PAYBACK #46
6 Eylül Cuma, 21:00 - C
Moda Center
Portland, Oregon
ŞOVU TAKİP ETMEK İÇİN NEDENLER
1- Şovu Açan Sürpriz İsim Kim?
2- Kardeşim...
3- Kafes Dövüşü
4- Her Şeye Rağmen Bo Dallas!!!!
5- Roman Reigns vs. Tama Tonga
EXCLUSIVE
** 31 Ağustos Cumartesi, saat 00:27 **
Chris Jericho'yu evinde görüyoruz. Nedendir bilinmez, kemerini omzuna almış, televizyonda PAYBACK 45'in tekrarını izlemekte. O sırada bir telefon geliyor. Jericho telefonu keyifsiz bir şekilde ekrana bakıyor ve açıyor.
Chris Jericho: Evet?
Kevin Owens oturma odasının kanepesinde oturmakta.
Kevin Owens: Chris, benim Kevin. Uyku tutmadı. Bugün yaşanananları biraz düşündüm. Meclisteki oylamayı kaybettik ve rakibin Bryan oldu. Lockdown'da onunla yüzle-
Chris Jericho: Ne istiyorsun Kevin bu saatte?
Kevin Owens: Şu bizim maçı haftaya yapalım.
Chris Jericho: Hangi maçı?
Jericho'nun maç sözünü hatırlamıyor olması Kevin Owens'ı oldukça öfkelendiriyor. Chris'in verdiği sözü tutmayacağını düşünüyor.
Kevin Owens: NE DEMEK HANGİ MAÇ? WES LEE'DEN KEMERİ ALIRKEN SANA YARDIM ETTİM! BANA BİR MAÇ BORCUN VAR ADAMIM! BU BORCU HAFTAYA ALACAĞIM! PAYBACK 46'DA SEN VE BEN! O KEMER İÇİN MÜCA-
Bu sırada telefonun kapandığını duyuyoruz. Kevin Owens'ın öfkesi tavan yapıyor. Hemen Chris'i geri arıyor, fakat telefon kapalı. Bir kez daha arıyorve kapalı olduğunu fark ediyor. Kevin Owens öfkeyle telefonu kanepeye fırlatıyor. Küfürler etmeye başlıyor. Ağza alınmayacak sözler... Bir an için ayağa kalkıyor ve sinirle çıkıp Chris'in evine gitmeyi düşünüyor. Öyle sinirli ki... Onu öldürebileceğini bile düşünüyor Kevin. Biraz sonra telefonu çalıyor neyse ki. Ekrana baktığında arayanın Chris olduğunu görüyor.
Kevin Owens: TELEFONU YÜZÜME Mİ-
Chris Jericho: Hayır Kevin, şarjım bitti. Öfke nöbetleri geçirmene gerek yok. Söz vermiştim, normalde tutmam ama senin için bu hafta bu maçı yapacağız. Sen ve ben, PAYBACK 46'nın ana olayında kemer için karşılaşıyoruz. Anlaştık adamım.
Kevin Owens sakince kanepesine oturur. Chris'e teşekkür ederek telefonu kapatır ve telefonu bir kenara koyar. Sonra odasına gider. WWE'de zamanında kazandığı Universal kemerinin bir kopyası vardır. Onu omzuna alır ve aynanın karşısına geçerek kendisine bir bakar.
Chris Jericho'yu evinde görüyoruz. Nedendir bilinmez, kemerini omzuna almış, televizyonda PAYBACK 45'in tekrarını izlemekte. O sırada bir telefon geliyor. Jericho telefonu keyifsiz bir şekilde ekrana bakıyor ve açıyor.
Chris Jericho: Evet?
Kevin Owens oturma odasının kanepesinde oturmakta.
Kevin Owens: Chris, benim Kevin. Uyku tutmadı. Bugün yaşanananları biraz düşündüm. Meclisteki oylamayı kaybettik ve rakibin Bryan oldu. Lockdown'da onunla yüzle-
Chris Jericho: Ne istiyorsun Kevin bu saatte?
Kevin Owens: Şu bizim maçı haftaya yapalım.
Chris Jericho: Hangi maçı?
Jericho'nun maç sözünü hatırlamıyor olması Kevin Owens'ı oldukça öfkelendiriyor. Chris'in verdiği sözü tutmayacağını düşünüyor.
Kevin Owens: NE DEMEK HANGİ MAÇ? WES LEE'DEN KEMERİ ALIRKEN SANA YARDIM ETTİM! BANA BİR MAÇ BORCUN VAR ADAMIM! BU BORCU HAFTAYA ALACAĞIM! PAYBACK 46'DA SEN VE BEN! O KEMER İÇİN MÜCA-
Bu sırada telefonun kapandığını duyuyoruz. Kevin Owens'ın öfkesi tavan yapıyor. Hemen Chris'i geri arıyor, fakat telefon kapalı. Bir kez daha arıyorve kapalı olduğunu fark ediyor. Kevin Owens öfkeyle telefonu kanepeye fırlatıyor. Küfürler etmeye başlıyor. Ağza alınmayacak sözler... Bir an için ayağa kalkıyor ve sinirle çıkıp Chris'in evine gitmeyi düşünüyor. Öyle sinirli ki... Onu öldürebileceğini bile düşünüyor Kevin. Biraz sonra telefonu çalıyor neyse ki. Ekrana baktığında arayanın Chris olduğunu görüyor.
Kevin Owens: TELEFONU YÜZÜME Mİ-
Chris Jericho: Hayır Kevin, şarjım bitti. Öfke nöbetleri geçirmene gerek yok. Söz vermiştim, normalde tutmam ama senin için bu hafta bu maçı yapacağız. Sen ve ben, PAYBACK 46'nın ana olayında kemer için karşılaşıyoruz. Anlaştık adamım.
Kevin Owens sakince kanepesine oturur. Chris'e teşekkür ederek telefonu kapatır ve telefonu bir kenara koyar. Sonra odasına gider. WWE'de zamanında kazandığı Universal kemerinin bir kopyası vardır. Onu omzuna alır ve aynanın karşısına geçerek kendisine bir bakar.
PYROLAR PATLIYOR VE PAYBACK 46 BAŞLIYOR!!!
Fuckin' In The Bushes! Uzun sürenin ardından şovu açan isim Nigel McGuinness oluyor. Nigel keyifli bir şekilde ringe doğru ilerliyor. Seyircilerden "Welcome Back!" chantlerini duyuyoruz. Oregon, Nigel'ı, kendi evlatlarıymış gibi karşılıyor.
Nigel McGuinness: Teşekkürler teşekkürler. 1 yılın ardından, böylesine sevgi ile karşılanmak beklenmedik oluyor tabii ki. İnsanların seni hatırlayıp hatırlamayacağını bile bilmiyorsun. Ancak PGW beni unutmamış. Ben de sizleri unutmadım. Bugün ise karşınıza eskisinden daha istekli, eskisinden daha aç bir şekilde çıkıyorum. Biliyorum bazı şeyler değişti. PGW benim bıraktığım gibi bir yer değil. Ancak burada olmadığım süre içerisinde de, PGW'nün sıkı bir seyircisiydim. Ancak seyirci olmak bazen yeterli olmuyor. İnsan bekledikçe tek hissettiği, bir an önce geri dönmek oluyor. İşte ben de bu yüzden döndüm. Döndüm çünkü hala yarım kalan bir şeyler vardı. Döndüm çünkü bir şeyleri tamamlamam gerekiyordu. 46 yaşında bir adamın hikayesi değil bu. PGW'nün kendi hikayesi. Buranın başlangıcı. Her şeyin başlangıcı.
Nigel McGuinness: Başlamak demişken, buradaki hikayemin nasıl başladığını hatırlayan var mı? Hatırlamayanlar için bir hatırlatma, bu ringde değil. Orada, spiker masasında. Zamanı gelene kadar Mayhem'in spiker masasında oturuyordum. Zamanı gelene kadar. Ancak şu anda ringe çıkabileceğim, bir maç çıkarabileceğim zaman değil. JBL ve Micheal Cole'un kulaklarınızı yeterince kanattığını duydum ancak buna bir dur diyeceğim. Yeniden yorumcu masasında yer alacağım. Bunun nedeni ise, henüz temize çıkmamış olmam. İnanın bana, her şeyi denedim. Ancak olmadı. Bunun için geçen hafta doktorlarla görüştüm ve bana dedikleri şey-
PGW Takımlar Şampiyonları Will Ospreay ve Jeff Hardy girişte gözüküyor. İkili her zaman oldukları halde değiller ama. O umut saçan ışığı bir karamsarlığın sardığını görebiliyoruz. Hardy boynu bükük bir şekilde gelirken, Ospreay ise öfkeli bir şekilde girişte gözüküyor. İkili birlikte ringe doğru ilerliyorlar. Nigel'ın ikiliyi görünce bıyık altından güldüğünü görebiliyoruz.
Nigel McGuinness: Başlamak demişken, buradaki hikayemin nasıl başladığını hatırlayan var mı? Hatırlamayanlar için bir hatırlatma, bu ringde değil. Orada, spiker masasında. Zamanı gelene kadar Mayhem'in spiker masasında oturuyordum. Zamanı gelene kadar. Ancak şu anda ringe çıkabileceğim, bir maç çıkarabileceğim zaman değil. JBL ve Micheal Cole'un kulaklarınızı yeterince kanattığını duydum ancak buna bir dur diyeceğim. Yeniden yorumcu masasında yer alacağım. Bunun nedeni ise, henüz temize çıkmamış olmam. İnanın bana, her şeyi denedim. Ancak olmadı. Bunun için geçen hafta doktorlarla görüştüm ve bana dedikleri şey-
PGW Takımlar Şampiyonları Will Ospreay ve Jeff Hardy girişte gözüküyor. İkili her zaman oldukları halde değiller ama. O umut saçan ışığı bir karamsarlığın sardığını görebiliyoruz. Hardy boynu bükük bir şekilde gelirken, Ospreay ise öfkeli bir şekilde girişte gözüküyor. İkili birlikte ringe doğru ilerliyorlar. Nigel'ın ikiliyi görünce bıyık altından güldüğünü görebiliyoruz.
Nigel McGuinness: Yine aynı hikaye sanırım William. Ah, sanırım sana uzun süredir kimse böyle seslenmemişti. Ama hatırlarsın, geçen sene herkes sana böyle sesleniyordu. Regal kıçına ikide bir tekmeyi basıyordu ve sen de herkese, şu anki gözlerinde olan öfke ile bakıyordun. Ancak Jeff, senin sanki o zaman durumun daha iyiydi. Venis bir ordu ile kıçını tekmelemişti yine ama şu an insanların yüzüne bakacak halin yok gibi. Siz daha güçlü olmamış mıydınız? İnsanlara dediğiniz şey, bu değil miydi? Başka bir yaşam işleri iyi gitmiyor anlaşılan.
Jeff Hardy: Seni de görmek güzel Nigel. Tamamen bir nostalji turu yaşatıyorsun bize açıkçası. Evet bazı konularda haklısın ancak şunu unutma. Ben her zaman daha iyisi olmak için çabaladım. Değişmek için çabaladım. Sen Desmond olarak Adam Cole'u traş ederken, ben aynı gece içerisinde iki maça çıkıp senin yapamadığını yaptım. Will'i yendim ve PGW Şampiyonu oldum.
Jeff bunu dedikten sonra, Ospreay bir dönüp ona bakıyor. Mutlu olmadığı kesin.
Jeff Hardy: Seni de görmek güzel Nigel. Tamamen bir nostalji turu yaşatıyorsun bize açıkçası. Evet bazı konularda haklısın ancak şunu unutma. Ben her zaman daha iyisi olmak için çabaladım. Değişmek için çabaladım. Sen Desmond olarak Adam Cole'u traş ederken, ben aynı gece içerisinde iki maça çıkıp senin yapamadığını yaptım. Will'i yendim ve PGW Şampiyonu oldum.
Jeff bunu dedikten sonra, Ospreay bir dönüp ona bakıyor. Mutlu olmadığı kesin.
Nigel McGuinness: O işte kafamın almadığı şey. Sen her zaman en iyisiyim diye gezinmedin mi William? Şimdi bu ne? Nasıl onun gibi bir adama kaybedebilirsin anlamıyorum. Bu şirketin en başından beri en çok emek veren adamlardık. Ben sağlığım yüzünden ileri gidemezken, sen nasıl pes ettin? Niye karşımda Dünya Şampiyonluklarından birisi yerine dandik Takımlar Kemeri ile duruyorsun? Bu kadar yumuşadın mı evlat? Eğer bana soracak olursan, şu an gözümde pamuk şeker gibisin. Üflediğimde dağılacak gibisin. Bu zamana kadar sikim taşağıma denk diye geziyordun ancak şu an bamyayı bir santim yukarı kaldıramayacak kadar aşağıdasın.
Will Ospreay: Kolay mı Nigel? Sence kolay mıydı? Onlarca zaman bu şirketin yükünü tek başımda omuzladım. Evet aferin bana. Bir halt edip, şirketteki iki ana kemeri birden taşıdım. Sence benim için kolay mıydı bırakıp gitmek? İki kemeri de kaybetmek kolay mıydı? Ancak sen bunu bilemezsin. Sen de bırakıp gittin. Hepiniz bırakıp gittiniz. Sen, Bill, Regal, Cornette ve artık her kim varsa. Evet omzumdaki bir ana kemer değil ancak şunu unutma; PGW Şampiyonluğunu da, World Heavyweight Şampiyonluğunu da, ana kemer yapan bendim. Artık omzumda o iki kemer olmayabilir ancak omzumdaki bu kemeri en önemli kemer yapacak güce hala sahibim.
Will Ospreay: Kolay mı Nigel? Sence kolay mıydı? Onlarca zaman bu şirketin yükünü tek başımda omuzladım. Evet aferin bana. Bir halt edip, şirketteki iki ana kemeri birden taşıdım. Sence benim için kolay mıydı bırakıp gitmek? İki kemeri de kaybetmek kolay mıydı? Ancak sen bunu bilemezsin. Sen de bırakıp gittin. Hepiniz bırakıp gittiniz. Sen, Bill, Regal, Cornette ve artık her kim varsa. Evet omzumdaki bir ana kemer değil ancak şunu unutma; PGW Şampiyonluğunu da, World Heavyweight Şampiyonluğunu da, ana kemer yapan bendim. Artık omzumda o iki kemer olmayabilir ancak omzumdaki bu kemeri en önemli kemer yapacak güce hala sahibim.
Nigel McGuinness: Madem o güce sahipsin, onu görelim. Bana verdiğin sözü hatırlıyor musun evlat? Bir rövanş. Bunu senden alacağımı söylemiştim. Yarım kalan işleri tamamlamak istediğimi söylemiştim. İlk işim bunu yapmak olacak. Bu yaşlı adam, o eski güreş botlarını giyecek ve o gece, o botu götüne sokacak.
Will Ospreay: Madem istediğin bu, bunu hemen-
Nigel McGuinness: Lafımı bölme. William artık buradaki küçük olan adam değilsin. Artık herkes senin adını biliyor. Artık herkes ne yapabileceğini biliyor. Artık evlat olarak seslenilecek biri değilsin. Artık bir yıldızsın. Saygımı kazanmayı başardın. O yüzden karşına geçiyorum. O yüzden sana meydan okuyorum. Saygı duyduğum kişi olup olmadığını görmem lazım. O yüzden sen de bu meydan okumayı kabul edeceksin.
Nigel elini uzatıyor Ospreay'e. Ospreay elini tutacakken-
Carry On Wayward Son! The Elite burada. Daha doğrusu Young Bucks burada. Ringdeki üçlünün dikkati onlara kayıyor. Young Bucks ringe doğru gelirken, konuşmaya başlıyorlar.
Matt Jackson: Şuna bak, Nick. Üç tane dede, ringde mazilerini anıyorlar.
Nick Jackson: Ahh, çok sevimliler. Ancak nostalji pornosundan insanlar vazgeçti artık. İnsanlar artık daha iyi şeyler izlemek istiyorlar. İnsanlar "Elite" şeyleri izlemek istiyor. O yüzden...
Will Ospreay: Madem istediğin bu, bunu hemen-
Nigel McGuinness: Lafımı bölme. William artık buradaki küçük olan adam değilsin. Artık herkes senin adını biliyor. Artık herkes ne yapabileceğini biliyor. Artık evlat olarak seslenilecek biri değilsin. Artık bir yıldızsın. Saygımı kazanmayı başardın. O yüzden karşına geçiyorum. O yüzden sana meydan okuyorum. Saygı duyduğum kişi olup olmadığını görmem lazım. O yüzden sen de bu meydan okumayı kabul edeceksin.
Nigel elini uzatıyor Ospreay'e. Ospreay elini tutacakken-
Carry On Wayward Son! The Elite burada. Daha doğrusu Young Bucks burada. Ringdeki üçlünün dikkati onlara kayıyor. Young Bucks ringe doğru gelirken, konuşmaya başlıyorlar.
Matt Jackson: Şuna bak, Nick. Üç tane dede, ringde mazilerini anıyorlar.
Nick Jackson: Ahh, çok sevimliler. Ancak nostalji pornosundan insanlar vazgeçti artık. İnsanlar artık daha iyi şeyler izlemek istiyorlar. İnsanlar "Elite" şeyleri izlemek istiyor. O yüzden...
Matt Jackson: Ringimizden bir an önce defol spiker bozuntusu Nigel. Usluca yerine otur ve burada işlerin artık nasıl döndüğünü izle.
Nigel üstlerine doğru yürüyor ancak Jeff Hardy araya giriyor ve onu durduruyor. Young Bucks da ringe giriyorlar. Nigel istemeden de olsa, spiker masasında yerini alıyor. Young Bucks ve Another Life karşı karşıya geliyorlar.
Ancak bir anda arenadaki tüm ışıklar sönüyor...
Wyatt Family'nin üyeleri Erick Rowan ve Braun Strowman burada. İkiliyi görünce Young Bucks'un yüz ifadeleri değişiyor. Geçen haftadan ötürü öfkeli oldukları belli. İkili ringe giriyor.
Erick Rowan: Siz böcekler görevinizi yerine getirdiniz. Artık çıkabilirsiniz. Biz burada bize verilen yüce görevi yerine getirmek için buradayız. Takımlar Şampiyonluklarını ele geçirmek için geldik. Siz sözde şam-
Nick Jackson: Bir dakika bir dakika. Önce geçen hafta, dağdan indim şehre diye bize saldırdınız, şimdi de takım kemerlerine adaylığınızı mı koyuyorsunuz? Siz güneydeki köyünüzde, hiç mi edep öğrenmediniz? Takımlar kemeri bizim. Sıra-
Braun Strowman: Sus böcek. Sus ve dinle sadece.
Nigel üstlerine doğru yürüyor ancak Jeff Hardy araya giriyor ve onu durduruyor. Young Bucks da ringe giriyorlar. Nigel istemeden de olsa, spiker masasında yerini alıyor. Young Bucks ve Another Life karşı karşıya geliyorlar.
Ancak bir anda arenadaki tüm ışıklar sönüyor...
Wyatt Family'nin üyeleri Erick Rowan ve Braun Strowman burada. İkiliyi görünce Young Bucks'un yüz ifadeleri değişiyor. Geçen haftadan ötürü öfkeli oldukları belli. İkili ringe giriyor.
Erick Rowan: Siz böcekler görevinizi yerine getirdiniz. Artık çıkabilirsiniz. Biz burada bize verilen yüce görevi yerine getirmek için buradayız. Takımlar Şampiyonluklarını ele geçirmek için geldik. Siz sözde şam-
Nick Jackson: Bir dakika bir dakika. Önce geçen hafta, dağdan indim şehre diye bize saldırdınız, şimdi de takım kemerlerine adaylığınızı mı koyuyorsunuz? Siz güneydeki köyünüzde, hiç mi edep öğrenmediniz? Takımlar kemeri bizim. Sıra-
Braun Strowman: Sus böcek. Sus ve dinle sadece.
Matt Jackson: Neden susup sizin boş yapmanızı dinleye-
Erick Rowan: Dinle çünkü bu sizi de kapsıyor. Lockdown'da, bu ringdeki herkes, kafes maçında olacak. Takmlar Şampiyonluğu için hepimiz maça çıkacağız.
Will Ospreay: Bir dakika bir dakika. Ne maçı? Bizim neden bundan haberimiz yok?
Braun Strowman: Çünkü bu kadar övünmenize rağmen, hiçbir yerde yoktunuz. Geçen hafta mecliste yoktunuz. Bu hafta geç geldiniz. Gerçi buradaki böcekler de geç geldi. Ancak bu beni meraklandırdı altın çocuk. Neden geçen hafta burada değildiniz? Herkes buradayken, siz ikiniz nasıl böyle bir lükse sahipsiniz ki? Bunca zaman sürekli verdiğiniz emek adına kendinizi pohpohluyorsunuz. Ancak sadece işinize gelince buradasınız. Siz kuzeyli züppeler, buna rağmen nasıl halkın sesiyiz diye geçinebiliyorsunuz? Neden gerçek emekçiler değil de, sizler şampiyonsunuz? Hani insanlar için çabalıyordunuz? Geçen hafta neredeydiniz? Neden mecliste değildiniz?
Ospreay'in yüzünden sinir ve şaşkınlık birlikte okunuyor. Bir saniye kafasını eğiyor ve sonrasında gülerek başını kaldırıyor.
Will Ospreay: Sana açıklayayım Braun. Şöyle ki...
Ospreay mikrofonu bir anda Strowman'ın başına geçiriyor. Bir anda kavga başlıyor. Young Bucks ve Erick Rowan kapışırken, Another Life da Strowman'a dalıyor.
Young Bucks, Rowan'ı yere serecek gibi oluyor ancak Rowan bir anda kükreyerek ikisini de üstünden atıyor. Önce Matt Jackson'a bir Big Boot çakıyor, sonra da Nick Jackson'a Lariat vuruyor. Ardından Braun'un yardımına koşuyor. Arkadan Jeff Hardy'i yakalıyor ve devasa bir Foream Smash. Ancak Hardy hızlıca karnına tekmeyi geçiyor Rowan'ın. Rowan acı ile karnını tutarken, Hardy onu kolundan tutup iplere yollamak istiyor. Ancak Rowan gücü ile yerinden kıpırdamıyor. Jeff bir anda kendini iplere yollanan kişi olarak buluyor. Ancak iplere son anda tutunuyor. Rowan üstüne doğru koşuyor ancak Hardy ipleri aşağıya çekiyor ve Rowan ringin dışına çıkıyor. Hardy de hemen peşinden iplerden sekiyor ve Suicide Dive! İkisi de yerde.
Bu sırada Strowman'ın, Ospreay'i devirdiğini görüyoruz. Peşinden Young Bucks'a dönüyor. Young Bucks ellerinden geldiğince Strowman'a karşı çabalıyorlar ancak Strowman bir anlığına fırsatı yakalıyor ve ikisini de boyunlarından tuttuğu gibi, Double Chokeslam. Ancak bunu yapamıyor. Son anda Jeff Hardy geliyor ve arkadan Strowman'ı yakalayıp Sleeper Hold bağlıyor. Bu fırsattan yararlanan Young Bucks'dan, Strowman'a Double Superkick! Ancak Strowman düşmüyor. Bir kere daha! Ancak Strowman sadece bir dizi üstüne düşüyor. Yine de çok güçlü. Hardy'i yakalıyor ve fırlatıyor. Ancak bir Double Superkick daha. Artık iki dizinin de üstünde. İki elini de tutuyorlar Strowman'ın. BTE TRIGGER!!!
VURUYORLAR ANCAK STROWMAN SON ANDA BLOKLUYOR!!!
Rowan'ın da ringe döndüğünü görüyoruz. İkisi de Jackson'ları yakalıyorlar ve omuzlarına alıyorlar. DOUBLE RUNNING POWERSLAM! Ancak Jeff Hardy son anda Nick Jackson'u, Rowan'ın omuzlarından çekip kurtarıyor. Rowan ne olduğunu anlamadan arkasına bakıyor ancak bu sefer Hardy ve Nick Jackson'dan Double Superkick!
HARDY DURMUYOR VE ROWAN'A TWIST OF FATE! HEMEN KÖŞEYE ÇIKIYOR VE SWANTON BOMB! ROWAN İPTAL! HARDY VE NICK JACKSON KARŞI TARAFLARDA OLMASINA RAĞMEN BİRLİKTE SEVİNİYORLAR!
DOUBLE CHOKESLAM!!! STROWMAN BİR ANDA GELİYOR VE İKİSİNİ BİRDEN YAKALIYOR!!!
OSCUTTER!!! OSPREAY BİR ANDA GELİYOR VE STROWMAN'I GAFİL AVLIYOR. STROWMAN DİZLERİNİN ÜSTÜNE, OSPREAY KOŞUYOR VE HIDDEN BLADE!!!!!!!
Ospreay darbenin etkisi ile kendisi de yere düşüyor. Ancak bilmediği şey ise Matt Jackson'un hala ayakta olduğu. Jackson Ospreay'in arkasında. Superkick için hazır bir şekilde bekliyor. Ospreay ayağa kalkıp arkasını döndüğü gibi Super-
???: ARKANA BAK WILL!
OSPREAY BUNU DUYDUĞU GİBİ BİRDEN DURUMU ANLIYOR VE JACKSON ANLAMADAN ÜZERİNE HIDDEN BLADE İLE UÇUYOR!
Kameralar bağıran kişiye döndüğünde, bunun spiker masasındaki Nigel McGuinness olduğunu görüyoruz. Nigel bıyık altından gülüşünü atarken, Ospreay de ayakta kalan son kişi olarak, kemerini yukarı kaldırıyor. Bununla birlikte reklamlara gidiyoruz.
Erick Rowan: Dinle çünkü bu sizi de kapsıyor. Lockdown'da, bu ringdeki herkes, kafes maçında olacak. Takmlar Şampiyonluğu için hepimiz maça çıkacağız.
Will Ospreay: Bir dakika bir dakika. Ne maçı? Bizim neden bundan haberimiz yok?
Braun Strowman: Çünkü bu kadar övünmenize rağmen, hiçbir yerde yoktunuz. Geçen hafta mecliste yoktunuz. Bu hafta geç geldiniz. Gerçi buradaki böcekler de geç geldi. Ancak bu beni meraklandırdı altın çocuk. Neden geçen hafta burada değildiniz? Herkes buradayken, siz ikiniz nasıl böyle bir lükse sahipsiniz ki? Bunca zaman sürekli verdiğiniz emek adına kendinizi pohpohluyorsunuz. Ancak sadece işinize gelince buradasınız. Siz kuzeyli züppeler, buna rağmen nasıl halkın sesiyiz diye geçinebiliyorsunuz? Neden gerçek emekçiler değil de, sizler şampiyonsunuz? Hani insanlar için çabalıyordunuz? Geçen hafta neredeydiniz? Neden mecliste değildiniz?
Ospreay'in yüzünden sinir ve şaşkınlık birlikte okunuyor. Bir saniye kafasını eğiyor ve sonrasında gülerek başını kaldırıyor.
Will Ospreay: Sana açıklayayım Braun. Şöyle ki...
Ospreay mikrofonu bir anda Strowman'ın başına geçiriyor. Bir anda kavga başlıyor. Young Bucks ve Erick Rowan kapışırken, Another Life da Strowman'a dalıyor.
Young Bucks, Rowan'ı yere serecek gibi oluyor ancak Rowan bir anda kükreyerek ikisini de üstünden atıyor. Önce Matt Jackson'a bir Big Boot çakıyor, sonra da Nick Jackson'a Lariat vuruyor. Ardından Braun'un yardımına koşuyor. Arkadan Jeff Hardy'i yakalıyor ve devasa bir Foream Smash. Ancak Hardy hızlıca karnına tekmeyi geçiyor Rowan'ın. Rowan acı ile karnını tutarken, Hardy onu kolundan tutup iplere yollamak istiyor. Ancak Rowan gücü ile yerinden kıpırdamıyor. Jeff bir anda kendini iplere yollanan kişi olarak buluyor. Ancak iplere son anda tutunuyor. Rowan üstüne doğru koşuyor ancak Hardy ipleri aşağıya çekiyor ve Rowan ringin dışına çıkıyor. Hardy de hemen peşinden iplerden sekiyor ve Suicide Dive! İkisi de yerde.
Bu sırada Strowman'ın, Ospreay'i devirdiğini görüyoruz. Peşinden Young Bucks'a dönüyor. Young Bucks ellerinden geldiğince Strowman'a karşı çabalıyorlar ancak Strowman bir anlığına fırsatı yakalıyor ve ikisini de boyunlarından tuttuğu gibi, Double Chokeslam. Ancak bunu yapamıyor. Son anda Jeff Hardy geliyor ve arkadan Strowman'ı yakalayıp Sleeper Hold bağlıyor. Bu fırsattan yararlanan Young Bucks'dan, Strowman'a Double Superkick! Ancak Strowman düşmüyor. Bir kere daha! Ancak Strowman sadece bir dizi üstüne düşüyor. Yine de çok güçlü. Hardy'i yakalıyor ve fırlatıyor. Ancak bir Double Superkick daha. Artık iki dizinin de üstünde. İki elini de tutuyorlar Strowman'ın. BTE TRIGGER!!!
VURUYORLAR ANCAK STROWMAN SON ANDA BLOKLUYOR!!!
Rowan'ın da ringe döndüğünü görüyoruz. İkisi de Jackson'ları yakalıyorlar ve omuzlarına alıyorlar. DOUBLE RUNNING POWERSLAM! Ancak Jeff Hardy son anda Nick Jackson'u, Rowan'ın omuzlarından çekip kurtarıyor. Rowan ne olduğunu anlamadan arkasına bakıyor ancak bu sefer Hardy ve Nick Jackson'dan Double Superkick!
HARDY DURMUYOR VE ROWAN'A TWIST OF FATE! HEMEN KÖŞEYE ÇIKIYOR VE SWANTON BOMB! ROWAN İPTAL! HARDY VE NICK JACKSON KARŞI TARAFLARDA OLMASINA RAĞMEN BİRLİKTE SEVİNİYORLAR!
DOUBLE CHOKESLAM!!! STROWMAN BİR ANDA GELİYOR VE İKİSİNİ BİRDEN YAKALIYOR!!!
OSCUTTER!!! OSPREAY BİR ANDA GELİYOR VE STROWMAN'I GAFİL AVLIYOR. STROWMAN DİZLERİNİN ÜSTÜNE, OSPREAY KOŞUYOR VE HIDDEN BLADE!!!!!!!
Ospreay darbenin etkisi ile kendisi de yere düşüyor. Ancak bilmediği şey ise Matt Jackson'un hala ayakta olduğu. Jackson Ospreay'in arkasında. Superkick için hazır bir şekilde bekliyor. Ospreay ayağa kalkıp arkasını döndüğü gibi Super-
???: ARKANA BAK WILL!
OSPREAY BUNU DUYDUĞU GİBİ BİRDEN DURUMU ANLIYOR VE JACKSON ANLAMADAN ÜZERİNE HIDDEN BLADE İLE UÇUYOR!
Kameralar bağıran kişiye döndüğünde, bunun spiker masasındaki Nigel McGuinness olduğunu görüyoruz. Nigel bıyık altından gülüşünü atarken, Ospreay de ayakta kalan son kişi olarak, kemerini yukarı kaldırıyor. Bununla birlikte reklamlara gidiyoruz.
Kamera arenanın dışına, binanın ana girişine dönüyor. Jey, arabasından inerek binaya doğru yürümeye başlıyor. Yüzünde kararlı bir ifade var. Bugünkü Roman Reigns vs. Tama Tonga maçında Tama'nın köşesinde yer almaya hazır. Konsantre görünüyor. Jey, binanın giriş kapısına doğru ilerlerken birkaç hayranın ve güvenlik görevlisinin selamlarını alıyor.
Ancak aniden, ortamda bir hareketlenme oluyor. Binanın giriş kapısının hemen önünde, The Bloodline ekibi saklanmış! Jey kapıya yaklaştığı anda, bir anda ortaya çıkıp Jey'e hızla saldırıyorlar. Jey, neye uğradığını anlamadan Roman Reigns'in güçlü bir yumruğuyla yere yığılıyor. Jacob ve Solo da yerde tekme yumruk krizine sokuyor onu. Ayağa kaldırıp garaj kapısına fırlatıyorlar. Tekrar tekrar çarptırıyorlar kafasını. Paul Heyman da kenarda, elleriyle ağzını kapatarak izliyor olanları. Roman onu işaret ederek söze giriyor.
Roman Reigns: Wiseman'e saldırmak ha? Tek başına, size gücü yetmeyen baban yaşındaki adama?
Ancak aniden, ortamda bir hareketlenme oluyor. Binanın giriş kapısının hemen önünde, The Bloodline ekibi saklanmış! Jey kapıya yaklaştığı anda, bir anda ortaya çıkıp Jey'e hızla saldırıyorlar. Jey, neye uğradığını anlamadan Roman Reigns'in güçlü bir yumruğuyla yere yığılıyor. Jacob ve Solo da yerde tekme yumruk krizine sokuyor onu. Ayağa kaldırıp garaj kapısına fırlatıyorlar. Tekrar tekrar çarptırıyorlar kafasını. Paul Heyman da kenarda, elleriyle ağzını kapatarak izliyor olanları. Roman onu işaret ederek söze giriyor.
Roman Reigns: Wiseman'e saldırmak ha? Tek başına, size gücü yetmeyen baban yaşındaki adama?
Diye bağırarak saldırıyı yönetirken, Solo Sikoa ve Jacob Fatu da Jey'e sert tekmeler ve yumruklar savururlar.
Roman Reigns: İyice zıvanadan çıktın Jey. İyi bir derse ihtiyacın var. Lockdown'da, o cehennem kafesinin içinde... Daha önce yaptıklarımı hatırlıyorsun değil mi? Onun üstüne çıkamayacağımı mı zannediyorsun? Sana şefkat göstereceğimi mi? Devam edin!
Roman Reigns: İyice zıvanadan çıktın Jey. İyi bir derse ihtiyacın var. Lockdown'da, o cehennem kafesinin içinde... Daha önce yaptıklarımı hatırlıyorsun değil mi? Onun üstüne çıkamayacağımı mı zannediyorsun? Sana şefkat göstereceğimi mi? Devam edin!
Jacob ve Solo, Jey'i haşat ediyor iyice. Binanın giriş kısmı bir anda kaos ortamına dönüyor; görevli ve güvenlikler şaşkınlık içinde olup biteni izlerken, Bloodline ekibi Jey'e ölümüne saldırmaya devam ediyorlar. Jey'in yüzü ve vücudu darbelerle yaralanmış ve kanlar içinde kalıyor. Jacob Fatu, Jey'in sırtına sert bir darbe indirirken, Solo Sikoa yüzüne birkaç yumruk daha atıyor. Roman Reigns ise bir adım geride, soğukkanlı bir şekilde bu vahşeti izler ve yönlendiriyor. Araya girmek isteyenlere de "Kimse karışmasın!" diye emrediyor. Güvenlik görevlileri tereddüt ediyor, kimse müdahale etmeye cesaret edemiyor bu vahşete. Sonunda, Roman Reigns elini kaldırarak ekibine durmalarını işaret ediyor. Bloodline, Jey'i yere serilmiş halde bırakırken Jey, ağır nefes alıyor. Roman onun üzerine eğiliyor.
Roman Reigns: Lockdown'da seni doğduğuna pişman edeceğim. Ve, yanına çekerek kendini bir şey zannetmene sebep olan o çocukları, Guerrillas of Destiny'i Bloodline'a katacağım. Çünkü onların yeri burası. Senin yanın değil! İşte o zaman, yapayalnız kalacaksın Jey. Kendi kendine soracaksın: Ben ne yaptım böyle? Niye yalnızım? Niye hep kaybeden ben oluyorum? Soracaksın kendine, ve cevabı da bulacaksın. Emin ol hiçbir şey sandığın kadar karmaşık değil. Ortada! Sadece, sen görmek istemiyorsun. Gerçekleri, kötü tecrübelerle öğreneceksin Jey. Oysa ilk günden beri yapmak istediğim, her şeyin en kolay yoldan, kestirmeden gerçekleşmesiydi. Bunu sen istedin biliyorsun değil mi? Sen istedin! Ve sonuçlarına katlanacaksın!
Bloodline ekibi, Roman Reigns'in emriyle binanın girişinden uzaklaşıyor. Görevliler hemen Jey'e yardıma koşuyorlar. Sağlık ekibi hızla Jey'i arka alana, tıbbi müdahale için götürüyor.
Bloodline ekibi, Roman Reigns'in emriyle binanın girişinden uzaklaşıyor. Görevliler hemen Jey'e yardıma koşuyorlar. Sağlık ekibi hızla Jey'i arka alana, tıbbi müdahale için götürüyor.
Reklamlardan döndüğümüzde, spiker masası yeniden bizi karşılıyor. JBL, Micheal Cole ve spiker masasına yeniden katılan Nigel McGuinness'i görüyoruz.
Micheal Cole: Herkese yeniden merhaba PGW izleyicileri, ben Micheal Cole. Yanımda JBL ve uzun süren aranın ardından dönen Nigel McGuinness var. JBL öncelikle sana sormak istiyorum. Uzun süren aranın ardından Nigel ile bu masada oturmak nasıl hissettiriyor.
JBL: Cole, bugün gördük ki PGW izleyicileri Nigel için heyecanlı, sen Nigel için heyecanlısın ve açıkçası ben de heyecanlıyım. Ancak bu konuda konuşması gereken varsa, o sen ile ben değil, tam kendisi.
Nigel McGuinness: Evet evet dönüş falan filan ama sorun şu ki, insanlar bunun için burada değil. İnsanlar gerçek mücadeleciler için burada. O yüzden günün ilk maçına geçelim artık.
Samanta Irvin: Sırada, tüm kuralların geçerli olduğu, 30 dakika süre limitli, teke tek maçta gelen ilk isim, Hackensack, New Jersey'den; 5.11 fit uzunluğunda ve 200 pound ağırlığında, "Smacktalker Skywalker" Enzo Amore!!!
SAWFT!!! Seyircilerin yüksek tepkisini duyabiliyoruz.
JBL: Önce Nigel, şimdi de Enzo. Söyle bakalım Nigel, bugün başka bir OG bekliyor muyuz?
JBL: Cole, bugün gördük ki PGW izleyicileri Nigel için heyecanlı, sen Nigel için heyecanlısın ve açıkçası ben de heyecanlıyım. Ancak bu konuda konuşması gereken varsa, o sen ile ben değil, tam kendisi.
Nigel McGuinness: Evet evet dönüş falan filan ama sorun şu ki, insanlar bunun için burada değil. İnsanlar gerçek mücadeleciler için burada. O yüzden günün ilk maçına geçelim artık.
Samanta Irvin: Sırada, tüm kuralların geçerli olduğu, 30 dakika süre limitli, teke tek maçta gelen ilk isim, Hackensack, New Jersey'den; 5.11 fit uzunluğunda ve 200 pound ağırlığında, "Smacktalker Skywalker" Enzo Amore!!!
SAWFT!!! Seyircilerin yüksek tepkisini duyabiliyoruz.
JBL: Önce Nigel, şimdi de Enzo. Söyle bakalım Nigel, bugün başka bir OG bekliyor muyuz?
Micheal Cole: Hahaha, böyle bir şeyi planlı mı yaptılar diyorsun JBL.
Nigel McGuinness: Boşu kes JBL. Bu benim için de sürpriz.
Enzo hızlıca ringe giriyor ancak maç başlamadan önce mikrofonu istiyor.
Enzo Amore: PGW, ben eve döndüm. Bilmiyorum beni hatırlayan var mı? Daha ilk şovda, bu şirketin en büyüklerinden birini yendim. Evet Nigel, senin ahiretliğini diyorum. Ancak sonra işler istediğim gibi gitmedi. Şans yüzüme gülmedi. Sakatlık vesaire derken kendimi bir anda kapının dışında buldum. Ancak o kapı dışarı olduğum şirket, bugünkü şirket değil. O kapı yıkıldı ve yepyeni bir PGW'nün karşısındayım. O yüzden bugün, flörtümüzün ilk adımlarıymış gibi düşünebilirsiniz.
Enzo Amore: Demek istediğim bir şey daha var. Benim adım Enzo Amore. PGW, How You Doing?
Samantha Irvin: Ve rakibi, Florida, Brooksville'den; 6.1 fit uzunluğunda ve 234 pound ağırlığında olan, "The New World's Strongest Man" Bo Dallas!
"BOLIEVE!
BOLIEVE!
BOLIEVE!"
Nigel McGuinness: İşte seyirci desteği böyle olur. Herkes Bo Dallas'ı seviyor. Herkes onun kazanmasını istiyor.
Nigel McGuinness: Boşu kes JBL. Bu benim için de sürpriz.
Enzo hızlıca ringe giriyor ancak maç başlamadan önce mikrofonu istiyor.
Enzo Amore: PGW, ben eve döndüm. Bilmiyorum beni hatırlayan var mı? Daha ilk şovda, bu şirketin en büyüklerinden birini yendim. Evet Nigel, senin ahiretliğini diyorum. Ancak sonra işler istediğim gibi gitmedi. Şans yüzüme gülmedi. Sakatlık vesaire derken kendimi bir anda kapının dışında buldum. Ancak o kapı dışarı olduğum şirket, bugünkü şirket değil. O kapı yıkıldı ve yepyeni bir PGW'nün karşısındayım. O yüzden bugün, flörtümüzün ilk adımlarıymış gibi düşünebilirsiniz.
Enzo Amore: Demek istediğim bir şey daha var. Benim adım Enzo Amore. PGW, How You Doing?
Samantha Irvin: Ve rakibi, Florida, Brooksville'den; 6.1 fit uzunluğunda ve 234 pound ağırlığında olan, "The New World's Strongest Man" Bo Dallas!
"BOLIEVE!
BOLIEVE!
BOLIEVE!"
Nigel McGuinness: İşte seyirci desteği böyle olur. Herkes Bo Dallas'ı seviyor. Herkes onun kazanmasını istiyor.
JBL: İsteyebilirler ancak Enzo resmen aç gelmiş. Dallas'ın iki haftalık yenilgisi onun avantajına.
Micheal Cole: İkiniz de farklı düşüncelerdeyseniz, o zaman bu maç çekişmeli olacak.
Bo Dallas bu sırada girişini tamamlıyor. Hakem kontrolleri yapıyor ve zili çalıyor.
Enzo Amore vs. Bo Dallas
Micheal Cole: İkiniz de farklı düşüncelerdeyseniz, o zaman bu maç çekişmeli olacak.
Bo Dallas bu sırada girişini tamamlıyor. Hakem kontrolleri yapıyor ve zili çalıyor.
Enzo Amore vs. Bo Dallas
İki isim de birbirinin etrafında dönüyor. Enzo rakibini düşürmek için tekme atıyor ama Bo kaçıyor. Enzo bir kere daha deniyor ama Bo yine kaçıyor. İkisi birbirini yakalıyor derken Enzo hızlıca Headlock'a çeviriyor. Headlock'dan Hammerlock'a çeviriyor derken Dallas'dan Snapmare. Enzo yerde. Dallas hemen Headlock'a alıyor rakibini. Ancak Enzo kalkıyor ve rakibini iplere yaslıyor. Dallas yavaşça bıraktığı gibi Roundhouse Kick! Enzo deniyor ancak Bo eğiliyor. İkisi de hızlıca kalkıyor. Yeniden açık kovalamaya başlıyorlar. Dallas atlıyor ancak Enzo alttan kaçıp belini yakalamaya çalışıyor ancak Dallas da onu hızlıca savuşturuyor. Enzo bir atılım yapmaya çalışıyor derken Bo birden ayaklarını yakalıyor ve yere seriyor. İkisi yerde çırpınırken sonunda Dallas, Fujiwara Armbar yapıyor. Enzo ancak kalkıyor ama Dallas bırakmıyor ve Enzo'nun kolunu çevirip arkadan yakalıyor. Enzo kolunu çevirmek için hamle yapıyor ama başarılı olamıyor. Bo Dallas onu yere seriyor ve Kneeling Armbar yapıyor. Ancak Enzo hızlı bir hareketle kurtuluyor ve ayağa kalkıp rakibini iplere doğru ittiriyor. Bo kilidi gevşettiği gibi onu iplere yolluyor ancak Dallas'tan Shoulder Block geliyor.
Micheal Cole: What a impact!
Nigel McGuinness: Niye spiker masasına döndüm biliyor musun? İşte bu yüzden. Bu saçma sapan şeylerle insanların kulaklarını kanatıyorsun Cole.
Micheal Cole: What a impact!
Nigel McGuinness: Niye spiker masasına döndüm biliyor musun? İşte bu yüzden. Bu saçma sapan şeylerle insanların kulaklarını kanatıyorsun Cole.
Enzo hızlıca yerden kalkıyor ve omzunu kontrol ediyor. Sonrasında da onaylarcasına Dallas'a bakıyor. İki isim de yine birbirlerini yakalıyor sonrasında ancak Dallas hızlıca Headlock'a çeviriyor. Sonrasında onu yere düşürüyor ve Side Headlock'a alıyor. Ancak Enzo yine kalkıyor ve yine rakibini iplere ittiriyor. Yeniden Shoulder Block. Enzo yerde. Ancak Dallas yine iplerden sekiyor fakat Enzo yerde yuvarlanarak rakibinden kaçıyor. Dallas yine sekiyor ancak bu sefer de Enzo'dan Leapfrog geliyor. Dallas'ın geri dönüşünde kolunu yakalıyor ve Hip Toss. Dallas hızlıca kalkıyor ancak Dropkick. Dallas iplerden destek alarak kalkmaya çalışıyor ama bu sefer Enzo onu yakalıyor ve Headlock Takedown. Enzo bastırıyor. Ama Dallas direniyor. Rakibini yavaşça kaldırıyor ve bu sefer Enzo iplere fırlatılıp seken isim oluyor. Bu sefer Enzo rakibi Shoulder Block ile yere seriyor. Bu sefer Enzo koşuyor ancak Dallas yuvarlanıyor. Enzo sekiyor ve Dallas'tan Leapfrog. Enzo yine sekiyor ama dönüşte Bo onu omuzlarına alıyor. Enzo hızlıca çırpınarak kurtuluyor ve Bo'yu omuzlarına alıyor. Ancak Bo onu ittiriyor ve Enzo yere düşüyor. Ama hemen kendini iplerin oraya doğru çekiyor. İki isim bakışıyor.
Ezno kalkıyor ve iki isim yine ringin ortasındalar. Enzo rakibini yakalayacak gibi yapıyor ama bir tekme atıyor. Sonra bir tane daha. Ve bir tekme de diğer tarafa. Dallas düşüyor. Enzo üst üste stomplar vuruyor şimdi. Dallas'ı kaldırıyor ve Forearm Smash vuruyor. Köşeye gönderiyor. Köşede stomplayarak yere düşürüyor. Ardından kaldırıyor ve diğer köşeye itiyor. Ancak Dallas çeviriyor ve köşeye çarpan isim Enzo oluyor. Enzo acı ile kolunu tutarken, Dallas arkadan iplerden sekiyor ve Face Plant. Dallas tuşa gidiyor. 1... Enzo atıyor. Dallas hemen Headlock'a alıyor ancak kısa sürede Enzo rakibinin karnına yumruk vura vura bıraktırıyor. Enzo peşi sıra iplerden sekiyor ancak Lariat! Enzo yere düşüyor. Dallas tuşa gidiyor. 1... Enzo atıyor. Dallas bu sefer Chin Lock bağlıyor. İyice zorluyor ama Enzo yine kaldırıyor Dallas'ı karnından yakaladığı gibi Back Suplex! Tuşa gidiyor hemen. 1... 2... Dallas atıyor. Enzo rakibini yerden kaldırıp köşeye yolluyor. Dallas yüzünü çarpıp yere düşüyor. Enzo yine tuşa gidiyor. 1... 2... Dallas atıyor. Enzo rakibini yeniden kaldırıyor derken birden Dallas hareketleniyor ve Enzo'yu köşeye ittirmeye başlıyor. Köşede üst üste yumruklar. Ardından diğer köşeye yolluyor. Oradan da yakalıyor ve Fisherman's Suplex! Bridge kuruyor Dallas ve tuş denemesi. 1... 2...
Ezno kalkıyor ve iki isim yine ringin ortasındalar. Enzo rakibini yakalayacak gibi yapıyor ama bir tekme atıyor. Sonra bir tane daha. Ve bir tekme de diğer tarafa. Dallas düşüyor. Enzo üst üste stomplar vuruyor şimdi. Dallas'ı kaldırıyor ve Forearm Smash vuruyor. Köşeye gönderiyor. Köşede stomplayarak yere düşürüyor. Ardından kaldırıyor ve diğer köşeye itiyor. Ancak Dallas çeviriyor ve köşeye çarpan isim Enzo oluyor. Enzo acı ile kolunu tutarken, Dallas arkadan iplerden sekiyor ve Face Plant. Dallas tuşa gidiyor. 1... Enzo atıyor. Dallas hemen Headlock'a alıyor ancak kısa sürede Enzo rakibinin karnına yumruk vura vura bıraktırıyor. Enzo peşi sıra iplerden sekiyor ancak Lariat! Enzo yere düşüyor. Dallas tuşa gidiyor. 1... Enzo atıyor. Dallas bu sefer Chin Lock bağlıyor. İyice zorluyor ama Enzo yine kaldırıyor Dallas'ı karnından yakaladığı gibi Back Suplex! Tuşa gidiyor hemen. 1... 2... Dallas atıyor. Enzo rakibini yerden kaldırıp köşeye yolluyor. Dallas yüzünü çarpıp yere düşüyor. Enzo yine tuşa gidiyor. 1... 2... Dallas atıyor. Enzo rakibini yeniden kaldırıyor derken birden Dallas hareketleniyor ve Enzo'yu köşeye ittirmeye başlıyor. Köşede üst üste yumruklar. Ardından diğer köşeye yolluyor. Oradan da yakalıyor ve Fisherman's Suplex! Bridge kuruyor Dallas ve tuş denemesi. 1... 2...
Nigel McGuinness: Şu kurduğu Bridge'e bakar mısın Cole. Bu adam güçlü olduğu kadar esnek de.
Micheal Cole: Yani konuşabilir miyim?
JBL: Adam sana sus demedi, boşu kes dedi Cole.
Enzo atıyor. Dallas hemen kalkıyor ve rakibini bekliyor. Rakibi kalktığı gibi ROLLIN' THE D- Enzo son anda onu ittiriyor ve Dallas dizlerinin üstünde kalıyor. Enzo hemen oradan DDT yapıyor. Tuşa gidiyor. 1... 2... Dallas atıyor. Enzo hızlıca Triangle Hold yapıyor ancak kısa sürede Dallas onu kaldırarak Electric Chair pozisyonuna alıyor. Enzo panikle Dallas'ın kafasına üst üste vurmaya başlıyor. Dallas dengesini kaybetmeye başlıyor. Enzo onun üstünden zıplayarak Tornado DDT yapmaya çalışıyor ancak Dallas onu son anda yakalıyor ve Vertical Suplex! Ama Enzo da o hareketten ucu ucuna kurtuluyor. Dallas arkasını dönüyor ancak Enzo'dan The Realist Combination! Dallas dizlerinin üstünde. Enzo iplerden sekiyor ve Baseball Punch! Dallas yerde. Enzo tuşa gidiyor. 1... 2... Dallas atıyor. Ancak kalkacak hali yok. Enzo hiç vakit kaybetmeden köşeye çıkıyor. Hızlıca ringin köşesinden atlıyor. AIR ENZOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ANCAK DALLAS DİZLERİNİ KALDIRIYOR! ENZO YERİNDEN FIRLIYOR RESMEN. ACI İÇİNDE KARNINI TUTARKEN ROLLIN' THE DICE!!!!!!!!!!!!!! BAŞARILI! DALLAS TUŞA GİDİYOR! 1... 2...
Micheal Cole: Yani konuşabilir miyim?
JBL: Adam sana sus demedi, boşu kes dedi Cole.
Enzo atıyor. Dallas hemen kalkıyor ve rakibini bekliyor. Rakibi kalktığı gibi ROLLIN' THE D- Enzo son anda onu ittiriyor ve Dallas dizlerinin üstünde kalıyor. Enzo hemen oradan DDT yapıyor. Tuşa gidiyor. 1... 2... Dallas atıyor. Enzo hızlıca Triangle Hold yapıyor ancak kısa sürede Dallas onu kaldırarak Electric Chair pozisyonuna alıyor. Enzo panikle Dallas'ın kafasına üst üste vurmaya başlıyor. Dallas dengesini kaybetmeye başlıyor. Enzo onun üstünden zıplayarak Tornado DDT yapmaya çalışıyor ancak Dallas onu son anda yakalıyor ve Vertical Suplex! Ama Enzo da o hareketten ucu ucuna kurtuluyor. Dallas arkasını dönüyor ancak Enzo'dan The Realist Combination! Dallas dizlerinin üstünde. Enzo iplerden sekiyor ve Baseball Punch! Dallas yerde. Enzo tuşa gidiyor. 1... 2... Dallas atıyor. Ancak kalkacak hali yok. Enzo hiç vakit kaybetmeden köşeye çıkıyor. Hızlıca ringin köşesinden atlıyor. AIR ENZOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ANCAK DALLAS DİZLERİNİ KALDIRIYOR! ENZO YERİNDEN FIRLIYOR RESMEN. ACI İÇİNDE KARNINI TUTARKEN ROLLIN' THE DICE!!!!!!!!!!!!!! BAŞARILI! DALLAS TUŞA GİDİYOR! 1... 2...
3!
Kazanan: Bo Dallas
Nigel McGuinness: Böylece seri yeniden başlıyor. 1-0
Maçın önemli anlarını izledikten sonra ringe döndüğümüzde, Dallas'ın köşede sevindiğini görüyoruz. Eli ile 1-0 işareti yapıyor. Bu görüntülerle birlikte reklamlara gidiyoruz.
Kazanan: Bo Dallas
Nigel McGuinness: Böylece seri yeniden başlıyor. 1-0
Maçın önemli anlarını izledikten sonra ringe döndüğümüzde, Dallas'ın köşede sevindiğini görüyoruz. Eli ile 1-0 işareti yapıyor. Bu görüntülerle birlikte reklamlara gidiyoruz.
Kameralar açıldığında Velveteen Dream'i biriyle sohbet ederken görüyoruz. Keyfi gayet yerinde. Sohbet bitiyor ve koridorda yürümeye başlıyor. Birkaç güreşçinin soyunma odasının önünden geçiyor ve koridoru dönüy-
Sırtına bir kuş çarpıp koridorun ucunda kayboluyor. Velveten Dream ne olduğuna anlam veremeden gözüne bir kanat çarpıyor. Siyah kuş hızla yok oluyor ortadan. Velveteen Dream adımlarını sıklaştırıyor. Koridorun ucunda kendisine özel dizayn edilmiş odanın kapısına varıyor. Anahtarı göze sokup kapıyı açıyor yavaşça.
Rosemary?! Rosemary ve Bray Wyatt, loş ışığın ortaya çıkardığı sandalyenin arkasındaki gölgede öylece Velveteen'i bekliyor! Sandalye, Bray Wyatt'ın sallanan sandalyesi. Velveteen için orayı boşaltmış. Velveteen Dream refleksif olarak bir adım gerilese de cesaretini toplayıp birkaç adım ilerliyor. ÇAT! sesiyle irkiliyor. Ardındaki kapı kendi kendine kapandı. Wyatt'ın kahkahaları duyuluyor.
ÖLMELİSİN
İNTİHAR ET
YAŞAMAYI HAK ETMİYORSUN
ZENCİ
ALT SINIF
DUYGUSALSIN GÜÇSÜZSÜNALT SINIF
APTAL
VAKİT GELDİ
YARIM KALAN HESABI KAPATVAKİT GELDİ
Bu sesler, odada yankılan cümleler Wyatt'ın sesi ancak Wyatt ağzını oynatmıyor. Hatta gülmeye devam ediyor. Sandalyenin arkasında kendi kendine kıkırdıyor. Velveteen Dream'in bakışları donuklaşıyor.
İNTİHAR ET
DEĞERSİZSİN
Rosemary ve Wyatt'a bakmıyor bir süredir. Gözü orada. Sandalyede, üstündeki hasır ipte. Ağır adımlarla oraya ilerliyor.
SEVDİKLERİN SENDEN UTANIYORRosemary ve Wyatt'a bakmıyor bir süredir. Gözü orada. Sandalyede, üstündeki hasır ipte. Ağır adımlarla oraya ilerliyor.
Sandalyeye vardığında kafasını havaya kaldırıyor. Halat tam tepede, boynunu tamamen kavramak için onu bekliyor.
AŞAĞILIK
ALT İNSANVelveteen bir ayağını sandalyeye atıyor. Sallanan sandalyeye güvenmiyor haliyle. Ancak bu sefer, hiç olmadığı kadar sağlam.
HAYAL KIRIKLIĞISIN
Bana mısın demiyor. Sanki özenle sabitlenmiş gibi. Bundan cesaret alan Velveteen, sandalyeye tamamen çıkıyor ve ipe dokunuyor. Ve sonra, boynuna geçiriyor onu. Onu dikkatle izleyen Wyatt, çoktan sandalyenin dibine varmış. Her şeyin hazır olduğunu görünce sandalyeye bir tekme atıyor ve ip Velveteen'in nefesini kesiyor! Enteresan sesler, debelenme, çırpınma ve sessizlik...
"DURUN! NOLUYOR BURADA?!"
Bo Dallas bir hışımla odaya girip Velveteen Dream'e önce destek oluyor. Ardından boynundaki halatı çözüyor. Tüm bunları yaparken hararetle konuşuyor.
Bo Dallas: Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Çok mu komik? Eğlenceli mi?
Wyatt kahkaha krizine giriyor ötede. Bo Dallas öfkeyle bakıyor ona. Velveteen'i kurtarıp nefes alıp almadığını kontrol ediyor. Hayati bir durumu olmadığını anladığında ayağa kalkıp Wyatt'a dönüyor. Hala gülmekte olan Wyatt'a.
Bo Dallas: Düşene bir tekme de sen mi atacaksın? Niye böyle yapıyorsun kardeşim? Niye?
Wyatt birden triggerlanıyor. Kahkahalarına aniden son verip öfkeyle Bo Dallas'ın üzerine yürüyor.
Bray Wyatt: Kardeşim mi? KARDEŞİM Mİ? Benim 2 kardeşim var: Erick ve Braun.
Bo Dallas ve Wyatt face to face yaparken Velveteen'in öksürükleri Bo'nun dikkatini dağıtıyor. Hemen onu alıp ardına bile bakmadan odadan çıkıyor.
Girişte Roman Reigns görünüyor. Hemen yanında Paul Heyman, Solo Sikoa ve Jacob Fatu var. Bloodline burada! Ağır adımlarla ringe doğru ilerliyorlar. Biraz sonra Roman yalnız başına ringe giriyor. Sonra da köşeye çıkıp tauntlarını atıyor. Biraz sonra girişe dönüyor ve rakibini bekliyor.
Michael Cole: Roman tüm ihtişamıyla girişini yaptı. Jey'in iki haftadır yaptıklarına rağmen hala çok güçlü bir şekilde ringde.
Nigel McGuinness: Roman geçen seneye göre buraya daha adapte görünüyor. Etrafına topladığı ailesi ile beraber PGW'nin yapı taşlarından biri olmuş durumda. Onu devirmek kolay olmayacaktır Michael.
"DURUN! NOLUYOR BURADA?!"
Bo Dallas bir hışımla odaya girip Velveteen Dream'e önce destek oluyor. Ardından boynundaki halatı çözüyor. Tüm bunları yaparken hararetle konuşuyor.
Bo Dallas: Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Çok mu komik? Eğlenceli mi?
Wyatt kahkaha krizine giriyor ötede. Bo Dallas öfkeyle bakıyor ona. Velveteen'i kurtarıp nefes alıp almadığını kontrol ediyor. Hayati bir durumu olmadığını anladığında ayağa kalkıp Wyatt'a dönüyor. Hala gülmekte olan Wyatt'a.
Bo Dallas: Düşene bir tekme de sen mi atacaksın? Niye böyle yapıyorsun kardeşim? Niye?
Wyatt birden triggerlanıyor. Kahkahalarına aniden son verip öfkeyle Bo Dallas'ın üzerine yürüyor.
Bray Wyatt: Kardeşim mi? KARDEŞİM Mİ? Benim 2 kardeşim var: Erick ve Braun.
Bo Dallas ve Wyatt face to face yaparken Velveteen'in öksürükleri Bo'nun dikkatini dağıtıyor. Hemen onu alıp ardına bile bakmadan odadan çıkıyor.
Girişte Roman Reigns görünüyor. Hemen yanında Paul Heyman, Solo Sikoa ve Jacob Fatu var. Bloodline burada! Ağır adımlarla ringe doğru ilerliyorlar. Biraz sonra Roman yalnız başına ringe giriyor. Sonra da köşeye çıkıp tauntlarını atıyor. Biraz sonra girişe dönüyor ve rakibini bekliyor.
Michael Cole: Roman tüm ihtişamıyla girişini yaptı. Jey'in iki haftadır yaptıklarına rağmen hala çok güçlü bir şekilde ringde.
Nigel McGuinness: Roman geçen seneye göre buraya daha adapte görünüyor. Etrafına topladığı ailesi ile beraber PGW'nin yapı taşlarından biri olmuş durumda. Onu devirmek kolay olmayacaktır Michael.
JBL: Nigel'a katılıyorum, Roman gerçek bir şef. Onu muharebelerde yenebilirsiniz, fakat savaşı kazanabilir misiniz emin değilim.
Guerillas of Destiny girişte! İkili tauntlarını atıyor ve ringe doğru ilerliyor. Bloodline'ın bulunduğu köşenin tam tersine geçiyor Tanga Loa. Tama Tonga ise o köşeden içeriye giriyor. Roman Reigns karşısında. Tama Tonga ona bakıyor. Roman da ona focus olmuş. Maç başlıyor!
Roman Reigns vs. Tama Tonga
Guerillas of Destiny girişte! İkili tauntlarını atıyor ve ringe doğru ilerliyor. Bloodline'ın bulunduğu köşenin tam tersine geçiyor Tanga Loa. Tama Tonga ise o köşeden içeriye giriyor. Roman Reigns karşısında. Tama Tonga ona bakıyor. Roman da ona focus olmuş. Maç başlıyor!
Roman Reigns vs. Tama Tonga
Maç başladı. İkili Elbow And Collar Tie Up'a gidiyor. Tama arkasına geçiyor. Fakat Roman sağlam bir dirsek darbesini geçiriyor. Ardından bir tane de Headbutt vuruyor. Tama sersemleyerek köşeye çekiliyor. Roman, Tama'yı köşeye sabitliyor ve Palm Strike'lara başlıyor. Palm Strike'larla Tama'yı sersemlettikten sonra kolundan tutuyor ve bir Clothesline'ı geçiriyor fakat Tama bundan eğiliyor ve bir Neckbreaker! Hızla tuşa gidiyor. 1.........2.. Roman hızla atıyor. Tama hızla chinlocka alıyor. Roman bundan kalkmaya çalışıyor. Bir süre sonra kalkmayı başarıyor. Fakat Tama, kilidi bırakıp Roman'ın sırtını iplere dayıyor ve Clothesline'la ring dışına yolluyor! Sonrasında hızla iplerden sekiyor ve Tope Con Hilo! Hayır, Roman bundan kaçıyor! Hafif sırıtarak kafasını olumsuz şekilde sallıyor ve Tama'yla alay ediyor. Sonrasında Tama'yı kaldırıyor ve kafasını bariyerlere vuruyor! Sonrasında seri yumruklarla Tama'yı bariyerlerin oraya oturtuyor. Ardından spiker masasına gidiyor ve masayı açıyor. Ringe girip count outı sıfırlayıp tekrar çıkıyor. Tama'yı saçından tutarak kaldırıp hızla spiker masasına götürüyor. Kafasını spiker masasına vurmaya başlıyor! Sonrasında çenesinden tutarak spiker masasına Tama'nın sırtını yaslıyor.
Roman Reigns: Neden Jey'in tarafındasın? Kuzenin mi kardeşin mi, şu adamı al ve soytarı Jey'i bırak. Doğru yola geç yoksa sana Jey'e yaşattığım acıları yaşatırım. Az sonra seni bu masaya çakacağım gibi!
Tama Tonga: Git kendini becer!
Tama sağlam bir yumruğu geçiriyor! Roman sersemliyor! Tama hızla bir shoulder charge yaparak Roman'ı aprona yapıştırıyor! Roman'a üst üste yumruklar vurmaya başlıyor! Sonrasında kafasını seri bir şekilde aprona vurmaya başlıyor! Defalarca kez aprona vurduktan sonra Roman'ı ringe sokuyor! Peşinden kendisi de giriyor! Roman'ı kaldırıyor! Samoan Drop için sırtlıyor. Fakat Roman bundan kurtuluyor ve kafasından tutup Tama'yı ringposta yolluyor! Tama kafasını çok sert çarpıp ring dışına düşüyor! Tama zorlanarak aprona tutunuyor ve orada kalkmaya çalışıyor. Roman ring dışına fırlıyor ve ringin etrafından dönerek koşuyor. DRIVE BY! Tama'nın tam suratına! Sonrasında tutuyor ve URANAGE'yle masaya vuruyor! Masanın üstüne çıkıp Tama'yı orada sertçe yumrukluyor!
Roman bir süre sonra bırakıyor ve bacağından tutarak Tama'yı çekiyor ve bir Uranage daha! Tama sırtını tutarak acıyla kıvranıyor! Roman ardından tekrar bacağından çekiyor ve Powerbomb pozisyonuna alıyor! Powerbomb şeklinde kaldırıyor. Fakat hayır! Tama aniden bundan kurtuluyor ve BACK BODY DROP! Roman masaya çakılıyor! Masa kırılıyor! Roman acıyla yerde kıvranıyor! Tama, Roman'ı bir süre sonra saçından tutarak kaldırıyor ve hızla ringe sokuyor. Peşinden kendisi de giriyor. Hızla bir gut kick. Ardından üst üste gut kicklerle Roman'ı köşeye taşıyor. Köşede üst üste stomplarla Roman'ı köşede kıstırıyor. Roman köşede yere doğru düşüyor. Tama, Roman'ın kafasına üst üste yumruklar savuruyor! Sonrasında ayağa kalkıyor. Kolundan tutarak kaldırıyor. Karşı köşeye doğru fırlatıyor! Fakat Roman aniden bir SUPERMAN PUNCH! Ardından sırtını tutarak köşeye geçiyor. SPEAR İçin hazırlanıyor! Üstüne koşuyor ve SPEAR! Fakat Tama'dan hızlı bir Small Package! 1.........2........ KICKOUT! Roman bir anda GUILLOTINE!!!
Roman Reigns: Neden Jey'in tarafındasın? Kuzenin mi kardeşin mi, şu adamı al ve soytarı Jey'i bırak. Doğru yola geç yoksa sana Jey'e yaşattığım acıları yaşatırım. Az sonra seni bu masaya çakacağım gibi!
Tama Tonga: Git kendini becer!
Tama sağlam bir yumruğu geçiriyor! Roman sersemliyor! Tama hızla bir shoulder charge yaparak Roman'ı aprona yapıştırıyor! Roman'a üst üste yumruklar vurmaya başlıyor! Sonrasında kafasını seri bir şekilde aprona vurmaya başlıyor! Defalarca kez aprona vurduktan sonra Roman'ı ringe sokuyor! Peşinden kendisi de giriyor! Roman'ı kaldırıyor! Samoan Drop için sırtlıyor. Fakat Roman bundan kurtuluyor ve kafasından tutup Tama'yı ringposta yolluyor! Tama kafasını çok sert çarpıp ring dışına düşüyor! Tama zorlanarak aprona tutunuyor ve orada kalkmaya çalışıyor. Roman ring dışına fırlıyor ve ringin etrafından dönerek koşuyor. DRIVE BY! Tama'nın tam suratına! Sonrasında tutuyor ve URANAGE'yle masaya vuruyor! Masanın üstüne çıkıp Tama'yı orada sertçe yumrukluyor!
Roman bir süre sonra bırakıyor ve bacağından tutarak Tama'yı çekiyor ve bir Uranage daha! Tama sırtını tutarak acıyla kıvranıyor! Roman ardından tekrar bacağından çekiyor ve Powerbomb pozisyonuna alıyor! Powerbomb şeklinde kaldırıyor. Fakat hayır! Tama aniden bundan kurtuluyor ve BACK BODY DROP! Roman masaya çakılıyor! Masa kırılıyor! Roman acıyla yerde kıvranıyor! Tama, Roman'ı bir süre sonra saçından tutarak kaldırıyor ve hızla ringe sokuyor. Peşinden kendisi de giriyor. Hızla bir gut kick. Ardından üst üste gut kicklerle Roman'ı köşeye taşıyor. Köşede üst üste stomplarla Roman'ı köşede kıstırıyor. Roman köşede yere doğru düşüyor. Tama, Roman'ın kafasına üst üste yumruklar savuruyor! Sonrasında ayağa kalkıyor. Kolundan tutarak kaldırıyor. Karşı köşeye doğru fırlatıyor! Fakat Roman aniden bir SUPERMAN PUNCH! Ardından sırtını tutarak köşeye geçiyor. SPEAR İçin hazırlanıyor! Üstüne koşuyor ve SPEAR! Fakat Tama'dan hızlı bir Small Package! 1.........2........ KICKOUT! Roman bir anda GUILLOTINE!!!
Tama direnmeye çalışıyor! Hızla yanındaki ipe sürünüyor ve ipi tutuyor! Hakem sayıyor! 1......2.....3....4.... ayırıyor ve Roman bırakmak zorunda kalıyor! Tama acıyla yerde kıvranıyor! Roman sırtını tutarak kalkıyor. Ardından Tama'yı hızla kaldırıyor. Fakat o da ne!? Tama'dan bir anda JUMPING FLATLINER! Hızla Roman'ın üstüne sürünüp tuşa gidiyor! 1........2........
KICKOUT! Tama şaşkın! Tama yorgun bir şekilde kalkıyor ve Roman'ın kalkmasını bekliyor. Roman acıyla kalkıyor. Tama hızla üstüne koşuyor. Roman'dan aniden bir SUPERMAN PUNCH! Sonrasında UUUUUUAAAAAAAAA yapıyor! Tama ayağa kalkıyor. Roman iplerden sekiyor. Sonrasında karşı ipten tekrar sekiyor ve bir SPEAR!
KICKOUT! Tama şaşkın! Tama yorgun bir şekilde kalkıyor ve Roman'ın kalkmasını bekliyor. Roman acıyla kalkıyor. Tama hızla üstüne koşuyor. Roman'dan aniden bir SUPERMAN PUNCH! Sonrasında UUUUUUAAAAAAAAA yapıyor! Tama ayağa kalkıyor. Roman iplerden sekiyor. Sonrasında karşı ipten tekrar sekiyor ve bir SPEAR!
Vurmayı başarıyor! Ardından seri tuşa gidiyor! 1.........2........3!!!!
Kazanan: Roman Reigns
The Tribal Chief galibiyete imza atıyor! Roman hızlı geçen maçı kazanmayı biliyor. Kenarda duran Tanga Loa üzüntülü, ama bir o kadar da beklenen sonun farkında. Roman biraz sonra ona bakıyor, ardından yerde yatan Tama Tonga'yı süzüyor. Ona doğru mikrofonsuz bir şekilde konuşuyor.
Roman Reigns: Hata yapmış olabilirsin, bunu anlarım. Bloodline'a katılarak doğru yola dönebilirsin! Sakın yanılgıya düşme, sizin peşinizden Jey gibi koşmayacağım, Bloodline'a katılacaksan, bunu derhal yapmak zorundasın!
Kazanan: Roman Reigns
The Tribal Chief galibiyete imza atıyor! Roman hızlı geçen maçı kazanmayı biliyor. Kenarda duran Tanga Loa üzüntülü, ama bir o kadar da beklenen sonun farkında. Roman biraz sonra ona bakıyor, ardından yerde yatan Tama Tonga'yı süzüyor. Ona doğru mikrofonsuz bir şekilde konuşuyor.
Roman Reigns: Hata yapmış olabilirsin, bunu anlarım. Bloodline'a katılarak doğru yola dönebilirsin! Sakın yanılgıya düşme, sizin peşinizden Jey gibi koşmayacağım, Bloodline'a katılacaksan, bunu derhal yapmak zorundasın!
Tama Tonga kenara doğru atıyor ilerlemek istiyor, fakat Roman buna izin vermiyor! Tutuyor onu ve kaldırıp köşe gönderine doğru fırlatıyor ve kafasını köşeye çarptırıyor! Tama Tonga yeniden yerde! Bu sırada...
Tanga Loa hızla ringe geliyor. Roman'ın karşısına geçiyor ve sakin olmasını istiyor. Roman ona doğru bakıyor. Biraz sonra yan taraftan bir mikrofon geliyor. Roman yarı öfkeli bir şekilde konuşmaya başlıyor.
Roman Reigns: Anoa'i ailesi olarak sizlerle olan bağımızdan dolayı utanç duyuyorum! Tüm aile benim çatım altında toplanmış durumda. Bunu hepiniz, geçen ay yaptığımız yemekte gördünüz. Yalnızca bir iki çıkıntı adam yüzünden benim yaptıklarımı kabul eden onlarca insanın fikrini kenara bıraktınız. Tüm aile benim gibi düşünüyor. Sizler ise aile içindeki Head of the Table'dan rahatsız olduğunuz için farklı bir yol arıyorsunuz. Bu yüzden de kuzenim Jey'i kullanıyorsunuz. Belki de onun sivri fikirlerini daha da sivrilterek onun ateşini harlıyor bile olabilirsiniz. Sizden tiksiniyorum!
Tanga Loa sakince ona bakıyor. Roman öfkeyle devam ediyor.
Tanga Loa hızla ringe geliyor. Roman'ın karşısına geçiyor ve sakin olmasını istiyor. Roman ona doğru bakıyor. Biraz sonra yan taraftan bir mikrofon geliyor. Roman yarı öfkeli bir şekilde konuşmaya başlıyor.
Roman Reigns: Anoa'i ailesi olarak sizlerle olan bağımızdan dolayı utanç duyuyorum! Tüm aile benim çatım altında toplanmış durumda. Bunu hepiniz, geçen ay yaptığımız yemekte gördünüz. Yalnızca bir iki çıkıntı adam yüzünden benim yaptıklarımı kabul eden onlarca insanın fikrini kenara bıraktınız. Tüm aile benim gibi düşünüyor. Sizler ise aile içindeki Head of the Table'dan rahatsız olduğunuz için farklı bir yol arıyorsunuz. Bu yüzden de kuzenim Jey'i kullanıyorsunuz. Belki de onun sivri fikirlerini daha da sivrilterek onun ateşini harlıyor bile olabilirsiniz. Sizden tiksiniyorum!
Tanga Loa sakince ona bakıyor. Roman öfkeyle devam ediyor.
Roman Reigns: Zavallı Jey Uso! Yanında duran insanlar aslında seni sevdiği için değil, beni sevmediği için yanında duruyor. Bunu fark etmeye başladığın zaman her şeyin benimle ilgili olduğunu bir kez daha anlayacaksın. Yani Masanın Başı'nın kim olduğunu! Kendi başlattığı küçük isyan dalgasının büyük bir uyanış olduğunu sanması kadar üzücü bir şey yok. Jey Uso... Kendinin düşündüğünden daha da küçük olduğunu gördüğün zaman, işte o zaman benim yanıma gelip aileye katılmak isteyeceksin. Fakat bu saatten sonra senin Bloodline'da asla yerin yok! Asla!
Seyircilerden iyi reaksiyon geliyor. Tanga Loa onu dinlemeye devam ederken Roman ona dönüyor ve ciddiyetle bakıyor.
Roman Reigns: Ama sen Tanga, istersen derhal bu aileye katılıp yanlışından dönebilirsin. Seçimini yap! DERHAL! ACKNOWLEDGE ME!!!!
Tanga Loa düşüncelere dalıyor. Roman ciddi bir şekilde ona bakarken Tanga yanıt veremiyor. Biraz daha düşündükten sonra...
ROMAN KAFASINA MİKROFONLA VURUYOR! TANGA YERDE! YAVAŞÇA AYAĞA KALKARKEN ROMAN İPLERE KOŞUYOR VE UÇUYOR, SPEEEEAAAARRRRR!!!!!! TANGA LOA YERDE YATIYOR! BİRAZ SONRA...
Jey girişte! Jey dayanamıyor ve karnını tutarak girişte görünüyor. Roman Reigns ona öfkeyle bakıyor. Jey ringe doğru ilerliyor. Kenardaki Solo ve Jacob müdahale edecekken Roman onlara eliyle dur işareti yapıyor. Jey'in ringe girmesi için bekliyorlar. Jey seke seke geliyor ve ringe giriyor. Sonra da ağır adımlarla Roman'ın karşısına geçiyor.
Jey ve Roman bakışıyorlar! Jey de Roman da öfke dışında bir şey hissetmiyor. Bunu yüzlerinden anlıyoruz. Biraz sonra...
ROMAN HEMEN JEY'İN KARNINA VURUYOR VE ZIPLIYOR! GIYOTINE! GIYOTINE GELİYOR! JEY RİNGDE KIVRANIYOR! ROMAN NEFESİ KESENE KADAR SIKIYOR VE JEY'İ HAPSEDİYOR! JEY BOĞULACAK GİBİ OLUYOR! DEFALARCA ELİNİ YERE VURMASINA RAĞMEN ROMAN ONU BIRAKMIYOR! PAUL HEYMAN BİLE YANDA ENDİŞELİ!
Biraz sonra Roman, öfkesi dinmesinin ardından Jey'i bırakıyor ve ayağa kalkıyor. Heyman yanına geliyor. Solo ve Jacob da içeriye giriyor. Fakat Roman, Solo ile Jacob'a dışarıda durmalarını söylüyor. Onları ringde istemiyor! Solo da Jacob da buna bozuluyorlar. Roman, yanındaki Heyman ile tauntlarını atıyor! Tek başına indirdiği üç adam ise ringin dışında yerde yatıyor.
Biraz sonra Roman ringi terk ediyor ve yürümeye başlıyor. Heyman hemen arkasında, Solo ve Jacob da onlarla geliyor. Roman stage'in önüne geldiğinde dönüyor ve ringe bakıyor. Bıraktığı üç leşi inceledikten sonra kollarını yukarıya kaldırıyor ve ciddiyetle tauntlarını atıyor.
Seyircilerden iyi reaksiyon geliyor. Tanga Loa onu dinlemeye devam ederken Roman ona dönüyor ve ciddiyetle bakıyor.
Roman Reigns: Ama sen Tanga, istersen derhal bu aileye katılıp yanlışından dönebilirsin. Seçimini yap! DERHAL! ACKNOWLEDGE ME!!!!
Tanga Loa düşüncelere dalıyor. Roman ciddi bir şekilde ona bakarken Tanga yanıt veremiyor. Biraz daha düşündükten sonra...
ROMAN KAFASINA MİKROFONLA VURUYOR! TANGA YERDE! YAVAŞÇA AYAĞA KALKARKEN ROMAN İPLERE KOŞUYOR VE UÇUYOR, SPEEEEAAAARRRRR!!!!!! TANGA LOA YERDE YATIYOR! BİRAZ SONRA...
Jey girişte! Jey dayanamıyor ve karnını tutarak girişte görünüyor. Roman Reigns ona öfkeyle bakıyor. Jey ringe doğru ilerliyor. Kenardaki Solo ve Jacob müdahale edecekken Roman onlara eliyle dur işareti yapıyor. Jey'in ringe girmesi için bekliyorlar. Jey seke seke geliyor ve ringe giriyor. Sonra da ağır adımlarla Roman'ın karşısına geçiyor.
Jey ve Roman bakışıyorlar! Jey de Roman da öfke dışında bir şey hissetmiyor. Bunu yüzlerinden anlıyoruz. Biraz sonra...
ROMAN HEMEN JEY'İN KARNINA VURUYOR VE ZIPLIYOR! GIYOTINE! GIYOTINE GELİYOR! JEY RİNGDE KIVRANIYOR! ROMAN NEFESİ KESENE KADAR SIKIYOR VE JEY'İ HAPSEDİYOR! JEY BOĞULACAK GİBİ OLUYOR! DEFALARCA ELİNİ YERE VURMASINA RAĞMEN ROMAN ONU BIRAKMIYOR! PAUL HEYMAN BİLE YANDA ENDİŞELİ!
Biraz sonra Roman, öfkesi dinmesinin ardından Jey'i bırakıyor ve ayağa kalkıyor. Heyman yanına geliyor. Solo ve Jacob da içeriye giriyor. Fakat Roman, Solo ile Jacob'a dışarıda durmalarını söylüyor. Onları ringde istemiyor! Solo da Jacob da buna bozuluyorlar. Roman, yanındaki Heyman ile tauntlarını atıyor! Tek başına indirdiği üç adam ise ringin dışında yerde yatıyor.
Biraz sonra Roman ringi terk ediyor ve yürümeye başlıyor. Heyman hemen arkasında, Solo ve Jacob da onlarla geliyor. Roman stage'in önüne geldiğinde dönüyor ve ringe bakıyor. Bıraktığı üç leşi inceledikten sonra kollarını yukarıya kaldırıyor ve ciddiyetle tauntlarını atıyor.
Şovumuz ring içinde yaşananların ardından arka alanda sürüyor. Reklamlara gitmek yerine arka alanda buluyoruz kendimizi. Şovun en doğru şekilde ilerlemesi için çalışan görevlilerden ötürü arka alan vızır vızır diyebiliriz. İçerisinde bulunduğu kalabalığa rağmen, ıslık çalarak ve ağır adımlarla arka alanda ilerleyen birisi var karşımızda. Kendisini arkadan görüyoruz, üzerinde siyah bir takım elbise bulunmakta. Bu şekilde arka alanda bir müddet ilerlemesinin ardından duraksıyor, kendisini arkadan çeken kameralar ise tam olarak karşısına geçiyor bu ismin. Pekala bu kişi de kim?
KENNY OMEGA! Bu Kenny Omega! Gözlüğünü çıkartıyor ve kafasına takıyor. Bunun devamında çaldığı ıslık eşliğinde arka alandaki ağır adımlarını sürdürüyor. Arka alanın temposuna bakılacak olursa, bulunduğu ortamda oldukça aykırı ve dikkat çekici görünüyor kendisi.
X: Bu o.
Y: Yanına gidelim.
Bunları işiten Kenny, arkasına dönmeye tenezzül bile etmiyor ve yanıtlıyor.
Kenny Omega: Üzgünüm ama bugün röportaj veremem çocuklar!
X: Ah, dostum!
Y: Seninle röportaj yapmak istediğimizi kim söyledi?
Kenny arkasına dönüyor, karşısında gördüğü isimler suratının düşmesine yol açıyor. Bunu gizleyemiyor.
Kenny Omega: Ah, siz miydiniz? (elini kafasının arkasına koyuyor) Ben de muhabir ve kameraman zannetmiştim. Her neyse, sizi görmek güzel.
Matt Jackson: Aynı şekilde.
KENNY OMEGA! Bu Kenny Omega! Gözlüğünü çıkartıyor ve kafasına takıyor. Bunun devamında çaldığı ıslık eşliğinde arka alandaki ağır adımlarını sürdürüyor. Arka alanın temposuna bakılacak olursa, bulunduğu ortamda oldukça aykırı ve dikkat çekici görünüyor kendisi.
X: Bu o.
Y: Yanına gidelim.
Bunları işiten Kenny, arkasına dönmeye tenezzül bile etmiyor ve yanıtlıyor.
Kenny Omega: Üzgünüm ama bugün röportaj veremem çocuklar!
X: Ah, dostum!
Y: Seninle röportaj yapmak istediğimizi kim söyledi?
Kenny arkasına dönüyor, karşısında gördüğü isimler suratının düşmesine yol açıyor. Bunu gizleyemiyor.
Kenny Omega: Ah, siz miydiniz? (elini kafasının arkasına koyuyor) Ben de muhabir ve kameraman zannetmiştim. Her neyse, sizi görmek güzel.
Matt Jackson: Aynı şekilde.
Nick Jackson: Bu kısmı hızlı geçmemiz gerekiyor. Gündeme gelmesi gereken daha önemli bir konu var. Aklımdan geçenleri hissedebiliyor, anlayabiliyor musunuz?
Kenny Omega: Erm... Bundan sonra ne şekilde yola devam edeceğimizi mi kast ediyorsun?
Nick Jackson: Tabii ki de hayır! Bray Wyatt...
Matt Jackson: Bray ile aranızda geçenleri bizimle paylaşmayacak mısın? Hiçbir şey olmamış gibi önümüze mi bakacağız? Doğru olan bu değil Kenny. Onunla ilgili neler olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Kenny Omega: Röportaj yapmak istemediğinizi söylemiştiniz diye hatırlıyorum. Ne yani, elinizde mikrofon olmamasından ötürü mü buna inanmalıyım? Zira öyle görünüyor ki, bu bir soru cevaba dönüşüyor. Daha fazla sorunuz yoksa buradan gidiyorum.
Kenny az önce yürüdüğü tarafa tekrardan dönüyor ve oradan uzaklaşıyor. Bu bir başka deyişle kaçmak. Kaçıyor demek de mümkün.
Matt Jackson: Bu da ne demek şimdi?
Kenny Omega: Erm... Bundan sonra ne şekilde yola devam edeceğimizi mi kast ediyorsun?
Nick Jackson: Tabii ki de hayır! Bray Wyatt...
Matt Jackson: Bray ile aranızda geçenleri bizimle paylaşmayacak mısın? Hiçbir şey olmamış gibi önümüze mi bakacağız? Doğru olan bu değil Kenny. Onunla ilgili neler olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Kenny Omega: Röportaj yapmak istemediğinizi söylemiştiniz diye hatırlıyorum. Ne yani, elinizde mikrofon olmamasından ötürü mü buna inanmalıyım? Zira öyle görünüyor ki, bu bir soru cevaba dönüşüyor. Daha fazla sorunuz yoksa buradan gidiyorum.
Kenny az önce yürüdüğü tarafa tekrardan dönüyor ve oradan uzaklaşıyor. Bu bir başka deyişle kaçmak. Kaçıyor demek de mümkün.
Matt Jackson: Bu da ne demek şimdi?
Kenny hiç oralı olmuyor, ilerlemesini sürdürüyor. Matt'in onu arkasından takip etmeye yeltendiğini ama Nick'in onu tutarak buna engel olduğunu görüyoruz. Onun gidişini izliyorlar öylece. Hiç beklenmedik bir bağırtı işitir oluyoruz.
Z: BEN NE OLDUĞUNU GAYET NET BİR ŞEKİLDE BİLİYORUM!
Z: BEN NE OLDUĞUNU GAYET NET BİR ŞEKİLDE BİLİYORUM!
Bir saniye, bu Kenny'nin yaklaşık 6-7 adım karşısında bulunan Chris Brookes'dan geldi! Bu bağırma ona aitti. Kenny ve Young Bucks üyeleri Matt ile Nick dahil, herkes şaşkın bir biçimde Chris'e dönüyor. Chris ise bir şeyler söylemeyi sürdürüyor.
Chris Brookes: Bu kadar şaşırmanıza yok. Size gayet basit ve anlaşılır bir biçimde aktaracağım. Bray, Kenny'i düzdü! Evet, yanlış duymadınız. Düzdü! Şu anda da görüyorum ki, bu Kenny tarafından hazmedilememiş. Bu onun hoşuna gitmedi ama rahatsız olma, rahat ol. Çünkü bunların tamamı tecavüzün bir parçasıydı ve senin orada yapabileceğin hiçbir şey yoktu. Üzülme tecavüz mağduru!
Kenny kıpkırmızı oluyor, deliye dönüyor.
Kenny Omega: Buraya gel, seni piç!
Chris Brookes: Bu kadar şaşırmanıza yok. Size gayet basit ve anlaşılır bir biçimde aktaracağım. Bray, Kenny'i düzdü! Evet, yanlış duymadınız. Düzdü! Şu anda da görüyorum ki, bu Kenny tarafından hazmedilememiş. Bu onun hoşuna gitmedi ama rahatsız olma, rahat ol. Çünkü bunların tamamı tecavüzün bir parçasıydı ve senin orada yapabileceğin hiçbir şey yoktu. Üzülme tecavüz mağduru!
Kenny kıpkırmızı oluyor, deliye dönüyor.
Kenny Omega: Buraya gel, seni piç!
Chris Brookes: O halde beni takip et.
Chris arkasına dönüyor ve koşmaya başlıyor. Öfkesinden renk değiştiren, kuduran, alevlenen Kenny ise onu ardından takip ediyor. Arka alan görevlilerinden sıyrıla sıyrıla, sağa-sola çarpa ve yıka yıka koşuşturuyorlar. Henüz fazla uzaklaşmış değiller, kameralar geride kalan isimlere dönüyor.
Nick Jackson: Ne... Ne yapacağız?
Matt Jackson: Anyway... Neyse ne, burada yapılacak bir şey yok.
Yok artık daha neler! Onlar bu işe müdahil olmuyorlar, tekrardan Kenny-Chris koşuşturmacasına dönüyoruz. Az öncekinden farklı bir halde değiller, engelleri aşarak ve bunu yaparken arka alanı dağıtmaktan çekinmeden koşuşturuyorlar. Koridorun sonu yaklaşıyor, Chris daha fazla nereye kaçabilir?
Chris arkasına dönüyor ve koşmaya başlıyor. Öfkesinden renk değiştiren, kuduran, alevlenen Kenny ise onu ardından takip ediyor. Arka alan görevlilerinden sıyrıla sıyrıla, sağa-sola çarpa ve yıka yıka koşuşturuyorlar. Henüz fazla uzaklaşmış değiller, kameralar geride kalan isimlere dönüyor.
Nick Jackson: Ne... Ne yapacağız?
Matt Jackson: Anyway... Neyse ne, burada yapılacak bir şey yok.
Yok artık daha neler! Onlar bu işe müdahil olmuyorlar, tekrardan Kenny-Chris koşuşturmacasına dönüyoruz. Az öncekinden farklı bir halde değiller, engelleri aşarak ve bunu yaparken arka alanı dağıtmaktan çekinmeden koşuşturuyorlar. Koridorun sonu yaklaşıyor, Chris daha fazla nereye kaçabilir?
Koridorun sağına doğru dönüyor. Kenny onun ensesinde, saniyeler ardından kendisi de sağa dönüyor. Maymun gözünü açtı ama bu biraz geç oldu gibi görünüyor. Kenny ters adımlarla geriye doğru giderken takılıyor ve yere düşüyor. Orada olan şey ne?
Kenny, Chris tarafından tuzağa düştüğünü geç anlıyor. Chris'e döndüğümüzde elinde bir adet Sledgehammer bulunduğunu görüyoruz! Yerde olan Kenny, çaresizce kafasını sağa sola sallıyor. Chris ise nefes almadan, gözünü bile kırpmadan balyoz ile ona vuruyor! Kenny aldığı bu darbenin ardından hareketsiz bir biçimde yerde uzanıyor, Chris elindeki aleti onun üstüne fırlatıyor! Bunu izlemek oldukça ürkütücüydü! Chris dizlerinin üstüne çökerek, Kenny'nin saçlarını kavrıyor ve ona bir şeyler söylüyor. Sonrasında onu saçından çekerek ayağa kaldırıyor ve arka alandaki sandıklara fırlatıyor! Bir o tarafa, bir diğer tarafa! Sonunda duruyor ve betonun üzerinde DDT yapıyor! Brutal! İş çığrından çıktı!
Chris, yerde uzanan Kenny'nin takım elbisesini çıkartıyor. Bununla yetinmiyor, onun gömleğini de çıkartıyor. Sonrasında takımlığını, Kenny'nin boğazına doluyor ve onu boğuyor! Bu gerçekten dehşet verici! Chris, Kenny'i takımlık ile boğmakta! Kenny nefes almakta güçlük yaşıyor. Çırpınamıyor bile, gücü ona bile yetmiyor. Bu fazla sürmüyor, olay yerine birçok arka alan görevlisinin geldiğini görüyoruz. Müdahaleleri gecikmiyor, direkt müdahale ediyorlar ve Chris'in yerdeki Kenny'i rahat bırakmasını sağlıyorlar. Chris yerdeki Kenny'e agresif bakışları eşliğinde orayı terk ettiğini görüyoruz, diğer taraftan sağlık görevlilerinin Kenny ile ilgilendiğini...
Kameralar yerdeki çaresiz ve yalnız kalmış olan Kenny'i bir kez daha görüntüledikten sonra kapanıyor ve şovumuz yerini reklamlara bırakıyor.
Curt Hawkins ve Eddie Edwards stagede beliriyor. Beraber ringe doğru geliyorlar. Ardından çelik merdivenlerden çıkıyorlar ve sonrasında ringe giriyorlar. Top Rope'a çıkıp taunt atıyorlar ve rakiplerini beklemeye başlıyorlar.
Val Venis ile Tyler Breeze geliyor. Val etrafı süze süze geliyor. Breeze'de peşinden onu izliyor. Val, aprona tırmanmadan önce seyircilerin arasında Mary'i görüyor ve elini tutup elini öpüyor. Sonrasında hızla ringin altından kayarak ringe giriyor. Breeze'de peşinden aprona çıkıyor. Val'da ringde kendi dansını yapıyor. Sonrasında ikili Val maça başlamadan son durum değerlendirmesini yapıyorlar. Ardından Val arkasını dönüyor ve zil çalıyor.
The SEX vs. The System
Maç başladı. Val ile Hawkins içeride başlıyor. İkili ringin etrafında döndükten sonra Elbow And Collar Tie Up'a gidiyor. Val aniden çekip headlocka alıyor. Hawkins kurtulmaya çalışıyor fakat Val Headlock Takedownla yatırıyor ve Hawkins'le dalga geçiyor! Hawkins yerde kıvranarak kurtulmaya çalışıyor. Val yerde sağlam bir yumruk geçiriyor ve ayağa kalkıyor! Hawkins yumruğun etkisiyle sendeleyerek ayağa kalkıyor. Val tekrardan headlocka alıyor. Hawkins üstünden atıyor. Val iplerden sekiyor ve sağlam bir Shoulder Block koyuyor. Ardından Tuş için üstüne yatıyor. 1........ Hawkins tekte atıyor. Val hızla chinlocka alıyor. Hawkins ayaklanmaya çalışıyor. Eddie tag istiyor. Hawkins ellerini ona doğru uzatsa da Val aniden Hawkins'i tutup kendi köşesine doğru sertçe fırlatıyor! Hawkins'i kendi köşesinde yerde defalarca kez stompluyor. Sonrasında Tag'i Breeze'e veriyor. Breeze hızla stomplarla devam ediyor. Ardından kolundan tutuyor. Sonrasında hızla irish whipe yolluyor fakat Breeze bunu tersine çeviriyor. Gelişine bir BEAUTY SHOT! Fakat hayır! Hawkins bundan eğiliyor! Peşine seri bir dropkick vuruyor! Sonrasında hızla Top Rope'a çıkıyor ve Diving Clothesline ile üstüne uçuyor. Tuş deniyor. 1........2........
KICKOUT! Val sinirleniyor ve tag istiyor. Hawkins ona bakarak cry tauntu atıyor. Sonrasında Breeze'in kafasından tutup kendi köşesine getiriyor ve kafasını sağlamca köşeye vuruyor. Ardından Eddie'ye tag veriyor. Eddie hızla Breeze'i tutuyor ve Falcon Arrow! Tuşa gidiyor! 1........2........ KICKOUT! Breeze zorlanarak atıyor. Eddie, Breeze'i kaldırıyor ve kendi köşesine koyup oradan Top Rope'a çıkartıyor. Ardından Top Rope Hurricanrana! Eddie hızla tekrardan Tuşa gidiyor! 1........2........ KICKOUT! Val köşesinde sinirden kafayı yiyor. Tag istiyor. Breeze hızla Val'a sürünüyor fakat Eddie bacağından kavrıyor! Breeze ani bir manevrayla takla atarak bundan kurtulmayı başarıyor! Fakat Eddie koşarak Val'a çarpıyor! Val aprondan bariyerlere uçuyor! Breeze zorla kalkmayı başarıyor ve hızla bir SUPERKICK! Eddie sersemliyor! Breeze apronun arasından kafasını uzatıyor. Val'a durumunu soruyor. O sırada bir tag sesi geliyor. Val iyiyim ahmak herif arkana bak diyor. Bunu der demez Hawkins hızla arkasından School Boy Roll Up! 1.........2........
KICKOUT! Hawkins hızla tutup bir Neckbreaker'ı oturtuyor! Tuşa gidiyor! 1........2....... KICKOUT! Breeze tekrar atıyor. Hawkins hızla sleeper hold'a alıyor. Val bariyerlerin orada kalkmış Mary'e odaklanmış durumda. Fakat Breeze'in bağırışlarını duyunca Mary'e beklemesini söyleyip hızla aprona çıkıyor. Sonrasında Breeze'den tag istiyor. Fakat Hawkins kilidi aniden bırakıp Back Suplex'le yatırıyor! Sonrasında tekrar Tuşa gidiyor! 1.........2........ KICKOUT! Val bir oh çekiyor. Hawkins, Breeze'i köşeye doğru sürüklüyor. Sonrasında Top Rope'a çıkıyor ve HEAT SEEKING ELBOW! Fakat Breeze bundan kaçıyor! Hawkins kolunu tutarak yerde acıyla kıvranıyor! İkili bir süre yerde kalıyorlar. Val tag istiyor! Breeze Hot Tag için Val'a sürünüyor fakat Hawkins'te onun arkasından sürünüyor. Onun bacağına yapışıyor! Buna karşılık Breeze dönüp kafasına sağlam bir Enzuigiri çakıyor! Sonrasında güçlükle ayağa kalkıyor ve seri bir BEAUTY SHOTTTT! İkisi de ringin ortasında yerde kalıyor! İkisi de bir süre yerde kalıyor. Ardından ikisi de partnerlerine sürünmeye başlıyor! Breeze tag'i vermeyi başardı! Hawkins'te veriyor!
İkili hızla ringe dalıyor. Val'dan Eddie'nin tam suratına sağlam bir yumruk! Eddie ayaklanıyor bir tane daha! Sonrasında kolundan tutuyor ve iplere fırlatıyor ve bir Back Body Drop! Sonrasında kaldırıyor ve bir PILEDRIVER! Hemen ardından Eddie'yi köşeye taşıyor. Sonrasında Top Rope'a çıkıyor. Mary'i işaret ediyor ve büyük cheer alıyor. Sonrasında Top Rope'ta dansını yapıp CUM SHOTTTT! Hızla Tuşa gidiyor! 1.........2........3!!!!
Kazanan: The SEX
Kenny, Chris tarafından tuzağa düştüğünü geç anlıyor. Chris'e döndüğümüzde elinde bir adet Sledgehammer bulunduğunu görüyoruz! Yerde olan Kenny, çaresizce kafasını sağa sola sallıyor. Chris ise nefes almadan, gözünü bile kırpmadan balyoz ile ona vuruyor! Kenny aldığı bu darbenin ardından hareketsiz bir biçimde yerde uzanıyor, Chris elindeki aleti onun üstüne fırlatıyor! Bunu izlemek oldukça ürkütücüydü! Chris dizlerinin üstüne çökerek, Kenny'nin saçlarını kavrıyor ve ona bir şeyler söylüyor. Sonrasında onu saçından çekerek ayağa kaldırıyor ve arka alandaki sandıklara fırlatıyor! Bir o tarafa, bir diğer tarafa! Sonunda duruyor ve betonun üzerinde DDT yapıyor! Brutal! İş çığrından çıktı!
Chris, yerde uzanan Kenny'nin takım elbisesini çıkartıyor. Bununla yetinmiyor, onun gömleğini de çıkartıyor. Sonrasında takımlığını, Kenny'nin boğazına doluyor ve onu boğuyor! Bu gerçekten dehşet verici! Chris, Kenny'i takımlık ile boğmakta! Kenny nefes almakta güçlük yaşıyor. Çırpınamıyor bile, gücü ona bile yetmiyor. Bu fazla sürmüyor, olay yerine birçok arka alan görevlisinin geldiğini görüyoruz. Müdahaleleri gecikmiyor, direkt müdahale ediyorlar ve Chris'in yerdeki Kenny'i rahat bırakmasını sağlıyorlar. Chris yerdeki Kenny'e agresif bakışları eşliğinde orayı terk ettiğini görüyoruz, diğer taraftan sağlık görevlilerinin Kenny ile ilgilendiğini...
Kameralar yerdeki çaresiz ve yalnız kalmış olan Kenny'i bir kez daha görüntüledikten sonra kapanıyor ve şovumuz yerini reklamlara bırakıyor.
Curt Hawkins ve Eddie Edwards stagede beliriyor. Beraber ringe doğru geliyorlar. Ardından çelik merdivenlerden çıkıyorlar ve sonrasında ringe giriyorlar. Top Rope'a çıkıp taunt atıyorlar ve rakiplerini beklemeye başlıyorlar.
Val Venis ile Tyler Breeze geliyor. Val etrafı süze süze geliyor. Breeze'de peşinden onu izliyor. Val, aprona tırmanmadan önce seyircilerin arasında Mary'i görüyor ve elini tutup elini öpüyor. Sonrasında hızla ringin altından kayarak ringe giriyor. Breeze'de peşinden aprona çıkıyor. Val'da ringde kendi dansını yapıyor. Sonrasında ikili Val maça başlamadan son durum değerlendirmesini yapıyorlar. Ardından Val arkasını dönüyor ve zil çalıyor.
The SEX vs. The System
Maç başladı. Val ile Hawkins içeride başlıyor. İkili ringin etrafında döndükten sonra Elbow And Collar Tie Up'a gidiyor. Val aniden çekip headlocka alıyor. Hawkins kurtulmaya çalışıyor fakat Val Headlock Takedownla yatırıyor ve Hawkins'le dalga geçiyor! Hawkins yerde kıvranarak kurtulmaya çalışıyor. Val yerde sağlam bir yumruk geçiriyor ve ayağa kalkıyor! Hawkins yumruğun etkisiyle sendeleyerek ayağa kalkıyor. Val tekrardan headlocka alıyor. Hawkins üstünden atıyor. Val iplerden sekiyor ve sağlam bir Shoulder Block koyuyor. Ardından Tuş için üstüne yatıyor. 1........ Hawkins tekte atıyor. Val hızla chinlocka alıyor. Hawkins ayaklanmaya çalışıyor. Eddie tag istiyor. Hawkins ellerini ona doğru uzatsa da Val aniden Hawkins'i tutup kendi köşesine doğru sertçe fırlatıyor! Hawkins'i kendi köşesinde yerde defalarca kez stompluyor. Sonrasında Tag'i Breeze'e veriyor. Breeze hızla stomplarla devam ediyor. Ardından kolundan tutuyor. Sonrasında hızla irish whipe yolluyor fakat Breeze bunu tersine çeviriyor. Gelişine bir BEAUTY SHOT! Fakat hayır! Hawkins bundan eğiliyor! Peşine seri bir dropkick vuruyor! Sonrasında hızla Top Rope'a çıkıyor ve Diving Clothesline ile üstüne uçuyor. Tuş deniyor. 1........2........
KICKOUT! Val sinirleniyor ve tag istiyor. Hawkins ona bakarak cry tauntu atıyor. Sonrasında Breeze'in kafasından tutup kendi köşesine getiriyor ve kafasını sağlamca köşeye vuruyor. Ardından Eddie'ye tag veriyor. Eddie hızla Breeze'i tutuyor ve Falcon Arrow! Tuşa gidiyor! 1........2........ KICKOUT! Breeze zorlanarak atıyor. Eddie, Breeze'i kaldırıyor ve kendi köşesine koyup oradan Top Rope'a çıkartıyor. Ardından Top Rope Hurricanrana! Eddie hızla tekrardan Tuşa gidiyor! 1........2........ KICKOUT! Val köşesinde sinirden kafayı yiyor. Tag istiyor. Breeze hızla Val'a sürünüyor fakat Eddie bacağından kavrıyor! Breeze ani bir manevrayla takla atarak bundan kurtulmayı başarıyor! Fakat Eddie koşarak Val'a çarpıyor! Val aprondan bariyerlere uçuyor! Breeze zorla kalkmayı başarıyor ve hızla bir SUPERKICK! Eddie sersemliyor! Breeze apronun arasından kafasını uzatıyor. Val'a durumunu soruyor. O sırada bir tag sesi geliyor. Val iyiyim ahmak herif arkana bak diyor. Bunu der demez Hawkins hızla arkasından School Boy Roll Up! 1.........2........
KICKOUT! Hawkins hızla tutup bir Neckbreaker'ı oturtuyor! Tuşa gidiyor! 1........2....... KICKOUT! Breeze tekrar atıyor. Hawkins hızla sleeper hold'a alıyor. Val bariyerlerin orada kalkmış Mary'e odaklanmış durumda. Fakat Breeze'in bağırışlarını duyunca Mary'e beklemesini söyleyip hızla aprona çıkıyor. Sonrasında Breeze'den tag istiyor. Fakat Hawkins kilidi aniden bırakıp Back Suplex'le yatırıyor! Sonrasında tekrar Tuşa gidiyor! 1.........2........ KICKOUT! Val bir oh çekiyor. Hawkins, Breeze'i köşeye doğru sürüklüyor. Sonrasında Top Rope'a çıkıyor ve HEAT SEEKING ELBOW! Fakat Breeze bundan kaçıyor! Hawkins kolunu tutarak yerde acıyla kıvranıyor! İkili bir süre yerde kalıyorlar. Val tag istiyor! Breeze Hot Tag için Val'a sürünüyor fakat Hawkins'te onun arkasından sürünüyor. Onun bacağına yapışıyor! Buna karşılık Breeze dönüp kafasına sağlam bir Enzuigiri çakıyor! Sonrasında güçlükle ayağa kalkıyor ve seri bir BEAUTY SHOTTTT! İkisi de ringin ortasında yerde kalıyor! İkisi de bir süre yerde kalıyor. Ardından ikisi de partnerlerine sürünmeye başlıyor! Breeze tag'i vermeyi başardı! Hawkins'te veriyor!
İkili hızla ringe dalıyor. Val'dan Eddie'nin tam suratına sağlam bir yumruk! Eddie ayaklanıyor bir tane daha! Sonrasında kolundan tutuyor ve iplere fırlatıyor ve bir Back Body Drop! Sonrasında kaldırıyor ve bir PILEDRIVER! Hemen ardından Eddie'yi köşeye taşıyor. Sonrasında Top Rope'a çıkıyor. Mary'i işaret ediyor ve büyük cheer alıyor. Sonrasında Top Rope'ta dansını yapıp CUM SHOTTTT! Hızla Tuşa gidiyor! 1.........2........3!!!!
Kazanan: The SEX
The SEX galibiyetini kutlarken bir anda ışıklar kararıyor.
Ekranda Malakai Black'i görüyoruz. Black konuşmaya başlıyor.
Ekranda Malakai Black'i görüyoruz. Black konuşmaya başlıyor.
Malakai Black: Güç... Herkesin istediği, ama sınırlı sayıdaki özel insanın elde edebildiği kutsal bir hazine. Bu değerli defineyi bulabilmiş nadide insanlardan biri olarak söylemem gerekir ki, hayatta en değerli varlığınızdır güç. Bu kudretli varlık sayesinde çok sayıda ordu yönettim. Bir sürü piyonu kontrol ettim ve emellerim doğrultusunda hareket etmelerini sağlayarak karanlığın öğretilerini dünyaya yaydım. Bu süreçte gözüme ilginç bir şey çarptı. Orduda yer alan çoğu insanın piyon olmasına rağmen güç elde etmek istediklerini fark ettim. Hepsi de benim konumumda yer almak ve ordumu yönetmek istiyordu. Herkes bunu ister, çünkü insanoğlu kendisinde bulunmayan her şeyi arzulayan bir yapıya sahiptir. Her gün yeni bir hayat sayfası... Her gün başka bir amacımız var. Geçmişin tatmini kimseyi doyurmuyor; her daim şu anın dolu olmasını önemsiyor ve geleceğe daha güçlü girmeyi hedefliyoruz.
Malakai Black es veriyor, derin bir nefes aldıktan sonra devam ediyor.
Malakai Black es veriyor, derin bir nefes aldıktan sonra devam ediyor.
Malakai Black: The System takımı da ordumdaki piyonlardan farksız. Başlarında kudretli bir yönetici bulunmadığı için kendilerinin düzeni değiştirebilecek özel birer insan olduklarını zannediyorlar. Oysa bu insanların güreş arenasında bir saygınlıkları yok. Kendi kendilerini özgüven pompası ile şişiren basit insanlar... Buna rağmen, Miz'in verdiği güç ile geçen hafta kaderimi değiştirmeyi başardılar. Buradaki en büyük suçlu elbette ki The Miz. Piyonlara kalenin görevini verirseniz, kale ile tek hamlede yapacağınız işler için piyonları 10 hamle beklersiniz. The Miz, demokratik bir düzen kurmak isterken bu ayrıntıyı kaçırdı. Adaletin olmadığı yerde herkes kendi düzenini kurar. Ben bu sisteme de, The System'e de karşı çıkan biri olarak tepkimi ortaya koyuyorum. Siz piyonları da hakkımı alana kadar ezmeye devam edeceğimi bilmenizi isterim.
Malakai Black ekrana ciddi bir şekilde bakıyor. Sonra da arenadaki ekran kapanıyor. Arka alana geçiyoruz.
Malakai Black ekrana ciddi bir şekilde bakıyor. Sonra da arenadaki ekran kapanıyor. Arka alana geçiyoruz.
The SEX'e ait olduğunu anladığımız soyunma odasının önünde Mary'i görüyoruz. İkilinin hazırlanıp çıkmasını beklerken telefonda vakit öldürüyor. Biraz sonra kim olduğunu göremediğimiz birinin yaklaştığını fark edip kafasını kaldırıyor.
PGW Şampiyonu Alberto "El Patron" Del Rio, gülümseyerek yaklaşıyor Mary'e.
Alberto Del Rio: Hola bella dama! Uzunca bir sürenin ardından ilk defa arka alanda böylesine bir ışık görüyorum.
PGW Şampiyonu Alberto "El Patron" Del Rio, gülümseyerek yaklaşıyor Mary'e.
Alberto Del Rio: Hola bella dama! Uzunca bir sürenin ardından ilk defa arka alanda böylesine bir ışık görüyorum.
Mary'nin elini resmen kapar, bir öpücük kondurur.
Mary: Çok naziksiniz. Teşekkürler.
Diyor demesine ama surat ifadesinden, duruşundan rahatsız olduğu okunuyor Mary'nin.
Alberto Del Rio: Burası, PGW, benim himayemdedir. Bir yetkili sordu mu bilmiyorum, umarım şovdan keyif alıyorsunuzdur?
Mary: Ah, evet. Her şey çok güzel gidiyor.
Alberto Del Rio: Duyduğuma sevindim. Ancak... Bu koridorlar sizin gibi zarif bir hanımefendi için fazla kaba. Odam, diğerleri gibi burada değil, 2. kattaki en lüks locadayım. Bir şeyler içmek isterseni-
Mary: Çok naziksiniz. Teşekkürler.
Diyor demesine ama surat ifadesinden, duruşundan rahatsız olduğu okunuyor Mary'nin.
Alberto Del Rio: Burası, PGW, benim himayemdedir. Bir yetkili sordu mu bilmiyorum, umarım şovdan keyif alıyorsunuzdur?
Mary: Ah, evet. Her şey çok güzel gidiyor.
Alberto Del Rio: Duyduğuma sevindim. Ancak... Bu koridorlar sizin gibi zarif bir hanımefendi için fazla kaba. Odam, diğerleri gibi burada değil, 2. kattaki en lüks locadayım. Bir şeyler içmek isterseni-
Alberto'yu susturan şey, sesi koridorda yankılanan bir yumruk! Tam da suratının ortasına!
Venis'in kroşesiyle Alberto Del Rio yere kapaklanıyor. Dengesi şaşıyor. Ayağa hemen kalkamıyor çünkü bir problem var! BURNUNDAN OLUK OLUK KAN AKIYOR!
Val Venis: BİR DAHA ONA YAKLAŞIRSAN SENİ DOĞDUĞUN DELİĞE GERİ SOKARIM MEKSİKALI PİÇ KURUSU! ELİMDE KALMADAN SİKTİR GİT BURADAN! SİKTİR GİT!!
Hala doğrulmadan burnundaki kanamayı kontrol etmeye çalışan Alberto Del Rio, ölüm sessizliğiyle Val Venis'e bakıyor. Soğukkanlı bir şekilde ayağa kalkarken burnunu tuttuğu eli kolu her yeri kan içinde kalıyor. Venis'e son bir kez bakıyor.
Venis'in kroşesiyle Alberto Del Rio yere kapaklanıyor. Dengesi şaşıyor. Ayağa hemen kalkamıyor çünkü bir problem var! BURNUNDAN OLUK OLUK KAN AKIYOR!
Val Venis: BİR DAHA ONA YAKLAŞIRSAN SENİ DOĞDUĞUN DELİĞE GERİ SOKARIM MEKSİKALI PİÇ KURUSU! ELİMDE KALMADAN SİKTİR GİT BURADAN! SİKTİR GİT!!
Hala doğrulmadan burnundaki kanamayı kontrol etmeye çalışan Alberto Del Rio, ölüm sessizliğiyle Val Venis'e bakıyor. Soğukkanlı bir şekilde ayağa kalkarken burnunu tuttuğu eli kolu her yeri kan içinde kalıyor. Venis'e son bir kez bakıyor.
Alberto Del Rio: Bunu yaptığına pişman olacaksın.
Alberto Del Rio orayı öfkeyle terk ederken bu söz Venis'i iyice çıldırtıyor ancak Mary ve Tyler Breeze ona engel oluyorlar. Val Venis'i sakinleştirmeye çalışırlarken kameralar başka tarafa çevriliyor.
Alberto Del Rio orayı öfkeyle terk ederken bu söz Venis'i iyice çıldırtıyor ancak Mary ve Tyler Breeze ona engel oluyorlar. Val Venis'i sakinleştirmeye çalışırlarken kameralar başka tarafa çevriliyor.
Kameraların çevrildiği yer arenanın içerisinde bir yer değil. Burası da neresi böyle, terk edilmiş ve darmadağın bir yer. Varlığı ile yokluğu arasında çok fark etmeyecek bir ampul ile aydınlatan bu ortamın içerisinde yalnızca bir kişiden geldiğini rahatlıkla anlayabileceğimiz bir ses var. Bu atılan adımlardan kaynaklanan sesler. İçerisinde yer aldığı ortam o kadar berbat bir kondisyonda ki, kim olduğunu tam olarak bilmediğimiz bu kişinin odasını terk etmesi fazla gecikmiyor. Gıcırtılı kapı sesi eşliğinde kapı kapanıyor.
Dışarıya çıktığımızda görüyoruz ve anlıyoruz ki, aktif olarak işlevsel olmayan ve ıssızlığa terk edilmiş bir fabrika burası. Sadece ayaklarının hizasından gördüğümüz bir kişi var, bu bölgede ağır adımlarla geziniyor. Bir süre sonra kendi kendine ıslık çalmaya başlıyor. Birden arkasına dönüyor ve düşük seviyede olan kamerayı kaldırıyor ve kendisinin yüz seviyesine getiriyor. Bunun neticesinde de karşımızdaki kişinin kim olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.
Dışarıya çıktığımızda görüyoruz ve anlıyoruz ki, aktif olarak işlevsel olmayan ve ıssızlığa terk edilmiş bir fabrika burası. Sadece ayaklarının hizasından gördüğümüz bir kişi var, bu bölgede ağır adımlarla geziniyor. Bir süre sonra kendi kendine ıslık çalmaya başlıyor. Birden arkasına dönüyor ve düşük seviyede olan kamerayı kaldırıyor ve kendisinin yüz seviyesine getiriyor. Bunun neticesinde de karşımızdaki kişinin kim olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.
Randy Orton burada! Bu Randy'nin ta kendisi! Dışarıda, sahipsiz kalmış bir fabrikada tek başına bulunuyor. Bu bölgenin içerisinde geziniyor, belli bir süreyi arkamızda bırakmamızın ardından kendi kendine bir şeyler söylemeye, anlatmaya başlıyor. Konuşurken uzaklara bakıyor.
Randy Orton: Her şeyin daha iyi olması adına çabalarımı sürdürdüm. Yardımsız ve çaresiz kaldığım, bir şeyleri kendi kendime öğrenme mecburiyetinde olduğum günleri unutmadım. En yukarıya çıkan basamakları teker teker çıkmam gerektiğini biliyorum. Bu yolculuk her zaman düz değil, inişler ve çıkışlar var. Odaklanılması gereken tek şey bu yolculuğun, bu yolun götürdüğü yer. Ben yolumun ve varacağım yerin çok iyi bir şekilde farkındayım. Aldığım mağlubiyetler, beni bundan alıkoyamaz! Beni alt etmek uğruna yapılan işbirlikleri ve çeşitli hilelere rağmen mücadelemi sürdürüyor olacağım! Kendimi yenilemeye, düşüşlerimin ardından yeni başlangıçlar yapmayı sürdüreceğim. Geçen hafta yaşadığım kaybın ardından yeni bir başlangıç yapıyorum ve bu motivasyon kariyerim adına bir milattır! Ben buyum. Soğuk, acımasız ve her zaman aç... Açlık mı? Bu alınan unvanlar ve kazanılan maçlarla alakalı değil. Hayır, bu çok daha derin. Fazlasıyla, fazlasıyla ve fazlasıyla daha derin. Derin...
Randy Orton: Her şeyin daha iyi olması adına çabalarımı sürdürdüm. Yardımsız ve çaresiz kaldığım, bir şeyleri kendi kendime öğrenme mecburiyetinde olduğum günleri unutmadım. En yukarıya çıkan basamakları teker teker çıkmam gerektiğini biliyorum. Bu yolculuk her zaman düz değil, inişler ve çıkışlar var. Odaklanılması gereken tek şey bu yolculuğun, bu yolun götürdüğü yer. Ben yolumun ve varacağım yerin çok iyi bir şekilde farkındayım. Aldığım mağlubiyetler, beni bundan alıkoyamaz! Beni alt etmek uğruna yapılan işbirlikleri ve çeşitli hilelere rağmen mücadelemi sürdürüyor olacağım! Kendimi yenilemeye, düşüşlerimin ardından yeni başlangıçlar yapmayı sürdüreceğim. Geçen hafta yaşadığım kaybın ardından yeni bir başlangıç yapıyorum ve bu motivasyon kariyerim adına bir milattır! Ben buyum. Soğuk, acımasız ve her zaman aç... Açlık mı? Bu alınan unvanlar ve kazanılan maçlarla alakalı değil. Hayır, bu çok daha derin. Fazlasıyla, fazlasıyla ve fazlasıyla daha derin. Derin...
Fabrikanın korumasını sağlayan tel örgülere varıyor. İki elini de paslanmış bu eski alaşımın üstüne koyuyor, parmaklarını arasından geçiriyor. Uzaklara bakmayı sürdürerek konuşmasını sürdürüyor. Kulak vermeyi sürdürüyoruz.
Randy Orton: Lockdown... Çelik parmaklıklar ve içerisinden kaçış olmayan devasa bir arena... Çoğunluk için korkutucu ve gerici. Ya benim için? Bana göreyse bambaşka bir şey. Lockdown herkes için bir hapishane, benim içinse bir oyun alanı. Eminim, bu benim için bir fırsat. Bunun kokusunu alıyorum ve Lockdown'ı oldukça seviyorum. Bunu yapmak benim için zevkli, heyecanlandırıcı ve istek uyandırıcı oldu. Bunu yapmayı... (bir müddet tıkanıyor) Bunu Dexter Lumis ile birlikte yapmak, tonluk ağırlığa sahip kafesin içinde onunla denk gelmek benim bu noktada en çok istediğim şey konumundaydı. Lakin görüyorum ki, bu oldukça güç. Lockdown'da yer alamayacağız. Arkamızda bıraktığımız mücadelenin ardından aramızdakilerin geride kaldığını, beni yenmeyi bilmesinin ardından benimle olan işinin bittiğini ve bunun asıl sebep olduğunu düşünüyorum. Pekala şimdi ne olacak, bu şekilde bekleyecek miyim, hiçbir şey yapmadan oturacak mıyım, bu şovda, Lockdown'da yer almayacak mıyım? Bu büyük bir hüsran...
Parmaklarını tel örgünün boşluklarından çıkartıyor ve arkasına dönüyor. Geldiği yöne yürümek yerine sol tarafa doğru yürüyor. Konuşuyor aynı zamanda.
Randy Orton: Dexter ile aramda hiçbir şeyin kalmamış olması, ya da benim buna kendimi inandırmam, hiçbir şey yapmayacağım anlamına gelmiyor elbette. Bir yolunu bulacağım ve o kafeste kendi karşıma alabileceğim birisini bulacağım. Başka bir rakip, yeni bir yüzü rakip olarak bulacağım. Bunu anlamak çok zor olmamalı, bunu istiyorum. Ben o kafeste birilerini yenmek istiyorum. Kafes, beni her şeyden daha güçlü hissettiriyor. Çünkü biliyorum ki, o duvarların içinde, ben her zaman kazanırım!
Randy ani bir şekilde konuşmasını kesiyor ve tam karşısında, kendisine yakın bir noktada kafes görüyor.
Randy Orton: Bir saniye, o da ne öyle?
Randy'nin adımları hızlanıyor, kendisi orada ne olduğunu merak ediyor. Kısa bir süre geçiyor ve o kafese varıyor. Gördüğü karşısında gözleri kocaman oluyor.
Randy Orton: Shit! Shit! Shit! Holy Shit!
Kamera ani bir manevra ile aşağı eğiliyor. Yerde yatan birisi var!
Bu Dexter! Hareketsiz bir şekilde, kafesin içerisinde uzanıyor... Kafesin içindeki ipleri tutarak ayağa kalkmaya çalışıyor. Elini iplere atıyor ki... Kanlar gelmeye başlıyor avuç içinden! İpler elini kesti! Tekrardan Randy'e dönüyoruz...
Gülüyor...
Bu görüntülerin ardından kameralar kapanıyor ve şovumuz yerini reklamlara bırakıyor.
Randy Orton: Lockdown... Çelik parmaklıklar ve içerisinden kaçış olmayan devasa bir arena... Çoğunluk için korkutucu ve gerici. Ya benim için? Bana göreyse bambaşka bir şey. Lockdown herkes için bir hapishane, benim içinse bir oyun alanı. Eminim, bu benim için bir fırsat. Bunun kokusunu alıyorum ve Lockdown'ı oldukça seviyorum. Bunu yapmak benim için zevkli, heyecanlandırıcı ve istek uyandırıcı oldu. Bunu yapmayı... (bir müddet tıkanıyor) Bunu Dexter Lumis ile birlikte yapmak, tonluk ağırlığa sahip kafesin içinde onunla denk gelmek benim bu noktada en çok istediğim şey konumundaydı. Lakin görüyorum ki, bu oldukça güç. Lockdown'da yer alamayacağız. Arkamızda bıraktığımız mücadelenin ardından aramızdakilerin geride kaldığını, beni yenmeyi bilmesinin ardından benimle olan işinin bittiğini ve bunun asıl sebep olduğunu düşünüyorum. Pekala şimdi ne olacak, bu şekilde bekleyecek miyim, hiçbir şey yapmadan oturacak mıyım, bu şovda, Lockdown'da yer almayacak mıyım? Bu büyük bir hüsran...
Parmaklarını tel örgünün boşluklarından çıkartıyor ve arkasına dönüyor. Geldiği yöne yürümek yerine sol tarafa doğru yürüyor. Konuşuyor aynı zamanda.
Randy Orton: Dexter ile aramda hiçbir şeyin kalmamış olması, ya da benim buna kendimi inandırmam, hiçbir şey yapmayacağım anlamına gelmiyor elbette. Bir yolunu bulacağım ve o kafeste kendi karşıma alabileceğim birisini bulacağım. Başka bir rakip, yeni bir yüzü rakip olarak bulacağım. Bunu anlamak çok zor olmamalı, bunu istiyorum. Ben o kafeste birilerini yenmek istiyorum. Kafes, beni her şeyden daha güçlü hissettiriyor. Çünkü biliyorum ki, o duvarların içinde, ben her zaman kazanırım!
Randy ani bir şekilde konuşmasını kesiyor ve tam karşısında, kendisine yakın bir noktada kafes görüyor.
Randy Orton: Bir saniye, o da ne öyle?
Randy'nin adımları hızlanıyor, kendisi orada ne olduğunu merak ediyor. Kısa bir süre geçiyor ve o kafese varıyor. Gördüğü karşısında gözleri kocaman oluyor.
Randy Orton: Shit! Shit! Shit! Holy Shit!
Kamera ani bir manevra ile aşağı eğiliyor. Yerde yatan birisi var!
Bu Dexter! Hareketsiz bir şekilde, kafesin içerisinde uzanıyor... Kafesin içindeki ipleri tutarak ayağa kalkmaya çalışıyor. Elini iplere atıyor ki... Kanlar gelmeye başlıyor avuç içinden! İpler elini kesti! Tekrardan Randy'e dönüyoruz...
Gülüyor...
Bu görüntülerin ardından kameralar kapanıyor ve şovumuz yerini reklamlara bırakıyor.
Bir hayli uzun süren, bunaltıcı reklamların sona ermesiyle birlikte şovumuz kaldığı yerden devam ediyor. İlk başta bu şovun ana olayına yönelik yapılan duyuru ekranlara veriliyor, sonrasında ise kameralar arenanın içine açılıyor; karşımızda ring bulunmakta. İçerisinde bir hakem ve anonsör Greg Hamilton bulunuyor. Objektifimize birkaç farklı seyirci gelmesinin ardından elinde mikrofon bulunan Greg'in bir şeyler söylemeye başladığını görüyoruz, işitiyoruz.
Greg Hamilton: Ladies and gentlemen, the following contest is scheduled for one fall, and it is for the World Heavyweight Championship!
Arena yıkılıyor! Herkes ayakta! Greg'in sözlerini tamamlaması ile yapılmasına anlaşılan bu maçın ilk katılımcısının şarkısının kulaklarda yankılanmaya başlaması bir oluyor!
Maçın anons edilmesinin ardından kameralar arka alana dönüyor. Kevin Owens'ı görüyoruz, arka alanda bekleme halinde. Kendisine verilen işaretle birlikte arka alandan, Stage'nin yolunu tutuyor. Bu esnada kendisinin şarkısı arena içerisinde ilerlemekte. Arka alanda süren kısa yürüyüşünün ardından Stage'de oluyor nihayet! Tam ortaya geçiyor ve etrafını uzun uzun izliyor, süzüyor. Derin nefesler eşliğinde başını sağa sola çeviriyor ve tüm gücüyle bağırmasının ardından ilerlemeye başlıyor. Hızlı adımları neticesinde kısa süre içerisinde ringin önünde buluyor kendisini. Direkt çelik basamaklara doğru yöneliyor. İlk adımını attıktan sonra diğer ayağını da ikinci basamağa koyuyor ve seyirci kitlesini izliyor bir süre. Bu fazla sürmüyor, direkt Apron'a da geçiyor. Orada birkaç adım ilerlemesinin ardından iplerin ardından ringin içine giriyor. Hiçbir şey yapmadan, ringin her kenarına gidiyor ve kitlelere göz atıyor. En sonunda ringin kuzeyine bakan ipleri tutuyor ve en alttaki ipi tekmeliyor. Kendisi oldukça hırslı. Bunu takip eden ise kendi köşesine geçip rakibini beklemeye başlaması oluyor...
Arenadaki ışıklar kesiliyor ve bir sayaç çıkıyor. Seyircilerin açtığı telefon ışıkları ve 10'dan geriye sayan sayacın yanıp sönmesi arenamızı bir miktar aydınlatıyor. Sayaç bitiyor ve pyrolar patlıyor! Şarkı başlıyor, Break the Walls Down! Şarkı ilerleme halinde ama ışıklar düzeltilmiş değil, Stage'de parıldamalar var! Bu onun üstündeki ceket! Arkasına dönüyor ve iki kolunu yana açıyor, bir taraftan da bağırıyor! Gülerek seyircilere bakıyor, ağır ağır sağdan sola. Bunun akabinde ağır adımlarla ringin yolunu tutuyor, kendisi gülüyor. Ringe yakın bir noktaya geldiğinde Kevin ile göz göze geliyor. Sırıtmasını sürdürerek ringe ilerleyişini ve varmasını sağlıyor. Ringe vardıktan sonra şapkasını çıkartıyor ve rastgele bir şekilde seyircilere fırlatıyor. Sonrasında çelik basamakları kullanarak Apron'a çıkıyor. Vakit kaybetmeden iplerin arasından geçiyor. Ringe girer girmez birkaç adım ilerliyor ve ceketini çıkartıyor. Kevin ile bir müddet bakıştıktan sonra beline sarılı kemeri eşliğinde kendi köşesine geçiyor.
İki güreşçi de ringdeki yerini alıyor, karşılıklı köşelerdeler. Artık maçın başlaması için hiçbir engel kalmadı. Anonslarla başlıyoruz, ilk başta meydan okuyan Kevin'in anonsu gerçekleştiriliyor. Anons esnasında ciddiyetini koruduğunu, olduğu yerde ufak ufak sıçradığını ve ipleri tutarak gerildiğini görüyoruz. Sıra şampiyonda, Chris'in anonsu gerçekleştirilirken de kemerini özgüvenle ve bir sırıtma eşliğinde havalandırdığını görüyoruz. Şimdi hakem onun yanına gidiyor ve kemeri Chris'ten teslim alıyor. Kemeri götürüp Kevin'e gösteriyor, bunun sonrasında ise ringin ortasına geçiyor ve kemeri havaya kaldırıyor! Akabinde kemeri anonsör Greg'e veriyor, o da kemer eşliğinde ringi terk ediyor. Hakem, şimdi kontrollerini gerçekleştirmeye başlıyor. Fazla sürmüyor, kontroller bitiyor. Hakem ringin ortasına geçiyor, maçı başlatan işareti veriyor. Maç başlıyor!
World Heavyweight Championship
Chris Jericho (c) vs. Kevin Owens
Maçın başlamasının ardından Kevin'in ciddiyetini koruduğunu, Chris'in yüzünde ise bir gülümseme olduğunu görüyoruz. Maçı başlatan zile rağmen güreşmeye başlamış değiller, seyirciler alkışlar tutuyorlar.
Bunun devamında ise Collar and Elbow Tie-up ile maçı başlatıyorlar. Üstün çıkan Chris, rakibinin arkasına geçiyor ve sarıyor onu. Kevin, Chris'in ellerinden bir tanesini tutuyor ve büküyor. Chris yüzündeki acı ifadesi ile bırakıyor ama Kevin onun elini bırakmış değil. Onun elini bükük bir şekilde yere koyuyor ve bileğine basıyor! Chris acı içinde elini tutuyor, ciyaklaya ciyaklaya! Kevin bir ayağı ile Chris'in kolunun üst kısmını bastırıyor, bu şekilde onun kolunu hareketsiz bırakıyor ve onun bileğine basıyor! Bir daha, bir kez daha ve son bir kez daha! Kevin rakibinin bileğini gözüne kestirmiş durumda! Şimdi ne yapıyor, Chris'i ayaklandırıyor ve onu köşeye yolluyor. Chris sırtını sert bir biçimde köşeye çarpmasının ardından sırtını oraya yaslayarak dinleniyor, diğer taraftan Kevin'in koşmak üzere gerildiğini görüyoruz. Koşusuna başlıyor ve hamlesini yapıyor derken... Chris yaptığı Back Elbow ile onu savuşturuyor. Kevin geriye savrulurken, Chris Second-rope'ye çıkıyor ve rakibinin üstüne atlıyor. Missile Dropkick! Bu hareketin ardından devam etmek yerine bir süre bileğini tutuyor. Bu şekilde rakibinin ayağa kalkmasını bekliyor. Sonrasında onu köşeye yolluyor, kendisi de onun peşinden koşuyor. Kevin sırtını köşeye çarptı, Chris'ten Corner Clothesline! Şimdi ensesinden iterek onu iplere yolluyor, kendisi de ringin merkezine doğru adımlıyor. Kevin iplerden dönüyor ve Shoulder Tackle! Chris yıkılmadı, Kevin'e gülüyor. Kevin ona iplere gitmesini işaret ediyor, Chris iplere koşuyor. İplerden sekiyor ve bir Shoulder Tackle da ondan geliyor! Kevin yıkılmadı, Chris iplere doğru koşmasını istiyor. Kevin iplere doğru dönüyor, tam koşacakmış gibi yapıyor ki... SUPERKICK! Bunu kimse ondan beklemiyordu! Kevin, rakibinin üstüne geçiyor ve tuşa gidiyor, 1...
Chris hâlâ maçın içerisinde! Kevin maçın temposunu aşağıya çekmeden ayağa kalkıyor, sonrasında rakibini saçından kavrayarak kaldırıyor. Onu tüm gücüyle yolluyor, öyle ki Chris iplerin üstünden ringin dışına düşüyor! Zeminde acı içinde uzanıyor, Kevin'in de ringin güney bölgesine çıktığını ve spiker masasının önünde yatan Chris'e doğru yürüdüğünü fark ediyoruz. Kısa süre içerisinde oraya varıyor, tek dizinin üstünde duran Chris'i tam anlamıyla kaldırıyor ve onun kafasını spiker masasına vuruyor! Hayır, Chris iki elini masanın üstüne koyarak buna engel olmayı, rakibinin karnına attığı dirsek ile de ondan kurtulmayı biliyor. Arkasına dönüyor ve rakibine Forearm Smash yapıyor. Sonrasında onun ensesini tutarak Ring-post'una kadar götürüyor. Bunun devamında rakibinin kafasını oraya vuruyor! Bu hareketin neticesinde, Kevin kafasını Ring-post'undan ayıramıyor. Chris, Kevin'i acısı ile baş başa bırakıyor ve oradan uzaklaşıyor... Ani bir manevra ile geri dönüyor ve Big Boot'u yapıştırıyor! Kevin'in kafası, Chris'in ayak tabanı ile Ring-post'u arasında sıkışıyor. Bunun ardından acı içinde kendisini yere bırakan bir Kevin var. Diğer tarafa döndüğümüzde ise Chris'in ringin içine girip hızlıca çıktığını görüyoruz. Tekrardan Kevin'e doğru hareketleniyor, onu ağır ağır ayağa kaldırdıktan sonra bariyerlere yakın bir noktaya getiriyor. Akabinde rakibinin kolunu omzuna alıyor ve Gourdbuster yapıyor! Hem de bariyerlerin üstüne doğru! Kevin'in hafife alınmayacak bir acısı var. Chris kolundan tutarak onu tekrardan bariyerlerin kendisinin de olduğu tarafına düşürüyor. Kolunu bırakmıyor, onu kaldırıyor ve ringin içine sokuyor. Kendisi de iplerin altından kayarak ringin içine giriyor. Direkt Kevin'in üstüne geçiyor ve tuşa gidiyor, hakem sayıyor. 1... 2...
Greg Hamilton: Ladies and gentlemen, the following contest is scheduled for one fall, and it is for the World Heavyweight Championship!
Arena yıkılıyor! Herkes ayakta! Greg'in sözlerini tamamlaması ile yapılmasına anlaşılan bu maçın ilk katılımcısının şarkısının kulaklarda yankılanmaya başlaması bir oluyor!
Maçın anons edilmesinin ardından kameralar arka alana dönüyor. Kevin Owens'ı görüyoruz, arka alanda bekleme halinde. Kendisine verilen işaretle birlikte arka alandan, Stage'nin yolunu tutuyor. Bu esnada kendisinin şarkısı arena içerisinde ilerlemekte. Arka alanda süren kısa yürüyüşünün ardından Stage'de oluyor nihayet! Tam ortaya geçiyor ve etrafını uzun uzun izliyor, süzüyor. Derin nefesler eşliğinde başını sağa sola çeviriyor ve tüm gücüyle bağırmasının ardından ilerlemeye başlıyor. Hızlı adımları neticesinde kısa süre içerisinde ringin önünde buluyor kendisini. Direkt çelik basamaklara doğru yöneliyor. İlk adımını attıktan sonra diğer ayağını da ikinci basamağa koyuyor ve seyirci kitlesini izliyor bir süre. Bu fazla sürmüyor, direkt Apron'a da geçiyor. Orada birkaç adım ilerlemesinin ardından iplerin ardından ringin içine giriyor. Hiçbir şey yapmadan, ringin her kenarına gidiyor ve kitlelere göz atıyor. En sonunda ringin kuzeyine bakan ipleri tutuyor ve en alttaki ipi tekmeliyor. Kendisi oldukça hırslı. Bunu takip eden ise kendi köşesine geçip rakibini beklemeye başlaması oluyor...
Arenadaki ışıklar kesiliyor ve bir sayaç çıkıyor. Seyircilerin açtığı telefon ışıkları ve 10'dan geriye sayan sayacın yanıp sönmesi arenamızı bir miktar aydınlatıyor. Sayaç bitiyor ve pyrolar patlıyor! Şarkı başlıyor, Break the Walls Down! Şarkı ilerleme halinde ama ışıklar düzeltilmiş değil, Stage'de parıldamalar var! Bu onun üstündeki ceket! Arkasına dönüyor ve iki kolunu yana açıyor, bir taraftan da bağırıyor! Gülerek seyircilere bakıyor, ağır ağır sağdan sola. Bunun akabinde ağır adımlarla ringin yolunu tutuyor, kendisi gülüyor. Ringe yakın bir noktaya geldiğinde Kevin ile göz göze geliyor. Sırıtmasını sürdürerek ringe ilerleyişini ve varmasını sağlıyor. Ringe vardıktan sonra şapkasını çıkartıyor ve rastgele bir şekilde seyircilere fırlatıyor. Sonrasında çelik basamakları kullanarak Apron'a çıkıyor. Vakit kaybetmeden iplerin arasından geçiyor. Ringe girer girmez birkaç adım ilerliyor ve ceketini çıkartıyor. Kevin ile bir müddet bakıştıktan sonra beline sarılı kemeri eşliğinde kendi köşesine geçiyor.
İki güreşçi de ringdeki yerini alıyor, karşılıklı köşelerdeler. Artık maçın başlaması için hiçbir engel kalmadı. Anonslarla başlıyoruz, ilk başta meydan okuyan Kevin'in anonsu gerçekleştiriliyor. Anons esnasında ciddiyetini koruduğunu, olduğu yerde ufak ufak sıçradığını ve ipleri tutarak gerildiğini görüyoruz. Sıra şampiyonda, Chris'in anonsu gerçekleştirilirken de kemerini özgüvenle ve bir sırıtma eşliğinde havalandırdığını görüyoruz. Şimdi hakem onun yanına gidiyor ve kemeri Chris'ten teslim alıyor. Kemeri götürüp Kevin'e gösteriyor, bunun sonrasında ise ringin ortasına geçiyor ve kemeri havaya kaldırıyor! Akabinde kemeri anonsör Greg'e veriyor, o da kemer eşliğinde ringi terk ediyor. Hakem, şimdi kontrollerini gerçekleştirmeye başlıyor. Fazla sürmüyor, kontroller bitiyor. Hakem ringin ortasına geçiyor, maçı başlatan işareti veriyor. Maç başlıyor!
World Heavyweight Championship
Chris Jericho (c) vs. Kevin Owens
Maçın başlamasının ardından Kevin'in ciddiyetini koruduğunu, Chris'in yüzünde ise bir gülümseme olduğunu görüyoruz. Maçı başlatan zile rağmen güreşmeye başlamış değiller, seyirciler alkışlar tutuyorlar.
Bunun devamında ise Collar and Elbow Tie-up ile maçı başlatıyorlar. Üstün çıkan Chris, rakibinin arkasına geçiyor ve sarıyor onu. Kevin, Chris'in ellerinden bir tanesini tutuyor ve büküyor. Chris yüzündeki acı ifadesi ile bırakıyor ama Kevin onun elini bırakmış değil. Onun elini bükük bir şekilde yere koyuyor ve bileğine basıyor! Chris acı içinde elini tutuyor, ciyaklaya ciyaklaya! Kevin bir ayağı ile Chris'in kolunun üst kısmını bastırıyor, bu şekilde onun kolunu hareketsiz bırakıyor ve onun bileğine basıyor! Bir daha, bir kez daha ve son bir kez daha! Kevin rakibinin bileğini gözüne kestirmiş durumda! Şimdi ne yapıyor, Chris'i ayaklandırıyor ve onu köşeye yolluyor. Chris sırtını sert bir biçimde köşeye çarpmasının ardından sırtını oraya yaslayarak dinleniyor, diğer taraftan Kevin'in koşmak üzere gerildiğini görüyoruz. Koşusuna başlıyor ve hamlesini yapıyor derken... Chris yaptığı Back Elbow ile onu savuşturuyor. Kevin geriye savrulurken, Chris Second-rope'ye çıkıyor ve rakibinin üstüne atlıyor. Missile Dropkick! Bu hareketin ardından devam etmek yerine bir süre bileğini tutuyor. Bu şekilde rakibinin ayağa kalkmasını bekliyor. Sonrasında onu köşeye yolluyor, kendisi de onun peşinden koşuyor. Kevin sırtını köşeye çarptı, Chris'ten Corner Clothesline! Şimdi ensesinden iterek onu iplere yolluyor, kendisi de ringin merkezine doğru adımlıyor. Kevin iplerden dönüyor ve Shoulder Tackle! Chris yıkılmadı, Kevin'e gülüyor. Kevin ona iplere gitmesini işaret ediyor, Chris iplere koşuyor. İplerden sekiyor ve bir Shoulder Tackle da ondan geliyor! Kevin yıkılmadı, Chris iplere doğru koşmasını istiyor. Kevin iplere doğru dönüyor, tam koşacakmış gibi yapıyor ki... SUPERKICK! Bunu kimse ondan beklemiyordu! Kevin, rakibinin üstüne geçiyor ve tuşa gidiyor, 1...
Chris hâlâ maçın içerisinde! Kevin maçın temposunu aşağıya çekmeden ayağa kalkıyor, sonrasında rakibini saçından kavrayarak kaldırıyor. Onu tüm gücüyle yolluyor, öyle ki Chris iplerin üstünden ringin dışına düşüyor! Zeminde acı içinde uzanıyor, Kevin'in de ringin güney bölgesine çıktığını ve spiker masasının önünde yatan Chris'e doğru yürüdüğünü fark ediyoruz. Kısa süre içerisinde oraya varıyor, tek dizinin üstünde duran Chris'i tam anlamıyla kaldırıyor ve onun kafasını spiker masasına vuruyor! Hayır, Chris iki elini masanın üstüne koyarak buna engel olmayı, rakibinin karnına attığı dirsek ile de ondan kurtulmayı biliyor. Arkasına dönüyor ve rakibine Forearm Smash yapıyor. Sonrasında onun ensesini tutarak Ring-post'una kadar götürüyor. Bunun devamında rakibinin kafasını oraya vuruyor! Bu hareketin neticesinde, Kevin kafasını Ring-post'undan ayıramıyor. Chris, Kevin'i acısı ile baş başa bırakıyor ve oradan uzaklaşıyor... Ani bir manevra ile geri dönüyor ve Big Boot'u yapıştırıyor! Kevin'in kafası, Chris'in ayak tabanı ile Ring-post'u arasında sıkışıyor. Bunun ardından acı içinde kendisini yere bırakan bir Kevin var. Diğer tarafa döndüğümüzde ise Chris'in ringin içine girip hızlıca çıktığını görüyoruz. Tekrardan Kevin'e doğru hareketleniyor, onu ağır ağır ayağa kaldırdıktan sonra bariyerlere yakın bir noktaya getiriyor. Akabinde rakibinin kolunu omzuna alıyor ve Gourdbuster yapıyor! Hem de bariyerlerin üstüne doğru! Kevin'in hafife alınmayacak bir acısı var. Chris kolundan tutarak onu tekrardan bariyerlerin kendisinin de olduğu tarafına düşürüyor. Kolunu bırakmıyor, onu kaldırıyor ve ringin içine sokuyor. Kendisi de iplerin altından kayarak ringin içine giriyor. Direkt Kevin'in üstüne geçiyor ve tuşa gidiyor, hakem sayıyor. 1... 2...
KICKOUT! Chris istekli tavrından ödün vermeden ayağa kalkıyor ve köşeye geçiyor. Kevin'in ayağa kalkmasını beklediği süreçte Taunt'unu yapıyor. Bu bir Judas Effect hazırlığı! Bir saniye, Chris'in dikkatini, odağını başka noktaya çeken bir husus meydana geliyor. Bütün arena ayakta!