RPG 𝐏𝐀𝐘𝐁𝐀𝐂𝐊 #𝟒𝟐: 𝕪𝕦̈𝕫𝕝𝕖𝕤̧𝕞𝕖

PAYBACK #42
2 Ağustos Cuma, 21:30 - C
Compton, CA
Oracle Arena

ŞOVU TAKİP ETMEK İÇİN NEDENLER


PRE-SHOW





PYRO GÖSTERİSİ İLE BERABER PAYBACK 42.BÖLÜM BAŞLIIIIIYOOOOOOOORRRRRRRRRRR!!!!!!


HEAD OF THE TABLE! Şovu tabii ki o açıyor! Roman Reigns girişte! Yanında Paul Heyman, Solo Sikoa ve Jacob Fatu da var. BLOODLINE!



Roman oldukça öfkeli görünüyor. Solo ve Jacob Fatu da gergin. Solo özellikle mahcup bir şekilde görünüyor. Kafasını pek yukarıya kaldıramıyor. Dört adam ringe giriyorlar. Roman Reigns biraz sonra mikrofonu alıyor ve gergin bir şekilde konuşmaya başlıyor.



Roman Reigns: Aile... Bu ringe gelmeden önce bir sürü teşbih düşündüm. Aileyi benim için en iyi açıklayacak şey neydi? Önce klasik örnekler aklıma geldi. Okyanusa açılan bir denizciyseniz, aile sizin için geminin ta kendisidir. Atasözleri aklıma geldi. "Bir elin nesi var, iki elin sesi var." Aile, bu atasözüne göre bir müzik grubu benim için. Hayattan edebi örnekler aklıma geldi sonra. Gerçekten de hayat zorlu yolculuk silsilesinden ibaret. Aile ise bu yolculuklardaki dinlenme noktamız. Arkamıza yaslanabildiğimiz bir yastık.

Roman nefesleniyor.

Roman Reigns: Sonra bir anda aydınlanma geldi. Aile... Onun hakkında ne kadar çok düşünüyor olduğumu fark ettim. Ve bu durum beni öfkelendirdi. Bir konu hakkında ne kadar çok kendi fikirlerini anlatıyorsanız, o kadar çok anlaşılmamışsınız demektir. Ve anlaşılma çabanız karşı tarafa geçmiyorsa bu sizi umursamadıklarını gösterir. Eğer sizi umursamıyorlarsa size saygı duymuyorlar. Size saygı duymuyorlarsa SİZDEN KORKMUYORLARDIR! Bu fikir beni geçen haftadan beri öfkeyle doldurdu. Bu yüzden aile ile ilgili hiçbir edebiyata girmeyeceğim.



Roman Reigns: ANLAMAK İSTEMEYENLER İÇİN ARTIK FARKLI YÖNTEMLERİM OLACAK!

Arenadan karışık tepkiler geliyor. Roman Reigns öfkeyle etrafa bakıyor. Paul Heyman ürkmüş bir şekilde Tribal Chief'i izliyor. Biraz sonra seyircilerden gelen reaksiyonlar azaldığı sırada yavaşça Solo Sikoa'nın yanına gidiyor. Sakince onunla konuşmaya başlıyor.



Roman Reigns: Solo...Ailemiz adına geçen hafta bir maça çıktın. Sonucu ne oldu?

Roman'da patlayacak öfkenin sakinliği var. Solo ise gergin bir şekilde Kabile Şefi'ne bakıyor. O da ceza kesileceği konusunda bilgili.

Solo Sikoa: Kaybettim, Kabile Şefim.

Roman Reigns: Çıktığımız her maçta, aldığımız her ekran süresinde aileyi temsil ettiğimizi biliyorsun, değil mi Solo? (Solo kafasını sallıyor) Aile için ne kadar uğraştığımız ve ona ne kadar değer verdiğimizi biliyorsun, öyle değil mi? (Solo tekrardan kafasını sallıyor. Suratı iyice değişiyor.) O maçta kardeşin Jimmy Uso da vardı. Her ne kadar şu an yanımızda olmasa da o da ailenin bir parçası. İki aile üyesine rağmen nasıl olur da kaybedersiniz? Yanıt bekliyorum.

Solo kafasını eğer. Bir süre cevap vermez. Roman Reigns iyice öfkelenir.

Roman Reigns: ÇÜNKÜ AİLEYİ HİÇBİR ŞEKİLDE UMURSAMIYORSUN! ÇÜNKÜ KABİLE ŞEFİNİ HİÇBİR ŞEKİLDE UMURSAMIYORSUN! ÇÜNKÜ ONDAN YETERİ KADAR KORKMUYORSUN!

Solo her cümlede kafasını sağa sola sallayıp söylenenleri reddederken...

JACOB FATU! FATU YANDAN BİR SANDALYE GETİRMİŞ VE KABİLE ŞEFİNE VERİYOR! FATU CEZA SİSTEMİNİ ÇOK İYİ BİLİYOR. ROMAN'IN ONA SALDIRMASI İÇİN SANDALYEYİ VERİYOR. ROMAN REİGNS SANDALYEYİ ALIYOR, GERİLİYOR VE...



JACOB FATU'YA VURUYOR!!!!! FATU GELEN DARBE SONRASI YERE DÜŞÜYOR! ROMAN REIGNS ÖFKEYLE BAĞIRIYOR!

Roman Reigns: GEÇEN HAFTA NEDEN SOLO'NUN YANINDA DEĞİLDİN? ONU NEDEN YALNIZ BIRAKTIN? BİZ AİLEDEN KİMSEYİ YALNIZ BIRAKMAYIZ! AİLEYE HEP DESTEK OLACAĞIMIZI SÖYLEMEDİM Mİ? SEN SOLO'YU YALNIZ BIRAKTIN! ONU KORUMADIN! BİR DAHA ASLA, AİLE ÜYELERİNİ YALNIZ BIRAKMAYACAKSIN! ASLA!!!!!

Fatu yerde kıvranırken Roman bir anda Solo'nun yakasına yapışıyor! ROMAN BAĞIRMAYA DEVAM EDİYOR!

Roman Reigns: BEN BU AİLENİN TRIBAL CHIEF'IYIM! BEN HEAD OF THE TABLE'IM! BANA İTAAT EDECEKSİN! BUNDAN SONRA MAĞLUBİYET YOK SOLO, BİZİ UTANDIRMAK YOK!!!!! ZAYIFLARA BLOODLINE'DA YER YOK! ANLADIN MI BENİ! BEN BU AİLEYİ YÖNETİYORUM! BEN PGW'Yİ YÜRÜTÜYORUM! BENİM KURALLARIM NEYSE BUNA UYACAKSIN! ANLAŞILDI MI??? BİR DAHA BÖYLE SAÇMA SAPAN BİR MAĞLUBİYET ALIRSAN SENİ ÖLDÜRÜRÜM! SENİ SANDALYE İLE DÖVE DÖVE ÖLDÜRÜRÜM! BENİ ANLIYOR MUSUN SOLO? ŞİMDİLİK SENİ BİR KERELİĞİNE AFFEDİYORUM, AMA SAKIN BİR DAHA BANA SAYGISIZLIK YAPMA! SAKIN!!!!!!!!



Solo inanılmaz keyifsiz halde kafasını sallarken Roman Reigns onu ittiriyor. Solo sarsılıyor ama sonra Tribal Chief'in önünde saygıyla duruyor. Roman Reigns öfkeyle ona ve Jacob'a bakarken yerden mikrofonu alıyor. Sonra da yüksek tondan konuşmaya devam ediyor.

Roman Reigns: Bir diğer saygısız aile üyesi... Daha doğrusu aile üyeleri. Jey ve Jimmy Uso! (Seyircilerden cheer geliyor) Siz ikinize açık açık sesleniyorum. Haftalardır Bloodline'da, olmanız gereken yerde olmanız için size çağrıda bulundum. Haftalardır sizi bekliyorum. Jey... Özellikle senin gelmen için her şeyi yaptım. Tüm geçmişi sineye çektim. Her şeyi sildim ve aileden biri olarak yanımda olman ve bu serüvende bir olmamız için uğraştım. Fakat buraya kadardı. Jey ve Jimmy Uso! Eğer sizler Bloodline'a katılmazsanız ben sizi Bloodline'a sokarım! DERHAL BURAYA GELİN VE BANA BAĞLILIK YEMİNLERİNİZİ EDİN!

Arenada deli gibi reaksiyon geliyor! Herkes neler olacağı konusunda çok heyecanlı. Roman resmen yargı dağıtıyor. Herkes bir süre bekliyor. Biraz sonra bir müzik duyuluyor.




PGW ŞAMPİYONU JEY USO VE KARDEŞİ JIMMY USO!!!! Girişteler.



İkili ağır adımlarla ringe ilerliyorlar. Roman onlara ters bir şekilde bakıyor. Jey ve Jimmy ringe giriyorlar. Biraz sonra Jey Uso konuşmaya başlıyor.

Jey Uso: Roman. Yaptığın saygısızlıklardan çok sıkıldım. Ben bu şirketin PGW şampiyonuyum. Senin benden istediğin ise kemerimi sana vermek ve ayak işlerine koşturmak. Böyle bir şey olmayacak kuzen! Başta ailemiz olmak üzere herkesi kendinden bıktırdın. Şu yaptıklarına bak! Benim bildiğim aile, birbirine destek veren insanlardan oluşur. Sen onlara saldırıp itaat etmeleri için zorluyorsun. Sen bir zorbasın Roman. Fakat tek suç sende değil. Etrafındaki kişiler de ekmeğine yağ sürüyor. Az önce kardeşime saldırdın ve ne yazık ki ona üzülemiyorum. Çünkü bunların olacağını bile bile yanında duruyor. Bunu hak ediyor. (Solo'ya dönüyor) Hak ediyorsun uce! Roman zorba ise onun zorba olmasına sebep olan kişilerden biri de sensin.

Roman Reigns: Jey, Jey, Jey... Bu saçmalıkları bir kenara bırakmanı istiyorum. Seni anlıyorum. PGW ile beraber yeni bir kariyerin oldu. Bu şirkette benden daha köklüsün. Wrestlemania'daki başarınla kendini bayağı geliştirdiğini sen de biliyorsun. Fakat bu başarılar, aile için yapman gereken şeyler; kendin için değil! Ailemizi benimle beraber temsil etmelisin. Bloodline'da yer alırsan her şey su gibi akıp gidecek. Fakat ısrarla bana bağlılık yemini etmeyip Bloodline'a karşı çıkmaya devam edersen seni bu şirketin tarihine gömmek dışında bana bir seçenek bırakmayacaksın.

Seyircilerden karışık tepkiler geliyor. Jey Uso öfkeli. Solo Sikoa ise kardeşine ters ters bakıyor.



Jey Uso: Sen benim babamın PGW kariyerini bitirdin, uce! Seninle çıktığı maçtan sonra bir daha toparlanamadı. Onunla bir daha takım olamadık. Takım kemerlerini almamızı engelledin. Father and His Seed olarak bir arada olma fırsatımızı elimizden aldın. Seni asla affetmeyeceğim Roman. PAYBACK'teki o maçtan sonra buna yemin ettim. Sen, beni ve ailemi düşünen biri değilsin. Sen sadece kendini düşünüyorsun. Böyle olmasaydı Wrestlemania'da galibiyet elde ettikten sonra beni tebrik ederdin. Aynı arenada olmamıza rağmen yanıma uğrayıp ne bir tebrik ettin ne de geçmiş için bir özür diledin. Hayır, uce! Senin yanında asla olmayacağım. Aklı bir karış havada kardeşimle yoluna devam edebilirsin. Ama ben ve Jimmy bu yolda yokuz!

Solo bu cümleden sonra köpürüyor. Roman Reigns ona bakıyor. Solo birkaç kelime söylüyor. Hakaret ettiği kesin olmakla birlikte sesini duyamıyoruz. Buna karşılık Jey Uso da onunla öfkeli bir şekilde konuşmaya başlıyor. Roman ikisine de bakarken...



JEY USO'DAN SUPER KICK! SUPER KICK! JEY USO KARDEŞİ SOLO SIKOA'YA SALDIRIYOR! SOLO YERDE!

Roman öfkeyle Jey Uso'ya bakarken Jacob Fatu saldırmak için geliyor! AMA ROMAN ONU TUTUYOR! Jacob anlamıyor. Roman'a bakıyor ve neden durdurduğunu anlayamıyor. Jacob öfkeden çatlayacak halde! Jey Uso, Roman'a bakıyor. "GEL VE BENİ BLOODLINE'A SOK DOSTUM" diyor. Fakat Roman bir şey söylemiyor. Jey ve Jimmy Uso seyircilerden olumlu reaksiyon alarak ringi terk ediyorlar.



Roman Reigns arkadan onlara bakıyor. Öfke ve memnuniyetsizlikle iki kuzenini izliyor. Reklamlara gidiyoruz.



Reklamlar son buluyor ve şovumuz kaldığı yerden devam ediyor. Direkt bir şarkı işitir oluyoruz kameranın ringe açılmasıyla birlikte.




Şarkının çalmasının ardından maçın anonsu yapılıyor. Bir süre sonra hem şarkı ilerlemiş oluyor, hem de anons bitirilmiş oluyor. Swerve Strickland tek başına burada, kendisi seyircilere doğru Taunt'unu yapmasının ardından soğukkanlı bir şekilde ringin yolunu tutuyor. Ringe ilerlediği esnada kendisinin anonsu gerçekleştiriliyor. Swerve ringe varıyor, sağ tarafına doğru ilerliyor. An itibarıyla ringin güneyinde. Apron'a sıçrıyor, bu esnada tek eliyle ipi tutarak destek alıyor. Seyirilere doğru dönüyor ve süzüyor karşısındaki insan topluluğunu! Uzun süre böyle kalıyor, sonrasında iplerin arasından ringin içine giriyor ve kendi köşesine geçiyor.




Seyirciler heyecanlanmış gibi görünüyorlar! Arenamızdaki sesler bir hayli yükseliyor kendisinin şarkısının çalmaya başlamasıyla birlikte! Şarkı bir müddet ilerliyor ve arka alandan gelen isim Kevin Owens oluyor! Ring içindeki Swerve'e bakıyor. Kafasını yukarı çeviriyor, havaya bakıyor. Sonrasında kafasını sağa sola sallıyor ve tüm gücüyle bağırıyor! Hızlı adımlarla ringin yolunu tutuyor! Ringe ilerlediği esnada kendisine dair anons da gerçekleştiriliyor. Ringe vardığında çelik basamağın üstüne çıkıyor ve kollarını yana açarak seyirci kitlesini izliyor. Sonrasında Apron'a çıkıyor ve hızla iplerin arasında ringin içine giriyor. Direkt köşeye doğru yöneliyor, Second-rope'ye çıkıyor ve yalnızca kendisini heyecanla karşılayan seyircileri izliyor. Oradan iniyor ve tam karşısındaki köşeye geçerek bu yaptığını tekrarlıyor. Bir süre de orada kaldıktan sonra, oradan iniyor ve kendi köşesine geçiyor.




Son olarak gelen isim Christian Cage! Arka alandan gelmesinin ardından hiç hız kesmeden ringe doğru ilerliyor. Bu esnada kendisinin anonsu da geçiliyor. Ringe ilerlerken sağına-soluna bakıyor. Ringe yakın bir noktaya geldiğinde ise rakiplerine bakarak sırıtmaya başlıyor. Bir süre sonra ringe varıyor, direkt çelik basamaklara yöneliyor ve oradan çıktıktan sonra Apron'a varıyor. Direkt iplerin arasından ringe giriyor ve ringin güneyine doğru ilerleyerek dirseklerini iplere yaslıyor. Etrafını izliyor bir süre. Swerve'nin üzerine giderek onu kışkırtmaya yelteniyor fakat hakem müdahalesiyle bu gerçekleşmiyor. Christian da köşesine geçiyor.

Güreşçiler burada, hakem de burada. Herkes yerini almış durumda. Güreşçiler kendi köşelerinde duruyorlar ve birbirlerini gözlemliyorlar. Herkes maçın bir an evvel başlamasını bekliyor. Hakem ise sırasıyla güreşçilerin yanlarına giderek onları kontrol ediyor. Kontroller tamam, hakem tekrardan ringin ortasında. Ortamın gerginliğinin herkes farkında. Hakem elini havaya kaldırıyor ve maçın başlangıcını ifade eden işareti veriyor! Maç başlıyor!

PGW Pure Championship Qualifying Triple Threat Match
Christian Cage vs. Kevin Owens vs. Swerve Strickland



Maçı başlatan zil sesinin hemen ardından şaşırtmayan hamle! Christian yuvarlanarak ringin dışına bırakıyor kendisini! Kevin kolunu da yana açarak ona bakarken, Swerve'den Chop Block! Kevin bu hareketin etkisiyle boğazını ve koltuk altlarını orta ipe yaslayarak dinleniyor. Ringin dışındaki Christian'dan tokat! Kevin kendisini yere bırakıyor, ring içindeki Swerve ise iplere doğru yanaşıyor ve ortanca ipi aşağıya doğru çekerek Christian'ı ring içine davet ediyor, gözdağı veriyor! Christian çelik basamaklardan Apron'a çıkıyor ve iplerin arasından ringe giriyor. Sonrasında Swerve'ün karşısına geçiyor, aralarındaki mücadele direkt başlıyor. Lock-up'a giriyorlar, hızıyla rakibinin arkasına geçiyor Swerve; direkt Headlock'a alıyor rakibini. Christian geri adımlarla rakibinin sırtını iplere değdiriyor ve iplerden destek alarak onu ittiriyor. Swerve'ün karşı taraflarında yer alan iplere doğru hareketlendiğini görüyoruz. Kendisinin iplerden sekmesinin ardından rakibinden Clothesline geliyor! Hayır, Swerve eğilerek bundan kurtuluyor ve arkasına geçmiş olduğu rakibine Snap German Suplex yapıyor! Rakibini bırakmıyor, köprü kurarak tuşa götürüyor. 1... Ne? Kevin'den Swanton Bomb! Top-rope'den Swerve'e atlıyor! Ufak ufak ayağa kalkıyor, sonrasında Swerve'ü da kaldırıyor ve onu köşeye gönderiyor. Swerve sırtını sert bir biçimde köşeye çarptıktan sonra yaslanarak dinleniyor. Kevin'e dönüyoruz, rakibine doğru koşuyor fakat iplerden destek alarak rakibine Big Boot yapan Swerve ile karşılaşıyor. Kevin bu hareketin etkisiyle yerde oturur pozisyona geçiyor, gözler iki eliyle ipi tutarak Second-rope'ye çıkan Swerve'e dönüyor. Rakibinin üstüne atlıyor! SWERVE STOMP!

Bu hareket başarılı, hakem sayıyor! 1... 2...



CHRISTIAN BOZDU! Maç sürüyor, Christian rakibini kaldırıyor ve yumruklar ata ata iplere kadar götürüyor onu. Swerve'ün sırtı iplerle temas ettiğinde ise onu karşı taraflarına doğru yolluyor. Swerve iplerden sekiyor ve Christian'dan Flapjack! Yere düşmüş olan Swerve, sürüklenerek köşeye gitmesinin ardından ipleri tutarak ayağa kalkıyor ve köşeye yaslanıyor. Christian oraya gidiyor ve tüm gücüyle rakibini karşıdaki köşeye gönderiyor! Hayır, Swerve buna fırsat tanımıyor ve o rakibini yolluyor! Christian acı içinde, köşede. Swerve o tarafa koşuyor ve hareketini yapmaya yelteniyor ki... Pendulum Kick! Swerve geriye doğru savulurken, Christian Second-rope'ye çıkıyor. Sonrasında da rakibinin üstüne atlıyor, Diving Rolling Uppercut! Üstüne de bir tuş denemesi görüyoruz, 1... 2... KICKOUT!



Christian ayağa kalkmasının ardından rakibini kaldırıyor ve onu saçından tutarak köşeye götürdükten sonra kafasını Turnbuckle Pad'ine vuruyor! Yetinmiyor, rakibinin yüzünü kendisi dönük olacak şekilde kendisine çeviriyor ve onu Top-rope'ye oturtuyor. Rakibinin bacaklarını ipin üstünden geçirdikten sonra kendisi de Second-rope'ye çıkıyor. Swerve'ün tek kolunu kendi omzuna atıyor ve... Ona Superplex yapıyor! Ama hayır! Hayır! Araya giren Kevin söz konusu! Christian'ın bacaklarının arasından geçtikten sonra onu Powerbomb pozisyonunda üstüne alıyor! Bir saniye! Top-rope'deki Swerve'ün ayağa kalktığını görüyoruz. Swerve atlıyor Christian'a! Swerve Stomp! Kevin de aynı esnada Powerbomb'unu yapıyor! POWERBOMB + SWERVE STOMP COMBO!



Swerve rakibinin üstüne geçiyor, hakem sayacak gibi oluyor ama hayır! Kevin onu ittiriyor! Kevin, Christian'ın üstüne geçiyor fakat Swerve onu engelliyor! İkili arasındaki gerginlik tırmanıyor, an itibarıyla Face to Face halindeler. Kevin kendisini frenlemiyor ve ilk yumruğu vuruyor! Swerve geriye savruluyor, sonrasında güç topluyor ve o da yumruk atıyor! Bir yumruk Kevin'den, diğer bir yumruk daha Swerve'den! Bu şekilde kapışıyorlar! Birbirlerine sırasıyla attıkları yumruklar bir süre sonra yerini rastgele ve üst üste attıkları yumruklara bırakıyor. Dur durak bilmeden birbirlerine yumruklar savuruyorlar, Swerve daha üstün, Kevin'i ensesinden tuttuktan sonra onu iplerin arasından ringin dışına gönderiyor. Sonrasında arkasına dönüyor ve iplere koşuyor. İplerden dönmesinin ardından Kevin'in olduğu tarafa doğru koşuşunu sürdürüyor ve Sui... Kevin'den yumruk! Swerve yüzünü tutarak yere düşüyor, Kevin ise hızla ringe giriyor. Swerve'ü saçından tutarak ayağa kaldırmasının ardından onu iplere yolluyor. Swerve iplerden dönüyor ve Pop Up Powerbomb! Bir saniye, başarılı değil! Hurricanrana'ya çavirdi! Kevin sırtını tutarak ayağa kalkma girişiminde... SWERVEEEEEEEE! HOUSE CALLLLLLL! ARKASINA DÖNÜYOR VE RAKİ...



CHRISTIAN'DAN SPEAR! Spear geldi! Christian, Swerve'ün başında dikiliyor ve rakibinin ayağa kalkmasını beklediği süre sırasınca Taunt'unu yapıyor. Aradan belli bir müddet geçiyor ve Swerve'e Killswitch yapıyor! Killswitch geldi! Christian sinsi bakışlar eşliğinde rakibinin tek bacağını havaya kaldırıyor, hakem de sayıyor. 1... 2...



KICKOUT! Christian çok öfkeleniyor! Öfkesiyle ring matını yumruklamasının ardından hakemin yakasına yapışıyor! Bu maçın biteceğine kendisini inandırmıştı, kaptırmıştı! Christian rakibini ayağa kaldırıyor ve onu köşeye gönderiyor. Kendisi de rakibinin bulunduğu noktaya gidiyor ve Tornado DDT yapıyor! Durmuyor, iplerin arasından geçiyor ve Apron'a geçiyor. Vakit kaybetmeden Top-rope'ye çıkan Christian, bulunduğu noktada ayağa kalkıyor ve yerde yatan rakibine Frog Splash yapıyor! Hayır! Swerve çekiliyor ve Christian ring matına çakılıyor! Seyirciler ritimli şekilde alkışlıyorlar, gözler Swerve'de! İplere kadar sürükleniyor, iplerden destek alarak ayağa kalkıyor. Christian'ın ayağa kalkmasını beklediği sürede dinlenme fırsatı buluyor, Christian ayağa kalkıyor. Swerve'den Clothesline! Christian bir kez daha ayağa kalkıyor ve bir Clothesline daha! Hareketin ardından iplere hareketleniyor, bu esnada Christian ufak ufak ayağa kalkıyor ve Swerve'den Bicycle Knee Strike! Bu hareketin etkisiyle yerde oturur pozisyona geçiyor, Swerve'den Penalty Kick! Tam da göğsüne! Christian acı çekiyor! Swerve, Christian karşısında üstün bir görünüm sundu. Bunun üstüne de tuşa gidiyor, 1... 2...



KEVIN, SWERVE'Ü ONUN ÜSTÜNDEN ÇEKİYOR VE RING-POST'UNA ATIYOR! Kıpkırmızı olmuş bir Kevin sahnede! Bir Christian'a, bir de Swerve'e bakıyor. Christian'ı ayağa kaldırdıktan sonra iplerin altından kayacağı şekilde ringin dışına gönderiyor. Christian zemine korkunç bir şiddetle düşüyor! Ringin içine geri dönüyoruz, Kevin arkasına dönüyor. Swerve'ün yerde oturur şekilde sırtını köşeye yasladığını görüyoruz. Kevin o bölgeye doğru koşuyor ve köşeye Cannonball Senton yapıyor! Swerve oldukça kötü durumda, üzerindeki yük iyice ağırlaşmış durumda! Kevin rakibini ayağa kaldırıyor ve onu iplere yolluyor. Swerve iplerden dönüyor ve Kevin'den POP UP POWERBOMB! Bu kadar da değil, rakibinin ayağa kalkmasını bekliyor. Kevin çıldırmış! Bu adam çıldırmış olmalı! Swerve uzun süre sonra ayağa kalkıyor, Kevin ona orta parmağını gösterdikten sonra karnına bir tekme atıyor ve STUNNER YAPIYOR!

BAŞARILI! KEVIN RAKİBİNİN TEK BACAĞINI HAVAYA KALDIRIYOR, HAKEM DAHİL OLMAK ÜZERE BÜTÜN ARENA EŞLİK EDİYOR! CHRISTIAN KAYARAK RİNGE GİRİYOR. 1... AYAĞA KALKIYOR, 2... SON ÇARE! BU TUŞU BOZMAK ÜZERE O BÖLGEYE DOĞRU SIÇRIYOR, ATLIYOR! 3?

YETİŞEMEDİ!

3!

Kazanan: Kevin Owens



Bu maç burada son buluyor! Kevin bu maçı kazanan isim oluyor! Bu maçı kazanarak SummerSlam'de PGW Pure Championship için gerçekleşecek olan Fatal 4-Way maçına katılan bir diğer güreşçi oluyor! İyice hararet yaptığını ve sinirli olduğunu görüyoruz. Hırsını atabilmiş değil, ring matını yumrukluyor! Yetişemeyen Christian da yıkılmış durumda, hâlâ ayağa kalkabilmiş değil. Kevin'in maçı kazandığının anonsu geçiliyor ve kendisine ait olan şarkının çalmaya başladığını işitiyoruz. Hakem yerdeki Swerve ile ilgileniyor, Christian ise öfke haliyle arka alana gidiyor. Kevin'in, Second-rope'ye çıktığını ve Taunt'unu yaptığını görüyoruz. Kendisi sevincini yaşamayı sürdürüyor. Bu görüntülerin ardından kameralar direkt arka alana dönüyor.





Kameralar arka alana döner dönmez bir kapı görüyoruz, kapalı. Bir odanın dışındayız, odanın kapısını da dışarıdan görüyoruz.

X: Hey, neredesiniz?

Kimden çıktığını bilmediğimiz bu sözün bir karşılığı yok, yanıt yok. Bundan saniyeler sonra dışarıdan görüntülediğimiz kapının gıcırtılı bir ses eşliğinde açıldığını görüyoruz. Odadan çıkan bir isim var, bu isim bizler için oldukça tanıdık.

Bu isim tabii ki de Kenny Omega!



Matt ile Nick'i etrafta arayan ve endişeli bir ruh haline kendisini kaptırmış olan bir Kenny'den bahsetmek mümkün. Öyle ki, odadan çıktığı esnada karşısındaki kameramanı ''Seninle uğraşamam, çekil!'' diyerek bir kenara ittiriyor ve hızlı tavırlarla arayışını sürdürüyor. Arka alanda ilerlediği esnada ortalığı dağıtıyor ve karşısına çıkan herkese onları gördünüz mü diye sormayı ihmal etmiyor. Onlara rastlayan, onları gören hiçbir kimse yok. Soyunma odası, yok. Masaj odası, yok. Otopark, yok. Neredeler, onlar neredeler? Kenny iyiden iyiye ümidi kesmek üzere. Dostları... Yılları birlikte geride bıraktığı o dostları nerede, onlar neredeler?

Bir tek bakmadığı bir yer kaldı, o da lavabo. Kısa süre içerisinde lavabonun önünde olan Kenny, hiç beklemeden kapıyı açıyor. İlk başta sesleniyor, yanıt alabilmiş değil. Lanet ede ede aynanın karşısına geçtikten sonra kendi yansımasına dalıyor. Uzun uzun kendisine bakıyor, bu esnada sesler duyar oluyor! Bu ses sürekli işitilir vaziyette! Kesilmiyor, sürekli duyuluyor. Bu seslerin tuvaletlerden geldiğini düşünmüş olmalı ki, hızla bütün tuvalet kapılarını açıyor. İçlerinden bakılmadık bir tane kaldı, onu da açıyor fakat içinden bir arka alan görevlisi çıkıyor ve Kenny kapıyı hızla çarpıyor! Hızlı adımlarla lavaboyu terk ediyor.



Kenny Omega: Bu krizi ne şekilde çözebileceğimi çok iyi bir şekilde biliyorum!

Kenny öfkeli adımlarla arenamızın ringi kapsadığı alana doğru gidiyor. Tünelden geçmeden evvel kendi şarkısının çalınmasını söylüyor ve prodüksiyon ve şov kurgu ekibinin yanıtını bile dinlenemeden tünelde ilerliyor.




Şarkının ilerlediği esnada kameramanımız tünelde takip ediyor Kenny'i. Stage'de beliren isim Kenny Omega! Onunla birlikte arka alandan kameraman da çıkıyor. Kenny'nin bakışlarındaki nefreti, kini ve siniri rahatlıkla görebiliyoruz. Huzuru yok, tadında değil. Hızlı adımlarla ringin yolunu tutuyor. Ringe varmasının ardından çelik basamaklara yöneliyor. Çelik basamaktan hızlı hızlı çıktıktan sonra Apron'a geçiyor, orada vakit kaybetmeden iplerin arasından ringin içerisine giriyor. Ringe girer girmez elini havaya kaldırarak şarkının kesilmesini istiyor, diğer taraftan da anonsörümüzün bulunduğu tarafa doğru yönelerek mikrofon istiyor.

Evet, şarkı kesiliyor fakat mikrofon kendisine hâlâ ulaştırılmış değil. Şov kurgusunda bu yoktu, oldukça spontane bir şekilde burada gelen Kenny için bir hazırlık söz konusu değildi.

Kenny Omega: BANA O LANET MİKROFONU GETİRİN!

Ateş püskürtüyor adeta!

Michael Cole: Oldukça sinirli.



John Bradshaw Layfield: Bunu ona fazla görmememiz lazım Michael. Yanında hiç bucks'ı (para) kalmadı! (gülüyor)

Kenny Omega: KAPA O ÇENENİ YOKSA ORAYA GELİP SENİ ÖLDÜRÜRÜM!

John Bradshaw Layfield: Tamam, tamam... Sadece sakinleş.

İplerin arasından ringin içindeki Kenny'e bir mikrofon uzatılıyor ve mikrofonu ağzına doğru tutmasının ardından konuşmasına başlıyor.



Kenny Omega: Lafı sağa sola dolandırarak kelime oyunları ve akıl karıştırıcı şeyler söyleyecek değilim. Buraya ne istediğimi bilerek ve buna bağlı olan hedefi de bilerek geldim. Sana oldukça açık konuşacağım Bray, sana göstereceğim reaksiyonu ve söyleyeceklerimi fazlasıyla merak edeceğini ve dört gözle bu konuşmaları yapmamı beklediğini gayet net bir şekilde biliyorum. Bu... Bu yaptığın rekabetin bir ürünü ya da parçası değil. Bu yaptığınla beni sınamanın ve acı vermenin yanına, kanunları da karşına alıyorsun! Lanet olsun sana! S... S... Sen bir kriminalsin Bray! Sen asla bu endüstrinin parçası olmadın, asla bizden birisi olmadın. Profesyonel güreşçi değilsin çünkü sen ne güreşçisin ne de profesyonel! Olmayan değerlerin üzerinden kendini yukarıda göstermeye çalışma çünkü sen ayakların tabanında yer edinemeyecek kadar aşağıda ve aşağılıksın! Bunu bilsen iyi olur!

Kenny yutkunuyor, sonrasında kaldığı yerden devam ediyor.



Kenny Omega: Tek aklımdakiler onlar, sadece onlar aklımda. Matt ile Nick'in iyi olmadığı düşüncesi kafama geldikçe çıldırıyorum! Bunu nasıl yaparsın Bray, nasıl? Bunları yapmanın ardından senin peşini asla bırakmayacağımı ve bunun hesabını sana soracağımı hiç mi tahmin edemedin? Ah, seni aptal! Bunu yapmakla çok iyi bir iş çıkardığını maalesef söyleyemeyeceğim çünkü aramızdaki rekabeti ulaşmaması gereken bir noktaya ulaştırdın. Artık sıradan bir rakip değilsin. Bu yaptığınla nefretimi kazandın. İnan ki, sana dostluğumdan başkasını tavsiye etmezdim ama sen benim düşmanlığımı kazandın! Tebrikler Bray, bu kriz kardeşlerimi senin elinden kurtarmamla son bulmayacak. Artık benim hedefim konumundasın ve silahın namlusu seni gösteriyor. Şimdi, şimdi ise içerisinde yer aldığın çöplükten çıkmanı ve bana kardeşlerimin nerede olduklarını ivedilikle söylemeni istiyorum. Bunun için daha fazla bekleyemem dolayısıyla buraya gel ve bana bütün her şeyi anlat! Çabuk, seni soytarı!



DERP!



Işıklar kesildi! Arenamızda karanlık hakim! Seyircilerin telefonlardan açtıkları ışıklar ile kısmi bir aydınlatma hakim arenada. Bu yeterli değil, etraf oldukça karanlık durumda. Dev ekrana ağır ağır bir görüntü giriyor…

Kenny Omega: Bunu senin kişisel şovuna ve eğlencene dönüştürmeyeceğim! Işıkları açın, ışıkları açın!

X: Bunu yapamazlar Kenny.

Kenny Omega: Kes sesini Bray! Size söylüyorum, ışıkları açın!

Dev ekranda, karşımızda Bray Wyatt!

Bray Wyatt: Şuna da bir bakın! Kardeşlerini geri isteyen bu zavallı için bir an önce üstesinden gelinmesi gereken şey ışıkların eski haline gelmesi. Pekala, bunu senin için yapacağım!



Bray elindeki feneri kameranın lensine doğru tutuyor, bu ekranları başından izleyenler ve şovu arenadan takip edenler için bir zulüm oluyor. Gözümüzü kör ediyor adeta! Evet, arena aydınlandı ama istenen bu muydu? Tabii ki de değildi! Bunun bir şekilde son bulması lazım!

Kenny Omega: Tamam, bu kadar yeter. Durdur şunu!

Bray Wyatt: En azından içerisinde bulunduğun evrenin ve Prestige Grand Wrestling'in güneşi olduğumu daha fazla inkar edemeyeceksin! (gülüyor)

Kenny Omega: Fazlasıyla komiksin Bray! Beni bu şekilde oyalayacak mısın yoksa sorularımı yanıtlayacak mısın? Şunu bilmeni isterim ki, zaman kaybetmeye hiç ama hiç niyetim yok! Seni dinliyorum!



Bray Wyatt: Beni mi dinliyorsun? (Kahkaha atar.) Hiç sanmıyorum. Öyle olsaydı kardeşlerinle beraber burada olur Güney'in tadını çıkarırdın. Sahi?! Sana haber verdiler mi yoksa biraz kafa dinlemek için planın dışında mı tutuldun, bilmiyorum Kenny... Fakat O'nlar da burada, Güneydeler. Herkesin bir gün uğrayacağı yerde... Çıplak güneşin altında savunmasız bedenlerini bronzlaştırıyorlar. Şehir çocuklarının kavrulma sevdası da ne böyle? (Kıkırdıyor.) Beni gerçekten dinleseydin böyle olmazdı Kenny. Cömert teklifime dostane yaklaşsaydın, kendini tanıma sürecin başkalarına da mal olmazdı. Young Bucks'la bir derdim olduğunu mu zannedebilir misin? Onları kurtarmayı istediğimi mi düşünebilir misin? Peki ya ne için? Sen Kenny... GERÇEK SEN!

Bir süre duraksadıktan sonra devam ediyor.



Bray Wyatt: Biz seni zaten tanımıyoruz. İşin tuhaf yanı, sen de öyle. Fakat farkında bile değilsin. Kibrin saçından tırnağına her hücreni ele geçirmiş halde. Sadece kendine odaklanmış, dış dünyayı unutmuşsun. Hangi aptal, geçen hafta yaptıklarınızdan sonra Young Bucks'ın başına gelenleri tahmin edemediğini söyleyebilir? Biliyordun Kenny, onlara bunu yapacağımı biliyordun. Arabalarına binip öylece ölüme gitmelerine izin verdin! UMARSIZCA! CANİCE! DÜŞÜNCESİZCE! Şimdi Kenny... O ringi terk et ve çoktan bulunman gereken yere gel: GÜNEYE.

Birkaç saniyeliğine duruyor.

Bray Wyatt: Wyatt'ın yazı, henüz bitmedi.



Bray kahkahalar atarak kafasını sallarken bir esnada ''DERP!'' ile irkiliyoruz. Işıklar eski haline geliyor ama bu Kenny'nin umrunda değil çünkü karanlığa rağmen seri adımlarla arka alanın yolunu tutmaya başlamıştı. Işıklar geri geldiğinde ise rampada ilerlerken görüyoruz kendisini. Hızla arka alanın yolunu tutuyor, kısa süre içerisinde gözden kayboluyor fakat görüntüler arka alan kameralarından sürüyor. Kenny'nin arka alana varır varmaz otoparka doğru ilerlediğini görüyoruz. Kendi arabasına biniyor mutsuz bir surat ifadesiyle. Sonrasında şovun gerçekleştirildiği arenayı terk ediyor.



Bu görüntülerin ardından karşımıza bu ikili arasında geçecek müadelenin duyurusu geçiyor! Artık resmi, Bray Wyatt ile Kenny Omega... SummerSlam'de karşı karşıya gelecekler ve söz konusu olan bir kemer de olacak, PGW World Television Championship! Bunun ardından ise kameralar kapanıyor ve şovumuz yerini reklamlara bırakıyor.






Drew Mcintyre stage'de beliriyor. Elindeki kılıcı Angela'yı müsait bir yere(içiniz fesat olmasın her zaman girişinde yaptığı hareket) sokuyor ve pyrolar patlıyor. Sonrasında yavaş adımlarla çelik merdivenlere yöneliyor. Çelik merdivenlerden gazlı bir şekilde çıktıktan sonra ringe giriyor ve ardından taunt atıyor. Sonrasında top rope'a çıkıyor ve bir süre etrafı süzdükten sonra rakibini beklemeye başlıyor.




Bo Dallas geliyor. Gülümsemesi yüzünden hiç eksik olmuyor. Gülerek etrafı süzüyor. Milletle tokalaşa tokalaşa ringin etrafında dolanıyor. Ardından duruyor ve çelik merdivenlerden çıkıyor. Tauntunu atıyor. Sonrasında ringe giriyor. Drew Mcintyre napıyor bu özürlü dercesine bakıyor. Bo kendi ekseni etrafında tauntunu atarak bir süre döndükten sonra köşesine geçiyor. Hakem son işaretleri veriyorken Drew'un yüz ifadesindeki bıkkınlık rahatça okunabiliyor.

Singles Match
Bo Dallas vs. Drew Mcintyre



Maç başladı. Drew hızla Bo'ya koşuyor fakat Bo bundan kaçıyor. Drew bodoslama bir şekilde kafasını ringposta çarpıyor. Bo hızla School Boy Roll Up'a alıyor. 1.........2........ Drew kickout! İkili hızla ayaklanıyorlar Drew aniden Glasgow Kiss! Bo sersemeyerek ring dışına düşüyor! Drew hiç beklemeden ring dışına çıkıyor. Orada Bo'yu tutuyor ve Belly to Belly Suplex'le yere çakıyor! Bo sırtını tutarak acıyla kıvranıyor! Sonrasında Drew hızla Bo'yu kaldırıyor ve kolundan tutarak çelik merdivenlere fırlatıyor! Bo çok sert bir şekilde çelik merdivenlere giriyor! Drew, Bo'nun saçından tutarak hızla spiker masasına doğru sürüklüyor. Kafasından tutuyor ve masaya Bo'nun kafasını sağlamca çakıyor. Ardından count outı sıfırlıyor. Fakat Bo bir anda Drew'u kavrıyor ve spiker masasından destekle BO-DOG! Drew'u hızla kaldırıyor ve ringe sokuyor! TUŞ! 1.........2.........



KICKOUT! Drew atıyor! Bo sinirle kalkıyor. Drew'u yavaşça kaldırıyor fakat Drew hızla Bo'yu sırtlıyor! CELTIC CROSS! Tuşa gidiyor! 1.........2....... KICKOUT! Bo atıyor! Drew sinirle kalkıyor ve köşeye geçiyor! Claymore için hazırlanıyor! Hızla koşuyor fakat Bo bundan kaçıyor! Drew boşa atlıyor ve totosunun üstüne düşüyor! Bo hızla bunu fırsat bilip üstüne yatıp tuş deniyor! 1......... Drew hızla üstünden fırlatıyor ve öfkeyle kalkıyor! Bo hızla Drew'a doğru koşuyor. Drew bir Glasgow Kiss daha! Bo yeri öpüyor! Bo zorlanarak kalkmaya çalışıyor fakat Drew, Bo'nun saçından tutarak hızla kaldırıyor ve tutuyor FUTURE SHOCK DDT!



Fakat hayır! Bo bunu tersine çeviriyor ve köşeye koşup BO-DOGG! Tuşa gidiyor! 1.........2........3!!!!

Kazanan: Bo Dallas



Maç bitiyor. Bo sevinçle etrafı turluyor. Eliyle 1-0 yapıyor. Bu bir galibiyet serisinin mesajı mı? Drew ise üzüntüyle dizlerinin üstüne çöküyor. Bo bir süre etrafı turlarken yanında dizlerinin üstünde üzgünce oturan Drew'u görüyor ve onu teselli ediyor.



Fakat Drew, Bo'yu tersliyor ve ring dışına çıkıyor. Sinirle arka alanın yolunu tutuyor. Arka alana dönmeden önce son kez öfkeyle çevresine bakıyor. Ardından arka alandan içeri girerken kameralar kapanıyor.





Soyunma odasında Dexter Lumis'i görüyoruz. Burası aslında onun için çizim odası. Geçen haftaki ana gösteriye duyurulmasına rağmen Jinder Mahal tarafından saldırıya uğramış, belki de PGW Şampiyonu olmasının önüne geçilmişti. Bir resim çiziyor. Fakat bu çok sembolik. Uzuvları orantısız ve farklı geometrik şekillerle benzeştirilmiş, morlar içinde bir siyahinin görüntüsü. Tiyatronun evrensel sembolü olan zıt duygularla yüklü çift surat logosunun bir kişide aynı anda bulunmasına benzer, ne hissettiğini anlayamadığımız bir surat ifadesi. Diyoruz ya, pek bir şey anlayamıyoruz. O esnada biri yaklaşıyor.



Randy Orton! Bir süredir Lumis'in çizdiği portrelerin müdavimi... Lumis onu görüyor ve iki isim, ne bir kaş göz hareketi ne de bir söz söylemeden selamlaşıyorlar. Sadece bu ikiliye has bir selamlaşma. Randy Orton portreye yaklaşıp inceliyor. Lumis çizimi bitirmiş, boyama aşamasına geçmiş. Randy nahif hareketlerle tuvale dokunuyor. Baştan sona, onu izlemekle yetinmiyor, parmaklarıyla hissediyor. Mavi rengin üstünden geçiyor. Yeşilin ve sarının... Fakat bir renkte takılıyor: Kırmızı! Randy bir an için durup parmağını tuvalden çekiyor. Parmak uçları kırmızıya boyanmış halde. Lumis'le bakışıyorlar. Bizim anlamadığımızı Randy anlıyor ve birden arkasına dönüyor.



Jinder Mahal yara bere içinde baygın yatıyor! Kafasının bir kısmında derin yara izi var. Şapır şapır kan damlamış yere. Randy ağır hareketlerle Jinder'a bakıyor. Ardından Dexter Lumis'e...

Randy Orton: Bu portre için daha fazla kırmızı renk lazım. Sanırım geri kalanını haftaya, senin kanınla boyayacağım.



Herkes şovun ne şekilde devam edeceğini merakla bekliyor. Objektifimize birkaç farklı seyirci yansıyor, kameranın kendilerini çektiğini anladıklarında gösterdikleri reaksiyonlar bu düşüncemizi doğruluyor. Fazla sürmüyor ki bu merak sona ermesin. Bir şarkı işitmeye başlıyoruz.




ANOTHER LIFE BURADA! Şarkının bir müddet ilerlemesinin akabinde arka alandan gelen iki isim var, bunlar Jeff Hardy ile Will Ospreay! Birlikte arka alandan geliyorlar, keyifler oldukça yerinde görünüyor. Bu ikili birbirleriyle uyum içerisinde girişlerini gerçekleştirirken, ekrana büyük bir biçimde SummerSlam'de içerisinde yer alacakları mücadelenin kartı veriliyor, spikerler yorumlar yapıyorlar. House of Black ile karşılaşıyor olacaklar. Kısa süre içerisinde ring varan ikili, sırasıyla çelik basamağı kullanarak Apron'a çıkmalarının ardından iplerin arasından ringe giriyorlar ve direkt köşelere doğru gidiyorlar. Bu ikili omuzlarında yer alan kemerleri havalandırıyorlar ve bütün kitleye, bütün ambiyansa sergiliyorlar! Sonrasında oradan iniyorlar, Jeff kemerini takıyor; Will ise omzuna atıyor. Ring dışından iki adet mikrofon gönderiliyor, uzatılıyor. Jeff mikrofonları teslim alıyor ve birisini Will'e verdikten sonra konuşmaya başlıyor.



Jeff Hardy: Compton, California! (CHEER!) Burada olmak ve kaldığımız yerden devam ettirmek harika hissettiriyor. Yeni bir güne başladıktan sonra motive olmayı ve 30 yaşındaki Jeff gibi hissetmeyi seviyorum. Burada, sizlerin karşısında olmak ve bu iplerin arasından geçmek beni harika hissettiriyor dostum! Bu kadar değil, Will ile harika bir ekip haline geldik ve Prestige Grand Wrestling'in en büyük değerleri olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Bu inkar edilemez ki, ışıkların kesilmesiyle üzerine gölge düşüremeyecek yegane isimler bizleriz. Üzerimize düşürülmek istenen karanlığın aksine buradayız. Ne yani, bir süre sonra değerini yitirecek ve hafızalarda yer edinemeyecek karanlık tiplerden mi çekineceğiz? Elbette ki hayır. Malakai'nin arkasına sığınan ve kendilerini güçlendirdiğini iddia ettikleri o karanlığın ardında ''Lider''lerinin gölgesi olan o ikili, yalnız kaldıklarında ne hale gelecekler? Bunun cevabını çok iyi biliyorum! Önce sudan çıkmış balık gibi olacaklar, çırpınacaklar. Aldıkları mağlubiyetin ''günah''ını da kedi keserek telafi edecekler. Bu sahiden acınası, bu maalesef acınası bir yaşam stili. Onlara acıyorum!

Will güldükten sonra konuşmaya başlıyor.



Will Ospreay: Dinle bruv, onlar asla bizim seviyemizde olmadılar ve olamayacaklar. Yaz aylarının en büyük etkinliğinde karşımızda böyle bir ikinci sınıf bir ekibin yer almasının sebebi, tamamen Wyatt Family ile Young Bucks'ın asıl hedefe odaklanamayacak kadar sersemlemiş halde olmalarıydı. Bu savaşı aralarında döndürme konusunda göze dönmüş o yarrak kafalılar, House of Black'in aradan sıyrılmasına ve PGW Tag Team Championship kemeri ile adlarının yan yana gelme mertebesine ulaşmalarına yol açtılar. Bunu herkesin rahatça göreceğini varsayıyorum ki, onların kariyerlerinde çıkabilecekleri ''top'' nokta böyle bir maça adlarını yazma ve kaybetme olacaktır! Bu spot, Malakai'nin gölgesindeyken alabilecekleri en büyük an olacak! Sergiledikleri imaj, tarzları ve içerisinde bulundukları ruh halini bir bütün olarak göz önüne aldığımda bu ikiliyi endüstrinin artıkları ve yan sınıf güreş elemanları olarak görmemek imkansız. Eğer üzerinde gelişmek ve yüksek noktalara varmak istediğiniz alan profesyonel güreş ise size bir kötü bir haberim var, amacınız misyonerlikse bunda da sınıfta kaldınız çünkü yüceliğini ortaya koymaya çalıştığınız Satan'ı zavallı olarak gösteriyorsunuz! Yücelerin yücesi olarak gördüğünüz Satan'ın sadece sizler üzerinde hakimiyet gösterebilecek kadar aciz ve alçak bir varlık olduğunu gözler önüne seriyorsunuz!



Jeff Hardy: Daha ne söylenebilir ki, inan bunu bilmiyorum. Şimdi ise ne yapmalı? Onları alt ettikten sonra nereye savrulacaklar? Benim ilgilendiğim bu maçı kazanmak ve yoluma devam etmek. Bu kemeri layığıyla havaya kaldırmayı sürdüreceğiz ve aşınmış olan ruhlarını daha da sarma...

Bu konuşmada arenada kulaklarda yankılanan bir şarkının çalmaya başlamasıyla birlikte bölünüyor!




Şarkının duyulmasıyla birlikte ışıkların rengi değişiyor! Şarkı bir süre ilerledikten sonra arka alandan üç isim buraya geliyor. Bunlar Brody King, Buddy Matthews ve Julia Hart! Bir süre ringe ilerlemelerinin ardından Julia elini havaya kaldırıyor ve bununla eş zamanlı olarak ışıklar düzeliyor. Arka alandan gelen isimlerin her birinin elinde mikrofonlar mevcut. Konuşmaya başlıyorlar.



Brody King: Siz... Evet, tam olarak avucumuzun içerisindesiniz ve varmanızı istediğimiz noktaya vardınız. Heves, omzunuzda duran kemerlere sıkı sıkı bağlanmış durumdasınız. Onları savunmak için istekli olduğunuzu görüyorum. İstekler... İnsanoğlu istekler ve hayaller üzerine yaşar. Bu yapılabilecek en kolay şey fakat siz bizimle baş edebilecek güçte değilsiniz. Jeff... Will'in laflarından hiç gocunmamış gibi görünüyorsun. Sen kendi ''şeytan''larıyla dans eden fakat onların himayesinden, pençesinden kurtulmanın bir yolunu bulamamış bir adamsın. Üzerinde durduğun o ring, rehabilitasyon arayan bir platform değil. Kırık bir bilinçaltı olan, kırık olan bir profesyonel güreş eskisinin yeri değil burası. Yaptıklarının ardından kendini bir gladyatör olarak görme çünkü sen kılıcı hiçbir zaman elinde tutmadın. Kendi bağımlılıklarında boğulmuş bir tiyatro oyuncusu...



Jeff Hardy: Bir saniye, bir saniye. Bu şekilde konuşmayı sürdüremezsin. Bağıml... Beni geçmişimden ve bilinçaltıma geri dönüş yaptırarak mı yenik bir duruma sokacaksın? Asıl karanlık o işte! Ben o karanlığı bedenimin içine aldım ve bedenimi o karanlığın parmaklıkları haline dönüştürdüm! Evet, hatalarım oldu. Evet, yanlışlarım oldu ama ben bunların tamamından daha güçlü ve daha motive bir şekilde geri döndüm. Şimdi ise karşıma geçtikten sonra bu mücadeleyi bir oyun, bir hikaye gibi yansıtamazsın çünkü ben direndim. Sizin karanlığın beni yıldıramaz, ben onu kendi lehime kullanırım!

Bu üçlü ringe giriyorlar ve tam olarak Jeff ile Will'in karşısına geçiyorlar.



Buddy Matthews: Bunca yıllık mücadelen ne için bunu görmemekte ısrar etmeyi sürdürme gafletine düşecek misin? Yaşına rağmen bir çocuk gibi davranmayı ve o şekilde bir düşünce yapısında olmayı sürdürüyorsun. Karşına geçtiğimizde yüz boyanı görüyoruz. Sanma ki senin neyin içerisinde olduğunu bilmiyoruz. Yüzüne baktığımda, geçmişin yaralarını ve yüzündeki çatlakları görebiliyorum. Sen geçmişinle birlikte bir bütünsün ve geçmişin seninle birlikte gelmeyi sürdürecek. Zayıflığın ve zayıflığını reddediyor olman senin sonun olacak. Sen kendi bağımlılıklarında kaybolmuş bir adamsın. Senin bizden önce kafanın içindekini yenmen lazım. (işaret parmağıyla Jeff'in kafasına dokunuyor)

Will onun elini ittiriyor!



Will Ospreay: Orada dur! Yılın en büyük etkinliklerinde, gerçekleşen haftalık şovlarda ardında bir sürü zafer bırakan bu iki isime saygı duymak zorundasın! Sen yaptıklarınla, elinde bulundurduklarınla Jeff Hardy'i topa tutamazsın! Kendinizi bu kadar önemli olarak görmenizin sebebi nedir bunu pek bilmiyorum. Korkutucu olarak simgelediğiniz imajlarınızın sadece birer kabuk olduğunu ve sizlerin birer sahtekar olduğunuzu insanlar bilmiyorlar mı? Sizin karanlığın altında huzur bulmanızın tek sebebi, aydınlığın altında parıldama seviyesine erişememiş olmanız! Siz güç bulduğunuzu iddia ettiğiniz gölgede aslında saklanıyorsunuz! Sizi alt edeceğiz ve aydınlığa kavuşturacağız!



Julia Hart: Ardımızda bıraktığımız sezonun şişirme şampiyonlarısınız ve bununla kendinizi avutarak kafanızı kuma gömmüş durumdasınız. Will, kendini bu kadar mühim birisi olarak görme çünkü kendini dev aynasından görüyorsun. Kendi önemini sergileyip dokunulmaz olduğunu düşünüyorsun. Ne yanılgı ama! Ama ne kadar yüksekten uçarsan, düşüşün o kadar sert olur Will! Kibir seni kör ediyor Will! Sen sadece kendi sanrıların ipinde dans eden bir kuklasın! Senin egon, Jeff Hardy'nin ayıklığı kadar kırılgan!

Arenada yoğun şaşırma sesleri!

Jeff Hardy: Biz her darbenin ardından daha güçlü kal...

JULIA'DAN TOKAT!



HAYIR, JEFF BUNU HAVADA YAKALIYOR VE JULIA'YI KOLUNDAN İTTİRİYOR! DENGESİZ YAKALANAN JULIA YERE DÜŞÜVERİYOR! BRODY İLE MATTHEWS ÇILGINA DÖNÜYORLAR! BU BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLAYDI! EKİPLER ARASINDAKİ LAF DALAŞI, FİZİKSEL BİR MÜDAHALEYE DÖNÜŞÜYOR! BİRBİRLERİNE ÜST ÜSTE YUMRUKLAR ATMAYA BAŞLIYORLAR! BRODY, JEFF KARŞISINDA ÜSTÜN. ONU RING-POST'UNA FIRLATIYOR! DİĞER TARAFTAN WILL, PELE KICK İLE YERE SERİYOR MATTHEWS'U! BRODY İLE KARŞI KARŞIYALAR ŞİMDİ. BRODY'E DOĞRU KOŞUYOR, BRODY'DEN LARIAT! WILL EĞİLEREK BUNDAN KURTULUYOR VE OSCUTTER YAPIYOR!



HAYIR, BRODY'İ YERE YIKMAYI BAŞARAMADI! WILL'İ SIRTINDAN İTİYOR. WILL DİREKT ARKASINA DÖNÜYOR VE ALL SEEING EYE GELİYOR! HAYIR, WILL BUNDAN KURTULUYOR VE DROPKICK YAPIYOR! BU BRODY'İ YERE YIKMA KONUSUNDA YETERSİZ! JEFF RAKİBİNİN KAFASINA SANDALYE İLE GEÇİRİYOR! BRODY ETKİSİNİ YİTİRMİŞ DURUMDA! JEFF, TOP-ROPE'YE HAREKETLENİYOR. TOP-ROPE'YE ÇIKIYOR VE SWANTO...



MATTHEWS SANDALYE FIRLATTI! JEFF ÖNCE APRON'A, SONRA DA ZEMİNE DÜŞÜYOR! MATTHEWS, WILL'E DOĞRU KOŞUYOR! WILL BACK BODY DROP İLE ONU RİNGİN DIŞINA YOLLAYAN İSİM OLUYOR! SONRASINDA İPLERE KOŞUYOR, İPLERDEN SEKİYOR Kİ... KARŞISINA JULIA ÇIKIYOR! ONUN ATLAMASINA ENGEL OLUYOR! WILL, SAĞA-SOLA BAKIYOR. SONRASINDA JULIA'YI BİR KENARA İTİYOR VE SUICIDE DIVE'INI YAPIYOR! WILL KOŞARAK RİNGE GİRİYOR, İKİ DİZİNİN ÜSTÜNDE OLAN BRODY'E DOĞRU KOŞUYOR...

HIDDEN BLADE! EĞİLDİ! BRODY EĞİLEREK KURTULDU! AYAĞA KALKIYOR VE WILL'E YUMRUKLAR ATMAYA BAŞLIYOR! ZAMAN İÇERİSİNDE JEFF DE DAHİL OLUYOR. WILL İLE JEFF, BRODY'İ YUMRUKLUYORLAR! MATTHEWS, O DA EKSİK KALMIYOR. O DA BU BRAWL'IN BİR PARÇASI OLUYOR! BU İŞİN SONU YOK!



ARKA ALANDAN GÖREVLİLER GELİYORLAR! ARKA ALANDAN GÖREVLİLER GELİYORLAR! ARKA ALANDAN ONLARCA GÖREVLİ GELİYOR VE BU İSİMLERİ ANCA AYIRIYORLAR. UZUN UĞRAŞLAR SONUCUNDA ANCA SAKİNLEŞTİRİLİYORLAR!

Bu görüntülerin ardından kameralar kapanıyor, şovumuzun yerini reklamlara bırakıyor.






Angelico geliyor. Etrafı süzüyor. Sonrasında ısınıyor ve hızla ringe doğru koşuyor. Ringin altından kayarak ringe giriyor ve Top Rope'a çıkıyor. Rakiplerini beklemeye başlıyor.




Tyler Bate geliyor. Yavaş adımlarla ringe doğru yürüyor. Ringe girmeden önce kameraya öpücük atıyor. "Valentine bu senin için diyor" ve gazlı bir şekilde ringin altından kayarak ringe giriyor.




Chris Brookes sahada! Seyircilerle yumruk tokuştura tokuştura gidiyor. Ardından hızla çelik merdivenlerden tırmanıyor ve ringe giriyor. Ringde rakiplerine bakış attıktan sonra hakem son kontrolleri yapıyor ve zili çalıyor. Maç başladı!

PGW Pure Championship Qualifying Triple Threat Match
Angelico vs. Tyler Bate vs. Chris Brookes



Maç başladı. Angelico hızla Brookes'a doğru koşuyor fakat Brookes onu aniden tutup Saito Suplex'le yatırıyor! Ardından Bate hızla Brookes'a tokatlar savuruyor. Sonrasında Brookes'u sersemletip hızla iplere doğru koşuyor iplerden sekiyor. Brookes bir Yakuza Kick! Fakat Bate bundan eğiliyor. Kendini iplere atıyor ve Rebound Lariat! Fakat Brookes'ta bundan kaçıyor. Brookes hızla tutuyor ve German Suplex'e alıyor fakat Angelico ikisine birden bir Dropkickle atlıyor! İkisi de yere düşüyor ve ayrı taraflardan ring dışına düşüyorlar. Angelico hızla iplerden sekiyor ve Brookes'a doğru bir Top Con Hilo! Sonrasında hızla ringe giriyor. Top Rope'a doğru koşuyor ve Bate'e doğru da bir Insane Dive! Gazlı bir şekilde Bate'i ringe atıyor. Sonrasında tekrar Top Rope'a çıkıyor fakat Bate bir yumruk atıyor ve onu sersemletiyor. Ardından Top Rope'a çıkıyor ve Superplex! Fakat Brookes'ta Bate'i Powerbomba alıyor! Bate Superplex yaparken Brookes'tan'da Powerbomb! Brookes Tuşa gidiyor! 1.........2........ Bate atıyor. Brookes, Bate'i kaldırıyor fakat Bate ani bir SUCKER PUNCH! Brookes sersemliyor. Bate hızla bir Gut Kick ve sonrasında Tyler Driver 97! Fakat Brookes bundan kurtuluyor ve hızla OCTOPUS HOLD! Bate pes mi edecek!?



O da ne!? Angelico elinde bir sandalyeyle Brookes'un sırtına vuruyor! Hızla sandalye darbeleri sallıyor! Brookes'un sırtına sırtına vuruyor! Bate'de ona katılıyor. İkisi kafa göz Brookes'a saldırıyorlar! Brookes'u stomplaya stomplaya ring dışına düşürüyorlar! Brookes sırtını tutarak acıyla ayaklanıyor. Bate iplerden sekiyor ve bir Suicide Dive! Sonrasında Brookes'i tutuyor. Angelico'ya atla diyor! İplerden sekiyor ve VAULTING PLANCHA! Resmen iş birliği yapıyorlar! Sonrasında Angelico hızla spiker masasını açıyor! İkisi Brookes'i Suplex'e alıyor! Double Suplex'le spiker masasına çakıyorlar! Masa kırıldı! Masa kırıldı! İkili Brookes'u süzerken Bate, Angelico'nun kafasından tutuyor ve hızla ringposta fırlatıyor! Angelico çok sert bir şekilde ringposta tosluyor! Ardından Bate, Angelico'yu hızla ringe sokuyor. Sonrasında Rolling Wheel Kick! Ardından Tuş! 1.........2........ KICKOUT! Bate sinirle kalkıyor. Top Rope'a çıkıyor. O sırada Brookes zorlanarak kalkıyor. Ringe girip engellemeye çalışıyor fakat biri Brookes'i tutuyor!



Bu RHEA RIPLEY! Rhea, Brookes'un kulağına bir şeyler fısıldıyor! Brookes tekrardan yere yığılıyor. Bate onlara bakıyor ve sonrasında tekrar ringe dönüyor! 450 SPLASH! Fakat Angelico bundan kaçıyor. Hızla LA MAGISTRAL PIN! 1.........2........ Brookes bozmaya gitmek istiyor fakat Rhea onu tutuyor! Brookes ne yapıyorsun diye soruyor! KICKOUT! Rhea sakin ol ve plana güven diyor! Bate ile Angelico hızla kalkıyor. Angelico bir Flatliner! Tuşa gidiyor! 1..........2..... Brookes ringe dalıyor fakat Ripley onun bacağından tutup çekiyor! Bate tekrar atıyor! Brookes ile Rhea tartışmaya giriyor. Rhea ona daha rahat kazanmak için doğru anı beklemesini, sakin olması gerektiğini söylüyor. Bunu gören Angelico hızla iplerden sekiyor ve TOP CON HILO!



Fakat Ripley bir anda Brookes'i sertçe itiyor! Brookes yere düşüyor Angelico'da boşa atlıyor! Acıyla yerde sırtını tutuyor! Ripley, Angelico'nun kolundan tutuyor ve çelik merdivenlere doğru fırlatıyor! Sonrasında senin sıran diyerek ringi işaret ediyor! Brookes hızla ringe giriyor! Fakat Bate, Brookes'i hızla sırtlıyor! AIRPLANE SPIN! Hızla dönüyor! Fakat o da ne!? Bir süre sonra Brookes bundan kurtuluyor ve Bate'i ringposta doğru fırlatıyor! Bate demirlere kafasını tosladıktan sonra sersemleyerek Brookes'a doğru geliyor! Brookes hızla Brainbuster'a alıyor ve yerdeki sandalyenin üstüne BRAINBUSTER! Bate acıyla kafasını tutuyor! Brookes hızla kaldırıyor ve PRAYING MANTIS BOMB! Tuşa gidiyor! 1........2........3!!!



Kazanan: Chris Brookes

Brookes top rope'a çıkıyor ve galibiyetini kutluyor fakat o da ne!? Işıklar kapanıyor.



Işıklar açıldığında Black ringde bağdaş kurarak oturuyor! Brookes şaşkınca ona bakıyor. Black yavaşça yerden kalkıyor. Brookes biraz düşünüyor ve hızla Black'e saldırmaya başlıyor! Seri yumruklar Brookes'tan fakat Black hızla üstünden itiyor ve BLACK MASS!



Black öfkeyle Brookes'a bakıyor. Brookes acıyla kalkmaya çalışıyor. Ayağıyla çenesinden kaldırıyor ve bir tane daha!



Rhea, Brookes ile ilgileniyorken Black kameralara sert bir bakış atıyor. Sonrasında pis pis sırıtırken kameralar kapanıyor.



Bağırış çağırış ve tekme tokat sesleriyle kameralar açılıyor.



PGW Şampiyonu Jey Uso ve Alberto Del Rio arasında kavga çoktan başlamış. Birbirlerine hem sövüyor hem de üstün gelmeye çalışıyorlar. Alberto, Jey'i alet edevatların üzerine fırlatıyor. Sonra çöp kutusunu şampiyonun kafasına boşaltıp ense kökünde parçalıyor. Jey iyice kontrolü kaybetti.

Alberto "El Patron" Del Rio: Buranın patronu olduğunu mu sanıyorsun? Kardeşlerin bile sana itaat etmiyor Jey. Unvanın seni yanıltmasın.

Birkaç yumruk daha atar ve onu yerden kaldırıp sert duvara çarptırır.

Alberto "El Patron" Del Rio: Bazen Kral, başkenti terk ettiğinde idareyi başkası devralır. Ama bu durum, başkentin hala Kralın Şehri olduğunu değiştirmez.

Yerde doğrulmaya çalışan Jey'in kafasına çok çok sert bir Superkick! Koridorda Jey'in iç sesini duyduk adeta! Alberto'nunsa gözü dönmüş vaziyette. Boynundan ısrarla düşmeyen şalı Jey'in tek koluna dolayıp yerlerde süründürüyor onu. Bir kapının önüne varıyor. Kapıyı açmaya çalışıyor ama açılmıyor. Jey'i kaldırıp son sürat kapıya fırlatınca kırılan kapıdan içeriye dalıyorlar birlikte.



Burası Bloodline'ın odası! Ve daha da kötüsü tüm aile içeride!! Başta Roman olmak üzere tüm Bloodline ekibi öfkeyle bakıyorlar Alberto'ya. Alberto'ysa pişkin pişkin sırıtıyor. Jey'i göstererek...

Alberto "El Patron" Del Rio: Ayağınıza çağırmıyor muydunuz? İşte getirdim.

Bunu duymasıyla Jacob Fatu aniden atlıyor El Patron'un üzerine. Onlar yerde debelenirlerken Solo ve Roman da yetişiyor. Alberto Del Rio'yu 1 dakikada hallaç pamuğuna çeviriyorlar tekme ve yumrukla. Solo ve Jacob Alberto'yla ilgilenirken Roman Reigns bir an durup olanlardan bihaber Jey'in haline bakıyor. Bu görüntüler eşliğinde reklamlara gidiyoruz.






Break The Walls Down! Haftalardır duymadığımız o müzik çalıyor! Jericho, ağır adımlarla giriş tünelinden çıkıyor ve etrafına bakarak kibirle gülüyor. Üzerinde kırmızı ceket, siyah gömlek ve gözlerinde ikonik güneş gözlükleri vardır. Onları yavaşça çıkarıp seyircilere fırlatır. Ardından tauntunu yapıp ringe doğru ilerler. Geçen hafta yaptığı fecaat muziplikle Velveteen'in Ilja'ya kaybetmesine sebep olmuştu. Fakat Dünya Ağırsiklet Şampiyonu Wes Lee'nin de saldırısına maruz kalmıştı. Chris Jericho son derece keyifli halde ringe ilerlerken onunla tokalaşmak isteyen seyircileri bir an durup aşağılıyor.

Michael Cole: Chris Jericho bir süredir rekabet içinde olduğu Velveteen'le haftaya kritik bir maça çıkacak. Hem gururları ortada olacak hem de kazanan SummerSlam'de Wes Lee'nin rakibi olmaya hak kazanacak.

JBL: O maç için sabırsızlanıyorum Michael. Fakat ondan önce, Jericho şimdi neler söyleyecek?



Chris Jericho: Geçen hafta Wes Lee'nin yaptığı şey sadece bir saldırı değildi, o bana ve tüm Jericho-holics'lere yapılmış bir hakaretti. Wes Lee, senin yaptığın bu hata, The Most Charismatic Entertainer to Enter Your Living Room Through a Television Screen'a saldırmak, kariyerinin en büyük hatası olacak. Şunu çok iyi anla marul kafalı: Ben Chris Jericho'yum! Yirmi dokuz yıl boyunca bu ringlerde kimsenin yapamadığını başardım. Şampiyonluklar kazandım, tarih yazdım ve efsane oldum. Senin gibi küçük, hadsiz birisi bana saldırıp bunu yanına kâr kalacağını sanıyorsa, büyük bir yanılgı içinde. Üstelik sana defalarca yardımım dokundu. Hatırla Wes, şampiyonluk serüveninde payımın olmadığı tek an MITB çantasını kancadan söktüğün andır. O zamanlarda burada değildim. Hatırla! Cash in yaptığın adamı bile tükenmiş hale getirip şartları lehine çeviren bendim. Bugün havalı havalı "hey kızlar, benim bir Wrestlemania anım var" diyip eskortları yatağa atabiliyorsan benim sayemdedir. Bunu sen de gayet iyi biliyorsun. Gerizekalı tarikat büyüklerinin aylardır senden bir bok yaratma çalışmaları pek işe yaramışa benzemiyor. Çünkü seni şampiyon yaptıktan sonra toz taneleri gibi dağıldılar. Dürüst ol Wes, sana nasıl şampiyon kalınacağından hiç bahsettiler mi? SummerSlam'de Your Role Model beline iki beden büyük gelen o kemeri senden çözdüğünde... PGW uzun süre sonra tekrardan bir ağır siklet Dünya Ağırsiklet Şampiyonu'na sahip olduğunda yok yazıldığın her ders için kafanı duvardan duvara vuracaksı-




Jericho'yu bölen isim Velveteen Dream oluyor. Girişte belirdiğinde herkes surat ifadesini inceliyor. Çünkü bu adamın ne zaman nasıl hissedeceği hiç belli olmuyor. Gülüyor ama bozuk sinirler içeren bir gülüş bu. Jericho da lafının bölünmesine bozulmuyor, aksine Velveteen'in sırıttığını görünce o da sırıtıyor. Velveteen ise Jericho'nun sırıttığını görünce aniden tribe giriyor, bakışlarındaki öfkeyi net bir şekilde görebiliyoruz.

The Dream: 29 yıllık kariyer, öyle mi?! Ne yüce ama! Özgünlüğünü kas gücünden, tekniğinden, çeviklik veya atletikliğinden almayan, UPUZUN AMA İÇİ BOMBOŞ BİR 29 YIL... Ve sen SummerSlam'i o süreye dahil etmek istiyorsun. ALACAĞIN TEK ŞEY BU!!

The Dream orta parmak çekiyor!

Jericho'nun bu hakaretlere olan tepkisi ise sadece gülümsemek. Belli ki Velveteen'in sinirini nasıl bozacağını iyice kavramış. Jericho bir şey demeyince The Dream devam etmek zorunda kalıyor.

Velveteen Dream: Wes hakkında konuşman nafile. Çünkü onunla karşılaşmayacaksın. En azından SummerSlam'de... Senin kendin için aradığın şey her neyse o, benim aradığımdan daha değersiz. Durum böyleyken, bir başka senaryoya izin veririm mi zannediyorsun?

Velveteen'in surat ifadesi donuklaşıyor ve yakın çekimde gözlerinin nemlendiğini görüyoruz. Fark etmemesi için bakışlarını Jericho'dan uzaklaştırıyor.

Velveteen: Deri kemer, altın plaka, üzerinde adımın yazdığı o koca şey... Benim için mesele, bundan fazlası Chris. Mesele... O'NA ULAŞABİLMEK! VE BUNUN TEK YOLU, O'NUN NEDEN WES'İ SEÇTİĞİNİ ÖĞRENMEK! NEDEN BENİ DEĞİL DE O'NU.... NASIL BÖYLE BİR ŞEY YAPABİLİR?!

Velveteen'in suratı o kadar hızlı dönüşüm geçiriyor ki ne hissettiğini anlayabilmeye yetişemiyoruz. Jericho'nun gözlerine bakıyor ve bir süre öylece bakışıyorlar. Velveteen yutkunuyor ve derin bir nefes alıyor.

The Dream: Bunu anlamanın tek yolu seni ezip geçmekse BUNU YAPACAĞIM! ÇÜNKÜ KAYBEDECEK BİR SANİYEM BİLE YOK!



Dream sakinleşmeye çalışıyor. Duruşunu düzeltip ringde turlamaya başlıyor. O esnada cebindeki şeyi hatırlıyor. Şimdi sırıtıyor kurnazca. Cebinden bir anahtar çıkarıyor. Bu, üzerinde 43 yazan bir oda anahtarı?! Velveteen Dream onu Jericho'ya uzatıyor.

Velveteen Dream: Parras de la Fuente'nin en iyi otelinde 1 hafta... Gelecek hafta özel şov için Meksika'ya gittiğimizde orada kalacaksın Chris. Orada kalacak ve The Most Charismatic Entertainer to Enter Your Hotel Room Through a Television Screen'i izleyeceksin.

Velveteen sırıtarak anahtarı uzatmaya devam ediyor ancak Jericho'nun surat ifadesini görünce vazgeçip cebine koyuyor.

Chris Jericho: Gözlerime bak. Evet, sana diyorum! Gözlerime bak. Konuşmadan önce hangi Velveteen'e hitap edeceğimi anlamam gerekiyor.

Velveteen bozulurken Jericho devam ediyor.

Chris Jericho: Bir saati bir saatine uymayan biri için fazla komplike, Vel. Yoksa Velveadult mu demeliydim? Hayır, hayır. Sen kesinlikle Velvekid'sin. Mızmız bir çocuktan farkın yok. Kafamızı sikiyorsun evlat. Kafamızı sikiyorsun! Daima mıy mıy eden bir herif. Ne yazık ki seni buradan alıkoyacak, böylece yüreğimize su serpecek bir annen bir baban da yok. Daniels'a olan bağlılığın belki de bu yüzdendir. Baba olarak mı gördün onu Vel? Onu babanın yerine mi koydun? Yoksa annenin? Cevap verme. Çünkü cevap nolursa olsun gerçekler ayan beyan ortada. Daniels artık burada değil, üstümüze o boklu tüylerini dökmüyor. Şişkin egosuyla kendini diğerlerinden farklı gören kel bir adam... Düşmüş bir melek için fazla yüksekten bakmıyor muydu? Peki ya sen Vel, onun aşağı gördüklerinden olmak sana keyif mi verdi? Bu aralar kişisel gelişim literatürüne kendimi fazla kaptırdım. Yoksa sende aşağılık kompleksi mi var? Cevap verme ve beni iyi dinle aptal çocuk! Sorularıma yalnızken kendi kendine cevaplar arayacaksın. Şimdi bizimle kal ve iyi dinle. Gelecek hafta Payback'te seni yeneceğim. Aptal ötesi hayallerin de, saçma sapan kaygıların da buna engel olamayacak. Ve SummerSlam'de Wes'i devirdiğimde sana bir iyilik yapabilirim. Benim kötü bir adam olduğumu mu düşünüyorsun? I- ıh, merak ettiklerini öğrenebilirim.

Jericho susup Velveteen Dream'in tepkisini izliyor. Her zamanki gibi karışık bir ruh hali içinde. Düşünmekten cevap veremiyor.

Chris Jericho: Tabii şampiyonluğu içerek kutlarken aklıma gelirsen! HAHAHAHAHAHAHAHAHA!!

Velveteen Dream küfür eder gibi bakıyor Jericho'ya. Biraz önce sanki gerçekten umutlanmıştı. Şimdiyse onun burukluğunu yaşıyor gibi. BİRDEN GÖZLERİNİ DEVİRİYOR VE BAŞINI ELLERİNİN ARASINA ALIYOR! THE DREAM DELİRDİ!



The Dream: SENİ MAHVEDECEĞİM OROSPU ÇOCUĞU! SENİ MAHVEDECEĞİM! SUMMERSLAM'E ÇIKMAYI GEÇ, HAFTAYA MEKSİKA'DAN ÇIKAMAYACAKSIN!




Death Waltz çalıyor fakat bakışlar hala ringde. Dream zaten öfkeden deliye dönmüştü. Müziği duymasıyla beraber bunalımı katlanarak arttıyor. Ilja Dragunov ringe doğru ilerlerken konuşmaya başlıyor.



Ilja Dragunov: Yapamayacağın vaatlerin altına girme Velveteen. Herkes geçen hafta gördü ki, senden çok daha hazır, çok daha istekliyim. Eğer herkes yaz aylarının kime ait olduğunu sorup duruyorsa işte cevabı! (Kaslarını gösteriyor.) Sana ne demiştim? "Mutlaka hesaplaşacağız." Evet Vel, hesaplaştık ve seni yendim. Fakat haftaya Chris Jericho'nun rakibi olan kişi sensin. Bunun adil olmadığını adın kadar olmasa da sen de iyi biliyorsun.

Chris Jericho: Rakibim olmayı Velveteen'den daha çok hak ediyorsun. Kesinlikle!

Ilja Dragunov bir şey demeden ringe girer. Jericho ona elini uzatır. Ilja düşünür. Jericho'nun suratını inceler ve seyircilere bakar. YUMRUK!



Dream'den çok sert bir yumruk. Ilja'yı hedef alsa da Jericho da bu saldırıdan nasibini alıyor. Ilja karşılık veriyor European Uppercut'la. Fakat Velveteen fazla etkilenmiyor. Dönüşte çok sert bir Powerline! Ilja darbenin etkisiyle savrulurken Dream sırtlıyor onu. Dream Valley Driver!! DREAM VALLEY DRIVER!! DREAM ÇILDIRDI ANCAK!!!

JERICHO ÜSTÜNE ATLAYIP YERDE YUMRUKLAMAYA BAŞLIYOR DREAM'İ. YUMRUK! YUMRUK! VE DAHA FAZLA YUMRUK!! FAKAT BİR SORUN VAR! DREAM GÜLÜYOR! DREAM KAFAYI YEMİŞ DURUMDA!! KAHKAHALARA BOĞULUYOR! JERICHO DA ŞAŞIYOR ONUN BU HALİNE VE DURUYOR BİR ANLIĞINA?! FAKAT DREAM BİRDEN KAFA ATIP SARSIYOR JERICHO'YU! YERDE BİRAZ YUVARLANDIKTAN SONRA VELVETEEN ONU ANKLE LOCK'A ALIYOR! JERICHO ACIYI HİSSEDİYOR! İPLERE TUTUNMAYA ÇALIŞIYOR AMA SONRA BUNUN ANLAMSIZLIĞINI FARK EDİP YERİ YUMRUKLAMAYA BAŞLIYOR! VELVETEEN BÜKÜYOR DA BÜKÜYOR BİLEĞİ!

JOCAY-LE! JOCAY-LE!! WES LEE GÖKLERDEN GELEN BİR KARAR GİBİ İNİYOR VELVETEEN'İN ÜZERİNE! VAKİT KAYBETMEDEN KÖŞE GÖNDERİNE ÇIKIYOR VE FINAL SPLASH!! FINAL SPLASH!!!



DÜNYA ŞAMPİYONU, VELVETEEN'İ PERPERİŞAN EDİYOR! WES LEE AYAĞA KALKIP TAUNTUNU ATIYOR. ÇILDIRDI!!! Velveteen Dream yerde hareketsiz yatarken Wes Lee ring altından bir alet çıkarıyor. BU DA NE? TRAŞ MAKİNESİNE BENZİYOR AMA DEĞİL! BU- BU DÖVME MAKİNESİ!



Wes Lee: BUNU MU İSTİYORSUN?! HAFTALARDIR PEŞİNDE OLDUĞUN ŞEY BU MU? AL O ZAMAN!!

Wes Lee, baygın haldeki Velveteen'in koluna dövme çiziyor! BİLEKLERİNDEKİ KANLAR NOKTA NOKTA DİKKATİMİZİ ÇEKİYOR! WES, KOLUNU KESECEK VAZİYETE GELEN VELVETEEN'E İSTEDİĞİNİ VERDİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR AMA BU, VELVETEEN'İ MEMNUN EDECEK Mİ ŞİMDİLİK BİLMİYORUZ. WES HIZLI HIZLI YAPTIĞI DÖVMEYİ HEMEN SONLANDIRIYOR! MAKİNAYI BİR KENARA FIRLATIP VELVETEEN'İN KAN İÇİNDEKİ KOLUNA BAKARKEN JERICHO'YU GÖSTERİYOR KAMERALAR. ACI İÇİNDE WES VE VELVETEEN'E BAKIYOR. ŞOV VELVETEEN DREAM'İN YENİ DÖVMESİYLE SONA ERİYOR!



POST SHOW



Böl, parçala ve yönet...

Bir işin yapılabilmesi için o büyük hedefin nispeten daha küçük parçalara bölünmesi esastır. Sonrasında parçalar, daha da detaylandırılır ve alt parçalara ayrılır. İşte o zaman bu işi yönetmek oldukça kolay hale gelir. Bu ve bunun gibi yöntemlerin genel adına çalışma sistemi denir.



Sistemin hangi işten başlayıp hangi işi en son yapacağı, nihai ürünün ne zaman ve kaç adet çıkacağı... Her şey önceden belirlenir. Hedef esastır. Hedefe ulaşmak için gereken kaynaklar ne ise onlar sonradan hesaplanabilir. Ardından çarklar alınır ve dönmeye başlar.

Dipten bakıldığında çarkları idare etmenin sistemin devamlılığını sağladığı varsayılabilir. Fakat nihayetinde bunlar çarktır; çalışır ve dönerler. Bir tanesi bozulursa başka bir çark alınır. Sistem devamlılığı bir şekilde sağlanacaktır. Aşağıdan bakan her kimse bunun ne denli önemsiz olduğunu fark edemez. Oysa önemli olan, bu sistemi kuran kişiler olmak ve çarkların yerini belirlemektir.



The System, çok yakında PGW'ye çarkları kurmak için geliyor!

PAYBACK #42
Prestige Grand Wrestling LLC ™ 2024
All Rights Reserved ©​