- Katılım
- 3 Tem 2023
- Konular
- 28
- Mesajlar
- 5,499
- Beğeni sayısı
- 773
- PG Nakit
- 165
- RPG Karakteri
- ''The Fallen Angel'' Christopher Daniels
Bu yazıya nasıl başlayacağımı, nasıl devam ettireceğimi vesaire gram bilmiyorum ve kısa mı uzun mu olur onu da kestiremiyorum. Normalde sonda yazılan şeyleri başta belirtip size biraz zaman kazandıracağım, ondan sonra içimi dökmek istiyorum bir süre. Bugün itibariyle noktaladığım Christopher Daniels kariyerimin öncelikle başlamasını sağladığı için @Nature Boy, devamında bu hale gelmesinde emeği olan başta @keka ve @jaques, yazarlık yapmış ancak adını bilmediğim herkes, işin grafik boyutundaki katkılarından ötürü @Broken Dreams, karakteri oynama zevkini kaça katladığını hesaplayamayacağım @Kras Mazov, feud içerisinde bulunduğum ve karşılıklı bir şeyler karaladığım herkes, ve bu hikayeyi benimle birlikte yaşayan tüm PGW evrenime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Şimdi anlatmak istediğim şeye gelecek olursam, burada aşağı yukarı benzer kişilerle yıllardan beri bu oyunu oynuyoruz. Benim için forum RPG'si tecrübesi 2016'nın sonunda Matanza Cueto aldığım dönemle birlikte başlamıştı. Henüz 12 yaşındaydım. Matanza sadece Lucha Underground'taki dominantlığını görüp rpg içinde kullanırsam avantajım olabilir diyerek aldığım bir karakterdi. Ancak 2018 yılında geldiğimizde ben 14 yaşımda ucunu hiç kestiremeyeceğim bir yola girdim, Custom Gimmick denilen şeyin varlığını keşfederek. Şu an bakınca çocuksu geliyor, ancak o dönem için normal olan ergenlik mental sorunlarını paylaşabilmem için RPG bana inanılmaz bir yer haline gelmişti Custom Gimmick ile birleşince. Will Ospreay ile başlamıştı o dönem, kafamın içinde dolaşan fikirleri dışarı yansıtabilmem için bir ilaç olmuştu. Onu birkaç ay oynadım ve sonrasında karakter değiştirip şu meşhur Chris ''ITA'' Brookes'un planlarını yazdım 15'ime girerken. Benim için oynaması kolay, ancak bir o kadar zorlayıcı bir karakterdi çünkü sürekli masa başında kendi hayatımda söylemek isteyip söyleyemediğim şeyleri Brookes'un ağzından dökerken buluyordum kendimi. Ya da ITA'nın. ITA'nın açılımının intihar olmasına kadar anlatmak istediğim şeyler vardı, ve şu an dalgasını ben de geçsem bile o dönem aslında benim sığınma yuvam gibi bir şeydi o karakter. O şovlardaki abes kaotikliği de karakterin kendisinden değil de benden geliyordu biraz, bunun için üzgünüm. Fazla konuyu uzatmayayım, ikinci kez Will Ospreay, kısa bi süre Alex Shelley derken ben Brookes döneminde olduğu kadar kaotik olmasa da bir şekilde kafamdakileri dışarı atmaya devam ettim. Bunun bana en büyük faydası, kendimi tanımama yardımcı olmasıydı. Özellikle 14-17 arası dönemde fikirleriyle pek barışık olmamış biri olarak bunun bana yardımı inanılmaz bir düzeydeydi. O yüzden bu oyun benim için bir bağımlılıktı diyebilirim, sesleri kafamın içinde dolaştırmaktansa klavyemde dolaştırıyordum. Gerçek hayatıma fazla girmeye gerek yok, ama profesyonel yardımları ve kendi çabam sonunda ben 18'den 19'a geçerken olduğum kişiyle sonunda tamamıyla barışabilmiş ve hayata belirli pencerelerden bakabilir hale gelmiştim. Şunu söyleyebilirim ki eğer hayatımda RPG diye bir şey hiç olmamış olsaydı ben o dönemleri nasıl atlatırdım, ya da atlatabilir miydim hiç kestiremiyorum. Ancak bunu düşünmek de istemiyorum, neticede atlattım ve hepsi geride kaldı. Ancak RPG'nin tadını hiç RPG olarak almadan bunu yaptım belki de, çünkü adı rol yapma oyunu olan bir şeyi birkaç yıl çok da rol yapmadan oynamıştım ve oyunu usulüne göre oynamak benim belki de RPG'ye olan bir borcumdu, ya da kendime. Hatta sizlere. Taylan beni PGW için ilk kez davet ettiğinde kafamdan bunlar geçiyordu, başta aşırı hevesli değildim ama düşündükçe daha kararlı hale geldim. Sonra bir kez daha masa başına, bir şeyler karalamak için oturdum. Araştırdım, Fallen Angel gimmick olarak oynayabileceğimi düşündüğüm bir karakterdi. Anlatım konusunda özgürlük ve hayal gücü odaklıydı ki bundan daha iyisini ben bile yaratamazdım sanırım kendim için. Sonra geçen sene temmuzda ilk kez bir PGW şovuna çıktı Christopher Daniels, o günden bugüne ne olduysa hepsine birlikte şahidiz. Dediğim gibi bu kısım biraz daha iç dökme temalıydı, bir mesaj verme amacımda aslında yoktu ve ben sadece bunları yazmak istediğim için yazdım. Ancak adettendir son bir teşekkür konuşması yapayım. Bu paragrafın başında dediğim gibi, yıllardan beri bu oyunu oynadığımız kişiler aşağı yukarı aynı. Şu koca paragraf -ki içinde anlattığım 6 yılın yanında bir hiç ama- boyunca yaşadığım her şeyde en ufak katkısı olan herkese, tüm kalbimle teşekkür ederim.
Benim için bu oyun 12 yaşımdan beri inanılmaz bir deneyim ama, şu son 1 yılda oyunun kendisi olarak da hiç olmadığım kadar keyif aldım. Her yazdığım promoda ve her takip ettiğim, analizini yaptığım şovda da bu böyleydi ve bugüne kadar hiç değişmedi. Bırakma kararını 1 ay önce NWO'dan sonra patrona ilettim (şovu şampiyon olarak kapatsaydım da iletecektim yanlış anlaşılmasın.). Aldığım en zor karar değildi ama en üzücü kararlardan biriydi, fakat karakter prime dönemini daha işin en başında yaşamasıyla başlayan bir süreçle 11 ay boyunca hep zirvenin etrafındaydı ve bu noktadan sonra devam etseydim daha yükseğe çıkmazdı. Dolayısıyla zirvede bırakmak ve bu efsaneyi bir efsane olarak hatırlamak istedim, bundan daha iyisini yapabileceğimi de zannetmiyorum. Haliyle 11 ay boyunca zirveye oynayan karaktere yakışır bir performans vermeye çalıştım, elimden geleni yaptım. Ancak bunun yoruculuğunu da bir noktada inkar edemeyiz, bu yüzden bir süre dinlenmek istiyorum RPG konusunda. Kapıyı tamamen kapatmak gibi bir planım yok ama bir süre açmayı düşünmüyorum en azından, bu süreçte yeni dönem umarım hepiniz için oynaması en az bu dönem kadar keyifli olur. Kalite olarak inanılmaz bir yere evrildi RPG, bu saatten sonra bozulacağını da hiç zannetmiyorum. Bunu da hem yazanlara, hem oynayanlara borçluyuz. #keePGWalive