Longhorn duyuluyor. JBL'in limuzuni girişte görünüyor.
JBL limuzinden öfkeli bir şekilde çıkıyor. JBL ringe giriyor ve mikrofon alıp konuşmaya başlıyor.
"Sözlerime nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bildiğim tek şey öfke dolu olduğum! Öfkeliyim. Çünkü her taraf kaçak göçmen dolmuş durumda. Tepkiliyim çünkü ne Amerika'nın çıkarlarını düşünen bir başkana sahibiz ne de PGW yönetimi bu konuda 'yeterli' adım atmış durumda. Chavo Guerrero denen adamı görüyorsunuz. Bu adam kelimenin tam anlamıyla şerefsiz bir adam. Beni bilirsiniz. Ben sözlerimi esirgemem. Diplomasiden ve süslü kelimelerden anlamam. Kafamın içinde tilkiler dönmez. Neysem oyum ve diyorum ki Chavo evet sen şerefsizin önde gidenisin. Buraya kaçak yollarla gelen Guerrero Ailesi'nin en vasıfsız üyesisin. P*rno filmleri andıran iğrenç bir müziğe sahipsin. Amcan tam olarak bana rakip olabilecek birisiydi. Evet onu da zamanında sevmezdim. Fakat Eddie Guerrero benim bir nevi yumuşak bir karnım. Kader ikimizi karşı karşıya getirmiş olsa da birbirimizden nefret etmiş olsak da onunla yapmış olduğum her maçı ve mücadeleyi seviyorum. Ve sen onun mirası sayesinde buraya adımını atabiliyorsun. Bir de üstüne amcana küfürler ediyorsun. Sana tek diyeceğim şey 'yazıklar olsun' sana verilen bunca emeğe yazıklar olsun. Sen sadece amcana değil amcanı seven Amerikan halkına da küfürler ediyorsun. Amcan için söylediklerin inan hiç umurumda değil. Benim müziğim senin sözlerini böldüğünde bu insanlar beni destekledi. Beni senin gibileri göndereceğim için değil Eddie'ye karşı yaptığın saygısızlıklara karşı desteklediler. Buna müteşekkir olsam da bu mesele beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren şey senin davranışlarının kötü bir etki bıraktığı. Sen saygısız kültürsüz şımarık bir adamsın. Şu an burada olsan yüzüne de direkt bunları söylerim aslanım. Ve normal bir insan olsa eminim utancından yerin dibine girerdi. Fakat senin ar damarın çatladığı için bunları gevşek bir eda ile kabul edeceksin! Senin gibi mirasyedilerle de mücadelem sürecek. Fakat her şeyin bir sırası var. Sıranı bekle bakalım evlat. Halletmem gereken ufak bir mesele var. Onu çözdükten sonra seninle özellikle ilgileneceğim. Ve o gün geldiğinde böyle vatansız davranmanın pişmanlığını yaşayacaksın. Eddie'ye sarf ettiğin sözlerden sonra Meksika halkının seni taşa tutacağını çok iyi biliyorsun değil mi? Ama dur sen bekle! Seninle ileride işimiz olacak. Sen kaşınıyorsun ve ben seni kaşıyacağım koçum hiç dert etme."
JBL'in öfkeli ifadesi objektife yansıyor. Seyirciler ne tepki vereceğini şaşırmış durumda. JBL ise sözlerine kaldığı yerden devam ediyor.
"Chavo Guerrero'dan önce halletmem gereken Hunico gibi ufak ama mide bulandıran bir mesele var. Bu aşağılık herifin yaptıkları artık sınırı aştı! Her ne cehennemdesin bilmiyorum ama karşıma çıktığın ilk andan itibaren cehennemi yaşayacaksın. Daha ilk andan itibaren o kadar dengesiz hareketler sergiliyorsun. Ve ben senin akıl sağlığının yerinde olmadığını düşünüyorum. Bir insan çünkü bu kadar 'dangalak' ve hayal dünyasında yaşıyor olamaz. Bu ringe geldin ve seni izleyen on binlerce insanın önünde hiç utanmadan s*çtın. Ve tüm bunlardan sonra bu ringe çıkıp Amerika Hepimizin dedin. Yaptığın kepazeliği de bana faturaladın. Neymiş 'JBL ilacıma hap attı' hadi oradan sen de! Bu söylediğine kargalar bile güler. Hadsiz dangalak herif seni! Benim sicilim temiz! Sağlık politikalarında en temiz çıkan güreşçi benim. 56 yaşında olmama rağmen aslanlar gibi er meydanına çıkıp senin gibi kaçakları bu ringden temizleyebiliyorum. Sen ise k*çını kaldırmaktan aciz altına yaptığın donunla gezen asalak bir adamsın! Ve sana söz seni bu sefil hayattan kurtaracağım. Memleketine gideceksin ve orada daha huzurlu bir hayat yaşayacaksın. Seni ya seve seve ya da GEREKİRSE ZORLA göndereceğim."
JBL sözlerinin ardından mikrofonu yere atıyor ve öfkeli bir şekilde arka alanın yolunu tutuyor.
