlere çarpıyor! Ardından Orton hızla kafasından tutarak Hendry'nin kafasını çelik merdivene vuruyor. Sonrasında Back Suplex pozisyonunda spiker masasının oraya doğru çekiyor ve Back Suplex'le Hendry'i spiker masasına vuruyor! O da ne Perry bir anda Orton'a bir gut kick! Ardından bir yumruk! Fakat Orton bunu blokluyor ve tutup onu da Back Suplex'le masaya çarpıyor. Sonrasında Hendry'i kaldırıyor ve hızla ringe sokuyor. Peşinden kendisi de giriyor. Fakat o da ne!? Jack Perry yerde Orton'ın bacağına sarılıyor! Orton üst üste stomplar vurarak Perry'den kendini kurtarmayı başarıyor. Sonrasında ringe dalıyor fakat Hendry bir anda THE STANDING OVATION! TUŞA GİDİYOR! 1........2........
Angelico bir anda ringe dalıyor ve tuşu bozuyor!! İnanılmaz! Fakat o da ne!? Jack Perry, Angelico'nun bacaklarından tutarak onu sertçe ring dışına çekiyor! Hendry sinirle Angelico'ya bakıyor. Sonrasında Orton'ın tepesine çıkıyor ve Orton'a üst üste yumruklar vurmaya başlıyor! Ardından hızla kaldırıyor ve kafasını sertçe köşeye vuruyor. Üst üste stomplarla köşede Orton'ı sıkıştırıyor. Sonrasında kaldırıyor ve kolundan tutarak sertçe karşı köşeye fırlatıyor! Orton sırtını çok sert bir şekilde çarpıyor ve sersemlemiş vaziyette Hendry'e doğru geliyor. Bir STANDING OVATION daha! Fakat Orton bundan kurtuluyor ve Hendry'i aprona atıp SPIKE DDT! İkisi de yerde! Orton sırtını tutarak acıyla kalkıyor! Ardından RKO için taunt atıyor! Yere hızla vurmaya başlıyor! Seyirciler Orton'la beraber tempo tutuyor! Hendry sersemlemiş bir şekilde kalkıyor. Orton RKO! Fakat Hendry bundan kurtuluyor ve Orton'ı üstünden hızla itiyor! Orton sertçe yüzüstü köşeye çarpıyor! Hendry sallanarak Perry'e doğru gidiyor ve Tag veriyor! Fakat o da ne!? Perry bir anda aprondan iniyor! Hendry şaşkınca Perry'e bakıyor. Perry, Hendry'e bakarak sırıtıyor.