- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 52
- Mesajlar
- 1,846
- Beğeni sayısı
- 762
- PG Nakit
- 250
Arka alan görevlileri Perry'i Angelico'dan ayırdıktan sonra Perry'nin ceketini giyip otoparka doğru gittiğini görüyoruz. Peşinden koşan muhabiri başta görmemezlikten gelse de derin bir nefes alıp koridordaki duvara sırtını veriyor. Muhabir elindeki mikrofonu uzatıp uzatmamak arasında bir tedirginliğe düşünce Perry mimikleriyle usulca davet ediyor onu.
"Jack... sanırım... paylaşmak istediklerin vardır?"
Perry muhabire bakmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. Gözlerini muhabirin gözlerinden ayırmazken muhabir daha da tedirgenleşip elindeki kağıdı yere düşürüyor. Eğilmeye çalışırken Perry onu durduruyor ve muhabirin düşürdüğü kağdı eline alıp okumaya başlıyor. Muhabir kem küme devam ederken Perry dudağına işaret parmağını götürüp biraz daha süzüyor kağıdı.
"Bu soruların cevabı kimin sikinde ki? Ama biliyor musun, çabalayan insanları ödüllendirmek lazım. Bu kağıttaki saçmalıkları okumadan fırsat senindir, (ismini öğrenmek için muhabire bakıyor ama muhabir hala tedirgin) bay... (tam ismini söyleyecekken) her ne sikimsen."
"Pekala, geçen haftaki Wes Lee kaybının ardından sıradaki hedefiniz nedir, diye başlayabilirim... sanırım?"
"Bravo, bay Hernesikimsen. Hayatın bir script değil, soracağın soruları kendin seçmeyi öğrenmelisin. Sorunun cevabına gelmeden önce, ben sana sorayım. Bir kuş dala konduğunda dala mı güvenir, kanatlarına mı? (muhabir tam lafa girecekken kesiyor) İşte sana ipucu, dala konan çok kuş gördüm ama dal kırılınca düşüp ölen kuş görmedim. Beni yeşil başlı tanager yapan bu, 'licoysa kafasını kuma gömen devekuşu. O dal kırılınca yapabileceği tek şey dalla beraber düşmek olan birinin hayatıma bu kadar müdahil olması adil değil, fakat adil dediğin ne var ki? Herkes bir akışa kaptırmış gidiyor ve günah keçiliğinin hakkını veren bana her kapı aralandığında ve ben o aralığa uzandığımda, kapılar parmaklarıma kapanıyor. İnsanlarla muhattap olmanın ızdırabı. Daha düne kadar bir mikrofonu uzatmaktan ve hatta kadraja sokulmaktan aciz gördüğünüz Jack Perry'nin buraya gelmeden önce ödemesi gereken bedeller vardı. Bu 'lico ve namıdeğer Bok Lee'nin anlayabileceği bir şey değil. Biri kendini her hafta başka adama yamalarken diğeri de JD'nin kuçuluğunu yapma misyonu edindi ve şimdi de bana hedefimi soruyorsun. Sana hedefimi söyleyeyim Hernesikimsen, o spot ışığını istiyorum. Sürüden sürülen çirkin ördek yavrusu değil, cesedin gözlerini yiyen siyah kuzgun olmayı. Eylemler sözlerden daha çok dikkat çeker değil mi?"
Muhabir boğazını temizleyip bir soru sormaya daha yeltenecekken Perry yine kesiyor onu.
"Şimdi anlıyor musun? Sürekli sözünün kesilmesi. Rahatsız edici değil mi? PGW'ya adım attığım ilk andan itibaren yaşadığım her şeyin özetini 2 dakikalık konuşmamızda deneyim ettin. O sikikler eylemlerinin sonuçlarına katlanmaları gerekmediği sürece senin gibi pısırıklara olacak olan da bu. Herkes kendini dev aynasında görüyor çünkü Rocky kendi halefini seçmekle meşgul ve kıymetli GM'imiz karısını dövdürüp iz sürmeye çalışırken hakkın hukuku değil, güçlünün hukuku işliyor. Hepimiz bedeller öderiz değil mi? İçinden geçen ilk cevap ne? (yine söze giremeden-) "Herkes eşit ödemeli", mi? Siktiğimin commiesi. Uyan ve nasıl bir platformda çalıştığının farkına var. Bana ödememem gereken bedeller ödetildi ve bir sebepten dolayı günah keçisiyim, paşa keyfim istediğinden değil. Senin ödemen gereken bedeller gibi. Kimse bana mikrofon uzatmayı istemiyor ve senin sesin cılız çıktığı için de fikrin önemsenmiyor, bam. İşte karşımdasın, Hernesikimsen! Eğer bir daha karşılaşırsak seni daha iyi duyabilmek için işitme cihazımı da yanında getireceğim."
Perry orayı terk edecekken muhabir gür bir sesle,
"Judgment Day ve Wyatt Family taraflarının SS için hakkınızda olumlu görüşleri var. Taraflardan birinde yer almayı düşünür müsünüz?"
Perry duraksayıp muhabirin gözlerinin içine bakıyor, omzuna kolunu atıp onu destekler şekilde sıvazlıyor ve,
yüz ifadesiyle beraber soruya cevap vermeden oradan uzaklaşıyor.
"Jack... sanırım... paylaşmak istediklerin vardır?"
Perry muhabire bakmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. Gözlerini muhabirin gözlerinden ayırmazken muhabir daha da tedirgenleşip elindeki kağıdı yere düşürüyor. Eğilmeye çalışırken Perry onu durduruyor ve muhabirin düşürdüğü kağdı eline alıp okumaya başlıyor. Muhabir kem küme devam ederken Perry dudağına işaret parmağını götürüp biraz daha süzüyor kağıdı.
"Bu soruların cevabı kimin sikinde ki? Ama biliyor musun, çabalayan insanları ödüllendirmek lazım. Bu kağıttaki saçmalıkları okumadan fırsat senindir, (ismini öğrenmek için muhabire bakıyor ama muhabir hala tedirgin) bay... (tam ismini söyleyecekken) her ne sikimsen."
"Pekala, geçen haftaki Wes Lee kaybının ardından sıradaki hedefiniz nedir, diye başlayabilirim... sanırım?"
"Bravo, bay Hernesikimsen. Hayatın bir script değil, soracağın soruları kendin seçmeyi öğrenmelisin. Sorunun cevabına gelmeden önce, ben sana sorayım. Bir kuş dala konduğunda dala mı güvenir, kanatlarına mı? (muhabir tam lafa girecekken kesiyor) İşte sana ipucu, dala konan çok kuş gördüm ama dal kırılınca düşüp ölen kuş görmedim. Beni yeşil başlı tanager yapan bu, 'licoysa kafasını kuma gömen devekuşu. O dal kırılınca yapabileceği tek şey dalla beraber düşmek olan birinin hayatıma bu kadar müdahil olması adil değil, fakat adil dediğin ne var ki? Herkes bir akışa kaptırmış gidiyor ve günah keçiliğinin hakkını veren bana her kapı aralandığında ve ben o aralığa uzandığımda, kapılar parmaklarıma kapanıyor. İnsanlarla muhattap olmanın ızdırabı. Daha düne kadar bir mikrofonu uzatmaktan ve hatta kadraja sokulmaktan aciz gördüğünüz Jack Perry'nin buraya gelmeden önce ödemesi gereken bedeller vardı. Bu 'lico ve namıdeğer Bok Lee'nin anlayabileceği bir şey değil. Biri kendini her hafta başka adama yamalarken diğeri de JD'nin kuçuluğunu yapma misyonu edindi ve şimdi de bana hedefimi soruyorsun. Sana hedefimi söyleyeyim Hernesikimsen, o spot ışığını istiyorum. Sürüden sürülen çirkin ördek yavrusu değil, cesedin gözlerini yiyen siyah kuzgun olmayı. Eylemler sözlerden daha çok dikkat çeker değil mi?"
Muhabir boğazını temizleyip bir soru sormaya daha yeltenecekken Perry yine kesiyor onu.
"Şimdi anlıyor musun? Sürekli sözünün kesilmesi. Rahatsız edici değil mi? PGW'ya adım attığım ilk andan itibaren yaşadığım her şeyin özetini 2 dakikalık konuşmamızda deneyim ettin. O sikikler eylemlerinin sonuçlarına katlanmaları gerekmediği sürece senin gibi pısırıklara olacak olan da bu. Herkes kendini dev aynasında görüyor çünkü Rocky kendi halefini seçmekle meşgul ve kıymetli GM'imiz karısını dövdürüp iz sürmeye çalışırken hakkın hukuku değil, güçlünün hukuku işliyor. Hepimiz bedeller öderiz değil mi? İçinden geçen ilk cevap ne? (yine söze giremeden-) "Herkes eşit ödemeli", mi? Siktiğimin commiesi. Uyan ve nasıl bir platformda çalıştığının farkına var. Bana ödememem gereken bedeller ödetildi ve bir sebepten dolayı günah keçisiyim, paşa keyfim istediğinden değil. Senin ödemen gereken bedeller gibi. Kimse bana mikrofon uzatmayı istemiyor ve senin sesin cılız çıktığı için de fikrin önemsenmiyor, bam. İşte karşımdasın, Hernesikimsen! Eğer bir daha karşılaşırsak seni daha iyi duyabilmek için işitme cihazımı da yanında getireceğim."
Perry orayı terk edecekken muhabir gür bir sesle,
"Judgment Day ve Wyatt Family taraflarının SS için hakkınızda olumlu görüşleri var. Taraflardan birinde yer almayı düşünür müsünüz?"
Perry duraksayıp muhabirin gözlerinin içine bakıyor, omzuna kolunu atıp onu destekler şekilde sıvazlıyor ve,
yüz ifadesiyle beraber soruya cevap vermeden oradan uzaklaşıyor.