Guardiola’nın kariyerindeki en kötü sınavlardan birisiydi bence, hatta direkt en kötüsü olabilir. Yani City’nin topa tamamen sahip olup Madrid kalesi önünde baskı kurması Guardiola’ya yazan bir şey değil zaten çünkü Ancelotti’nin topu rakibe vermeyi ne kadar sevdiğini Chelsea’den beri biliyoruz zaten. Yine catenacciosunu oynattı, City’nin hücum gücünü sindirdi ve öyle ya da böyle turu aldı. Fakat bu maçı Guardiola’nın en kötü sınavı yapan ana etken oyun kalitesi ya da bunun gibi saha içi metrikler değil; tamamen maç içerisindeki krizi yönetmekle alakalı. Maç uzatmalara kaldığında ben bile kesin penaltılara kalır diye düşünüp maçı kapadım penaltılara yetişeyim diye hızlı hızlı duş alıp geri geldim. Yani maçın penaltılara kalacağı çok belli, hadi belli değilse bile uzatmalara kalan bir maçı penaltılar ihtimalini tepelere yazarak düşünmen lazım zaten. Ve Guardiola böyle bir durumda takımdaki en iyi iki penaltıcısı KDB ve Haaland’ı oyundan aldı. Yine maçı penaltılara götürmeme isteği üzerinden ilerlesem, yine bu değişiklikler çok saçma. Birisi senin kaç yıllık kaptanın ve bu maçların artık kaşarı olmuş dünya starı bir orta saha; diğeri her ne kadar şu an formsuzluğu ve büyük maçlardaki tutukluğuyla eleştirilse de geldiği günden beri senin en büyük gol silahın. Futbolda işte bazen bu kadar basit düşünmek yeterli olabiliyor, her şey yapay zekanın çizdiği assist-V şeması ya da fizikalitenin önemi vırt zırt değil. Bu tip maçların yazdığı hikayedir futbolu futbol yapan şey. Guardiola beyninin içindeki robotiği çıkarmadığı sürece geçen sene elde ettiği zaferi gün geçtikçe özlemeye ve oracıkta takılı kalmaya devam eder.
İşin Real kanadında ise umarım Ancelotti Bayern maçlarını da bu tip bir savunma oyunuyla oynamayı düşünmüyordur. City deplasmanı için bir seferliğine belki mantıklı bir stratejiydi, ama Real Madrid oyunu asla bu olmamalı.