- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 31
- Mesajlar
- 235
- Beğeni sayısı
- 158
- PG Nakit
- 0
Esenlikler,
Lafa nerden girsek bilemiyoruz. Ülkenin her tarafından lağım fışkırıyor, ruhları çevremizde gezen kutlu atalarımız bu günleri gördükçe kahroluyorlar. Döktükleri kana değil attıkları tohuma acıyorlar. Türk’ün kaderi varoluşunun tarih kitaplarında ilk anıldığı günden beri aynı. Çin’i titreten Tengrikut Motun Han’ın canını alan bir zehirdi. Zira Motun’u savaşarak öldüremezdin. Kendimize kanla kılıçla vatan yaptığımız bu topraklarda da bin yıl boyunca hiç kimse bizi savaşarak ne sindirebildi ne de kovabildi. Bir bin yıl daha geçse yine Türk’ü savaşarak yenmek mümkün olmayacaktır. Fakat bu sefer topyekun toplum zehirlendi. Zamanında ancak Motun’u zehirlemeye yetecek zehir ve entrika vardı şimdi ise tüm toplumu medya, internet, moda, politika gibi zehirlerle yok ediyorlar. Bu zehirlenmenin başlangıcı ise Töremizi terk edip Yunan’ın töresi Demokrasi’yi devletin ideolojisi yapmamıza dayanıyor.
Töre’sini Batıdan yahut Araptan alan bu toplum da tabii olarak insan hakları, mahkum hakları, eşcinsel hakları gibi ucubelikleri de onlardan almaya ve onları kendisinden üstün addetmeye başlıyor üstünlüğün Türkte olduğunu unutarak. İlk olaya gelelim; bir tane etnik süprüntü İstanbul’da bir kadın polisi öldürmüş. Hem de neyle biliyor musunuz? Başka bir polisin silahıyla! Ayrıyeten bu eleman daha önce de 26 kez suç işlediği yani mide bulandırdığı halde bir hamam böceği gibi ezilmeyerek tekrar mide bulandırması için dışarıya salınmış. Tabii son kepazelikten sonra devletin gücünü(!) göstermek için bu yaratığı hak ettiği gibi çöp poşetinde sürükleyip hayvan taşıma aracında adliyeye kadar götürmüşler. Şimdi ilk olarak bu ucuz şova, bu toplumun toplu mastürbasyonuna yönelik mizansene iki çift laf edelim. Bre gafiller! Siz bu adamı 26 kez suç işlediğinde bir kere bile bu muameleyle götürüp böcek gibi ezdiniz mi? Yoksa ön kapıdan kelepçeli sokup arka kapıdan kelepçesiz mi çıkardınız? Şimdi siz neyin şovunu yapıyorsunuz? Hele hele bu çizgili sırtlan ile Buz Devri Sid’in ters ilişkisi sonucu peydahlanmış gibi duran vitaminsize kendi silahınızı kaptırdıktan sonra neyin güç gösterisini yapıyorsunuz ulan! Biz başa gelirsek polis teşkilatı lağvedilip yerine acımasız, suçluları gerektiğinde imha eden sağ ele geçirirse de kuracağımız madenlerde yahut demiryolu inşaatlarında köle olarak çalışması için ehlilleştiren Yasavul Teşkilatı kurulacaktır.
Şimdi gelelim diğer bir meseleye; neymiş efendim ne olursa olsun bir suçlunun hakları varmış, böyle götürülmemeliymiş, Avrupalılar bize çok kızarmış, insan hakları falan varmış. Ne insan hakları ulan! O kemirgen suratlı lülloşun bu ülkede suç işlemese dahi sahip olması gereken tek hak Köle Olma Hakkıdır. Bize ne avrupadan, bize ne insan haklarından! Biz Türküz, kendi töremizi kendimiz uygularız. Böyle farelere de gereken terbiyeyi de biz veririz hakkı da biz bahşederiz.
Bir diğer değineceğimiz husus da dün yaşanan hadiselerle ilgili. Öncelikle yine mezopatamya eşeği olduğu tipinden belli olan iki zombi gündüz vakti biz kızın ırzına saldırıda bulunmuşlar ve tabii saldırdıkları kız polis olmadığı için karakola ön kapıdan girip arka kapıdan çıkmışlar. Şimdi bunlara bu cesareti kim veriyor? “İnsan hakları” mı yoksa Cumhuriyet rejimin keltoş politikacıları mı? Türkiye’de istediğiniz suçu işliyorsunuz ve bunun cezasını görmüyorsunuz, olsa olsa bir cezaevine girip 4-5 ay yatıp çıkıyorsunuz. Bu 4-5 ayı da işkence gibi yaşamanız gerekirken yine “Avrupa Birliği standartlarına uyalım” kafasındaki mankurtların çabalarıyla tatil köyünde gibi geçiriyorsunuz. İşte size insanlar ve hakları. Ulan! Biz insan değiliz, Türküz! Ne maymundan geldik ne Ademden.
Son olarak bir de iki kızı parçalara ayırıp sonra da kendini surdan aşağı atan gavat var. Burda da yine büyük bir zaafiyet görüyoruz, meğer mağdur ve ailesi daha evvel bir hata yapıp daha belindeki silaha sahip çıkamayan polislerden yardım istemişler. Polisler de herhalde çay sigara yaparken bu meseleyle pek uğraşmak istememiş olacaklar ki bu zaniye evladı elini kolunu sallaya sallaya dolaşmaya devam etmiş. Halbuki katledilen kızın ağabeyi bu piç kurusunu kanlar içinde bıraksa karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkardı ve böyle bir hadise de belki yaşanmazdı. Romalı Mafyöz Al Capone Tanrı’ya kendisine bisiklet vermesi için dua edermiş ama Tanrısı bunu kıçına çalmazmış, sonra Al Capone gidip bisiklet çalmış ve bu sefer bağışlanmak için dua etmeye başlamış. İşte Türkiye’de kendinizi böyle korumanız gerekiyor artık. Devletin ve toplumun çalışma sistemini çözecek ona göre davranacaksınız.
Bu fındık kurduna benzeyen israfın neden böyle bir şey yaptığına gelince; önceki malumatlarımda da söylemiştim. Genç erkeklere öyle bir zehir veriliyor ki kendilerine Amerika’da okul basan ezikleri idol belliyorlar. Ağzı iki kelime laf yapamayan, biz hatunla iki laf edebilmeyi mesele zanneden, ezik tiplerden böyle topluma zararlı bir alt insan ırkı yaratılıyor sanal acun eliyle. Bu duruma da acilen müdahale edilmesi ve çoluk çocuğa sağlam bir terbiye verilmesi gerekmektedir. Ama bu başka bir malumatın konusu. Önce bu verdiğim bilgileri bir idrak edin duruma göre onu da anlatırız.
Lafa nerden girsek bilemiyoruz. Ülkenin her tarafından lağım fışkırıyor, ruhları çevremizde gezen kutlu atalarımız bu günleri gördükçe kahroluyorlar. Döktükleri kana değil attıkları tohuma acıyorlar. Türk’ün kaderi varoluşunun tarih kitaplarında ilk anıldığı günden beri aynı. Çin’i titreten Tengrikut Motun Han’ın canını alan bir zehirdi. Zira Motun’u savaşarak öldüremezdin. Kendimize kanla kılıçla vatan yaptığımız bu topraklarda da bin yıl boyunca hiç kimse bizi savaşarak ne sindirebildi ne de kovabildi. Bir bin yıl daha geçse yine Türk’ü savaşarak yenmek mümkün olmayacaktır. Fakat bu sefer topyekun toplum zehirlendi. Zamanında ancak Motun’u zehirlemeye yetecek zehir ve entrika vardı şimdi ise tüm toplumu medya, internet, moda, politika gibi zehirlerle yok ediyorlar. Bu zehirlenmenin başlangıcı ise Töremizi terk edip Yunan’ın töresi Demokrasi’yi devletin ideolojisi yapmamıza dayanıyor.
Töre’sini Batıdan yahut Araptan alan bu toplum da tabii olarak insan hakları, mahkum hakları, eşcinsel hakları gibi ucubelikleri de onlardan almaya ve onları kendisinden üstün addetmeye başlıyor üstünlüğün Türkte olduğunu unutarak. İlk olaya gelelim; bir tane etnik süprüntü İstanbul’da bir kadın polisi öldürmüş. Hem de neyle biliyor musunuz? Başka bir polisin silahıyla! Ayrıyeten bu eleman daha önce de 26 kez suç işlediği yani mide bulandırdığı halde bir hamam böceği gibi ezilmeyerek tekrar mide bulandırması için dışarıya salınmış. Tabii son kepazelikten sonra devletin gücünü(!) göstermek için bu yaratığı hak ettiği gibi çöp poşetinde sürükleyip hayvan taşıma aracında adliyeye kadar götürmüşler. Şimdi ilk olarak bu ucuz şova, bu toplumun toplu mastürbasyonuna yönelik mizansene iki çift laf edelim. Bre gafiller! Siz bu adamı 26 kez suç işlediğinde bir kere bile bu muameleyle götürüp böcek gibi ezdiniz mi? Yoksa ön kapıdan kelepçeli sokup arka kapıdan kelepçesiz mi çıkardınız? Şimdi siz neyin şovunu yapıyorsunuz? Hele hele bu çizgili sırtlan ile Buz Devri Sid’in ters ilişkisi sonucu peydahlanmış gibi duran vitaminsize kendi silahınızı kaptırdıktan sonra neyin güç gösterisini yapıyorsunuz ulan! Biz başa gelirsek polis teşkilatı lağvedilip yerine acımasız, suçluları gerektiğinde imha eden sağ ele geçirirse de kuracağımız madenlerde yahut demiryolu inşaatlarında köle olarak çalışması için ehlilleştiren Yasavul Teşkilatı kurulacaktır.
Şimdi gelelim diğer bir meseleye; neymiş efendim ne olursa olsun bir suçlunun hakları varmış, böyle götürülmemeliymiş, Avrupalılar bize çok kızarmış, insan hakları falan varmış. Ne insan hakları ulan! O kemirgen suratlı lülloşun bu ülkede suç işlemese dahi sahip olması gereken tek hak Köle Olma Hakkıdır. Bize ne avrupadan, bize ne insan haklarından! Biz Türküz, kendi töremizi kendimiz uygularız. Böyle farelere de gereken terbiyeyi de biz veririz hakkı da biz bahşederiz.
Bir diğer değineceğimiz husus da dün yaşanan hadiselerle ilgili. Öncelikle yine mezopatamya eşeği olduğu tipinden belli olan iki zombi gündüz vakti biz kızın ırzına saldırıda bulunmuşlar ve tabii saldırdıkları kız polis olmadığı için karakola ön kapıdan girip arka kapıdan çıkmışlar. Şimdi bunlara bu cesareti kim veriyor? “İnsan hakları” mı yoksa Cumhuriyet rejimin keltoş politikacıları mı? Türkiye’de istediğiniz suçu işliyorsunuz ve bunun cezasını görmüyorsunuz, olsa olsa bir cezaevine girip 4-5 ay yatıp çıkıyorsunuz. Bu 4-5 ayı da işkence gibi yaşamanız gerekirken yine “Avrupa Birliği standartlarına uyalım” kafasındaki mankurtların çabalarıyla tatil köyünde gibi geçiriyorsunuz. İşte size insanlar ve hakları. Ulan! Biz insan değiliz, Türküz! Ne maymundan geldik ne Ademden.
Son olarak bir de iki kızı parçalara ayırıp sonra da kendini surdan aşağı atan gavat var. Burda da yine büyük bir zaafiyet görüyoruz, meğer mağdur ve ailesi daha evvel bir hata yapıp daha belindeki silaha sahip çıkamayan polislerden yardım istemişler. Polisler de herhalde çay sigara yaparken bu meseleyle pek uğraşmak istememiş olacaklar ki bu zaniye evladı elini kolunu sallaya sallaya dolaşmaya devam etmiş. Halbuki katledilen kızın ağabeyi bu piç kurusunu kanlar içinde bıraksa karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkardı ve böyle bir hadise de belki yaşanmazdı. Romalı Mafyöz Al Capone Tanrı’ya kendisine bisiklet vermesi için dua edermiş ama Tanrısı bunu kıçına çalmazmış, sonra Al Capone gidip bisiklet çalmış ve bu sefer bağışlanmak için dua etmeye başlamış. İşte Türkiye’de kendinizi böyle korumanız gerekiyor artık. Devletin ve toplumun çalışma sistemini çözecek ona göre davranacaksınız.
Bu fındık kurduna benzeyen israfın neden böyle bir şey yaptığına gelince; önceki malumatlarımda da söylemiştim. Genç erkeklere öyle bir zehir veriliyor ki kendilerine Amerika’da okul basan ezikleri idol belliyorlar. Ağzı iki kelime laf yapamayan, biz hatunla iki laf edebilmeyi mesele zanneden, ezik tiplerden böyle topluma zararlı bir alt insan ırkı yaratılıyor sanal acun eliyle. Bu duruma da acilen müdahale edilmesi ve çoluk çocuğa sağlam bir terbiye verilmesi gerekmektedir. Ama bu başka bir malumatın konusu. Önce bu verdiğim bilgileri bir idrak edin duruma göre onu da anlatırız.
