- Katılım
- 2 Tem 2023
- Konular
- 16
- Mesajlar
- 5,556
- Beğeni sayısı
- 1,455
- PG Nakit
- 400
- RPG Karakteri
- Bryan Danielson
- Favori Güreşçi
- Joe Hendry
20.11.2024
Buffalo, New York
Bryan Danielson: Bryan Danielson dendiğinde akla gelen şeylerden biri, altıncı hissinin kuvvetli olması sanırım. Aslında göz önünde olanı görmek ve dile getirmek dışında bir artım olduğunu düşünmüyorum. Her şeyin neticesi, bunun normal bir güç olmadığını söylüyordu. PGW kurulduğu günden beri Alberto, bir şekilde istediğini aldı. Ring içinde iyi olduğundan ötürü mü? Hayır. Hatta birçok kez rakipleri onu güçsüz gördü ve o bunu kullandı. Unutmayın Sun Tzu’nun da dediği gibi: “En büyük ustalık, zayıf ve beceriksiz gözükmektir.” Patron, asla hafife alınmamalı. Sağa sola cesur naralar atarak üstüne koşarsan, sistemin tükettiği ve sindirdiği diğer kurbanların arasına katılman an meselesi. Alberto benim de hakkımı yedi, neredeyse bütün Roster’a yaptığı gibi. Ama bunun bir önemi yok. İşin içinde kim varsa ki netleşirse başta Dwyane, yavaş yavaş kayıp şehir gibi suyun altına gömülecekler. Ancak deniz birden yükselmeyecek, bunu anlamayacakları şekilde yapacağız. Patron, seni temin ederim ki hayatın boyunca karşılaştığın isimlerden, kurban ettiğin güreşçilerden farklı bir çift gözün, ring içinde sana baktığını göreceksin. Seni temin ederim ki, merkezinde bulunduğun düzen, kara delik misali her şeyi merkezden içine çekecek ve yok olup gidecek. Ben hamlemi yaptıkça (bir taşı oynatır) hata yapma sırası da sende olacak. Bundan sonra seni yukarı çıkartacak hamleleri unut, süreci uzatıp kendine nefes alanı yaratmaya çabala. Er ya da geç, birer birer soluğunuzu keseceğim!
Taşı sert bir şekilde ilerleterek karşısındaki kişiye gülümsemeye başlar Bryan. Kameralar yavaş yavaş geniş açıya geçtiğinde ise karşısındakinin William Regal olduğunu görüyoruz. O da aynı şekilde Danielson’a gülümsüyor. Bu şekilde gülümsedikleri esnada kafalarını onaylayıcı bir şekilde bir kere salladıktan sonra kameralar kapanıyor.
Buffalo, New York
Kameralarımız, şöminenin yandığı loş ışıklı bir odada açıyor. Odayı aydınlatan ışığın bir kaynağı bu ateş, diğer kaynağı ise zayıf yanan sarı bir ampül. Ampülün tam altında Bryan Danielson’ı bir masada oturmuş Go oynarken görüyoruz. Karşısındaki kişi ise kadrajımızda değil; kamera onun yanından Danielson’a odaklanıyor. Danielson konuşmaya başlıyor:
Bryan Danielson: Hedefinize karşı bir plan oluşturmadığınız takdirde gelişip dallanabilecek olan sorunlara hazırlıksız yakalanmanız içten bile değildir. Üstelik, bunların kaçıyla mücadele edebilirsiniz ki? Bryan Danielson, bu izlenimi yaratan ancak her zaman düşünceleriyle var olan bir adamdı. Amacı doğrultusunda hareket eden ve hamlelerini sanıldığının aksine temkinli yapan. Çünkü biliyordum ki bodoslama yapacağım her şey, buradaki olan sıkıntıların çözülmesini daha da imkânsız hale getirebilirdi. Bir kişiyi kastederek, topluma karşı onun olan bitene seyirci kaldığı hissinin uyandırılmak istenmesi, kesinlikle bir stratejik hamle sayılabilir. Ancak temelinin olmadığı açık. Bir güreşseverin, egoya kapılmadan sadece bu ringi korumaya çalışan ve hatta başarıları bir araç olduğunu bilen bir adam olduğumu görmesi için, kronolojiye bakması yeterlidir. Peki bu kronoloji bize başka ne gösteriyor? Mükemmel bir güreşçinin, aynı mükemmellikte görünen fakat defoları olan bir direnişi gerçekleştirmesi, karakterindeki temeli iyi atmaması ve yaşadığı buhranının neticesinde çok farklı bir insana dönüşmesi(?). Bu cümlenin sonundan pek emin değilim. Belki de bu durumlar, olduğu insanın gün yüzüne çıkması olarak yorumlanabilir. Ne olursa olsun, ortada eksik de olsa doğru şeyler yapmış harika bir güreşçi gördüğümüz gerçeği değişmiyor; kısa bir süre de olsa.
Bryan hamlesini yaptıktan sonra, karşıdaki kişiye bakıp gülümsüyor. Konuşmasına devam ediyor:
Bryan Danielson: Roma, ne bir günde kuruldu ne de bir günde yıkıldı. Ospreay’in kişisel çıkarları doğrultusunda bir hamle yapsaydım, sistemi çökertmek bir yana olayların ve kişilerin yüzeye çıkması bu kadar yakınken, onları ürkütüp tekrardan derinlere gitmesine yol açacaktım. Bu sebeple, sandalyemi çekip bir ödül avcısının çırpınışlarını izlemek, şimdilik en doğru olandı. Yaptığım her şey birer birer hamleler doğrultusunda ilerlemeye devam edecek. Bunu yaparken görünürde iki muhatabım olacak. Sözlerimin devamında da direkt olarak onlara sesleneceğim.
Bryan Danielson: Will, gerçeklikten kopacak seviyede neden rahatsızsın, kendi kendine neyle başa çıkamıyorsun da işi deliliğe vuruyorsun, bunu çözmem oldukça güç. Ayrıca sen, sağa sola saldırıp yanılsamalarınla yaşarken bile kafandaki tek şey bir araç. Kemer, taç, unvan, rekor… Gerçek olan şey, somut olan şey demek değildir. Bunlar zirveye çıkmanı sağlayacak araçlardır. Zirvedeyse amacını yerine getirmen gerekir. Sen, amacı ve aracı karışmış bir insansın. Kendini “gerçek güreşçi” olarak tanımlarken bile bu ringe duyduğun saygının önüne geçen şeyler var; tabi hala içinde saygı varsa. Benim amacım, her zaman dile getirdiğim gibi bu ringi ona saygısızlık yapanlardan, zarar verecek kötü niyetli insanlardan ve sahte güreşçilerden temizlemek. Oraya çıkıp güreşmenin bir lütuf olduğunu anlayacak kadar uzun zamandır güreşiyorum. Bir gün bunu anladığında, şirketin kuruluş dönemine yaptıkların ne olursa olsun gerçek anlamına kavuşacak. O zamana kadar bu şirketteki etkin, temelsiz yapılan hamlelerle oluşturulan düzenin yarattığı kargaşadan öte bir şey olmayacak.
Sözünü tamamlar tamamlamaz bir VTR giriyor.
Bryan Danielson: Hedefinize karşı bir plan oluşturmadığınız takdirde gelişip dallanabilecek olan sorunlara hazırlıksız yakalanmanız içten bile değildir. Üstelik, bunların kaçıyla mücadele edebilirsiniz ki? Bryan Danielson, bu izlenimi yaratan ancak her zaman düşünceleriyle var olan bir adamdı. Amacı doğrultusunda hareket eden ve hamlelerini sanıldığının aksine temkinli yapan. Çünkü biliyordum ki bodoslama yapacağım her şey, buradaki olan sıkıntıların çözülmesini daha da imkânsız hale getirebilirdi. Bir kişiyi kastederek, topluma karşı onun olan bitene seyirci kaldığı hissinin uyandırılmak istenmesi, kesinlikle bir stratejik hamle sayılabilir. Ancak temelinin olmadığı açık. Bir güreşseverin, egoya kapılmadan sadece bu ringi korumaya çalışan ve hatta başarıları bir araç olduğunu bilen bir adam olduğumu görmesi için, kronolojiye bakması yeterlidir. Peki bu kronoloji bize başka ne gösteriyor? Mükemmel bir güreşçinin, aynı mükemmellikte görünen fakat defoları olan bir direnişi gerçekleştirmesi, karakterindeki temeli iyi atmaması ve yaşadığı buhranının neticesinde çok farklı bir insana dönüşmesi(?). Bu cümlenin sonundan pek emin değilim. Belki de bu durumlar, olduğu insanın gün yüzüne çıkması olarak yorumlanabilir. Ne olursa olsun, ortada eksik de olsa doğru şeyler yapmış harika bir güreşçi gördüğümüz gerçeği değişmiyor; kısa bir süre de olsa.
Bryan hamlesini yaptıktan sonra, karşıdaki kişiye bakıp gülümsüyor. Konuşmasına devam ediyor:
Bryan Danielson: Roma, ne bir günde kuruldu ne de bir günde yıkıldı. Ospreay’in kişisel çıkarları doğrultusunda bir hamle yapsaydım, sistemi çökertmek bir yana olayların ve kişilerin yüzeye çıkması bu kadar yakınken, onları ürkütüp tekrardan derinlere gitmesine yol açacaktım. Bu sebeple, sandalyemi çekip bir ödül avcısının çırpınışlarını izlemek, şimdilik en doğru olandı. Yaptığım her şey birer birer hamleler doğrultusunda ilerlemeye devam edecek. Bunu yaparken görünürde iki muhatabım olacak. Sözlerimin devamında da direkt olarak onlara sesleneceğim.
Bryan Danielson: Will, gerçeklikten kopacak seviyede neden rahatsızsın, kendi kendine neyle başa çıkamıyorsun da işi deliliğe vuruyorsun, bunu çözmem oldukça güç. Ayrıca sen, sağa sola saldırıp yanılsamalarınla yaşarken bile kafandaki tek şey bir araç. Kemer, taç, unvan, rekor… Gerçek olan şey, somut olan şey demek değildir. Bunlar zirveye çıkmanı sağlayacak araçlardır. Zirvedeyse amacını yerine getirmen gerekir. Sen, amacı ve aracı karışmış bir insansın. Kendini “gerçek güreşçi” olarak tanımlarken bile bu ringe duyduğun saygının önüne geçen şeyler var; tabi hala içinde saygı varsa. Benim amacım, her zaman dile getirdiğim gibi bu ringi ona saygısızlık yapanlardan, zarar verecek kötü niyetli insanlardan ve sahte güreşçilerden temizlemek. Oraya çıkıp güreşmenin bir lütuf olduğunu anlayacak kadar uzun zamandır güreşiyorum. Bir gün bunu anladığında, şirketin kuruluş dönemine yaptıkların ne olursa olsun gerçek anlamına kavuşacak. O zamana kadar bu şirketteki etkin, temelsiz yapılan hamlelerle oluşturulan düzenin yarattığı kargaşadan öte bir şey olmayacak.
Sözünü tamamlar tamamlamaz bir VTR giriyor.
Bryan Danielson: Bu sorularının cevaplarında samimiyetsiz bir şampiyonun, parasından ziyade başka bir güce sahip olması söz konusu olabilir. Patron, yırtık dondan çıkma işinde oldukça iyidir. Olayları başlatır ya da dışarıdan müdahil olarak olayların ana merkezine oturur, istediğini almak için her yolu dener ve sonra da hedef saptırarak kendisini sıyırır. PGW kariyerini tanımladığı başarıların birçoğu, bu denklemin bir ürünüdür. Yani ondan şüphelenmememiz için bir sebep yok. Miz, cümlelerinde bu kararın ortak verilmiş bir karar olduğunu söyledi. Son dönemde adı partilerle anılan film yıldızı “Boss”, bu karmaşanın bitmesi için k*çını kaldırıp gelebilir. Ancak basından takip ettiğimize göre sahip olduğu problemler oldukça fazla! (Alaycı bir tavırla)
Bryan Danielson: Bryan Danielson dendiğinde akla gelen şeylerden biri, altıncı hissinin kuvvetli olması sanırım. Aslında göz önünde olanı görmek ve dile getirmek dışında bir artım olduğunu düşünmüyorum. Her şeyin neticesi, bunun normal bir güç olmadığını söylüyordu. PGW kurulduğu günden beri Alberto, bir şekilde istediğini aldı. Ring içinde iyi olduğundan ötürü mü? Hayır. Hatta birçok kez rakipleri onu güçsüz gördü ve o bunu kullandı. Unutmayın Sun Tzu’nun da dediği gibi: “En büyük ustalık, zayıf ve beceriksiz gözükmektir.” Patron, asla hafife alınmamalı. Sağa sola cesur naralar atarak üstüne koşarsan, sistemin tükettiği ve sindirdiği diğer kurbanların arasına katılman an meselesi. Alberto benim de hakkımı yedi, neredeyse bütün Roster’a yaptığı gibi. Ama bunun bir önemi yok. İşin içinde kim varsa ki netleşirse başta Dwyane, yavaş yavaş kayıp şehir gibi suyun altına gömülecekler. Ancak deniz birden yükselmeyecek, bunu anlamayacakları şekilde yapacağız. Patron, seni temin ederim ki hayatın boyunca karşılaştığın isimlerden, kurban ettiğin güreşçilerden farklı bir çift gözün, ring içinde sana baktığını göreceksin. Seni temin ederim ki, merkezinde bulunduğun düzen, kara delik misali her şeyi merkezden içine çekecek ve yok olup gidecek. Ben hamlemi yaptıkça (bir taşı oynatır) hata yapma sırası da sende olacak. Bundan sonra seni yukarı çıkartacak hamleleri unut, süreci uzatıp kendine nefes alanı yaratmaya çabala. Er ya da geç, birer birer soluğunuzu keseceğim!
Taşı sert bir şekilde ilerleterek karşısındaki kişiye gülümsemeye başlar Bryan. Kameralar yavaş yavaş geniş açıya geçtiğinde ise karşısındakinin William Regal olduğunu görüyoruz. O da aynı şekilde Danielson’a gülümsüyor. Bu şekilde gülümsedikleri esnada kafalarını onaylayıcı bir şekilde bir kere salladıktan sonra kameralar kapanıyor.