lafayette, louisiana
5 haziran 2024
Bray Wyatt soğukkanlılığını kaybetmiş bir şekilde sallanan sandalyesinde etrafa hayra alamet olmayan bakışlar atıyor. Hemen yanındaki Erick Rowan, maskesi suratında ruhunu teslim etmiş gibi hareketsiz dururken tanımadığımız bir adamın da hemen Bray'in yanı başında dikildiğini görüyoruz.
Beni aptal durumuna mı düşüreceklerini sanıyorlar? Dünyaları Yiyen'i? Onlara bir şans verdim, hasatçılarla beraber yürüyebilme şansı. Onları bu soğuk ve zalim dünyadan çok daha güzel yerlere götürecektim. Onlar ne yaptı? O oğlan çocuğunun bana karşı yaptığı ufak gösteriye alkış tuttular. Yaptığı şovun onu kurtaracağını düşünüyorsa bu delikanlı benim düşündüğümden de ahmak demektir. Goldust'ı önümüze attı, biz ortağının üzerinden geçtikten sonra sanki eski bir dostunun intikamını alıyormuşçasına şövalyecilik mi oynamak istiyor? Londra'da, o çocuğu bitireceğim. (Wyatt ayağa kalkıyor ve bağırmaya başlıyor) Londra'da onu dayaktan öyle bir pelteye çevireceğim ki yaşlı annesi gelse onu tanıyamayacak. Kendi bile inanmadığı bir saçmalığı pazarlamaya çalışan bu cahili geldiği yere geri gönderdikten sonra, buradaki kimse bir daha bu oğlanın adını ağzına dahi almayacak. Gerçeği göremiyorlar mı? Sırf en iyi arkadaşıyla rahat rahat doktorculuk oynayamadı diye sakatlığı bahane ederek tabanları yağlayan bu çocuğun beş para etmediğini fark edemiyorlar mı? EDİYORLAR... Ama Bray Wyatt'a olan nefret, Bray Wyatt'a olan antipati daha ağır basıyor.. Bana olan nefretlerinden, onlar için kılını bile kıpırdatmamış toy bir oğlanı bile alkışladılar. Goldust tezahüratları yaptılar, sanki o ihtiyar köpek çok umurlarındaymış gibi. Wrestlemania'da, işler değişecek... Wrestlemania'da ben, başından beri benim malım olan Televizyon altınını bu çocuktan söküp alacağım. Beni aramaya geleceğini o kadar iyi biliyorum ki.. Çünkü merak içini kemiriyor, "gerçekten bir şey olabilsem, nasıl bir hayatım olurdu" diye düşünmekten uyku uyuyamıyor. O yüzden buraya, Bray amcasına gelecek. Ve o geldiğinde, ona unutamayacağı bir anı bırakmamız gerek... Bana Altın Küre'yi getirin.
Wyatt sandalyesine geri çöküp sallanmaya başlarken saniyeler birbirini kovalıyor. Ahırın kapısı açıldığında Braun Strowman ve Eli Cottonwood'un, Goldust'ın iki yandan koluna girdiğini görüyoruz. Goldust'ın ağzında altın rengi bir top bağlanmış vaziyette.
Dustin Rhodes.... İhtiyar Dusty'nin en büyük tohumu. Ve en ahmak olanı. Seninle ilgili en üzüldüğüm nokta ne biliyor musun evlat, o kadar çaresiz bir adamdın ki önüne kim çıkarsa güvendin. Her kolunu açana sarılmayı tercih ettin. Ama sana sarılan adamların hiç biri gözlerinin içine baktığında seni bir kardeş gibi sevmeye değecek bir şey göremedi. Kardeşin, kendini ateşe verip ucube bir maske takarak fantezi dünyasında gezerken, "sevgi dili"nden bahsederek seni bir saz gibi çalan Joe Gacy, bana karşı kazandığı ufak zafer sonrası İrlanda cüceleri gibi mutlulukla hoplayıp zıplıyor. Nerede olduğunu, iyi olup olmadığını umursamıyor bile. Beni bilirsin Dustin, ben düşkünlere kol kanat germesiyle tanınan bir adamım. Ama düşkün var, düşkün var... Senin kadar düşmüş bir adama elimi uzatsam bile yukarı çekmeye değecek misin bilmiyorum. Bu çiftlikte bir ordu besliyorum. Her çeşit adam var, tecavüzden hüküm giyen adam da var, emekli bir rahip de. Her şey olarak geldiler, kimisi bize kilise bahçelerinden geldi, kimi ise insanların öldüğü kaza mahallilerinden.. Ama hepsi geldiğinde içlerinde kurtarılmaya değecek bir zerre vardı. Sana baktığımda ise, o zerreyi göremiyorum. Sen umutsuz vakasın evlat. Bu dünyada yerine getirebileceğin tek bir materyal kaldı: Joe isimli oğlana kabus materyali olmak. Konuşmak mı istiyorsun? Bray amcana söyleyecek bir şeyin mi var? (Wyatt pis pis sırıtıyor) Eli, şunu çıkar.
Cottonwood diz çöküyor, Goldust'ın ona kafa atmaya çalışması üzerine sertçe dirseğini gömüyor yüzüne. Goldust'ın burnundan süzülen kan Eli'ın eline akarken, Eli kanlı eliyle ağzındaki topu çıkarıyor Goldust'ın ve kolundan tutup yere mıhlayarak dizini tam sırtına koyuyor. Goldust zar zor başını kaldırıyor.
Goldust: ...acınası herif. İşte sen böyle bir adamsın Wyatt. Güzel olan ne varsa her şeyin içine eden, içine sıçan bir hayvansın. Şu ana kadar bir sürü adamla savaştın, bir sürü adamla da ittifak oldun. Ve herkesin ortak noktası ne biliyor musun? (Goldust gülümsüyor Bray'e) Herkes senden nefret ediyor. İyi ki Bray Wyatt var diyen bir tane adam yok yeryüzünde. Sadece bu kabuklar var... Boş kabuklar. Sen ne dersen köpek gibi yerine getiren bu piçlerin ve yalakaların var. Ama unutma Bray, beni bu şekilde ele geçirsen de, işkence edip aşağılasan da sana bir kez daha söylüyorum: HER ŞEYİ YANLIŞ ANLIYORSUN. JOE GACY SEN OLMAYA ÇALIŞMIYOR; JOE GACY, SENİN OLMAK İSTEYİP DE OLAMADIĞIN HER ŞEY!
Goldust, Wyatt'ın yüzüne tükürüyor. Bray, sakalına damlayan tükürüğü eliyle sildikten sonra yüzünden kanlar damlayan Goldust'ı işaret ediyor.
Şu fahişeyi, bir ayı postu gibi duvara asın. ŞİMDİ.
Eli ve Braun aniden ayağa kaldırıyor Goldust'ı. Rowan maskesini çıkarıp Goldust'ın yüzüne arka arkaya sert yumruklar indiriyor. Ahırın dışındaki hafif yağmur ve martıların sesi dışında tek mikrofonlarımıza gelen ses, Goldust'ın dayak yerken çıkardığı nefes sesleri. Ama Goldust buna rağmen Wyatt'a dönüyor ve kanlı bir gülümseme bahşediyor Bray'e.
Goldust: Sana yalvarmayacağım, piç kurusu-
Rowan sert bir kafa atıyor ve dördüncü kişi elinde bir alet takımıyla oraya geliyor. Eli ve Braun, hafif baygın Goldust'ı iki yandan tutarak kaldırıyorlar ve duvara sabitliyorlar. Rowan ise alet takımından aldığı çiviye bakıyor, paslı çiviyi yalıyor ve hastalıklı bir gülümsemeyle Bray'e bakıyor. Bray ise şarkı söyleyerek bu iğrenç manzarayı izliyor.
♫ Mary had a little lamb, little lamb, little lamb.
Mary had a little lamb, its fleece was white as snow ♫
Eli Cottonwood, çiviyi Goldust'ın tam sağ eline sertçe çakıyor eliyle! Goldust uluyarak bağırırken Eli, Rowan'dan aldığı çekici çakmaya başlıyor! Goldust'ın sağ elinden kan boşalırken Goldust dişini sıkmaya devam ediyor. Eli çekici çok sert bir şekilde vuruyor ve Goldust'ın avucu artık bakılamayacak kadar mide bulandırıcı bir kan furyasına dönüşürken başını sallıyor.
♫And everywhere that Mary went. Mary went. Mary went.
And everywhere that Mary
went, the lamb was sure to go. ♫
Braun, Eli ile nöbet değiştiriyor ve Eli, Goldust'ı sabit tutarken Braun böğürerek eliyle Goldust'ın sol eline çiviyi geçiriyor. Goldust acıyla bağırırken Braun çekici aldığı gibi hışımla vurmaya başlıyor. Goldust'ın sol bileği, ardından göğsünün sol üst kısmı kana bulanırken Braun kendinden geçmiş gibi vuruyor. Erick onu geri çekiyor "yeter" diyerek.
Braun kendinden geçmiş bir zevkle Goldust'ın çivilenmiş haline bakarken Bray şarkısını bitiriyor ve yavaşça sandalyesinden kalktıktan sonra kan kaybından bayılmış olan Goldust'ın başına gidip ellerini cebine atıyor.
İşte Milos.... işte bu sanat!
Wyatt'ın kahkahalarıyla kamera kapanıyor.
5 haziran 2024
Bray Wyatt soğukkanlılığını kaybetmiş bir şekilde sallanan sandalyesinde etrafa hayra alamet olmayan bakışlar atıyor. Hemen yanındaki Erick Rowan, maskesi suratında ruhunu teslim etmiş gibi hareketsiz dururken tanımadığımız bir adamın da hemen Bray'in yanı başında dikildiğini görüyoruz.
Beni aptal durumuna mı düşüreceklerini sanıyorlar? Dünyaları Yiyen'i? Onlara bir şans verdim, hasatçılarla beraber yürüyebilme şansı. Onları bu soğuk ve zalim dünyadan çok daha güzel yerlere götürecektim. Onlar ne yaptı? O oğlan çocuğunun bana karşı yaptığı ufak gösteriye alkış tuttular. Yaptığı şovun onu kurtaracağını düşünüyorsa bu delikanlı benim düşündüğümden de ahmak demektir. Goldust'ı önümüze attı, biz ortağının üzerinden geçtikten sonra sanki eski bir dostunun intikamını alıyormuşçasına şövalyecilik mi oynamak istiyor? Londra'da, o çocuğu bitireceğim. (Wyatt ayağa kalkıyor ve bağırmaya başlıyor) Londra'da onu dayaktan öyle bir pelteye çevireceğim ki yaşlı annesi gelse onu tanıyamayacak. Kendi bile inanmadığı bir saçmalığı pazarlamaya çalışan bu cahili geldiği yere geri gönderdikten sonra, buradaki kimse bir daha bu oğlanın adını ağzına dahi almayacak. Gerçeği göremiyorlar mı? Sırf en iyi arkadaşıyla rahat rahat doktorculuk oynayamadı diye sakatlığı bahane ederek tabanları yağlayan bu çocuğun beş para etmediğini fark edemiyorlar mı? EDİYORLAR... Ama Bray Wyatt'a olan nefret, Bray Wyatt'a olan antipati daha ağır basıyor.. Bana olan nefretlerinden, onlar için kılını bile kıpırdatmamış toy bir oğlanı bile alkışladılar. Goldust tezahüratları yaptılar, sanki o ihtiyar köpek çok umurlarındaymış gibi. Wrestlemania'da, işler değişecek... Wrestlemania'da ben, başından beri benim malım olan Televizyon altınını bu çocuktan söküp alacağım. Beni aramaya geleceğini o kadar iyi biliyorum ki.. Çünkü merak içini kemiriyor, "gerçekten bir şey olabilsem, nasıl bir hayatım olurdu" diye düşünmekten uyku uyuyamıyor. O yüzden buraya, Bray amcasına gelecek. Ve o geldiğinde, ona unutamayacağı bir anı bırakmamız gerek... Bana Altın Küre'yi getirin.
Wyatt sandalyesine geri çöküp sallanmaya başlarken saniyeler birbirini kovalıyor. Ahırın kapısı açıldığında Braun Strowman ve Eli Cottonwood'un, Goldust'ın iki yandan koluna girdiğini görüyoruz. Goldust'ın ağzında altın rengi bir top bağlanmış vaziyette.
Dustin Rhodes.... İhtiyar Dusty'nin en büyük tohumu. Ve en ahmak olanı. Seninle ilgili en üzüldüğüm nokta ne biliyor musun evlat, o kadar çaresiz bir adamdın ki önüne kim çıkarsa güvendin. Her kolunu açana sarılmayı tercih ettin. Ama sana sarılan adamların hiç biri gözlerinin içine baktığında seni bir kardeş gibi sevmeye değecek bir şey göremedi. Kardeşin, kendini ateşe verip ucube bir maske takarak fantezi dünyasında gezerken, "sevgi dili"nden bahsederek seni bir saz gibi çalan Joe Gacy, bana karşı kazandığı ufak zafer sonrası İrlanda cüceleri gibi mutlulukla hoplayıp zıplıyor. Nerede olduğunu, iyi olup olmadığını umursamıyor bile. Beni bilirsin Dustin, ben düşkünlere kol kanat germesiyle tanınan bir adamım. Ama düşkün var, düşkün var... Senin kadar düşmüş bir adama elimi uzatsam bile yukarı çekmeye değecek misin bilmiyorum. Bu çiftlikte bir ordu besliyorum. Her çeşit adam var, tecavüzden hüküm giyen adam da var, emekli bir rahip de. Her şey olarak geldiler, kimisi bize kilise bahçelerinden geldi, kimi ise insanların öldüğü kaza mahallilerinden.. Ama hepsi geldiğinde içlerinde kurtarılmaya değecek bir zerre vardı. Sana baktığımda ise, o zerreyi göremiyorum. Sen umutsuz vakasın evlat. Bu dünyada yerine getirebileceğin tek bir materyal kaldı: Joe isimli oğlana kabus materyali olmak. Konuşmak mı istiyorsun? Bray amcana söyleyecek bir şeyin mi var? (Wyatt pis pis sırıtıyor) Eli, şunu çıkar.
Cottonwood diz çöküyor, Goldust'ın ona kafa atmaya çalışması üzerine sertçe dirseğini gömüyor yüzüne. Goldust'ın burnundan süzülen kan Eli'ın eline akarken, Eli kanlı eliyle ağzındaki topu çıkarıyor Goldust'ın ve kolundan tutup yere mıhlayarak dizini tam sırtına koyuyor. Goldust zar zor başını kaldırıyor.
Goldust: ...acınası herif. İşte sen böyle bir adamsın Wyatt. Güzel olan ne varsa her şeyin içine eden, içine sıçan bir hayvansın. Şu ana kadar bir sürü adamla savaştın, bir sürü adamla da ittifak oldun. Ve herkesin ortak noktası ne biliyor musun? (Goldust gülümsüyor Bray'e) Herkes senden nefret ediyor. İyi ki Bray Wyatt var diyen bir tane adam yok yeryüzünde. Sadece bu kabuklar var... Boş kabuklar. Sen ne dersen köpek gibi yerine getiren bu piçlerin ve yalakaların var. Ama unutma Bray, beni bu şekilde ele geçirsen de, işkence edip aşağılasan da sana bir kez daha söylüyorum: HER ŞEYİ YANLIŞ ANLIYORSUN. JOE GACY SEN OLMAYA ÇALIŞMIYOR; JOE GACY, SENİN OLMAK İSTEYİP DE OLAMADIĞIN HER ŞEY!
Goldust, Wyatt'ın yüzüne tükürüyor. Bray, sakalına damlayan tükürüğü eliyle sildikten sonra yüzünden kanlar damlayan Goldust'ı işaret ediyor.
Şu fahişeyi, bir ayı postu gibi duvara asın. ŞİMDİ.
Eli ve Braun aniden ayağa kaldırıyor Goldust'ı. Rowan maskesini çıkarıp Goldust'ın yüzüne arka arkaya sert yumruklar indiriyor. Ahırın dışındaki hafif yağmur ve martıların sesi dışında tek mikrofonlarımıza gelen ses, Goldust'ın dayak yerken çıkardığı nefes sesleri. Ama Goldust buna rağmen Wyatt'a dönüyor ve kanlı bir gülümseme bahşediyor Bray'e.
Goldust: Sana yalvarmayacağım, piç kurusu-
Rowan sert bir kafa atıyor ve dördüncü kişi elinde bir alet takımıyla oraya geliyor. Eli ve Braun, hafif baygın Goldust'ı iki yandan tutarak kaldırıyorlar ve duvara sabitliyorlar. Rowan ise alet takımından aldığı çiviye bakıyor, paslı çiviyi yalıyor ve hastalıklı bir gülümsemeyle Bray'e bakıyor. Bray ise şarkı söyleyerek bu iğrenç manzarayı izliyor.
♫ Mary had a little lamb, little lamb, little lamb.
Mary had a little lamb, its fleece was white as snow ♫
Eli Cottonwood, çiviyi Goldust'ın tam sağ eline sertçe çakıyor eliyle! Goldust uluyarak bağırırken Eli, Rowan'dan aldığı çekici çakmaya başlıyor! Goldust'ın sağ elinden kan boşalırken Goldust dişini sıkmaya devam ediyor. Eli çekici çok sert bir şekilde vuruyor ve Goldust'ın avucu artık bakılamayacak kadar mide bulandırıcı bir kan furyasına dönüşürken başını sallıyor.
♫And everywhere that Mary went. Mary went. Mary went.
And everywhere that Mary
went, the lamb was sure to go. ♫
Braun, Eli ile nöbet değiştiriyor ve Eli, Goldust'ı sabit tutarken Braun böğürerek eliyle Goldust'ın sol eline çiviyi geçiriyor. Goldust acıyla bağırırken Braun çekici aldığı gibi hışımla vurmaya başlıyor. Goldust'ın sol bileği, ardından göğsünün sol üst kısmı kana bulanırken Braun kendinden geçmiş gibi vuruyor. Erick onu geri çekiyor "yeter" diyerek.
Braun kendinden geçmiş bir zevkle Goldust'ın çivilenmiş haline bakarken Bray şarkısını bitiriyor ve yavaşça sandalyesinden kalktıktan sonra kan kaybından bayılmış olan Goldust'ın başına gidip ellerini cebine atıyor.
İşte Milos.... işte bu sanat!
Wyatt'ın kahkahalarıyla kamera kapanıyor.