RPG Robert James Fischer


god is an astronaut

too audiological to be deaf
Katılım
3 Tem 2023
Konular
27
Mesajlar
5,472
Beğeni sayısı
763
PG Nakit
165
RPG Karakteri
''The Fallen Angel'' Christopher Daniels
''Bu bahsettiğim düzensizlik ile kaos arasındaki orantı, onun ve Hassan'ın bünyesini temsil ediyor bir yandan. İnsani ve dünyevi duygularla edilen hareketler, mantıktan son derece uzak. Dolayısıyla etrafında bulunan çerçeveye uygun şekilde bir pencere camı çıkaramıyorlar, tüm prototipleri kırılıyor saniyesinde. Bu kırılganlık da domino etkisine dönüşüyor. Her kırılmanın ardından, sıradaki cam bir öncekinden daha büyük oluyor. Çerçeveye uyması gerekirken, daha da uzaklaşıyor. Dolayısıyla bununla beraber gelen kaosun oranı da artıyor. Ancak hiçbiri bunun farkında değil, oldukları yerde tepinen birkaç boğa yavrusu olduklarını da görmüyorlar. Kolezyum'un matadorunu ayırt edemedikleri sürece de bu böyle kalacak.''



One More Step Before The End! Artık ne anlama geldiğini herkes biliyor gibi, seyircilerin rahatça yükselen reaksiyonlarında da anlaşılıyor.. Girişte beliren isimle beraber reaksiyonların sesleri daha da yükseliyor, çünkü bu..

ctj1fjd.jpg


Christopher Daniels! The Fallen Angel, Christopher Daniels. Prestige Grand Wrestling'in Television unvanının sahibi.

4lcd1qm.jpg


n4sa92s.jpg


Christopher Daniels! Belinde kemeri, elinde de bir mikrofon ile girişte beliriyor. Adımlarını sakin atarken yavaşça ringe doğru yaklaşıyor ve önce Apron'a çıkıp kemerini kaldırarak poz veriyor, sonrasında da ringe giriyor ve pozunu tekrarlıyor. Reaksiyonların biraz azalmasını bekliyor ve sesler alçalırken o da konuşmaya başlıyor:

epvwj01.png


Christopher Daniels: Biraz öngörü, biraz tecrübe ve biraz da kapanmayı deneyimleyememiş iştahlar.. Bu gezegeni tanımlamak için yetiyor ve hatta artıyor, daha da kısaltmak gerekirse ben ve siz. Her şey bundan ibaret. Daha da kısaltırsak her şeyi kendimden ibaret bile sayabilirim. Çünkü kendimi yaşıyorum, ve sizi görüyorum. Gördüklerim bana yaşadığımın kutsallığını anımsatıyor. Çünkü yaşamadıklarımın içine düştüğü bataklıkların ne kadar çıkılamaz olduğu çok açık. Dünyevi hırsların baharat görevi gördüğü açgözlülük çorbalarından kaşıklayan yığınlar.. Bu kadar sıradan, haricimdekilere basit olmasa da. Kendimi uzaklaştırmak istedim, başarmadığımı da kimse söyleyemez. Kendime belirlediğim idealler doğrultusunda yarattığım meydan okumaların hepsinden başarılı bir şekilde ayrıldım, ve bunu yaparken kemerim dışında hiçbir şeyi savunmadım. Siz benim dışımda kalanlara baktığınızda güreşçiler, savaşçılar görüyorsanız da ben kuklalardan başka bir şeyi ayıramıyorum. Attıkları her adımda, gösterdikleri her reaksiyonda birilerine yaranma çabası içindeki kuklalar. Bağımsızlığı en çok iddia edeni bile kendine yaranmaya çalışıyordur. Bu son dediğimi kendim için dediğimi düşünmeyin, ben kendi eksikliklerimi de yeterince yorumlayabilen bir canlıyım. Bunları anlaşılmayacağını bile bile anlatmıyorum hepsi o kadar, diğer anlattıklarımı da anlaşılmak için anlatmıyorum elbette. Benim sarf ettiğim her bir cümle kişisel mektup, ona doğru havalanan..

..

Christopher Daniels: Buradaki mücadeleme bakınca hem gülüyor hem korkuyor, korkuyor çünkü attığım her adım ona doğru yaklaştığımın bir göstergesi. Gülmesinin sebebi de yine sizlersiniz, Payback, Mayhem, geriye kalanlar.. Bir kaşık suda doğrulamazken, gövde gösterisi yapmaya meraklı haliniz. Her nasıl olduysa birileri de benden bunu bekledi, aralarına dalıp bir markayı savunmamı. Duyduğum en anlamsız varsayımdı. Aranızda yerim olduğuna mı inanıyorsunuz? Bu saçmalıklara karşı duyduğum en ufak bir his yok, benim için hepsi anlamsız ve kocaman bir boşluk. Sizin sidik yarışlarınız ve kendi aranızda oynadığınız kralcılıklar. Hepsi birer halüsinasyon, yukarıdakinin siz uyanmayın diye bünyelerinize damardan aşıladığı. Daha iyisi, daha güçlüsü, daha başarılısı olduğunuzu ispat etmeye çalışıyorsunuz, sizden kötü olduklarına inandıklarınıza. İşte biz bu noktada ayrılıyoruz, siz inandıklarınıza karşı savaşma derdindesiniz bense bildiklerime. Kendinizden bile emin değilsiniz. Siz kazandığınızda sıra bir sonrakine geçiyor ve kazanmanın peşinden koşuyor, ondan sonra bir diğeri.. Şahit olduğum en rezalet çarka çıkmaya çalışan hamster yavruları gibisiniz. Oynadığınıza da satranç diyorsunuz, aslında gayet doğru bir tanım. Çünkü bir şah, ve onun emriyle hareket eden kölelerden ibaretsiniz. Aranızda bazıları diğerlerine göre daha mevkili olsa da, günün sonunda hesabını şaha vermekle mükellef. Benim bu altmış dört karenin içinde yerim yok. Ben o altmış dört kareye kendi on altı taşımı yerleştirmekle uğraşıyorum, tam karşımda da tanrı oturuyor. Yani sizin yaptığınızı sandığınız savaşlar, aslında bizim hayal dünyamızdan ibaret. Benim zihnimde oynadığım. Hedeflediğim. Gerçekleştirene kadarsa bana ait olmayan karelerin üstünde parkur yapmak zorundayım, işte bu yüzden o benim mücadeleme gülüyor, çünkü aramızdaki seviye farkına nazaran benim burayı bir şeyler başarmak için kullanmak zorunda olmam hoşuna gidiyor. Yani siz ve sizin aptallıklarınız beni onun gözünde küçük düşürüyor, neyse ki ben kendimi yeterince toparlayabiliyorum. Korkusu, motivasyonuna daha ağır basıyor.

..

Christopher Daniels: Herhangi bir şeyi zaten alamayacağım gibi, bunların hiçbirine karşı verebileceğim bir şey yok. Verebileceğim bir şeyler olan tek bir varlık daha görüyorum, o da beni görüyordu ama kendi içerisinde kayboldu. Şu anda anlamsızca dört yöne doğru koşuyor, sonuca ulaşabilmenin umuduyla. İçine girdiği mor barikatlarla kaplı labirentin çıkışını yakalamasını bekliyorum, işte o zaman bende onu yakalayacağım.

Christopher Daniels bu lafın ardından mikrofonu yere bırakıyor. Sonra ringin içinden çıkıyor ve geriye dönüp bakmadan arka alana doğru ilerliyor, o gözden kaybolurken kameralarımız da bu görüntüler eşliğinde kapanıyor...


 
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: