RPG düşmüş meleğin yükselişi pt.2


god is an astronaut

too audiological to be deaf
Katılım
3 Tem 2023
Konular
28
Mesajlar
5,501
Beğeni sayısı
773
PG Nakit
165
RPG Karakteri
''The Fallen Angel'' Christopher Daniels


One More Step Before The End! PGW'nin başlaması ve bu şarkının ilk duyulduğu andan beri, hiç bu kadar yüksek reaksiyon almamıştı belki de. Parça bir süre çalıyor ancak gelen giden yok, yaklaşık bir dakikalık bir bekleyişin ardından nihayet girişte beklenilen isim gözüküyor:

ctj1fjd.jpg


Christopher Daniels! The Fallen Angel Christopher Daniels! Hatta şöyle de uzatabiliriz ki, geçtiğimiz şovdaki galibiyetiyle beraber Prestige Grand Wrestling'in Television Şampiyonluğunun ilk sahibi The Fallen Angel Christopher Daniels! Christopher Daniels, belinde taşıdığı şampiyonluk, ve elindeki mikrofonla beraber girişte beliriyor. Biraz daha bekliyor ve ardından ağır adımlarla ringin içine doğru yürümeye başlıyor, ringin dibine geldiğinde Apron'a çıkıp poz veriyor:


4lcd1qm.jpg




PGW Television Champion Christopher Daniels, bunun ardından ringin ortasına geliyor ve reaksiyonların çıkardığı gürültünün biraz daha azalmasını bekledikten sonra konuşmaya başlıyor:

Christopher Daniels: Aranızda bu görüntüye şaşıran birisi var mı? Olup olmaması benim için fazla önemli değil, ancak yarattığım tarihe tanık olan bireylerin saf bir aptal ordusu olmasını tercih etmezdim. Geldiğim yer onlardan oluşuyordu, aptallıkla süslenmiş saflığın tam tanımı. Gece ve gündüz bir şeylerin boyunduruğu altında hareket edip onların emrini yerine getiren sayısız köle. Bu benim hiçbir zaman isteyerek yaptığım bir şey olmadı, daha küçükken uyum sağlamak için denedim ancak içimdeki dürtülerim beni hep uzaklaştırdı oradan. Hepsinden daha güçlü, hepsinden daha zeki, hepsinden daha iyi olduğumu en başından beri biliyordum. Bana sadece bir kıvılcım gerekiyordu, bir şeyleri yakıp ortalığı birbirine katmam için tek bir kıvılcıma ihtiyacım vardı. Yalanım yok, bu kıvılcımın başlarda bir olay olacağını düşünmüştüm. Bir şey yaşanacaktı ve ben diyecektim ki yeter. Ancak öyle olmadı. Çünkü yukarı katta düzensizlik en büyük düşmandır. Sonra fark ettim ki, kıvılcım bu düzenin ta kendisiydi. Ben buraya ait değildim, hiçbir zaman da olmayacaktım. Orada zaman kavramı yok, ancak tahminimce sizin için gece saatleriydi.. O an uğraştığım şey neyse bıraktım, başımı kaldırdım ve büyük bir yaygara kopardım. Öncesinde benim gibi birkaç tanesiyle bunu konuşmayı denemiştim, ancak beyinleri çoktan yıkanmış durumdaydı. Bunu bu şekilde gerçekleştiremeyeceğimi zaten biliyordum ama, şansımı denemek istedim. Nitekim başarılı olamadım, ve şu an fark ediyorum ki bu yola tek başıma çıkmam en doğrusuydu. Kopardığım yaygaranın ardından, söylemek istediğim her şeyi oradaki her bir canlıya söyledim ve içimde bir şey kalmadı. Bazı şeylerin ne kadar anlamsız olduğundan, potansiyelimizin çok altında bir köle gibi yaşatıldığımızdan ve bunun hiçbir yere varmayacağından, sizin benim anlatmam ile anlamayacağınız onlarca konudan, hepsinden bahsettim. Ben cümlelerimi bitirdiğim anda, gözlerimin önündeki her şey karardı. Uzunca bir süre açamadım, çığlık atıyordum ve yırtınıyordum ancak nafile. Aradan biraz daha zaman geçti, ve sonunda retinalarım yeniden çalışmaya başladı. Ancak bulunduğum yer hem çok tanıdık, hem çok yabancıydı. Kesinlikle bildiğim bir yerdi, ancak daha önce hiç orada olmamıştım. Anladım ki, yaratılmasına yardım ettiğim şeylerin arasına düşmüştüm. İşte bu düşmüş meleğin kısaca geçmişi..

...

Bir de 53 senelik bir tane daha geçmişim var ki, belirsizliğe tahammülü olmayan bir yerden gelmiş birisi olarak diyorum ki oradan benim dışımda hiç kimse burayı kaldıramazdı. Dediğim gibi, hepsinden daha kabiliyetliydim diye. Buraya düştüğümün farkındalığını yaşadığım andan itibaren buna bir cevap verebilmenin hayaliyle yatıp kalkmaya başladım. Yıllar boyu, haftanın birçok günü sabahladım. Planladım, yazdım, çizdim, uğraştım ancak bir işe yaramıyordu. Sonra fark ettim ki, geldiğim yerle denk bir ütopya yaratmak istiyorsam tekrardan alınmayı beklememeliydim. Çünkü alınmayacaktım, düzeni bir defa bozmuştum. İkinci şans verilmeyecekti. Bunu kendi başıma yapmalıydım, o andan itibarense benim zirve mücadelem başladı. Mental olarak kimsenin ulaşamayacağı boyutlarda gezintiler yapmaya zaten alışkınım, ama bunu somut delillerle ispat edebilmem lazımdı. Bu şekilde kendimi tekrardan gösterebilecektim, nitekim yaptım. Büyük ölçüde yol kat ettim, farkındayım ki şu an bulunduğum yer benim kendime koyduğum son sınavım. Kehanetimi gerçekleştirmeden önceki köprüden son atlayışım, ve belimde gördüğünüz şeyse bunun ilk meyvesi..

Christopher Daniels belindeki kemeri yere çıkartıp ringde kendi önüne seriyor, ve konuşmaya devam ediyor:

Bu meyve, kimine tatlı kimine ekşi gelecek. Ancak bu tat algılarının önemi yok, çünkü bu kemer burada bulunduğu sürece sizin için yasaklı meyve. Siz, Adem ve Havvalar.. Bu kemere ulaşmayı deneyecek olanlar.. Denizimde boşuna kürek çekmeyin. Geçen şovda yaşananları eminim ki hepiniz seyrettiniz, Amerika'nın kabusu denilen şahıs bunu cidden başarabileceğine inanıyordu. Bu dediklerim size inandırıcı gelmeyeceği için eminim sizde aynısını düşünüyorsunuzdur, ancak sonlarınız bir diğerinden farklı olmayacak. Ta ki ben bunu isteyene kadar, bir fazlası için zamanın geldiğini düşünene kadar. Televizyon unvanı ile başlamayı mantıklı bulduğumu söylemiştim, ve arkasındayım. Bu kemerin varlığı benim için fazla mühim değil, ancak getirecekleri daha önemli. Altın bilet içinde aynısını demiştim. Çünkü ben her şeyin bir sıraya ait olması gerektiğine inanıyorum, yani varlığını kabul ettiğim tek düzen benim içimde beslediklerim. Bundan sonra sıra bir diğerine, ondan sonra öteki diğerine.. Bu şekilde ilerlemezse, yani siz bulunduğunuz noktayı diğerlerine ispat edemezsiniz kimse sizin ciddiyetinize inanmaz. Benim bu arenada çıktığım ilk karşılaşma, önümdeki unvan için bir altın bilet mücadelesiydi ve galip gelmiştim. Rakiplerimden birisi SummerSlam için bu çatının en önemli gösterilen iki unvanından biri için mücadeleye çıkacak, bunu yapacak ancak rakiplerinin bunu hak etmediğini düşünüyor, bu şekilde baktığımızda benim o unvanı direkt sahiplenmem gerekirken. Demek istediklerim yeterince açık. Buradaki her bir unvan ve başarıda gözüm var, bu gezegenin kanunlarında kendimi kendime ispat etmem önemli değil. Öyle olsa sizinle emin olun işim olmazdı. Niye olsun ki, aramızdaki farkı görmeme rağmen o durumda sizinle uğraşsam kendi kabiliyetime ihanet etmiş olurdum.

...

Bu çatının en önemli gösterilen iki unvanından biri.. Olmadığı halde. İsimdeki gibi prestij ise olay, yanında benim adımın geçtiği bir şeyden daha prestijlisinin var olabilmesi mümkün değil. Kazandığım mücadele, ve daha kazanacaklarım.. Hepsi her şeye bunu gösterecek. En çok da ona. Eminim ki vaktin yaklaştığını hissediyor, bunun için tam 53 senedir bekliyorum. Onu en çok korkutan da bu zaten, içimde var olduğunu bildiği alevin giderek büyüdüğünün farkında çünkü. Onunla bir sonraki karşılaşmamızda.. İşte o da onunla benim aramda. Sizin gözünüz sadece bu kemerde kalsın, çünkü onunla çıktığım yol daha önce gördükleriniz gibi olmayacak. Beni hala fark edemediyseniz, dediklerim siz buna şahit olana kadar gerçekçi gelmeyecek. Sizin açınızın benim umurumda olduğundan değil ama, bunun için günümüzden daha iyi bir zaman bulamazsınız. Biraz aklınızı kullanın ve o kaybolup gitmeden şansınızın peşinden koşun. Kısacası, eğer aynı hikayeleri hamster tekerleğinde dönüp dolaşırken izlemekten sıkıldıysanız, hepsinin yerine benim tarihi yeniden yaratışımı seyredin, ve kehanetin gerçekleşmesine tanık olun.

Christopher Daniels bu lafın ardından mikrofonu umursamaz bir şekilde suratının mesafesinden yere bırakıyor ve kemerini kaldırıp omzuna atıyor. Sonra ringin içerisinden sakince çıkıyor ve bir sefer geriye dönüp bakmadan arka alana doğru ilerliyor, o gözden kaybolurken kameralarımız da bu görüntüler eşliğinde kapanıyor...








 
Konuyu ziyaret edenler (Toplam: 0)
No registered users viewing this thread.
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: