RPG Ventral Teg-Mental Bunalım


god is an astronaut

too audiological to be deaf
Katılım
3 Tem 2023
Konular
28
Mesajlar
5,498
Beğeni sayısı
772
PG Nakit
165
RPG Karakteri
''The Fallen Angel'' Christopher Daniels
Tarih: 16.12.2023
Saat: ??.?? (05.00-06.00 arası.)
Mekan: Atlanta, Georgia'da Bir Bina.



Kameralarımız dün geceki Slammy Awards şovunun sabahına karşı bir vakitte açılıyor, hava yavaş yavaş açılmaya başlamış durumda. Etrafımıza baktığımız kadarıyla bir çeşit binanın tepesindeyiz. Şehrin genel merkezinden uzak ve etrafı çok kalabalık olmayan bu bina, doğrudan şehre doğru bakıyor. Binanın tepesinde oturan birisi var, o da binayla beraber ışıl ışıl parlayan şehri seyrediyor. Kameramız o kişiye doğru yaklaştıkça anlıyoruz ki bu Christopher Daniels! Dün geceki şovda iki tane ödüle layık görülen Christopher Daniels sakince önündeki manzarayı izliyor. Gördüğümüz açıdan elinde dün gece kazandığı ''Talker of the Year'' ödülünü de görüyoruz. Bir adet de telefon var dibinde. Ancak açı Daniels'ın mı etrafını çok fazla göstermediği için ''Rivalry of the Year'' ödülünün onda mı yoksa Velveteen'de mi olduğunu anlayamıyoruz. Christopher Daniels'ın da onunla pek işi yok gibi şu an, arada bir elindeki ödüle bakıyor ve sonra önüne dönüyor. Bu bir döngü halinde yaşanıyor bir süre. Bu esnada yanındaki telefonda One More Step Before The End'in çaldığını da işitiyoruz. Ancak Daniels o tarafa bakmıyor. Şarkı da bir döngü halinde, bittiği gibi yeniden başlıyor. Christopher Daniels arada bir baktığı ödülüne ve manzaraya karşı konuşmaya başlıyor:

Christopher Daniels: Garip. Bu serüvene başlarken daha farklı bir yol çizeceğimi düşünmüştüm, içinde bulunduğum durumu kesinlikle beklemiyordum. Her şey o kadar doğal ve akıcı ilerledi ki bu süreç yaşanırken varacağım sonucun bu olacağını hiç düşünmemiştim. Bu ödülü almadan birkaç saniye öncesine kadar bile. Ödülü aldıktan sonra söylediklerim bunun yansımasıydı, doğrular. İnsanların kaldıramayacağı doğrular. Halbuki insanların anlamayacağı şeyleri onlara anlatmayı sevmediğimi kendim de biliyorum, ancak o an içine girdiğim şok durumu buna müsaade etmedi. Belki bir çeşit anlık dissosiyasyondu bu. O an bunu söylemeye ihtiyacım vardı ve söyledim. Yeterince gelişmemiş canlılar, kriz anlarında yaşadıkları duygu patlamalarında fiziki sonuçlar verirler. Ya sinir krizine girip maddi hasar bırakırlar, ya ağlama krizine girip manevi. Ben bunun üstündeyim, çıktım ve konuştum. Yetti. O kadar yetti ki birkaç dakika sonrasında geri dönüp önce Velveteen, sonra o çocuğa karşı koyarken az önce dediklerimi düşünmüyordum bile. Ancak kendimle baş başa kaldığım bu dakikalarda, patlama esnasında belirttiklerim benim için bir hayli bulanık. Her fırsatta ihtiyacım yok dediğim, sadece bir araç deyip üzerine bastığım bu şeyler ben kaçtıkça ayaklarıma pranga oldu. Yaptığım her bir konuşma için ödül aldım, oysa o konuşmaların amacı bu ödüllerin karşısında durmaktı. O çocukla düşman olmamı sağlayan tüm bu gerginliğime biraz karşı koyabilmekti diğer amacım. Bir yandan da mesaj verebiliyordum, istediğim mektupları istediğim ve bir yandan da hedeflediğim adrese iletebiliyordum. Yoksa dediğim gibi bir kemer ya da bir ödüle hiçbir zaman buradaki diğer isimler gibi robotik bir biçimde ağzım sulanarak bakmadım. Benim beynimdeki ventral tegmental kısım bunlardan ötürü titreşmiyor, titreşemiyor. Kaldı ki dünde titreşmedi. Velveteen hızlı davranıp peşinden koşmasaydı dönüp Rivalry of the Year ödülünü de almak için tekrar sahneye adım atar mıydım, zannetmiyorum. Ama konuşmalar.. Konuşmalar.. Endişelendiriyor. Çünkü dediklerim yeterince anlaşılıyor olsaydı bu ödülü kazanan yine ben olur muydum, onu da zannetmiyorum. Asıl sorun benim bu ödülü kazanmış olmam, ya da sizin beni anlamamanız değil; evet anlaşılmamak ancak sizinle alakası yok. Ya ''o'' da beni anlamıyorsa? Beni sizler konuşturdunuz, ve bahsettiğim yoğun olay döngüleriyle alakalıydı bunlar. Ancak amacım ne siz ne o döngüler, benim amacım en tepede. Benim yüzüne baktıklarım anlamazken, bana kuş bakışından bakanın anlayacağının nasıl bir garantisi olabilir? Sizinle onu kıyaslamıyorum, fakat beni yanından gönderdiğinden beri hiç güvenmiyorum ona. Hepsi bu.

Christopher Daniels bunları söyledikten sonra suskunlaşıyor, One More Step Before The End'in melodisi usul usul devam ederken kameralarımızsa yavaşça siyaha bürünüyor ve bu görüntülerin eşliğinde kapanıyor...
 
Konuyu ziyaret edenler (Toplam: 0)
No registered users viewing this thread.
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: