RPG Karanlığa Mahkumiyet


Hellraiser

HOUSE OF BLACK
Katılım
5 Mar 2024
Konular
51
Mesajlar
2,961
Beğeni sayısı
718
PG Nakit
460
Konum
İstanbul
RPG Karakteri
House of Black
Favori Güreşçi
"Macho Man" Randy Savage
Arka alanın loş ışıkları altında, neredeyse hiçbir şey net bir şekilde görünmemektedir. Hafif bir sis ortamı kaplamış, gölgeler arasında yalnızca silüetler belirmektedir. Kameralar, ağır çekimle ilerleyerek boş bir alanın derinliklerine doğru yaklaşır. Uzakta, hafif kırmızı bir ışığın yansımasıyla yalnızca House of Black’in üyeleri seçilebilmektedir. Brody King ve Buddy Matthews, karanlıkta heykel gibi dururken, Julia Hart yüzünde sakin ama ürpertici bir ifadeyle onlara eşlik eder.

Kamera yavaşça gruptan biraz uzaklaşır ve derin gölgeler içinden
Malakai Black görünür. Yüzünde her zamanki tehditkâr bakışı, gözlerinde intikam dolu bir ateşle adım adım kameraya yaklaşır. Adımları yankı yaparken, kamera onu çerçeveye alır. Malakai bir an durur, derin bir nefes alır ve başını kaldırarak kameraya doğrudan bakar.


tumblr-535d8c3ec1239b707ac6777c8f0ab724-3823b79b-640.gif


Malakai Black:
Jey… Bir hatanın bedelini ödemeye hazır mısın? Sanırım henüz House of Black'in gücünü tanımadın. O yüzüğü eline aldığında, sadece benim değil, karanlığın tamamının öfkesini üzerine çektin. O yüzük senin için sıradan bir aksesuar olabilir, fakat benim için bu yüzük, ruhumun bir parçası. Onu parmağından bir kez geçirdin diye kendini güçlü mü sanıyorsun? Güç, sahte cesaret gösterilerinde değil; o yüzüğün anlamında, karanlığın içinde saklıdır. Bunu asla kavrayamayacak kadar yüzeyselsin. Sen, sahneye çıktığın andan itibaren Bloodline’ın tüm kibriyle buradaydın, ama Jey… Karanlık seni yutmak için geliyor. Artık geri dönüş yok. Kanında ateşi yaktın, ruhunda kara bir iz bıraktın. Prince of Prestige Grand Wrestling’de karşı karşıya geleceğiz. Ama bu bir maç değil, bir yargı günü olacak. Senin için her şey sona erecek, bu kemeri kazanacağını mı sanıyorsun? Senin ödüllendirileceğin tek şey acı olacak. O ringe çıkmayı göze aldığın anda… seni avlayacağım. Ve o yüzüğü parmağından aldığımda, sen de karanlığa teslim olacaksın, Jey. Sana tekrar sesleniyorum. Sahip olduklarını kaybetmekten korktuğunu biliyorum, o yüzüğü parmağında taşırken hissettiğin ağırlık aslında kaybettiğin saygı. O yüzüğü çaldığında, sadece bir nesneyi değil, ruhumun bir parçasını gasp ettin. Ama şunu bil; karanlık borçları tahsil etmekten geri durmaz. Senin gibi kibirli biri için bu yüzüğü elinde taşımak, bir lanetin başlangıcından başka bir şey değil. Prince of Prestige Grand Wrestling… Senin için büyük bir fırsat değil, kanlı bir mezar olacak. O ringe yalnızca bir kemer için değil, ruhun için geleceksin. Kan ter içinde, dizlerinin üstünde yalvarırken, ben zaferin gerçek yüzüyle orada olacağım. Bloodline’ın mirası, varoluşunu bile geride bırakacak… o ringde senin sonunu getireceğim. O kemer, benimle kalacak. O yüzük, parmağıma geri dönecek. Ve sen… Sen, sadece karanlığın bir parçası olarak tarihe karışacaksın.

Malakai Black’in ağır, tehditkâr sözleri arka alanın karanlığında yankılanırken, kamera yavaşça geri çekilir ve arka planda Brody King’in devasa, kasvetli silueti belirir. Brody, ellerini yavaşça sıkarak, karanlık bir gölge gibi Malakai’nin yanından bir adım öne çıkar. Yüzünde derin bir hırs ifadesi vardır; öfkesi her hareketinde hissedilmektedir. Kameranın soğuk ışığı Brody’nin yüzünü kısmen aydınlatırken, gözlerindeki tehditkâr bakış net bir şekilde ortaya çıkar. Bir anlığına etrafa göz gezdirir ve kollarını hafifçe iki yana açarak sanki arenadaki sessiz kalabalığa meydan okur gibi bir duruş sergiler. Derin bir nefes alır ve boğuk, sert bir sesle konuşmaya hazırlanırken etrafındaki gerginlik iyice yoğunlaşır. Brody’nin bakışları kamera lensine kenetlenmiştir.


tumblr-8719e33255282a0651f6a629223cf291-ffa8f034-640.gif


Brody King:
Bloodline… Siz sadece gücünüzü parayla, sözle veya mirasla kazanabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Biz karanlığın içinden doğduk. Her hareketimiz, her nefesimiz, karanlığın bize sunduğu gücün bir parçasıdır. Siz, Jey, Tama, Tanga… Sahte cesaretinizi ortaya koydunuz, ama biz gerçek acıyı tanıyoruz. Malakai’nin kemerini eline alacak kadar ileri gittiniz… Ama bunun bedelini ödemeye hazır mısınız? Bloodline, hepiniz bizim sahnemize çıktığınızda, sadece varlığınızı değil, inancınızı da yıkacağız. Şimdiye kadar gördüğünüz her şeyi unutun, çünkü biz size karanlığın en derin tarafını göstereceğiz. Tama, Tanga, Jey… Gücünüzü test etmeye cüret ettiğiniz bu yolda, bizi yanınızda değil karşınızda bulacaksınız. Prince of Prestige Grand Wrestling’de biz karanlığı savunacağız, siz ise yıkılacaksınız. Çünkü bu, bizim sahnemiz, bizim hikayemiz. Jey, Tama, Tanga. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Gücünüzü bir kenara bırakın; cesaretiniz, bizim adımızı ağzınıza almak için bile yeterli değil. Siz güç arıyorsunuz, ama biz o gücün ta kendisiyiz. House of Black, bir grup değil; karanlık, gölge ve ölüm demektir. Biz sizin gibi oyuncaklarla, sahte maskelerle iş yapmıyoruz. Her darbemizde acıyı, karanlığın sonsuz derinliğini hissedeceksiniz. Tama, Tanga… Kan kardeşliği, dostluk, güç; bunların hepsi geçici. Ama karanlık sonsuza kadar hüküm sürecek. Siz sadece sahte bir mirasın kölelerisiniz. Biz ise karanlıkta kendimizi bulmuş olanlarız. Malakai, Julia, Buddy ve ben… House of Black olarak sizlere cehennemin ne olduğunu göstereceğiz. Bu savaş, bizim gücümüzün karşısında Bloodline’ı paramparça edecek. Bloodline’ın ismi sadece korkuyla anılacak, ve biz, bu mirası yıkacağız. Çığlıklarınız arenada yankılanırken, her biriniz tek tek düşeceksiniz. Sadece bize meydan okudunuz; karanlığın kendisine karşı savaştınız, ve bu savaşı kaybedeceksiniz.

Brody King’in karanlık ve tehdit dolu sözlerinin ardından kamera yavaşça Buddy Matthews’a doğru kayar. Buddy, arka alanın karanlığında beklemektedir; gözleri sert bir odakla ileriyi tararken yüzünde sinirli ve kararlı bir ifade vardır. Omuzları dik, elleri kenetlenmiş halde, adeta patlamaya hazır bir volkan gibi durmaktadır. Işıkların kırmızı ve siyah gölgeler yarattığı ortamda, yüz hatları sert ve gölgesinin altında keskin bir çizgi gibi belirginleşir.


Kameranın ona yaklaşmasını beklerken, derin bir nefes alır. Buddy’nin vücut dili, tüm arenaya meydan okuyan bir intikam hırsını yansıtır; gözlerinde Jey ve Bloodline’a olan öfkeyi görmek mümkündür. Bir adım öne çıkar, yüzündeki gerginliği korurken başını hafifçe kaldırır ve kendine güvenli bir sesle konuşmak üzere hazırlık yapar.

tumblr-1518eec79b5fa0a9d80943e5ff80261c-d0523661-640.gif


Buddy Matthews:
House of Black ile oynayabileceğinizi mi sandınız, Jey? Bir sahne, birkaç söz, bir yüzük… Hepsi bir oyundan ibaret miydi? Sadece karanlığı arkanıza alarak yola çıkabileceğinizi mi düşündünüz? Biz size bu oyunun ne olduğunu göstereceğiz. House of Black sadece bir grup değil, karanlığın ta kendisi. Karanlık; sinsice, sessizce gelir ve sizi tek bir hamlede yok eder. Jey, Malakai sana o kemeri koyduğu ringde yargı günü gelecek. Prince of Prestige Grand Wrestling’de yalnızca bir maç olmayacak, bu sizin sonunuz olacak. Bloodline’a bu sefer karanlığın en derin yüzünü göstereceğiz, öyle ki geri dönmek bile istemeyeceksiniz. Bir hatırlatıcı: House of Black’in karanlığında kaybolanlar asla geri dönemezler. Jey, Tama, Tanga… House of Black ile oyun oynayabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Bu sadece bir yüzük meselesi değil. Bu, karanlığın karşısında nerede durduğunuzu bilme meselesi. Siz kendinizi güçlü hissediyorsunuz, ama biz karanlığın kendisiyiz. Bloodline; sahte cesaretiniz, bizi durduramaz. Biz size sadece yenilgiyi değil, korkunun ne olduğunu göstereceğiz. Prince of Prestige Grand Wrestling’de, o ringde sadece kaybedecek bir kemer değil; hayatta kalma mücadelesi vereceksiniz. Bu, sizin için bir final değil, bir ceza olacak. Malakai o ringde seni, senin o kibirli kardeşlerini; hepinizi tek tek karanlığa gömecek. Bu sadece bir şov değil, bu sadece bir dövüş değil. Bu karanlığın hükmüdür. House of Black’in ne kadar acımasız olduğunu öğrenmeye hazır olun. Prince of Prestige Grand Wrestling, bizim sahnemiz olacak ve siz oradan sadece birer gölge olarak ayrılacaksınız.

Buddy Matthews’un sert ve keskin sözleri havada asılı kalırken, kamera yavaşça karanlığın derinliklerine doğru ilerler. Gölgelerin arasında bir figür belirmektedir. Sanki karanlıktan doğmuş gibi Julia Hart, arka alanda puslu ve loş bir ışığın altında durmaktadır. İnce ama etkileyici bir duruş sergileyen Julia, yüzünde sakin bir ifade, gözlerinde ise ölümcül bir ciddiyetle oradadır. Etrafındaki sessizliği elinde tuttuğu soğukkanlılıkla kontrol edercesine, başını hafifçe yana eğer ve bakışlarını kameraya kilitler. Arenada zaman durmuş gibi görünürken, Julia'nın ifadesinde gizemli ve soğuk bir güç belirir. Sanki tüm olanları ve olacakları çoktan öngörmüş gibidir; kendine güveni ve sarsılmaz sakinliği, bir felaketin habercisi gibi arenayı doldurur. Karanlık ve kırmızı ışık gölgelerle dans ederken, Julia adeta bir karanlık kraliçesi gibi bir adım öne çıkar ve sesi fısıltılı ama korkutucu bir şekilde yankılanarak konuşmaya başlar. Bu sessiz ama güçlü girişi, Julia’nın karanlık ve sinsi bir şekilde Bloodline’a karşı intikam planlarını duyurmak üzere sahneye hükmetmesini sağlar.


tumblr-46cb38a548eb1dfed2c2a27b2e484c0f-4cc5792f-640.gif


Julia Hart:
Bloodline… Siz yüzüğe, kemerlere, sahte güçlere takılıp kaldınız. Bu sadece bir yüzük değil, bu karanlığın bir parçası, ve sen Jey… Ona elini sürdüğün anda çok büyük bir hata yaptın. Bu yüzüğün anlamını anlayamayacak kadar körsün. Senin yerin bizim yanımız değil; karanlığın gölgelerindeyiz, ama sen sadece ışığın kısa ömrüne takılıp kalmış bir gölge gibisin. Jey, senin Bloodline’da hissettiğin güven, zayıf bir kibirdir. Karanlığın karşısında o güven seni asla korumayacak. Prince of Prestige Grand Wrestling’de Malakai’nin seni kemerin için yargılayacağı an geldiğinde, korkunun ne demek olduğunu anlayacaksın. O ringde yalnızca bir kaybeden olarak değil, karanlığın içine çekilmiş biri olarak ayrılacaksın. Siz kendinizi güçlü sanıyorsunuz. O yüzüğü çalmış olmanız, kendinizi zafer kazandığınız anlamına mı getiriyor? Bu yüzük, sizin düşündüğünüzden çok daha fazlasını temsil ediyor. O sadece bir aksesuar değil; karanlığın, hırsın ve gücün ta kendisi. Sen, Jey, o yüzüğü parmağına takmaya cüret ettin… Artık o yüzük, seni lanetleyecek. Onun ağırlığını hissettin mi? Evet, o sadece bir metal parçası değil; karanlığın yükünü taşır. Bloodline’ın gücü, sizin zannettiğiniz gibi dışardan gelen bir şey değil. Ama siz bu anlamı asla kavrayamayacaksınız. Şimdi Prince of Prestige Grand Wrestling’de bizden kemeri almak için bir şansınız olduğunu sanıyorsunuz. Ama bu sadece bir yanılsama, sizin gibi zayıf ruhlara gösterilen boş bir heves. O ringde karanlığın ne olduğunu göreceksiniz. Kanınızı, terinizi, ruhunuzu o ringe dökeceksiniz, ama kemeri asla alamayacaksınız. House of Black sizin kâbusunuz olacak, Jey. Bu kâbus sona erdiğinde, karanlığın ne kadar acımasız ve kaçınılmaz olduğunu anlayacaksınız.


Malakai, gözlerini kameraya diker ve bir an bekler; o bekleyiş, arenadaki tüm gerginliği hissedilir hale getirir. Derin bir nefes alır ve yavaşça, düşük ama derin bir sesle konuşmaya başlar. Sesi yankılanarak boşlukta kaybolurken, onun her kelimesi sanki kaçınılmaz bir hükmün ifadesi gibidir. Malakai başını hafifçe yana eğer, gözlerindeki kararlılık iyice belirginleşir. Kırmızı ışık, yüzünde keskin gölgeler yaratır ve çevresini saran sis, sözlerine daha da kasvetli bir hava katar. Bloodline’a son bir darbe vururcasına yavaş ve kısık bir sesle son sözünü söyler.


Malakai Black (yavaş ve kısık bir sesle):
"Jey… Bu kemeri almak, bu yüzüğü geri vermek senin elinde değil. Karanlık, yalnızca onu anlayabilenlere boyun eğer. Ve unutma… Bu hikaye senin için sadece bir maç, ama benim için bir mezar taşı. Yüzüğü çaldığında kendine bir lanet getirdin, şimdi bu laneti sona erdirecek olan tek kişi yine benim. Senin için ne Bloodline’ın, ne de sahte cesaretinin önemi olacak. O ringde bir yargıç, bir cellat ve bir mezar kazıcı olarak karşında olacağım. Prince of Prestige Grand Wrestling’de, o ring senin sonsuz karanlığa açılan kapın olacak… Ve seni o kapıdan içeri ben itecek, mezarına bir son dokunuşla mühür vuracağım. Senin için kaçış yok, Jey. Karanlık seni bekliyor."

Julia Hart’ın soğuk, ürpertici sözlerinin ardından arenada derin bir sessizlik oluşur. Kamera, Julia'nın ifadesindeki o karanlık ciddiyeti yavaşça geride bırakırken, sahnenin tamamını kaplayan gölgeler içinde yavaşça tüm ekibi kadraja alır. House of Black’in dört üyesi, sanki karanlığın kendisi tarafından bir araya getirilmiş bir avcı grubu gibi ağırbaşlı ve tehditkâr bir şekilde yan yana durmaktadır. Malakai Black, grubun önünde yer alırken, gözlerinde soğukkanlı bir hırs parlamaktadır. Yanında devasa yapısıyla Brody King, sessiz ama korkutucu bir duruş sergiler. Buddy Matthews, her an patlamaya hazır bir öfke ve intikam duygusuyla yüzünde kararlı bir ifade taşır. Julia Hart ise grubu tamamlayan o gizemli, sinsi bakışıyla, gözlerini arenanın derinliklerine dikmiş, Bloodline’a ve özellikle Jey’e mesajını sessizce iletir. Kamera yavaşça dördünü bir arada gösteren geniş açıya geçer. Arkalarında, sisler arasında dans eden kırmızı ve siyah ışıklar gölgeler yaratır; bu, onların House of Black olarak karanlığın gerçek temsilcileri olduğunu vurgular. Her biri sanki kendi rolünü bilen birer avcı gibi, gözlerinde intikam, yüzlerinde karanlık bir azimle arenaya meydan okumaktadır.


bUGXayWD_o.png
 
Anasayfa Üst Alt

Kolay Giriş Yapın: