Aynı anda herkesi mutlu edemeyeceğimi bilmeme rağmen bunu tam olarak öğrenmem hala zaman alıyor. Değiştirmenin elimde olmadığı şeyleri de, eylemlerimin çevremdeki insanları ne kadar etkilediğini de haddinden fazla önemsediğimi, buna olması gerekenden biraz fazla takıldığımı biliyorum ama neyse ki bunu konudaki kıymıklarımı cımbızla birer birer çekmeye başladım.
Çok fazla şey düşündüğüm için kulaklıklarım takılı yürüdüğüm bütün kaldırımlarda bazen bu düşünceler yumağında kayboluyorum. Sanki kafamın içinde kendimle bir düello içerisindeyim ama bütün cephaneliğimi evde unutmuşum. Yarım yamalak, birer ikişer saatlik uykularla sabah derslerine gidiyorum, tanıdığım insanlarla oturup bir şeyler içiyorum. Her gün bir sürü insandan bir şeyler dinliyorum ama aklımın bütün pencereleri ve kapıları açık kalmış, cereyan yapınca da içerisi biraz soğuk kalmış gibi geliyor. Şu olursa ısınır, bu olursa çözülür diye panoma raptiyeleyeceğim bir şeyler de yok açıkçası. Bu soyutlanmanın da farkında değildim bu arada. Bir süredir hiç sesimin soluğumun çıkmadığını da bana söylenince fark ettim zaten.
abi olur böyle şeyler ya