- Katılım
- 15 Tem 2023
- Konular
- 2
- Mesajlar
- 22
- Beğeni sayısı
- 7
- PG Nakit
- 0
- RPG Karakteri
- The Miz
- Favori Güreşçi
- The Miz
Arena'da daha önce duyulmamış bir müzik... Between Angels and Insects duyuluyor. Titantron ve her türlü ekran siyahlara bürünmüş durumda. Aniden gorilla positon'dan biri çıkageliyor. Bu The Miz. Evet bu The Miz, ama görünüşü çok değişik. Saçları her zamankinden çok farklı olarak uzun ve kirli sakalları var. Takım elbise yerine günlük kıyafetleri kuşanmış. Ringe geliyor. Yüzünde buruk bir ifade var gibi. Seyircilerden kulakları sağır edecek bir yuhalama yankılanıyor tüm arenada. Ringde eline bir mikrofon alıyor ve konuşmaya başlıyor.
The Miz: Bu yaptığınıza eskiden olsa laf ederdim. Sizi aşağılardım. Hor görürdüm. "Elim havaya kalktığında çenenizi kaparsınız" derdim ve sonucunda daha da ateşli şekilde yuhalamaya başlardınız beni. Bilirsiniz. Klasik şeyler işte.
Miz duraksar ve derin bir şekilde iç çeker.
The Miz: Biliyor musunuz... Ben... Değişmeye çalışıyorum. Çok büyük hatalar yaptım. Ucu size çok dokundu. Aslında en çok bana dokunmuş ama ben bunun farkına bile varamadım. Yıllarca... (Seyircilerden gelen yoğun yergi yerini karışık tepkilere bırakmıştır) Kendimi o kadar yetersiz gördüm ki, o kadar büyük bir aşağılık kompleksi içindeydim ki bunca yıldır yalnızca benim yüzümden olan şeyleri, hatalarımı görmezden geldim. Görmezden gelmek ne kelime... Hata yaptığımı bile kabul etmedim. Buraya gelip aslında olmadığım biri gibiymiş gibi yapmayı o kadar çok sürdürdüm ki günün sonunda o "olmadığım biri" oluverdim. Dünya artık farklı görünüyordu bana. Sizden falan üstündüm artık, bu şirketten üstündüm. Bunlar ne kelime, bu dünyadan bile üstündüm. Çünkü "Ben Muhteşemdim" (bunu her zamanki coşkusundan çok uzak şekilde, buruk bir tonda söyler). Muhteşemim... Muhteşemdim...
Miz yeniden duraksar ve bakışlarını zemine doğrultur. Bir süre zemine baktıktan sonra konuşmasına devam eder.
The Miz: Bana söylenen buydu. Yapmam gereken şey buydu. Öyle değil mi? (Seyircileri bir süreliğine sezer) Demek istediğim ben aslında o gördüğünüz kendine beğenmiş, ukala, çok bilmiş The Miz değilim. Bir adım var ve o bu değil. Benim adım Michael ama herkes bana Mike der. Derlerdi daha doğrusu. Çünkü hepsi uzun bir süredir Miz diye hitap ediyorlar bana. Bu ismi bir Pontiac Trans AM'in arka koltuğunda pineklerken bulmuştum. Soyadımın kısaltması. "İsmimden daha havalı duruyor haha" diye düşünmüştüm. (Yapmacık şekilde kahkaha atar, o günleri anımsamakta gibidir.) Biliyor musunuz bazen, bu ismin yıllardır esiri olduğumu düşününce "keşke o gün o külüstür arabada başka şeyleri düşünseydim" diyorum. Olduğumu sandığım kişi, ben olmaktan çıkmıştı artık, sanki o kişi beni ele geçirmeye başlamıştı artık. O Instagram'dan, Twitter'dan size ne kadar da zengin, üstün bir varlık olduğumu gösterdim hep. Ya da öyle sandım. Artık işler o kadar kontrolümden çıktı ki "son 3 yılda karşınıza her hafta çıkan kişi bendim" bile diyemiyorum.
Mike Mizanin: Kontrolü kaybetmiştim. O bütün şatafatın, lüks arabaların, milyon dolarlık elbiselerin, şatovari evlerin sadece dışardan nasıl göründüğünü gösterdim size. İçerisini bilmiyorsunuz. Çünkü bilseydiniz eğer tüm o materyalistik illetlerin arkasında yatan, sadece kameralar kapandığında ortaya çıkan o derbeder, bitmiş, yitmiş adamı... Yani gerçek beni görecektiniz ve oyun bitecekti. Büyü bozulacaktı. Ama artık yok, artık Mike Mizanin'in kendi vücudunda kiracı olarak yaşamayacak. Kontrolü ele alıyorum. Evet para kazanmak için, itibar kazanmak için her yol mübahtır dedim; aklınıza gelebilecek her türlü pisliği yaptım ve her şeye sahibim. Böyle olması gerekiyordu.Para ve itibar ile herşeyi alabilmem gerekiyordu. Ama alamadığım ve en değerli olan o şeyi alamadım. İstediğim herşey tak diye önümdeydi. Bir şey için çabalamayalı yıllar olmuştu. Bunlar için hepinizi tanrının her pazartesi ve cuması aşağıladığımı düşününce kahroluyorum. Her sabah kalkıyorum, aynaya bakıyorum... Ve iğreniyorum. Belki size söylediğim laflarla aranızdan bazılarının da hayatını kararttım ve bu benim suçum. Özür bile dileyemiyorum. Yüzüm yok. Uzun lafın kısası bu laflara inanmayacağınızı biliyorum. Biliyorum çünkü daha önce de ben ve eşim sizi daha fazla sinir etmek için üzgünmüş gibi davranıp sizi kendimize inandırdık ve kandırdık. Defalarca kez. Bunları yaşayan sizler bana niye inananısınız ki? Çok haklısınız. O yüzden yapacağım şey değişimimi söylemek değil, göstermek olacak. Normalde çenem ile mesaj veririm ama bu sefer bu işe yaramayacak, biliyorum. O yüzden eylemlerimle konuşacağım. Sizden beni affetmenizi beklemiyorum. Haddim yok. Sadece bunları sizinle herkesin içinde paylaşmam lazımdı. Ve siz de dinlediniz. Bunun için minnettarım. Çok... Teşekkür ederim.
The Miz ya da yeni ismiyle -Mike Mizanin- mikrofonu usulca ringe bırakır ve arka alanın yolunu tutar.