Ada konseyinin ardından tansiyon yükseliyor.
Batuhan Erdem: Şunu alın götürün Acun bey yoksa katil olacağım. Bir kadına böyle bir şey diyebilir mi ya?
Acun Ilıcalı: Esat, ne diyor bu? Al şunu kenara.
Batuhan uzaklaştırılıyor. Sef Tv görevlilerin yardımıyla konseyi terk ediyor. Batuhan ise kendini kontrol edemiyor, sandalyeleri deviriyor. Fevzi ve Hakan araya giriyor. Batuhan'ı sakinleştiriyorlar.
Barbaros Şansal, Wanda'ya olanları tercüme ediyor. Bu kez de o deliriyor. Sef Tv'nin arkasından koşuyor dövmek için. Cemal son anda yakalıyor. Wanda'yı sakinleştirmeye çalışırken Wanda'nın tansiyonu düşüyor ve bayılıyor. Cemal, onu kucağına alarak tekneye götürüyor ve onunla ilgileniyor. Fevzi, Hakan ve Batuhan da tekneye biniyorlar. Batuhan karşısındaki Cemal ve Wanda tablosunu görünce bir kez daha sinir küpüne dönüyor.
Batuhan Erdem: Fırsattan istifade mi ediyorsun yarrağım?
Cemal Kaan Şahin: Edebini takıl, asabımı bozma. İyilik yapıyorum.
Batuhan Erdem: Senin yapacağın iyilik sadece sikine yarar.
Cemal Kaan Şahin: Allah allah... şu üslubünu düzelt karşıma öyle gel. Adam ol adam.
YTL Osman: HEEEEY HEEEEY Gençler azıcık sakin olun ya. Size adada sıra gecesi düzenleyem kendinize gelirsiniz ha.
Hakan, Fevzi'ye yaklaşıyor: Şu adamın varoşluğu beni benden alıyor.
Kırmızı takım, tekneye biniyor ve adalarına gidiyorlar.
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Mavi takımın adasındayız. Sabah olmuş ve arkada Acun müzikleri çalıyor. Çalılarla yapılmış çardağın altında Hikmet, Zaraki dayı, Batuhan Karadeniz ve Bilge Adam Reis oturuyor.
Batuhan Karadeniz: Hikmet abi ne iyi ettin şu çardağı yapmakla. Valla şu Jahrein dingiline kalsa kumun üstünde oturacaktık tüm gün.
Zaraki Dayı: Onun ben amınakoyim. Geleli 2 gün oldu hala eline bir şey almadı siktiğim. Birader bunu ilk potada eletmezsem namerdim bak buraya yazıyorum.
Batuhan Karadeniz: Abi kendiliğinden elenir zaten yakında. Çok celallenme.
Zaraki Dayı: Seni de sikerim, bana takılma.
Bilge Adam Reis: Yav baba rahat olsana. Bak sana şey anlatayım biraz kafanı dağıtırsın. Sene bilmem kaç, askerden daha yeni gelmişim. Askerde paso spor salonundaydım. Komutanlar benim vücudu görünce sen tam bi falan filan dediler oraya attılar gelene geçene vücut çalıştırdım baba. İşi daha iyi öğrendim neyse memlekete döndüm bi spor salonu açtım. Salonun ilk müşterisi de aha bu yarmaydı. Dayı ama biliyon mu bu dediğim 10 yıl oluyo. Lavukla 10 yıl sonra aynı adadayız hala aynı vücutta aminyum.
Zaraki Dayı: Diyorum kardeşim. Bu adam faydasız. Acilen siktir edilmeli.
,
Hikmet Tuğsuz röportaj veriyor.
Hikmet Tuğsuz: Abicim bu Zaraki'yi nasıl memnun edicez ya? Her şeyden şikayetçi. Yaptığım çardağa oturuyor sert diye şikayet ediyor. Jahrein yatıyor diye şikayet ediyor. Performansı düşük diye şikayet ediyor. Adama demezler mi sen ne yapıyorsun diye? Ne yapıyorsun Allah aşkına? Tüm gün nefret kusuyorsun. Çek git be.
az önceki sohbetin devamı ekrana geliyor.
Hikmet Tuğsuz: 1 galibiyetin var Dayı.
Zaraki Dayı: Eeee?
Hikmet Tuğsuz: Dayı, onun da 1 galibiyeti var.
Zaraki Dayı: Eeee?
Hikmet Tuğsuz: Anlayan anladı. Batuhan ben hindistan cevizine gidiyorum geliyor musun?
Zaraki Dayı: Şu ağzındaki baklayı çıkar.
Hikmet siklemeden gidiyor. Batuhan ikisine göz ucuyla bakıp Hikmet'in arkasından gidiyor. Bilge Adam Reisle Zaraki dayı kalıyor çardakta. Kameralar sahil şeridine dönüyor. Jahrein ile Reis karşılıklı oturuyor.
Reis: Ahmetciğim. Senin adını danışmanlarımdan çok duyuyordum. En nefret ettiğin insan benmişim. Şimdi karşılıklı vakit öldürüyoruz.
Jahrein: Reis, montajlıyorlar sesimi. Yanlış bilgi aktarılmış sana.
Reis: Prenses Ela hakkında ne düşünüyorsun? Sef tv-
Jahrein: Reis yani herkesin inancında hareketinde özgürdür. İsteyen istediğini yapsın, bana dokunmadığı sürece bir sıkıntı yok. Sef tv (sessizleşir) var ya. Tam bir oç bence.
Reis: Yaa öyle mi? Ben de Sef Tv'ye hak verdim diyecektim. Senin rengin belli oldu yavrucuğum. Gözüme görünme. Hatta dur. Şimdi sen kalkamazsın o kiloyla, ben giderim.
Jahrein röportaj veriyor.
Jahrein: Kameralar bizi çekmiyorken bana diyor ki, şu erzak deposundan biraz mal kaçıralım. Kameralar gelince Prenses Ela'nın hayasız olduğundan söz ediyor, Türk milletine aykırı bir karakter olduğunu söylüyor. 2. günde ikinci yüzünü ortaya koymayı nasıl başarırsın sen ya? Daha 2. gündeyiz. 2. günde kendisiyle çelişmeyi başardı. Yayınlarda söylediklerimin arkasındayım. Bu adamla bu takım devam E DE MEZ. Nokta.
slowmotion görüntüler ekrana geliyor.
Reis, kalkınca yerdeki kumları ayağıyla Jaho'ya fırlatıyor. Bedir Çalpur ile Prenses Ela'nın koyu sohbette olduğunu görünce oraya gitmiyor. Diğer grubun yanına da gitmiyor. Tek başına boynu bükük şekilde tüm sahili yürüyor.
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Kırmızı adadayız. Konsey sonrası ortalık biraz durulmuş gibi. Wanda Nara ve Barbaros Şansal sahilde güneşleniyor. Fevzi ve Batuhan ağacın altındalar. Hakan, Cemal ve YTL Osman da balık tutuyorlar.
Batuhan Erdem: Barbaros sence Cemallik yapar mı?
Fevzi Ayran: İmkanı yok. Wanda ile konuşmasının tek sebebi Survivor'dan sonrasını düşünmesi. Şey olur ya. Kızın gay yakın arkadaşı. Tam öyle biri.
Batuhan Erdem: Öyle denir mi aq
Fevzi Ayran: Denmez mi?
Fevzi, at gibi kişneyince Batuhan dayanamıyor patlıyor.
Hakan röportaj veriyor.
Hakan Hatipoğlu: Bugün Osman ve Cemal ile takım için 20ye yakın balık tuttuk. Yarısı salak bir sebepten ötürü gitti ama kalanlar yetti bize. Bir sonraki ödül oyununa zinde bir şekilde hazır olacağız. Diyeceğim tek şey bu değil tabi.... Birtakım gruplaşmalar görüyorum. Herkes kendi köşesine çekilmiş daha 3. günden kulis yapmaya başlamış. Bunları şimdilik önemsemiyorum çünkü ipler her zaman benim elimde olacak. Göreceksiniz.
Röportaj bitiyor.
Fevzi ve Batuhan, sudan yeni çıkan balık tutan ekibin yanına gidiyor.
Batuhan Erdem: Osman abi deseydiniz gelirdik ya.
Cemal Kaan Şahin, Hakan'ın kulağına: Wanda'yı kesmekle uğraşacağına gelseydi ya.
Batuhan Erdem: Bir şey mi dedin kardeşim?
Cemal Kaan Şahin: Yardım etmek istiyorsan al kardeşim şu ağı. Balıkları diz.
Batuhan Erdem: Alayım kardeşim.
Batuhan sertçe çekiyor. Balıkların bir kısmı yere düşüyor ve akıntıyla okyanusa dönüyor.
Cemal Kaan Şahin: Senin ben amına koyim.
Batuhan Erdem: AĞZINI TOPLA.
Cemal Kaan Şahin: Toplamazsam ne yaparsın?
Batuhan Erdem, ona verilen ağı okyanusa fırlatıyor. Düşmeden Hakan havada yakalıyor ama sarsılmayla balıkların birazı daha akıntıya düşüyor. Batuhan ile Cemal burun buruna geliyor.
Cemal Kaan Şahin röportaj veriyor.
Cemal Kaan Şahin: Siktiğimin adamı beni ilk günden beri kıskanıyor. Sebebi ise basit. Ondan daha etkileyiciyim. Wanda da bunun farkında. Batuhan yerine benimle daha çok vakit geçiriyor. Batuhan tamamen erkek güzeli. Bunu yediremiyor. Bunu suratına vurunca ise kudurmaktan başka çaresi kalmıyor.
röportaj bitiyor ve az önceki görüntülerin devamı ekrana geliyor.
Osman ve Fevzi araya girerek ikisini ayırıyor. Batuhan ile Cemal iki ayrı uca uçuyorlar.
YTL Osman: HEEEEY HEEEEEEY Sen necisin Batuhan? 3 saatlik emek var burada. Dayak istiyin ha.
Fevzi Ayran: Ağağabey sen gerginsin?(şive şakası) Osman abi bir dahaki sefere biz tutarız. Dayak mayak ayıp oluyor.
Hakan Hatipoğlu: Fevzi, o zaman Batuhan da o hareketleri yapmayacak.
YTL Osman: Araya girme canım bi. Fevziciğim ben bunu ayıp olarak kabul ediyorum. O sarı çıyanı gözüme kestirdim. Adımlarına dikkat etsin.
Hakan Hatipoğlu: Osman haklısın ama beni bozup atmanı da ben ayıp olarak kabul ediyorum. Bir yere yazılı.
YTL Osman röportaj veriyor.
YTL Osman: DOMINIK LEY LEY LEYLEYLEY LEY. Diye enerjik girmek isterdim ama neşemi çaldılar. Kim Milyoner Olmak İster'de yarıştım. NEŞŞŞŞEEELENDİM. Yemekteyiz'de yarıştım. NEEEEŞŞŞEEEELENDİM. Burada bir kere yüzümüz gülmedi ya. Hepsi birbirinden alıngan. Abazası alıngan. Komedyeni var, alıngan. Minik Acun var, o da alıngan. Hepsi birbirinden beter LANET GELSİN YAUV.
röportaj bitiyor. az önceki görüntülerin devamı ekrana geliyor.
Slowmotion ve arkaya konan gergin Acun müziği ile kavganın içerisinde yer alan 5 kişi farklı yönlere gidiyorlar.
-------------------------------------------------------------------------------------------------
ACİL DURUM KONSEYİ
Acun Ilıcalı: Arkadaşlar hoş geldiniz. Adada ilk haftanızı geçirdiniz. Sef Tv'nin elenmesinin ardından kırmızı takımda bir güç kaybı yaşandı. Mavi takımda ise işler yolunda gidiyor. Barbaros Şansal, senin görüşlerini alalım.
Barbaros Şansal: Vallahi Acuncuğum. Senin aksine adadaki herkes Sef Tv denen o görgüsüzün gitmesinden çok memnun. Bilhassa Wanda çok mutlu. Ona her şeyi anlatınca biraz küplere bindi. Elbette onun da diyecek şeyleri vardır.
Wanda Nara: Acun, biliyor Türkçe az. Barbaros öğret her gün Turkish. But you know ben sevmedi Sef Tv.
Acun Ilıcalı: Anlıyorum seni Wanda. Sef Tv'nin dediği şeyler elbette hoş değildi. Zaten Prenses Ela ve senden gelen talep doğrultusunda bir dava süreci başladı. Onu zor günler bekliyor. Şimdi sözü mavi takıma vereceğim. Ela'nın diyecekleri var gibi duruyor.
Prenses Ela: Evet Acun bey, öncelikle konuşma hakkı verdiğiniz için size teşekkür ederim. Sef Tv'nin icabına baktığınız için ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Sef Tv'nin mentalitesinde olan herkesi elemek artık benim kutsal görevim. Ve bu görev uğruna savaşacağım.
Acun Ilıcalı: Seni memnun ettiysek ne mutlu. Bedir, sana söz hakkı vermek istiyorum. Bayrak oyununa takımının kararıyla çıkmamıştın performansının iyi olmasına rağmen. Ne diyeceksin bu konu hakkında?
Bedir Çalpur: Teşekkürler Acun bey. Kendimi ifade etmekte biraz zorlanıyorum ancak dilim döndüğünce açıklayacağım kendimi. Oyunda performansım çok iyiydi. Takımın en iyilerindendim ama genel olarak kabul görmemiş olmalıyım ki bayrağa çıkartılmadım. Canları sağolsun. Başka bir gün de ben çıkarım onlar çıkmaz. Bu problem oluşturacak bir şey değil. Önemli olan takımın kazanması ve arkadaşlarım bunu başarıyor.
Acun Ilıcalı: Teşekkürler Bedir. Evet arkadaşlar bugün burada toplanmak için bir sebebiniz var. Yedek yarışmacılar. Sef Tv'nin elenmesinin ardından yedek yarışmacılarımızın eklenme vaktinin geldiğini düşündük. İşte o yarışmacılar şu an buradalar. Açıklayacağım 4 isim kırmızı takıma katılacak.
Enner Valencia - Kırmızı Takım
Bilal Hancı - Kırmızı Takım
Volkan Öge - Kırmızı Takım
ve.....
Cumali Akgül - Kırmızı Takım
Hakan Hatipoğlu: Cumali mi?
Cumali'nin adı söylendiğinde Hakan ayağa kalkıyor. Cumali adımlarını hızlandırarak Hakan'a sarılıyor. Sımsıkı sarılıyor ve daha sonra kendisine tahsis edilen yere oturuyor. Hakan'ın suratı neşe saçıyor. Volkan Öge ve Bilal Hancı'da ise küçümseyici bir bakış var.
Acun Ilıcalı: Hakan, Cumali'nin gelmesine fazlasıyla sevindin sanırım. Düşüncelerini alalım.
Hakan Hatipoğlu: Valla Acun bey, ne diyeceğimi bilmiyorum. Cidden şok içerisindeyim. Uzun zamandır kendisiyle görüşmüyordum. Şimdi tekrardan burada denk gelmek tuhaf hissettirdi. Cumali kardeşimle eminim güzel işler yapacağız.
Acun Ilıcalı: Cumali senden de bir çift cümle alayım.
Cumali Akgül: Acun bey, biliyorsunuz. Anadolu'yu yürüyerek geldim. Şimdi de koşa koşa şampiyon olmaya gideceğim.
Acun Ilıcalı: Başaracağından şüphem yok. Evet arkadaşlar, artık lafı uzatmadan mavi takıma eklenecek yarışmacıları açıklayayım. Bu isimler:
Vahit Guetta - Mavi Takım
Bozok Gören - Mavi Takım
Hakan Hatipoğlu: Siz ciddi misiniz ya....
Bozok Gören: Beğenemedin mi? PATATESSSSSSS
Hakan Hatipoğlu: Acun bey bu nedir ya? Dakka bir gol bir.
Acun Ilıcalı: Bozok lütfen yerine geç. Arkadaşlar asıl sürprizi sona sakladım.
ve....
Yunus Emre Özden - Mavi Takım
Hikmet hiddetle ayağa kalkıyor.
Hikmet Tuğsuz: Sen ciddi misin Acun?
Acun Ilıcalı: Ne? Anlamadım?...
Hikmet Tuğsuz: Ciddi misiniz dedim Acun bey.
Acun Ilıcalı: Evet. Yunus Emre, seni şöyle yerine alalım
Yunus Emre oturacağı yere gidiyor. Hikmet'in yanından geçerken Hikmet yolunu kesiyor.
Hikmet Tuğsuz: Önüne bak.
Yunus Emre: Sen bak.
Hikmet Tuğsuz: Dayak mı istiyorsun yine?
Acun Ilıcalı: Hey, Hikmet. Yerine geç.
Hikmet Tuğsuz: Yerimdeyim Acun bey. Arkadaş yolunu şaşırdı galiba.
Yunus Emre: Yok, seni yola getiririm diye durdum.
Hikmet Tuğsuz: Nasıl getireceksin göstersene.
Yunus Emre ile Hikmet burun burunalar.
Acun Ilıcalı: Esat şunlarla ilgilen. HİKMETTTT
Bağrışmalar eşliğinde ada konseyi bu müzik ile sona eriyor..
