RPG 𝐏𝐀𝐘𝐁𝐀𝐂𝐊 #𝟓𝟓: 𝓥𝓪𝓻𝓪𝓷 𝓑𝓲𝓻

PAYBACK #55
22 Kasım Cuma, 20:30 - C
Mabee Center
Tulsa, Oklahoma

ŞOVU TAKİP ETMEK İÇİN NEDENLER

EXCLUSIVE

Kameralarımız lüks bir restoranda açılıyor. Rahatlatıcı bir müzik eşliğinde etraftaki masaları ziyaret ediyoruz. Çiftlerin veya ailelerin yoğunlukla geldiği, takım elbise ve abiye kıyafetlerin havada uçuştuğu özel bir salondayız. Elbette burada özel olan salondan ziyade içindeki insanlar... Herkesin tabakları yerine karşıdaki insana odaklandığı bir akşam yemeğine şahit oluyoruz. Biraz sonra masaların birinde çok tanıdık bir çifti görüyoruz.



Bunlar Maryse ve The Miz! İkilinin bir süredir keyifli bir sohbet çevirdiğini görüyoruz. Fakat dışarıdan bir göz olarak bakıldığında, Miz'in daha mutlu ve enerjik olduğu, hatta sohbet sırasında oldukça eğlendiğine şahit oluyoruz. Ama Maryse gülüp etse de daha kontrollü ve soğuk. Elbette bunu ne Miz ne de salonun erkekleri fark edebiliyor. Yalnızca mikro ifadelere de odaklanabilen kameralarımız bu duyguyu yakalayabiliyor.

Yemeğin sonuna doğru geldiğimizde The Miz bir an için durgunlaşıyor. Dakikalardır eğlenen o adam gidiyor ve yerini ciddiyete bürünmüş bir intikam canavarı alıyor.

The Miz: Brookes'la ne zamandır konuşuyordun?

Maryse bir anda gelen bu soru karşısında saliselik olarak şaşırıyor, sonra da peçetesiyle dudaklarını siliyor ve kendini ciddi bir şekilde toparlayarak eşine dönüyor.

Maryse: Mike, bu konuyu konuşmak istemediğimi sen de iyi bil-



The Miz: (sesini yükselterek) Niye Maryse? Niye bana olanlardan bahsetmiyorsun? Üzerinden kaç ay geçti ve o gün sana neler olduğunu hala tam olarak bilmiyorum. Saldırıdan sonra üzerine gitmedim. Hep senden bir açıklama bekledim ama bir şey de söylemiyorsun. Eşin olarak neler olduğunu bilmeye hakkım yok mu? Brookes'la aranızda neler yaşandığını pas geçtim, sana bunu niye yaptı Maryse? Niye?

Miz'in yükselen sesi ile restoranda hafif bir gerginlik oluşuyor. O dingin hava bozulurken herkes onlara doğru bakıyor. Miz, başta yükselen sesini kısarak cümlelerini sakince tamamlasa da Maryse'in gözleri bir kere doluyor. Kendisi canı sıkkın bir şekilde pencereden dışarıya bakıyor, gözlerinden akan ufak tefek yaşları peçete ile temizlemeye çalışıyor. The Miz, halen daha kendisini geçiştiren eşinin bu suskunluğu karşısında daha da öfkeleniyor. Bu sefer bağırmadan, ama azarlarcasına konuşuyor.

The Miz: Survivor Series'te o ingiliz piçini perişan edeceğim! Kimse Miz'in eşine böyle bir şey yapamaz! Kimse Maryse'ime kıyamaz. Ama kıydılar ve bunun hesabını ödeyecekler. Onu aşağılamaktan beter edeceğim. Ve sonra... Sonra da onu bir çöp poşeti gibi binanın önüne çıkartıp bir kenara fırlatacağım. Onu PGW'den kovacağım Maryse! İşte bu kadar!

Maryse'den halen bir dönüt yok. Hiçbir şey olmamış gibi etrafı izliyor. Miz içinden lanet okurken Maryse'e doğru eğiliyor ve son kez, aynı saldırgan dil ile onunla konuşuyor.

The Miz: Pekala, şimdi de anlatma. Ama Survivor Series gecesi o serseriyi yendikten sonra tüm olan biteni anlatacaksın.



Miz'in eli havada! Öfke nöbetleri geçiren PGW'nin GM'i sinirli bir şekilde eşine bakıyor. Maryse bu emir karşısında ani bir şekilde sinirleniyor. Aynı o gece olduğu gibi, çantasını alıp hızla restorandan ayrılıyor. The Miz de o gece ile aynı tepkiyi veriyor: Masada bir yanı hüzünlü ve bir yanı öfkeli bir şekilde oturmaya devam ediyor.