- Katılım
- 3 Tem 2023
- Konular
- 28
- Mesajlar
- 5,498
- Beğeni sayısı
- 772
- PG Nakit
- 165
- RPG Karakteri
- ''The Fallen Angel'' Christopher Daniels
Alberto El Patron: Bu görüntüleri endişe içerisinde izlediğini çok iyi biliyorum. Peki şimdi ne yapacaksın? Başına neler geleceğini sana anlatacak değilim, bunu zaman gösterecek. Kendini toparla ve kendini One Night Stand'e en iyi şekilde hazırla. Zira One Night Stand'de sana yaşatacağım onca şeyin ardından kendine dair kopya bile bulamayacaksın!
Alberto gözünü kırpıyor. Oldukça bir badass görüntü olduğunu söyleyebiliriz. Alberto bu görüntülerin ardından kadrajdan çekiliyor, kameralar olan biteni izleyen Ricardo'yu yakından görüntüledikten sonra kapanıyor ve reklamlar giriyor.
''Hep aynı acizlik...''
Kameralarımız nerede olduğunu bilmediğimiz bir odada açılıyor, odanın her tarafında kırmızımsı aydınlatmalar mevcut. Odanın bir tarafında bulunan televizyonda ise Payback #25'ten bir görüntü sessiz biçimde bir döngü halinde oynuyor. Bu esnada kadraj sürekli yer değiştiriyor, bir vignette tadı alıyoruz görüntülerden. Biraz önceki cümlenin geldiği ses ise tanıdık, bu...
Christopher Daniels, The Fallen Angel. Ekrana görüntüsü yansıdıktan sonra onun ağzından duyduğumuz cümleler devam ediyor:
''Endişe.. Birçok anlamda kullanılabilecek bir kelime. Kaygı, üzüntü, korku, kuşku.. Bunlardan korkuyu ve kuşkuyu elememek için aptal olmak gerekir. Zira yaklaşık sekiz ayda Prestige'de hiçbir şekilde hissetmediğim iki şey varsa bunlar korkuyla kuşkudan ötesi olamaz. Sadece korkusuz olduğum için cezalandırılmışken, ve üstelik siz benim dengimin cezasıyken tam olarak hangi aşamanızdan korkabilirim? Fiziksel hasardan mı? Ben bulutların üstünden ışık hızının ötesinde bir süratle yer kabuğuna çakıldım. Sonrasında hiçbir şey olmamışçasına ayaklandım ve nefes almayı sürdürdüm. İkiye ayrılan beyzbol sopalarından ancak sizin gibi çocuklar etkilenir. Benim için anlamsız.''
''Öte yandan kuşku.. Bir zamanlar çok sık görüştüğüm bir dostumdu. Hatta hikayemin başlangıcında, şu sizin soyunuzun atasına karşı düşüncelerimde rol oynadığı yetmemiş; devamında geriye dönüşüm için çok kez ondan fikir almıştım. Ancak artık fark ediyorum ki, sizin yanınızda bildiklerimi sorgulamak sadece kendimi yavaşlatmaktan ibaretmiş. Aslında yapabileceklerimden doneler sunmak bile en kıdemlinize manevi diz çöktürmek için yeterliymiş. Sadece birkaç hafta önce uğruna kendimi tekrar kanıtlamam gerektiğim o kemeri kazanma fırsatını kendi elleriyle teslim edebilirmiş. Yetmiyormuşçasına bu mücadelenin türünü de benim belirlememi isteyecek vaziyete gelirmiş. Ancak ne o, ne de aranızdan herhangi birinin kaderi benim süpervizyonumdan geçecek kadar değerli olamaz. Dolayısıyla bu mücadelenin detayı üzerinde karar verirken ben kendimden hiçbir şey katmadım. Onun bana yapmaya çalıştığı, şaibeler sayesinde bir yere kadar başardığı şeyi başarmayı seçtim. Yani kendi sonunu hazırlamasını sağladım.''
''Ne korku, ne kuşku.. Şu kesmeye çalıştığın ciddi pozlarından üzgün olduğumu düşünmediğinde açıkça belli oluyor. Kaygılandığımı varsaydığını en başından beri biliyorum oysa, ancak acizliğinin bu kadar bariz olması bana aylardır boşa vakit kaybettiğim gerçeğini hatırlatıyor. Bu yüzden bu yüzleşmeyi ertelemek istedim, ancak daha fazla zaman kaybedemem. Şu iyileştirmeye çalıştığın var ya, ona sorabilirsin ne kadar kaygılanabileceğimi. Çünkü sinirini çıkartmaya çalıştığın, ancak öfkeni dindirmek isterken daha fazla alevlenmesine yol açan şu kopyalar.. Benim için bir anlam ifade etmiyor. Onlar sadece size sizin gibi yaklaştığım şu dönemde biraz kolaylık sağladılar o kadar. Senin yanındakiyse benim için doğrudan bir anahtar oldu. Ancak kilidi açtıktan sonra onunla da bir işim kalmadı, o yüzden acıklı buluşmanızı yaşadınız. Ben sana senin hikayeni anlatırken zayıflığının bu olduğunu söylemiştim, şimdi aynı zayıflıktan kendimde yararlandım ve sen hala onu beslemeye devam ediyorsun. İşte acizlik olan bu.''
''Acizlik tam olarak beni hepinizden ayıran şey. Zaaflar, zayıf noktalar.. Hepinizin aklında bir kilit var, doğru giriş yöntemini bulduğun anda kendini içeride bulabiliyorsun. Dürüst olmak gerekirse, buradaki yolculuğuma çıktığımda bunun benim son aşamam olduğunun farkındaydım. Bu yüzden hiç olmadığım kadar hazırdım ve kesinlikle bir taviz vermeyecektim hesapta. Sonra fark ettim ki anlaşılmayı beklemek bir sonuç getirmedi, kendimi aynı hikayelerin etrafındaki farklı kimliklerle beraber buldum. Money In The Bank gecesi bunun zirvesiydi. Ondan sonra hikayeyi baştan yarattım, senaryoyu kendim belirledim ve istediğim kişiyi istediğim kılığa sokup istediğim pozisyonda oynattım. Bir ay bile sürmedi istediğim fırsatı oluşturmak, o fırsatın tekrardan parmaklarımın ucundan dönmeyecek olmasına ise sadece sayılı günler var. Şu gerilim dozajını arttırdığınız savaşlar.. İçlerinden biri de benimki. Sizin için büyük anlam ifade ediyor olmalı, sadece günübirlik olmasına karşın. İşte bu noktada durup düşüneceksiniz ki benim insani düzeyde 53 yılım bu anı bekleyerek geçti. Üstelik benim için hala o kadar anlamlı değil bu savaşın kendisi. Şimdi burada sorgulanacak olan taraf hanginizi, yukarıya baktığımızda oklar sizi gösteriyor. Haha. Beni zaten gösteremez. Çünkü sorgulayamayacağının farkında, hani siz çok meraklısınız ya bu savaşlara. İlginizi çekiyorsa, benimde hazırlandığım bir savaş var. Fiziki hasar olarak tek bir kanın bile dökülmeyeceği, sadece düşüncelerin içinde gerçekleşecek ancak ortaya bıraktığı hasar olarak bütün kainatı etkileyebilecek düzeyde. Onunla benim aramda. Bütün bu geçiciliklerin arasında, kalıcılığımı kanıtlayacağım o gün. Sabırsızlıkla bekliyorum. O da bekliyor, biliyorum.''
''Benim hikayem henüz başlamadı bile, yıllardır oynayan her şey bir fragmandan ibaret. Ancak bu fragmanın yayınlanıyor olmasının tek sebebi başrol koltuğunda benim oturuyor olmam. Dolayısıyla bulunduğunuz koltuklardan üzerime sıçramaya çalıştığınızda, ya da benim olduğum yeri yeterince belirleyemeyip bir de ukalalık ettiğinizde sadece ömrünüzü kısaltıyorsunuz. Kafanızı ne kadar çok yukarı kaldırırsanız, başınız o kadar ağrır. Bu size söyleyeceğim ilk, tek ve son mantıklı tavsiye. Çünkü size sizin gibi yaklaştığım müddette, bir şeyleri konuşmanın ötesinde davranışlarımla da yansıtacağımdan bahsetmiştim. İşte dart tahtasına attığım bu ok, tam olarak One Night Stand'e isabet etti. Burnunun havada olmasından kaynaklı, hayatının tamamını yukarı bakarak geçirmiş birinin başına neler gelebileceğine şahit olacaksınız. Biraz önce anlattığım tavsiyeyi de buradan değil de oradan öğreneceksiniz. Söylemiştim ya, hep aynı acizlik.''
Kameralarımız bu görüntülerin ardından kapanıyor...