04.01.2017, NJPW Wrestle Kingdom 11 In Tokyo Dome
Ter içinde kalmış bir Adam Cole, omzunda ROH Şampiyonluğu ile arka alana doğru ilerlerken, kendisine yöneltilen kameraya karşı gülümsüyor. Tam o sırada kadraja bir de muhabirin girmesiyle birlikte bu çekim, aniden bir röportaja dönüşüyor. Yorgunluktan ayakta duracak hali kalmamış olmasına rağmen Cole, kafasını iki yana sallayarak gülümsüyor ve muhabirin sorularını cevaplamaya koyuluyor. Bu sorulardan ilki Cole'un 3. kere omzuna aldığı şampiyonlukla alakalı. Kyle O'Reilly'i yerde bırakmış, kendinden oldukça emin ve gururlu bir şekilde konuşmaya başlıyor Cole.
Adam Cole: "Ne diyebilirim? Ne dersem diyeyim, kelimeler yetersiz kalacak. Hem de bu sonucu beklediğim halde. Evet, aynen öyle. Kyle O' Reilly'i yeneceğimi ve bu kemeri, dünyanın en önemli kemerini yeniden omzumda taşıyacağımı adım gibi biliyordum bebeğim. Eğer heyecanlı olup olmadığımı soruyorsan, hayır, sonucunu bildiğim bir maç beni heyecanlandırmaz. Ayrıca, bu kemeri 3. kazanışım. ROH şampiyonluğu için 'Adam Cole'un rutini' demek doğru olacaktır. Heyecanlandığım bir şey varsa o da burada, Tokyo'da, 26.000 güreş severin karşısına çıkmak olacaktır. Güreş dünyasının en önemli şehirlerinden birinde, güreş dünyasının en önemli kemerine yeniden el koydum. Diyeceklerim bu kadar. Şimdi gidip bir şişe şarap açacak, odaya karıyı kızı dolduracak ve sabaha kadar-"
Muhabir araya giriyor ve bir soru daha yöneltiyor. "Peki, Adam Cole için sırada ne var?" Adam Cole gülümsüyor ve soruyu anlamadığı belli ederek kollarını iki yana açıyor.
Adam Cole: "Ne demek sırada ne var? Dünyanın zirvesindeyim bebeğim-"
Muhabir: "Evet, evet öyle ama sıradaki hedefin nedir? Dediğin gibi ROH şampiyonluğu artık senin için bir rutin oldu. Tokyo Dome'da da şampiyonluk yaşadın. Bundan sonra ne var?"
Cevap veremeyen Cole, belki de maçta kafaya aldığı darbelerin de etkisiyle adeta mala bağlıyor. Zaten belli bir süredir içini kemiren o dürtü, sürekli ileri gitmesini sağlayan, onu başarıdan başarıya fırlatan o dürtü, Cole'un karşısına, topraktan çıkıp bulutları ve tüm gökyüzünü keserek yükselen bir duvar gibi çıkıyor. Sağa sola bakıyor Adam. Ardından bir iki kez kesik şekilde nefes alıyor ve kadrajdan çıkıp uzaklaşıyor. Sessizce, kimse farkına varmadan, bir dakikada tüm bildiklerini unutuyor Cole. Kafasında bitiriyor kariyerini ve aşık olduğu bu işin artık kendisi için ne anlam ifade ettiğini sorgulamaya başlıyor. Sürekli bir adım ileri gitmeyi kendine ilke edinmiş bu adam, ilerleyeceği zemin ayaklarının altından bir halı misali çekilince neye uğradığını şaşırıyor.
Aradan yıllar geçiyor. ROH, WWE ve birçok indie gelip geçiyor Cole'un kariyerinde. Başarıdan başarıya koşuyor ama tek adım 'ileri' gitmiyor. Yapamadığı bir şeyler, daha önce yarışmadığı kulvarlar arıyor ama bulamıyor. Güreş onun için aşkından ölünecek kadın olmaktan çıkıp alışkanlık olduğu için ayrı kalınamayan o kadına dönüşmeye başlıyor. Artık bazı gerçeklerin farkına varıyor. Bu kariyer, ya bu monotonlukta gidecek, güreş onun için geçmişe gömülecek ya da beynine mermi yemişçesine yeniden aşık olacak bu ucube spora. İkinci düşünce fazla ütopik duruyor şu zamandan sonra. Ta ki o güne dek...
03.09.2023, Wichita, Kansas, PGW Superstars #5
Bazı alışkanlıklardan vazgeçmek imkansızdır. Kimi her yemekten sonra bir sigara yakar, kimi gece yataktan kalkar ve kapıyı yeniden kilitler. Kimi de Adam gibi ayna karşısına geçer, saçlarını ıslar ve her maçın öncesinde kendi kendine konuşur.
Adam Cole: (Parmağıyla aynayı işaret ederek) "...Senin ben kafanı sikeyim. Sürekli ileri, hep bir adım daha diye diye kendini bitirdin. Yıllarını harcadın. Ne geçti lan eline? Bok vardı. Kendini herkese kanıtladın, bir kendine kanıtlayamadın. Ne istiyorsun 'mına kodumun yakışıklısı? He, kendini 'en iyisi' olduğunu inandırmak için ne yapman lazım daha?" (Derin bir nefes) "Ama bu son. Ringden ringe koşturmaktan, sürekli alışmaya çalışmaktan bıktım. Bu son. Olmazsa alıyorum valizi siktirip gidiyorum."
Önce Tensai anons ediliyor. Seyircinin şova karşı coşkusu, arka alanda Cole'un bulunduğu alana kadar geliyor. İrkilip kendine gelen Adam, hızla odadan çıkıyor ve seyircinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Sonunda zaman geliyor ve müzik duyuluyor.
Seyircinin coşkusu, atmosfer derken, daha ilk adımında beyninden mermi yemişe dönüyor genç adam. Asla inanmadığı o şey yaşanıyor ve içindeki alev yeniden körükleniyor. İhtiyacı olan şeyi sonunda yeniden buluyor. Yeni isimler, yeni bir şirket, yapılacak yeni hatalar, alınacak yeni kararlar, kazanılacak yeni şampiyonlar ve girilecek yeni hikayeler. İhtiyacı olan şeyin köklü şirketlerde gezip, kazandığı kemerleri yeniden kazanıp, aynı kişilerle yeniden güreşmek olmadığını görüyor Adam. Yıllardır aradığı şey, tarihin sıfırdan yazılmasına öncülük etmek, onu yazan kişi olmak. Bunu, bugünün en büyük şirketinde yapabilecek olma fikri Adam Cole'un yüzüne, tam da ringe çıkarken, bir gülümseme konduruyor. Klasik girişini yapan Cole, gülümseyerek parmağıyla kendisini işaret ediyor seyirciyle birlikte bağırıyor.
Adam Cole: Boom!
Ter içinde kalmış bir Adam Cole, omzunda ROH Şampiyonluğu ile arka alana doğru ilerlerken, kendisine yöneltilen kameraya karşı gülümsüyor. Tam o sırada kadraja bir de muhabirin girmesiyle birlikte bu çekim, aniden bir röportaja dönüşüyor. Yorgunluktan ayakta duracak hali kalmamış olmasına rağmen Cole, kafasını iki yana sallayarak gülümsüyor ve muhabirin sorularını cevaplamaya koyuluyor. Bu sorulardan ilki Cole'un 3. kere omzuna aldığı şampiyonlukla alakalı. Kyle O'Reilly'i yerde bırakmış, kendinden oldukça emin ve gururlu bir şekilde konuşmaya başlıyor Cole.
Adam Cole: "Ne diyebilirim? Ne dersem diyeyim, kelimeler yetersiz kalacak. Hem de bu sonucu beklediğim halde. Evet, aynen öyle. Kyle O' Reilly'i yeneceğimi ve bu kemeri, dünyanın en önemli kemerini yeniden omzumda taşıyacağımı adım gibi biliyordum bebeğim. Eğer heyecanlı olup olmadığımı soruyorsan, hayır, sonucunu bildiğim bir maç beni heyecanlandırmaz. Ayrıca, bu kemeri 3. kazanışım. ROH şampiyonluğu için 'Adam Cole'un rutini' demek doğru olacaktır. Heyecanlandığım bir şey varsa o da burada, Tokyo'da, 26.000 güreş severin karşısına çıkmak olacaktır. Güreş dünyasının en önemli şehirlerinden birinde, güreş dünyasının en önemli kemerine yeniden el koydum. Diyeceklerim bu kadar. Şimdi gidip bir şişe şarap açacak, odaya karıyı kızı dolduracak ve sabaha kadar-"
Muhabir araya giriyor ve bir soru daha yöneltiyor. "Peki, Adam Cole için sırada ne var?" Adam Cole gülümsüyor ve soruyu anlamadığı belli ederek kollarını iki yana açıyor.
Adam Cole: "Ne demek sırada ne var? Dünyanın zirvesindeyim bebeğim-"
Muhabir: "Evet, evet öyle ama sıradaki hedefin nedir? Dediğin gibi ROH şampiyonluğu artık senin için bir rutin oldu. Tokyo Dome'da da şampiyonluk yaşadın. Bundan sonra ne var?"
Cevap veremeyen Cole, belki de maçta kafaya aldığı darbelerin de etkisiyle adeta mala bağlıyor. Zaten belli bir süredir içini kemiren o dürtü, sürekli ileri gitmesini sağlayan, onu başarıdan başarıya fırlatan o dürtü, Cole'un karşısına, topraktan çıkıp bulutları ve tüm gökyüzünü keserek yükselen bir duvar gibi çıkıyor. Sağa sola bakıyor Adam. Ardından bir iki kez kesik şekilde nefes alıyor ve kadrajdan çıkıp uzaklaşıyor. Sessizce, kimse farkına varmadan, bir dakikada tüm bildiklerini unutuyor Cole. Kafasında bitiriyor kariyerini ve aşık olduğu bu işin artık kendisi için ne anlam ifade ettiğini sorgulamaya başlıyor. Sürekli bir adım ileri gitmeyi kendine ilke edinmiş bu adam, ilerleyeceği zemin ayaklarının altından bir halı misali çekilince neye uğradığını şaşırıyor.
Aradan yıllar geçiyor. ROH, WWE ve birçok indie gelip geçiyor Cole'un kariyerinde. Başarıdan başarıya koşuyor ama tek adım 'ileri' gitmiyor. Yapamadığı bir şeyler, daha önce yarışmadığı kulvarlar arıyor ama bulamıyor. Güreş onun için aşkından ölünecek kadın olmaktan çıkıp alışkanlık olduğu için ayrı kalınamayan o kadına dönüşmeye başlıyor. Artık bazı gerçeklerin farkına varıyor. Bu kariyer, ya bu monotonlukta gidecek, güreş onun için geçmişe gömülecek ya da beynine mermi yemişçesine yeniden aşık olacak bu ucube spora. İkinci düşünce fazla ütopik duruyor şu zamandan sonra. Ta ki o güne dek...
03.09.2023, Wichita, Kansas, PGW Superstars #5
Bazı alışkanlıklardan vazgeçmek imkansızdır. Kimi her yemekten sonra bir sigara yakar, kimi gece yataktan kalkar ve kapıyı yeniden kilitler. Kimi de Adam gibi ayna karşısına geçer, saçlarını ıslar ve her maçın öncesinde kendi kendine konuşur.
Adam Cole: (Parmağıyla aynayı işaret ederek) "...Senin ben kafanı sikeyim. Sürekli ileri, hep bir adım daha diye diye kendini bitirdin. Yıllarını harcadın. Ne geçti lan eline? Bok vardı. Kendini herkese kanıtladın, bir kendine kanıtlayamadın. Ne istiyorsun 'mına kodumun yakışıklısı? He, kendini 'en iyisi' olduğunu inandırmak için ne yapman lazım daha?" (Derin bir nefes) "Ama bu son. Ringden ringe koşturmaktan, sürekli alışmaya çalışmaktan bıktım. Bu son. Olmazsa alıyorum valizi siktirip gidiyorum."
Önce Tensai anons ediliyor. Seyircinin şova karşı coşkusu, arka alanda Cole'un bulunduğu alana kadar geliyor. İrkilip kendine gelen Adam, hızla odadan çıkıyor ve seyircinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Sonunda zaman geliyor ve müzik duyuluyor.
Seyircinin coşkusu, atmosfer derken, daha ilk adımında beyninden mermi yemişe dönüyor genç adam. Asla inanmadığı o şey yaşanıyor ve içindeki alev yeniden körükleniyor. İhtiyacı olan şeyi sonunda yeniden buluyor. Yeni isimler, yeni bir şirket, yapılacak yeni hatalar, alınacak yeni kararlar, kazanılacak yeni şampiyonlar ve girilecek yeni hikayeler. İhtiyacı olan şeyin köklü şirketlerde gezip, kazandığı kemerleri yeniden kazanıp, aynı kişilerle yeniden güreşmek olmadığını görüyor Adam. Yıllardır aradığı şey, tarihin sıfırdan yazılmasına öncülük etmek, onu yazan kişi olmak. Bunu, bugünün en büyük şirketinde yapabilecek olma fikri Adam Cole'un yüzüne, tam da ringe çıkarken, bir gülümseme konduruyor. Klasik girişini yapan Cole, gülümseyerek parmağıyla kendisini işaret ediyor seyirciyle birlikte bağırıyor.
Adam Cole: Boom!