Kameralarımız bir sokakta açılıyor. Kapüşonu çekili, güneş gözlükleri gözünde, Will Ospreay'in birisini beklediğini görüyoruz. Ancak onu tek fark eden kameralarımız olmuyor, sokaktan geçen üç tane çocuk ona yaklaşıyor. Ospreay onlarla ilgilenmede de, bir tanesi onu çekiştirince, çocuklara doğru bakıyor. Onu çekiştiren çocuğun üzerinde Bryan Danielson tişörtü görüyor Ospreay. Yanındaki çocuklardan biri daha benzer bir Danielson tişörtü giyerken, üçüncü çocuk da Alberto El Patron tişörtü giyiyor.
Çocuk 1: Sen o'sun, değil mi? Will Ospreay.
Will Ospreay: Gizlenmek bir işe yaramadı demek ki.
Çocuk 3: Hayır, senin gibi bir eziği bulmak zor değil.
Will Ospreay: Ne dedin sen?! Bana bak seni küçük puşt-
Çocuk 2: Sen böyle değildin. Eskiden PGW'yü, seni izlemek için izliyordum. Favori güreşçimdin. Ancak sonra değiştin. Jeff'i arkasından bıçakladın, keltoşun biriyle gezmeye başladın ve-
Çocuk 1: Sürekli mızmızlanıyorsun. Atıp tutuyordun ama Bryan seni yendi. Sana söyledim. Bryan Danielson en iyi güreşçi.
Çocuk 3: Hayır, en iyi güreşçi Alberto El Patron. Yakında senin rekorunu da kıracak. Sonra diğer kemerleri de alacak. Sen ise mızmızlanacaksın sadece.
Çocuk 2: Sözler verdin ve kaybettin. Sen böyle değildin ama artık değiştin. Artık diğer kaybeden eziklerden oldun. Artık seni sevmiyorum. Kaybettin sen kaybettin.
Will Ospreay: Kaybettim he... Kaybettim. Size olanı söyleyeyim, ben kaybetmedim. Ben asla tuş olmadım. Royal Rumble'dan beri, omuzlarım yerdeyken, asla hakem üçü sayamadı çünkü ben her seferinde ayağa kalktım. Kaybeden ben değilim. Brian Danielson, benim zaferimi benden çaldı. Ben her şeyi yaptım ancak bunlar oyunun bir parçasıydı. Danielson önce Judgment Day ile kavgaya girdi, sonra bu kavgayı Wyatt Family'e taşıdı. Bu iki grubun, maçın içine sıçmasını sağladı ve adil bir şekilde olmadan, benim hakkımı kazandı. Alberto ise iki aydır sakatım ayağına kemeri evinde yatırıyor. Size bazı gerçekleri anlatayım çocuklar. Payback 50'de, hatırlarsınız çok büyük bir haksızlık yapıldı. Dwayne, favorisi Alberto'nun istediğini ona altın tepside verdi. O sırada sizin kahramanınız Bryan Danielson ise, buna çok karşıydı. Ancak sonra bir şeyler değişti. Yanında bir anda William Regal belirdi ve nedense bütün kapılar Danielson için birer birer açıldı. Sizler bunun tesadüf olduğuna mı inanıyorsunuz cidden? Burada herkesin bir karşılığı vardır çocuklar. Bryan Danielson, sustu ve karşılığında ona prenses tacını verdiler. Çünkü Danielson aynı Cena gibi, Hogan gibi, milletin götünü iyi yalayanlardan. Gidip arka alanda Dwayne'e domaldı ve Dwayne ona kemiğini attı. Bunu size çaktırmadan yapmak için de Wyatt Family ve Judgment Day'i kullandı. Ancak ben sizin kahramanınızın aksine, gerçekten omurga sahibi olduğum için, bana hak ettiğim verilmiyor. İşte size gerçekleri söyleyeyim, size PGW hakkında gerçekleri söyleyeyim. Burada en iyi güreşçi olmanız hiçbir şey ifade etmiyor, en iyi konuşan olmanız hiçbir şey ifade etmiyor, en çok çalışan kişi olmanız hiçbir şey ifade etmiyor çünkü arada Dwayne tarafından konulmuş bir duvar var ve eğer Dwayne istemiyorsa, ne kadar iyi olursanız olun, bunu aşamıyorsunuz. Burada önemli olan tek şey daha fazla seyirci desteği kazanmak. Daha fazla adınız haykırılınca, daha fazla tişört sattırıyorsunuz. Daha fazla tişört sattırınca, Dwayne'e daha fazla para kazandırıyorsunuz ve Dwayne'e para kazandırdıkça, daha fazla öne çıkmak için hak kazanıyorsunuz. Bu yüzden herkes palyaço gibi davranıyor. Herkes gerçek kimliğini saklayarak, yüzlerine yalandan gülümseme koyuyorlar. Val Venis sizce gerçekten de dişi sineğe bile sulanıyor mu, hayır ama bu ona daha fazla şans veriyor. Ya da Malakai sizce gerçekten de karanlık güçlere inanıyor mu, bu da hayır ama prompterdan aynı üç kelimeden oluşan metinleri okurken karanlık güçleri varmış gibi davranıyor çünkü sizler, Instagram, X ve Tiktok kültürü ile büyümüş ve onunla zehirlenmiş bir nesil olarak, ilgi odağınız sadece beş saniye olduğu için, sizin ilginizi çekmek adına böyle maymunluklara başvuruyorlar. Aynısı sizin favoriniz için de böyle. Bryan Danielson bir sıvı gibi, konulduğu kabın şeklini alıyor. Kendine ait bir şeyi yok. Şimdi William Regal onu, benim taklidim olan bir kabın içine koydu ve sizler de onu alkışladınız. Böylece Dwayne de ona yeterince ilgi gösterdi ve şimdi o yüzden prens.
Çocuklar beyinleri erimiş gibi bakıyorlar Ospreay'e. Ospreay çocuklardan birinin elinden suyu kapıyor ve tek seferde kafasına dikiyor. Çocuk tepki veremeden cebinden elli dolar çıkarıp ona veriyor. Çocukların beyni olanı biteni anlamaya çalışırken, bir araba yaklaşıyor ve arka koltukta gözüken kişinin Don Callis olduğunu görüyoruz. Callis bir Ospreay'e, bir de çocuklara bakıyor. Çocukların haline bakınca durumun ne olduğunu anlıyor.
Don Callis: Will, çocuklara nasihatlerin bittiyse, gidelim mi?
Ospreay arabaya biniyor ve araba ilerlemeye başlıyor. Callis meraklı bir şekilde Ospreay'e bakıyor ama Ospreay sadece camdan dışarı bakarak, dışarıda akıp giden şehri izliyor. Ospreay bacak bacak üstüne atıyor ve ayağını sallamaya başlıyor. İkili sessiz bir şekilde ilerlerken, şoför bir müzik açıyor.
"Too much time thinking about all of my mistakes
My heart, my mind, my soul, my body ache
A hunger for the loving arms of your embrace
I walk along the lonely road
I walk along the lonely road"
Ospreay dalıp gitmişken, Callis ona sesleniyor.
Don Callis: Will, sen bir hata yapmadın. Sen onlardan çok daha iyisin. Danielson sadece-
Will Ospreay: Suçlunun ben olmadığımı biliyorum Don. Suçlu Wyatt Family, suçlu Judgment Day, suçlu Bryan, suçlu Regal, suçlu Dwayne. Ancak bununla pes edeceğimi düşünüyorlarsa, benim kim olduğumu anlamamışlar demektir. Bu şirketi hem Dwayne'in, hem Danielson'un, hem de Alberto'nun kafasına çalacağım. Rekorumu öyle elini kolunu sallaya sallaya kıramayacak. Kimin ne düşündüğü umurumda değil. Bunca zaman herkes için çabaladım. Bunca zaman herkes için kendimi ortaya koydum. Bunca zaman herkes için yere düştüm. Ancak beni ayağa kaldıran, sadece ben oldum. Şimdi de öyle olacak. Cuma günü Payback'e gideceğim ve benim olanı almak için, her şeyi yapacağım. Danielson'u tacının üstüne oturtacağım. Alberto'nun kırık burnunu götüne monte edeceğim. Ancak asla böyle planlanmış bir yenilgiyi kabul etmeyeceğim. Yatıp duran bir adamın benim rekorumu kırmasına izin vermeyeceğim. Karşıma kimi koyarsa tuş edeceğim. Senin de bildiğin gibi Don, ben bu şirketteki en iyisiyim. Ben dünyadaki en iyisiyim. Dünyadaki herkesi yenecek kişi benim. PGW'nün gerçek oyun sonu canavarı, gerçek final boss... Dwayne, Prince of PGW'de herkesi karıştırarak benim zaferimi engellemiş olabilir ancak yutabileceğinden büyük bir lokma ısırdı. Diğerleri gibi küçük liglerin isimlerine emirler yağdırabilir ama ben ondan daha büyük ligdeyim. Danielson, Alberto, Dwayne ya da yoluma kim karışırsa, istediklerini deneyebilirler. Ben diğerleri gibi hanımevladı değilim. Suratıma vuracakları hiçbir darbe, benim yüzümde iz bırakacak kadar güçlü değil. Anlayacakları şey şu ki, iyi adam olmayı artık bıraktım. Cuma günü gidip, benim olanı alacağım...
Don Callis pek bir şey demiyor. Müzik akıp giderken, görüntüler sonlanıyor...