Ekran bir anda uzun süreliğine kararıyor ve kimse anlam veremiyor. Arkadan bir müzik çalıyor.
Kameralar bir anda bir odaya çeviriliyor ve Malakai Black'i sandalye oturmuş, elinde "Tales of Dark Father" adlı bir kitap ile görüyoruz.
Black, bakışlarını önünde bulunan kitaba çeviriyor ve kitabı açarak içindeki sayfanın bir başlığını haykırıyor.
Bölüm 4: KARA ŞÖVALYE!
Malakai Black:
Bu gece sizlere, 'Tales of the Dark Father' adlı kitabımdan bir hikaye anlatacağım. Bu hikaye, karanlığın gerçek doğasını ve onun gücünü keşfetmenin önemini anlatıyor. Bir zamanlar, karanlığın hüküm sürdüğü bir diyar vardı. Bu diyarda, gölgelerin arasında yaşayan insanlar, her gün korku ve endişe içinde yaşarlardı. Karanlık onların düşmanlarıydı, onları yutan ve yok eden bir güçtü. Ancak, bu diyarda yaşayan genç bir adam vardı. Adı, Lucian'dı. Lucian, karanlıktan korkmak yerine, onu anlamaya çalıştı. Her gece, karanlığın en derinlerine inerek, onun sırlarını keşfetmeye çalıştı. Lucian, karanlığı bir düşman olarak görmekten vazgeçmişti. O, karanlığın içinde bir şeylerin saklı olduğunu hissediyordu. Karanlık, sadece bir boşluk değildi; o, bir gücün kaynağıydı.
Lucian, bir gün, karanlığın merkezine ulaşmaya karar verdi. Karanlığın en derinlerine inerken, korkusuzdu. Gölgeler arasında ilerlerken, karanlığın ona fısıldadığını hissediyordu. Nihayet, karanlığın kalbine ulaştığında, karşısında bir varlık belirdi. Bu varlık, karanlığın babası olarak biliniyordu. Gölgelerden örülmüş, derin ve etkileyici bir figürdü. Karanlığın babası, Lucian'a doğru bakarak konuşmaya başladı: 'Lucian, sen buraya kadar geldin çünkü karanlığı anlamak istiyorsun. Karanlık, korkulacak bir şey değil. O, senin en derin korkularını, arzularını ve gerçek benliğini açığa çıkaran bir güçtür.
(( Malakai Black'in sesi derinleşti, seyirciler hikayenin içine çekildikçe, karanlığın babasının sözleri yankılandı ))
LUCIAN!
Karanlık seni özgür kılar, seni güçlü yapar. Korkularını yen ve karanlığın gerçek gücünü keşfet. Lucian, bu sözlerle sarsıldı. Karanlığın babası, ona karanlığın gerçek doğasını gösterdi. Karanlık, aslında bir düşman değildi; o, insanın içindeki gücü açığa çıkaran bir araçtı. Lucian, bu gerçeği öğrendiğinde, karanlığın gücünü kucakladı. Artık korkusuz bir savaşçı olmuştu. Lucian, karanlığın gücünü kucakladığında, artık korkusuzdu. Karanlık, onun en büyük dostu ve gücü haline gelmişti. Lucian, karanlığın sırlarını ve gücünü öğrenerek, kendi benliğini buldu. Karanlığın babası ona, 'Karanlığı kucakladığında, gerçek gücüne ulaşacaksın. Korkma, çünkü karanlık seni koruyacak ve güçlendirecek,' dedi. Lucian, bu öğütleri dinleyerek, karanlığın gerçek gücünü keşfetti. Artık o, sadece bir adam değil, karanlığın elçisi olmuştu. İşte bu yüzden, karanlıktan korkmamalısınız. Onu anlamalı ve kucaklamalısınız. Karanlık, sizi gerçek gücünüze ulaştıracak ve sizi özgür kılacak. Unutmayın, karanlık olmadan ışığın da bir anlamı yoktur. Ve ben, Malakai Black, sizlere karanlığın gerçek anlamını göstermek için buradayım. Hazır olun, çünkü karanlık yaklaşıyor.
"Hikaye bitti, Son'a hoşgeldiniz."
Dedikten sonra ekran kapanıyor.
Kameralar bir anda bir odaya çeviriliyor ve Malakai Black'i sandalye oturmuş, elinde "Tales of Dark Father" adlı bir kitap ile görüyoruz.
Black, bakışlarını önünde bulunan kitaba çeviriyor ve kitabı açarak içindeki sayfanın bir başlığını haykırıyor.
Bölüm 4: KARA ŞÖVALYE!
Malakai Black:
Bu gece sizlere, 'Tales of the Dark Father' adlı kitabımdan bir hikaye anlatacağım. Bu hikaye, karanlığın gerçek doğasını ve onun gücünü keşfetmenin önemini anlatıyor. Bir zamanlar, karanlığın hüküm sürdüğü bir diyar vardı. Bu diyarda, gölgelerin arasında yaşayan insanlar, her gün korku ve endişe içinde yaşarlardı. Karanlık onların düşmanlarıydı, onları yutan ve yok eden bir güçtü. Ancak, bu diyarda yaşayan genç bir adam vardı. Adı, Lucian'dı. Lucian, karanlıktan korkmak yerine, onu anlamaya çalıştı. Her gece, karanlığın en derinlerine inerek, onun sırlarını keşfetmeye çalıştı. Lucian, karanlığı bir düşman olarak görmekten vazgeçmişti. O, karanlığın içinde bir şeylerin saklı olduğunu hissediyordu. Karanlık, sadece bir boşluk değildi; o, bir gücün kaynağıydı.
Lucian, bir gün, karanlığın merkezine ulaşmaya karar verdi. Karanlığın en derinlerine inerken, korkusuzdu. Gölgeler arasında ilerlerken, karanlığın ona fısıldadığını hissediyordu. Nihayet, karanlığın kalbine ulaştığında, karşısında bir varlık belirdi. Bu varlık, karanlığın babası olarak biliniyordu. Gölgelerden örülmüş, derin ve etkileyici bir figürdü. Karanlığın babası, Lucian'a doğru bakarak konuşmaya başladı: 'Lucian, sen buraya kadar geldin çünkü karanlığı anlamak istiyorsun. Karanlık, korkulacak bir şey değil. O, senin en derin korkularını, arzularını ve gerçek benliğini açığa çıkaran bir güçtür.
(( Malakai Black'in sesi derinleşti, seyirciler hikayenin içine çekildikçe, karanlığın babasının sözleri yankılandı ))
LUCIAN!
Karanlık seni özgür kılar, seni güçlü yapar. Korkularını yen ve karanlığın gerçek gücünü keşfet. Lucian, bu sözlerle sarsıldı. Karanlığın babası, ona karanlığın gerçek doğasını gösterdi. Karanlık, aslında bir düşman değildi; o, insanın içindeki gücü açığa çıkaran bir araçtı. Lucian, bu gerçeği öğrendiğinde, karanlığın gücünü kucakladı. Artık korkusuz bir savaşçı olmuştu. Lucian, karanlığın gücünü kucakladığında, artık korkusuzdu. Karanlık, onun en büyük dostu ve gücü haline gelmişti. Lucian, karanlığın sırlarını ve gücünü öğrenerek, kendi benliğini buldu. Karanlığın babası ona, 'Karanlığı kucakladığında, gerçek gücüne ulaşacaksın. Korkma, çünkü karanlık seni koruyacak ve güçlendirecek,' dedi. Lucian, bu öğütleri dinleyerek, karanlığın gerçek gücünü keşfetti. Artık o, sadece bir adam değil, karanlığın elçisi olmuştu. İşte bu yüzden, karanlıktan korkmamalısınız. Onu anlamalı ve kucaklamalısınız. Karanlık, sizi gerçek gücünüze ulaştıracak ve sizi özgür kılacak. Unutmayın, karanlık olmadan ışığın da bir anlamı yoktur. Ve ben, Malakai Black, sizlere karanlığın gerçek anlamını göstermek için buradayım. Hazır olun, çünkü karanlık yaklaşıyor.
"Hikaye bitti, Son'a hoşgeldiniz."
Dedikten sonra ekran kapanıyor.