- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 81
- Mesajlar
- 1,055
- Beğeni sayısı
- 179
- PG Nakit
- 265
- RPG Karakteri
- Samoa Joe
- Favori Güreşçi
- Samoa Joe
Kameralarımız uçaktağın içindedir ve Joe uçaktayken telefona bakar ve keyiflenir.
Joe; En sonunda yönetim benim değerimi anlamış olacak ki şovun ana olayına beni ve avımı koymuş. Bundan dolayı mutluyum ama şimdi dedim ya sözümün eri bir adamım diye sözümü tutmuş oluyorum ki şuan (camı işaret eder) Şuan İngilteredeyiz!
Joe uçaktan iniş yapar
Joe; Evet şuan Londra'dayız ve ilk düşüncem burası berbat sanki dünyanının bütün renkleri gitmiş ve burada sadece gri renk kalmış gibi. Çok ruhsuz. (Joe kameramana seslenir) Hey sen şu işe yaramaz sürüntü ilk durağımız neresi?
Rehber; Efendim ilk durağımız tarihi Big ben saat kulesi.
Der ve bir sonraki durak olarak Joe ve ekibi Big Ben'e doğru giderler
Joe; Evet aptal İngilizler bu görmüş olduğunuz... (Kamereman'a seslenir) hey bok surat bu soktuğumun şeyini anlatsana. Sana o kadar para verdim hadi işini yap!
Rehber; Tabiki de efendi Joe. Baylar ve bayanlar en önemlisi de bay Joe. Big Ben, aslında Londra'daki Westminster Sarayı'nın diğer bir diyişle parlemento binasında yer alan saat kulesindeki büyük çanın takma adıdır. Ancak zamanla hem saat kulesi hem de çan Big Ben olarak anılmaya başlamıştır. 2012 yılında Kraliçe II. Elizabeth'in tahta geçişinin 60. yıl kutlamalarında saat kulesinin adı parlamento tarafından Elizabeth Kulesi olarak değiştirilmiştir.Kulenin toplam yüksekliği 96 metredir. Kule üzerinde bulunan saatin ağırlığı 5.5 ton, çanının ağırlısı ise 13.5 tondur. Saat kulesinin çanı çaldığı zaman yaklaşık 14 kilometreye kadar duyulabilmektedir. Saat ve kadranı da tasarımcı Augustus Pugin tarafından tasarlanmıştır.
Joe; En sonunda yönetim benim değerimi anlamış olacak ki şovun ana olayına beni ve avımı koymuş. Bundan dolayı mutluyum ama şimdi dedim ya sözümün eri bir adamım diye sözümü tutmuş oluyorum ki şuan (camı işaret eder) Şuan İngilteredeyiz!
Joe uçaktan iniş yapar
Joe; Evet şuan Londra'dayız ve ilk düşüncem burası berbat sanki dünyanının bütün renkleri gitmiş ve burada sadece gri renk kalmış gibi. Çok ruhsuz. (Joe kameramana seslenir) Hey sen şu işe yaramaz sürüntü ilk durağımız neresi?
Rehber; Efendim ilk durağımız tarihi Big ben saat kulesi.
Der ve bir sonraki durak olarak Joe ve ekibi Big Ben'e doğru giderler
Joe; Evet aptal İngilizler bu görmüş olduğunuz... (Kamereman'a seslenir) hey bok surat bu soktuğumun şeyini anlatsana. Sana o kadar para verdim hadi işini yap!
Rehber; Tabiki de efendi Joe. Baylar ve bayanlar en önemlisi de bay Joe. Big Ben, aslında Londra'daki Westminster Sarayı'nın diğer bir diyişle parlemento binasında yer alan saat kulesindeki büyük çanın takma adıdır. Ancak zamanla hem saat kulesi hem de çan Big Ben olarak anılmaya başlamıştır. 2012 yılında Kraliçe II. Elizabeth'in tahta geçişinin 60. yıl kutlamalarında saat kulesinin adı parlamento tarafından Elizabeth Kulesi olarak değiştirilmiştir.Kulenin toplam yüksekliği 96 metredir. Kule üzerinde bulunan saatin ağırlığı 5.5 ton, çanının ağırlısı ise 13.5 tondur. Saat kulesinin çanı çaldığı zaman yaklaşık 14 kilometreye kadar duyulabilmektedir. Saat ve kadranı da tasarımcı Augustus Pugin tarafından tasarlanmıştır.
Joe; He he tamam her ne boksa. Bunları dinlerken uyumamak için kendimi zor tuttum bunları büyük ihtimal ile montajla keserler bile. Neyse Ospreay (Joe Big Ben'i eli ile işaret eder) Ospreay şuan gördüğüm bu boktan kule senin g*t deliğine girsin. (Joe kahkaka atar).
Ardından ise bir sonraki mekan olarak İngilterenin ünlü bir restorantına doğru gider
Garson; Evet efendim bu menüde patates kızartması ve kızartma balığımız vardır. Başka bir arzunuz?
Joe; (Eli ile iterek) İlk önce size neredeyse bir servet ödedim ama karşıma gelen mikrodalga yemeği. Size vereceğim para ile amerika'da 10 kilo et alırdım. Bak bana eğer buradan derhal def olup gitmen yumuşak çocuk.
Joe balıktan bir çatal alır
Joe; (Hiç beğenmemiş bir yüz ifadesi ile) Bu ne anasını satayım? Sanki plastik yiyorum . Gerçekten şuna vereceğim parayı 2 sterline hot dog alsaydım daha iyi olurdu gerçekten rezil bu durum. (Joe el hareketi ile garsonu çağırır)
Garson Joe'nun yanına hemen koşarak gelir
Joe; Bana hemen müdürünü çağırıyorsun yoksa seni şu arka sokakta var ya? Heh gördün mü işte o arka sokakta senin yüzüne öyle bir takım işlemler yaparım ki buraya geri döndüğünde seni kimse tanıyamaz!
Garson bu tehdit karşında korkar ve koşar adımlarla hemen müdürün yanına gider
Joe lakin yemeği hiç te şikayet etmeden yemektedir. Lakin müdürün geldiğini gördükten sonra bir anda tavrı değişir
Müdür; Merhaba bayım şikayetiniz nedir?
Joe; Heh sen şu sünepe müdür sen misin? Sorun şu ki bu yemek bir REZALET. Ayrıca saçma sapan kurallarınız da berbat ilk önce parayı aldınız sonra da yemeği verdiniz. (Joe ayağa kalkar ve müdürün boğazına yapışır) Derhal paramı geri ver yoksa bu dükkanı başına yıkarım senin!
Müdür ilk başta karşı çıkacak gibi dursa da Joe'yu gördükten sonra karşı durmaktan vaz geçer ve el işareti ile beni takip edin dermiş gibi yapar. Müdür ve Joe restorant'ın arka alanına gider. Lakin Joe müdürün odasına giderken bir kazan görür. Bu kazan Joe'nun ilgisini çeker ve...Ardından ise bir sonraki mekan olarak İngilterenin ünlü bir restorantına doğru gider
Garson; Evet efendim bu menüde patates kızartması ve kızartma balığımız vardır. Başka bir arzunuz?
Joe; (Eli ile iterek) İlk önce size neredeyse bir servet ödedim ama karşıma gelen mikrodalga yemeği. Size vereceğim para ile amerika'da 10 kilo et alırdım. Bak bana eğer buradan derhal def olup gitmen yumuşak çocuk.
Joe balıktan bir çatal alır
Joe; (Hiç beğenmemiş bir yüz ifadesi ile) Bu ne anasını satayım? Sanki plastik yiyorum . Gerçekten şuna vereceğim parayı 2 sterline hot dog alsaydım daha iyi olurdu gerçekten rezil bu durum. (Joe el hareketi ile garsonu çağırır)
Garson Joe'nun yanına hemen koşarak gelir
Joe; Bana hemen müdürünü çağırıyorsun yoksa seni şu arka sokakta var ya? Heh gördün mü işte o arka sokakta senin yüzüne öyle bir takım işlemler yaparım ki buraya geri döndüğünde seni kimse tanıyamaz!
Garson bu tehdit karşında korkar ve koşar adımlarla hemen müdürün yanına gider
Joe lakin yemeği hiç te şikayet etmeden yemektedir. Lakin müdürün geldiğini gördükten sonra bir anda tavrı değişir
Müdür; Merhaba bayım şikayetiniz nedir?
Joe; Heh sen şu sünepe müdür sen misin? Sorun şu ki bu yemek bir REZALET. Ayrıca saçma sapan kurallarınız da berbat ilk önce parayı aldınız sonra da yemeği verdiniz. (Joe ayağa kalkar ve müdürün boğazına yapışır) Derhal paramı geri ver yoksa bu dükkanı başına yıkarım senin!
Joe; Sen git benim paramı getir ben burada seni bekliyorum.
Der ve müdür kafası ile onaylayıp odasından parayı almaya gider bu sırada Joe kazanı açar ve kazan aslında bir çay kazanıdır ve kazanın yanında yazan yerde. Bu kazanın İngiliz 5 çayının kazanı olduğuna dair bir yazı yazar.
Joe bunu okuduktan sonra yüzü sırıtır ve JOE PANTOLUNUNU İNDİRİR VE KAZANA İŞEMEYE BAŞLAR
O sırada ise müdür Joe'nun yanına gelir ve yanlış anlaşılma için özür diler ve ayrıca Joe'ya parayı geri verir.
Joe sırıtır ve yoluna devam eder.
Bu andan sonra işler değişir sakin müzik gitmiş bir anda gerilim müziği girmiştir. Ekranlarımızda ise Joe bir eve girmeye karar verir.
Joe kapıyı sertçe yumruklar. Ardından kapıyı yaşlı bir teyze açı verir.
Joe; Merhaba, bayan Ospreay ile mi görüşüyorum?
Yaşlı Bayan; Evet benim? Ama siz kimsiniz?
Der ve JOE BİR ANDA KADINA SALDIRMAYA BAŞLAYIP ARDINDAN KADINA COQUİANA CLUTCH BAĞLAR
Kadın hemen oracıkta bayılır ve Joe kameraya doğru konuşmaya başlar.
Joe; (Bağırmış bir şekilde) BU İŞİN ÇOCUK OYUNCAĞIMI OLDUĞUNU SANDIN HA? BAK BAK GÖRÜYOR MUSUN ZIP ZIP HERİF? ANNENİ BU KAMERANIN GÖZÜ ÖNÜNDE ZIPLATTIM AMA MERAK ETME SEN DE YAKINDA ANNENİN YANINA GİDECEKSİN BUNUN İÇİN SADECE BEKLEMEN YETERLİ OLACAK ZIP ZIP HERİF! PEKİ ŞUAN OLANLARDAN KORKUYOR MUSUN AŞAĞILIK HERİF? BENCE KORK ÇÜNKÜ ARTIK SENİN ECELİN BENİM VE SENLE İŞİM BİTİNE KADAR DA ECELİN OLMAYA DEVAM EDECEĞİM!
Der ve kamerayı yere fırlatır.
...
Der ve müdür kafası ile onaylayıp odasından parayı almaya gider bu sırada Joe kazanı açar ve kazan aslında bir çay kazanıdır ve kazanın yanında yazan yerde. Bu kazanın İngiliz 5 çayının kazanı olduğuna dair bir yazı yazar.
Joe bunu okuduktan sonra yüzü sırıtır ve JOE PANTOLUNUNU İNDİRİR VE KAZANA İŞEMEYE BAŞLAR
O sırada ise müdür Joe'nun yanına gelir ve yanlış anlaşılma için özür diler ve ayrıca Joe'ya parayı geri verir.
Joe sırıtır ve yoluna devam eder.
Bu andan sonra işler değişir sakin müzik gitmiş bir anda gerilim müziği girmiştir. Ekranlarımızda ise Joe bir eve girmeye karar verir.
Joe kapıyı sertçe yumruklar. Ardından kapıyı yaşlı bir teyze açı verir.
Joe; Merhaba, bayan Ospreay ile mi görüşüyorum?
Yaşlı Bayan; Evet benim? Ama siz kimsiniz?
Der ve JOE BİR ANDA KADINA SALDIRMAYA BAŞLAYIP ARDINDAN KADINA COQUİANA CLUTCH BAĞLAR
Kadın hemen oracıkta bayılır ve Joe kameraya doğru konuşmaya başlar.
Joe; (Bağırmış bir şekilde) BU İŞİN ÇOCUK OYUNCAĞIMI OLDUĞUNU SANDIN HA? BAK BAK GÖRÜYOR MUSUN ZIP ZIP HERİF? ANNENİ BU KAMERANIN GÖZÜ ÖNÜNDE ZIPLATTIM AMA MERAK ETME SEN DE YAKINDA ANNENİN YANINA GİDECEKSİN BUNUN İÇİN SADECE BEKLEMEN YETERLİ OLACAK ZIP ZIP HERİF! PEKİ ŞUAN OLANLARDAN KORKUYOR MUSUN AŞAĞILIK HERİF? BENCE KORK ÇÜNKÜ ARTIK SENİN ECELİN BENİM VE SENLE İŞİM BİTİNE KADAR DA ECELİN OLMAYA DEVAM EDECEĞİM!
Der ve kamerayı yere fırlatır.
...