- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 52
- Mesajlar
- 1,846
- Beğeni sayısı
- 762
- PG Nakit
- 250
Arka alandayız, Nathan Jones'u başı eğik bir şekilde otururken görüyoruz. O sırada kadraja bacak hizasıyla giren biri var.
Sana yardımcı olabileceğimi biliyorsun Nathan.
Fakat yabancının sesine bir karşılık yok.
İnsanlar senden korkuyor, değil mi? "Bunun için onları suçlayamazsın" diyorlar üstelik. Güçlü olman yanlış değil, dürüst olman da. Bana sadece söyle. İstemiyorsan giderim.
Nathan Jones başını daha da eğiyor ve omuzlarını yanaklarına kadar çekiyor. Hıçkırık gibi bir ses çıkıyor fakat kendisinin sessizce gözyaşı döktüğünü görüyoruz.
Teşekkür ederim. Seni seviyorum.
Yabancı elini uzatıyor ve Nathan da kafasını kaldırıp eli sıkıyor, ayaklanıp kadrajdan çıkıyorlar.
Kameralar bir duvarın karşısında açılıyor, arkadan kum torbasının sesleri geliyor.
Güçlü kalıpları olduğu için naiflikten muaf olması gerektiğine inananlar var, seni ve toplumumuzu zehirleyen şey de bu. Şu halinle sadece birilerini dövmeye yarıyorsun, yanlış mıyım? Sana bir soru, insanlar para istiyor değil mi? Peki paranın, parayla satın alınabilecek şeyler olmadığı takdirde bir değeri var mı? Demek istediğim, dövüşüyorsun ve ağır bir fiziksel avantajın var, kaba kuvvette üstüne yok ama bununla ne elde edeceksin? Ring ring ve galip! Başka? Ün? Kemer? Peki iki güçsüz birleşip seni devirdiğinde yapman gereken nedir? "İkisini de yenmek" dersen, bu adalet değil ahlaki bir rezalet olur. Çünkü kendinden güçlü veya kendinden güçsüz biriyle beraber çalışmak da bir "güç"tür. Ve elde edeceğin şey çok daha büyük olur.
Nathan Jones kum torbasını bırakıyor ve cevap bekler gibi bakıyor yabancıya.
Aşk.
Jones afallamış yabancıya bakarken, yabancının da ayaklandığını görüyoruz.
Merak ediyorsun değil mi? Çünkü sana zayıflık diye öğrettikleri şeylerden korkuyorsun. Merhamet etmenin zayıflık olduğunu öğretip durdular ve bugün hiçbirimiz, bir suçluya dahi merhamet edeni anlayamıyoruz. Sen bir suçlusun Nathan. Ben de öyle. Ve bize merhamet eden biri olmayacak. Dramatik bir son hayal ediyorsun ama bir gün ringlerde son maçına çıkacaksın ve her şey bitmiş olacak. Bir çizgi çizip yoldan defalarca sapacaksın. Çünkü kablolarını söktün. İnsanları ve duyguları zayıf gördün ve bil bakalım bunun acısını çekenler kimler? Biziz! Biziz Nathan. Ben bunu bir zayıflık olarak görmüyorum. Aşk kördür, derler, doğru demişler. Kendini soyutladığın her şeye dön bir bak, orada aşkı göreceksin.
Nathan Jones konuşacak gibi oluyor ama kem-kümlerde kalıyor diyeceği. Yabancı kalktığı yere tekrar uzanıyor ve kamera sonunda ona dönüyor.
Merak etme benim minik Peter Pan'im, sen aşkını bulana kadar Tinker Bell yanından ayrılmayacak.
Kameralar kapanıyor.
Sana yardımcı olabileceğimi biliyorsun Nathan.
Fakat yabancının sesine bir karşılık yok.
İnsanlar senden korkuyor, değil mi? "Bunun için onları suçlayamazsın" diyorlar üstelik. Güçlü olman yanlış değil, dürüst olman da. Bana sadece söyle. İstemiyorsan giderim.
Nathan Jones başını daha da eğiyor ve omuzlarını yanaklarına kadar çekiyor. Hıçkırık gibi bir ses çıkıyor fakat kendisinin sessizce gözyaşı döktüğünü görüyoruz.
Teşekkür ederim. Seni seviyorum.
Yabancı elini uzatıyor ve Nathan da kafasını kaldırıp eli sıkıyor, ayaklanıp kadrajdan çıkıyorlar.
Kameralar bir duvarın karşısında açılıyor, arkadan kum torbasının sesleri geliyor.
Güçlü kalıpları olduğu için naiflikten muaf olması gerektiğine inananlar var, seni ve toplumumuzu zehirleyen şey de bu. Şu halinle sadece birilerini dövmeye yarıyorsun, yanlış mıyım? Sana bir soru, insanlar para istiyor değil mi? Peki paranın, parayla satın alınabilecek şeyler olmadığı takdirde bir değeri var mı? Demek istediğim, dövüşüyorsun ve ağır bir fiziksel avantajın var, kaba kuvvette üstüne yok ama bununla ne elde edeceksin? Ring ring ve galip! Başka? Ün? Kemer? Peki iki güçsüz birleşip seni devirdiğinde yapman gereken nedir? "İkisini de yenmek" dersen, bu adalet değil ahlaki bir rezalet olur. Çünkü kendinden güçlü veya kendinden güçsüz biriyle beraber çalışmak da bir "güç"tür. Ve elde edeceğin şey çok daha büyük olur.
Nathan Jones kum torbasını bırakıyor ve cevap bekler gibi bakıyor yabancıya.
Aşk.
Jones afallamış yabancıya bakarken, yabancının da ayaklandığını görüyoruz.
Merak ediyorsun değil mi? Çünkü sana zayıflık diye öğrettikleri şeylerden korkuyorsun. Merhamet etmenin zayıflık olduğunu öğretip durdular ve bugün hiçbirimiz, bir suçluya dahi merhamet edeni anlayamıyoruz. Sen bir suçlusun Nathan. Ben de öyle. Ve bize merhamet eden biri olmayacak. Dramatik bir son hayal ediyorsun ama bir gün ringlerde son maçına çıkacaksın ve her şey bitmiş olacak. Bir çizgi çizip yoldan defalarca sapacaksın. Çünkü kablolarını söktün. İnsanları ve duyguları zayıf gördün ve bil bakalım bunun acısını çekenler kimler? Biziz! Biziz Nathan. Ben bunu bir zayıflık olarak görmüyorum. Aşk kördür, derler, doğru demişler. Kendini soyutladığın her şeye dön bir bak, orada aşkı göreceksin.
Nathan Jones konuşacak gibi oluyor ama kem-kümlerde kalıyor diyeceği. Yabancı kalktığı yere tekrar uzanıyor ve kamera sonunda ona dönüyor.
Merak etme benim minik Peter Pan'im, sen aşkını bulana kadar Tinker Bell yanından ayrılmayacak.
Kameralar kapanıyor.
Son düzenleme: